25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2MAYIS1996 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edime Çanakkale Kocaelı Izmır Manısa Aydın Denizli B B B B B B B B msf-,. 22 26 24 23 23 24 26 25 Sinop B 17 Adana B 25 Zonguldak B 21 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskışehır Sıvas B B B B B B B 19 21 21 23 23 24 24 B 22 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van B B B B B B B 24 26 30 27 26 12 20 B 18 Yurdun kuzey ve batı kesımleri par- çalı çok bulutlu, di- ğer yerlerazbulırt- L o n d r a lu ve açık geçe- Parıs cek. Haya sıcaklığı Roma batıda biraz azala- Berlin gâr. guney ve batı . yönlerden hafif, Sofya ara sıra orta kuv- Brüksel vette esecek. Budapeşte Y 21 Münih Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflıs Kahıre Şam B B B B B B B B B 16 29 24 25 28 24 24 39 27 » GoK gurulîulu0Aç,k Parçalı bulutlu Sısn B u k J t l u ^ Çok buKıtlu G U N D E M MUSTAFA BALBAY Bayrama Kan ve Kin Bulaşü... • Baştarafı 1. Sayfada kişinin katıldığı gösteri yapılmıştı. Gösteriler olaysız sonuçlanmıştı. Ancak gazetele- rin çoğunun yorumu şuydu: "Anarşitehdidi..." iki gün sonra, 3 mayısta Chicago'da bir fabrikada- ki lokavtı grev izleyince, bu kentte bir gösteri daha ya- pıldı. Gösteri alanına atılan bir bomba 7 polis, 4 işçi- nin ölümüne ve pek çok kişinin yaralanmasına neden oldu... Bu bombayı kımin attığı saptanamadı. Geçti birasır, hâlâ sır... . ABD yönetiminin bu tür eylemlere bakışı, kendi açı- sından sınıfsaldı: "Her emekçi gösterisi bir devrim denemeşidir..." Ülkemize gelirsek... Türkiye'de de, hâlâ belleklerden silınmeyen bir 1977 var... Dünkü 1 Mayıs gösterilerinde de yer yer gerginlik- ler, çatışmalar yaşandı. Sıcak bilgi, olay yerlenndeki arkadaşlarımızdan vetelevizyon kameralanndan... Göstericiler arasında da gereksiz taşkınlık yapanlar vardı, ama dikkati çeken o kı, polıs biraz daha hoşgö- rülü davransaydı, olaylar büyümeden atlatılabilecek- ti. Istanbul'da 2 kişinin ölümüyle ilgili olarak kanallar- dan birinde şu açıklama yer aldı: - Polis, göstericilerı dağıtmak ıçin havaya ateş aç- tı, iki kişı öldü... Bu açıklama doğruysa, mitinge katılanlar uçarak alanageliyordu... Kadıköy'de Türk-İş, DİSK, Hak-iş ve KESK'in mi- tingi sırasında meydana gelen olaylan ise onaylamak olanaksız. Ancak hemen vurgulamalıyız ki, yönetici- lerin bu olaylan, "yasad/ş; sol örgütlehn marjinal üye- ten"biçıminde yorumlayıp dışlamamalan gerekli. Olay- lar, özünde, gelir dağılımındaki dengesizliğin dışa vu- rulmuş bir isyanıdır. Çiller'den manevralar... Siyasetteki bayram havası ise sürekli yön degiştiri- yor... özellikle DYP'liler hangi konuya nasıl bakacak- larını şaşar oldular. Çiller bayramda sürekli, "manevra" makamında soyledi... Bayrama, Çıller'in hodri meydanıyla gırmiştik. ANA- YOL'u bozmayacaktı, ama her şeyi denetleyecekti. Önümüzdekı dönemde olumsuz bir durum olursa. hü- kumeti bozma yoluna gidebilecekti. Hakkındakı yol- suzluk söylentilerinde de politika netti: - Amaç, Çiller'i yıpratmaktır. ANAP, RP'nin oyunu- na gelmiştir. Bu, ortaklığa sığmamaktadır... Bayrama böyle girıldi. Ama ikinci gün, değişti... Çil- ler, Ege'nin sıcağı başına vurmuş olacak ki, Marma- ris'ten atlayıp istanbul'a, oradan Ankara'ya.-- Ve yeni bir hodri meydan: - TOFAŞ 'ta soruşturma önergesin&ben de evet dı- yeceğim. Kimse kaçmasın bu işten. Öteki liderleri de aynı cesaretle davranmaya çağınyorum... Bu, "hodrimeydan"sözcüğüde, "haydiordan"gi- bı oldu. Içini boşalttılar... Çiller bu açıklamayı yapmadan önce, herkes 9 ma- yıstaki TOFAŞ oylamasını gözlüyordu. Belkı hükümet o gün bitecekti. Ancak, Çiller'in menavrası durumu biraz degiştirdi. Gorünen o ki, DYP'liler bayram sonrası yenı bir poli- tika denemeye girişecekler: - Işi sulandırabilir miyiz? Bu yöntem daha önce denenmiş ve tutmuştu. Ör- neğin, "Tamam, lidehmizin malvarlığını araştırmaya açıyoruz. Herkesinki açılsın. Herkese, nereden buldu- ğu sorulsun" gibi bir önerge, hem asil bir çtkış olur, hem de Tansu Hanım için kuyudan çıkış olur... Tatlı bir çıkış... Mal, rejimin yongasıdır... Bütün bunlann dışında bir ihtilal.. affedersiniz ihti- mal daha var: - Rejım bunalıma girerhaaa!.. DYP'de Çiller'i savunmaktan sorumlu Genel Baş- kan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu nun. "Çok kurcalar- sanız rejim bozulur" yollu sözleri, Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'ınkilerle yankılandı: - Ortalık tozpembe değil. Gazeteler altı yıl bu ülke- de benim resmimi basamadı. O günlere dönmeye- lim... Malvariığı kurcalanırsa Tansu Hanım'ın rejimi bozu- lur. Ya yemekten içmekten kesilir ya da kendini yeme- içmeye verir, ama ülkenin rejimi neden bozulur? Şenlikli günler geliyor. Özellikle yolsuzluklarla ilgili ortaya atılan iddiaların araştınlmasında partilerin ne öl- çüde samimı olduğu anlaşılacak. Konu derin, ama rejim narin... Çok hızlı gidilsın istemiyor... Adliye salonlannda gördügümuz kadarıyla yargıyı en iyi anlatan tümce şu: "Adalet mülkün temelidir." Yoksa rejim içın de adı konmamış bir deyim mi var: "Malvaıiığı rejimin temelidir..." Ya da şu mu: "Mal, rejimin yongasıdır..." Kan Sulu kar Yılchnm Çavlı öldü İstanbul Haber Senisi - Gazeteci ve televızyon >a- pımcısı Yıklınm Çavlı. ön- ceki gece geçırdiği kalp kn- zi sonucu vefat etti. Gazeteci Çavlı, oturduğu LeventOyakSitesı 38. Blok 16 numarada saat 03.00 sı- ralannda geçırdiği kalp kri- zi sonucu aniden fenalaştı. Eşi Ümran Çavta tarafından Özel Levent Hastanesi'ne kaldınlmak istenen Çavlı. yolda hayatını kaybetti. l 944 yjıhnda doğan ve Is- tanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi ve Berlin Üniver- sitesi'nden mezun olan Çavlı, evli ve iki çocuk ba- basıydı. Çavlı. Hürriyet Ga- zetesi Araştırma Senisi Şefliği ile Shovv TVde "Te- mizEUer" programının pro- düktörü olarak çalıştyordu. Yıldınm Çavlı'nın cenaze- si bugün saat 13.30'da Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti önünde yapılacak törenden sonra Nuruosmaniye Ca- mii'nde öğle namazını mü- teakip Zincirlikuyu Mezar- lığfnda toprağa verilecek. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel \e Başbakan Mesut Yıimaz. Yıldınm Ça%h'nın \efatı dolayısıyla başsağlığı telgrafı gönder- diler. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapı- lan açıklamada. Demirel'in Hürriyet Gazetesi Genel Ya- y_ın Yönetmeni Ertuğrul Ozkök, Shov, TV Genel Müdürü Murat Saygı ve Yıldınm Çavlı'nın eşi Cm- ran Çavlı'ya birer başsağlı- ğı telgrafı gönderdiği bildi- rildi. Başbakan Mesut Yıl- maz'ın mesajı ise şöyle: "Hürriyet gazetesi yazan ve Show TV program \a- pımcısı Yıldınm Çavh'nın vefatını bü\ ük UzüntU Ue öğ- rendim. Araştırmacı gazete- ciliğin ve TV program ya- pımcılıgının öncü isimltrin- den, konulara objektif \e ir- deleyici \aklaşımı>la genç kuşak gazetecilere örnek teş- kil eden Yıldınm Çavlı. ba- şanlı meslek yaşaıtu ile her dönem sa\gı ve takdirle anı- lacaktır. Nlerhuma AUah'- tan rahmet, size, ailesine ve basın camiasına başsağlığı dilerim." Viuoslamı ayaklaııtııası • Kadıköy'e akan kalabalıklar, şendika konfederasyonlanndan çok, halk arasında sempati toplamaya çalışan ve artlarından kaç kişinin geleceğini sınayan fraksiyonlardan oluşuyordu. Sendikacılar bile, mitingi başlatırken "kazasız belasız atlatsak" kaygısındaydılar. ŞÜKRAN SONER Bayram tatilinin son günün- de, l Mayıs Bayramı görüntü- lerınisevmediniz. Dahası.bel- ki de çok ürktünüz. Yürüyüş ve mitingi her kö- şesinden, içinden izlemeye ça- lışrruş. biri olarak size; polisin ve asıl mitinge katılanlann çok büyük bir sağduyu içinde hare- ket ettiklerini, kan dökülmesi- ne yer yer çatışmaya, dukkan ı^^ıköy 'deki l Mayıs mitingine katılmak istev en 18 yaşındaki Hasan Albayrak, bir shil polisin silahından çıkan serseri yagmasına ragmen gunun mu- k u r ş u n l a ^ v c r d i G e n ) ; A l b a > rakın ö l ü m ü \^nU o l a ) ı l a n n başlangıcının bir işaretiydi. Hasan Albayrak'ın öldüğü ha- İe^bılirirn 1Z a e ' n ' S 0 > ' ' ' t ş > ) ş g y y ğ 'berikısabirsüresonraAlbayraklar'ıne\iniyasaboğd'u.Annevebaba, 1 Ma>is 19%'nınilkkurbanıiçingözy^şıdöktü. tnanmayacaksınız, ancak Türkiye'deki solun ve Kürt hareketinin bilinen en radi- kal. olay çıkarmaya, provokasyona en eği- limlı gruplan bile dün eylem yapmak değil. kitle ve güç gösterisi kaygısmdaydılar. Is- tanbul'da. peşlerinden ne kadar büyük kit- leleri sürükleyebileceklenni göstermeyı seçtıklerı içın, becerebildikleri kadar yu- muşak ve sempatik olmaya özen gösterdi- ler. On binlerce illegal. radikal sol örgüt mı- litanı olabilir mi? Yürünen radikal örgüt flamalannın arka- sındaki, çoğu yüzleri bir biçimde maske ile kapalı kalabalıklara, atılan sloganlara. ve- rilen mesajlara bakılırsa var. 44k ölümle sonuçlanan kanh çatışma. po- lisin Hasanpaşa toplanma yerine gelen bır grubu aramaya kalkı^ması ile çıktı. Olay öyiesıne çabuk oldu bitti ki biz duyup ula- şana kadar ne olduğunu doğru dürüst öğren- ıre şansı bile kalmamıştı. Düşündürücü olanı; çok doğal kabul edil- mesi ve kitlelerintoplanmayı sürdürmesin- de hiçbir etki yapmamasıydı. Daha toplanma aşamasında, 1 Mayıs Bayramf nda, meydanın işçiler ve sendika- lara ait olmadığı, varoşlardan gelen bir baş- ka patlamaya sahne olacağı anlaşılmıştı. Mitingi düzenleyen 4 konfederasyonun yö- netimleri, kendi üyelerinin bile gelmesini beklemeden yürüyüşe geçmeyi ve Kadı- köy'e vanp mitingi bir an önce, kazasız be- lasız bitirmeyi seçtiler. 10.30 gibi yürüyüşe geçilmiş, 11 'i biraz geçe de Kadıköy Meydanı'na, ancak sendi- kal konfederasyonlann diğerleri yanında çok cılız kalan kalabalığının varması ile ale- lacele İstiklal Marşı okunarak mıtıng baş- latılmıştı. Kürsüyü ele geçirdüer Mitingi resmen düzenleyen konfederas- yonlann cılız kalabalığının arkasından, ra- dikal gençlik örgütlerinin bire onla ölçüle- bilecek kalabalıkları gelrugj'eijgaşlaıj)£tı,., DHKP-fl^TKP-ML. TIKKÖ MLSPB... gi-" bi kısaltumış örgüt adı flamalan. Parti Cep- hesı. Halkın Gücü. Emeğın Kurtuluşu, Dev- rımcı Proletarya. Devrimci Mücadele... gi- bi sayılamayacak kadar çok çeşitli flamala- nn arkasında. genellikle yüzleri tek tip, özel maskelerle kapatılmış olarak yürüyen genç- ler, *rap rap' gösterisi yapanlann yanında, varoşlardan gelmiş. aslında sendikalann fla- malan arkasında olması gereken işçi kala- balıklar, kadınlar ve çocuklar da dikkat çe- kiyordu. Bu kalabalıklar kısa zamanda meydanı ve kürsüyü ele geçirdiği gibi, giriş yollan- nı da tıkadı Kürsüyü kaptıran sendikacılar ve ijçile- ri bir yandan hızla meydanı terk ederlerken. diğer yandan sonu gelmeyen bu gruplar bi- raz da yayılarak hem meydanı hem de yü- rüyüş yollannı tümden ele geçirmiş bulu- nuyorlardı. Havaya balon kümeleri ile uçur- duklan armaları ile siyasetlerinin işaretıni uzaklara ulaştırıyor, kürsüden \e yer yer araç mikrofonlanndan kitlelere sloganlan- nı egemen kılıyorlardı. Mitingin düzenleyicisi. sendikal konfe- derasyonların temsılcısi olarak sadece ayn bir araçtan mitinge girişi düzenlemeye ça- lıjjjn g^je^Jileri^lmıştı. Onlar iskele önün- deki görev yerinden, meydanı dığer gete- ceklere açamayacaklannı anlayınca. çarşı önündeki yola geçerek ikinci bir ginş kolu açmayı seçtiler. Oradan ancak saat 13.15 sıralannda ak- maya başlayan Özgürlük ve Dayanışma Par- tililerin gelişi ve otobüs duraklannın bulun- duğu bölümlere doğru meydanı doldurma- sı ile meydandaki radikal sol gençlik ege- menliği biraz olsun hafifledı. Sloganlar bi- raz daha sıcak ve yumuşak. 1 Mayıs anla- mına, işçi sınıfı ve sorunlanna dönük ağır- hk kazanmıştı. lskeleler önündeki giriş kolundan ise bu kez Emek Partisi akmava başlamış. orada da varoşlann \e işçile- rin genel sol ve sömürü slo- ganlan öne çıkmıştı. Ilginç olanı. kürsüyü ele geçirmiş radikal sol gençlik de bu eğilime a>ak uydur- muş. zaten düzenleme komi- tesinden kalmış 1 Ma>ıs marş \e türkülerınin çalın- masına ağırlık vererek hava- yı yumuşatmı^tı. Koşaradım iki koldan me>dana gelme çabası en az bir-iki saat daha sürdü. Varoşlar ile aydınları bu- luşturan. yüzleri açık sol par- ti kalabalıklar bövlece mı- ting meydanına kadar ulaşa- bildı. Bir>andandauzunza- man kalmış olanlar gıdı>or, meydan birkaç kez boşluk olmadan, aslında dolup bo- şalıyordu. En arkada yine agırlıklı yüzleri kapalı. önce enter- nasyonal sol Kürt \e sonra da HADEP ile doğrudan Apove PKK sempatizanlan- nın kortejleri kalmıştı. On- lar da alışılmışın dışında. kıt- lesel, sempatik olmanın, güç ve kalabalık gösterisinin çabası içinde gö- ründüler Kardeşlik, birlik. işçi sınıfının or- tak sorunlan, sömürü üzerinde sloganlar at- mayı yeğlediler. Bu arada vapurlar aralıksız sadece Emi- nörıü seferi yaparak Kadıköy'ü boşaltma> a çalışıyor; saatler, slogan, müzik, çok sayı- da araçtan birden yapılan güçlü yayın gü- rültüsü içinde. renk cümbüşünde dolu mey- dan sonuçta hıç boşalmadan eeçıp «ıdi>or- du. Evet örgütlü işçi sınıfı, sendikal konfede- rasyonlann tabanı yoktu, ama Türkıye tarı- hinin yaşanmış en kalabalık. radikal sol güçlenni bir araya getıren, tstanbul \aroş- lannın taşındığı bir başka olay \, aşanıyordu. Varoşlanjı ad^ajgir ayaj^annj^ı yttajjgyor- du. * rr^s" u İ\i ki ideolojilerinin evlem ve stratejile- rini uvgulamadılar. Sempati, güç gösterisi- ne çıktılar. Çok daha kanlı, üziicü olav ların çıkması işten bile değikli" diye düşünüşo- rum. Yeni dünya düzeni adına, ınsanlann böv - lesineyoksul.kimlikkaybı.örgütsüz. umut- suz bırakılması olgusu karşısında. korkma- dan kısır bir kavgayı yürütme> i seçen sıya- sı partilerimiz. liderlerimız. sendıkacıları- mızın 'a)inazlığınj' hayretle ızlıyorum. DSPMe Rahşan Ecevit ralıatsızlığı TÜREV KÖSE AıNKARA - Son seçım- lerde "solun bü> ük partisr olan DSP'de. •*bii\ümesan- cılan"voğunlaştı Bazımıl- let\ ekıllerı. partılerınin ANAYOLa "çekinser" des- teğının geldıgi noktadan ra- hatsızlıklannı ifadeederken atama örgütlerden ve üye ka>ıtlanna Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit "ambargosu"ndan da va- kındılar. Tabanın. özellikle üye kaydedilmemesi konu- >unda milletvekillerinı "sı- kıştırdığı" bıldırıldı. Bazı mılletvekıllcrı. 2 Hazıran ara verel seçımlerinden son- ra partı ıçı muhalefete geçe- bileceklen sınvalını verdı- ler. ^ir bölen' DSP. son genel seçırrfler- de u bir böîen" olmaktan kurtularak solun büyük par- tısı olurken örgütlenme san- cıları da su \üzüne çıkma- va başladı. Partı içinde. a- dav bclırlenıe ^ürecınde or- tava çıkan rahatsızlıklar >ukselırken bırmılletvekıli şunlan sövledı: "Her şe\ lider ile eşjnin i- ki dudağı arasında. Örgüt di\e bir şe\ \oL 40 ilde mil- lervekilimiz >ok. örgüt \uk. Bir\andan ıımut partı' olu- \oruz, bü\ ü\oru/ ama doğ- ru dürüst örgütlerimiz >ok. Örgütsü/ topluma karşı mücadele \ermemiz gere- kirken kendimiz örgütlene- mivoru/. Var o!an örgütler de gü^ensk. >arınına gü\e- nemivor. Örgütlen doğru dürüst göre\den alınıvor, \ar«ısız infa/ >apılı>or. Bu konular- da tek karar mcrcii Rahşan Ecev it. N'atandaş seçimlerde parti için çalışıvor. ama bu partive üye kaydedilmiyor. Örgütlere ü>e fişi yollanmı- vor. İlçelerde üye sa>ısı 149'u geçmivor, çünkü 150 üve olursa delege seçimleri vapılması gerekivor. Orgüt- ler hep atama." Orduda talimname devrimi ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahh Kuvvetleri (TSK), yaklaşık 50 yıldır kullandığı Amerikan eğitim talimnamelen- ni 'millileştirme' karan aldı. Aralannda Amerikalıların ünlü kontr-gerilla egitim ta- limnamesı FM-100'ün de bulundugu bır dı- zi talimnamenin millileştirileceği v e ilk mil- li talimnamenin da Güneydoğu'da PKK'ye karşı mücadele veren bırliklenn eğitimi içın hazırlanan "lç GüvenlikTalimnamesi" ola- cağı öğrenıldi. Cumhuriyetın ilk yıllanndan itibaren ön- ce Alman. daha sonra da Amerikan talim- namelerini kopya eden TSK'de uzun yıllar sonra yerlı talimname kullanılmaya başlan- ması gîrişımleri "devrim" olarak değerlen- dirildi. Eğitim talımnamelennın millıleştiril- mesi çalışmasının, Balgat'takı eskı ABD üs- sünde çalışmalarda bulunan TSK Eğitim ve Doktrın Komutanlığı (EDOK) tarafından yürütüldüğü bıldınldi. Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığı bünyesınde yaklaşık iki yıl önce oluşturulan EDOK, kara kuvvetlerinin 2000'li yıllardaki kuvvet yapısını belirle- meyi ve eğitim desteği vermeyi amaçlıyor. Eğitim ve Doktnn Komutanı Korgeneral tzzettin tvigün. Kara Havacılık Dergısı'nin son sayısında yayımlanan röportajda. ABD eğitim talimnamelerinin değiştınlmesi ko- nusunda açıklamalarda bulundu. "Deneyim ve birikim meselesi nedeniyle"Amerikan ta- limnamelennın kopya edildiğini belirten Korgeneral lyıgün. artık bu durumun aşıldı- ğını ve yerli talimnamelerin yazılacağını ifa- de etti. Emekli subaylann yer alacağı 38 ki- şilik bir heyetin yakında çalışmalara başla- yacağını ve ilk yerli talimnamelerin bir kaç ay içinde bitirileceğini açıklayan lyigün, bu projenin Genelkurmay Başkanı Karadayı tarafından da desteklendiğıni söyledi. CHIP SlZt BtLGlSAYAR SA!*ÎBt YAPACAK İster Yenisini Alın, İster Eldekini Yenile Güreşin'i toprağa verdik tstanbul Haber Servisi - Gazetemız Bilgı- Belge Servısı çalışanlarından İlhami Güre- şin'i toprağa verdik. Bır süredır Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Has- tanesi Cerrahi Yoğun Bakım Servisi'nde te- davı gören ve öncekı gün solunum yetmezlı- ğinden yaşamını yitiren ilhami Güreşın. dün Levent Camif nde kılınan öğle namazından sonra Hasdal Mezarlığı'nda toprağa venldı. Güreşin içın Levent Camii'nde düzenlenen törene ilhami Güreşin'in eşi Aynur Güreşin. kızı Arzu Güreşin. yakınlan, arkadaşlannın yanı sıra gazetemiz çalışanlan, yönetici ve ya- zarlan katıldılar. 1933 yılında Istanbul'da doğan İlhami Gü- reşin. Darüşşafaka Lısesı'nden mezun olmuş- tu. Uzun yıllar Roche llaç Fırması'nda çalı- şan Güreşin. 1985'te Cumhuriyet'e gırmişti. Dlıaıııi Güreşin için... TANOR4L Sessizfîlozoföldü. Bütün filozoflar gi- bi o da. tDıami Güreşin de öldü. Ve o da diğer hepsi gibi, yaşamm geçit vermez an- lamsızhk girdabının karanhğını, bıkıp usanmadan arayıp tarayarak, erebildiği tüm tutamaklara ışık ve anlam kazandır- manm alçak gönüllü bir ustasıydı. Mera- kın usul meltemi ile havalanmış, ama hır- sın ve kavganın amansız kasırgası ile uçu- şup ortalığı toza dumana boğarak yok ol- maya yazgıh binlerce. on binîerce basıh kâğıt parçasını bir değer bilerek, kendi gönlünün sakin limamnda istifleyip gü- vene kavuşturmanın erdemine ermiş bir arştv adatnı. Yeryüzünün üstü yazılıp çi- zilmiş tüm kâğıriannda renk ve bıçim de- giştırerek dunnaksızın yinelenen çeşitle- menin içinden süzüp damıttığı ortak ger- çeğin içindesakh duran sırn çakmış olma- nın ona yüklediği ağırlığı ve hüznü, o 'gjz'in geteklerini seve seve yerine getire- rek mutluluğadönüştürebilme'nın hazzına varmışender virtüözlerden biri. Onun vir- tüözitesi, kendıne enstrüman olarak seç- tiği "makas'ı kullanarak elde ettiği o eşsız hazzı, fotokopilerle. ciltlerle çoğaltarak çevresine dağıtmadaki hünerinde yatıyor olmasmdaydı. Her gün basıh kâğıt orma- nına yeniden ve yeniden dalan tlhami Ba- ba, bir bahçıvan titizliği Ue kullandığı ma- kası ile o çah çirpı yığını içinden özenle kesip ayırdığı yazılan. çizileri derliyor ve kucak dolusu çiçek demetleri gibi, onlan gönül vazolarmda saklıyordu. Basıh kâğıt para dışında, basıh her türlü kâğıt, onun için değer taşıyordu. Ve işte onun için kâ- ğıt parası hıç olmadı. Ama basıh kâğrtlar- dan oluşan zengin bir arşivi kaldı geriye. Dilerim ve umanm; onun bir ömür boyu zevkle ızlediği basıh kâğjt üreten kültür adamları ve kültür kurumlan. onun birik- tırdiği budeğerlerin farkına vanrlar. Çün- kü onun kuş w;urmaz toplayıcıhğindan artık yoksun kalan basıh kâğıt dünyasm- da, yeniden ve yeniden basıh kâğıttar üret- meye devam etmenin yine de bir aniamı kalmış olmalı. Onu. Hhami Güreşin'i, tlhami Baba'yı, onun sessiz feylesof dünyastnda dinleai- ğim, hüznünü ve neşesini hiç yitirmeden yok oluşa direnen makas şıkırtılannı öz- leyip duracağım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear