22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABITATII JSivil toplum örgütleri, emniyet güçlerinin belgeleri kontrol etmesi ve örnek toplamasına tepki gösterdi STK Foramu'na poKs engeH OKTAY EKİNCİ, MEHMET DEMİRKAYA, GÜNNURİLHAN, MELTEM FIRATLI, ÖZGÜR ULUSOY HABITAT-II'nin Türkiye'de yapılmasına karşı çıkan 28 sivil örgüt tarafından düzenlenen -Ahernatif HAB1TAT" etkinlikleri polis engeline takıldı. Aralannda lnsan Haklan Derneğı. Tüm Sağlık-Sen, Çağdaş Hukukçular Derneği tstanbul Şubesi'nin de bulunduğu 28 sivil toplum kuruluşunca Osmanbey'deki La Bella Dügün Salonu'nda gerçekleştirilen "Alternatif HABITAT Forumu" durduruldu. Dün forum standlannın olduğu bölüme gelen güvenlik güçleri toplantılann izinsiz yapıldığını öne sürdü. Güvenlik güçlerinin sözleri üzerine katılimcılar eşyalannı toplayarak salonu terketti. Forumun engellenmesi üzerine tçişleri Bakanı Ülkü Güney'e bir mesaj gönderen İHD Genel Başkanı Akın Birdal, Güney'den girişimde bulunmasmı isteyerek. "Güvenlik güçlerinin derhaL bu taciz ve engellemelerini durdurmalarını.salon çevresini boşaltmalarını istiyoruz" dedi. HAB1TAT-1I çerçevesinde düzenlenen sivil toplum kuruluşlan (STK) etkinlikleri. emniyet güçleri tarafından yakin takibe alındı. Forumlann gerçekleştirildiği İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampusu'nda görev li resmi ve sivil çok sayıda polis. gün boyunca dağıtima hazırlanan belueleri kontrol ederek örneklertopluyor. Emniyet görevlilerinin bu tutumundan tedirgin olan Türk sivil toplum kuruluşlan da bu rahatsızlıklannı ironik bir dille kaleme alarak kampus duvarlarına astıklan bildirilerde dile getirdiler. STK forumlannın gerçekleştirildiği İTÜ Taşkışla Kampusu"nda görevli emniyet görevlileri gün boyunca dağıtıma hazırlanan belgeleri kontrol ederek örnekler topluyor. HAB1TAT-U süresince yabancı ülkelerden gelen STK'lerin aksine BM'de geçerli dokunulmazlıktan yararlanamayan \e bu yüzden fikirlerini özgürce dile getiremediklerini söyleyen Türk STK'leri de emniyet görevlilerinin bu tutumundan yakınıyorlar. Bu arada önceki gün başlayan STK forumları da ufak tefek aksaklıklara rağmen sürüyor. 60 ülkeden 6 bin kişinin başvurduğu forumlara ilk günkü katılım 2 bin kişiyi buldu. Resmi açılış bugün Forum alanında bulunan standlann 3'te ikisi de faaliyete geçti. Forumun resmi açılışı bugün saat 15.00"te İTÜ G amfisinde yapılacak. Aynı akşam saat 20.30'da da İTÜ Taşkışla binasının arka bahçesine kurulacak çadırda açılış seremonisi düzenlenecek. Sendikalar Forumu'ndan çağrı 'Çahşanı ezen politikalar terk edflmeli' HABITAT-II Konferan- sı'nın "ortagr Sendikalar Forumu. dünbaşladı. Forum- da. yaşanabılır kentler yarat- manm ekonomik kalkınmay- la birlikte mümkün olduğu belirtilırken küreselleşen dünyada çalışanlar aleyhine büyüyen liberal politıkaların terk edılmesı istendı. Llusla- rarası Inşaat ve Agaç lşçılen Federasyonu temsilcisi Llf Asp. kentleşmenin çok yoğun yaşandığı dünyada 750 mıl- yon insanın istihdam dışında veçok ağırkoşullarda yaşadt- ğını belırterek "Çalışma ve konut hakkı.temel insan hak- kıdır. Sendikalar dahil tüm örgütler. hükümetler ve hü- kümet dışındaki kunıluş lar sorunun çözümü için önemli rol oynavacakOr" dedı. Türk-lş'ebaglı Yol-IşSen- dikası ile Uluslararası Inşaat ve Ağaç Işçilerı Sendika- sı'nın bırlikte düzenledigi Sendikalar Forumu dün Hil- ton Oteli'nde. bir buçuk saat sürenbirkonferanslabaşladı. Konferansta konuşan Avrupa Konseyi Temsilcisi Rinaldo LacateHi. konüt edrnme hak- kını. ev sızlığın azaltılması ve konut fiyatlannın ulaşılabilir kılinması şeklınde ele aldık- lannı söyledı. Lacatellı. Av- rupa Konseyi Sosya! Kalkın- ma Fonu'nun Türkiye ve ben- zen ülkelere sosyal konut in- şaatı konusunda yardımlarda bulunduğunu belirtti. Konferansın başkanhgını yapan Ulf Asp ise dünyada 750 milyon insanın istihdam dışında ve çok zor şartlarda, 1 milyar kişinin ıse fakırlik içinde yaşadığını dile getirdi. 550 milyon insanın ber gece aç uyudugunu vurgulayan Asp. "Dünyada 500 milyon çocuk ilköğretimden vararla- namıyor. Çahşma ve konut hakkı. temel insan hakkıdır. Sendikalar dahil bütün örgüt- ler, hükümetler ve hükümet dışı kuruluşlan bu sorunun çözümü için önemli rol oyna- yacaklardır" dedi. Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Emin Kul'un da katıldığı konferansta Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir. yerleşım \ e kentleşme açısın- dan. "hükümetinin projesini" aktardı. Özdemir. Türkiye'de konut ihtıvacının eıderilmesi ıçın uygun finansman model- lerınin geliştırilmesı. yeni ge- cekondu alanlanna olanak ta- nınmamak için yaratılan rant- ların kamuya aktarılması. özürlülerın ve kadınlann ev- lerinde. kentlerde rahat yaşa- masını sağlayacak koşuİlann yaratılması ıçın gerekli yasal düzenlemenın yapılması gibi bir dizı projeyı anlattı. Türk-Iş Genel Başkanı BayramMeral ise 1%0'li yıl- larda beninısenen ve IMF ile Dünya Bankası tarafından ge- lışmekte olan ülkelere dayatı- lan yeni liberal polıtikalann terk edılmesini istedı. Küre- selleşen dünyada kentlere ve dünyaya, uluslararası serma- venin çıkarlannın degil. çalı- >an yıgmların ekonomik ve sosyal çıkarlannın hâkim ol- ması gerektıgını belirten Bay- ram Meral, şu önerileri sun- du: "Herkese veterli ve ucuz konutve bannmaimkânısağ- lanmalı. Konut piyasalan ka- munun denetimi ve vönlen- dirmesindeolmalı. Konut üre- rimi ve kcntsel yönetimlere, kentiilcrin kanhmı sağlanma- lı. Kamu istihdamı veniden bir kamu politikası haline ge- tirilerek kenderdeki voksullu- ğun esas nedeni olan işsizliğin ortadan kaldınlması hedef- lenmelidir.- DİSK Genel Başkanı Rıd- van Budak da yaptığı konuş- mada. kentlerin en saglıksız bölümlerinde yaşayan insan- ların emekçıler oldugunu söyledı. Budak. "Buinsanla- nn ekonomik olarak giiçlen- mesini sağlamak. gerçekten yaşanabilir kentler oluştur- manın bir koşuludur" dedi. Tarım alanlanndan. tüm dün- yada savaşlardan kaçarak kentlere göç eden milyonlar- ca insanı iş sahibi yapmadan güvenli v e sağhklı bannaktan söz edilemeyeceğıni v urgula- yan Budak. sorunların çözü- mü için "küreselölçektedaya- nışmayı öne çıkarmak"* ge- rektıginı kaydetti. Gün boyunca düzenlenen iki forumda ise özellikle AB temsilcileri, yaşanabilir kent- lenn oJuşturulması için kamu yatınmlannın yanı sıra özel sektörün bu alanda yatırım yapması gerektığini belirttı- ler. HAB1TATDOSTLUĞU-HABITAT ll'degörevli kişiler arasındasıcakilişkilerdekuruluvor. Dilleri veküKür- leri arasındaki farka karşın kurulan bu ilişkiler, karşılıklı alınan isim ve adreslerle kalıcı kılınmaya çalışılıvor. İstanbul'da dün gerçekleştirilen etkinlikler arasında Parlamenterler ve Vakıflar Forumu da buiunuvor. Saban- cı Center'da gerçekleştirilen ve dünyada ilk olma özelliği de taşıyan Vakıflar Forumu'nun ilk toplantısında sivil toplum kuruîuşlarının. özelde de vakıflann bütün dünyada demokrasinin geliştirilmesindeki önemi tartışılır- ken bir "deneyim alışverişinin" de temelleri atıldı.(Fotoğraf: KUBtLAY TL'NTÜL) Yerel yönetim eylem plam HABITAT-II Konferansına sunul- mak üzere. iki gündür çalışmalannı sürdüren Dünya Kentler ve Yerel Yö- netimler Kurultayı bir deklarasyon hazırladı. Deklarasyonun. "Ulusla- rarası Topluluktan İstediklerimiz" listesinin birinci maddesinde "Des- teklenen bir insan kalkınması, eşgü- dümlü ve tamamlav ıcı bir tarzda, uy- gun kaynaklann seferberliğiyleönce- likler listesinin en başında yer alma- lıdır" denildi. Harbiye'deki Askeri Müze Külrür Sitesi"nde önceki gün başlayan Dünya Kentler ve Yerel Yö- netimler Kurultayı dün. konferansa sunulacak olan deklarasyon üzerin- deki tartışmalarla tamamlandı. Montreal Belediye Başkanı ve Metropolis Başkan Yardımcısı Pier- reBourquetarafından sunulan kurul- tay bildirgesınde küresel planlama ve yerel planlama arasında paralellik sağlanması istenerek şöyle denildi: "Küresel eylem planı, ulusal planlar ve verel gündemlerle bağ- lantılar kurulmasını ve arabirim- ler oluşturulmasını sağlar, özel böl- gesel koşulları ve öncelikleri göz önüne alır. Bu ara birimlerin ta- nımlamaları ve örgütlenmeleri bağlamında, Rio de Janeiro Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda ka- bul edilen küresel Gündem 21 ger- çekleştirilmesi için uygulanan Ye- rel Gündem 21 çalışmalarında ye- rel yönetimlerin toplu denev imleri göz önüne alınmalıdır." Deklarasyonda aynca. kentler ve yerel yönetim delegelerinin gerçek- leştirmeyi üstlendiklerikonularday- eraldı. Yerel yöneticilerin gerçekleş- tirmeye çalışacaklan konular şöyle düzenlendi: 1. İnsanlığa yönelik her rürlü teh- dide karşı etkin bir rol almak ve vok- sulluğa,cehalete, hoşgörüsüzlüğe,dış- lamalara, güvensizliğe. çev resel bo- zulmaya ve kültürel vozlaşmaya kar- şı savaşmak. 2. Bölgelerimizde. kentlerimizde. kasabalanmızda ve köylerimizde. bütün önemli yerel güçlerle (topluluk tabanlı örgütler, mahalle ya da köy dernekleri. sivil topluk kuruluşlan, özel sektör. profesyonel gruplar. sen- dikalar vb) etkin bir işbirliği içinde katılımcı kalkınma politikalan uygu- lamak. 3. Verel düzeyierin karmaşıklıkla- nna ve özelliklerine uyaıianmış vö- netim vöntemlcri ve insan yeıieşimle- rinin fİnansmanı ve yönetimi için uy- gun biçimler bulmak. 4. Bölgelerimizin. kentlerimizin, kasabalanmızın ve köylerimizin yö- netimlerinin saydamlığını ve verim- liliğini arttırmak, halkımızın gereksi- nimi olan hizmetleri vermek ve böy- lelikle bir sivil birliktelik bilinci ge- liştirmek. 5. Gücün ve yetkinin eşit dağıtımı- nı sağlamak için gerekli dü/enlemele- ri vaparak kadınlann verel vönetim- lerin karar alma mekanizmalarına katılımlan için her fırsatı değeıien- dirmek. 6. Halklar arasında ilişki kurulma- sını. deneyim alışverişlerini ve yerel aktörler arasında ortaklıklargeliştiril- mesini özendirmek için. yerel yöne- timlerin ulusal. bölgesel ve uluslara- rası kurumlannın da desteğiyle. ye- rel yönetimlerimiz arasındaki doğru- dan işbirligini güçlendirmek. 7. Teknik yardını, teknotoji ve knovv-hoH trasferi ve pratisyenler arası işbirliğiyle daha ivi hedefli tek merkezden yönetilmeyen bir iş- birliği oluşturarak, yeni teknolojik gelişmelerin dönüştürücü potansi- yelinden yararlanmak. 8. Özellikle btlgi yayarak ve belir- li yerel göstergeler oluşturarak dev- letler. uluslararası topluluk ve bütün ortaklarla. yerel düzeydeki etkinlik- ler ve uygulamalara ilişkin yapıcı di- yalogjar geliştirmek. 9. Özellikle. bu mecliste bir ara- ya gelen kentlerin ve yerel yönetim- lerin küresel eşgüdümüv le. av rı ay- rı etkinliklerimizin planlanması üzerine çalışmak. Bu eşgüdüm, bi- zim uluslararası topluluk önünde- ki sesimiz olacaktır ve HABITAT gündemindeki küresel eylem planı- nın, yerel düzeyde uygulanmasının yolları ve araçları görüşülecektir. 10. Gelişmiş ülkelerin gayri safi milli hasılasının en az 0.7"sinin az ge- lişmiş ülkelerle işbirliği programlan- naaktanlması isteminin gerçekleşti- rilmesinde etkinroloynamak. 11. Konferansın önerilerini kendi sorumluluk alanımız içinde yerine ge- tirmek ve av rı av rı yerel yönetimleri- miz temelinde etkilerini değerlendir- mek. Cemiye yerleştiler HABITAT polisleri aç kaldı • Güvenliği sağlamak için tstanbul dışından getirilen polisler. yatacak yer sorunu ve öğlenleri kumanya verilmemesi yüzünden perişan oldu. HABITAT-II nedeniyle İstanbul'da görevlendirilmek amacıyla Ankara. Konya. Kayseri ve Kırşehir'den getirilen polisler. yatacak yer ve yemek sorunlan çözümlenmediği için stresle görev yapacak. tstanbul dışından getirilen 600 güvenlik görevlisi. Kuruçeşme'de demirleyen Akdeniz gemisine yerleştiriidi. 300 yatak kapasiteli olan gemide polislerin ancak yarısı yatabiliyor. Geri kalan 300 polis. arkadaşlan uyurken İstanbul'da parklarda dolaşıyorlar. Gemide sadece sabah ve akşam yemeği verildiği - için polisler öğlenleri yemek sorunlannı da kendileri çözmek zorunda kalıyor. Şehirdışı göreve çıkrnalanna karşın herhangi bir harcırah da almayan güvenlik görevlilerini. görev yapacaklan bir ay süresince uykusuzluk ve açlık nedeniyle stresli günler bekliyor. Polisler, Emniyet Müdürlüğü'nün bu sorunlarını bir an önce çözmesini bekliyor. BM'nin kendileri için kışi başına günlük lOOdolarverdiği yolunda bir duyum alan polisler, harcırah verilmesi için Emniyet Müdürlüğü'nün ilgisini bekliyor. Ancak HABITAT Güvenlik Müdürlüğü'ndeki BM yetkilileri. bu duyumun yanlış oldugunu. İstanbul dışından gelen Türk güvenlik güçlerinin bütün giderlerinin Türkiye tarafından karşılanması gerektiğini kaydertiler. ABITAT YORUMUI OKTAY EKİNCİ HABITAT-II Konferansı. Bir- leşmişMilletlerta- rihinde ilk kez 'sivil toplum kuruluş- lan'nm (STK'ler) geniş katılımıyta ya- pılıyor. Bunun temel nedeni. insanlı- ğın geleceği için belirlenecek evren- sel politikalarda bundan böyle sade- ce devlet ya da hükümetlerin "resmi şöylemleriyle" yetinmemek. Yaşana- gelen sorunlardan açıkça "sınıfta kal- dıklan" anlaşılan bu gerçek dışı söy- leme "altematif" olabilecek yeni gö- i"üşlerin güçlenmesine de yardımcı plmak. Çünkü STK'ler, en genel an- İamıyla siyasi ve ekonomik beklenti- lerden "arınmış" kuruluşlar. "Gönül- lülük" temeline dayanıyortar ve bu nedenle "özgürce" fikir geliştirebili- yorlar. Zaten bu yetenekleri ve mis- yonlarından ötürü de oldum olası devlet ve hükümet kanadıyla pek ba- hşık değiller. Şimdi bu ele avuca sığmaz kuru- luşlar, "Birleşmiş Milletler'in himaye- sinde" ulusal ve uluslararası ölçekte altematif görüşlerini sergilemek ve savunmak için hep birlikte Taşkış- /a'dalar. Üstelik HABITAT-irnin en yo- ğun ve en zengin tartışma forumunu oluşturuyorlar. Konferansın sonları- na doğru tezlerini "resmi toplantıla- ra" taşıyacaklar. HABITAT-II'nin poli- tik ve kuramsal savlannı "gerçekçi ve bağımsız görûşlerle" etkilemeye ça- lışacaklar... Ne var ki ülkemizden bir grup STK'miz. bu "coşkulu süreçte" yer- lerini almıyorlar. "HABITAT-H'de tüm gerçeklerdile getirilemeyecek" şek- lindeki bir gerekçeyle düşüncelerini 'Alternatife Altematif...' "altematif HABITAT" düzenleyerek sergiliyorlar. Ş/ş//'deki "La Bella" dü- ğün salonunda bir araya gelerek, hem tartışıyor hem de bir anlamda HABITAT-ll'yi "protesto" ediyorlar. Üstelik bu STK'lerimiz, öyle herhan- gi birer gönüllü kuruluş da değiller. in- san Haklan Derneği, Çağdaş Gaze- teciler Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği gibi, şu günlerde yine Taşkış- la'dadünyanın birçok ülkesinden ka- tılan benzer amaçlı STK'lerle "eş say- gınlıkta" olan önemli ve etkin kuruluş- larımız... Oysa bu kuruluşlar da pekâlâ HA- BITAT-II kapsamında aynı görüşlerini ve önerilerini dile getirebilirlerdi. En az Şişli'deki düğün salonunda olduğu kadar da "özgür" olabilirlerdi. Daha- sı belki de dünyadan da "sivildestek" alarak, öneri ve dileklerini HABITAT belgelerine yansıtabilirlerdi. Ancak yine bu saygın kuruluşlan- mız, daha başlangıçtan itibaren HA- BITATın istanbul'da yapılmasına kar- şı çıktılar. Türkiye'nin böylesi bir ev- sahipliğine "layıkolmadığını"'ileri sür- düler. Gerekçe olarak ise özellikle son yıllardaki "köy boşaltmalarını" ve Gü- neydoğu'daki diğer "insan haklan ih- lallerini" vurguladılar... Öyle görünüyor ki şimdi Taşkış- la'daki diğer "altematif forumlara bir altematif" oluşturmaya çalışan STK'lerimiz, iki temel gerçeği galiba gözardı ediyorlar. Birincisi, HABITAT'ın "sorunlaryu- mağı olan" bir ülkede ve kentte ya- pılması, hem oül- ke için hem de tüm insanlık için en doğru seçim değil midir? Bu an- lamda Türkiye'nin böylesi bir ulusla- rarası tartışma ortamını yaşaması, ulusal düzeyde bir bilinçlenme ve du- yarlılık için eşi bulunmaz fırsat sayıl- mazmı?.. İkincisini ise çok ünlü bir örnekle açıklamak isterim. Biliyorsunuz, bu- gün hem İHD'nin hem de tüm insan haklan savunuculannın "evrensel anayasası" sayılabilecek belge, aslın- da bir Birleşmiş Milletler Karan'Ğ\x. 10 Aralık 7948'de Fransa'nın baş- kenti Paris'te yapılan "BM toplantı- sında" kabul edilen İnsan Haklan Ev- rensel Bildirgesi, şimdi elbette ki Şiş- li'de düzenlenen altematif HABITAT toplantısında da savunuluyor ve ya- şama geçmesi isteniyor. Ama acaba Fransa'nın özellikle 1948'lerde yeryüzünün en eli kanh bir "sömürgeci ülkesi" olduğu. Afrika'da ve bir çok denizaşırı ülkede inanıl- maz insan haklan ihlallerine yol açtı- ğı ve Paris'in de işte böylesi bir poli- tikanın "başkenti" olduğu bugün hiç akla geliyor mu?.. Kim bilir, bugün yine Fransa, öz- gürlüklere böylesine saygılıysa, bun- da 1948 Bildirgesi'ne "ev sahipliği" yapmasının da payı vardır... Evet. Biz yine de altematif HABI- TAT'ın da başarılı geçmesini diliyo- ruz. YıllarsonraHABITAT-ll'nin insan- lıktan yana olan ilkelerini de yaşama geçirme çabasında yine aynı STK'lerimizin de etkin görev alacak- lannı bilerek... Haydi Bakırköy göster gücümüzü! YURUYUŞ ve MiTİNC DENİZ BAYKAL ve Bakırköy Belediye Başkan Adayı LEYLA TEKÜL Bakırköylülerle Bakırköy için buluşuyor. YER: İINICİRLİ-DİKİLİTAŞ 1 HAZİRAN, CUMARTESİ SAAT: 16.OO ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ CHP'ye Oy Venmek... Son genel seçimlerden önce birtakım insanlann dillerinden düşmeyen bir tahmin ya da temenni var- dı. "CHP asla barajı geçemez" diyortardı. Yüreğimi- zi epey hoplatmasına karşın, kıl payı barajı geçti. (Bu arada, bana yemek borçlananlardan birkısmının hâ- lâ ödemediklerini de anımsatayım.) Şimdi aynı iddialaryadatemenniler sürüyor. "CHP artıkdağıldt" diyenler, "CHP'lilerÖDP'yekayıyor" dı- yenler... Ortada bir sürü laf dolaşıyor. Genel seçimler öncesinde bu tür iddiaları hiç cid- diye almıyordum. 70 yıllık CHP'nin "ölüsünün bile" barajı rahathkla aşacağına inanıyordum. Ancak 1994 yerel seçimlerinde CHP ve SHP arasında ortaya çı- kan "kardeş kavgasını" ve bundan kaynakianan "kin" ve "düşmanlığı"görünce, "Eyvah"dedim, "galibabi- zim yemek iddialarını yitihyorum." Fakat korktuğum başıma gelmedi. Yarın bir mini seçim var. Bakırköy (İstanbul), Zon- guldak, Sıvas, Rize. Meram (Konya) ve birkaç mer- kez dışında fazla bir "kıymet-i harbiyesi" olmayan bir seçim bu. Fakat gene de seçim seçimdir ve insana bir fikir verebilir. Seçim yapılan bölgelerde daha önceki yerel ve genel seçimlerde kullanılan oylann dökümünü ince- ledim. Çok bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Za- ten herfıalde seçim sonrasında genel bir değerlen- dirme yapacağız. Bu arada merkez sol ve merkez sağdaki erimenin nerelere kadar gidecegini de göreceğiz. Son genel seçimlerde "Aman Refah gelmesin" korkusuyla ANAP ve DYP'ye giden yoğun bir CHP oyu vardı. Şimdi herhalde çok mutludurlar. Hele ANAYOL çö- ker de Erbakan ile Çiller kol kola gırerlerse, tam se- yirtik bir manzara ortaya çıkar... Aslında Refah Partisi'ne ve Refahlı seçmene cıd- di bir haksızlık yapılıyor. Özellikle Refahlı seçmenle- re yapılar, muameleyi çok ayıplıyorum. Kimileri utanmasalar, bunları "ikinci sınıf vatan- daş" ilan edecekler. Eğer demokrasiye inanıyorsak, bu insanlann oylannın da bizim oylanmız kadar "cte- ğerli" ve "geçerli" oldugunu içimize sindirmek zo- rundayız. Kaldı ki, bu insanlan böylesine horlamamız, bunların gücünü arttırmaktan başka bir şeye de ya- ramıyor. Laıklik adına ortaya çıkan kimi merkez sağ parti- lerin ve yöneticilerinin bulaştığı pislikler, laiklik kav- ramını da zedeliyor. Bizleri de zora sokuyor. Yazımın başında değindiğim, CHP'nin dağılmak- ta oldugunu düşünen ya da temenni eden "kimile- ri", CHP barajın altına düştüğü zaman "dağılmanın" hızlanacağını da düşünüyor ya da temenni ediyor- lar. Canları sağ olsun ama, boşuna umutlanıyorlar. CHP, 1919'lann o inanılmaz koşulları altında bir araya gelebilen, bir avuç insanın kurduğu Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin devamıdır. Bu cemiyeti oluşturan Sıvas Kongresi'ne kaç kişinin katıldığı bile tam belli değildir. Ama 40 kişi civarında oldukları bilinir. Ve bu bir avuç insan, hem Anado- lu'yu örgütleyerek Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başar- mış ve hem de çağdaş, laık bir cumhuriyet kurmuş- lardır. Sayılannın çokluğundan mı? Hayır. Düşüncelerinin doğruluğundan ve inançlarının sağlamlığından. Bir yandan padişah ve İngiltere destekli iç ayaklanma- lar, bir yandan gene ingiltere destekli Yunan ordusu, güneyde Ermeni destekli Fransız kuvvetleri... Ve bu bir avuç insan, tüm bu güçleri yenerek bizi bir yerle- re getirmişlerdi. O günlerin koşullanyla bugünlerin koşulları muka- yese bile edilemez. Hem ülke ekonomisi ve gücü ba- kımından mukayese edemezsiniz hem de kendini hâlâ "Kuvayı Milliyeci" ya da "Müdafaai Hukukçu" sayan insanlann sayısı ve gücü bakımından. Kendi- ni böyle tanımlayan insanlann bir bölümünün, (şu ya da bu nedenleıie) başka partilere oy verdiklerini dik- kate almasak bile, bunların sayısı yüzde 10'un altı- na düşse ne olur, düşmese ne olur?.. Kimi genel merkez yöneticılerini beğenmeyebilir- siniz. "CHP bu insanlara mı kalmalıydı" diye düşü- nebilirsiniz. Fakat bu düşünceler bir gerçeği değiş- tirmez. CHP, Sıvas Kongresi'nde vücut bulan Ana- dolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti'dir, Mus- tafa Kemal'in partisidir. Kimi yöneticileri başka çözüm arayışlarına da gir- miş olabilirler. Mustafa Kemal'in düşüncelerini günü- müz koşulları içinde yeniden değeriendirmekte ye- tersiz kalmış olabilirler. Hatta belki farkında olmadan ya da farkında olarak "saptırma" çabası içine girmiş olabilirler. Ama tüm bunlar, "Altı Ok"u bu partinin bayrağına Mustafa Kemal'in koymuş olduğu gerçe- ğini değiştirmez. CHP'ye yerel düzeyde de kızabilirsiniz. Çıkarttık- ları adaylan beğenmeyebilirsiniz. "Bunlar hırsız" di- yebilirsiniz. "Bunlarkifayetsiz, mur)fer/s"diyedüşü- nebilirsiniz. Fakat bir gerçeği değiştiremezsiniz. Bu parti "aydınlanmanın ışığını" bu ülkeye getiren par- tidir. Elbette Mustafa Kemal, CHP'nin tekelinde de- ğildir. Ama CHP'siz bir Türkiye, Mustafa Kemal'in yolundan epeyce uzak kalır gibime geliyor. GAZİANTEP 2. SL'LH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: I9W 1080 Karar No: 1994 1481 Davacı Ali Ataş vekili a\ukat Mehmet Er tarafından davalılar Memik Yeşilyaprak \e 61 arkadaşı aleyhme Gaziantep ıli. Şahinbey ilçesi Çakmak mahallesi Cınderesi mev kii. kütük 2951. paifta 98. ada 1794. parsel 867"de kav ıtlı taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davasının mahkemem- ızde yapılan açık durus,ması sonunda: Mâhkememizin 16.12.1994 tarıh. 1990 1080 esas. 1994 1481 karar savılı ılanı iledavakonusuyukarıdabelir- tilen parselin ortaklığının satılarak giderilmesine karar \er- ilmiştir. Davalılar ve dahili davalı Mahmut Alakuş. Muharrem Koç. Ali Yıldırım. Alıcan Can. Sevit Ahmet Can. M. Salıh Akın. Fettah Karaoğlan. Yusuf Esen. Afe Kotan. Mustafa Öztürk. Tiirkan Akdoğan. Enver Erkek. Z. Sıdıka Şimşekkava. Güli&tan Erdil, Mehmet San. Remzi Yıldız. Fadile Çoban. Ziya Başaran. Mehmet Karadağ. Celal Çoban. Hacı Özdemir. Mehmet Gürses. Tahir Durmaz. Emine Bozkurt. Ömer Kaplan. Tev fık Dural. Reşit Aslan. Zekeriya Başar. Hatice Karahan. Mehmet Kıhç. Ayşe Ayaın. Celal Cavmaz. Recep Duran. A\şe Ekinei. Sabri Bozkava. Ali Aslan. Battal Yıldırım. Salih Kurt v e Fatih Kaplan" ın adres- leri meçhul kaldığından vukarıda tarih ve numarası >azıh kararın ilanen adı geçen davalı v e dahili davalılara tebîiğine karar verilmiştir. lşbu ilan metninin gazetede ilanından 8 gün sonra taraflara tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 87^32 K.\DIKÖV 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1995 592 Yesavet Mazharbey Cad. Ufuk Apt. 25 A-2 Selamiçeşme ist. adresınde ıkamet eden Sıdıka Yaşar Aslan (Çakıoğlul mevcut rahatsızlığı nedeni ile M K.'nin 355. maddesi gereğince vesayef altına alınarak. kendısine. aynı adreste ıkamet eden kızı Funda Aslan \ası tayin edilmıştir. Kevfıvet ilan olunur. Basın: 89266
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear