Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10CAK 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Naçakçılar
yakalandıİANKARA(AA)-
Btşkent'te mermi
kiçakçılığı yaptıklan
te;pit edilen 5 kışi
Nîkalandı. Ankara
Enniyet Müdûrlüğû Silah
ve Mûhimmat Kaçakçılığı
Şıbe Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamaya göre,
rtiîrmi kaçakçıhğı
yapnkJan belirlenen
Mevlüt Memiş, Osman
Resımci, Ramazan Nebi,
Nurettin Tannöver ve
Aıslan Kisecik ve menni
totıklan 3 kişi, 3 tabanca
ve 57 adet mermiyle
yakalanarak adliyeye sevk
edildı. Bu kişilerin, toplam
1250 adet mermi sattıklan
belirlendi. ı
'Tüpk toplumu
temizdir'
• TRABZON (AA) - DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Ekinci, son
zamanlarda "temiz
tpplum" sloganıyla ortaya
çıkanlann, Türk milletine
hakaret ettiklerini ileri
sürerek, "Türk toplumu
temizdir. Kim kirli
diyorsa, gerçek kirli
önlardır" dedi. Son
aylardaki gelişmelerin,
devlete zarar verdiğini
vurgulayan Ekinci, "Bu
davranışın önünde de
ANAP ve onun genel
başkanı Sayın Yılmaz'ı
görüyoruz. Türk siyasi
tarihinin hiçbir
döneminde, iktidar
umudunu kaybeden bir
siyasi partinin genel
başkanı bunlann yaptığmı
yapmamıştır" dedi.
Almanya'dan
davet
ÜANKARA(AA)-
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın 1997 yılının
başlannda Almanya'yı
ziyaret etmesi kesinleşti.
Alman hükümeti kjsa bir
süre içinde Erbakan'a
resmi davet yapacak. Bu
arada, ikili iiişkilerin her
yönüyle ele alınacağı
ziyaret sırasında
Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne entegrasyonu
konusunun janı sıra
Alman tarafının, Erbakan
yanlısı MilliGörüş
Tgskilatı'nın tutumundan
duyulan cidoı rahatsızbğı
dile getireceği öğrenildi.
CHP'der ışıklı
eylem'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-CHP Genel
Saymanı tsmet Atalay,
1996 yılında açığa çıkan
"karanlık baglantılar"
konusunda hükümetin
tavnna tepkı gösterirken,
yurttaşlara "aydınlık
Türkıye için ışıklan
yakma" çağnsında
bulundu. 1 W y ı
felaketler seıesı olarak
niteleyen Aalay, yıhn kısır
çekişmeler \eküçük
hesaplar neoeniyle heba
edildığinı sc>ledi. Terör
olaylannm enlenmesi için
her yıl 8 mihar dolar
harcandığın kaydeden
Atalay, son .2 yılda
meydana ge en olaylarda
23 bın kişira yaşammı
yitirdiğini acıkladı.
Eski miletvekili
kaza geçipdi
• ANKARMAA)-
Erzincan eso SHP
MilletvekilıVeysel Varol
trafik kazas geçirdi.
Kızıiay'da kîrşıdan karşıya
geçerken anba çarpması
sonucu yaraanan 17'nci
Dönem Miktvekili Varol.
Bayındır Tı: Merkezi'ne
kalcLnldı. Hıstane
yetkililen, '^ırorıın ayakta
tedavi edıldŞni, sağlık
durumunun >i olduğunu
açıkladılar.
Dövizden kâr
yasagı
• ANKAF\(ANKA)-
Seçnenlerire tebrik ve
diğer benzc mesajlannı
ftmctel den.en telefonla
ya^arma ycmyla
ğönceren rrJervekillerine
Sınııtama gaıren TBMM
BaşLanlık Dvanı,
^urtiışına çsan
mill;tvetill.j
nnin aldıklan
da kâr
g için,
belcfetmede: cari döviz
k u r ı üzerLreen
odemelerin ararlaştırdı.
B a z milletîkillerinin
küttphaneren kitap ahp
getirmernese de dikkat
çeken Başkniık Divanı,
kitajlann iioara karşın
getiilmerriöi halinde
kita? degermn 5 misli
o l a n k nmlLf>ekili
rfi-asBflaruuan
kessimesinıeski
miLfetvekilrmden de
t&lısl edılrtami
kara-laştırc
Dinci politika izleyen Kültür Bakanı, RP'li olmayan personeli cezalarla baskı altına aldı
Sürgünden döniiş yokHÜLYAKARABAĞLI
ANKARA - Hükümetin RP kanadının ka-
mu kurum ve kuruluşlannda başlattığı şeri-
atçı kadrolaşmanın en önemli ayağını Kül-
tür Bakanlığı oluşturdu. RP'li kadrolaşmanın
sağlanması için personele, "sicil bozma,
emekliliğe zorlama ve kaderoe durdunna"
politikası uygulayan bakanlık yetkilileri, sa-
dece taşrada 500 personel hakkında işlem
yaptılar.
Başbakanlık'tan kadro istemine vize alan
Kültür Bakanı tsmail Kahraman'ın, ceza
alan çalışanlann yargıda kazanmalannı en-
gellemek için mahkemelere dosya üzerine
dosya sunduğuna dikkat çekildi.
RP'li Ismail Kahraman yönetimindeki
Kültür Bakanlığı 'nda personele yönelik sür-
,gün operasyonlarına hız kazandınldığı bildi-
rildi. îerör tehdidindeki bölgelere ağırlık ve-
rilen sürgünler için çalışanlann yargıdan al-
dıklan "yürütmeyi durdunna" kararlannın
• RP'li kadrolaşmanın sağlanması için personele sicil
bozma, emekliliğe zorlama ve kademe durdurma politikası
uygulayan bakanlık yetkilileri, sadece taşrada
500 personel hakkında işlem yaptılar.
uygulanmadığı belirlendi. Kahraman'ın,
BingöTde görevlendirdiği eskı Kütüphaneler
Genel Müdürü Gökçin Yalçın'ın ilçelerdeki
kütüphane denetimlerine güvenlik güçleri-
nin yardimıyla gittiği kaydedildi. Bakanlı-
ğın, sürgündeki personelin yerinde olup ol-
madığını kontrol etmek için aynca müfettiş
gönderdiğine dikkat çekildi.
Kadrolaşmanın mimarlığını müşavır ola-
rak atadığı Adanalı tüccar Hüseyin Coşkun'a
bırakan lsmail Kahraman, 12 müfettiş alımı
ıçın oluşturulan sınav komisyonunda tercih-
lerinin dışına çıkılmaması için Personel Da-
iresi Başkanlığı'na da Coşkun'u vekil tayin
etti. Coşkun'un, RP'li belediyeler ile genel
merkezden bakanlığa yerleştirilecek isimler-
de önemli rol oynadığına dikkat çekildi.
Kültür Bakanlığı tarihinde rastlanmadığı
vurgulanan baskılara ömek olarak tek kişi-
den kesilen 17 maaş cezası gösterilirken, re-
kor bir hızla oynamalar yapılan sicil puanla-
nna işaret edildi.
'Suıırsız takdir yetkJsT
Bakan Kahraman'ın "takdir"yetkisini ge-
rekçe göstererek, kendisinden sonraki dö-
nemleri de güvence altına almak için bazı
personele "tenzili rütbe (kademe durdur-
ma)" cezası verdiği ögrenildi. Bakanlık çev-
releri, Cumhuriyet'e yaptıklan açıklamada,
uyumsuzluk. dısiplinsizlik suçlan yüklene-
rek, sicillerinin bozulduğunu ve 90 puanda
olan bir personelin puanının 60'a kadar dü-
şürüldüğünü vurguladılar. Hakkında 9 ayn
soruşturma yürütülen personel sayısı giderek
yükselirken, bakanlığın yargıdan aleyhte bir
karar çıkmaması için mahkemelere çalışan-
lar hakkında dosya üzerine dosya sunduğu-
na dikkat çekildi.
Tasarruf genelgesiyle basımı planlanan
Halikarnas Balıkçısı nın biyografısini anla-
tan yapıtı rafa kaldıran bakanlık yönetimi,
"40 Hadis" adlı eser ile DYP Kayseri Mil-
letvekili Ayvaz Gökdemir' in kitabının 15 'er
bin adet basılmasını karara bağladı. Geçen
yıl yurtiçi ve yurtdışındaki kültürel etkin-
liklerde Türkiye'yi Batılı ülkelere kapatan
RP'li Kahraman'ın 1997 yılında da, Başba-
kan Necmettin Erbakan'm lslam ülkelen-
ne yönelik tutumlanna koşut olarak bu ül-
kelerdeki fuarlara öncelik vereceğine dik-
kat çekildi.
Kaçınlan
sendikacıya
işkence
izlttirildi
KOCAELl(AA)-Tüm Bele-
diye Memurlan Sendikası
(Tüm Bel-Sen) Kocaeli Şube
Başkanı Bedriye YüdızeB. ge-
çen cumartesi günü 3 kişi tara-
findan kaçınldığını ve beton bir
bina içinde "yan çıplak bir ki-
şiye tazyikli su sıkılmasının"
kendisine izlettiriierek tehdit
edildiğinı iddia etti.
Bedriye Yıldızeli, sendika
merkezinde düzenlediği basın
toplantısında, cumartesi günü
saat 12.00 civannda, Feridun
Özbay Caddesi üzerinde, yanı-
na iki kadının yaklaşarak "ko-
nuşmakistediklerini" söyledik-
lerinı belırttı. Daha sonra birer-
keğin de iki kadının yanına ge-
lerek kendisini zorla bir otomo-
bile bindirdiklerini anlatan Yıl-
dızeli, şöyle devam etti:
"Zorla, plakasını göremedi-
ğim özd bir otomobile bindirdi-
lerve başuna siyah bir başhk ge-
çirerek gözterimi kapadılar. Ba-
na 'Bize güven, bir şey olmaya-
cak' dediler. Tahminen 5-6 da-
Idka gittikten sonra, beni bir bi-
naya soktular. İçeriye girer gir-
mez bir erkeğin çığhklannı duy-
dum. Gözlerimi açülarve arka-
sı donük varı çıplak kişi\e taz-
yikli su sıkülar. Benim de gör-
memi sağladüar. Bana, 'Eğer
devlete karşı konuşmaya devam
edersen böyle yapanz' dediler.
Daha sonra da yine başhk geçi-
rerek, gözJerimi kapayıp beni
Fethrve Caddesi'nde bıraktüar.
Baslığı çıkanp gözlerimi açO-
ğımda onlan göremedim."
Yıldızeli, bin sanşın biri es-
mer iki bayan ile erkeği daha
önce hiç görmediğini, kendile-
rini teşhis edebileceğini söyle-
di. Olaydan sonra Tüm Bel-Sen
binasma geldiğini ve polise git-
mediğini belirten Yıldızeli, ola-
yı diğer sendikacı arkadaşlanna
anlatmak istediğini, fakat ken-
dilerini bulamaması nedeniyle
açıklamayı geç yaptığını belirt-
ti. Yıldızeli, olayla ilgili olarak
Cumhuriyet Savcılığı'na suç
duyurusunda bulunacağını söz-
lerine ekledi. Toplantıda aynca
Kamu Emekçileri Sendikalan
Kocaeli Şubeler Platformu Dö-
nem Sözcüsü Nihat Değer tara-
findan, Kocaeli Sendikalar Bir-
liği, Emeğin Partisi tl Örgütü,
ÖDP U Örgütü, HADEP tl Ör-
gütü ve CHPII Orgütü'nce im-
zalanan ortak yazılı açıkiama
okundu. Açıklamada. Yıldıze-
li'nin kaçınlması olayı kınana-
rak "Hukuk devleti olmaktan.
demokraskkn boka bahsedildi-
ği dönemde adanı kaçırma. dağ
kanunu manbğı değjl midir?"
denildi.
A>L4P Genel Başkanı MesutYıhnaz, yıIbaşmıgeçireceğiUludağ'aha-
l ü d d B
h H k k l l i C k N ^
Yıltnn'y'flnn
n , l u ü n d ^ ( ) n c e d l J n B a hV Hk%kT llu/urv%i v ı C ^ u k N u a s . n ı / ^ a
ret etti. Yıhnaz, ANAP milletvekillerinden Menmet Emin Kul, Ali Coşkun, tstanbul İI Başkanı Erdal Akso> ve BahçeUevler Bele-
diye Başkanı Saffet Bulut'la büiikte yaptığı ziyaretierde yaşhlara atkı, çocuklara ise çikolata hediye etti. Atatürk Kız Yetiştirme Der-
neği'nin teşekkür plaketi verdiği Mesut Yılmaz kimsesiz çocuklardan da küçük bir konser dinledL (Fotoğraf: KADER TLGLAj
CHP Kadın Kollan Başkanı Güldal Okuducu'dan DYP liderine tepki
'Çillerolaylara kadıngibi bakmiyor'
TÜREY KÖSE
ANKARA- 16 yıl aradan sonra yapılan ilk
'kadın kurultayı'nda CHP Kadın Kollan Ge-
nel Başkanlığı'na seçilen Güldal Okuducu.
"Kurultayımız, 12 Eytöl'le getirilen yasaklara
yamttı*' dedi. CHP'deki kadın kotası uygula-
masının yaygınlaştınlmasını isteyen Okudu-
cu, "Si>aset dümasıçokerkeksi,kadınlar ikin-
cfl rollerde. Bu dün\"ada kadın üslubuyla var ol-
mak çokzor. Biz. eftmtrin hamuruyla.özgür,eşit
bir geteceği yoğurmak için vanz" diye konuş-
tu. Okuducu, DYP Genel Başkanı, Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı TansuÇiller'in
"olaylara kadın gibi bakmadığuu, kadın gibi de-
ğerlendnTnedigini*' vurgulayarak. "DUine do-
ladığı"ana" nm, 'bacı'nm, onun sö>leminde ken-
dini buiduğunu söyiemek mümkün değil" de-
ğerlendirmesini yaptı.
CHP Kadın Kollan Genel Başkanlığı'na se-
çilen Güldal Okuducu, çeşitli illerde öğretmen-
likyaparken TÖB-DER içinde yeralmış. Oku-
ducu, bugün bir yayınevinde genel yayın yö-
netmeni. 12 Eylül öncesinde "o yıllann ve ya-
şının getirdiği üshıp içinde, CHP dışında siya-
setyapan" Okuducu, CHP'nin yeniden açılma-
sından sonra bu partide polıtikaya devam et-
miş. Üç dönemdir Istanbul il yönetiminde gö-
rev yapan Okuducu'ya yönelttiğimiz sorular ve
yanıtlan şöyle:
- Kuruttayuuz yapıhrken salonda kocaman
bir "Kadın siyasetın dolgu maddesi olmaya-
caktır" yaalı pankart vanu. Siz de dağıtrığınız
bikUrflerde "sessiz çoğunlugu" politika\a ça-
ğırnordunuz. Kadınlann poiitikada çoğu kez
ikincil rolleri üstlenme yazgısı kınlabilecek mi?
- Bu toplumun yansını oluşturan kadın nü-
fusunun sessizliği hiçbir zaman siyasal ıkti-
darlartarafindan doğru algılanmadı. Bu kadın-
lann talebi, öfkesi, başkaldınsı olmayacak gi-
bi algılandı. Günümüzde hiç de başkaldırma-
yan, öfkesi olmayan, sessizliğini koruma ka-
rarlığında olan bir çoğunluk değil kadınlar.
- Bu "görünür" \nr rol olabiJdi mi peki?
- Yönetilme rollerini talep etme, seçilme rol-
lerini talep etmede geri kaldık. Nasıl toplum-
sal yaşamda ikincil rollere alışmışsak, rahat
gelmişse, siyasal mücadele de böyle konum-
landı. Kadın toplumsal dönüşümün öznesidir.
Kadın, ileri dönüşümün geriye çevrilme öz-
lemleri içinde kullanıldı.
- Kadın politikası içindeyerinizi nasıl tanım-
hyorsunuz? Feminist harekete nasıl bakrvorsu-
nuz?
- Kadından yana olan, kadını öne çıkaran,
kadının özgürleşmesini hedefleyen her türlü
anlayışı destekJiyorum. Kadmın bu toplumun
eşit bir bireyi olduğunu ortaya çıkaran her tür-
lü çalışmanın yanındayım. "feminizm" sözcü-
ğüne de hiçbir alerjim yok. Feminist harekete
Türkiye' nin ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
- Siyaset düm-asına kablan kadınlar ne ölçü-
de kadın üslubunu, kadın taleplerini vansıö-
yor? Bu dünyada başanlı olan kadınlarda da-
ha çok hemcinslerini küçümseyen," Ben başar-
dım, onlardabaşarsın" diye tepeden bakan bir
tavır yok mu?
- Haklısınız. Siyaset dünyası çok erkeksi. Ta
var oluşundan bu yana erkek üzerine temellen-
dirilmiş bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada
kadın koşullanyla var olmak çok zor. CHP bu
zorluğu gördüğü için, hiç değilse bu zorluğun
aşılmasına katkı olsun anlayışıyla tüzüğüne
yüzde 25'lik kota koydu, uygulamaya çalıştı.
Kotadan partimizdeki kadınlar çok hoşnut de-
ğil. Elbette, nitelikli, siyaseti bilen kadrolarta-
şınırsa bu kota anlam ifade eder.
- Çiller'in üslubunu kadın politikası, kadın
talepleri açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Gerek başbakanlık, gerekse yardımcılık
döneminde kadın gibi baktığını. kadın gibi de-
ğerlendirdiğini hiç düşünmüyorum. Mevcut
olduğu siyasal anlayışı yansıttı. O yansımada
kadının kendini buiduğunu söyiemek müm-
kün değil. Diline doladığı "ana" nın "baa"mn,
onun söyleminde kendini bulduğunu söyiemek
mümkün değil. Bu sözler Güneydoğu'daki
acıyı durdurmadı. Acı ve gözj'aşı üzerinden
paranın kutsanmasını hangi yürek onay-
layabilir.
IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Günaydın!..
Istersabah kahvenizi içiyorol-
un, ister yorucu ve umanm keyif-
li bir gecenin ardından gün boyu
uyumuş olun.Günaydın!..
Haydi bakalım.O zorlu 1996
boyunca kendimize söz verip ve-
rip tutmadığımız her şeye bir çe-
ki düzen verelim.
Bir kere şu fazla kilolar, göbek
çevresindekı yağ katmanlan, iki
basamak tırmanınca soluk solu-
ğa kalmalar filan... Hani o zorlu
1996 boyunca "Bupazartesiden
/töbaren..."yada Tamam tamam
aksadı. Ama ayın ilk gününden
itibaren" deyip de üstesinden
gelemediğimiz sözler...
Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç.
Yeni bir yıl, bir dönemeç. Hiç bir
şey için geç değil.
Yaglı kebaplar, yedikçe iştah
kabartan hamur işleri, tabakta
kalan yemek salçasını şöyle ko-
caman bir ekmek parçasıyla sı-
yırmanın baştan çıkarıcı keyfi,
hele hete çikolatayı ısınnca ağza
ağır ağır yayılan tadı...Evet, bili-
yoruz. Tamam. Doğru. Ama hiç
biri kanmızdan, kocamızdan,
sevgilimizden daha vazgeçilmez,
Günaydınlar Çoğaltalım
daha değerli değil. Onun önüne
yağ tulumu gibi çıkıp bir yandan
da onu sevdiğimizi, ona değer
verdiğimizi söylemenin saçmalı-
ğına bir son verelim artık ha ?..
Yeni bir yıl, yeni bir başlangıç.
Bir iç atılım için bir dönemeç. Hiç
bir şey için geç değil.
Dişleri bundan böyle düzenli
fırçalamak için... Hep karar ve-
rip, bılet almaya bile gidilemeyen
klasik müzik konserleri için... Ga-
zetede haberini okuyup, "Ah,
mutlaka gidip görmeli" diye iç
geçirdiğimiz sergiler için... Hafta
sonlan uzun yürüyüşler yapmak
için... Ekran karşısında siftinme-
nin rahatlığından sıynlıp, takımı-
mızın maçını tribünden, bağıra-
rak, gol olunca ayağa fıriayıp ya-
nımızdakine sanlarak, soğuk ha-
vayı içimize çekip, maç boyu ger-
çek bir taraftar gibi tepınmenin
ödülü ter içinde kalarak (Yani ba-
na izmir yollan göründü demek-
tir. Hiç olmazsa bir maçta "Gööö-
öz, gööööz, Göztepeee!.." diye
bağıracağım) izlemek için...
Marksizmi savunmak ya da
Marksizmi reddetmekgibi ıddialı
siyasal uğraşlara soyunup, kitap
kapağı tanrtma yazıları ile stnırlı
bilgilerimizden oldum bittim te-
dirgindik değil mi? Ama sistem-
li, düzenli ve disiplinli bir okuma
sürecini de hep erteliyorduk.
"Hele şu işi bir bitireyim. Ondan
sonra şu kitaplana yumulacağım.
Öyle bilgisayar ekranı önünde
oyunlaha boşa harcanmış saat-
lere, kahve köşelerinde, bartez-
gâhlarında yitirilip gitmiş günle-
re son" deyip deyip de hani bir
türlü...
Anladınız!
Tamam tşte. 1996 artık geride
kaldı. Yeni bir yıl, bir silkinme, bir
başlangıç için pekelverişli bir dö-
nemeç. Hiç bir şey için geç ka-
lınmadı.
Hiç bir şey için, hiç bir şey için
geç değil. Yeni bir yıl, yeni bir
başlangıç. Yeni bir yıl, bir döne-
meç.
Bir ıslak Kasım sabahında el-
lerinde süpürgeleriyle Ankara
yollannı tutan ülkenin namuslu
insanlannı akşam TV'de seyret-
tikten sonra keyifle gülüp, "Çok
güzel be!.. Çok güzel eylem abi.
Afferim vallahi" dedikten sonra,
bilincimizin ve yüreğimizin bir
yerlerinden kopup gelen o ince
sızıyı anımsadınız mı ? Hani ken-
di kendimize "Peki ben niye git-
medim? Niye burda, ekran kar-
şısında edilgin bir tembellikle iz-
liyotvm bu demokratik çıkışı?"
dediğimizoanı...
Olsun. Hiç bir şey için geç de-
ğil. ÖDP daha çok yürüyüşler ya-
pacak. CHP'Iİ soysal demokrat-
lardaha çok eylemler düzenleye-
cek. Dürüst ANAP'lılar daha çok
imza kampanyalan örgütleye-
cekler. Önümüzde çok panel, tar-
tışmalı toplantı, açık oturum, yü-
rüyüş, miting var. Okunacak çok
krtap, dinlenecek plak, söylene-
cek türkü var.
Siyasal yönümüz ne olursa ol-
sun, yeni bir yıl, yurttaşa (kula de-
ğil, uyruğa değil, yurttaşa) yara-
şır siyasal etkinlikler için yeni bir
başlangıç olsun. Ekranda yürü-
yüş izleyenden, yürüyüş kollan-
nın içinde türküler söyleyene; ül-
kede banş için "imza atan" dan
"imza toplayan"a sıçramak için
işte yeni bir yıl, işte yeni bir dö-
nemeç.
Örneğin bütün biryıl Cumarte-
si Anneleri'ne yönelen alçakça
zulmü izleyip öfkelenen, sonra'da
"Ama onlar Istanbul'da, ben-
se..." ya da "Ama onlar Galata-
saray da. Bense Istanbul'un öte-
ki ucundayım..." diye kaytardığı-
mız cumartesiler'i unutun. Yeni
bir yıl, yeni bir başlangıçtır. Tür-
kiye'de her yer Galatasaray Ala-
nı. Türkiye'de her gün cumarte-
si.
Yeni bir yıl yeni bir silkiniş için
bir başlangıç...
Yeni yılın bu ilk gününde, ilk işi-
niz aynanın karşısına geçmek ol-
sun. Aynadakine bakın ve ona
"günaydın" deyin. Pınl pınl ve iç-
ten bir günaydınl
Yeni yılda günaydınlar çoğal-
talım...
POLTIİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Umut...
1 Ocak1997...
Hüznü bir kenara atıp yaşamda umut aramaya
çıkmanın zamanı mıdır?
Ben Akdeniz'in bilinmeyen ucunda tenha bir
kumsalda dolaşırken ağır bir işkencenin altında
ezilen insanlan düşünüyorum yine de...
Gözlerim sonsuz uykulardan kaçıyor, denizin ça-
tıkyüzündeolgunlaşmamışsevdalartopluyonjm...
Sabahın ilk ışıklan kül rengi bulutiann üzerinde
kendine yer ararken tez elden tükenen umutlan ye-
şertmeye kararlıyım...
Her zamanki gibi güzel düşler içindeyim, rüzgâr
kanat bir özgürfüğün rengarenk çiçekleriyle do-
natılmış bahçelcrinde gezmeye hazınm...
Bir portakal ağacının altında oturuyorum. Ço-
cuksu günlerimin büyüsüyle tekmil deniz kuşlan-
nın kanat çırpışını seyrediyorum...
Pembe bir akşamın başdöndürücü gevezeliğin-
den ötede pusuda bekleyen denizin dalgalanna
bakıyorum...
Yüreğimin içinden bulutlargeçiyor...
0 tarifsiz yalnızlıkların dışında kalıp, özgürlüğe
açılan kapılara dayanıyor, annelerin seslerini duy-
muyorum...
Kan durmuş, beyaz bir aydınlık, dostluğun, kar-
deşliğin, sevginin üzerine ibrişımle işlenmiş...
Silahlarsusmuş, bombalarpatfamazolmuş. Çe-
teler yargı önüne çıkanlmış, katiller cezalandınl-
mış...
Ben düşlerimle mutluyum, portakal ağacının al-
tından anılar ırmağından akan sulara koşmaya
hazınm...
Çocuklanmızyannlanndan umutlu, insanımızöz-
gürlüğün tadını çıkarmaktan mutlu...
Pembe bir akşamı artık eskisi gibi saklayarak ya-
şamıyor, ölümlere yenik düşmüyoruz...
Insanlar birbirterini öldürmüyor, kucaklıyor...
•••
1 Ocak 1997...
Gece ağaçlannda büyüyen birtırtam sevgiyi dü-
şünerek Akdeniz'in bilinmeyen ucunda pusuyaya-
tan dalgalara aldınş etmeden sabahı bekledim...
Sahi siz vişneçürüğü sevdalan bilir misiniz? Sa-
hi siz sevdalı kırlangıçlann öpüşmelerine hiç ta-
nık oldunuz mu? £>ahi siz hiç sulara, göçüp giden
kuşlara bakarak bir gülü kopanp kokladınız mı?
Başı boş kıyılarda yarım kalmış birsevda masa-
Akdeniz'de sapsan bir sabah...
Hava ne buz gibi soğuk ne de dışanda kar var...
Gökyüzünü tutmuş çanlar çalmıyor artık...
Genç kız mutlu, delikanh mutlu...
Sevda sözleri haykırmayacak şafağı...
Gardiyanlarbıyıklannı burup kırbaçlannı şaklata-
mayacaklar, demir sürgüleri üstümüze çekeme-
yecekler...
Çiçekler solmayacak, mavi gök siyaha meydan
okuyacak, umutlar kafdağının arkasına saklan-
mayacak...
Çok uzaklarda değil, hemen yanıbaşımızda bir
karanfil tütecek, soluksuz rüzgârlar bize sevginin
gülümsemesini getirecek...
Biz çoğalacağız, çoğalınken de haykıracağız:
"Eiaşka dur, başka söyie, başka sevil ama hiç bit-
me!"
•••
1 Ocak 1997...
Siz hiç güneş doğarken göğe baktınız mı? Bom-
boş bir kentin sokaklarında dolaştınız mı? Adı ko-
nulmqyan bir sevdaya meydan okudunuz mu?
Hüzünlü bakışlan boş verin, aşk romanlannın
kadınlanna, erkeklerine inanmayın, şehvette bur-
kulan yüreklere hiç kanmayın...
Gözünüzle, yüreğinizle okşayın sevdiğinizi, bom-
boş kıyılarda bekleyin aşkınızı!..
Sessiz ve görkemli karanlıklardan kaçıp gümüşi
aydınlıklarla buluşun...
Erguvani perdeleri çekin, saksıdaki mor me-
nekşelere bakın...
Hüzünlü bakışlar, kandıncı ürpertileri çoğaltsa bi-
le bundan vazgeçin...
Duygusuz kadınlardan ve erkeklerden uzak du-
run!..
Susmuş dudaklarda genç günleri bekleyin, öz-
güriüklerin dayanılmaz tadı için mücadele verin...
Sakın ola ki aşkınızı sabp hüzün meleklerini se-
vindirmeyin...
Tüm renkleri içinizde toplayın, büyücüleri yok
edin!..
Karnınıza konmuş uyur kelebeğinde düşlerinizi
sevin, onlarta sıcak ilişki kurun...
Şu soruyu hiçbir zaman kendinize sormayın:
"Kim sevmişti ilk kez, o mu, ben mi?"
Ben Akdeniz'in bitinmeyen ucunda yeni yılın ilk
ışıklanyla konuşurken dünden bugüne geliyor, raf-
larda kadın elleriyle yapılmış reçelleri anyordum...
Mavi denizin dalgalan pusudaydı ve çevremi
narenciye kokusu sarmıştı...
Akdeniz üşümüyordu!..
Bedenimizi aşkın, barışın, özgürlüğün ateşi
kuşatmıştı!..
lı
Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
Kalemli GATA'da
gazileri ziyaret etti
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli. Gülhane
Askeri Tıp Akademisi'nde
(GATA) tedavi gören gazi-
leri ziyaret ederek, yeni
yıllaruıı kutladı. Kalemli,
birer hırka hediye etfiği ga-
zilere,"Siz vatan için çok
şeyler yaptmız. Biz size he-
nüz bir şey yapamadık,
yapmayaçahşıyoruz'' dedi.
Kalemli, hastaneye geli-
şinde GATA Komutanı
Tümgeneral Fahrettin Al-
parslan tarafından karşı-
îandı.
Özel defteri imzalayan
ve bir süre komutan oda-
sında dinlenen Kalemli,
"Ulkenin bölünmez bütün-
lüğünü muhafaza için kan-
lanm, canlannı ortaya ko-
yan gazilere destek ve da-
ima arkalannda bulun-
duklannı onlara hissettir-
mek için geldikierini"be-
lirtti. Kalemli, devlet idare-
sinde bulunanlann, belli
günlerde de olsa bu insan-
lan ziyaret edip gönülleri-
ni amıalan gerektiğini ifa-
de etti.
TBMM'nin önümüzde-
ki ay GATA ile ortaklaşa
kampanya başlatacağını
belirten Kalemli, bu çerçe-
vede TBMM'yi ziyarete
gelenlerin "kan bagışına"
davet edileceklerini ve bu
şekilde toplanan kanlann,
gaziler için kullanılacağı-
nı bildirdi.
TBMM Başkanı Kalem-
li, daha sonra hastanenin
özel cerrahi, göz, ortopedi
ve plastik cerrahi bölümle-
rine giderek, tedavi gören
gazilere "geçmiş olsun"
dedi ve yeni yıllannı kutla-
dı.
Kalemli, birer hırka he-
diye ettiği gazilere,"Siz va-
tan için çok şeyler yaptuuz.
Biz size henüz bir şey yapa-
madık, yapmaya çalışıyo-