29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 1997 PERŞEMBE HABERLER Aralannda Talabani'nin liderliğini yaptığı IKYB ve PKK'nin de bulunduğu dört Kürt örgütü IKDP'ye savaş açtı Kiirt örgiitleri Barzanfye karşı• Tokat'ın Reşadiye ilçesinde askeri bir araç mayına çarptı. Patlamada 4 er şehit oldu. Diyarbakır kırsalındaki operasyonlarda 35 terörist öldürüldü. • Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde de mühendisleri kaçıran PKK'lilerin yakalanması için operasyonlar sürüyor. Yurt Haberieri Servisi - Celal TaJabani liderliğindeki Irak Kür- distan Yurtseverler Birliği (IKYB), Kürdistan Sosyalist Par- tisi (IKSP), Irak Kürdistan Ko- mûnist Partisi (IKKP) ve PKK. Mesud Barzani liderliğindeki I- rak Kürdistan Demokratik Parti- si'ne (IKDP) karşı saldınya geç- ti. Çatışmalarda 13 IKYB peş- mergesı öldü. Tokat Reşadiye il- çesinde askeri bir aracın mayına çarpması sonucu 4 er şehit oldu. Diyarbakır kırsalındaki operas- yonlarda 35 terörist öldürüldü. Kaçırdıklan üç mühendisten bi- rini öldûren PKK'lilerin yakalan- ması için Giresun'un Şebinkara- hisar ilçesinde de operasyonlar sürüyor. Kuzey Irak'ta yayın yapan IKDP'nin Sesı Ra'dyosu, Celal Talabani liderliğindeki IKYB peşmergeleri ile Mesud Barzani liderliğindeki IKDP peşmergele- ri arasında çatışmalann Gelisosi ve Kasn bölgelerinde yoğunlaş- tığını kaydetti. Radyo. Celal Ta- labani'nin IKDP'ye karşı savaş »- lan ettiğini ve IKYB. PKK. IKSP ile IKKP'nin, birleşerek IKDP'nin denetimindeki bölge- lerde saldınya geçtiğini bildirdi. IKDP radyosu, çıkan çatışma- larda 13 IKYB peşmergesinin öl- dürüldüğünü, çok sayıda ağır si- lah ve mühimmatın ele geçinldi- ğini, saldınlann ise geri püskür- tüldüğünü kaydetti. IKDP Rad- yosu, Türkiye. ABD ve lngilte- re'nin rakip Kürt gruplannın sal- dınlanna tepki göstermesinı de istedi. Kuzey Irak'ta yayın yapan IKYB'nin Sesi Radyosu ise IKDP'nin denetimindeki birçok bölgenin IKYB peşmergeleri ta- rafindan ele geçirildiğini, savaşın ise devam edeceğini bıldirdı. Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Çilehane Karakolu'na er- zak götüren askeri bir araç önce- ki akşam Sazak Deli mevkiinde teröristlenn yola yerleştırdiği ma- yına çarptı. Patlamada astsubay üstçavuş Kini Çaytak (Ordu), Jandarma erler Serdar Eraydın (Balıkesir), SerhanGöksel(Muğ- la) ve Nurettin Sevim (Bamn) şe- hit oldular. Olayda ağır yaralanan er Orhan Çamuroğiu Tokat Dev- let Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Şehitlerin cenazeleri dün yapı- Şükrü Karatepe'den sonra, eski Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız da mahkûm oldu RP'li Yıldız'a 4 yıl 7 ay haras• DGM, "yasadışı örgüte yardım ve yataklık" ile "halkı. sınıf, din ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçundan yargılanan RP'li Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı suçlu buldu. Mahkeme, Selam gazetesi yazan Nurettin Şirin'i şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a üye olduğu gerekçesiyle 17 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm etti. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - An- kara 2 No'lu De\ let Güvenhk Mahkeme- si, RP'lı eskı Sincan Belediye Başkanı Be- kir Yıldız' ı "yasadışı örgüte yardım ve ya- taklık" ile -halkı. sınıf. din ve bölge fark- hhğı gözeterek kin ve düşmanhğa açıkça tahrik etmek" suçlanndan 4 yıl 7 av ağır hapis cezasına çarptırdı. "Kudüs Gece- s"ndeki konuşması nedeniyle yargılanan ve mahkûm olan Yıldız'ın, 3 yıl süreyle kamu hızmetlerinden yasaklanması da ka- rara bağlandı. Böylece, 10 Kasım ve Atatürk hakkın- da yaptığı konuşmalar nedeniyle mahkûm olan Kayseri Büyükşehir Belediye Başka- nı Şükrü Karatepe'nin ardından. ikinci bir RP'li belediye başkanı daha mahkûm oldu. Mahkeme. Selam gazetesi yazan Nu- rettin Şirin'i şeriatçı terör örgütü Hizbul- lah'a üye olduğu gerekçesiyle 17 yıl 6 ay hapis cezasına •mahkûm etti. Ankara 2 No'lu DGM'de göriilen davanın dünkü karar duruşmasına, tutuksuz sanıklar Be- kir Yıldız, Mükremüı Kılınç, H. Avni Ya- zıcıoğlu, Osman Özipek, Duran Özdemir, SelçukÖz, Mustafa Akbevaz, Burhan Po- lat Alim Çiçekli v e Nuri Niyazoğlu ile a\ u- katlan katılırken. tutuklu sanık Nurettin Şirin gelmedi. Duruşmada son sözleri so- rulan sanıldar, eskı savunmalannı tekrar- layarak beraatlerini istediler. RP, Şükrü Karatepe'den sonra Bekir Yıldız'ın da mahkûm olmasıyla sarsıldL Duruşmaya verilen uzun bir aradan rettin Şirin'in "yasadışı çete niteligindeki sonra karan açıklayan Ankara 2 No'lu DGM Başkanı Turgut Okyay, sanık Nu- Hizbullahörgütiinun üyesiolmak'' suçun- dan TürkCezaYasasfriın(TCY) 168-2ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) "cezaarünmuuöngören" 5. mad- desine göre 15 yıl ağır hapis cezasına çarptınldığını açıkladı. Mahkeme daha sonra, sanığa verilen cezayı TCY'nin 81/1. maddesi uyannca U6 oranında ar- tırarak 17 yıl 6 aya çıkardı. Şirin, "halla, sınıf, din ve bölge farkhhğı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek* suçundan ise beraat etti. Eski Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız ise Kudüs Gecesi'nde yaptığı ko- niLşmada, "silahh çeteleri övdüğü ve pro- pagandasını yaparak çetelere yardım etti- ği''' gerekçesiyle TCY'nin 169. maddesi ve TMY'nin 5. maddesi uyannca 4 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptınldı. Mahke- me, cezadan TCY'nin 59. maddesi uya- nnca 1 /6 oranında indirim yaparak sanık Yıldız'ı 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarp- tırdı. Sanık Bekir Yıldız'ın TCK'nin 31. maddesi uyannca 3 yıl süreyle kamu hız- metlerinden yasaklanmasına da karar ve- rildi. Yıldız. konuşmasında "halkı,din,mez- hep. sınıf ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiğj" gerekçesiyle de TCY'nin 312-2 ve 59. maddeleri uya- nnca aynca 10 ay hapis 716 bin 666 lira ağır para cezasına mahkûm edildi. Mah- keme aynca, Kudüs Gecesi'nin organi- zasyonunda yer alan sanıklar Mükremin Kılınç, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu. Osman Özipek ve Duran Özdemir'i, "süahfe çe- teye propagandasımvapnıaksaretiyle yar- dım ettüderi" 1 gerekçesiyle 3 yü 9"ar ay hapis cezasına çarptırdı. Ankara 2 No'lu DGM, davada yargı- lanan ve gecede bıroyun sergileyen sanık- lar Selçuk Öz, Alim Çiçekli, Burhan Po- lat, Mustafa Akbeyaz ve Nuri Niyazoğlu hakkında ise iddia edilen suçu işledikle- rine dair yeterli derecede kesin ve inandı- ncı nitelikte delil elde edilemediği gerek- çesiyle beraat karan verdi. Sivil toplum örgiitleri, koalisyonun insan hakları notunu verdi 'Hükümetin lOOgündeyüzü kara* OLCAYAYDİLEK ANKARA - 55. hükümetin, ın- san haklanna dayalı, demokratik, saydam ve özgürlükçü yönetime dönük tek bir girişimı olmadığını savunan insan haklan örgütleri yö- neticileri, hükümetin sınıfta kaldı- ğını söylediler. Türkiye İnsan Hak- lan Vakfı Başkanı Yavuz Önen. "thlalciler adeta teş>1k edüıyor" derken İnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal da ANASOL-D hükümetının ılk 100 gününde ülkenin insan hakla- n açısından gerilediğıni savundu. Yavuz Önen \e Akın Birdal. Cumhuriyet'e. hükümetin, insan haklan açısından ilk 100 gününü değerlendırdiler. İnsan hakJan ih- lallerine ılişkin savlann bugüne değın resmı ağızlardan sürekli "in- kârediktiğini" belirten Önen. Me- sut Yılmaz hükümetiyle bırlikte yadsıma anlayışının yerini. "kabul etme" anlayışına bıraktığını vur- guladı. Sosyo-ekonomık anlamda vaatlerle dolu 100 gün geçirildiği- ni vurgulayan Önen. somutbirtek adıma tanık olmadıklannı söyledi. İnsan haklan ihlallerini önleyecek "caydıncı nitelikte yapünmlarm" sözü bile edılmediğıne işaret eden Önen, kovuşturulmayan, soruştu- rulmayan ve cezalandınlmayan "Uüalcilerüı'' adeta teşvik edildi- ğini savundu. Manisa davası. Bergama olayı. cezaevlerindeki 5-6 kişilik hücre sıstemine geçiş, Metin Göktepe davası gibi pek çok sınav geçiren hükümetin "sınıfta kaldığuu" kay- deden Önen, hükümetin, siyasetçi- mafya-polis ilışkısini ortaya koyan Susurluk skandalını aydınlatma konusunda gerekli özeni göster- mediğini söyledi. Hükümetin ka- rarsız tutumu sonucu "çetelerin güçlü konumlannı sürdürdükkri- ne" dikkat çeken Önen. Olağanü- sü halin (OHAL) kaldınlmasının görüntüyü kurtarmak olduğu görü- şünü savundu. Birdal, ülkenin geçen 100 gûn- de insan haklan konusunda daha da gerilediğini söyledi. Gerek Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın, gerekse Jnsan Haklanndan Sorumlu Dev- let Bakanı Hikmet Sami Türk'ün insan haklan konusunda sınırsız vaatlerde bulunduğunu belirten Birdal, "Söz kolay, yapmakzor. Bu- gün insan haklan konusunda deği- şen bir durum yoktur. Ve hatta bu- hınduğumuz yerden daha da geri- ledik" dedi. tnsan haklan ihlalle- rini önlemenin iki etkin yolu oldu- ğunu vurgulayan Birdal, "Bunlar- dan biri hukukun gücü, diğeri de demokratik kamuoyunun gücü- dflr. Ne yazık ki bugün her ikisi de mevcut değfl" diye konuştu. Dev- let içinde örgütlenmiş "çeteterin". bugün hâlâ gücünü koruduğunu söyleyen Birdal, çeteler ortaya çı- kanlıp, yargılanmadan insan hak- lan ihlallerinin bitmeyeceğini kay- detti. RP Yıldız'ı savundu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - RP Grup Başkan\ekili Temel Karamollaoghı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe ve eski Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıküz hakkında verilen mahkûmiyet kararlannı eleştirirken, "Bir sucisjcndiğikanıstndadeğilinr dedi. Karamollaoğlu, bu mahkûmiyet kararlaruun RP ile ilgili kapatma davasını etkile- meyeceği görüşünü sa\ unarak "Bunlar partiyi doğrudan doğ- ruya ilgilendinnez'" diye konuş- tu. Temel Karamollaoğlu,parla- mentoda düzenlediği basın top- lanusında,bir soru üzerine Sin- can'da düzenlediği Kudüs Ge- cesi nedeniyle toplam 4 yıl 7 ay ceza alan Bekir Yıldız'ı savun- du. "Bekir Yıkbz'ın suç işlediği kanısında değilim" diyen Ka- ramollaoğlu, kararla ilgili ola- rak temyize'gidileceğini söyle- di. Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe ile ilgili mah- keme karannın da üzüntü veri- ci olduğunu belirten Karamol- laoğlu. şunlan söyledi: "Karatepe ik-ilgili oiaraksav- cıhkdaha öncesonışturmayap- mış ve takipstdik karan veril- mişti hatta beraat karan da var. Daha sonra alelacele başka bir mahkeme taranndan dava açrimış ve karar verilmiştir. Bu tster istemez bazı soru işareüe- ri doğmasına neden ohıyor. Bu iş burda bitmişdegü,temyizegi- diiecek. Ancak hukuk kurum- buının vıpranmaması gerekir. Ümit ediyonun ki hukuk yıra ahnaz." Karamollaoğlu, " B B mahkûmi>«tkamrlan RP üe•- gili kapatma davasını etkfler mi" sorusuna da. "Ümitediyo- rum ki etkilemez. Çiinkü bun- lar partimizi doğrudan doğra- ya ilgilendiren hususlardegU O nedenle mahkeme üzerinde et- kili oima\'acağuıa inanıyorum" yanıtını verdi. lan törenin ardından toprağa ve- rilmek üzere doğum yerlerine gönderildi. Siirt'in Eruh ilçesinde terörist- lerin yola yeTİeştirdiği mayına ba- san Gülsüm Kaya öldü, kızi Zeli- ha Kaya da ağır yaralandı. Diyar- bakır'ın Lice ve Kulp ilçelerinde sürdürülen operasyonlarda 35 te- rörist öldürüldü. Giresun'un Şebinkarahisar il- çesindeki Beronar Maden tşlet- mesi'ne saldırarak bir mühendisi öldüren, ikisini de kaçıran terö- ristlerin yakalanması için bölge- de operasyonlar sürüyor. Savcı Savas 'Yargı beni doğruluyor' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davada yapacağı sözlü açıklamalarla ilgili hazırlıklannı sürdürürken; partinin yasadışı eylemlerin odağı olduğuna ılişkin savmı gûçlendirecek unsurlar arasına, türban konusunda kendisıni destekleyen uluslararası yargı kararlannı da aldı. Savaş'ın Anayasa Mahkemesi'nde yapacağı sözlü açıklamalar sırasında, iddıanamede yer alan ve RP'nin üniversitelerdeki türban mücadelesine dikkat çeken savlannı güçlendirmek için Avnıpa İnsan Haklan Komisyonu ve ABD bölge mahkemesinin bazı kararlannı da örnek göstereceği öğrenildi. Savaş, Anayasa Mahkemesi'nde "Türbanın din özgürlüğüyle ilgisi yok, bu konuda uluslararası yargı da beni doğruluyor" mesajı verececek. Sonaşama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, RP'nin kapatılması istemiyle 21 mayısta Anayasa Mahkemesi'nde açtığı davada son aşamaya gelindi. RP'nin, Başsavcılığın esas hıkkındaki göriişüne karşı son savunmasını mahkemeye sunmasının ardından sözlü açıklamalar için Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Ozden'in tarih belirlemesı bekleniyor. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'nın belirleyeceği tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, sözlü açıklamalarla iddianamesine destek verecek. RP adına da genel başkan ya da görevlendireceği bir kişi sözlü savunma yapacak. Cumhuriyefin elde ettiği bilgilere göre Başsavcı Savaş, sözlü açıklamalannda Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'nun türban konusunda verdiği bazı kararlan da anlatacak. WFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Tekelci medyanın iki grubunun sol- culara yönelik olarak çıkardığı gaze- teler önümde duruyor. Birinin üst manşetini okuyorum: "Paşabahçe sofralan süslüyor. Bugün, 1 servis ta- bağı, 1 pasta tatlı tabağı. Yarın 1 ser- vis tabağı, 1 pasta tatlı tabağı. Iste- yene özel ambalajında ftnn kabı." Ya- nında ise başka bir promosyon yer alıyor: "Sihirli yumurtalar. Içlerinde sürpriz oyuncaklar saklı futbolcular, dinozortar, robot adamlar, kovboy- lar, uzayaraçları. Birleştirinyapın, si- hirli bir dünya yaratın." Diğer tekelin solculara seslenen yayın organına bakıyorum, üst man- şette neredeyse aynı tabaklar ve şu sözler göze çarpıyor: "Paşabah- çe'nin en şık, en zarif takımını arma- ğan ediyor(uz). Işte rüyalannızı süs- leyen Paşabahçe Marmara seri- si...Tam 12 kişilik 92 parça. Bugün pasta tabağı ve düz tabak. Haftalar- ca beklemeden, hemen sahip ola- caksınız." Sola seslenen iki gazetenin tabak Gazeteler Sofralan Süslüyor çanak yoluyla tiraj almaya çalışması- na bir türlü anlam veremiyorum. Renkli büyük bulvar gazetelerinin promosyon yapması bir yönüyle an- layışla karşılanabilir. Peki ya sola ses- lenen gazeteler? Üstelik de bu pro- mosyonlar, gazetelerin birinci sayfa- sının neredeyse yansını işgal ediyor. Birdönem promosyona ilişkin kanun bile çıkanldı. Hatta medya tekellerinin patronla- rı promosyonların gazetelerin mali durumunu alt üst ettiğinden yakına- rak bu konuda centilmenlik anlaşma- sı yapmayı bile önerdiler. Ne hikmetse, gazete satışlannda sorun çıkınca tekellerin bildiği tek şey var: Tabak çanak yoluyla tiraj almak. İki tekelin, solcu-liberal görünüşlü gazetelerinin, son dönemde büyük bir düşüş içine girmeleri, yine eski bildik tanıdık promosyonu gündeme getirdi. Tiraj da alıyorlar. Bir süre son- ra tiraj kısır döngüsü onlan yeni çık- mazların içine sokacak. O zaman şaşkınlık, yeni yanlışları beraberinde getirecek. Basının ve TV kanallarının onulmaz derdi promosyona teslim olmak. Hal- buki habere ve gazeteciliğe yatınm yapılsa bir çıkış yolu bulunabilir. Bu konuda centilmenlik anlaşması da gündeme getirilebilir. Basının ciddi bir çürüme içine girdiği, ülkemizdekı çürüme ve çöküşe bağlı olarak bası- nın da yoz bir kimliğe büründüğü bir gerçek. Herkes bu durumdan şikâyet ediyor. Buna rağmen kimse bu kıstr dön- güden nasıl kurtulabiliriz diye uzun vadeli bir arayış içine girmiyor. Çö- zümler hep günü kurtarmaya yöne- lik. Devletten kredi alıp, büyük pro- mosyon rekabetlerine girmek, sonra yeniden devletin kapısını çalıp yeni paralar istemek, büyük medyanın yıl- lardır yaptığı bu. Habercilik ve kalite- li muhabir yetiştirmek diye bir çaba yok. Genç, yetenekli çocuklar; kadro- suz, vahşi bir rekabet ortamı içinde, ucuz magazinler peşinde günlerini tüketiyorlar. Büyükleri, yöneticileri; onlara gerçeğin peşinde koşmak ye- rine, çanak çömlek gazetesinin mu- habiri olarak boş işler peşinde koş- mayı öğretiyorlar. Haber ahlakı, ha- berde kişi haklan, kötülük nereden gelirse gelsin cesur ve kişilikli bir tu- tumla olayların üzerine gitmek ne ya- zık ki gençlerimize öğretilmiyor. In- sana yatınm yapılmayan medyanın manzarası içler acısı. Çanak, çöm- leklere umut bağlamış gazete yöne- ticilerinin hallerini düşünüyorum. Üs- telik bunlann bir kısmı, geçmişin an- lı- şanlı solcuları. Bir araya geliyorlar, düşen tirajlara bakıyorlar ve sonra karar veriyoriar Haydi tabak çanak şenliğine. Gençler de bu çok yete- nekli ağabeylerine bakıp, gazetecili- ğin ne olduğunu bir kere daha öğren- miş oluyorlar. Hüzün verici, can sıkı- cı bir manzara. Böyle memlekete böyle medya mı desek, yoksa bunun değişmesi için çabalamaya devam mı etsek? Ne dersiniz sevgili gazete- ci arkadaşlanm? •*• Not: Bu akşam 'Aydınlık İçin Yurt- taş Girişimi', gazetecı Abdi Ipek- çi'nin öldürüldüğü yerde, "birdakika karanlık" için buluşuyor. Istanbul Teşvikiye'deki Abdi Ipekçi Cadde- si'nde, devlet içindeki çetelerin öl- dürdügü, Susurluk sonrası artık iyice belirginleşen Ipekçi için ışıklar söne- cek. Gazetelerin bugünkü haline ba- kıyorum ve Ipekçi'nin gazetecilik an- layışını düşünüyorum. Nerelerden nerelere geldik. Ipekçi'nin katilınin üzerine gidemeyen birTürkiye'de ya- şıyoruz ve gazetecilik yapıyoruz. Ne acı. Haydi ıpekçi Caddesin'e. Ecevit'in AB üyeliği turu 'Türkiye ev \ ödevlerini j ihmal etmişi HELSLNKİ (Cumhu- riyet)- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit Finlandi- ya Başbakanı Paavo Lip- ponen ile görüşmesinde Avnıpa Birliği (AB) üye- liği konusunda destek is- tedı. Ecevit. "Türld- ye'nin evvela kendi ev ödevlerini de ihmal ettiği beHi" sözleriyle önceki hükümetleri eleştirdi. Ecevit. ikili siyasi ilış- kilerin canlandınlması ve Türkiye'nın AB üye- liği için destek arayışına yönelik tskandınavya gezisinin ıkıncı ve son durağı olan Helsinki'de temaslanna Finlandıya Parlementosunu zıyaret ederek başladı. Ecevit. Finlandıya Başkanı Lip- ponen ile de parlamento- daki makamında bir ara- ya geldi. Lipponen'e Türkiye'dekı gelişmeleri aktaran Ecevit, AB üye- liği konusunda destek ıs- tedi. Ecevit. Türkıye'nın nüfus ve coğrafı büyük- lüğü ile ekonomik ve stratejik potansiyelinin, bazı Avrupa ülkeleriniıi kaygı duymasına yol açj Uğını belirterek, "TürkİT ye, 'AB'ye üye olayım' diye kendisini küçültef mez" dedi. Ecevit, bir Fin gazetecinin "Türi askeri gücü Kıbns'tan ne zaman çeldlecek" şeklin- dekı sorusu üzerine, Tür- kiye'nin 1974'te adaya garantörlük hakkına da- yanarak banş hârekâtı düzenlediğini söyledi. 23 yıldır adada banş ol- duğunu belirten Ecevit, " l luslararası bir çözüm ohnadığı sürece biam as- keri varhğımız gerekli- dir" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Ecevit, lsveç ve Finlant diya'daki Türk işçıleri- nin. "AB üyeliğmin üze^ rüıe fazla düşmeniz Av: rupa'da onurumuzla oy- nanmasına neden okJu" yönündekı şıkâyetlerinin anımsatılması üzerine' de, "Sadece onurumuzla; oynanmakla kalmadı, aynı zamanda gümrük birliğinde olduğu gibi çok aleyhimize sonuç ver- di" dedi. ' Cumhurbaskanı Demirel 'Diplomasinin I bittiği yerde j silahlı güç başlar'! ANKARA (Cumhuri- yetBürosu) -Cumhurbas- kanı Süleyman Demirel, diplomasinin bir sanat ve çok önemli bir meslek ol- duğunu belirterek "Dipto- masinin bittiği yerde silah- tagüçbaşlar" dedi. Diplo- masinin arkasında siyasi, ekonomik ve askeri güç- lerin etken olduğunu vur- gulayan Demirel."Dipto- masinin netice alabümesi, arkasındaki sivasi. ekono- mik, askeri gücüne bağlı- dır. Bunlan olmayanın yü- züne kimse bakmaz" diye konuştu. Cumhurbaskanı Demi- rel. Türk Tarih Kuru- mu'nda düzenlenen "Çağdaş Türk Diploma- sisi:200YılhkSüreç"ad- lı sempozyumun açılışın- da yaptığı konuşmada, geçmişini ve bugününü konuşmayanlann, gelece- ğe bereberce yürüyeme- ceğini vurguladı. u Geç- mişimizincahilr.iz'' diyen Demirel, tanhın ezberci bir anlayıştan çıkanlarak "düşünce" meselesi hali- ne getirilmesi gerektiğini kaydetti. Demirel, siyase- tin ve diplomisinin milli menfaatlan hedeflediğine dikkat cekti Milli menfa- atlan değerlendirme şek- linin her ülke ve devırde değişebileceğini vurgula- yan Demirel, "MflK men- faatlan sağlamak için gösr terilecek gajretlerin ba-; şında kuvvet kullanma gtr lir. Yani miDi menfaatlan, sağlamak ve korumakiçin kuvvetiniz yoksa, onlan konıyamazsmız" dedi. Ekonomik, siyasal ve askeri gücün milli menfa- atı sağlayan altın üçgea olduğu vurgulayan Demi- rel. "Diplomasi bir sanat ve çok onenüi bir meslekj dr. Diplomasi dediğinif yerde silahlı gücünüz ola^ cak, ama o gücünüzü kul- lanmadan netice alabflme sanatı işin içindedir" diye konuştu. Demirel, Türkiye ko-; şullannda diplomasinin, siyasetin ve silahlı gücün' görevinin başka ülkeler- den farklı olduğunu kay^ detti. Diplomasinin siya-, setten çok daha fazla ola-, naklara sahip olduğunu, kaydeden Demirel. "Eğer sabnnızı tüketmezseniz, hislere çabuk kapıhnazsai- nız veyanhş baskılar aHnF da kalmazsanız, mutlaka ülkenizin menfaatlannı korumada, diplomasi size birtakun olanaklar sergk levecektir. Buna inanmıi şımdır. Bu birpasifizmde^ ğildir" diye konuştu. •* ANAP'tan protesto Çiller DYP'nin kalesi ı Isparta'da ilgi görmediJ HÜLYAKARABAĞLI ISPARTA-DYP Genel Başkanı Çıller'in "DYP'- nin kalesi, Demirel'ın memleketi" Isparta'da dün katıldığı mıtingin gövde gösterisine dönüş- mesi için yakm il. ilçe ve Isparta'nın beldelennden takviye getinldi. Cum- hurbaskanı Demirel'ın genel başkanlığı döne- minde 50 bin kişinin top- landığı alanda Çiller, an- cak 15 bin dolayında bir kalabalığa seslendi. "Ba- ba" otobüsüyle havaala- nından miting alanına ge- len Çiller'in aracı gül su- yuyla yıkandı. Isparta'nın girişine ANAP il örgütü "Onba- şılar da şereflidir", "ls- parta senin kirlerini yıka- yamaz" pankartlan astı- lar. Cumhurbaskanı De- mirel'in büyük boy fo- toğrafinm yer aldığı bez afişin de sallandığı ANAP il örgütü önünde DYP'lilerle ANAP'lılar tartıştı. "Baba" otobüsûnüır üzerinden halka seslenen Çiller, Isparta'nın siyasi' yasaklann kaldınlmasın- da önemli bir rolü oldu1 ğunu vurgulayarak Cum* hurbaşkanı Demırel'e "O günden 10 yıl sonra' bu me> danda yaz aylarm- da bir hançer daha sap- landı laratuı böğrüne, bP ze saplandL Bu defa sus-; tuk, acımta içimize attık.» bütün Türkiye hissetti" 1 ; diye sıtem etti. Çiller, hüî kümeti "miUi irade hır^ sızlan" diye niteleyerek' kalabalığa "Milletin üs? tünde güç tanıyor musu-' nuz? Soruyorum" diye seslendi. DYP lideri, kendisiyle ilgili iddialara da aynntı-, ya girmeden yanıt verdi. Yüce Divan korkusunu. da vurgulayan Çiller, "Parmak hesabıyla ak-, landmdiyenlerşündi par- mak hesabıyla suçlama^} ya kalkıyoıiar. Tehditle şantaj yapıyoriar" < •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear