13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EKİM 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 TURKIYE Istahbul Edime Y 24 Sinop PB 20 Adana 28 20 Samsun PB 22 Kocaeli Y 21 Trabzon PB 22 Çanakkale Y 20 Giresun PB 23 Izmır 25 Ankara PB 21 Manisa Y 26 Eskışehır PB 21 Aydın Y 28 Konya PB 20 Denizli 24 Sıvas PB 22 Zonguldak Y 22 Antalya Y 26 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y PB PB PB PB PB PB 26 28 27 25 28 23 19 PB 20 Yurdun batı kesim- leri çok bulutlu, Mar- mara, Ege, Akdenız ile Batı Karadeniz kı- Helsınki yılarıyağmuryeryer S t o c k h o | m sağanak yagışlı dı- ğer yerler az bulutlu L o n a r a geçecek. Hava sı- caklığı özellikle yur- Bruksel dun batı kesimlerin- " de olmak üzere aza- Bonn lacak. Münıh Y 15 Milano Y 26 Tahran ASYİT Moskova 13 Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre A PB A PB A PB Y 24 19 23 20 25 24 32 Şam PB 26 f^İ, Parçaiı bulutlu Bulutlu t Çok bulutlu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada sız. Onca insan arasında el-kol hareketleriyle, ol- dukça laubali bir biçimde Cumhurbaşkanı ile ko- nuşan bir başka kişi yok zaten. Has'ın eğitime harcadığı para mı, yoksa arka- daşlığın verdiği cesaret mi bu türden davranışları yapmaya olanak hazırlıyor? Has'ın tek sorunu; olimpiyatlarda 10 altın madal- ya alan şampiyon bir atlet gibi tarıhe geçmek! Du- aıp durup ekranlara çıkıyor. Evinde "seçilmiş med- ya"y\, politikacılan agırlıyor. Sıksık, "enbüyükha- yırsever benim, bırinciliği kimseye kaptırmam " di- yor. Buyur, ol! Ol ama, işte Koç'tan, Sabancı'dan başka zengin adı bilmeyen halkımızın karşısına bir başkası çıkıyor, soyadı Cıngıllıoğlu. O da Kayseri- li. Doğduğu ile trilyonluk eğitim tesisleri, üniversi- teter bağışlıyor ve Has'ı hayırseveriikte geçiyor. Türkiye'de hayırseverlik bile ekranlarda yanş ha- linde. Kayseri'deki zengin manzaralar eğitim alanında geri kalmışlığı aşmaya çalışan Türkiye hesabına el- bette sevindirici, umut verici. Ya, ülke eğitimine kendi çaplannda maddi ola- naklanyla katkıda bulunmak isteyen sade vatan- daşlanmız. Onların yaşadığı olaylar ve kalplerine hapsettik- leri duygularla 60 milyonluk Türkiye ve trilyonluk hayırseverierle övünen Çankaya'dan başbakanlı- ğa uzanan çizgideki devlet yönetimi ilgilenir mi acaba? Içinizi bozmayınız: llgilenirier, ilgilenirler! Bitmeyen sorunlar Öyleyse Devrek'ten gelen Mehmet Öztaş im- zalı mektuptan birkaç paragrafı birlikte okuyalım: "Bizi büyüten, okutan, baba sevgisini bize arat- mayan, her türtü fedakâriığı gösteren bir ağabe- yım vardı. Ismi Yaşar Öztaş. İTÜ Orman Fakülte- si mezunu. 12.10.1993 tarihinde Erzurum Orman Bölge Müdür Muavini iken görev başında PKK tarafın- dan yolu kesilerek katledildi. Ağabeyimin özelliği- ni belirteyim: Banka cüzdanı olmayan çok az kal- mış dinozoriardan biriydi. Ağabeyimin yapmış olduğu çalışmalann başın- da, orman köylüsünü kooperatifleştirmek, bölge halkına devletin tüm olanaklanyla yardım etmek, böylece PKK'nin maddi dayanaklanndan biriniyok etmek geliyordu. O devletin hiçbirzaman aleyhinde çalışmamış, namusuyla yaşamışb." İşte insanımız. Şimdi insanımızın kardeşinin ba- şına gelenleri dinleyiniz: "Devrek'te birokuJa adını verebilmek için biryıl- dır-uğraşıyonjz. Sonunda Devrek'te çokprogram-* lı liseye adı verilme aşamasına gelindi. Ben de 1997 Haziran ayında okula 1 milyar nakit yardım- da bulundum. Tüm işlemler tamamlandı, ama so- nuç askıda kaldı. Valilikten aldığımız cevap, bizim Devrekli olmayışımızdı. Devrek'in yabancısı olma- mız, burada bir okula adımızın verilmesine engel teşkil ediyordu. Oysa, şehit olan ağabeyimizin eşi doğma büyüme Devrekli olup, iki çocuğuyla bu- rada yaşıyor." Soyadının Cıngıllıoğlu ya da Has olmaması, tril- yon ya da milyarlar bağışlamaması galiba Mehmet Öztaş'ın tek kusuru ya da eksiği. Türkiyemizde kim bilir kaç yörede Mehmet Öz- taş olaytan yaşanıyor. Eğitimde ya da başka alan- larda. Ama yaşanıyor. Örnekler 0 kadar çok ki. RP Genel Başkan Yar- dımcısı Ahmet Tekdal'a göre, 15 yaşındaki bir er- kek öğrencinin ikınci sınıf kız öğrenciye "tacizde bulunmastnın" nedenini biliyor musunuz: "Sekiz yıl kesintisiz eğitim!" Bu gerekçeyi açıkça söylemekten çekinmeyen Tekdal'a, Atatürkçü diye bilinen iki öğretmenin bı- çakla katledilmelerini sorarsanız, "adizabıta vaka- sı" deyip geçeceğe benzıyor. Gerçeklerin sonu gelmiyor. Ecevit, geçen hükü- met döneminde Güneydoğu'da 2076 okulun ka- palı olduğunu, bölgede 7750 öğretmene gereksi- nildiğini, bueksiklikleryüzünden 117binçocuğun öğrenim göremediğini açıklıyor. Biz hâlâ AB'ye girişimizi Kohl'ün engellediğini söyieyip duruyoruz. Oysa ikna turlan için Strasbo- urg'a giderı Başbakan'a yabancı devlet adamlan- nın üyelik için sıraladıkları engellerin başında Gü- neydoğu sorunu geliyor. Güneydogu sorunu deyince sadece siyasal çö- züm değil dbette. Sosyal yaşam ve eğitim... Çözümün anahtarları değil mi? Yağmurlu sKaflı >Sulukar h Gök güruitülu Boşkale'de kamkolaPKK • Baştarafi 1. Sayfada ler alındı. Rırekâta katılan birliklerden Dir bölümü te- rörist sızmalinna karşı ge- n çckilerek Tûrkiye-Irak ve îrran smırannda konuş- landmldı. Karakolasaktın fCuzey Ira'taki operas- yonJarda 764- kayıp veren PKK'liler, yjrtiçinde vur- kaç eylemleinebaşladı. Van'ın Eaşkale ilçesi Akçalı Jancırma Karako- lu'nmn pusunevzılerine de öncckı gecesaat 02.20 sı- ralannda PKK'likrtarafin- dan ağır silıhlarla saldın düzcnlendi. S^ldın srasında 2 uz- man çavuş \e 5 er şehit ol- du, 2 güvenJıgörevliside yaraandı. Takviye iüçlerinin de müciahalesi.le bölgede çı- kan çatışmada l'i kadııı 7 PKK'li öldürüldü. Karan- lıktan yararlanarak kaçan diğer teröristlerin yakala- nabilmesi için bölgede operasyonlar devam edi- yor. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açüc- lamada da "teröristlerin laş dönemine ilişkin saklama ve bannma hazırlıkianıun ortadankaJdınlmasıveson günlerde koiay hedefler olarak seçriği masum va- tandaşlar ve savunmasız köylere yöneiik saldınlann engeUenmesi amacıyla" Diyarbakır'ın Lıce ve Kulp ilçelen kırsal alanında 9 Ekim 1997 günü geniş çap- lı biroperasyon başlatıldığı belirtildi. Halen devam e- den operasyonlarda son iki gün içinde 22 terörist öldü- rüldü. Diyanet karteli inceleniyor • Baştarafi 1. Sayfada arasında. harcama ve ödemelerden kaynaklanan anlaşmazlık nedeniy- le Cumhurbaşkanlıgı Devlet De- netleme Kurulu'nun devreye gir- diği öğrenildi. Kısmen Diyanet tş- leri Başkanlığı'nın denetiminde bulunan vakfın Mütevelli Heyet Başkanlığı'nı yapan Mehmet Nu- ri Yılmaz'ın da aynca hesaplan geçmişe yöneiik olarak incelettir- diği belirtildi. Vakfin, DYP eği- limli yöneticilerin kontrolünde tu- tulmasından rahatsızlık duyan Yıl- maz'ın özellikJe yakın çevresine vakıfla bir dönem yayın kurulu üyesi olan, DYP lideri Tansu Çfl- ler'in danışmanı Mûmtazer Tür- köne'ye ödenen 50 bin dolarlık (yaklaşık 9 milyar lira) telif ücre- tinden yakındığı kaydedildi. Tür- köne'nin, REFAHYOL iktidan dö- neminde 15. Milli Eğitim Şûra- sı'na sunulmak üzere iki kişiyle or- tak hazırladığı "Alternatif Perspek- tif ve Türk Eğitim Sistemi" adlı araştırma kitabını, görev yaptığı yayın kunılunda kabul ettirdiği öğ- renildi. Kitabın yayımlanmasmın ardın- dan vakfa Türköne hakkında "va- krf için özel bir çaiışma yapmadığı, araşürmada daha önceki \-aprtla- nndan ahnüiar bulunduğuna" yö- neiik ihbarlar yapıldı. Diyanet Vakfı müfettişleri, yaptıklan ince- lemede, iddialann önemli birbölü- münün doğru çıktığını ve alıntılar yapıldığını belirledi. 50 bin dolar- lık ödemenin ardından Diyanet tş- leri Başkan 1 Mehmet Nuri Yılmaz devreye girerek yayın kurulunu feshetti. Vakıf Genel Müdürü Mehmet Kervancı, ödemeyi doğ- rularken "Bu rekor bir ücret değü" dedı. Diyanet Vakfi, Mümtazer Tür- köne. Mustafa İsen. Ömer Kaba- sakalın hazırladığı yapıttan 1500 adet bastı. DYP lideri Çiller'in öteki danış- manı avukat Şükrü Karaca'nın da. Diyanet Vakfı'nda yaklaşık 3 yıl çalıştığı, basın ve halkla ilişkiler biriminde görev yaptığı öğrenildi. Karaca'nın bu dönemde, Kuzey I- rak üstüne raporlar hazırladığı, bu araştırmalann vakjf yönetimi tara- fından başanlı bulunduğu kayde- dildi. Karaca'nın, bu nedenle iki kez Kuzey Irak'a gönderildiği doğ- rulandı. Karaca'nın bu ziyaretler- de, Irak'ta Türkmenler için parti kurma çalışmalannda bulunduğu öne sürüldü. Diyanet Işleri Başka- nı Mehmet Nuri Yılmaz'ın bu si- yasi ilişkilerden rahatsızlık duydu- ğu ve vakfin DYP eğilimli yöne- tımden anndınlması için inceleme başlattığı kaydedildi. 1992 yılı iti- banyla 1313 cami, 695 Kuran kur- su, 21 ımam hatip lisesi, 227 müf- tülük, 1 eğitim merkezi, 513 loj- man, 181 dükkân, 132 büro, 6 iş- yeri, 32 sosyal tesis, 1454arsa, 343 bina-arsa ve 291 arazinin sahibi olan Diyanet Vakfi. kültür-eğıtim hizmetlerinin yanı sıra inşaat, te- mizlik, ihracat, yayıncılık alanla- nnda da faaliyet gösteriyor. Zamsız gün geçmiyor Ne, ne kadar oldu? Anssol-D mnran (bm TL) Anssol-D öncasi (tm TL) Matgann (paket kg.) Çay(çaykur-kg.) Anasol-D aonrau (bin TL; ,C- Anasol-D öncesı (bir TL; - Zeytmyağı Mıstrüzüyağı Bulgur ftrtce) Biskıjvı (sade-kg.) Koyun eti (toyma kg.) BaMJaf Pathcan (taze) Domates Kunjsoğan Kııru fasulye Mercmek (kmmzı) VeniRakıfTOct) Şarap(TekeTi &ra(Teket) Viskı Samsun, M^tepe (Kısa şjgara) Tekel2000 Kûçükjeton 60'lık kart Kufşunsuz Sûper Normal Motorin Fuel-oil • Baştarafi 1. Sayfada yüzde 20, taksi ücretlerine yüzde 20, ek- meğe 5 bin liralık zamlarla yansıdı. Hü- kümetin, ilaca yüzde 15, Tekel ürünleri- ne yüzde 33 ve Erdemir ürünJerine yüz- de 9, çaya yüzde 10.5, tüpgaza yüzde 7'lik zammını, şekere gelen >üzde 6 oranında- ki zam izledi. Gıdadan meşrubata, tekstile kadar bü- tün sektörleri yeni fiyat düzenlemeleri yönünde harekete geçiren akaryakıt fî- yatlanndaki artış, piyasalan şaşkına çe- virdi. Söz konusu akar>'akıt zamlan ek- mekle, meşrubatla ve diğer bütün temel üriinlerde katlanarak dar gelirliye yansı- dı. Hükümet bu zamlarla "enflasyon ca- navan"nı beslemeye devam ederken, bu- na ne memur ne emekli maaşı dayandı. Son 10 yıl içinde en yüksek tutara ulaşan asgari ücret de sendikalann hesapladığı 4 kişilik bir ailenin, artarak değişen geçin- me endeksi karşısında söz sahibi olama- dı. 225 gramı 25 bin liraya satılan ekme- ğin fıyatı yenı artmış olmasına karşın 55. hükümetle birlikte 5 bin lira daha artarak yüzde 20-Drfflrıflöazatng«rdü. Süt ve sör ürünlerinde son üç ayda yüzde 100 fiyat artışı yaşandı. Halen 800 ile 900 bin lira arasında satılan beyazpeynirin fiyatının 1 milyon liraya çıkması bekleniyor. Eski kaşar fıyatlan ise yüzde 200 civannda ar- tış gördü. Bunlan takiben salça fiyatlan yüzde 93 oranında artarak 145 bin liradan 300 bin liraya yaklaştı. Havel: AB ülkeleri egoîst • Baştarafi 1. Sayfada Ismail Cem'in temsil ettiği zirvenin sonuç bil- dirisinde. Avrupa Konseyi'nin ölüm cezalan- nın kaldınlması ve işkence ile mücadelede et- kin önlemler ahnması konusunda gayret göster- mesi gereği vurgulandı. Bildiride, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ko- nusunda önlemlerin arttırılması, kadın erkek eşitliğinin toplumun bütün kesimlerinde sağlan- ması ve yerel yönetimlerin rolünün arttınlması üzennde duruldu. Konsey tarafından yayımlanan bildiride ayn- ca Hırvatistan' ın "İşkencenin Onknmesi", "Llu- sal Azmlıkiann Korunması". "Suçlarla Mücade- le" v e -\ereJ Özerklik" sözleşmelerini onayla- dığı belirtildi. Zırve sonunda kabul edilen eylem planında da, Avrupa'da İnsan Haklan Komisyonu ve İn- san Haklan Mahkemesi'nin yerine geçecek da- imi tek mahkemenin geciktirilmeden kurulma- sı istenirken, insan haklan konusunda. Avrupa Konseyi 'nin bir komiser tayin etmesi konusunun da incelenmesi çağnsında bulunuldu. Eylem planında, geçen yıl kabul edilen Avru- pa Konseyi Bioetik Sözleşmesi 'ne, genetik kop- yalamanın yasaklanması konusunda bir ek pro- tokol hazırlanması talebi de yer aldı. Zirveye katılan Çek Cumhuriyetı Cumhurbaş- kanı V'aclav Havel, "Başkalannın ihtiyaçlannı göz önfinde bulundurma>an, egoist kör, sağır ve etrafina ördüğü kaie duvariannın ardına kendi- sini hapsetmiş bir Avrupa'ya doğru gidildjğine'" dikkat çekti. Avrupa Konseyi Liderler Zirve- si'nde söz alan Havel, böyle bir Avrupa'nın uçu- ruma doğru gittiğini söyledi. Havel şöyle ko- nuştu: "Orta ve Doğu A>Tupa ülkeleri, Avrupa Kon- seyi'ni kendilerini diğer Avrupa kuruluşlanna götürecek önemli bir aşama olarak görüyorlar. Çek Cumhuriyeti de bu ülkelerden biri Avrupa Konse>i kararlannın hiçbiri tam olarak u>gulan- madı. Diğerierine karşı anla\işsızhk, ırkçılık, ya- bancı korkusu. da>anışma eksikliği gibi sorunlar- la hep karşı karşıva kalınmıştır." Yılmaz temaslannın ardından Türk gazete- cilere bir değerlendirme yaptı. Türk tarafinın önerilerinin büyük bölümünün sonuç deklarasy- onunda yer aldıgına işaret eden Yılmaz. bun- lann "terörle mücadcle ve ırkçılığın önlen- mesinde Avrupa Konsın i'ndeki mekanizmalann geliştirilmesi. göçmen işçüerin bulunduklan ülkelere entegrasvonun. konseyin ilgi alanına ahnması ve Avrupa Konseyi'ne sosyal dayaıuşma boyutunun kaülmasr gibi konular olduğunu kaydetti. AB'nin genişleme sürecine ilişkin tartışmalarda Türkiye'nin durumunun da gün- deme geldiğini belirten Yılmaz, "Türldye bu genişleme sürecine, özellikle bizden önceki hükümet zamanında maalesef çok talihsiz koşullar aranda yaklaşmak zorunda kaldı" de- dı. Yılmaz, hükümetin bu olumsuzluğu değiştirmeyi görev olarak üstlendiğini belirtti. Bir soru üzerine. Avrupa İnsan Haklan Mah- kemesi kararlannın gereğınin yerine getırilece- ğini kaydeden Yılmaz. mağdurlann zararlannın giderileceğini, suç sayılan olaylann faillerinin yargıya çıkanlması ve benzen olaylann tekrar- lanmaması için çaba harcayacaklannı söyledi. Temaslannı tamamladıktan sonra dün akşam yurda dönen Yılmaz'ı Esenboğa Havalimanı'n- da Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bü- lent Ecevit karşıladı. Karşılamanın ardından Yıl- maz. Ecevit'le yaklaşık 1 saat süren bir görüşme yaph. Yılmaz, görüşmeden sonra gazetecilere yaptığı açıkJamada. Ecevit'in yann tsveç ve Fın- landiya'ya bir zıyarette bulunacağını hatırlatarak "Oradaki görüşmelerin ağırhğuu Türkiye-AB ilişkilerinin teşkil edeceği düşüncesi ile zirve toplantısı çerçevesinde, diğer AB ülkelerinin hükümet başkanlan ile yaptığım temaslar hakkında kendilerine bilgi verdim." dedi. Dışişleri Bakanı Ismail Cem de Strasbourg'da- ki temaslannın çok olumlu geçtiğini söyledi. Bu arada, Ingiltere Başbakanı Tony Blair'in önceki gün Strasbourg'dan aynlmasından sonra Fransa, Almanya ve Rusya arasında yapılan üç- lü zirve Ingilizleri kızdırdı. tngiliz basınında dün ilk sayfalarda yer bulan yorum-haberlerde. söz konusu toplantı ile ilgili olarak "Blair in bügik-ndirilmesinebilegerekdu- yuhnadığına'' dikkat çekilirken, olay, "Blair'e Strasbourg'da soğuk duş" diye yorumlandı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada lerin en ünlüsü iki ekliymiş: - Şerefli, şerefsiz... Mafya nallamasız masal sallamasız olmaz ama, biz ileri gitmeyelim, memleketin haline uyup biraz geri duralım. Önce iktidara varalım. Dedik ya, memleketin iktidan o kadar çok destek- liymiş ki, hani neredeyse destekten iktidar görünme- yecek haldeymiş. Zaten Başbakan da bunu sakla- maz, onlara övgüde savsaklamazmış. Yeri geldikçe, koltuğun bulunduğu yere getirilmesini sağlayanları sayıp sıralarmış. O günlerde memleketin önemli konulanndan biri Kusurluk'muş. Bu Kusuriuk da neymiş demeyin, ön- ce dinleyin. Memlekette en çok konuşulan konu demokrasiy- miş. Sürekli paketler gelir gider, paketler açılır saçı- lır, birtürlü demokrasi paketi gelmezmiş. Bu Kusur- luk denen olaydan sonra anlaşılmış kj, memlekete demokrasinın âlâsı gelmiş, millet farkında değil. Meğerse, devrin yöneticileri devlet-mafya ilişkile- rini demokratik hale getirmişler, dünyanın hiçbir ül- kesinde yapılamayanı gerçekleştirmişler... Zaten memlekette bilinmeyen olaylar ya trafik ya kottuk kazası sonucu ortaya çıkarmış. Koltuğunu kaybeden, gelsin yenisi haybeden deyip devlete sal- dınrolmuş. Başbakan'ın alışkanlıklannın başında da sürekli tarih vermek gelirmiş. Canı mı sıkıldı, biraz tarih ıskalarmış: "Falanca olay iki haftada çözülecek." "Şu konuda üç gün içinde ciddi gelişme olacak." "Onümüzdeki bayrama kadar büyük bir bomba patlayacak." Memleketin ahalisi de, "Vay o tarihte ne olacak?" deyip bugünü unuturmuş. Tarihe tartf olmaz, devam edelim... Başbakan'da fazla takıldık, muhalefete gelelim. Mübarek muhalefet bir afet. Vatan deyince servet, hizmet deyince rüşvet, banş deyince vahşet, insan deyince ceset, siyaset deyince hamaset, yalan de- yince zaruret anlayan hazretler iktidardan düşünce de birbirlerinden aynlamamışlar. Her alandaki beraberlikleri devam etmiş. Heder- de, kasada ve utançta... Anca gidersiniz... Masallar ülkesi konu olur da ülkenin başı olmaz- sa, masalın sonu olur. Memleketin başı... Ahh nasıl anlatsak, sofranın aşı, tüm salgın hastalıklara aşı, sryasetin sabır taşı, memleket edebiyatının tıraşı, solcunun yoldaşı, Ale- vinin Hacıbektaş 1. velhasıl her şeyin başı... insan kendisini böylesine memleketine adayınca, daha uzun hizmete aday olması doğal tabii. - ^-Birazsağdangittik.Geçelimsolumuza...Sözümü- ze dikkat edip devam edelim yolumuza... Ne demişler? Solsuz memleket soluk olur, sol her memlekete soluk olur. Masallar ülkesini yönetirken denenen yöntemle- rin başında şu geliyormuş: "Biraz salla, biraz solla..." Bu hep böyle devam edegelmiş. Solu ne adam edip dikmişler, ne yok edip gömmüşler. Zaman gelmiş solun modası geçti deyip slogan- lannı çalmışlar. Zaman gelmiş şimdi sol zamanı de- yip içini boşaltmışlar... Ama eğri oturup doğru yazalım, 0 memleketin so- lu, çıkış yolu ararken sık sık "yo/"u yanlış yorumlar- mış... "Yo/"dan daha çok yolmayı anlarmış... Bu konuya dokunup geçelim, girersek çıkama- yız... Masalı bağlarsak... Ol masallar ülkesinde şöyle bir çelişki yaşanırmış: Sorunlar çok ağırmış... Yöneticiler çok kararlıy- mış... Yönetici kararlı olur da sorun ağır mı olur, çözül- mez mi, demeyin... Diyelim ki konu Kusurluk, rumuz şuymuş: "Sonuna kadar gidin..." Masallar ülkesinde bu tür çözümlerin anlamı şuy- muş: "Anca gidersiniz..." Sayısal Loto'yu 2 kişi bildi ANKARA (AA) - Sayısal Loto'nun bu haftaki çekilişinde, 6 bilen 2 kişi 98 milyar 758 milyon 130 biner lira ikramıye almaya hak kazandı. Bu haftaki şanslı numaralar 3,15,32,36, 38 ve 45 olarak belirlendi. Milli Piyango Idaresi'nden veri- len bilgiye göre, 5 bilen 624 kişi 295 milyon 550'şer bin li- ra. 4 bilen 28 bin 594 kişi 3 milyon 245'er bin lira, 3 bilen 496 bin 367 kişi ıse 370'er bin lira ikramıye alacak. Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yayımlanan Milli Pi- yango Genel Müdürlüğü ilanında, Sayısal Loto'nun oyun planı değişikliği yer aldı. Buna göre. Sa>ısal Loto'da daha ön- ce beş hafta olan devir sayısı üçe indirildi. Dördüncü hafta- da 6 bilen çıkmadığı takdirde ikramiye 5 bilen, 5 bilen de çık- mazsa 4 bilenler arasında dağıtılacaİc. Öğretmen cinayetinde HizbuHah yöntemi • Baştarafi 1. Sayfada Tarsus'ta. Mustafa Ozkan ve Oktav Bu- hın adlı ögretmenlerin bir gün arayla aşı- n dinci örgütlerin yöntemleriyle öldü- rülmesi olayıyla ilgili soruşturma sürü- yor. Olayla ilgili Tarsus Emniyet Müdür- lüğü'nce gözaltına alınan 10 kişi dün serbest bırakıhrken, cinayetlerde görgü tanığı bubnakta güçlük çekiliyor. Polis, önceki gün öldürülen Mustafa Özkan'm görevli olduğu Tarsus Imam Hatip Lisesi'nde geçen yıl okuyan Hiz- bullah yanlısı eski ögrencilerin eylem- lerini araştınyor. Yetkililer, okuldaki ço- cuklann baskı altında tutulması nede- niyle birçok çocugun evlerine polis eş- liğinde gittiğine dikkat çekiyor. 8 yıllık kesintisiz temel eğitime geçi- len 1997-98 döneminde işlenen cinayet- ler nedeniyle Tarsus'ta öğretmenler ya- sa büründü. tlçede büyük bir tedirginlik yaşanırken, Atatürkçü ve demokrat iki öğretmenin öldürülmesine tepkiler de artıyor. İP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçm, yaptığı yazılı açıklamada, Tar- sus'taki ögretmenlerin şeriatçılar tara- fından acımasızca katledildiğini belirte- rek şunlan söyledi: "Hükümetiujanyo- ruz. Ciddi bir soruşturma Tarsus cina- yeti ile RP arasındaki ilişkiyi de kolayca ortaya çıkarabilir. RP'nin siyasal sorum- luluğu ise kesindir. Bu parti REFAH- YOL iktidan ile birlikte toplumu açıkça terörle tehdit etmeye başlamışö. iktidar- dan çekildikten sonra da terör hazırlıgj- na bütün gücü ile hız verdL" Atatürkçü Düşünce Demeği (ADD) Tarsus Şubesi'nden yapılan açıkJamada şöyle denildi: "Yetkililer, düşünme yeti- si otmayan, kendilerini dahi idare etmek- ten aciz saldırganlar ile arkalarındaki karanhk güçleri en kısa zamanda a\ dın- latarak kamuoyuna doyurucu açıklama- lar >ı apmahduiar.'n İP tçel ll Başkanı YusufÇelik, terörün dinci cemaat, tarikat ve vakıflann bün- yesinde örgütlendiğine dikkat çekti. İP Adana ll Başkanı K. Cemal Gören de Atatürkçü iki öğretmenin hunharca kat- ledihnesinin şeriatçı terörün ulaşabile- ceği bo>iıtlan gözler önüne serdiğini söyledi. Gören, "8 yıflık eğitime karşı cuma eylemlerinde etkfli olama>Bn ve büyük tepld toplayan şeriatçı terör örgütleri, bu tür cinayetlerie laik kesimi ve halkı sin- dirmeyeçahşıyorlar" diye konuştu. Eği- tim-Sen Istanbul 2 No'lu Şube Başka- nı Alaattin Dinçer, cinayetlerin ardında gerici güçler olduğunu belirtti. Eğitim- Sen Genel Özlük Hukuk ve TtS Sekre- ten Müslüm Şahin de öldürülen öğret- menlerden Oktay Bulun'un sendika üyesi olduğuna dikkat çekerek, "Dileği- mizTarsus'tald katüamlann faili meçhul kalmamasıdır'" dedi. Batman ve Diyarbakır'da kısmen sin- dirilen Hizbullah'ın son dönemde gü- neye doğru kayması tedirginlik yaratı- yor. Mersin'de son bir yıl içinde Hizbul- lah'a yöneiik yapılan üç operasyon özel- likJe bu ilde ciddi bir örgütlenmenin ol- duğunun işaretlerini veriyor. Söz konu- su üç operasyonun da Siteler ve Gün- doğdu gibi daha çok Güneydogu'dan göç alan mahallelerde gerçekleştirilme- si, Hizbullah'ın bölgede örgütlenmesi- ni gösteriyor. Mersin'de, temmuz ayı başında ken- dilerine karşı çalıştığı iddiasıyla Siteler Camii Imamı Hasan Gül'ü öldüren 7 Hizbullah militanı yakalandı. Aynı dö- nemde 38 kişi Hizbullahçı taban oluş- turmak için liseli öğrenciler üzerinde ça- lıştıklan gerekçesiyle gözaltına alındı. Son olarak ise 15 Eylül'de Gaziantep Fuan'nda bir kitap reyonunu bombala- yan Hizbullah-Radikal Vasat adlı gru- bun bir kolu da Mersin'de ortaya çıktı. Aralannda Içel il sorumlusunun da bu- lunduğu 5 Vasat üyesinin Mersin'de ya- kalanması, Hizbullah'ın bölgedeki ağır- lığının arttığının ipuçlannı verdi. Tarsus'taki ögretmenlerin öldüriilme- si Adana Emniyet Müdürlügü'nüde ha- rekete geçirdi. Olayla ilgili Tarsus ve Içel Emniyet Müdürlüklerinden bilgi al- maya çalıştıkJannı belirten Adana Em- niyet Müdürü Mehmet Gündoğdu, böl- gede Hizbullah yapılanması olmadığını öne sürdü. Ancak Adana'da bir süre ön- ce yapılan sünnet düğününde, "Islami GençKk" adıyla bildiri dağıtılması dik- kat çekti. Islarrun yaşanmadığı öne sü- rülerek, Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel dahil bir çok devlet yetkılisinin la- ik düzenle birlikte eleştirildiği bildiriler- le ilgili 6 kişi DGM'ye sevk edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear