14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 1997 CUMA 14 KULTUR 31 Ocak'ta doğan ünlü besteci Franz Schubert'in 200. doğum yılı konserlerle kutlanıyor Klasilvıııiiziğiıı Çehov'u• Schubert, bugün îngiltere ce Londra'da Wigmore Konser Salonu'nda 5 saat sürccek bir konserle anılıyor. Bu yıl içinde yayımlarLTiası beklenen ve 700 besteden oluşan Schubert şarkılannın bütününü biraraya getiren koleksiyon 1998'e ertelendi. Küttür Stnisi - Ünlü besteci Franz Schubert'ın 1828 yılındakı trajik ölü- müyle. müzk dünyası yetenekh devle- rinden binn daha yıtırmış oldu Schu- bert öldüğtkde. 32 yaşına basmasına ı- ki ay kalmışt. "Myanalı klasikçiler* eko lünün hayatakj tek temsilcısiydi öldü- ğünde. Beethoven öleli bır yıl olmuştu Bu ekol ıçırde, kendısınden önce gelen Haydn, Mozart ve çağdaşı Beetho- ven "den aynlan bir yönü \ardı Aralarındıkı tek gerçek Vıyanah oy- du. Müzığınoeşığı sayılan bu önemlı ken- tin tınılannn yanı sıra atalannın geldıği Bohemya'riTi halk melodılen ve ntmle- riyle doluycu müzığı Bu yıl 31 ocakta. müzik dünyisı bu buyük bestecınin 200. doğum yıldönumünü kutluyor. 200 yıl önce 31 ocak günü Viyana'da dünyaya gelen Schubert'ın kalpten gelen sarsıcı. bağışlayıcı. mutluluk kaynağı müzıği gunûmüzde bütün ınsanlığm ge- reksinimi olan duygulan yeniden hatır- latıyor. Schubert'in müzık tanhının en büyük bestecisi olduğunu ıddıa etmek ne kadar güliinç. hatta gereksız olsa da, onun ya- şadığı dönemın ve sonraki yüzyıllann en sevılen müzik adamlanndan bıri oldu- ğunu da unutmamak gerek. Schubert. müzığin Çehov'u olarak bı- linir; çünkiı tıpkı Çehov gibı o da soka- ğın yoksul.zavallı. duşmüş ınsanını ko- nu edınir. Duygusal yönlendirmelerden kaçınarak mutluluğu ve keden anlatır. Schubert konserlerle anılıyor Franz Schubert, doğumunun 200. yılı nedeniyle bugün Ingiltere'deki Wigmore Konser Salonu'nda 5 saat sürecek de\ bir konserle anılıyor. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası da hafta sonu konserlerini Schubert'e ayudı. Bugün saat 19.00 ve yann saat 11.00'de gerçekleştınlecek konserlerde orkestrayı şef Rengim Gökmen yönetecek. Schubert'in'Do Majör Büyük Senfoni', 'İtahan taranda uvertür'ü ve Mozart" ın 'İki Piyano Konçertosu'nun yorumlanacağı konserlere Anni-Raffı Petrossian piyano ikilisi solist olarak katılacak. . malan dınleyeni duygusal cendereye sokmaz. oisa oisa ınsanı ruh hallennı betımler. Schubert. Beethoven'a hayranlığının yanısıra Mozart'tan da et- kılenmıştir 19 yaşındayken '5. Senfoni'sıni beste- ledığınde not deftenne şunlan yazmıştı: "Mozart, ölümsüz Mozart! Ruhumuza daha iyi bir dünyanın ışıklannı dolduru- vorsun" Ancak onun Beethovenve Mo- zart"tan farklı yönü. ınsancıllığıdır. Be- ethoven'ın ben-merkezcılığı, Mozart'ın mükemmelıyetçılığı ve Bach'ın akade- mısyenlığinden Schubert'te eser yoktur Schubert tutkunlan ıçın onu dınlemek. çok yakın bir dostla sohbet etmek gıbı- dır Tıpkı Çehov gıbı. Bu yüzden pek çok müzık eleştırme- ni Schubert ıle Çehov arasındakı paralel- lıkten söz etmeden yapamaz Nevüle Cardus'a göre Schubert, ınsanlığa çok önemli mesajlar \eren. ınsanı anlatan bır müzısyendir Aradan geçen ıkı koca asır, sanat dünyasında Schubert'ın "gerekliu- ğjni' daha bir önemli kılmıştır. Onun mü- ziğı yaşamın güzelliğinı, yaşanılırlığını gösterir tıpkj 'Do Majör BüyükSenfoni- si'nde olduğu gibi' "İyi geceler, iyi gece- ler! Herkes uyanana dek kederi uzaklaş- tır kendinden. Dolunayyükseüyor, sis çö- zülüyor. Üzerimizdekigökyüzü ne kadar da geıüş!". 1991 yılında 200. ölüm yıldönümü dünya çapmda görkemlı etkınlıklerle kutlanan Mozart'la karşılaştınldığında, Schubert ıçın düzenlenen etkinlikier ol- dukça alçakgönüllü kalıyor. Mozart'ın ölüm yıldönümünde, tüm yapıtlannın yeni baskılanyayımlanmış,CD ler çıka- nlmış ve Mozart'ın yaşarru ve müziğıy- le ılgıli yeni kitaplar basılmıştı. Schu- bert'ın 200. doğum yıldönümü ıçin ya- pılan kutlamalar ıse sınırlı. Bu açıdan bakıldığında. müzik dünyasında Schu- bert'ın hâlâ Mozart'ı birkaç adım geri- den ızledığı görüşünün değışmemiş ol- duğu ortaya çıkıyor Bu yıl içinde yayımlanması beklenen ve 700 besteden oluşan Schubert şarkı- lannın bütününü biraraya getiren kolek- siyon 1998'e ertelenırken. bestecınin tüm yapıtlannın derlenerek bırarada su- nulması ışıne ıse şimdılikkımse el atma- ya yanaşmıyor Schubert'ın. pek çok bestesinı yanm bırakmış olması ve bın kadar bestesinden her bırinin aynı kali- tede olmayışı. muzıkçılerin ışını zorlaş- tınyor Operada da şansını deneyen Schubert'\n 16 adet projesi olduğu, an- Sinemakırda tatille bidikte esen animasyonfirtınası KültürServisi - Sınema salonlan, yanyıl tatılinde küçük ızleyıcıler içın bır- bmnden eğlencelı anımas- yon filmlertedolup taşı- yor. Masal\ahramani tah- ta kukla Pinokyo'nun ma- ceralan, ünlü basketbolcu Michael Jordan'lı muhte- şem bır basketbol şölenı 'Space Jam\ kahraman köpek Balto. Vıctor Hu- go'nun ünlü yapıtından aynı adla smemaya aktan- lan çızgı fılm uyarlaması 'Notre Dame'ın Kambu- ru' ve Amold Schwarze- negger' ın çaresız baba ro- lünü üstlendığı 'Babam SözVerdi',küçük izleyicı- lerı bambaşka dünyalara götürecek bırertatıl arma- ğanı.. 1881de Carlo Collo- di'nın edebıyat dünyasına kazandırdığı. dünyaca se- vılen bır klasığin yenı uyarlaması 'Pinokyo'. bır oğul ısteyen babanın ve doğmak isteyen bır ruhun öyküsü. Geçmişin karanlı- ğına gömülen çam omna- nında. kukla ustası Gepet- to dolaşmaktadır. Bır odun parçasını gözüne kestıren Gepetto. onu kukla yapı- mında kullanmak üzere alır ve hazır hale getirmek içın ateşe atar. Gepetto, o- dun parçasını ıncelerken ortasındakı L & G harfle- ri yazılı kalp şekli dıkka- tını çeker ve içındekı sesın etkısıyle bütün gece çalı- şarak kuklayı yapıp bıtmr Sevgı dolu gözler, açık kahverengı saçlar. sevım- lı bır ağız ve yalan söyle- diğinde uzayan bır bu- run... Kuklanın adı Pinok- yo'dur Vıdeo klıp pıyasa- sında büyük ün kazanan Steve Barron'un yönettığı fılmde Gepetto'yu. 'Ed Wood'dakı perfoıroaft&r/*' la Oscar kazanan oyuncu Martin Landau canlandı- nyor. Fılmın soundtrack'i de ünlü iki popmüzısyenı- nm. StevkWonderv e Qu- een'ın gıtanstı Brian May ımzasını taşıyor. Cnlübasketbol oyuncu- su MichaelJordan'ın baş- rolünü üstlendıği 'Space Jam' ıse basketbolsever- ler ıçın şölen nıtelığinde. Canlandırma sineması tekniğıyle normal fılmı kavnaştıran bu fılm ızle- yıcıyı hayal dünyasının eğlenceli boyutlanna gö- türüyor. Pans'tekı Notre Dame Katedrali'nın kambur zangocu Quassımodo'- nun acıklı öyküsü, VValt Disney Pıctures'ın 34 anımasyon fılmı 'Notre Dame'm Kamburu'nda bir kez daha sınemaya ak- tanlmış. llk kez 1831'de yayımlanan ve o günden bu yana edebıyat başya- ptflan arasındakı yerinı konıyan Victor Hugo'nun klasıği 'Notre Dame'ın Kambunı'ndan uyarlanan film, Disney'ın bugüne dek ürettığı en tutkulu ve gerçekçı müzikal niteli- ğinde. Çocukluğundan beri Notre Dame Kilise- sı'nde yaşamakta ve son derece baskıcı bır yargıç olan Frollo'nun gözetı- mınde bulunan çırkin ve kambur zangoç Quassı- modo. 'Soytanlar Festiva- li'nde güzel Çıngene dans- çı Esmeralda ve Frol- lo'nun yenı gardıyanlar yüzbaşısı Phoebus ile kar- şılaşır. Quassimodo'nun amacı Soytaniar Kralı se- çılmektır. ancak ınsanlar onun kılısenın zangocu ol- duğunu anlayınca üzenne saldmrlar. Kalabalık ıçın- de ona yardım eden tek kı- şı Esmeralda olur.. Gerçek bir öykû Küçük sey ırcilere yöne- lık olarak dü!>ünülmüş bir başka fılm de kahraman köpek Balto'nun seruven- lennı anlatan. bır başka Disney yapımı 'Balto'. 1925'te felakete ugTamış Nome kentinı kurtarmak amacıyla tehlıkelı sular- dan geçerek Kuzey Kut- bu'nun soğuk tipisıne kah- ramanca göğüs geren kı- zak köpeklerine adanan fılmın yönetmenı Simon VVeDs. Yaşanmış bır öykü- yü yansıtan 'Balto' küçük seyırcıler kadar yetişkınle- re de seyn hoş bir fabl ör- neğı sunan bır çizgi fılm. •Babam SözVerdi' dey- se, eskı termınatör. ko- mando v e yenılmez sav a^- çı Schvvarzenegger, bu kez bambaşkabır savaşm ıçın- de Yılbaşı öncesınde oğ- luna sezonun en müthış oyuncağını almak ıçin vahşı bır hedıye avına çı- kan zavallı babayı canlan- dınyor. tş hayatı ıle özel hayatı arasında hokkaba- za dönüşen babanın övkü- sünde 'terrainatörümüz' kahkaha dolu bır tempoy- la rolünün hakkını ven- yor! Yönetmen Brian Le- vant 1) Pinokyo, 2) Notre Dame'ın Kamburu, 3) Space Jam, 4) Balto, 5) Babam Söz Verdi. Adam Kitabevi'nde kitabın aydııılığı Adam Kitabevi'nin açılışını Server Tanilli bir mesajla kutladı. Kültür Servisi - Beyoğlu. ye- nı bır kültür ve kıtap merkezıne daha ka\uştu. Öncekı akşam açılışı gerçekleştırilen Adam Kı- tabevi'nde sanat ve edebıyat dünyasından pekçok isım bir araya geldı. Prof. Server Tanüli de Adam Kitabevı'nın açılışını Strasbourg'dan gonderdıği me- sajla kutladı Tanıllı. mesajında şunlan söyledi "Yülar öncesinin - o güzelim - Yeni Dergi'sinin okuyuculann- dan biriyim. Memet Fuat'ın, o- nun kadar önemseyip emek ver- diği Adam Sanat dergbinin de yülanmış izleyicüerindenûn. Adam Yayınlan'nın, tam on altı yıl önce çıkardığı ilk kitabından başlayarako yayınlardan da pa- yınıı aldım durdum. Sözünü ettiğjm dergilere ve ki- taplara, çok şey borçlu olduğu- mu söylernelrjim. Bunu övüne- rek söyleyecek benim gibi daha bınlerce okuyucu vardur ülke- mizde. Her zaman belirtmiş ve bilincindeolmuşumdur: Bu der- giler, bizde kendine özgii birer "okul" olmuşlardır. Sanatın. toplumlailişkisinigöz ardıetme- den hakkını vcrcn. öncülük >a- pan, ayağı yere basan bir kültür politikası güden bu dergilere o- muz vermiş çoğu kalem sahibi de bugün burada bulunuyor. On- lan derleyip topaıiayan Memet Fuat gibi bu kalem sahipleri de haklı bir övünç içinde olmahlar. Ctkemizde sanatın ve bilimin. tek kelimeyle kültürün karşısm- dasığ, unıksuz.geriyedönük,ka- ranhkçıve ilkel düşmanlann,üs- telik iktidarda olarak cirit attıgı şu acılı dönemde, bu insanlann yaptıklan daha da büyük bir önem taşıyor. Açık konuşalım: Kültür, bizim anladığımız an- lamda. insana, topluma ve çağın isteıierine açık kültür, bir saldı- n karşısuıdadır. Biz bu saldınva karşı. kitaplarla, dergilerle. söy- leşi ve konferanslarla karşı çıka- cağız. Başka silahunız vok! Bilimin reddedilemez kanıtla- n, sanatın ufka getirdiği zcngin- lik, felsefenin sentezi: Işte topu- muz tüfeğimiz'. Bilinçlerin metafızikle çarpt- tıldığu kafalann ve vicdanlann büyü ve mistikle saptirıldığı bu nankör yıllarda, aydınlığın mü- cadelesineomuzverenler arasın- da, Adam Yayınlan'nın yetiştir- diği binlerce okuru da görecek- siniz Adam Vayınlan'nın ilk ki- tabuu yayımlavışının üzerinden geçen tam on altı yüın sonunda, bugün açılışını yaptığunız kita- bevi, içindeki cafe-bar ve çok amaçhküçüksalonu,şûndiye ka- darki sanat ve düşün eylemini daha da boyutlandıracak ve ona bir zenginfik katacaktır. Bu günü görmek, sizler gibi benim için de pek mutluluk veri- cidir. Ve bu günü hazırlamış olanlan candan kutlarken hepi- nizin sevincini paylaşıyor, Adam Kitabevi'ne gelecek için candan başanlar diliyorum. Kadehimi, şu anda. yine o eski ilk yıllarda- ki gibi pey nir ve şarapla, Memet Fuat arkadaşınuzm sağuğuıa ve sizlerin onurunuza kaldınyor, hepinbdsevgive saygılarlaselanv üvorum." 11 bıne yakın kitap çeşıdı ve 25 bıne yaklaşan sayıda kıtabı bulunduran Adam Kitabevı. ls- tanbul'dakı en zengın kıtap çeşı- dı bulunan kitabevı olmayı amaçlıyor Uğur Mumcu hafta- sı dolayısıyla Mumcu'nun tüm yapıtlan yüzde 10 ındinmle okiıyucuya sunulurken 10 nisa- na dek sınema bıletı getiren her- kese, kıtap satışında ındirim uy- gulanıyor YAZIODASI SELtM İLERİ cak bunlardan yalnızca üçünun yaşadı- ğı sırada sahnelendiği bılınıyor. Otekiler, çağdaşlannca beğenilmediğinden yıllar içinde unutulmuştu. Yaşamıyla da ügi çekiyor Son üç piyano konçertosu, tamamlan- mamışolmasına karşın son derece başa- nlı olan do majör senfonılen. Kış Yolcu- luğu ve Kuğunun Şarkisi gibi yapıtlany- la müzik dünyasının unutulmazlan ara- sına giren Schubert. Haydn, Mozart ve Beethoven'ın aksıne yaşadığı dönemde uluslararası üne kavuşmamiştı Schu- bert'ın yeteneğının farkında olan ufak bır müzık çevresı dışında adını duyan pek yoktu. Günümüzde artik genış bir hayran kit- lesı bulunan Schubert. yaşamıyla da il- gi çekmey ı sürdürüyor: Batıda çıkan çok sayıda biyografısı arasında. sanatçının eşcinsel olduğundan söz ediliyor. Tartış- malann başlıca nedenı. Schubert'in, hakkında en fazla eşcinselhk dedikodu- su yapılmış sanatçılardan biri oluşu. Be- ethoven ve Mozart gibı dehalann yaşa- möykülennı yazan Maynard Solomon. söz konusu ıddıayı ortaya atınca başta eşcinsel dernekleri olmak üzere cınsel tercıh serbestlığıni savunan pekçok ku- ruluş Schubert'e sahıp çıktı. Ancak So- lomon'a göre ıddialann olumlu bır yanı da var. O da. Schubert'ın müzikal deha- sını yeniden ınceleme ve yorumlama olanagı Şiirler Anasmda Sabahattin Kudret Aksal'ın Ş/ırier'inı yeniden okuyordum. 1940'lardan 1990'lara ulaşan bu emek 'düzey' açısından çokdüşündürücü geldi bana: Sa- bahattin Kudret, şiirde düzeysizlığe tahammül ede- memiş şair! Kimi şiirlerinde düzey arayışı belli bir soğukluğu, handiyseaşın uzaklığı gereksinmiş. Kimı şiirterindey- se haylı içli duygular kırpıldıkça kırpılmış. Ama uzaklardan biryerlerden kentler, sokaklar, ev- ler, mevsımler bir hatırtayış sağanağıyla çıkageliyor. Sabahattin Kudret, onları şöyle bir soyleşip geçıp gi- diyor sonra. Geçenlerde sevgilı Ayda Aksel, "Şıir, şaırin ko- nuşmasıdır", demişti. Sabahattin Kudret de ıçlenış- lerden konuşurken duygularına şöylece kapılıp ge- çip gidıyor ışte. Bakıyorsunuz, yıllar öncesınde kal- mış bir 'an' bütün şiddetiyle esıyor, sonra dinip yiti- yor, sanki büsbütün siliniyor, sanki hıç yaşanmamış bir an olup çıkıyor. Başlangıçta tam böyle değilmiş. Şarkılı Kahve'nin şiirlerinde daha güleç, daha hüzünlü, daha paylaş- macıymış şair. Gıtgıde donuklaşmış. Donuklaşmış diyorum, öte yandan, donukluğunda buz saraylan- nın göz kamaştırıcı ışıltısı okunuyor. 1950'lerde yazdığı bır şııri var: "Giden". Aradan geçen onca zaman. o şıirdeki sızıyı ne yazık ki bu- güne taşıyor: "Ha/ıç kıyısındaki evde I Dört çocuklu ailenin I Ha- li yamandı I Geçen gün mısafirtığe gittığimde "Gerçi evlennin önü deniz 1 Denız değil kirii su ! Çocuklann yüzune baktım I Ne bet ka/mış ne benız "Çalışıyorher biri bir ışte I Ellerine geçen ne/Ge- çen de gidiyor eve ekmeğe I Ne üstte var ne baş- ta "Küçük bir halılan vardı eskıden I Dururdu oda- nın ortasında I Görmedim bu kere I Sade o mu gi- den "Bir şey uçmuş gitmiş yüzlennden I Insanı yaşa- maya bağlayan bir şey I Insanı umutlu eden güzel eden I Insanı insan eden." "Giden", okudunuz, çok acı bır şıır. inamlmaz ya- lınltkta ama ınsanı allak bullak ediyor. Haykırmaksı- zın söylüyor acıyı, büyük çogunluğun yaşam koşul- lannı. Sabahattin Kudret tekil ömek degıl. Şıire yakla- şım tarzlan birbınnden farklı şairier, dahası, neredey- se dünya görüşlen farklı şaııier, nice yıllar toplum- sal endışeleri de dıle getırmeyi gereksınmışler. Pek çok şiir hatırlanabılir. Son yirmiyıldaysabu endişe. 'toplumsalendişe' şıırden, öyküden, romandan gitgide kopartıldı ben- ce. Halıç'tekı aile, her bıri bır ışte çalışan soluk be- nizlı çocuklar, şimdı çok daha kalabalık bir kitleyi oluşturuyor. Gelgelelım o kıtlenin şairlen ne kadar az! Orhan Kemal'in ardılı romancılar ne kadar az! Olanca bıreysellıği içinde toplumsala açılan Sait Fa- ik bugün ne kadar az! Sabahattin Kudret'in "Giden "i beni Behçet Ne- catigil'ın bazı şiirlerine alıp götürdü, hiç unutama- dığım şiirlerine. Ezbere bildiğım dizelerdi, yıne de bır kez daha okudum krtapları kanştınp: Necatigil 'eWer'in dar bütçeli sofralanndan yakı- nıyordu. Geçim kaygası, boğaz derdi, yaşamak- ya- •«"•şayabilmek kaygısı boğazda bır düğüm öup çdQt«Ş- tı. Elli yıl önce yazılmış bır şiinn şu dizeleri şimdi çok daha gönül yakıyor: "Küçükler, büyük adam yenne evlerin kiminde: I Çocuklan ışe koştu kalabalık aileler. I Okul çağlan- nın kadersızyavrulan. I Ufacık avuçlanndan akşam- lan akan ter I Tuz yerine geçti evlerin yemeğinde." Necatigil'in gördüğü "hep paraya saygı camlar", o dükkân vrtrinlen bugün büsbütün ışıl ışıl, teknolo- jinin bütün olanaklarıyla daha çekici kılınmış, karşıt- lık çok daha derinden hissedilıyor. Yalnız şairier Ne- catigil kadar "zifir sansını dükkân vitrinlerinde" gö- remiyorlar, görmekten uzak duruyortar. Hepsi bizı yetiştıren şiirterdi. Bizi bugünün baya- ğı değersizliklerinden uzak tuttular. Necatigıl'den dızelerî lütfen çevrenizdeki herkese okuyun: "Kasaplarda manavlarda bazı yorgun kadınlar I Hep de tenha saatleri seçerler/ Sonra yavaş birses- le I Çocuk ıçın hasta kaç gundür yemiyor I Bıraz et bıraz meyva ısterier." "Insanı insan eden" şeyler başka nasıl gerı dönecek bıze?! Tıyatrocu Hümaşah Hiçan öldii • Kültür Servisi- Türk tiyatrosuna uzun yıllar emek veren Şehır Tiyatrosu sanatçılanndan Hümaşah Hiçan 72 yaşında yaşamını yitirdi. Sanat yaşamına 1947 yılında Açıkhava Tıyatrosu'nun açılışında oynanan 'Kral Oidıpus'adlı oyunla başlayan Hiçan, emekli oldugu güne kadar 100'ün üzerinde piyeste rol almıştı. Sanatçının bugüne dek oynadığı oyunlar arasında •Karanlık Bebek' (1949), 'Don Juan' (1950), 'Ölu Krahçe' (1951). 'Hisse-i Şayıa'(1953), •Hanımlar Terzihanesi' (1954), 'Bır Kilo Namus' (1958), 'Gazeteciden Dosf (1962). 'Keşanlı Ali Destanı' (1989) yer alıyor. Hiçan'm cenazesi bugün saat 11.00'de Harbıye Muhsın Ertuğrul Sahnesı'nde yapılacak törenden sonra Silivn Kapı Mezarlığı'nda toprağa verilecek KÜLTÜR • ÇİZİK KAMİL MASARACI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear