23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24-CAK1S97CUMA CUMHURİYET SAYFA bualımıaşilriı • AJKARAlCumlııriyet Baku MeraJ kse Baş'ıian Ne.mettin Erbian'ın bilgisı dışnda emrr«t müdirien kaıai-imesınJe değiaklik yapası nedeoiyle REFHYOLkoaLsyaı hükirKtmde yaşanar bur_£n aşıkL Başbatan Yaıdrcısı Taısu Çilbr'in, önceî gün Başbakanık Kontii'nda yıptığı görinede Erbakan' £. DYPıın -'Içiskri Bataniığı bizdt Biz nas:l RP'nn elindki Bayındırlık Bakalığı atamalannz kanşııyorsak onlar da bizirratamalannuza kanşmazlar" görüşihü iletti^ belirtildi. Başbakan Erbakn, bunun üzeriıe kararamenin Resmi Gazeî "de yayijnlanmisı talinuını verdi. Ranazan düzenine dava • ANCARA (Cumhuriyet Büros) - Bartın Adlıyesi Yaa İJeri Müdûrü Adurnhman Güzelgün, memırlann mesai saaterini iftar vjctine göre düzenleyen Bakanar Kurulu karannın iptali ıe yürütmenin durduıulması için Danışüy'da da\a açtı. Güzeljün'ündava dilekçtsinde. düzenlemenin anayasıya aykın olduğu savunüdu. Dilekçede, "Kutsd dın duygulannın politikıya ve devlet işlerine kanştınlamayacağının laiklik ilkesion gereğı olduğu" kaydecildı. Çiftenikâha suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Manısa Bağımsız Milletvekih Ayselı Göksoy ve Birleşik Kadınlar Platformu (BİRKAP), imam nikâhı ıle ilcinci kez evlendiği ortaya çıkan RP Isparta Milİetvekilı Mustafa Köylü hakkında suç duyurusunda bulundular. Tarikat liderferinin devlet zirvesinde kabul gördüğü iftar yemeğı için Başbakan Necmettin Erbakan hakkındaki suç sürdü. Şanlıurfa'da olen çocuklar • ŞANLIURFA (Cumhtıriyet) - Duruca Köyü'nde esrarengiz biçimde ölen çocuklarda, "beyinde fonksiyon düşüklüğü ile akciğerde kanamalı zatûrree" olduğu ileri sürüldü. Adü Tıp Kurumu tarafından yapılan açıklamada, çocuklarda zehirlenme belirtılerine rastlanılmadığı bildirildi. Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyın Fidanboy, üç uzman doktor tarafından hazırlanan otopsi raporunun önceki gün ellerine ulaştığını söyledi. Fidanboy, 18 Aralık 1996 tarihli raporda, "Ölümlerin beyinde fonksiyon düşüklüğu ile akciğerde kanamalı zatürreenin (Hemarapnömoni ve enses alopati) ortak etkisi sonucu meydana geldiğinin" belirlendiğıni kaydetti. Bombalı mektup uyansı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Posta lşletmesi Genel Müdürlüğü, Mısır'ın tskenderiye kentinden çok sayıda bombalı mektubun çeşitli ülkelere postalandığını belirterek yurttaşlan uyardı. Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü'nden dün yapılan yazılı açıklamada, Dünya Posta Birliğı Uluslararası Bürosu'nun üyelerine gectiği bir bılgı notunda, Mısır'ın Iskenderiye kentinden 21 Aralık 1996 tarihinde postaya verilen ve "gönderici ad ve adresinin bulunmadıği" 14x16.5 cm boyunda beyaz zarflar içinde çeşitli ülkelere bombalı mektuplann gönderildiğini bildırdiği kaydedildi. Açıklamada. zarflann içinde müzıkli kartlann bulunduğu, zarflann açılması ya da kartlann çıkanlması durumunda bombanın patladığı bilgisine yer verildi. Sendikacılara beraat • ANKARA (AA) - Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, "2911 sayılı Toplantı ve Göseri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri" gerekçesiyle hakknnda dava açılan, Türtiye Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başcanı Resul Akay'ın da araİmnda bulunduğu 5 sencikacının beraatlanna kara" verdi. HABERLER TÜSİADın 'demokratikleşme'raporuyankısmısürdürüyor lyi - kötii - cesur - hain'Haber Merkezi-Türkiye Sanayici ve İşa- damlan Derneği (TÜSfÂD) tarafından ha- zırlanan " Demokratik StandarrJann Yük- seltilmesi Paketi" başlıklı rapora tepkiler sürüyor. Diyarbakır"da bulunan sanayici ve ışa- damlan dernekleri; Yabancı Sermaye Der- neği (YASED) ile Universite Öğretım Üye- l<eri Derneği raporu desteklerken. ÖDP Ge- nel Başkan Yardımcısı Saruhan CMuç, pa- keti, rejime ait önemli sorunlann yaşandı- ğını belirtmesine karşın, işyerlenndeki de- rnokratikJeşmeden söz edilmemesi nede- niyle "yetersiz" buldu. Sanayici ve işadamlan dernekJerinin ile- riyi gören, verimli ve üretken olduklannı b u raporla birkez daha ispatladıklannı vur- gulayan Güneydoğu Sanayici ve tşadamla- n Derneği (GUNSIAD) Genel Sekreteri D- Iıami Ceylan. raporun zamanlamasının ve sunumunun çok iyi bir şekılde yapıldığını söyleyerek. " Rapora olan ilgi bize göre do- ruk noktasına ulaşnuştır. Demokratik re- formlar yapmaya yöneltmek ve bu açıdan olayian yorumlayıp raponın tümü için ha- rekete geçirileceği düşüncesindeyiz" dedı. Diyarbakır Sanayici ve İşadamlan Der- neği (DİSİAD) Genel Başkanı Mehmet Mehmetoğlu. raporun Türkiye'nin kang- ren olmuş sorunlanna çare olabileceğini öne sürdü. Raporun güneydoğu ile ılgili sorunlannı ciddiye alıp çözüm yollan bu- lunması gerektiğinı kaydeden Mehmetoğ- lu, "TÜSIADburaponıyla,Türkiye'dehu- kukun üstünlüğünün gerçekleştirilebilme- si için doğru bir adım atmıştır" şeklınde konuştu. Türkiye'nin önündeki engellerin çözü- mü konusunda raporun çok önemli olduğu- nu bıldiren Diyarbakır Tıcaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Şîrin Ylğit de "Ül- ke sorunlan oldukça büyiik olabilir. Ancak raporda dile getirildiği gibi sorunlann çö- zümü hiç de o kadar zor değil. Raporu tam olarak inceledikten sonra sanayi ve ticaret odası olarak görüşlerimizi daha net olarak ortaya koyacağjz" diye konuştu. Raporu. "*Sistemin eleştirisiyle birükte yerlerine ne konacağına ilişkin önerilerin degetirildiği detaylı ve her türlü takdire hak kazanan bir çalışma" olarak nitelendiren YASED de Türkiye'de yafınmları bulunan uluslararası yatınmcılann, Türkıye'nin içinde bulunduğu istikrarsız ortamdan son derece rahatsız olduğuna dikkatı çekti. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: _"YASED üyesi uluslararası yaünmcılar. TÜSİAD üyeleri gibi bu istikrarsızlığın kay- nağında, toplumsal uzlaşma için gerekli di- >aJogkanailaruun,en geniş katıiımcı çoğul- Diyanet 'Kadınlar şeyh imal ediyor' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -Diyanet Işle- ri Başkanı Mehmet Nuri Vılmaz; DYP'li Devlet Bakanı Nevzat Ercan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in tersine "-tarikaüık ve şeyhlik" ku- rvımunu reddermekten ka- çanmayarak, "İslamda bu tûr rütbeler yoktur. Ka- dınlar şeyh maldnesi mü- t>arek, durmadan şeyh i- naalediyx)r T 'dedı. Mehmet Nuri Yılmaz, DYP lideri Çiller'in, ön- ceki gün parti grubunda. toplumdaki dini bilgisiz- lik nedenıyle Diyanefi suçlaması üzerine, tarikat- lar, çokeşlilik ve muta ni- kâhı konulannda ıkınci kez basın toplantısı dü- zenledi. tbadette aracılara gerek olmadığını, şeyh- mürid ilişkilerinde aşınlı- g a kaçıldığını kaydeden Yılmaz, "Peygamber, Al- lah'ın en sevgili kulu oldu- ğu halde böyie bir teminat altuıa girmemiş. Şeyh na- sıl böyie bir teminat ainna giriyor?" dedi. Okuma oranındaki azlığın aldan- malara neden olduğunu, cehaletin giderek yaygın- laştığını vurgulayan Yıl- maz, "Müslüman saf ve aptal ohnaz. Müslümanhk da saf veaptallığı kabul et- ınez" dıye konuştu. Tarikatlarda uygulanan çeşitli yöntemlerden ör- nekler veren Yılmaz. "Bir lasmı zikr yapanrken, bir lasnu da dini esaslan ka- bul etmiyor. Namaz ve orucu reddedenlerde var" dedi. Islamın ayncalıklı bir sırufa ya da ruhbanh- ğa izin vermediğini kay- deden Yılmaz. "Adam arabasına şeyhin çorabını asıyor. Bana. savlanna inandığun insanlar, şevh- lerin kirli çorabının yıka- nıp içildiğini söylediler. İ s- tetik bunu şifa niyetine ya- pıyorlar. Peygamberimiz biİe insan üstü varlıkolma- dığını iddia eder" dedi. Tekeşlilığin gerekliliği- ni Kuran'dan ayetlerle an- latan Yılmaz, "EvfiMkfarz değil, isteyen evlenir, iste- mcven evienmez. Ama tek evlÛik esasör" dedi. Yıl- maz, babadan oğula geçti- gi iddia edilen şeyhlik ma- kamıyla ilgili bir soruya. Islamda bu tür rütbeler bu- lunmadığını belirterek. •*Kadınlar şeyh makinesi mübarek. durmadan şeyh imal ediyor; tasvip etmek mümkün değil" yanıtını verdi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART cu demokratik siyasal yapının yeterince ge- lişememiş olmasuun yattığını, serbest piya- sa ekonomisinin uzun dönemli kahcıhğuiın, ancak bu yapuıın gelişmesivle sağlanabile- ceğini düşünmekte ve TÜSlAD'ın girişimi- ni şonuna kadar desteklemektedirler."' Universite öğretim üyelennın TÜSİ- AD'ın demokratikleşme raporunu olumlu bir gelişme olarak gördükJerini kaydeden Universite Öğretim Üyeleri Derneğı Baş- kanı Prof.Dr.Burhan Şenatalar da. rapo- run özellilde demokratikleşme ve laiklik- ten rahatsız olan çevrelerin tepkisini çekti- ğini vurguladı. Bu tepkilerden "Bu konu- lann TÜSIAD'm üzerine vazife olmadığı ve TBMM'nin görevi olduğu" şekJindeki id- dianın özellikJe iizerindedurulması gerek- tiğini belirten Şenatalar. "Bu, politikayı halktan. halkı poütikadan uzak tutmak is- teyen çağdışı bir züiniyettir" diye konuştu. TÜSlAD'ın hazırladığı raporun. rejime ait önemli sorunlann yaşandığını be- lirtmesine karşın, işyerlerin- dekı demokratikleşmeden söz edilmemesi nedeniyle "yetersiz" olduğu görüşünü savunan Saruhan Oluç ise, pakette ekonomi-demokrasi bağlantısının kurulamadığı- nı belirterek, bu bağlantının kurulamaması halinde de- mokratik haklann geliştiril- mesinin mümkün olamaya- cagını bildirdi. Oluç şunlan söyledi: "Çalışma yaşamında ör- gütienme hakkmın serbest- leşmediği sendika ve toplu- sözleşme düzeninin sermave- nin tahakküm alanı olmak- tan çıkanlmadığı, kısacası çalışanlaruı üretim sürecûıde so/ yetki ve karar sahibi ol- malannın gündeme getiril- mediği bir demokratikleşme perspektifi toplumun ezici çogunluğunu oluşturan çalı- şanlann ihtiyaçlanna cevap vennez." MHP lideri Alparslan Türkeş ise TÜSlAD'ı " PKK'nin taşeronu gibi dav- ranmakla" suçlarken, de- mokratikleşme maskesi al- tında bazı istemlenn "hıya- net boyutuna ulaştjğını" sa- vundu. Raporun hazırlanış, sunuş vedağılımında "anar- şinin hâkim olduğunu" iddia eden Türkeş. "Zehrin şekeri diye adlandırabileceğimiz davranijlar giderek artan bir tempoy la adeta hıyanet nok- tasına ulaşmış bulunmak- tadır" dedi. Gerçek kimliği belirlenmesine karşın hiçbir işlem yapılmaması kuşkular doğurdu Yeşil ya da Hakan bilmecesi ALİER JlTEM ajanı olduğunu öne süre- rek failı meçhul durumdaki eylem- lerle ilgili Yeşil ve Hakan kod adja- nyla açıklamalar yapan Sabri Öz- genç hakkında, gerçek kimliği be- lirlenmesine karşın bugüne dek hiç- bir işlem yapılmaması yeni kuşku- lar doğurdu. ANAP Kocaelı ll Baş- kanı Sefer Ekşi, "önceciddiye alma- dığınu ama hakkında işlem yapü- mamasını düşündürücü" bulduğu- nu belirtirken Kocaeli gazetesinin sahibi İsmetÇiğit de Özgenç'injan- darma bırimlerine sık sık girip çık- tığı yönünde duyumlan olduğunu söyledi. Objektif prpgramı yapımcısı Ka- dirÇelikise Özgenç'in "Yeşil'" kod adlı kişi olmayabileceğini ancak kontrgerilla ya da özel harpçı oldu- ğunu ve birilerinın konuşturduğunu savundu. Shovv TVde Objektif programı- nı hazırlayıp sunan Kadir Çclik. Eş- refBitüsolayı dahil, çok önemli ko- nularda açıİdama yapan ve suç iş- lediğini açıkça itiraf eden birinin bügüne dek hiçbir soruşturmaya ta- bi tutulmamaşına dikkat çekerek kimliği Sabri Özgenç olarak belir- lenen kişiyle ilgili dün bazı gazete- lerde yer alan. "sıradan dolandın- a " şeklindeki görüşlere kesinlikJe katılmadığını belirtti. Bu kişiye, verdiği bilgiler karşılığında tek ku- ruş ödemediklerini ifade eden Çe- lik şöyle konuştu: "Açıklamalan para karşdığı yap- mryor. Şan şöhret için de yapmıyor, çünkü açık görüntü v ermek isteme- dL Aynca. bugüne dek verdiği bilgi- lerin sıradan bir kişi tarafından bi- linmcsi mümkün değiL olaylan de- taylanyla verdi. Daha sonra açıkla- yacağım bilgiler de var. 'Yeşil' kod adlı kişi olmayabilir, ama bence kontrgerilla ya da özel harpçı ve bi- rileri konuştunıyor." Sabri Özgenç'in, "ANAP Koca- eli İl Başkanf na, beni ANAP'lı mil- letvekilleriyle görüştür diye başvur- dum, ama görüştürmedi'" açıkla- ması üzerine bilgisine başvurduğu- muz ANAP Kocaeli İl Başkanı Se- fer Ekşi, olayı doğrulayarak Öz- genç'i güvenli bulmadığı ıçın ba- şından savdığını bildirdi. Özgenç'le bu görüşme dışında başka da bir ilişkisi olmadığını be- lirten Ekşi de Özgenç hakkında bü- güne dek işlem yapılmamasını dü- şündürücü buldu. Kendisini JÎTEM ajanı Hakan olarak tanıtan kişinin gerçek kimli- ğinı. 1951 Kandıra doğumlu Sabri Özgenç olarak açıklayan ve kendi- siyle görüşen yerel Kocaeli gaze- tesinin sahibi İsmetÇiğit Özgenç'ı önce ciddiye almadıklannı, ancak arkadaşlannın yaptığı son görüş- meden sonra JlTEM görevlisı ola- bileceğine de ihtimal verdiklennı belirtti. Özgenç'in jadarma birimlerine sık sık girip çıktığı yönünde du- yumlan bulunduğunu ifade eden Çiğit şunlan söyledi: "Arkadaşlanmıza şurada bekle- yin arkadaşlanm sizi alacak diyor; gerçekten söylediği yerde üstü başı düzgün, nazik birtakun insanlar ar- kadaşlanmızı arabalanyla alıp ko- nuşuyor. Kocaeli Emniyeti'nce bi- linmesine karşüık sorguianmıyor. Bû- ara RP'nin Mehmet Ali Paşa te- sisjerinde çaycılık vapnıış. Orada da VIİT ajanı, JtTEM ajanı olduğunu söylemiş. Sonra bunu dövüp armış- lar." Sabri Özgenç'in, kendisine bu kimJığinin de sahte olduğunu ileri sürdüğünü vurgulayan Ismet Çitici. Özgenç'in bu kimliğinin belirlen- mesinden tedirgin olduğunu. bu ne- denle iki çocuğu ve eşinin oturdu- ğu evi değiştırdiğini kayddeti. Bu arada adının açıklanmasını is- temeyen bir başka kaynak da Öz- genç hakkında Kocaelı'nde görev- li üst düzey bir yetkılinin "Bizim bölgemizde değil, ama başka bölge- lerde görev li olabilir" dedifını anlat- tı. Programdaki iddialar Hakan kod adını kullanan Sabri Özgenç. 1993 yılından beri Objek- tif programında JlTEM ajanı sıfa- tıyla aralannda Orgeneral Eşref Bit- lisin suikast sonucu öldürüldüğü ve bundan dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'ın haberi ol- duğu yönündeki iddiası da dahil. devletin güvenlik birimlenni ılgi- lendiren pek çok olay hakkında açıkJamalar yapmıştı. Özçenç ge- çen pazar gecesi yayımJanan Ob- jektif programında ise bu kez O- HAL Bölgesi'nde adı çok sayıda fa- ili meçhul cinayetle birlikte anılan "Yeşü" kod adılı JİTEM görevlisi olduğunu ileri sürmüş ve Gazian- tep'te yayın yapan Yaprak TV'nin sahibi Mehmet Ali Yaprak'ı kaçıranlardan biri olduğunu söy- lemışti. IRMIKIAYDEV ENGİN e - mail: engin (g planet.com.tr Kederli miyiz? Bir "Uğur"suz yıldönümünün kederi, öfkesi, acısı mı bastı benliğimizi? Bir24Ocakgünü,televizyon- larda ekranın altından akıp gi- den "Cumhuriyet gazetesi ya- zarı Uğur Mumcu bir bombalı suikastta yaşamını yitirdi" satır- lannı okuyunca, o bomba Uğur'un arabasının altında de- ğil, yüreğimizde mi patlamıştı? Uğur Mumcu'yla birlikte kendi- mizden de bir şeyler mi götür- müştü?.. Eksilmiş, azalmış ve ürkmüş müydük? Mumcu mum yapar. Uğur Mumcu kaç bin, kaç milyon mumluk bir ışık yakîı anımsa- yın. Aydınlanmaya, ülkeyi ay- dınlatmayaadanmış biryaşam- da, nice karanlık, mum ışığıyla aydınlandı. Silah kaçakçılannın, döneklerin, uyuşturucu tacirfe- rinin, siyaset bezirgânlarının, medya cambazlarının karaba- sanı ışık. Toplumu saydamlaş- tıran; önünü, ardını, dibini, arka- sını, ötesini berisini görünür kı- Bir Uğur'suz Yıldönümü lan ışık... Peki bugün, 24 Ocak 1997'de, o Uğur'suzluğun baş- ladığı güne, 24 Ocak 1993'e gö- re daha mı karamsanz? O gün içimizi kaplayan yenilmişlik, vu- rulmuşluk, azalmışlık, karanlık- lara gizlenmiş düşmanın aman- sızlığı duygusu bugün arttı mı? "Hayır" deyin. Hemen deme- diyseniz, tartın kendinizi, bir da- ha tartın, sonra "Hayır" deyin. Karanlıklara ışık sıkılıyor. Çe- teler, çetebaşlan birbiri ardına ışığa yakalanıyor. Karanlıkta kalmış cinayetler birer birer ay- dınlanıyor. Daha önemlisi, da- ha kıvandırıcısı, bütün bir top- lum ülkede olup biteni bilme su- suzluğunu bilince çıkanyor. Bi- linçlerimiz, o cıvık Doğu boş- vermişliğinden, "Büyüklerimiz bilir"den "Ben bilmek istiyo- rum. Hiçbir şeyin benden gizli kalmamasını istiyorum. Kimse- nin beni, devlet sım gibi tanımı, hukuku olmayan palavralarla oyalamasını istemiyorum. Bil- mek, bilmek, bilmek istiyo- n/m"atırmanıyor. O çok söylenmiş, söylene söylene aşınmış özdeyiş yeni- den dillerimizde: Birölürbin do- ğanzJ.. Doğrudur. Bir Uğur öldü, bin Uğur, milyon Uğur doğdu. Böylesi hiç olmadı. Başba- kanlar, dış bakanlar, iç bakanlar, devletliler, şeyhler, şıhlar, reis- ler, şefler, kerameti kendinden menkul liderlertitriyor. Uykusuz geceler artık onlann payında. Bu ülkede yükselen aydınlık öz- lemi, aydınlığa kavuşma karar- lılığı, karanlığı yırtma inadı hiç bugünkü kadar diri ve güçlü o\- mamıştı. Biliyorum. Yukandaki parag- raflan burun kıvırarak okuyanlar olacak. Yılgınlıklannı, tembellik- lerini, koşmadan yorulmuşluk- lannı "Gaz veriyor. Yemez abi" gibisinden yılışık argolarla ya da "Kofajitasyon bu. Hedefşaşırt- ma" gibisinden devrimci (!) lafa- zanlıklarla örtmeye çabalaya- caklar. "Yemez abi". ••• Bugün 24 Ocak 1997. Yedi gün sonra 1 şubat. Srvayın kol- ları bakahm. Bugün başlıyoruz Uğur Mumcu'yu anmaya. Yedi gün sonra Uğur'un bıraktığı yer- den yürüdüğümüzün bir kanıtı- nı sergileyeceğiz. 1 şubat cumartesi akşamı, saat tam 21 'de, bir dakika sü- reyle ışıklan kapatıyoruz. 1 şu- battan itibaren günlerce art ar- da, saat tam 21 'de 60 saniye süreyle kentleri karanlığa gö- meceğiz. Karanlığı karanlıkla yırtaca- ğız!.. Bu eylem yurttaşlardan yurt- taşlara bir çağn. Eylem kimse- nin değil. Hepimizin. Yüreği çe- telerin, kan içicilerin, "vatanse- ver" katillerin, banş umudunu namlularla karartanların, pisli- ğin, vurgunun, hırsızın, soygun- cunun olmadığı, aydınlık, de- mokrat, özgür bir Türkiye için çarpan herkesin eylemi. Hiçbir siyasal örgütün, partinin, gru- bun değil, yurttaşın yurttaşa yaptığı bir çağn bu: 1 şubat cumartesi akşamı sa- at 21 'de bir dakika süreyle ışık- lan kapatıyoruz. Uğur Mum- cu'yu anmaya bugün başladık, karanlığı yırtmak için 1 şubatta ve izleyen günlerde devam ede- ceğiz. Bugün ve o günler Uğur Mumcu'yu anıyoruz. Işığın sa- vaşçısını, karanlığın karabasa- nını anıyoruz. "Bugün aramızda olaydı... Ah, Susurluk olayı patladıktan sonra o aramızda olaydı..." Hayır. Ona yaraşan bu değil. Sulu gözlü törenlerle değil, gö- zü kara eylemlerte analım Uğur Mumcu'yu. Susurluk'un kanlı il- meğini elimizden bırakmayalım. Karanlığın karanlığını yırtmak için omuzlaşalım. Dosta düş- mana gösterelim. Dost kıvan- sın, düşman ürksün. "Ne çok, ne çok Uğur Mumcu var bu ül- kede" desinler. Haydi!.. POLTIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Uğur Mumcu... Bugün 24 Ocak 1997... Dört yıl önce bugün Sevgili Uğur Mumcu'yu oto- mobiline konulan bombanın patlaması sonucu yitir- dik... Aradan geçen o uzun dört yıl içinde Uğur'u alçak- ça katledenler hâlâ yakalanamadı... Uğur Mumcu'yu kimler, hangi güçler öldürdü? Bu soru hep gündemde kaldı... 1997 Türkiyesi'ne baktığımızda, olup bitenlere şöy- le bir göz attığımızda Uğur'u hangi güçterin öldür- düğü ortaya çıkıyor... Ama Uğur'un otomobiline bombayı yerleştirenler kim? Sağcı mı, solcu mu; dinci mi, dinsiz mi? Orası hiç önemli değil. Tetikçi, verilen görevi yapar... Bugün Uğur'u sevenlerin gönderdikleri yazılan alı- yorum köşeme. Uğur'un okurlannın seslerini aktar- mak istiyorum... Işte Zonguldak Barosu Başkanı Av. Zeki Çolakoğ- lu'nun yazdıklan: "Bugün Sevgili UğurMumcu'nun ölümyıldönümü. Haince katledilişinin üzerinden 4 yıl geçti. Aradan 4 yıl geçmesine karşın, hâlâ olayın üzerindeki sis per- desi aralanmadı. Cinayetin kim, kimler veya neden işlendıği konusunda söylentilerin dışında gerçek ve aydınlatıcı hiçbir ipucu bulunamadı. Dün cinayetin ardından katillerin bulunacağı konu- sunda 'namus sözü' verenler ya siyaset sahnesin- den çekildilerya da üst mevkilere çıkmalanna karşın konuşmaz oldular. Oysa Sevgili Uğur Mumcu, TC Devleti'nin onuhu bir vatandaşıydı. Anayasanın 17. maddesinde yer alan 'Herkes yaşama, maddı ve manevi varlığını ko- ruma, geliştirme hakkına sahiptir' hükmüne karşın, onun 'yaşama hakkı' acımasızca elinden alındı. Aile- sinin gözleri önünde haince katledildi. 'Herkes, kişi hürriyetine ve güvenliğine sahiptir' anayasa hükmüne karşın, çok sevdiği ülkesi ve dev- leti onu koruyamadı. En temel insan hakkı olan ya- şama hakkından yoksun bıraktı. Oysa Sevgili UğurMumcu, ülkesini seven lyibirva- tandaştı. Atatürkçü düşünce sahibiydi. Cumhuri- yetçı, laik ve anti_-emperyalistti. Bağımsız bir Türki- ye denyanaydı. Özgürlükçüydü. İnsan haklan savu- nucusuydu. Terör karşıtıydı. Yobazlann, hırsızlann, vurgunculann, çıkarcılann üzerine gitmekten çekin- medi, korkmadı. Gerçekleri söylemesi, yazması onu 'sakıncalı' yaptı. Ama bu da onu yıldırmadı. O iyi bir vatandaş oldu.. ama çok sevdiği ülkesi onu koruya- madı. " • • • Bir başka okur, Cumali Karataş 'Kartı Sokak'ı an- latıyordizelennde... Diyor ki: "Karlı sokakta her sabah I Kırmızı bir karanfil boy- nunu büker I Lapa lapa serpilen I Bembeyaz kariann arasında I Katran karası damlalar döker. Ülkemin tablosu okunur I Hüzün bulutu gözlerin- de I Acılann gongu vurulur I Sevgi dolu, insanlık do- lul Yüreğinde." Bir başka faks var elımde... Altındaki ımzalara bakıyorum... Bahçelievler katliamında öldürülen Hürcan Gür- ses'in annesi Latife Gürses, TİP Malatya ll Başkanı Şerafettin Atalay'ın aılesi, Çetin Emeç ailesi, Abdi Ipekçi aılesi, Onat Kutlar ailesi, Doğan Öz ailesi, Akın Özdemir^in eşi Mirte Özdemir, Sevinç Özgü- ner'in kızı Işıl Özgüner, 16 Mart katliamında öldürü- len Cemil Sönmez'in ağabeyi Zafer Sönmez, Ke- mal Türkler ailesi, Cavit Tütengil ailesi, Kumru Üçok... Diyorlar ki: "Bizler; uzunyıllarboyunca, yakınlannın katledilme- sini 'faili meçhul' tanımıyla taşımak zorunda bırakı- lan; zaman zaman basın sayesinde gerçeğin bir ucu- na yaklaştınlıp sonra 'delil yetersizliğiyle' karşı kar- şıya kalan; araştırmalar, soruşturmalarsırasındayüz- lerine açık açık çeşitli tıkanmalar, engellemelerie kar- şılaşıldığı söylenen; cinayetlerin ardından gelen aşa- malan sonu gelmez bir işkence gibi yaşayan.. zanlı- lar, yakınlan ve onlan destekleyenlerie kalmayıp, ki- mizaman resmi görevliler tarafından da bireysel ve toplumsal olarak onurlan zedelenmiş kişiler olarak; Uğur Mumcu'yu sadece bugün değil, her gün, öz- lemle andığımızı kamuoyuna bildirmek istiyoruz... Onun aramızdan koparılıp alınışı, düşüncelerinde ve saptamalannda gerçeğe ne kadaryaklaştığının en büyük kanıtıdır. Devletin ilgili kurumlanna, onun yıllar önce ortaya çıkardığı gerçekleri değerlendirme zamanının geldi- gini hatıriatmak istiyoruz." • • • Bugün 24 Ocak 1997... Uğur Mumcu'nun katledilişinin dördüncü yıldönü- mü... Devletin içinde örgütlenen çetelerin, faili meçhul cinayetlerin, din bezirgânlannın, tarikat şeyhleri- nin yoğun olduğu ülkede yaşamak içinizi sızlat- mıyor mu? Manisa'da liseli öğrencileri zindanlarda çürütenle- ri, Metin Göktepe, Sinan Demirbaş, Hasan Ocak'ı öldürenleri ödüllendirenler acaba rahat uyku uyuya- biliyorlar mı? Gri fotoğraflar çoğalıyor giderek... O fotoğraflarda alçakça kurulan pusulann acıma- sızlığı yüreklere bir ok gibi saplanıyor... Vurulduk ey halkım.. siz neredesiniz? Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR KUBİLAY 0LAY1 VE TARİKAT KAMPLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear