11 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12EKİM1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ecevit, Jsveç ve Rnlandiya yolcusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, 13-16 Ekimgünleri arasında Isveç ve Finlandiya'ya gıdecek. Isveç Başbakanı Gorgn Persson ile bir araya gelecek olan Ecevıt, Dış Politika Enstitüsü'nûn düzenlediği "Yeni Dünyada Türkiye" konulu konferansa katılacak. tsveç'in ardından Finlandiya'ya geçecek olan Ecevit, burada da Finlandiya Başbakanı Paavo Lıpponen ve Meclis Başkanı ile görüşecek. MEB'de atama usulsüdüğü • ANKARA (UBA) - Milli Eğitim Bakanlığı'nda bazı memurlann, ögretmen atamalannda, ögretmen adaylannın normal olarak gerçekleşecek atama taleplenni kendilerinın sonuçlandırdığı izlenimini yaratarak haksız kazanç sağladıklan ortaya çıktı. Bakanlıktan üst düzey bir yetkili, bakanhktakı bu gibı atama skandallannın çoğunun arkasında şef, memur gibi alt düzey personelin bulunduğunu belırterek yapılan sonışturmalar sonucunda. bakanlıkta görevli bir polis memurunun da bu yolla kazanç sağladığının ortaya çıkanldığını söyledi. RFden iptal istemi • ANKARA (UBA) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 8 Yıllık Kesintisiz Zorunlu Temel Eğitim Yasası'nı iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesı'ne başvurma karan aldı. RP'liler, iptal başvurusunu 15 veya 16 Ekjm tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne yapmaya hazırlanıyorlar. Çier demokrasi panelinde • İstanbul Haber Servisi - DYP Istanbul Örgütü tarafından dün Dedeman Otel 'de gazetecı yazar Mete Akyol, Gülay Göktürk, Yalçın Özer ve Bekir Yıldız'ın katilımıyla düzenlenen "Dokunulmazlık, Yolsuzluk ve Demokrasi" panelinde konuşan DYP Genel i Başkanı Tansu Çiller, dokunulmazlıklann gündeme getinldiğini anımsatarak "Bu milli iradenin DGM savcılanna paspas yapılması anlamına gelir" dedı. Çiller, siyasetçinin şeref kürsüsü ile darağacı arasındaki hassas noktada bulunduğunu ifade etti. Birinci köppü bugün kapalı • İstanbul Haber Servisi - Bugün koşulacak Uluslararası Avrasya Maratonu nedeniyle Birinci istanbul Boğaziçi Köprüsü ve köpriiye bağlantılı yollar, sabahın erken saatlerinden itibaren trafiğe kapatılacak. Yetkilıler, sürücülerin saat 14.30'a kadar ikinci köprüyü kullanmalan gerektiğini belirtti. Tecavüz insanlık suçudur' • ANKARA (AA) - Emekçi Kadınlar Birliği (EKB) üyeleri, terörle mücadele şubesinde gözaltına alındığı 14 gün boyunca 2 kez tecavüze uğradığı öne sürülen Özgür Atılım gazetesi muhabiri Asiye Güzel Zeybek'le dayanışmak amacıyla Galatasaray Postanesi'nden kendi elleriyle yaptıklan kartlan yolladı. EKB adına yapılan açıklamada. özellikle son dönemde, terörle mücadele şubesinde kadınlara cınsel taciz ve tecavüz uygulandığı belirtilerek tecavüzün insanlık suçu olduğu vurgulandı. Gaspçı polis, eski soyguncu çıktı • İstanbul Haber Servisi - Toprakbank Altunizade Şubesi'ni 3 kişiyle birlikte soyarak 3.5 milyar lira ve bir miktar dövizle kaçarken yakalanan polis memuru Metın Atış'ın, daha önce de Zeytinburnu'nda bir kuyumcu soyduğu ortaya çıkt. Uzmanlar yolsuzlukların önlenmesi için hukuk, medya, kamuoyu baskısını şart koşuyor Çöziim bağunsız yar. BARIŞ DOSTER DEVRÎMSEVtMAY Yolsuzlukla mücadele alanında uluslararası plat- formda ünlü uzmanlar yol- suzluğun aşılabilmesi için "yargı bağunsızhğı, kamu- oyu baskısı ve medyanın gü- venirliği''nin şart olduğunu belirttiler. Türkiye, Amen- ka, ttalya, Almanya ve In- giltere'nin ortaklaşa dü- zenledikleri "yolsuzlukla savaşım stratcjileri ulusla- rarası sempozyumu" için Istanbul'da bulunan Berlin Saygm: RP'liler samimiyetsiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Işı- laySaygın, aile içi şiddetin önlenmesıne ilişkin yasa tasansını komisyondan çe- ken RP'li üyelerin "gerek- siz bir ortamda samimiyet- siz davrandıklarau" söyle- di. Kadın Dernekleri Fede- rasyonu'nun toplantısında konuşan Saygın, 2000 yılı- na kadar Türkiye'de oku- ma- yazma bilmeyen kadın kalmaması için çalışmala- nnı sürdürdüklerini kay- detti. Kadınlann ilgı duy- malanna karşın küçük yaş- ta evlenmeleri ve benzer nedenlerle okuma-yazma öğrenme şansmı yakalaya- madıklanna dikkat çeken Saygın, şöyle devam etti: "Bu kadınlar bulunduk- lan yerlerde Halk Eğitim Merkezleri olmasına kar- şın gitmiyoriar. Ancak gö- nüllü kuruluşlar tek tek ka- duılara gidip böyle böyle bir imkân var deyince gidi- yorlar. Bu nedenJe gönüllü kuruluşlara çok iş düşüyor. Ancak kanşık. bozguncu demekler de olduğu için herkes herkese kapısını aç- mıyor." • Berlin Yolsuzlukla Savaşım Çalışma Grubu Başkanı Yargıç Cornel Christoffel ve ünlü Watergate skandalmı araştıran kongrenin eski üyesi Elliot Levitas yolsuzlukla mücadeleyle ilgili olarak Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladılar. k.^^ y.m Çalış- ma Grubu Başkanı Yargıç Cornel Christoffel ve ünlü VVatergate skandalmı araş- tıran kongrenin eski üyesi Elliot Levitas yolsuzlukla mücadeleyle ilgili çeşitli sorulanmızı yanıtladılar. Aynı zamanda Berlin Eyaleti Asliye Mahkemesi Başkanı olan Cornel Chris- toffel yolsuzluklara karşı, içinde uzmanlar, dedektif- ler, mali denetimcilerin de bulunduğu özel birimlerin kurulması gerektiğini söy- ledi. Berlin eyaletinde 1980'li yıllann sonrasında, 1995 yılında Berlin Sena- tosu'na bağlı bir çalışma grubu oluşturduklannı kaydetti. Yolsuzluğa kanşan kişi- lerin "sessizlik kartelir 'ni kırmadıklan sürece suçun ortaya çıkanlmasının mümkün olmadığını söyle- yen Christoffel, tüm yol- suzluk skandallannın an- cak "muhbirler" sayesinde anlaşılabildiğini vurguladı. Christoffel aslında kimse- nin muhbir durumuna düş- mek istemediğini hele de tanıkolduklan birolayı po- lise ya da savcıya iletmek- ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART FBMM başkan adayları destek arıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-TBMM Baş- kanlığı seçimı için aday- lar destek arayışlanna hız verdiler. ANAP'lı Musta- fa Kalemii milletvekilleri- ne bırer mektup göndere- rek başkanlık yaptığı dö- nemde verdikleri desteği devam ettirmelerini istedi. ANAP"lı adaylann, Baş- bakan Mesut Ydmaz'a "üçüncü tura en fazla oy alan tek adayın katılacağı" yönünde söz verdikleri belirtildi. Üçüncü turda yanşıri ANAP'tan Mustafa Ka- lemli, CHP'den Hikmet Çetin ve RP'den Aydın Menderes arasında yasan- ması beklenıyor. TBMM Başkanhğı için adaylık başvurusunda bu- lunan ANAP'tan Mustafa Kalemii, Hayrettin L'zun, Ekrem Pakdemirli ve Kâmran İnan, RP'den Ay- dın Menderes, CHP'den Hikmet Çetin, DYP'den ise Ayvaz Gökdemir 14 Ekim Salı günü yapılacak olan birinci ve ikinci tur oylamalar öncesinde mil- letvekillerinden destek is- tediler. Kalemlı, gönder- diği mektupta "Ük iki yrt- da sizin katkılannızla gö- rev yaptun. Yeni dönemde de başkanlığa talibirrT di- yerek mılletvekillennden destek istedi. Diğer aday- lar da milletvekilleriyle göriişmeler yaparak des- tek isteminde bulundular. tlk ikitur oylamanın so- nucunda adaylar ve parti- ler arasındaki kulisler hız kazanacak. 16 Ekim Per- şembe günü yapılacak olan üçüncü tur oylama- dan önce ANAP'ın 4 olan aday sayısının bire inmesi bekJeniyor. Başbakan Me- sut Yılmaz'la görüşen adaylann ilk iki tur oyla- mada en fazla oy alan ada- yın üçüncü turda yanşa devam edeceği yolunda söz verdikleri belirtilir- ken; bu gerçekleşse dahi ANAP'ta bölünmenin ka- çınılmaz olduğu öne sü- rüldü. ten çekindiklerini ifade ederek oluşrurulacak çalış- ma grubunun bağımsız ol- ması gerektiğini kaydetti. Yolsuzlukla mücadelede en etkıli yöntemin ise "kont- roller" olduğunu belirten Christoffel "Dışanya bilgi- nin hiç sızmadığı böylesi or- ganize suçlarda kişi yolsuz- luk yapmaktan ancak sıkı kontrol altında rutulursa vazgeçebilir. Nitekim bu yöntemi biz Berlin'de uygu- lamaya çalışıyoruz ve son yıllarda Berlin'de çok önemli bir skandalla karşı- laşılmadığını söyleyebili- rim" dedi. ABD'nin Georgıa eyale- tinin eski kongre üyesi olan ve ünlü VVatergate yolsuz- luğunu araştıran komis- yonda yer alan Elliot Levi- tas kamuoyu baskısının önemli bir güç olduğuna dikkat çekti Levitas, ABD'de başkanın bile yar- gılanabildığini anımsata- rak. demokratik geleneği güçlü ülkelerde yolsuzluk- lann daha kolay çözüldü- ğünü vurguladı. ABD"de Kongre üyelerinin, komis- yon başkanlannın suç işle- dikleri zaman sıradan yurt- taşlar gibi yargı önüne çık- tıklanm ve konumlannın bunu önlemediğini belirten Levitas, Watergate yolsuz- luğunun üzerine, halkın gösterdıği tepki karşısında daha kolay gidildiğini sa- vundu. Levitas, "Kongreve yargi bu olayda işbiriiği yapo. Adalet sistemi ve ya- salann olması suç işlenme- veceği anlamına gelmez. Bu > asalar i> i insan olmayı teş- \ ik ederier ve kökleri kutsal kitaplara dek gider. Cina- >et. hırsızlık hep yasaknra- ma sonuçta bunlarolur. Ya- salar bunlan azalür ve da- ha iyi>c gidişi sağlar" diye konuştu. Anayasal gelene- ği ve demokrasisi çok eski- lere dayanan ABD'de de sürekli olarak yolsuzlukla- ra karşı yeni arayışlann ol- duğunu belirten Levitas şöyle konuştu: "Kanunçı- karmakla bu iş çözülmez. Herkes işin üzerine ghmeiL Yolsuzlukların üzerine gh- menin yönetilen sistemle bir flgisi de yok. Başkankk sistemi ya da parlamenter sistemden çok, yargmın iyi işlemesL srvil toplum baskı- sı ve sisteme güven önemli. Kaldı ki bir toplum için iyi olan, öleki için de i>i olacak diye bir şey >ok. Bizde par- lamenter sistem işlemez." Kıvılcıııılı aıııldı Türkiye sosyabst hareketinin öncülerinden Dr. Hikmet Krvılcımlı ölümünün 26. yıldönümünde Topkapı'daki mezan basında düzenlenen törenlerle anıldL Kıvılcımlı nın mezan basındaki ilk töreni, sabah saatlerindc, Direniş gazetesi düzenledi Yaklasık 50 kişinin kaüldığı törende gazete adına yapılan açıklamada, KiVTİcımh'run devrimin büimsel araştırmacısı olduğu belirtildi. Grup Yankı'mn "Direniş marşını" seslendirmesinin ardından "Krvılcım parnyor, alev alıyor. direniş süriiyor, parti yüriiyor", "Krvücımlı öncümüz, yaşaüyor gücümûz" sloganlan atan grup daha sonra olaysız dağüdL Öğleden sonra KiMİcımlı'nın mezan başında toplanan ve "Krvilcımh mücadelemizde j"aşrv'or" pankarü açan ÖDPTiler de II Başkanı Mehmet Atay'm Kıvılcunh'yla ilgili anılannı dinledikten sonra sessizce dağüdL DevTİmci Mücadele dergisi okurlan da Kıvdcımlı'nın mezannı ziyaret etti. (Fotoğraf: BERTAN AĞÂNOĞLU) IRMIKI AYDIN ENGİN Gazete yazısı dediğin yazılır, okurasunulur. Kimi beğenir, ki- mi beğenmez. Katılan katılır, katılmayan önemsediyse faks yollar, telefon eder; neye, ne- den katılmadığını belirtir. Hiç beğenmeyen söver, pek beğe- nen över. Gazetecinin yaşamı da böyle sürer gider. Yani yayımlanan yazı üstü- ne yazı yazmak meslekte pek iyi karşılanmaz. Bugün biradım ötesine gidiliyor, yayımlanma- yan, gün ışığı görmeyen bir Tır- mık üstüne bir Tırmık yazılıyor. Dün yayımlanması gereken yazı bitti; gazetenin ana bilgisa- yanna girip teknik servislerde- ki yolculuğuna çıkmadan önce Cumhuriyet'in "hukuk ulema- s;"nın denetimine sunuldu. Fetva olumsuz geldi. "Ya Te- röıie Mücadele Yasası'ndan yersin abi.ya Türk Ceza Yasa- sı'nın 159. maddesini ihlalden" dediler. Tırmık'\ gazete yönetimine göstermeye, Yazıişleri'ne ak- Yazılamayan Bir Yazı Ustüne tarmaya, ana bilgisayara ilet- meye gerek kalmadan emektar bilgisayann elektronik çöp se- petine yolladık. Bu ilk değil. Biraz abartsam "Gün ışığı gören sakıncasızya- zılar kadar çok, çöp sepetini boylayan sakıncalı yazı yaz- dım" diyebilirim. Yani alışılmadık iş değil. Peki bu sıkıntı, bu haksızlığa uöramışlık duygusu, bu sessiz "Itiraz ediyorum" çıglığı ne? • • • Anımsayacaksınız, iki gün önce gazeteler Başbakan Me- sut Yılmaz'ın ağzından ordu- nun Susurluk'un çözülmesini istediği haberini verdiler. Ge- nelkurmay Başkanı Karada- yi'nın "sonuna kadar gidilme- s/"nden yana olduğunu duyur- dular. Konu Susurluk, söyleyen Genelkurmay Başkanı olunca haber tabii önemliydi ve doğru bir değerlendirmeyle manşet- lerde yer aldı. Başından beri Susurluk'u ciddiye almış, yazdığı üç yazı- dan ikisini Susurluk'a ayırıp okuyucunun sabrının sınırlannı zorlamış Tırmık yazan, bilgisa- yar tuşlannda bir sorunun ya- nıtını aradı: Susurluk'u çözmek ne de- mektir? Acaba Karadayı'nın "Susur- luk'u çözmek"ten anladığı ile Susurluk'u gerçekten çözmek arasında bir fark var mıdır? Sorunun yanıtı yerine art ar- da fışkıran sorular sıralandı: Kamyonun çarptığı Merce- des'te bir polis şefi, bir millet- vekili - aşiret reisi - korucuba- şı, bir de kanlı cankırımlarına kanlı imzalar atmış bir siyasi katil vardı. Yani köşeleri "polis - politika- cı - faşist"ten oluşan bir üçgen. Bunlann ilişkilerinin, bağlantı- lannın çözülmesi gerekiyor. Pe- ki bu gerçekten üçgen mi? Ör- neğin "dörtgen" olamaz mı? Olabiliyorsa "dördüncü" köşe- de ne var? Hatta sakın "beş- gen" olmasın? O zaman beşin- ci köşedeki gücün de adı kon- malı değil mi?.. Zor sorulardı. Yanıtlanması için bilgiye, belgeye gereksinim duyulan; bilgi ve belge bulun- sa bile yazılması zor, "nazik" sorulardı. Üstelikyazdıkça, sorular so- rulan doğurdu? Örneğin "Susurluk'u gerçek- ten çözmek" isteyenlerin MlT'in, Özel Harp Dairesi'nin, adı var kendi yok (ya da tam tersi) JlTEM'in Susurluk düğü- mündeki yerlerini, işlevlerini, paylarını deşmemeleri müm- kün mü? Örneğin uyuşturucu rantın- dan, savaş vurgunlarından, bunlann paylaşımından söz et- meksizin Susuriukia "sonuna kadar gitmek" mümkün mü? Bu ve benzeri sorular sırala- narak; olası yanıtlar üstüne ki- mi yargılar, bilgilersergilenerek ve sözcükler cımbızla ayıkla- narak bir Tırmık yazıldı. Sonra Cumhuriyet'in hukukçulanna sunuldu. Fetva hiç tartışılma- yacak bir açıklıkta olumsuz geldi ve o Tırmık bilgisayann elektronik mezariığına gömül- dü. Susurluk'u bırakıp Avrupa Parlamentosu Bütçe Komisyo- nu'nun "Türkiye'nin demokra- tik ilkelere uymadığı" gerekçe- siyle gümrük birliği çerçevesin- de verilmesi öngörülen 63 mil- yon dolan dondurma karan üs- tüne bir yaz; tasarlandı. Ama artık çok geç olmuştu; gazete baskıya hazırianıyordu... O yüzden dün Tırmık yayım- lanmadı. POLİTtKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Aşk, Politika, İsyan... Mavi bir çiçeğin türküsünü söylemek mi geçiyor içinizden, yoksa terk edilmiş beyaz bir sevdanın ka- çışının resmini çizmek mi bilmiyorum... Gece kendi lacivert yalnızlığında büyüyor, gece sadeliğin, inceliğin onurunu dokuyor... 'Che Şarkılan'm dinliyorum... O, 9 Ekim 1967'de Bolivya'da katledildi... Yeni Dünya Müzik ve Yayıncılıkyönetmeni Meh- met Emin Sert gönderdi 'Che Şarkılan'ru bir ak- şamüstü... Mehmet Emin, Ataol Behramoğlu ve ben otu- ruyorduk. Mehmet Emin "Türkiye'de Küba Dostla- n"n\n kuruculanndandı. Ernesto CheGuevara'nın anısına CD-Rom yayımlamıştı... Işte o gece ben hüznün derinliğinde bir düş de- nizine doğru gidiyordum. Aşk, politika ve isyancılık... Bu bir Che fotoğrafıydı... Bir tuhaf tutkunun içindeydim. Zamansız seviş- meterin tedirginliği bir kuşağın ölümü gibiydi... Balkondan gökyüzüne baktım, boğazdan geçen gemilere... Kısasiyah saçlı, kahverengi gözlü birkadının ço- cuksu bakışlanndan, Kızılay'dan, Taksim'den geç- tim, bir sabah KonakAlanı'ndasaat kulesinın önün- dedurdum... Işkenceler, yargısız infazlar bitmemiş; yüreklerde sevgi çiçekleri çoğalmamıştı... Aşklar eskisinden farklıydı, kadınlar alışılmadık değerier peşinde koşuyordu... Yıldızlara göz kırptım bir süre, sonra onlarla ko- nuştum sevda üzerine... Belki o anda "Voltada Bir Türkü" diyordu Metin Demirtaş, yüreği banşa ve sevgiye yönelerek.... "Günün dolarbirgün, sen de I Ozgüriüğü birge- lin gibi takıp koluna I Çıkarsın I Başlaryeni mace- ran güneşte I Başlar ışsızlik /Oen büyük hapisha- ne." ••• Onun içindeki fırtına bulutu gökyüzünü kuşatıyor yTtirilmiş aşklaria birlikte... Bir kadın, erkeğe "Soru sorma" diyor, gecenin içinde. O kadın koltukta bir şeyler mırıldanıyor ken- di kendine... Ben Che şarkılannı dinliyorum, Erdal Öz'ün 'Ka- nayan' adlı kitabını okuyorum yıllar sonra... Ernesto... Dikildiler başına. Çoktular. Oldukça şıktılar. Onlar sordu, Ernesto sustu. Onlar sordu, Ernesto güldü. Acımasızca vurdular. Kanıyla güldü Ernesto. Sonunda durdular. Kısa bir tartışmadan sonra ertesi gün sabaha karşı öldürülmesi kararlaştınldı Emesto'nun. Ernesto yerde, soğuk bir taşın üzerinde yatıyor- du... Kapı yavaşça aralandı. Biri eline tutuşturulan ge- rekli bir öldürme aygıtıyla içeri süzüldü. Orta yerde durdu. Sallanıyordu. Kafayı adamakıllı çektiği bel- liydi. Kararsız gibiydi. Dikeliyordu: "Korkma, bastetiğe!.." Odaya girenlerden ikincisinin omuzlarında san yaldızlı süsler vardı. O da yaklaştı Emesto'ya kork- madan, dokuz milimetrelik Amerikan yapısı taban- casını doğrulttu Ernesto'nun göğsüne, ateşledi; ta- bancadan çıkan kurşun Ernesto'nun yüreğini delip geçti, sıkıştı kaldı biryerlerinde... Adamlar işlerini brtirince, geldikleri gibi sessizce, ayaklannın ucuna basarak çıkıp gittiler odadan... • • • Mavi bir çiçeğin türküsünü söylüyorum geceye karşı, üstelik kaçan bir sevdanın ayak ızlerine ba- karak... Che Şarkıları bittı ve ben yıldızlarla konuşuyo- rum... Ataol'un dizelerini yüksek sesle okuyorum: "Ah akşam oluyor Sevgilim, aşkım benim Iniyor dağlara örtüsü gecenin Bir çocuk durmadan Büyük nehiheri özlüyor Kaybolmuş sevinçleri özlüyor Bu yürek durmadan Geçiyor dağlardan Gölgesi çetelerin" Odanın içinde dolaşıyorum... Che Şarkılan'nda Carlos Puebla, Venezüellalı Soledad Bravo, Yunanlı Maria Farandouri'nin se- si yankılanıyor o anda... Odalar ve sofralar kuşatmış beni; sandalyeler, masalar, tabaklar... Gökyüzü kuşatmış beni, içim daralıyor... Gelenekler, korkular, kuşkular kuşatmış beni; ro- tatifler, silahlar, yasalar... Nurhak Dağlan'nda öldürülen Sinan'ın. Kadir'ın fotoğrafları düşüyor önüme; Deniz'in, Yusuf'un Hüseyin in gölgeleri kanşıyor geceye; Mahir'in Saffet'in ve diğerlerinin gözleri bir kez daha büyü- yor şarkılarda. Kavganın ve özgürlüğün türküsünü söylemek is- tiyorum; aşkın, terk edilişın ve ölümün; sevgilı bir yüreğin türküsünü söylemek istiyorum.... Ama sesimi duyan olur mu bilmiyorum!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(« raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 «ÇAGDAŞ YAYINLARI Hikmet Çetinkaya ŞERİAT PAZARI Fiyatı:500.000TL Cumhuriyeî t<Map Kulübü Çağ Pazartama AŞ. Y»ebatan Cad. Safiamsağöt Sok. No:9,'B Cağafoğio-isîanbui Tei:514 01 95/96 Posta çeki no:666^2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear