22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyefİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatoru Hikmet Çetinkaya # Yazıişferi Mudürleri. fbrahim Yüdız,DinçTayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler: Ergun Balcı 9 Istihbarar Censiz Yıldırım 9 Ekonomı. Bülent Kızanlık • Kültür Handan Şenköken 9 Şp or Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotojraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu İBıan Sdçuk(Bajkan). Orhan Erioç, Oktay Kurttrake. Hikmet Çetinkıya. Şnkran Soner, ErgıuıBalcı,DinçTayanç, tbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcisı: Mnstafa Balba> 9 Haber Müdürü Doğan Akın Atatürk Bulvan No: 125, Kat.4, Bakanlıklar- Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 9 lzmır Temsılcisı. Serdar Kmk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel- 4411220,Faks: 44191179AdanaTemsücısı. Çe*to Yiğenogu, Inönü Cd 119 S. No. 1 Kat: 1, Tel. 3522550, Faks 3522570 Müessese Mûdürii ErolErkut* MEDVAC: • Yanetım MEDYA G : • Koordınatör Ahmet Koruban 9 Kurulu Başkanı-Genel Yonetım Kurulu Muhasebe Bülenl Yener9tdare. Müdur Gülbin Erduran Başkanı - Genel HüseyinGârer9lşletme Önder • Koordınalör Reha Mudur Cslüa ÇeHk 9 Bılgı-lşlem Nail lnal 9 l»rtman • Creırcl Mudur Akmen • Murahhas Bılgısayar Sıstem Mûrövet Çiler Yanhmcısı MineAkdağ uye Borı Göıreırç Ya>ımla>aD *e Buan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yaymcılık A Ş TürkocagıLad 19 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Te! (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks. (0/2121 513 85 95 17MART1996 tmsak:4.41 Güneş: 6.06 Öğle: 12.20 lkindi: 15.39 Akşam 18.19 Yatsı: 19.39 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80 - 513 8460-61. Faks 5118466 'Pratisyen heldm eğitinri yetersiz'îstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda, tıp eğitiminde kalitenin yükseltilmesi için öğrenci sayısının azaltılmasını istedi Istanbul Haber Servisi - Hem bir eği- timci hem de tıp adamı olan Istanbu] Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Ber- karda, Türkiye'de birinci basamak ola- rak adlandınlan sağlık ocaklanna yöne- lik prarisyen hekim eğitiminin yeterli düzeyde verilmediğini belirtti. Berkar- da, genel anlamda, Türkiye'de görülen tıp eğitiminin Batı'dakilerle eşdeğerde olduğunu belirtmesine karşın bugüne değin birincil sağlık hizmetıni verecek doktor tipini yetiştiremediklerini söy- ledi. Her yıl 5 bin öğrencinin tıp fakülte- lerine ahndığını bildiren Berkarda, "He- kim sayısının jeterli olmasına karşın tıp eğitimi görmek iizere vıida 5 bin öğren- cinin alınması çok fazla. Bu sayı 2 bin- lerde kalmalı. Ancak parlamentonun cö- merttarafina geliyor ve hem fazla öğren- ci ahnıyor hem de bir sürii fakülte açüı- yor" dedi. Açılan tıp fakültelennin ka- patılamayacağını, ancak öğrenci sayısı- nın azaltılarak kalitenin yükseltilebile- ceğini vurgulayan Bülent Berkarda, söz- lerini şöyle sürdürdü: "Asıl hemşire, hastabakıcı ve teknis- yen kadrolannın \e dolayısıyla okul sa- ydannın arttırılması gerekiyor. Özefleş- tirmenjn yapılmasıyla doktor enflasyo- nunun doğması kaçınıtmazdır. Bu durum- da ücret konusunda doktorlar pazarhk edemez duruma gelecektir." Nüfus artışının yıida 1 milyon 300 bin olduğuna dikkati çeken Berkarda, adaletsiz gelir dağılımı ve üretken olma- yan nüfusun fazla olması nedenleriyle ülkede sağlık hizmetlerinden tüm va- tandaşlann eşit koşullarda yararlana- madığını söyledi. Berkarda, boylebiror- tamda sağlıkta özelleştirme yapılması- nın vatandaşı daha da zor durumda bı- rakacağını vurgulayarak, "KİT'lerin özelleştirilmesinin gerektiği söyleniyor. Ekonomryi düzeJtmek için bu gerekryor- sa önce KİT'ler özeUeştirilsin. Ekonomi düzelsin, ancak ondan sonra sağlıkta özelleştirmeyapdabUir.Yoksabugefir dû- zeyi ile vatandaş ne özel hastanelere gj- debiür ne de sağhk sigortalaruun prim- lerini ödeyebilir" diye konuştu. Berkarda, sağlıkta "karmasisteın"i uy- gun gördüğüne işaret ederek, "Özdhas- taneiere karşı değilim. tmkânı olan has- tane açar, imkânı olan da gider. Ancak resmi hastanefcrin özdkştirifanesi müm- kün değiL tkisi de bir arâda kanna sis- tem olmah" dedı. Bugün Türkiye'de sağlıkla ilgılı sorun- lann çözümlenebilir düzeyde olduğu- nu belirten Prof. Bülent Berkarda, 1920'li yıllarda ise hastalıklann bir tırpan gibi Türk halkını eritmek üzere olduğunu anımsattı. Birçok savaştan yeni çıkmış ve nüfusu 12 milyon kalmış olan yeni cumhuriyetin en önemli sorunlanndan birinin sağlık olduğunu anlatan Berkar- da. şunlan söyledi: "Ancak Atatürk ve sağhk konusunda başta Refik Saydam olmak üzereyanın- da yer alan 250doktor, halkın karşı kar- şıya olduğu sıtma, frengi, trahom ve ve- rem hastahklannı 10-15 yıl içinde bitir- dL Halk büyük bir beiadan kurtulmuş okhı." Prof. Dr. Bülent Berkarda Modanın hareketli günleri • Haber Merkezi- Fransa'nın ve moda dünyasının başkenti Paris'te 1996-1997 sonbahar-kış giysilerinin sergilendiği defileler dizisı, dün ünlü modacı Herve Leger'in tasanmlannın tanıtıldığı defıleyle devam etti. Ünlü modacının gece giysilerini, Hollandalı "top model" Karen Mulder'ın da aralannda bulunduğu ünlü mankenler sergiledi. Suftansazlığı'na flamingo akıra • KAYSERİ (AA) - Kayseri'nin Yeşılhisar ilçesi yakınlanndaki Sultansazlığı Kuş Cenneti, yüzbinlerce flamingonun gelmesiyle yılın en hareketli günlerini yaşıyor. 264 değişık türde kuşu banndıran Sultansazlığı'nda, güneye göçün başlamasına rağmen, flamingo. angıt. dalagan, elmabaş, yeşilbaş, kirik, dikkuyruk ve fiğ türü kuşlann en yoğun olduğu mevsim yaşanıyor. AIBano İstanbul'da • Haber Merkezi - Ünlü ltalyan sanatçı çift Al Bano-Romina Power, ikınci klip yapımı için Türkiye'ye geliyor. Geçen yıl kasım ayında Kapadokya'da Abdullah Oğuz yönetimınde bir video klip çalışması yapan Al Bano, "E La Mia Vita" parçası için çekeçeği kJibin bir bölümünü de İstanbul'da gerçekJeştirecek. Bugün Istanbul'a gelecek olan AJ Bano'nun klibinde genç bir Türk sanatçısı olan Sima da rol alacak. Okur mektupları - Gerçek Sanat... Derginiz nefis. Nice sayılar diliyorum... - Almanya'dan Yakup Emil... Nesin Vakfı'na bağışınızı aşağıdaki adrese yapabilirsiniz. Nesin Vakfı- Çatalca Istanbul - Altı Nokta Körler Derneği Istanbul Şubesi. Kartınızı aldım. Sağ olun. - Anadolu.Sağıriar Derneği. Mahir Öncel - Savaş Yamanlar, kartınıza teşekkür ediyorum. - Hüseyın Topçugil. Şiir kitabın çok duyartı. Balaban'ın kapağı da nefis. Onu görürsen söyle beni arasın. Eski Başsavcı Demiral, Çıkmış ekrana, "Mahkeme kararian tartışılamaz" diyor. Sen kırk yıl bu devletin parasıyla yaşa, ölene kadar da gene emekli maaşını benim verdiğim vergilerden al, sonra bana mahkeme kararlannı tartışmayı yasakla. Nah sana beyefendi... Ben bu yıl yedi buçuk milyar lira vergi verdim. Bu paranın içinde senin gelecek ayki maaşın da var. Yani ben bu devlete otuz altı yıldır para ödüyorum, sen de kırk yıldır bu devletten para alıyorsun. Üstelik ben bu devletten beklediğim hiçbir şeyi alamıyorum. Düşün, bir mahkeme karannı tartışma hakkım bileyok... Haydi ordan... Devlet benim için varsa devlettir. Ben devlete gereken her şeyi yapıyorum. Artk o laflar eskilerde kaldı. Mahkeme karannı tartışıyorum. Ahmet Attan'a verilen ceza haksızdır. Haydi buyrun... Expressen gazetesi ^Isveçlinîn tercîhi Türkiye' GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - lsveç'ın en büyük gazetesi Expressen, 16 mart cumartesi gü- nü tabloid boyda 12 sayfasını Türkiye'ye ayırdı. Gazetenin büyük ilgi toplayan "Yolculuk" ekinin kapağında boya san- dığıyla bırlikte bir boyacının fotoğrafı ve "Türkiye için herşey hazır" başlığını uygun gören gazetede. Alanya'dan Çeş- me'ye dek kıyı şendı tanıtılıyor. Aynca, Gfineş ve Barbro Karabuda'nın kızı, De- niz(e) Karabuda vla Tiirkive'detatil ko- nusunda yapılan söyleşı yer alıyor. De- nız Karabuda, Isveç'te gıderek tanınmak- ta olan bir sınetna oyuncusu. Özel bölüm- dekı başyazıda Lars Björkvall şöyle ya- zıyor: "Geçen >il Yunanistan'dı, bu yıl Türkhe. Bütün büyük tur şirketleri ya- nşa kaoldı. Yunanistan. özellikli ApoUa bile Türkiye'vc gitmeye başladı. K\prvss rurizm şirketi, tur sayısını ikiye çıkardı. Ahvays'in Türkiyc'ye düzenlediği turla- n bu yıl üç kat arrügı halde. bu aııa dek yerlerin yüzde 65'i dolmu; durumda." Björkvall, u Neden tercih Türkiye'' so- rusuna şu yanıtı venyor: 1- Garantılı güneş vc denız sıcaklığı. Kanarya Adalan'ndan daha güvenılır ik- lim ve Yunanistan'da çeşıtlı yerlerde gö- rülen soğuk akmtılardan annmış bir de- nız. 2- Ucuzluk. Isveçlı tunst ıçın "eski, güzd günierdekigjbi" fiyatlar. İ- Lezzet- lı yemek. Türk mutfagı nefis; gerçekte, Fransız ve ltalyan mutfagından pek ge- n kalmıyor. 4- Canlı tanh. Dığer Akde- niz ülkelenndeki gibı buradaki harabe- ler de gayet ilgınç. Günübırlik gezilere uygun. 5- Canayakın insanlar. Turistleri kanıksamış değiller, ama zaman zaman aşın ilgi göştermiyor da değiller. Yazıda, Öcalan'ın son tehditlerine de değiniliyor. Yolculuk yapan herkesin her ülkede az ya da çok bazı nsklen göze al- dığını belirten yazar, Türkiye'de "oto- büs ve otomobil süriicfilerinin. PKKIi teröristkrden çok daha tehlikeli olduğu- nu" vurguluyor. Geçen yıl 127 bin 895 lsveçli ülkemıze geldi. Toplam 10 tu- rizm şirketi, haftada 45 kez ülkemize tur düzenliyor. Mayıs-ekim arasındaki tatil sezonunda bu sayı, 950 tur anlamına geliyor. t/ını*n/tT "tog 0 "" 1 W r o l u n c a s a r a a n l l k s e y r a n o ' l ı r " IMıllltlllZ, demişatalarunız.tyidemişlerdeartıksaman- hk bulmak zor. Samaniıklan köyde bırakan kentin yeni konuklan, aşklanna mekân bulmakta zoıianıyorlar. Ama ne gamL İşte baha- ruı ilk esintileriyle yürekleri kıpırdaınaya başlayan iki genç. Ne yağmur ne de soğuk hava, sarmaş dolaş bir aşk sohbetine engel. Büyükçe bir sem.siye tüm sonınlan çözmeye yetmiş. İki sevgiK "gözierden uzak" sevgi sözcüklerifisıldıvoriarbirbtrlerine- (HATİCE TUNCER) SEYAHATNAME YAVUZGÖR Fıntına Biz, yine 1982 yılına dönelim: llişkilerimiz iyi ve "korekt" idi. Bolgemdeki Türk köyterine gidiyor, onlarla konuşuyordum. Çoğunluğu kırsal kesimde çalışan bu yurttaşlann, 1968'de imzalanıp yürürlüge konulan Göç Artaşması'na göre 1978'de son gidenterin ardından artık herhangi bir göç olamayacağına kendilerini inandırmış olduklan görülüyordu. Bütün Bulgar ve Türk köylülerinin yapmaya alışık olduklan gibi kendi evlerinı inşa etnişler, iş ve güçlerinin peşinde, gündelik yaşamlarını sürdürü yoriardı. Gençlerin Türkçesi oldukça zayıftı... "Gitme" olanağı, zihinlerden silinmiş olduğu için, ülkenin koşullarına adapte olmuşlardı. Başka bir deyımle, 1982 yılında, Bulgaristan'daki Türklenn eğer tabir yerinde ıse "asimile" olmaya başladıkları izleniyordu. • • • 1983 yılının Haziran ayında, önce inanmak için güçlüğe ugradığım bir haber ulaştı bıze: Bulgar Komünist Partisi Politbürosu, gizli birtoplantıda, "Türk sorunu"na bir çare bulmuş... Bu "çare" 1984 yılı sonunda yürürlüge konulacaktı ve Bulgaristan'da yaşayan bütün Türklenn adları değıştirılecek ve Bulgar isimleri almaya zorlanacaklardı bu insanlar... Işin ciddiyetini gösteren başka bir öge de, elimize geçen muntazam basılmış bir "müracaat formu" idi. "Müracaat formu" aşağı yukan şöyle idi: (Ben , Bulgar Anayasası'nın ... maddesi uyannca, adımın olarak değiştirilmesini istiyorum. Gereğinin yapılması...) Aldığımız bu haberi ve belgeyi Ankara'ya gönderdim. Herhangi bir değerlendirme yapmadan önce, bize bu haberi "bilerek" ulaştrmalan ve bu suretle de ne reaksiyon göstereceğimizi ölçmek istedikleri ihtimaline de yer vermek gerekiyordu. Ankara, bu işe önem verdiğini gösterir bir kıpırdanma göstermedi. Şonradan öğrendiğime göre bunun Türkiye ile Bukjaristan arasındaki ilişkileri zedelemek için, üçüncü bir devlet tarafından monte edilmiş bir operasyon olduğu yolunda diğer Türk makamlarından gelen değerlendirme etkili olmuş... • • • Fırtına, 1984 yılından 1985 yılına geçen yılbaşı günlerinde, Kırcaali'den başladı ve süratle, Türklerin yoğun bulunduğu bölgelere sıçradı. 1983 Haziran ayında bildirdiğimiz olasılığın, şimdi gerçekleştirilmeye başlandığını bildirdik. Bu 'isimdeğiştiıme'fikrive uygulaması, sonuçta Bulgar Komünist Partisi'nin, umduğunun tam tersini ortaya çıkardı. Yukarıda, asimile olmaya başladığını ifadeye çalıştığımız Türk azınlığı, bu anlamsız ve şiddetle biriikte uygulanan operasyon karşısında evvela bocaladı, sonra da karşı koymaya başladı ve genel bir huzursuzluk ortamına girdi Bulgaristan... • • • Olup brtenler, Türkiye'de de işitilmeye başlayınca, bizden ne tepki gelecekti? Değişik tepkiler geldi sonunda: - Başbakan, "70 milyon olunca, hesap soranz" dedi. - Dışişleri Bakanı, "kapsamlı bir göç anlaşması "ndan bahsetti. - Cumhurbaşkanı, "Bütün soydaşlan mıza kollanmız açıktır" tarzında bir beyanat verdi. Her zamanki gibi, yine olayların gerisinde kalmıştık... Yann: Perde kapanıyor SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Özdemir Asaf Bir pazar günü ansızın Özdemir Asaf gelir aklıma... Çok hastaydı. Münir Ağabey (OzkuO "Özdemir'i ziyarete gidelim" dedi. Gırtik hastaneye. Kanserin, kendini yenmek üzere olduğunu anlamıştı. "Ta beyne kadar yürümüş yahu" dedi. Münır Ağabey başladı ağlamaya... O'nu böyle bir pazar günü acı bir anı yerine tatlı birkaç dizesiyle anmak daha iyi olur. Yaşamak değil Beni bu telaş öldürecek Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler. Öğretmenler: Kannca karannca on beş yıldır kendı mesleğimi gençlere öğretmeye çalışıyorum. Önce tB Konservatuvan'nda sonra tÜ Devlet Konservatuvan'nda, şimdi de Mücdat Gezen Sanat Merkezi'nde (MSM) Türk Tîyatrosu hocası olarak bir şeyler yapıyorum gibi. Ama bu yazıda öğretmenleri bu nedenle anlatmayacağım... TV ekranlannda gözyaşlanmı tutamayarak izlediğim, Ankara'da coplanışlannı, kafalannın, gözlerinın patlayışını. bu nedenle yazmayacağım. Sade bir vatandaş gibi olaya bakmaya, yaklaşmaya çahşacağım... Bu insanlar neden sokaklara döküldü, neden seslerini duyurmaya çahşıyorlar? Hiçbir şeyin durup dururken olmadığını biliyoruz... Benim asıl gücüme giden ne oldu biliyor musunuz? Öğretmenleri polisle karşı karşıya bırakan düşünce. Çünkü o polislerin tümü, A'yı, B'yi, C'yi o copladıklan insanlardan öğrendiler. O insanlar: o polisler küçücük birer ilkokul öğrencisiyken: "Bak evladun, kimseye vurma, kimseye küfür etme, fri bir çocuk ol" diyen öğretmenleriydı... Ogrencileri, öğretmenlerini copladılar... Eğer bir ülkede öğretmene de cop kalkıyorsa, sen gir on sekiz ay yat Yaşar Ağabey. Çünkü bu iki düşüncenin bırbirinden hiç farkı yok. Öğretmeni copla, Yaşar Kemal'e hapis cezası kes, Abdülmelik Fırat'ı tutukla ve sonra: "Aç kapılannı Avrupa biz genyoruz" de. Dalga mı geçiyorsunuz?.. Çekinser mi çekimser mi? ANAYASA MADDE 42: Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Parası olan okur, olmayan okumaz... (Son beş sözcük anayasada yok.) S i g a r a i ç m e s e n i z e 'Pazar'lık ve duvarlık sözler: Güvenoyu oylarnasında gündeme gelen "İki sözcüğün hangisı doğru" meselesine Sayın Ecevit, "Çekinser sözcüğû doğru; çünkü çekinceden geliyor" gibi bir açıklama yaptı. Merak bu ya, başta Divanü Lugat-it-Türk olmak üzere; Osmanlıca-Türkçe, Çağdaş Türkçe, Öztürkçe, Temel Türkçe.. tüm sözlükleri kanştırdım. Sözcüğün aslı çekimser. Çekinser diye bir sözcük ise hiçbir sözlükte yok. Temel Türkçe Sözlük'ün 164. sayfasında "çekimser: Yan tutmayan, başkalanna katılmayan" olarak geçiyor. Örnek olarak da, "oyunu kullanmaktan kaçınan" diye belirtmiş ve "Çekimser üyelerden başka herkes oyunu kullandı" diye açıklama yapmış. Çekince ise, "çekinmeyı gerektiren durum" diye adlandırılıyor (Kemal Demiray)... Ali Püsküllüoglu'nun Çağdaş Türkçe Sözlük'ü ise "yan tutmayan, başkalanna katılmayan" olarak belirtiliyor. Çekince, "tehlike""... Yani kısacası, çekinser diye bir sözcük yok. Sayın Ecevit, "Meclis zabıtlannda böyle diyor" gibi bir açıklama yapmıştı. Keşke Yüce Meclis'in tek yanlışı bu olsa.. İki şeyin "biraz"ı olmaz. l. Hamilelik. 2. Demokrasi. Efes Pilsen Basketbol Takımı; millete moral verdin, biz de sana sevgimizi... Sevdiğim fıkralardan... Memleketin bırinde beş siyası parti lideri bir helikopterle şehir turu atıyorlar. Fakir mahallelerden birinin üstünden geçerken halk da bunlara ilgi gösteriyor. Bu sırada lıderlerden bin bir beş yüz binlik çıkanp aşağı atmış ve: "Bunu bulan bir fakir sevinsin" deyince ikınci lıder iki beş yüzlük atmış aşağı: "Bunu bulan iki fakir sevinsüı" demiş. Üçüncü lider üç beş yüzlük çıkarmış atmış ve: "Bunu bulan üç fakir sevinsin" deyince dördüncü lıder durur mu o da dört beş yüzlük atmış ve: "Bumı bulan dört fakir sevinsin'' demış. Beşincı lider de beş adet beş yüzlüğü aşagı atarken: "Burdan bulan beş fakir sevinsin" deyince helikopterin pılotu dayanamamış: "Beyler ben hepinizi aşağı atsara da bütün millet sevinse" demış. TBMM Geçen hafta bugün, TRT 1 Meclis'ten canlı yayın yaptı. Bılmem ızledinız mı?.. Gördüğüm kadanyla Refah iyi gfirüttü çıkaracak.. Abdülmelik Fırat Gecmiş olsun. Betennden saklanasın. Diyeceksinız kı: "Bundan beter ne olabilir?" Şu olabilir: Yaşar Kemal'ın dunımu... BukalemunSevgili Uğur Dundar'la telefonda konuşuyoruz: "Geçen hafta bukaJemunla ilgili bir \aa yazdım, yer darhğından giremedi" dedim. 'Antatsamı' deyince anlattım... Erbakan, Ecevk'e: "Deve misin kuş musun' diye sorunca, Ecevit de Erbakan'ı bukalemun'a benzetmişti. Ben de: "Acaba bukaJemunlar buna alınmaz mı" diye sormuştum... Uğur, bukalemun sözü geçince: "Ben de sana bir tane anlatayım" dedi. Uğur, Ayhan Şabenk ve dostlan bir yemekteler. Şahenk bir Uzakdoğu gezisini anlatırken: "Sabah bir uyandım kapuun önünde koca koca kertenkeieler dolaşıyor" deyince. masadakı bin: "Efendim, onlar herhakk bukalemundur" demış. Uğur dayanamamış: "Ne diyorsunuz beyefendi, koskoca Ayhan Şahenk bizim piyasadan, bukaiemunlan tanımaz nu." Kadir Çelik aşkolsun Hiçbir konuda art düşüncem olmadığından, bir soru sormak üzere evime gelmek istediğinde seni kırmadım ve konuk ettim. Malum konudaki düşüncelerimi de söyledim. Ama senin hangi akla hizmet ederek beni, otuz beş yıllık arkadaşım Uğur Dundar'la karşı karşıya getirmek istediğini hâlâ anlamış değilim. Hiçbiriniz dünyada yokken biz Uğur'la biriikte programlar yapıyorduk. Biriikte ölüm tehditleri aidık. O hâlâ bu cesur savaşımtnı sürdürüyor. Ve benim hâlâ çok iyi arkadaşım. Bunu bil de... Ekran gaflan.- atv 18.00 haberlerinde_ sık sık: tt ._ kısa bir özet izleyeceksiniz" diyor. Ostatlar, (özet) zaten bir seyin kısaltılmışı değil midir? Kısa özet, ak beyaz gibi olmuyor mu? Okuyun: Sofi'nin Dünyası- Jostein Gaardcr-Pan Yaymcılık. İzleyin: Oto Gargara-Beşiktaş Kültür Merkezi. Sevin: FCendinizi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear