14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23C3C411 9?7 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öprelmensizlic OUİ / • w»OİC-A (Cımhuriyet Bta»su)-Vlıll Eğitiır Bâ^nı rvefrurmt Sağlam. Dt»i »e jCime-dogu'ca 'öretmeiîAzlic' nedeniyle bitsrce ocauğınöğrenim gcermedçcnu bei.rtti. Saj.ara 99-6--997 öğ;*ıır. \kndi OLş^nJsû H a Bölgesı (OîjAl) e micavir illerde bü Ak böûmû topam 12*?6 cxulun kapıSı clcuğvıru bıldirdi. Sasarn. OJP'l Sabri ErgLl'ûn ;azah soru önegesire -verdiği yanıtta. bu îgrenn y ı l n d a 7O7'si Oh\.L. lıl 'i rrûca-viriller olnaJc Lztre toslam 868 l ned;niylekapaı oldugunu bildrdı. Ptfisler* Sarıyer Adiyesi'nde • ktanbü Haber Senisi - " Kımarhanel erKrah' olank tannan Ömer Lütfîi Topıl'ın ödürÜTnesı olavını soitştuıan Sanyer Cunhunyst Sa^cılığı, olava adı ianşan özel tım görcvlisi Ayhan Çarkın'ın ış arkadaş ü ç polisi tanık olanık dinledi. Ayhan Çarkın, Tcpal c nayeti ıle ileilı olarak emnı^ette verdigı ıfadede 38.88. kodu ile çalıştığmı belırtmıştı Sanyer Cumhuriyet Sa\cılığı bunun üzenne Çarkın'ın iş arkadaşı üv- polis memurunu tanık olarak dinledi. Çarkın :1e birlikte rutukJanan özel tim görevlılen ve Sedat Bucak'ın korumalan Ercan Ersoy. Oğuz Yorulmaz, Mustafa Alnnok, Enver L'lu ile şofor Gani ICızıkaya hâlâ Metris Cezaevi'nde buljnuyor Ögrencilere cezaya tepki H Haber Merkezi - Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ismet Sezgin, Manisa'da ögrencilere verilen cezayı ağır bulduğunu açıkladı. Sezgin. "Çocuk HakJan Sözleşmesi titizlikle değerlendirılmeli ve en önemlisi, işkence iddialannın üzerinde durulmalıdır" dedi. Öte yandan Grup Yorum, Özgürlük Türküsü, Ayşe Gülen Halk Sahnesi, Fotoğrafve Sinema Emekçileri. Kültür ve Sanatta Halktan Yana Tavır Dergisi. Anadolu Halk Kültür Sanat Merkezi ve Okmeydanı Halk Kültür Merkezi adına yapılan ortak yazılı açıklamada. gözaltında işkence gören Manisah lise öğrencilerine Izmir DGM tarafından ceza verilmesi protesto edildi. Sopumluluk sınavları • İstanbul Haber Senisi - Mılli Eğitim Bakanlığı, sınıf geçme yönetmeliğine tabi olan onaöğretim öğrencilerinin sorumluluk sınavını, sömestr tatilinin uzaması nedeniyle 17-19 şubat tarihlerine erteledi. istanbul 11 Milli Eğitim Müdürlüğü'nden yapılan açıkJamada daha önce 12- 14 şubat tanhlen arasında yapılması planlanan sınavlann. sömestr tatilinin uzaması nedeniyle 17-19 şubat tarihleri arasında yapılmasının kararlaştınldığı belirtildi. Türk-İş sahip çıkacak • ANKARA. (AA) - Türk- tş Genel Setreteri Şemsi Denizer, Çalışma ve Sosyal Gü\enlik Bakanı Necati Çelk'in, Halil Tunç'u SSk Yönetim Kurulu üye ığinden almaya çahştıgını ıidiaederek, 'Türk-1ş Hslil Tunç'a sahip çıkacaktır' jedi. Denizer, Tunç'un, yıüarca Türk-îş genel başkaılığı ve genel sekreterligiyaparak işçi sınıfı \e Türk halkına büyük hizTretlerde bulunduguru belirterek '•Sa>ın Çelk'in çabalan, işçilerimizn ve em«klilerimzin dert kapısı olaıı SSK'nn sorunlannı çözecek çaJalar değildir. Bu gibi panzanca yaklaşımla- kurumun içinde bulınduğu önemli sonınlan ç<zmez. aksine dahada artınr" dedi. Satılıil990sulu BİS Tel: 31 15 96 Aksiyon dergisi iki gencin bilerek AIDS mikrobu bulaştırdığmı duyurmuştu Yalan haber yaşam karartb • Aksiyon dergisinden sonra Zaman ve Gözcü gazetelerinde de yer alan haber C.Ü. ve İ.G. adlı gençlerin toplumdan dışlanmasına neden oldu. Biri işyerini kapattı, diğeri işinden atıldı. AIDS mikrobu bulaştırdıklan ileri sürülen gençlerin iki hastanede yapılan testlerde temiz olduklan anlaşıldı. şilere nasıl bulaştırmaya çalıştıklan anlatı-KEREM1LGAZ "Korkunç intikam", "Taşıyıcüardan kor- kunç itiraflar: Bulaştırmak zorundayız", "Sinsi intikam"... Işte bu başlıkları içeren haberler düzen- li bir yaşamlan olan C.Ü ve İ.G.'nın yasam- lannı altüst etmeye yetti. Haftalık Aksiyon dergisinin bu hafîaki sayısının kapak konu- su olan haberde adı geçen kişilerin AIDS'i insanlara nasıl bulaştırmaya çalıştıklan an- latılıyor. İki hastaneden rapor alarak temız olduklannı kanıtlayan C.Û. ve İ.G., habe- ri yazanlar hakkında suç duyurusunda bu- lunacaklannı belirtiyorlar. Medyanın insanlann özel yaşamlanna girmesi artık kamuoyu tarafından yadır- ganmıyor. Ancak. gerçeği y ansıtmayan ha- berler, insanlann yaşamlannı olumsuz yön- de etkileyebiliyor. Aksiyon dergisinin bu haftakı sayısının kapak konusu olan \ e daha sonra Zaman ve Gözcü gazetelerinde de yayımlanan bır haber, iki kişınin iş yaşamlannın sona er- mesine ve toplum tarafından dışlanmasına neden oldu. Habere göre, C.Ü. ve t.G. adlı hastalann \ irüsü arkadaşlanna v e diğer kı- lıyor. tnsanlara şınngayla kan enjekte etmeyi. Kızılay Kan Merkezi'ne giderek kan ver- meyi ve kasten insanlarla cınsel ilişkide bulunmayı hedefledikleri öne sürülen bu kışılerin amaçlannın "toplumdan intikam almak" oldugu belirtiliyor. Derginın muha- birlerinden Mehmet Baransu ve Giivenç Ayar'ın haberine göre. erkek kuaföründe çalışan ve AIDS hastası oldugu belirtilen Î.G. şöyle konuşuyor: "Her giin öleceğimi düşünmem. ölümü bekJemem insanlardan nefret etmeme ne- den oluyor. Bensiz dünya olmamalı. Bana gelen müşterilere AIDS hakkında soru so- ruyorum. Onlann AIDS'lileri alaya alan konuşmalannı duydukça, bakışlarını gör- dükçe çıldınyorum. Tıraş sırasında yüzle- rini kesip, kendi elimdeki kesikten kan bu- laşünyonım." Haberde adı geçen diğer kişi ise Laleirde tekstil firması olan C.Ü. Yabancı birisinden kaptığı belirtilen vırüsü yine yabancılara bulaştırma çabasında oldugu kaydediliyor. Aksiyon dergisinin yayınından sonra Za- man ve Gözcü gazetelerinde de yayımla- EZAMAN orkunç inti Haftalık Aksiyon dergisinin bu haftaki savısının kapak konusu olan haberde adı geçen kişilerin ALDS'i insanlara nasıl bulaşürmaya çalıştıklan anlanlıyor. İki hastaneden rapor alarak temiz olduklannı kanıtlayan C.Ü. ve İ . C haberi yazanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı belirtivorlar. nan haber sonrası bu ıkı kişinın hayatı bir anda karanyor. Haberi yapan Mehmet Ba- ransu ıle akraba olduklannı \e t.G. ile bir- likte hatıra fotografı çektırdilderini belirten C.Ü.. kcndisiyle bu hastalık konusunda hiç konuşmadıklannı söylüyor. Kendisinin de l.G.'nindebu haber üzenne evlerindendı- şan çıkamadıklannı sövleyen C.Ü. "Biz ga/etede fotoğrafi görünce şaşkına döndiik. Ben dükkânımı kapattım. İ.G. ise işinden çı- karüldı. Akrabalanmız bile bizden kaçıyor. Türkiye'nin her yerindeki > akınlanmız bi- ri arayıp haberin doğru olup olmadığını so- ruyor. İ nsanlan inandırmak için hemen Ha- seki Hastanesi'nden ve bir özel hastaneden rapor aldık"diye konuşuyor. Bu işin peşi- nı bırakmayacaklannı söyleyen ikj "med- yazede", en kısa sürede haberi yapanlar hakkında dava açacıklannı da söylüyorlar. Konuyla ilgili görüştüğümüz Aksiyon gazetesi Genel Yayın Müdürü Mustafa Sungur, haberi yapan arkadaşlannın genç ve belkı de kandınlmış olduğunu belirte- rek, yazıda hatalar olabileceğinı söyledi. Fotoğrafi yayımlanan kışilenn yüzlenni kapattıklannı ve isimlenni rumuz olarak verdiklerini anlatan Sungur. hukuki sonun- luluk altında olmadıklannı öne sürdü. EKMEK ADEIEPTT işçisi taşeronlaşıııaya karşı Türk-İş'e bağlı Haber-İş Sendikası'na üye bir grup işçi, KİT'lerin özel- lestirilmesini sağlamaya çalışan REFArTYOL hükümetinL taşeronlaş- ma uygulamalanndan dolavı protesto ettiler. Haber-İş Sendikası İstan- bul 1 No'lu Şubesi'ne üye \°aklaşık 100 kişilik PTT çalışanı, dün Gay- rettepe'deki Telefon Başmüdüriüğü'nün önünde toplandı. Burada \a- püan açıklamada. ~PTT hizmetlerinin önemli bir bölümünün taşeron firmalar tarafından ele geçirildiği" belirtilerek taşeron firmaların PTT'ye girdikten sonra çeşitli aksaklıklann meydana geldiği savunul- du. Açıklamada, bu firmalann. işçileri açlık sınınnda yaşa>abiiecekle- ri kadar bir ücretle, sigortasız ve sendikasız çalışmaya zorladığı kayde- dildi. Kendi çıkanndan başka hiçbirşe> düşünmeyen bu firmalann abo- nelerine daha pahalı hem de kalitesiz hizmet sundukları ifade edilen açıklamada, ö/ellestirme uygulamalarının yaklaşık 15 yıldan bu yana uygulanmak istendiği surgulandı. Öıelleştirme öncesi oluşturulma>a çalışılan "taşeron mafŞasının PTT'den atıiacağı"ka>dedilen açıklama- da, Ankara'da 4 >ıl önce bombalı bir suikast sonucu öldilrülen gazete- miz yazan L'ğur Mumcu için bugün İstanbul'da düzenlenecek \ üriiyü- şe \e diğer etkinliklere katılma çağnsı yapıldı. (ÖZKAN GÜVEN) İstanbul îl Başkanı Mehmet Atay, yanan il binasının tamir edilmesi için yardım istedi ODP birinci yılını kutluyor Haber Merkezi-Özgürlük ve Da- yanışma Partisi, (ÖDP), kuruluşu- nun birinci yılını "adalet, banş ve demokrasi" ısteğiyîe kutluyor. ÖDP'lüer Izmir, Ankara. Adana. Bursa ve Trabzon'da düzenlenen "İşsizliğe, zamlara, özeUeştirmeye, çetelere hayır: katıl, değiştirelim" mitinglerine hazırlanıyor. ÖDP İstanbul II Başkanı Meh- met Atay \e beraberindekı ÖDP Yönetim Kurulu üyeleri. yanan bi- namn önünde bir toplantı düzenle- di. Atay. geçen günlerde partınin Beyoğlu'ndaki il binasında çıkan yangın sırasında 3 mılyarliralık za- rar meydana geldiğını belırterek tüm ÖDP'lileri yangının yarattığı tahribatın giderilmesı için "ime- ce"ye çağırdı. Atay, yangının ÖD- P'nın birinci kuruluş yıldönümü ta- rihıne denk gelmesının de anlamlı olduöunu vurguladı. HÂDEP temsilcılenyle KESK Genel Başkanı Siyami Erdem'ın de katıldığı toplantıda konuşan Atay, tüm bilgisayarlann zarar gördüğü 'Çocuklar için Şefkate Çağn' kampanyası İstanbul Haber Senisi - Türkiye Çocuk Hareketi tara- fından, tüm Türkıye genelmde "Çocuklar İçin Şefkate ÇağrT kampanyası başlatıldı. Çocuk Vakfı'nın ev sahip- liğinde başlatılan kampanyada, Türkiye'deki çocuklarla ilgili tüm dernek ve vakıflann yer alması planlanıyor. Biryıl boyunca de\am edecek olan kampanya çerçeve- sinde çocuklarla ılgılı yasal düzenlemelen içeren bir ta- san hazırlanarak Meclıs'e sunulacak. "Çocuklar İçin Şef- kate Çağn" kampanyası için dün, Çocuk Esirgeme Ku- rumu Eyüp Çocuk Yuvasfnda Boşnak ve Türk çocukla- nn katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Çocuk Vakfı Başkanı ve kampan- ya sözcüsüMustafaRuhiŞirin. Türkiye'de toplam 8 mil- yon yoksul çocuğun yaşadığını belirterek,. Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu bölgelennde 3 mılyon çocuğun açlık sınınnm altında, eğitim, sağlık, beslenme ve giyecek so- runlan ile kuşatılmış bulunduğunu söyledi. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) yangın sırasında ÖDP'nın önemli bir bölüm arşıv inin de yanarak yok olduğunu söyledi. Atay, yetkililerin çıkan yangının nedenini henüz be- hrleyemediklenni kaydederek "An- cak yangmın kuruluşumuzun tam 365'inci gününde me> dana geunesi- nin birim için özel biranlamı var. Bir yıllık faaliyetimiz, tüm özgürlük, de- mokrasi, banş vanülannuı ve emek- çilerin yüreklcrinesu serpnıiştir. Bu- na karşılık bir yıllık çalışmanuz, tüm emek ve demokrasi düşmanla- nna korku salma\a başlamıştır. Fa- kat bizler, küllerinden yeniden doğ- mayi beceren insanlanz. ÖDP en kı- sa süre içerisinde \anguun bıraknğı izleri silecektir" dedi. İl örgütü binasındakj telefonjann halen çahştıgını bildiren Atay. ÖDP dostlannın, yardımlannı Türkiye fş Bankası Beyoğlu Şııbesi'nde açılan 1422595 numaralı hesaba yatırabi- leceklerini belirtti. Olayın ardından biraçıklamaya- pan ÖDP Genel Başkan Yardımcı- sı Atilla Aytemur da partılennin Su- surluk'ta meydana gelen rrafik ka- zasıyla ortaya çıkan ılışkılenn üze- rine gittiğini, bu nedenle de sabotaj- dan kuşku duyduklannı belirtti. Aytemur, yangının başladığı sa- atte Beyoğlu Büyükparmakkapı Sokak'ta bulunan Mımarlar Oda- sı'na bomba ihban yapıldığının al- tını çizerek bunun dikkati başka bır noktaya çekmek için yapılrruş ola- bileceğıni ifade etti. Yangında en çok hasann bilgisayarlann bulun- duğu odada meydana geldiğını kay- deden Aytemur, yangın soruştur- masını dikkatle izleyeceklerini bil- dirdi. Erdem de bir açıklama yaparak ÖDP tstanbul tl Orgütü'nün kun- daklandığını iddıa etti. Yazar Odabaşı'na ödül ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) - Yazar Yıhnaz Odabaşı'na. PEN Yazarlar Derneği'nin Onat Kutlar adına düzenlediği "Fihn Ö> kü Yanşmasrnda kâzandığı "Başan Ödühı", "Düş ve Yaşam" adlı kitabıyla ilgili davanın duruşmasından çıkarken mahkeme önünde verildi. Yılmaz Odabaşı, "Düş ve Yaşam" adlı kitabı nedeniyle yayıncı Niyazi Koçak ile birlikte yargılanmaya başladı. Dava, kitapta "Atatürk'ün haürasına hakaret edilme" ve "İstiklal Marşı'nın tezlil (aşağüama)edildiği" savıyla açılmıştı. Yazar ve yayıncı hakkında 2.5 yıldan 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesı'nde görülen davanın ilk duruşmasında Odabaşı, Atatürk'ün hatırasına hakaret suçlamasıyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Atatürk'ün önemli reformlanna birçokJanndan daha fada sahip çıknorum. Bu nedenle kastettiğim Atatürk'ün şahsı \e reformlan değiL genel anlamda KemaUzm ideolojisinln baa vanlışlandır." Odabaşı. İstıklal Marşı'nı tezlil ettiğı savlanna karşı savunmasında, Istiklal Marşı'nda yer alan "Şu ezanlar ki _." diye başlayan ve "Benim iman dolu gö^ûnu." diye biten dızeleri laiklik anlayışıyla bağdaştıramadığını belirtti. Istildal Marşı'na hakaret etmek amacında olmadığını belirten Odabaşı, şiddet ve dınsel fanatizm içerdiğini iddia ettiği bu ikı dizeye 2000'li yıllann Türkiyesi'nde eleştirel bakmak gerektığıni söyledi. Yayıncı Koçak ise, kitapta suç unsuru bulunmadığından yayımladığını ve suçsuz olduğunu belirterek. beraatını istedi. Duruşma. dosyadaki eksık belgelerin tamamlanması amacıyla ertelendı. Yazar Odabaşı aynı kitabında bölücülük yaptığı suçlamasıyla da Ankara DGM'de yargılanıyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ne İsteniyor? Üniversitelerımizde bir terör estirilmek isteniyor. Tabii benim bildiğim bizim üniversite. Ama istan- bul'da böyle işler olduktan sonra, Anadolu'da ne- ler olabileceğini tahmin etmek bile istemıyorum. Bızim bölümden, yani uluslararası ilişkiler bölü- münden genç bir araştırma görevlisı, geçen hafta sınavdan çıkmış odasına geliyormuş. İki sıvil me- mur merkez binanın ortasında yolunu kesmişler. 'Dur' demişler, 'Üzerinı arayacağız.' Ortadafolyok yumurta yok. Ayrıca ihbar falan da söz konusu de- ğii. Genç arkadaşımız öğretim görevlisı olduğunu ve öyle canlannın istediği zaman adam arayamaya- caklarını söylemış. Hüviyetinı istemışler. Gostermış elbette. Sivil memurlardan biri, 'Hadi gidelim' demiş ar- kadaşına, 'Gerçekten öğretim görevlisıymış.' Ama öbürü aramakta ısrarlı olmuş ve aramış. Maksat 'taciz etmek.' Genç arkadaşımız kendisıni fakülte dekanlığına davetetmiş. Ağzaalınmayacakküfürleretmışler. İs- tediğin yere şikâyet et' demişler. Bölüme geldiğin- de eli ayağı titriyordu. Ne olduğunu sordum. Olayı anlattı. Hemen fakülte dekanlığına resmi bır yazı yazarak olayın peşine düşmelerini arz ettim. Ve bu işin takıpçisi olacağım. Bunu yapan adam, zaten bilinen bir adam. Bana da gösterdiler. Kızlara laf atmak mı istersinız? Er- keklere 'posta koymak' mı istersinız? Gelenı geçe- ni pis pıs süzmek mi istersiniz? Hepsı mevcut. Oğ- renci olaylarında da 'müthış kahramanlık' gösterı- yormuş. En önde o saldınrmış ögrencilere... Bır öğretim görevlisine bunlan yapan adam, oğ- rencilere neler yapmaz? Bunun amirlerı, mudürleri yaptıklarını görmüyorlar mı, bilmiyorlar mı? Bunca olaya girmiş çıkmış. Hâlâ üniversıtede tutmanın ve öğrencileri tahrik etmenin bir anlamı var mı? Üniversıtelere, özel güvenlık birımlerı kurulma- sından söz ediyor kimileri. Doğrusunu ısterseniz, ben bu 'özel güvenlık binmi' kavramına çok sıcak bakmıyorum. Geçenlerde bir dergide gördüm. Er- zurum Atatürk Üniversıtesi'nde ve Hacettepe Unı- versitesi'nde denemışler ve başarılı sonuç almışlar. Doğrudur. Fakat o üniversiteler zaten oldukça so- runsuz üniversiteler. Türdeş öğrencileri var. Çatış- maya her an hazır, farklı öğrencı gruplannın oldugu üniyersitelere pek benzemezler. Özel güvenlik birımlerıne sıcak bakmayışımın bır nedeni de her işi özel sektöre ihale etmeye karşı duyduğum tepki oluyor. Devletin kolluk kuvvetleri- nin suyu mu çıktı? Zaten Güneydoğu'da kolluk kuv- vetleri aczini ilan etti; korucu sistemine geçıldi. Bir de büyük kentlerimizde mi pes edecekler? Devleti devlet yapan tum hızmetlerde, vatandaş ya da özel kesim göreve çağrılıyor. Eğitim, sağlık, ulaştırma vs. derken şimdi sıra güvenlığe geldı her- halde. Çok ayıp. Devlet tüm asli görevlerınden kaçma çabasında. 'Devletiküçülteceğiz' derken, korkanm tümüyle or- tadan kaldıracaklar. Eğer devlet vatandaşına bu hizmetleri veremiyorsa, eğer devlet vatandaşlanna bu hizmetleri vermekten âcızse, varlığını neyle açık- layacak, varlığını nasıl meşrulaştıracak? Ama emniyet güçleri, bu tür görevliler yüzünden 'sorun çözücü 'özelliklerini yıtiriyor, tam tersine 'so~ run oluyor' ya da 'sorun yaratıyorlar.' Şu anda önümde İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nün öğrenciler için hazırlattığı ve dağıttığı 'Terö- re Hayır' başlıklı bir broşür var. A-4 boyutundakı bır kâğıdın üçe katlanmasıyla oluşmuş. Kapağında bır resim var, sormayın. 1930'ların ilkokul kitaplarında- ki çizim teknıği. Tam geri zekâlılar ıçın hazırlanmış. Kim çizer bunlan, kım çızdirir? Emniyet müdürlüğü böyle broşür basar mı? Bu broşürle okula gelen yeni ögrencilere teröre ve teröriste karşı ne gibı önlemler alınması gerektı- ği öğretilmeye çaltşılıyor. Bazı önerilere ben de ka- tılıyorum. Fakat çok 'maksatlı' ıfadeler de görülü- yor. Örneğin 'Üniversitelerdeki Tehlikeler' başlığı altında, 'Okulda sizı bazı toplantılara, sosyal faalı- yetadı altında kulüplere davet edeher...' denılıyor. Üniversitelerimızdekı kulüplerın ne gıbi zorluklar- la yaşama geçirilebildiklerinın en yakın tanıklanndan biriyim. Öğrencilerimize değişik alanlarda formas- yon kazandırmaya çalışıyoruz bu kulüplerle. Ve İs- tanbul Emnıyeti, bu kulüpleri, sanki bireranarşı yu- vası gibi değerlendiriyor. Aynı broşürde, dincı vakıf- lardan hıç söz edilmemesı de bir başka ilginç nok- ta. İstanbul Üniversitesi'nin merkez binası ve çevre- sindeki binalarda, bu ders yılında dört buyük saldı- n oldu. Birçok öğrencımiz bıçak, balta ve tabanca ile yaralandı. Basınımızın bir bölümü bunu her za- manki gibi 'farklı düşüncedeki öğrenciler arasında çıkan çatışma' olarak duyurdular. Ne münasebet? Ortada farklı görüşten öğrencilenn çatışması falan yok. Ortada öğrencilerimize yönelık saldınlar var. Ve bu saldınlan engellemekle yükümlü memurlann bir bölümü, saldırganlarta birlikte davranıyor. 1980 öncesinin iğrenç 'işbırliği', Susurluk sonra- sı ortaya çıktı. Tansu Çiller'in vatansever olarak i- lan ettiği katıllerin, kimden emıraldıkları ve kime hiz- met ettikleri, gün gibi 'aşikâr' artık. Ve Türkiye'de de varlığını demokrasiye borçlu olanlar ve ancak de- mokrasi içinde var olabilecek bazı akılsızlar, şımdi demokrasımizin altını oymak isteyen bu gibi 'ma- şalann' varlığına göz yumuyor. 'Ne isteniyor' diye düşündüğüm zaman, gerçek- ten akıl erdirmekte çok zorlanıyorum. insanların bu kadar 'kör' ve 'bilinçsiz' olmaya hakları var mı? Sevgili Tevfik Akistanbuüu Dönem arkadaşım, meslektaşım. Var olduğunu ve çok özlemiş bir zamanda buluşacağımızı aklımızın bir kenannda rutarak yaşıyoruz. Hayatın sürprizlerini hep öğrenmek zorunda kaldığımız halde bir türlü öğrenemiyoruz. Oysa artık yoksun ve buluşma ihtimalimiz ortadan kalktı. Bu beni çok üzüyor. Ve çaresiz olduğumu biliyorum. Hoşçakal. Dr. Gürbüz ÇAPAN Esenyurt Belediye Başkanı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear