Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 1997 CUMA
HABERLERIN DEVAMI
istanbul B 7 Sinop
Edirıe B 8 Samsun
Çarakkie B 8 Trabzon
Kocaeli B 6 Gıresun
Izrrr B 10 Ankara PB 1
Maiısa B 1 0 Konya PB 3
Ayoır B 12 Eskışehır PB 2
Derızli B 8 Sıvas PB 0
Zongukak B 5 Antalya PB 12 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
K
K
1U
9
4
7
3
3
-10
-4
K -3
Londra
Paris
Yurdun doğu kesım-
len parçah çok bulut-
lu, orta Karadenız kı-
yıları, Doğu Karade-
nız ıle Doğu Anado-
lu'nun kuzey ve do- Roma
ğusu kar yağışlı, öte-
ki yerler parçah ve az
bulutlu geçecek. Ha-
va sıcaklığı yurdun
doğu kesımlerınde
azalacak, diğer yer- Brüksel
lerde değışmeyecek.
IftlllB
PB 3
PB 12
Beriin B
Amsterdam ÇB 4
Madrid PB 11
Sofya PB 3
B
Budapeşte B 6 Münih PB 10
( £ 2 5 Parçalı bulutlu
G U \ C E L CÜNEYTARC4YÜREK
I Başurafi 1. Sayfada
Iki tatışmalı konuyu, türtoan ile kurbanı halkoy-
lamasıra götürmeyi öneriyor.
Kapısuz'a, kuşku yok, şimdilik gölgede duran
Takkel Başbakan'a, şunun şurasında topladıkla-
rı yuzdt 22 oy bu cesareti veriyor.
Öylevse ve Kapusuz ile partideki efendilerin yü-
reğı sıkyorsa düşledikleri halkoylamasının konusu-
nu neden genışletmiyorlar? Örneğin, ulusun Refah
kafasıya birTürkiye isteyip istemediğini niçin hal-
koylarrasına sunmaya yanaşmıyoriar?
Bu kcnudaki bir halkoylamasında Şaibe Hanım'ın
aklanma paklanma korkusu geçersiz. Bu yönden
Takkeliye destek vermesi söz konusu değil. Kar-
şıda hak olacak, halk! Refah'ı silip süpürecek yüz-
de 79 karşı oy.
Erken seçim lafını partilerimiz düşlemekten bile
korktuklarına göre gelmiş gelecek pek çok pislik-
ten belKi de böyle bir halkoylamasıyla annabilir Tür-
kiye.
Bir iksi dışında hemen her kurumu gıderek sa-
ran bo:ulma, Başkan Kalemli nin deyişiyle "her
sorunın çözüm yeri, rejimin kalbi" TBMM'yi de gi-
derek sarıyor.
Ana nuhalefet sözcüsü Zeki Çakan, "şaibeli
TURBAN'da, Şaibe Hanım 'ın, şaibeli oytarta kur-
tanlmaya çalışıldığını" söylerken önemli ölçüde TB-
MM'nin içinedüştüğü "derin boşluğu"anımsatıyor.
Hangi açıdan bakarsanız bakınız; Meclis'i oluş-
turan partilerin bir an önce silkinmeleri gerekiyor.
Ne hallerde olduğumuzu somut olaylar gösteri-
yor. Şaibe ile uzun süre beraberlik yaşayan Murat
Karayalçın, kadının TURBAN'daki yolsuzluklan-
nın soruşturulmasına oy vermiyor. Gerekçe mi? "Id-
dialardan tatmin olmadığım" söylüyor.
Karayalçın'ın gerekçesini okuduğumuz gün, Şa-
ibe'nin kabank TURBAN dosyası kamuoyuna su-
nuluyor. Parti mitinglerine sağlanan TURBAN ola-
naklanndan tutun da Kuşadası'ndaki -Suna'dan
ucuza kapattıklan- evin yapımına değin uzayan bir
liste.
Bir dokun...
Ya DSP gibi Ecevit gibi laik demokratik cumhu-
riyetin 70 yıllık geleneklerini, kurailarını asla çiğnet-
meyeceklerine inandıklanmızın kimi davranışlan?
Başbakanlık Konutu'ndaki iftaryemeğini soruştur-
ma veya soru önergesiyle Meclis'e getirmeye ha-
zırlanan 28 DSP milletvekilini engelleyen tutumu?
Müthiş bir düş kınklığı.
Ecevit'in sözleriylesavunu şöyle: "Meclis'inmev-
cutyapısı ıçinde bu konuda 'bir şey kabul ettirme-
nin kolay olmayacağı' gerekçesiyle önergeden"
vazgeçiliyor.
Açık ve ahlaklı rejim için önem taşıyan TURBAN,
ilkoylamasına "yakışıkh" Baykal, Hollandaelçısiy-
le görüştüğünü öne sürerek gelmiyor.
Kimilerinin şov yapma heveslerine kurban ettik-
leri Susurtuk komisyonunu, komisyon üyelerinden
Fikri Sağlar, "Bu komisyon, Meclis'in 'son şan-
sı'd/r" diye gündemin önemli maddeleri arasında
büyütmeye çalışıyor.
Oysa, Susurluk komisyonu parlamentonun niçin
son şansı oluyor? Şayet Sağlar'ın söylediği gibi ko-
misyon son şansı ise TBMM'nin, vay rejimin hali-
ne!
Bütün bu olay olgulardan sonra kamuoyu araş-
tırması, halkımızın ancak yüzde 15'inin TBMM'ye,
yüzde 85'inin TSK'ye güven duyduğunu açıklayın-
ca, suratlar ekşiyor, tutarsız tepkıler oluşuyor. Ni-
çin?
Aynaya bakmadıklan için!
Başkan Kalemli'nin son günlerdeki görüşmelerin-
de yaşanan olayların "Meclis'in 'itibarını küçülttü-
ğü' görüşünün" kimilerine egemen olduğunu sap-
tadığı olasılığı, güçlü bir olasılık.
Kalemli gibi parlamenter demokrasiye gönül ve-
ren bir siyasetçinin, başkanı olarak TBMM ıçinde
geniş bir yelpazede yapacağı görüşmelerden han-
gi sonuçlara ulaşacağımızı önümüzdeki günler gös-
ı terecek.
Meclis zemininde pariamentoya itibar sağlaya-
cak "kimi hareketler" ne olabilir? Ömeğin, yılan öy-
küsüne dönüşen şu ünlü dokunulmazhk olayının
sonuçlandınlması sağlanabilir. Birraporyazmaktan
öteye hiçbir yaptınm gücü olmayan Susurluk ko-
misyonunun görevı süratle tamamlanabilir.
Yoksa? "Hiç bu kadariyi olmamıştık" diyerekya-
lan söyleyebilen Takkeli ile RP yayın organı Milli
Gazete'nin şu manşetine kurban olacağız:
"Aydınlığa doğnı!"
k
Çok bulutlu > Yağmurtu Kariı
Hhnaye eden Çîller'in ortağı
YUSUFÖZKAN
ANKARA-Hacettepe
Üniversitesi'nde öğretim üyesi
asteğmen Dr. Necdet Güçlü' yü
öldürmekten hükümlü İbrahîim
Doğan'ı hapisten çıktıktan sonra
Ankara Tıp Fakültesi'nde "himaye
ettiği'' savlanan ve dönemin
ülkücü liderlerinden olan Sevgi
Hastanesi'nin sahibi Orhan
Ozcanh'nın. Başbakan Yardımcısı
\e Dışi§len Bakanı Tansu Çiller
ile eşi Özer Uçuran Çilkr'in vakıf
ortağı olduğubelirlendi. MtT'in
olumsuz göriişüne karşın teşkilatın
Maslak'taki trilyonluk arazısini 49
>ıllığına kapatan vakfın kuruculan
arasında, ağabeyi MHP
yöneticiliği yapan tçişleri Bakanı
Meral Akşener'in de bulunduguna
dikkat çekildi. tbrahim Doğan'm,
aftan yararlanarak hapisten
çıkmasının ardından 1974yılında
yeniden döndiiğû Ankara
Cniversitesi Tıp Fakültesi'nde,
dönemin ülkücü liderlerinden
Orhan Özcanlı tarafından "hîmaye
edildiğr öne sürûlmüştü.
Özcanh'nın adı, 12 Eylül sonrası
Diyarbakır Cezaevi'ndeki solcu
tutuklu ve hükümlülere işkence
yapılması olayına da kanştı.
Aktüel ve 2000'e Doğru dergileri
başta olmak üzere, çeşitli yayın
organlannda. Özcanh'nın
cezaevinde işkence olaylanna
kanştığı belirtildi. Aktüel
dergisinde, "işkenceci doktor"
olarak tanımlanan Özcanh'nın en
büyük hissedarlanndan olduğu ve
çok sayıda parlamenterin tedavi
gördüğü Sevgi Hastanesi'nin,
dönemin Başbakanı Sülevman
Demirel tarafından açıldığı
bildirildi. Özcanh'nın işkence
olaylanna kanştığını savlayan
Şanlıurfalı hekim Adnan
Güllüoğlu, konuyla ilgili olarak
Cumhuriyet'm sorulannı
yanıtladı. 12 Eylül'den sonra
siyasi görüşleri nedeniyle
Diyarbakır Cezaevi'nde kaldığını
anlatan Güllüoğlu, Özcanh'nın da
1982 yüında hekim asteğmen
olarak aynı yerde görev yaptığını
bildırdı. Güllüoğlu, "Bu adam
bana özel işkence yapürtü" dedi.
Özcanlı'nın, adı yoğun işkence
savlanna kanşan ve PKK
tarafından îstanbul'da öldürülen
binbaşı Esat Okta> Yıkhran'ın
işkence ekibinde yer aldıgını öne
süren Güllüoğlu şunlan söyledi:
"Yıküran'm yanı sıra üsteğmen
Ali Osman Aydın, Minik dije
bilinen bir asteğmen ve Ozcanlı
hepsi bir ekipti. OzcanlL, benim
gibi birçok kişhe işkence yaptırtb.
1985 yılında cezaevinden çıkınca,
birçok gazeteci benimle röportaj
yapb. Basında çıkan haberier
üzerine Türk Tabipleri Birliği
(TTB) soruşturma açmak istedi,
ama kesin kanıt bulamadı.
Diyarbakır Cezaevi'nde işkencenin
kanıtı ne olabilir ki? Ben size ııfak
bir kamtını söyleyeyim;
cezaevindevken, Esat Oktay
Yddıran bir gün beni çağırdı.
Ankara Tıp'tan arkadaşlanm
vardı Doğan Istanbulluoğlu Ue
Cumali Aksoy, 'Doğan ile
Cumali'yi buraya istiyorum' dedi.
Ne Yüdıran, ne Aydın ne de Minik
bu arkadaşlarunı tanunaz. Onlan
taıuyan tek kaynak Orhan
Ozcanlı. Bana tam 1 ay özel
sorgulama yapüdı." Güllüoğlu,
Özcanh'nın işkence görenleri
tedavi edip etmediği yolundaki
soru üzerine. "Hayır, hayır tedavi
falan yok. O donemde apandisti
padayıp da hastaneye kaldırılan
tutuklular, esas duruşta yaünklı.
Çok kötii şartlar attuıda yaşadık"
dedi. Güllüoğlu, aynı fakültede
okudugu Özcanlı'nın öğrencilik
yıllannda son derece yoksul
olmasına karşın, şu anda Sevgi
Hastanesi'nin en büyük hissedan
olmasına da dikkat çektı.
Güllüoğlu'nun "işkenced''
olmakla suçladığı Özcanlı,
Tansu Çiller, eşi Özer Uçuran
Çiller \e Içişleri Bakanı Meral
Akşener'le birlikte, "Gefccetjııı
Dünyası Stratejik Araşbrmalar
Vakfi*'nın kuruculan arasında yer
aldı. Özcanlı, "eğitiın ve sağhk
tesisleri kurup işletmek" amacını
da taşıyan vakfın. Özer ÇİUer'in
"vakıf harcamalannı yapmak ve
ödeme şekillerini beliriemekk"'
görevlı "daimi başkanı" olduğu
yönetim kurulunda da üye olarak
görev aldı.
Vakıf MİT'in arazisine
kondu
Vakfın, Özcanlı'nın Sevgi
Hastanesi ile birlikte, İstanbul
Maslak'ta Milli Istihbarat
Teşkilatı'ndan (MİT) ahnan
geniş arazi üzerinde bir
üniversite ile hastane kurmayı
planladığı da öne sürüldü.
Maslak'ta "387 ada" ve "39"
sayıh parsel de yer alan ve maddi
değeri trilyonlarla ifade edilen
arsa, MİT'in "Veremejiz" yazısına
karşın, 10 Şubat 1996 tarihİi
ittifak senedi ile Milli Emlak
Genel Müdürlügü tarafından 49
yılhğına Çiller ve Özcanh'nın
vakfinaverildı. MtT'in
istememesine karşın, Tansu
Çiller'in "ağırüğuu" koyarak
arsayı aldığı kaydedildi.
Senette, arazi üzerinde "sağuk
amaçlı tesisler ile spor, eğitinL,
konaklama \e bunun gibi diğer
tesistertn kurulmasının"
öngörüldüğü vurgulandı.
4
Kuzu postundald devrîınbazlar'
EVtVGÖKTAŞ
ANKARA - Asteğmen doktor Necdet Güçlü'yü
katlettıği gerekçesiyle hapis yatmasına karşın
TBMM'de hekim olarak görevlendirilmesinde
sakınca görülmeyen tbrahim Doğan'm
üzerinde silahı çıkan ve o dönemde teğmen
olan Albay Fehmi Altınbilek'in sol görüşlülere
ilışkin düşüncelerini, el yazısıyla aldığı notlar
da ortaya koydu. Altınbilek, hiçbir cinayete
kanşmamalanna karşın idam edilen Deniz
Gezmiş ve arkadaşlan için "kuzn postundald
deMimbazlar" ifadesini kullandı. Alınan
bilgiye göre, Altınbilek, binbaşı rütbesiyle
Zonguldak 3. Jandarma Tugay
Komutanlığı'nda Lojistik Şube Müdürü olarak
görev yaparken, 10 Temmuz 1988 günü
Side'dekı Jandarma Eğitim ve Dinlenme
Kampı'na tatile gitti.
Kampın kütüphanesjnde avukat HaBt
Çelenk'in yazdığı "İdanı Cecesi Anılan" adlı
kitabı görünce hiddetlenen Altınbilek,
kitaplıkta görevli eri yanına çağırdı. kitabm
kütüphaneye nasıl ve kim tarafından
sokulduğunu sordu.
Altınbilek, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyinlnan'ın idam edilmelerine ilışkin
süreci anlatan kitabm giriş sayfasına solcular
ve komünizmle ilgili düşüncelerini yansıtan bir
not yazdıktan sonra, kütüphanede görevli erden
derhal kitabm imha edilmesini istedi. Ancak,
bu talımata kaçşın^gylı erm kitabı unha ,
etmediği, Altınbilek kamptan ayrjhncaya kadar
gizli bir yerde sakladığı, daha sonra yeniden
rafa koyduğu öğrenildi.
Altınbilek, kendi el yazısıyla tdam Gecesi
Anılan kitabının giriş sayfasına şu notu yazdı:
"Kampa geidiğiınde kütüphaneyi gezerken bu
kitabı görünce, yanıma çağırdıgım görevli ere,
'Bu kitap buraya nasıl ve kim tarafından
alınmış, buranın mı yoksa kitaplann arasına
kasten mi sıkıştınlrruş' diye sorduğumda,
'Hayır komutanım, buranın, zaten
Genelkurmay'ca gönderilen lıstede var'
demesi hayret ve üzüntümü daha da
arttırdı. Daha dün denebilecek kadar
yakın bir geçmişte, Türk Silahlı Ku»etleri
ve bilhassa da jandarmanın yakalamak için
dağı taşı gezdiğini unutmamak münıkün
değil, ama işte bugün o peşinde bölücü
azınlık, ırkçı komfinist anarşistlerle ilgili
methive mahiyetindeki kitap Silahlı
.Kuvypüer'le ilgili bir ünitenin .U]. ,,s r,<y i
kütüphantsinde. Böyle izansızlığa yazıklar •
olsun. İnsanın bindiği dalı kesmesi, işte
buna derler herhalde. Kim ne derse desin,
Türk milleti ve Mehmetçik ruhuna sahip
Türk askeri vatanseverler, kuzu postuna
bürünen devrimbazları artık çok iyi
tanımaktadır. Komünizm dünyada iflas etti,
bizde diriltmeye çalışıyorlar. Vah ölmüş
eşekten medet umanlara... Ne Mutlu
Türküm divenlere."
Kalemli'ye katü
doktor sorusu
• Baştarafı 1. Sayfada
mıyle TBMM Başkanh-
ğı'na verdiği soru önerge-
sinde, "Güçlü öldürüldüğü
zaman siz Ankara Tıp Fa-
kültesi'nde öğretim üyesi
miydiniz. Güçlü'vii öldüren
ülkücü Doğan'ı tantyor
muydunuz? Katil olduğunu
biliyor musunuz?" dedi.
tbrahim Doğan'ın. "Mec-
lis'e kimin referansıvla ve
nasıl girdiğtae" de yamt is-
teyen Sevigen, şu sorulan
sıraladı:
- Kimlerin de\1et memuru
olacagı yasada belüienmiş-
tir. tbrahim Doğan hakkın-
da soruşturmayı kim yap-
mıştır ve göreve başlaması
nasıl sağlanmıştır?
- Bu durum ortaya çıktık-
tan sonra Meclis Başkanı
olarak soruşturma başlattı-
nız mı veya başlatmayı dü-
şünüyor musunuz?
-12Martvel2Eylülön-
cesi eline silah alarak suç iş-
lemiş ve hüküm giyıniş olan
Doğan'mdışındaTBMM'de
görev yapan başka personel
varmı?
- Doğan'm, geçici kadro
ile geldiği, daha sonra asıl
kadroya alındığı doğru
mudur? Alındıysa hangi
tarihte, kimin tarafından
alınmıştır?
Güçlü'nün katili ülkücü bir ekip
] • Baştarafı 1. Sayfada
Alınan bilgiye göre. sanıklar Ankara
1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
"öldürme, silahlı tchdit ızrar,
hürriyeti tehdit ve 6136 sayıh yasaya
muhalefet" suçlanndan 16 Nisan
1970 günü yargılanmaya başlandılar.
Ahmet Avanoğlunun başkanlığında
üyeler Avni Güneş, Enver Koçak ile
savcı Hüseyin Çakıroğlu'ndan oluşan
heyet. yaklaşık bir yıl süren
yargılama sonucunda sanıklan 24'er
; yıl ağır hapse mahkûm etti.
Sanıklar yeniden \argüandı
' Karar, Yargtfay tarafından bozulunca
sanıklar yeniden yargılandı.
Mahkeme heyeti ikinci kez verdiği
kararda, îbrahim Doğan, Dursun
Atak ve Mehmet Şomuncuoğlu
hakkında, Selim Ölçer'i tehdit
ettikleri gerekçesiyle açılan davanın,
o günlerde çıkanlan 1803 sayıh
Genel Af Yasası ile ortadan
kaldınldığını bildirdi.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin
23 Ocak 1974 günü verdiği kararda
şöyle denildi:
"Sanık İbrahim Doğan ve AB
Güngör'ün tabanca ile maktul
Necdet Güçlü'ye ateş ederek
kendisüıi \urduklan, ancak
maktulün bu ikisinden hangisinin
kurşunu ile öldüğü
anlaşılamadığından ve böyle bu Ud
sanığuı Necdet Güçlü'yü faili gayri
muayyen şekilde öldürdükîeri
anlaşümıştır. Adı geçen her iki
sanığuı sabit olan \e eylemlerine uyan
TCV'ıün 448. maddesine göre 24
sene ağır hapis cezası Ue
cezalandırümasına, 463. maddeye
göre cezalan yanya indirilerek her
ikisinin 12'şer sene ağır hapislerine,
1803 sayıh Af Yasası'nın 1/B maddesi
gereğince işbu cezalannm ortadan
kaldırümasına karar verilmiştir."
Doğan ve Güngör'e verilen cezalann
indirilmesine dayanak olan TCY'nin
463. maddesinde, "448,449,450,456
ve 457. maddelerde beyan olunan
fiflleri birkaç kişi birtikte > apmış olup
da failin kim olduğu belli olmazsa,
bunlardan her birisi hakkmda fiil
için tayin edilmiş olan ceza üçte
birden yanya kadar indirilerek
hüküm olunur" deniyor.
Doğan'daki silahlar
subaylann
Mahkeme karannda. Güçlü'yü
katleden İbrahim Doğan'ın üzerinde
ele geçirilen 6815296 numarah
tabanca ile mermılerinin teğmen
Fehmi Altmbilek'e, 6815248
numarah tabancanın da teğmen
Mustafa tlerisoy'a ait olduğunun
anlaşıldığı kaydedilerek silahlann
sahiplerine iade edileceği belirtildi.
Kararda, daha sonra şunlar
kaydedildi:
"Maktule ah kınk göziüğfin
maktulün mirasçılanna verilmesine,
kutu içindeki mermi, kovan ve mermi
çekirdekleri Ue dinamit lokumu ve
teferruatuun 36. maddeye göre
zorahmına, bozmadan önce sarf
edildigi anlaşılan 936 lira 90 kuruşa
ve bozmadan sonra sarf edildigi
anlaşılan 5 davetiye ve tebliğ masrafı
750 kuruş ilavesi ile cem'an 944 lira
40 kuruş mahkeme masrafının
haklannda mahkûmiyet karan
verilen samkiardan aiınmasına karar
verilmiştir.''
KatiUeri, Güney'in avukaü
sa\f
undu
Sol görüşlü olduğu gerekçesiyle
asteğmen Necdet Güçlü'yü öldüren
MHP'lileri, avukat Gühekin
Müftüoğlu'nun savundugu öğrenildi.
Müftüoğlu, Yumurtalık yargıcı Safa
Mutlu'nun öldürülmesi davasmda
ünlü aktör Ydmaz Güney'in de
avukatlığını yapmıştı. Müftüoğlu,
Cumhuriyet'e, müvekkilinin izni
olmadıkça davayla ilgili bilgi
veremeyeceğini söyledi.
Ölümünün 7. yıldönümü
Muammer Aksoy
etkinliklerle anılıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Evi-
nin önünde silahlı saldm sonucu 31 Ocak
1990 günü öldürülen ve failleri hâlâ bulu-
namayan Prof. Dr. Muammer Aksoy anı-
lıyor.
Cumhuriyet devrimleri ve aydınlanma
için verdiği mücadele sonucu şeriatçı ke-
simin hedefı olan "Ulusal Petrol Dava-
sı"nm öncülerinden Prof. Dr. Muammer
Aksoy için Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki
mezan başında saat 12.00'de tören düzen-
lenecek. Aksoy. ölüm yıldönümünde, An-
kara Barosu, Türk Hukuk Kurumu, Ata-
türkçü Düşünce Derneği'nin de aralannda
bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuru-
luşu ve bazı siyasi partilenn katıhmıyla
düzenlenen etkinliklerle anılacak.
Aksoy'un anısına bugün saat 14.00'te
Ankara Adliyesi konferans salonunda
"Emperyalizmin YeniYüzü KüreseUeşme"
başlıklı bir bir panel düzenlenecek. Avu-
kat MehmetUğurhı'nun yöneteceği pane-
le, Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Aml
Çeçen, ADD Genel Başkanı Suphi Gür-
soytrak ve Prof. Dr. Alpaslan Işıkh katıla-
cak. Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen
klasik müzik dinletisi de saat 19.00'da baş-
layacak.
Aksoy'un doğum yeri olan Antalya'da
da CHP 11 Başkanhğı anma programı dü-
zenledı. Anma toplantısının, bugün saat
14.00'te CHP Antalya il merkezindeki top-
lantı salonunda gerçekleştirileceği bildi-
nldi.
Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun
ölüm günü olan 24 ocakta başlayan Ada-
let ve Demokrasi Haftası etkinlikleri, Prof.
Dr. Muammer Aksoy ölüm yıldönümü
olan bugün sona erecek.
Aksoy'un katillerinin bir an önce bulun-
masını isteyen ADD İstanbul Şube Başka-
nı Bilge Bilgie de yaptığı açıklamada, Mu-
ammer Aksoy 'un laik. demokratik ve çağ-
daş bir toplum için yaşammı feda ettiğini
belirterek. "AksoyHocamız,düşünceleriy-
leTürkiye'deld tüm Atatürkçülerin yolunu
aydınlatmaya devam ediyor" diye konuş-
tu.
Demirel ve Kalemli rejimi komıştu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Sülevman Demirel'in
Türkiye Büyük Millet
Meclisi (TBMM) Başkanı
Mustafa Kalemli ile
önceki akşam yaptığı
görüşmede, TBMM'nin
öneminin daha sık
vurgulanmasını istediği
öğrenildı. Kalemli, "Sayuı
Cumhurbaşkanı TBMM
çahşmalanndan son
derece memnun.
Kendisiyle devletin
bütünlüğünü, rejinûn
geleceğini konuştuk.
Zaman zaman bu tür
görüşmeleri yapıyoruz.
Program dışı görüşme,
sayuı Cumhurbaşkanı'nın
takdiridir" dedi.
Demirel, önceki gün
Kalemli'yi Köşk'e
çagırmış ve baş başa
görüşmüştü.
Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlayan Kalemh
görüşmede. Meclis'in
çalışmalannın genel
olarak ele ahndığını
belirterek şunlan söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkam
Meclis'in çahşmalanndan
memnun. Kendisine,
anayasay a uyum
yasalaruıa ih'şkin
çahşmalan, 83. maddede
yer alan
dokunuhnazlıklara ilişkin
düzenlemeleri anlattım.
Bu tür görüşmeleri zaman
zaman yapıyoruz. Kendisi
çok büyük bir titizlik
içinde. Devletin
devamhhğı, rejimin
geteceği konusunda
konuştuk." Kalemli,
görüşmenin "program
dışı" olmasını da "Bu
Cumhurbaşkanı'nın
takdiri" karşıhğını
vermekle yetindi.
Kalemli, "Benun bir
toplantıda kuUandığun
cümle vardı. 'Türkiye'nin
bugünkü meselelerinin ve
gelecekteki meselelerinin
tek çözüm yeri
TBMM'dir' demiştim.O
cûmleyi çok beğenmiş. Bu
cümleyi daha çok
kullanmamı ve
geliştirmemi de
vurguladı" dedi. Kalemli,
Demirel'le yaptığı
görüşmeye paralel olarak
parti liderleriyle de
görüşme yapıp
yapmayacağı sorusuna,
"Gerekirse yapanm.
Zaten grup
başkanvekiUeriyle sık sık
görüşüyoruz" karşıhğını
verdi.
Sulukar Gokgunjttükj
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Komisyona çağnlanlann yaptıklan açıklamalar bu
saptamalann ne kadar yerinde olduğunu ortaya
koyuyor.
Olay giderek, devlet çarkının kritik dişlilerini kont-
rol eden kimi kişilerin yaptığı işlerin sorgulanması,
karanlıkta kalan ilişkilerinin aydınlatılması boyutu-
nu aşıyor.
Ne oluyor? *
Bir dönemin, yönetim mantığını, hukuk dışılığını
gün ışığına çıkarıyor.
Son olarak Oral Çelik'le devam eden "açıklama-
lar" serisini bu köşenin diline çevırirsek, komisyo-
na verilen bilgileri satırbaşlanyla şöyle özetleyebi-
linz:
- Övünmek gibi olmasın, arkamızda bıraktığımız
ölümlü olay sayısı fena değildir. Devlet için yani.
- Valla saymadım ama, 20 kadar operasyona ka-
tıldım...
- Bir gün hiç unutmam, yurtdışına çıkacağım,
kımlik gerekti. Arkadaşlarla konuştuk, 10 kadar ay-
rı adla pasaport alıp çıktım. Yol parasını da devlet
verdi. Ama bir miktar daha alacağım var.
- Isviçre'de gözaltına alındım. Durum kötüydü.
Bereket Özal'ın sevdiği bir Devlet Bakanı araya gir-
di, bizi kurtardı.
- Babam, MİT adına çalışırdı. Amcamla aralan
başlangıçta iyiydi. Kıbns'ta bir banka kuruldu. Pa-
yımız vardı. Buz fabrikası kuruldu, burada da payı-
mız vardı. Ama yan çizdiler. Sonra babamı öldür-
düler.
- Benim abimin, özel timcilerle arası iyiydi. Abim,
Ülkü Ocakları Başkanı'ydı. Sonra işleri açıldı. Dev-
letten mal alıp özel sektöre veriyoruz. Arabamızı, te-
lefonumuzu özel timciler isterse verirdik...
- Bizi 1982'den itibaren kullanmaya başladılar. Biz
de karşılığında cezaevindeki arkadaşlanmızın çı-
kanlmasını istedik.
Ömekleri uzatabiliriz. Bu tablo yazının başında da
vurguladığımız gibi, faturanın hayatta olmayan bir-
kaç kişiye kesilmesıyle aklanamaz.
Ancak, hükümet ortaklarının bu kadanna bileya-
naşmadığı dikkati çekiyor. Komisyona gelenlerin
yaptıklan açıklamalar, 12 Eylül yönetiminin mantı-
ğını da tartışmasız biçimde ortaya koyuyor:
- Merkez sol ve bütün sol yelpaze için darbe...
- Merkez sağ için, 'biraz kenarda durun'...
- Radikal sağ için, 'düşünce/erin/z/ iktidara taşt-
yoruz'...
Görüntüdeki farklılıklar belirleyici değil. Üçüncü
şıktaki kimi siyasetçilerın, militanlann bir süre ce-
zaevinde kalmış olması önemli değil. Asıl olan, on-
lann düşüncelerinin devlet yönetiminde yer alma-
"&.'.""
Ortü kalkmış değil—
Evren döneminde bu anlayışın temelleri atılıyor,
Özal döneminde pekiştiriliyor. Işin içine, altın-döviz
kaçakçıları da katılıyor. Çiller döneminde iş zıva-
nadan çıkıyor.
Her gelen bir öncekinin yaptığından esinlenip
devlet içindeki devletin güçlenmesinı, dal-budak
salmasını sağlıyor.
Devlette devamlılık dediklerı bu olsa gerek...
Sözünü ettiğimiz komisyon, bu sürecin üzerinde-
ki perdenin altında ne olduğunun biraz daha net an-
laşılmasını sağlıyor.
Ama örtüyü kaldırmıyor.
Örtünün kalkması için öncelikle, Meclis'in buna
çok istekli olması, yargının tam bağımsız hareket
edebilmesi gerekli.
Aksi halde, gelen yaptıklarını anlatıp gidecek,
yaptığı yanına kâr kaldıgı gibi, bütün bunlan Mec-
lis'e de onaylatmış olacak.
Yakında, hırsızlıktan yolsuzluğa yasadışı işe ka-
nşan herkes Meclis'e gelir, yaptıklannı anîatır, "Oh
be... Vıcdanen de rahatladım" der giderse şaşma-
mak gerekir.
1990-94 arası faili meçhul cinayetler artınca Mec-
lis'te bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyonun,
"cinayetlerden sorumlu" dediği kişiler Aralık 1995
seçimlerinde Meclis'e girmiş, bakan olmuştu. Ko-
misyon üyelerinin de çoğu Meclis dışı kalmıştı.
Ister misiniz, Susurluk Komisyonu'nun "sorum-
lu" olarak dinledikleri gelecek seçimlerde Meclis'e
girsin... Içişlerı Bakanlığı'na ibrahim Şahin, Dışiş-
leri Bakanlığı'na da uluslararası deneyimiyle Oral
Çeiikgetirilsin...
Gidişi değiştiremezsek olacağı bu...
Mumcu için
iıııza kampanyası
• Baştarafı 1. Sayfada
dınlanıncaya dek işin peşini
bırakmayacaklannı söyledi.
Gençler adına konuşan CHP
Beşiktaş Gençlik Kolu Baş-
kanı Ahmet Akkaya da,
Uğur Mumcu'nun fikir ve i-
nanç dostlannın Mumcu'yu
unutmadıklannı ve unutul-
masına izin vermeyecekleri-
ni belirtti. Akkaya, "Bizler,
Mumcu'nun izinden gi-
den ve fikirlerini savunan
genç Kuvay-ı Milliyeciler
olarak, Mumcu'nun ölü-
münün ardından şeref ve
namus sözü verenleri gö-
reve çağırıyoruz" dedi.
CHP Beşiktaş İlçe Baş-
kanlığı'nm düzenlediği
Uğur Mumcu Şiir Yanşma-
sı da sonuçlandınldı. Yanş-
mada, birinciliği "Diriliş"
adlı şiiri ile Erdoğan Alü-
nok, ikinciliği "Neredesm*
adlı şiiri ile Şirin Özdemir,
üçüncülüğü "Uğurlar tçin"
adlı -jiıri ile Mehtap Meral
alırken Ahmet thsan Büge
de "Uğur Mumcu'ya Se-
lam" adlı şiiri ile Onur Ödü-
lü'ne layık görüldü.
(WH0) Dünya Sağhk Teşkilatı
kalp ve damar hastalıklannı
"Dünyanın 1 Numarah
İnsanlık Düşmanı" ilan etti.
TÜRK KALP VAKFI
Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX)
Faks: (0212) 212 68 35