22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 MART 1996 PAZAR 14 KÜLTÜR İŞARET FİŞEĞİ ZEKl COŞKLTN 6 Bu memleket bizim' değiLYeni Hayat,belkı de gerçekten hayatı- mızın dınamıklenne ışaret edıyor Orhan Pamuk'un romanında uç oğe var Gızıne ve kaynağma enşılemeyen, her ele geçırenın kendınce yorumlayıp yenıden kurduğu metın/kıtap, o kıtaba her bakanın ka>nağa ve anlatılanın gız- lenne ulaşmak ıçın gınştığı yolculuk, tutkuya donuşen giz yolculuğunda ha- yatın heba oluşu Bır de zaten heba ol- muş hayatlat Yenı Hayat'i bılmeyen- arama>anlar, hayatı "mavi ışdtab" tele- vızyon ekranından ızler Arka planda- kı yazi bır yana bırakılırsa romanda ha- yat ıkı ekranda akıp gıder Otobüs pen- cerelen \e TV Her ıkısı de bır tur gece yolculuğudur Hayat ve dünya, ona ba- kanın dışındadır Yenı Hayat'ta anlatılan her yere ve her şeye "yabancıiık hıçbır yere ve hıçbır şeye aıt olmama, bır tur kaybolmuşluk, gunumüzun gerçeğı Oyle olmasa, TV ekranlanna bıraz da rastlantıyla yansıv an Hakkân bızı bu kadar şaşırtmazdı Öy- le olmasa Hakkân'de ınsanlann çoplük- ten yıyecek topladığı haben karşısında Camus'nun "anneniz öidü" habennı alan Yabancı 'sı gıbı sıradan bır haber ka- yitsızlığını yaşamazdık Hakkan çok uzaksa, Gazı Mahallesı lstanbul 'da Orada yaşananlar da çopluk- te yıyecek arama kadar tuyler urpertıcı Gazı Mahallesı'ndekıler"sivasal'*sa, Nı- şantaşı'nda, Etıler'de, Bağdat Cadde- sı'nde gun boyu defalarca çoplen kanş- tıranlann varlıği gundelık sıradan gorun- tuler Ama onlar da tıpkı TV ekranına yansıvan Hakkân gıbı gözumuzun onun- den geçıp gıdıyor Hayat, olduğu gıbı su- ruyor "Yabancriık da Brezılya'nın "favela" denen gecekon- dulannı anlatan Çoplük, bızde de onlar- ca basım yaptı ve unutuldu Çopluk, o hayatı yaşavanın bınncı elden anlatımı- dır Bugun bızı şaşırtan Hakkân, 20 yıl önce -Çopluk 'un populer oldugu sıralar- ıkı ayn anlatıya konu olmuştu Şukru Gumuş, 1968'de gonullu olarak Hakkâ- n'de görev almış, sadece ıkı kışının Turk- çe bıldığı Gelıtan Koyu'nde 9 öğrencıy- le ılkokul açmıştı Oradakı hayatı Zap Boylan'ndaanlattı Roman 1976'daya- yımlandı Ferit Edgü, 1966-67 de "yedeksubay öğretmen" olarak Hakkân'deydı Daha once yaşadığı Pans'le Hakkân arasında- kj uçurumu bır tür Camus "yabancı T> lı- ğıyla ızleyıp once " Doğ/m" olarak tasar- ladığıromanıO'yu kaleme aldı Roman, Zap Boylan'ndan bır yıl sonra, 1977'de yayımlandı 1980'lerdefılmealındı Ed- gu, "CehennemdeBir MevsHn"den esın- lenerek "Hakkâri'de Bir Mevsun" adını verdı çalışmaya Hantanın ucundakı hayatı yazıya dö- ken goz önune seren yapıtlann son 20 yıldır gozden düşmesı, yazı hantasmın ve yazıdakı hayat(lar)ın daralmasına denk düşuyor Yazıya gırmeyen, gıreme- yen yerler ağır ağır "memleket" olmak- tançıkıyor. hantadansılınıyor "Memle- ket"ten kopan yazınm da hayat sahası 7 azı ve yazann, yaşadığı yer ve hayat karşısında kendını "yabancı" hıssetmesı, yüz yıl öncesıne dek uzanıyor. Yabancılık, bir başka memleket, bır başka "yeni bır hayat" tasanmıyla, ımgelemıyle başlar. Osmanlı aydın/yazan Batı ve onun düşüncesiyle yüz yüze gelınce duydu ılk yabancılık halinı. Yazı -ve roman- büyük ölçüde o halın ürünü olarak doğdu. Büyük planda düşünülen "memleket" ve "hayafın yenilenmesi, ıçınde bulunduğu halden kurtanlması ıçın kaleme alındı romanlann çoğu. daralıyor Hayat, kâbuslu. her an kazalar- la, olumle yüz yuze gelınen gece yolcu- lannı andınyor Otobus camından ya da "beyaz cam"dan, TV'den ızlıyoruz memleketı, hayatı "NaturaJizm", "köyedebrv-atı-dilekçe edebiyaü" vb dıye kapıdan kovdugumuz "klasik" gerçekçı yazının yennı "hiper- gerçek" alıyor artık Okuduklanmız da ızledıklenmız gerçekten daha gerçek ol- duğu ıçın "gerçekHk" duygusu uvandır- mıyor bızde TV'dekı Hakkân göruntü- len gıbı Yenı Hayat da gelıp geçıyor Her şey bır anlık "Memleket" ve "Edebiyat" Yazı ve yazann yaşadığı yer ve hayat karşısında kendını "yabancı" hıssetme- sı, yûz yıl öncesıne dek uzanıyor Yaban- cılık. bır başka memleket, bır başka "ye- ni bir hayat" tasanmıyla, ımgelemıyle başlar Osmanlı aydın/yazan Batı ve onun duşuncesiyle yüz yuze gelınce duy- du ılk yabancılık halinı Yazı -veroman- büyuk olçüde o halm urünü olarak doğ- du Buyuk planda düşunulen "memle- ket'' ve "hayafın yenilenmesi, ıçınde bulunduğu halden kurtanlması ıçın ka- leme alındı romanlann çoğu Küçuk, yerel plandakı -tstanbul'un dı- şındakı- ılk "memleket" ve "hayat" ger- çeklen, 1890'da Nabizade Naznn'ın Ka- rabibik'ıyle sergılendı Romanın kahra- manı Antalyalı bır koyluydu Oradakı koy de köylu de o zamana dek yazıya yansıyan memlekete ve ınsana benzemı- yordu Aynı yıl yayımlanan Mizancı Mu- rad'ın Turfanda mı Turfa mı romanı, bü- yük plandakı "memleket'' ve "hayat" ta- sanmlannın, "kurtuluş" tasanmlannın yerel olçekte başlatılmasmı ışaret edı- yordu Yazar. Manısa'nın Velıler çıftlı- ğı'nde "ideal" ınsanlarla "yerel hayat" kurarak ulkeye yon gosterme çabasın- daydı Nabızade'nın "naturalizm"ıyle Mı- zancı Murad'ı "idealizm"ı 1910'da ya- yımlanan Ebubekır Hazım'ın (Tepey- ran) Kuçuk Paşa'sında bırleşır O da Ço- rum'un bır koyuyle lstanbul arasındakı uçurumu göstenr XlX'ınsonyılıylaXX yuzyılınılkon yılı arasında bıçımlenen bu temel kurgu, "memleketgerçeği", 1970'lenn ortalan- na dek yazıya, özellıkle romana egemen oldu Cumhunyet donemınde merkezle taş- ra/koy, aydın-halk uçurumuna ılk ışaret eden Yakup Kadri oldu, Yaban'la Yıne 1930'larda Sabahattin Ali , Kuyucakh YusuTla Sadri Ertem, Çıknklar Durun- ca'yla, 1940 larda Reşat Enis. Toprak Kokusu, Elunek Kavgamız, Kara Top- rak gıbı yapıtlarla "taşra"dakı hayatı, ınsanı anlattılar 1950'lerde Koy Enstı- tulenn romanlan geldı, aynı evrede "Üç Kemaller". Çankın-Çonım yoresi Ke- mal Tahir'le, Çukurova bölgesi Orhan Kemal ve Yaşar Kemal'le romana açıl- dı Oylü bıraz daha erken bakmıştı "memleket"e tlk basımı 1920'deyapı- lan Refik Halıt'ın Memleket Hıkâyelen 1909-1919 arasında kaleme alınmıştı Yukanda anılan Sabahattin Alı 'den Sad- n Ertem'e, "Üç Kemaller"e, FakurBay- kurt'tan dığer Koy Enstıtüluler'e dek Cumhunyet dönemı yazarlannın hemen tümu ılkın oykude kalem oynatmıştı Onlann 1970'lerdekı ızleyıcılen Osman Şahin ve Bekir Yıküz Guneydoğu, Fırat, Harran, Urfa yoresını yazdılar Roman ve oyküde 1970'lenn ortalan- na dek süren "memleket" edebıyatı, an- lattığı gerçeğe, yoreye farklı sorunsal- lar, farklı usluplarla yaklaşsa da galıba ortak bır tematığı paylaşıyordu Nâzrni Hikmet'ın "bu memleket bizim" dızesi, butun bu edebıyatın ortak hareket nok- tası gıbıdır 1970'lenn ortalannda yazıyı "memle- ketten kurtarma" çabalan başladı Ar- dından yazı ve yazar, çeşıtlı -ve çoğu haklı- etkenlerle "memleketi kurtar- mak"tan vazgeçtı Bovlece "yeni ha- yat"a yoneldığımız 1980'lerde memle- ket ıçın yazıda da memleket bıttı Ama donup ardımıza baktığımızda, ıkısının bırden ve bu kez gerçekten, Fı- ılen bıtmek uzere olduğunu goruyoruz Artık "bu memleket bizim" değıl Şım- dı bır başka şaın ve dızelennı anmak ge- rekıyor Edip Cansever'ın tam da 1970'lerde yazdıklan, bıtışın habercısı gıbı "dağünuş pazar yerlerine benzryor şimdi istasvonlar / \e dağılmış pazar yer- lerine memleket" ve edebıvat 1 Bilimin susması Tuhaf ama bılımın "memleketi"ı terk edışı de yazının terk ettığı donemlere rastlıyor sankı Bugun açlık var, toplum- sal çozulme ve çatışma var Ama bunlar üstune soz sov leyen "bilim" yok Oysa bılım, 197O'lı vıllardaTurkıye'yledaha ılgılıydı Tolumsal çozumlemelerde en gözde "veri"ler edebıyat alanından ge- lıyordu NiyaziBerkes,ŞerifMardin, Ke- mal Karpat, Mubeccel Kıray, Çetin Yet- kin ve daha bır dızı toplumbılımcının ya da sıyasetbılımcının çalışmalanna bakı- labılır 1970'lerle bırlıkte kopan gelene- ğı son donemde ızleyen ıkı ısım var ta- ner Timur (Osmanlı-Turk Romanında Tanh, Toplum ve Kımlık), NilüferGöle (Modem Mahrem) 1960'larda tdris Kuçukomer, Sencer Divitçioglu gıbı bılımadamlan Turkıye toplumunu çözumlemede ATUT (Asya Tıpı Uretım Tarzı) modelını onermıştı Bu, romandan (Kemal Tahır) sınemaya (Halit Refiğ)dek çeşıtlı sanatlan etkıle- mıştı Acaba memleket "dağdmış pazar yer- lerine" benzedığı ıçın mı yazı ve bılım sustu, yoksa onlar sustuğu ıçın mı "da- ğılmtş pazar yerlerine benziyordu şim- di" memleket 0 8 . U L U S L A R A R A S I A N K A R A F l L M F E S T l V A L t \ Aııkaradaki yanşmada iddiah CUMHUR CANBAZOĞLU Festıvalde bugün ağırlık Macar filmle- nnde Beş Macar fılmmın ıkı tanesı, bu yıl Ankara'ya konuk olan Peter Bacso'nun 1969 yapımı Tanık'ıyla, bu fılmden çeyrek yuzyıl sonra yonettığı Veniden Tanık. Bu ıkı filmı art arda ızlemeiennı onenyonız sıne- maseverlere 50'lı yı 1larda Macar ortasmı- finın yaşantısını tum çıplaklığıyla yansıttı- ğı ıçın fılmmı 80'lenn başına dek gosten- me sokmavan Bacso, ıkı >ıl once Yenıden Tanık la değışen degerlerle Macarlann ne- reden nere>e geldıklennı ırdelerruştı Ma- car sınemasının en ozgun seslervnden olan Bacso'yu Ankara'da keşfetmek kolay ele geçmeyecek bır fırsat Batı, pıyasa ışı fılmlere pek benzemeyen yapımlara 'alternatifsine- ma' dıyor, ışte bu ışın us- talanndan, 75 yaşındakı Miklos Jancso'dan Kızıl tlahi ve Umutsuzlar var programda Sorunlan or- taya koyarken tanhsel kökJen es geçme>en, or- tülu anlatımı seven, her fılmde aynı goruşü tekrar etüğı ıçın eleştınldığınde, 'İnsan her yaprtmı deği- şik dünya görüşüyle üret- mez' dıyerek yapıtlayan Jancso, lstanbul Fılm Festıvalı'nde geçmış yıl- larda junde görev yap- mıştı Umutsuzlar (1965) yonetmenın ılk fılrru, Kı- zıl tlahı ıse 1871 yıhnda Avrupa'da göstenldığın- de buyuk beğenı topla- yan, tanm kokenlı dev- nmden kesıtler sunan bır B U G Ü N KAVAKLTOERE 1230 Macon Bebeğı 1530 Boğmaca 18J0 Tanık 21.00 Yenıden Tanık MEGAPOL(Yeşıl) 12.15 Ozlem Düne Bugüne Yanna 15.15 Bocek 18.15 Gunduz Guzelı 21.15 TurkTutkusu MEGAPOUKırmızı) 12.00 Tamtakır 15.00 Kızıl llahı 18.00 Umutsuzlar 21.00 Kımse Benı Sevmıyor Diiş, Gerçek, Bir de Sinema adlı yapıtı gos- tenlenTulay Eratalay'ın bugun de Özkm... Düne... Bugüne™ Yarma'sı var aynı sıne- mada Senaryosunu Artun Yeres'le \ykut Tankuter'ın yazdığı fılm Hulki Aktunç'un Bir Yer Göstericinin Hayaü, Kemal TamV'ın Arabacı, Ze»at Selimoğlu'nun Bıkiırcınlar adlı oykulennın sınemaya uyarlanmış halı Bol ödullu Bocek. şansını bır de Ankara Fılm Festıvalı'nde denıyor bu yıl Erhan Bener'ın aynı adlı romarunı sınemaya akta ran Ümit Elçi, Bocek'le geçen yıl beklene- nın uzennde gışe hasılatı yakaladı Bocek, uzun yıllar emnıyet teşkılatmda önemlı go- revlerde bulunduktan sonra pasıf bır gorev- le masa başına çekılen polıs Recaı'nın ya- şadıklannı, geçmışe dönerek ınsanlan ne- den yok edılmesı gereken bocekJer olarak gorduğünu, bugunku ruh- sal durumunun nedenını yansıtmayı denıyor Fılm, son donemde yerlı yapım- larda rastlanmadık ölçude bol mesajı olan, bır tabuyu daha devınp polısın ıyı ve kotu yanlannı beraber ve- ren, yer yer Meltem Cıun- bul'un canlandırdığı yan karakterlenn uzun böldm- lenyle temposunu yıtıren, 1995'ın kalıtelı yerlılen arasında göstenlen bır ça- lışma Bızce ulusal yanş- ma Bocek'le tstanbul Ka- natiarunm Altmda arasın- da geçer Gunun flaş fılmı olarak Peter Greenaway'ın Ma- con Bebeği'nı gosterebılı- nz Fılm, Tann'ya saygı gostermedığı ıçın kadınla- nn kısırlıkla cezalandınl- Ümit Elçi'nin "Bocek' filminde Halil Ergün ve Peter Greenanay 'in 'Macon Bebeği' çalışma Macar fılmı olarak gunun lıstesın- de bır de Peter Gardos'un 1986 yapımı bol odullu Boğmaca adlı çalışması var Festıvalde bu yıl daha once ıkı kez gös- tenlen Türk Tutkusu, Aranda'nın Desıde- na adlı lspanyol guzelıyle Türk rehber Ya- man'ın bıtmez tükenmez ıhtırasla suren aş- kını anlattığı fılmı lspanyol usta Bunuel'ın ünlu Gundüz Güzeli de ıkıncı kez goste- nmde Fransızlann ıse ıkı fılmı ızlenecek bu- gun Bınncısı genç Mario Vernoux'nun ılk uzun metrajlı çalışması Beni Kımse Sevmi- yor. Batılı kadının erkeklerden neler çektı- ğını, ancak her zamankı gıbı bır çıkış yolu bulup mutluluğu yakaladığı oykulerden bı- n bu fılm, ıkıncı yapıt Cedric Klapisch'ın Tamtakır'ı Dun Megapol Yeşil Salon'da dıklan bır toplumda geçıyor Kadınlar, ço- cuksuzluğun acılannı yaşarken çok yaşh bır kadın, guzel ve sağlıklı bır bebek dun- yaya getınyor Tannnın bır mucızesı oldu- ğuna ınanılan bebek, kılıse ve ablası tara- fından hemen kullanılıyor Kılıse çocuğun korunması gereken kutsal bır varlık olduğu- nu ılen surup onu sahıplenıyor, abla da kı- lıseden ıntıkam almak ıçın bebeğı boğu- yor Greenavvay hıç endışe duymadan kılıse- nın ahlaksızlığa, modernlığe karşı çıkmaya ne kadar açık olduğunu vurgulayarak yıne çok tartışılan bır örnek verdı Macon Bebe- ğı'yle Fılmdekı şıddet ılgınç, Hollyvvo- od'dakı şıddetı kanıksayan seyırcı belkı de ılk kez bır Avrupa filminde bu derece sert yorumla karşılaştı ve şaşırdı ÜÜBÜTÜN YÖNLERİYLE YAŞAR KEMAL OLAYI DEVLET ÇARKINDA ATAMA RÜZGARLARI BU NEVRUZ RESMİ NEVRUZ LİDERLERİN MAL VARLIĞINI KİM PENETLEYECEK? POLİS TABANCALARI NASIL ALINDI? TEMEL EĞİTİM 8 YILA ÇIKIYOR İSTİKLAL MARŞI DEGİŞTİRİLSİN Mİ? • ABD YOZONU TUMdYF-YE DÖNUYOR • HR1IIUC\W>IN\UM VJL • FUTBOLUN MPARATORU -FATIH TERIM" • \K1KMBK ILFRSİDI 1)1- Bl U M MJR • KENTU BIR OZAN "BCLENT ORTAÇGİL" • DIKKM III 1 VT1I 11 Testival Türkiye smırlannı zorluyor' ANKARA (Cumhunyet Burosu) - Smema emekçılen, bu yıl sekızıncısı yapılan An- kara Uluslararası Fılm Festı- valı'ne destek vermeyı gele- nek halıne getıren Çankaya Beledıye Başkanı Doğan Taş- delen'ı zıyaret ettıler Sanata yıllarca emek verdıkten son- ra hastaneye duşen sanatçılar ıçın "içûıin sızUdıgmı" belır- ten Taşdelen, devletın, eko- nomıye olduğu kadar sanata da destek vermesı gerektığı- nı söyledı Festıvale verdığı destekten dolayı Taşdelen'e teşekkur eden, Dünya Kıtle tletışımı Araştırma Vakfı Başkanı Mahmut Taü Ongo- ren de, Ankara'dakı fılm fes- tıvalının Turkıye smırlannı zorlayan boyutlara ulaştığını vurguladı Turkıye'de sanatçılara ye- terlı derecede onem venlme- dığını belırten Taşdelen, "Sa- natcüanmızayeterincedestek olmuyoruz. Turkne'de sanat- çüanmmn ozgürce eser uret- mesini sağla>acak zemini ha- zuiamak zorundayız" dedı Akün Sıneması'nda önce- kı gece düzenlenen açılış tö- renıne Kültür Bakanı Agâh Oktav Guner, eskı Kültür Ba- kanı ve tçel Mılletvekılı Fik- ri Sağlar. Çankaya Beledıye Başkanı Doğan Taşdelen Ta- nk Dursun IC, AK Ncsin de katıldılar Mahmut Talı On- gören'ın sunuşunu yaptığı ge- cede, açılış konuşmasını Fık- n Sağlar yaptı Kültür Baka- nı Güner kültür emperyahz- mıne karşı ulusal smemanın savunulması gerektığını kay- dettı Prof Dr Alı Nesın, "Aziz Nesin Emek ÖdüUeri- ni" nedeğergorulenGiovan- ni Scognamillo ve Nijat Ozön'e odüllennı verdı Ge- cede, "25. Kare" smema der- gısıne ve afış >anşmasında dereceye gırenlere odullen venldı "Yeşilcamın Beş Us- tasına Güzelleme" başlıklı gostenmden de kısa bır bo- lüm sunuldu KOŞEBENT ENİS BATUR Zap Televizyonları Bır yurttaş olarak, bu ulkede, televızyon ekranı karşısında her gece bır dızı duyguyu yanyana, peş- peşe, ıçıçe yaşamaktan yorgun duştum Şaşınyorum Ofke duyuyorum Hem ekranın kar- şısında durduğum ıçın kendım adına, hem de ekra- nın arkasındakıler adına ırtanç duyuyorum Sınırie- nm bozuluyor, gulmeye başlıyorum Sonra gene bır ofke krızı gelıyor Gene şaşkınlık bastırıyor, gene utanç Geceyı boylece tamamlıyorum Soylemesı kolay Televızyondan hepten vazgeçı- lebılır elbette Bunu yapan yakınlarım var Bırşey yı- tırmedıklenne ınanıyorum Çok şey kazandıklanna ınanıyorum Gelgelelım, tek başına bır olgu değıl te- levızyonumuz Bakmamaya başlayınca, gazetelere de, Meclıs'e de, maçlara da, fuar ve festıvallere de bakmamak gerekebılır Ulkeye bakmamak, onu gor- memeyı oğrenmek gerekebılır Burada yaşamama- nın yollarını arayıp bulmak gerekebılır Benım kışısel çıkmazım bu Burada yaşıyorsam, bakmadan edemem Pek çok kışının çıkmazı bu Televızyona hepten karşı olanlardan da değılım Nıtelıklı yayın buyuk katkılar getınyor ınsana Du- zeylı filmler, belgeseller, tartışma ve eğlence prog- ramlan olunca ufkunuz genışlıyor Bu durum geçer- lı olduğunda, sorun farklı Konuşmayı soyleşmeyı, kıtap okumayı ya da muzık dınlemeyı engelleyecek olçude ekran tutsağı olunup olunmadığı konusun- da sorun varsa var Ayn bır yazının konusu bu Be- nım şımdı uzennde durduğum bızım televızyon ka- nallarımızın yarattığı "sevıye" duğumu Rastgele bır ornekten hareket edeceğım Geçen- lerde, 24 dolaylarında yayımlanacağını gazeteden oğrendığım nıtelıklı bır filmı beklemek ıçın ekran kar- şısındaydım Fılm, elbette bır saatgeç başladı Stan- dartlaşan bır saygısızlık Bır oncekı program, sozu- mona "haber" programıydı Ama yuz kızartıcı bır maskaralık etrafında çeyrek saat geçınldı, sınırler gerıldı Ardından fılm başladı, ama ıkıdebır o kana- lın tanıtım programlanyla kesıldı, fılmın gerılımlı ya- pısını hıçe sayacak olçude onu delık deşık etmeyı başardılaryayında Çevırıdeamansızyanlışlıklargo- ze çarpıyordu Seslendırme tek kelımeyle berbattı Ikı saatlık film uç saatte bıttı, dayak yemış gıbıydım Televızyon kanalı yonetıcıien "ratıng" ıle ılgılı ıste- dıklen kadar açıklama yapsınlar, benım gıbılenn "tı- p//c"ızleyıcıyı temsıl etmedığını duşunsunler, boşu- na Yonetıcılık konusunda kesınkes başansız, olçu- suz, kaybetmeye mahkûmlar Tıpık ya da atıpık, hıçbır seyırcı kendılennden da- ha az akıllı değıl Onları ıkıdebır en çok ızlenen ka- nal olduğunuzu vurgulayarak etkıleyemezsınız ön- ce adam gıbı yayıncılık yapmayı oğrenmek gerekır Sozunu ettığım fılmı yayın programına almak za- ten yanlış Ancak benım gıbılerı, sayıları bır avuç ka- lan koyu sanat filmı tıryakılennı ılgılendıren karma- şık, zor ızlenır bır yapıt Onları da boyle mutlu etmek olanaksız Fılmı ıkıdebır olmadık yennden dakıkalar- ca keserek, kotu çevırı ve seslendırme yaparak Bu- tunuyle "faydasız kılısenın papaz/"hıkâyesı, anlaya- cağınız Aynı fılmlerı aynı yıl ıçınde defalarca gostererek, haber programlarını paparazzıleştırerek, aynı sunu- culan, yapımcılan, programları bır kanaldan ötekıne taşıyarak ıyı yayıncılık yapılabıleceğını sananlar en hafıfinden yanılıyortar Bırbırierıne oykunmelen yal- nızca bıktırıcılıklannı arttırıyor, ınsan sonunda nıte- lıklı komedyenlen eskı ve yenı programlanyla her kanalda gordukçe kaçacak yer arıyor Onun ıçın de en sık ızlenen program Zap Televızyon kanalı sahıplerı, yonetıcılerı ortalama Turk ınsanını hepten aptal sanmakta haklılar mı, bır ıkı yıl ıçınde daha ıyı anlayabıleceğız, sanıyorum Kaybettıklen trılyonlar ağır bastıkça Ben, saygılı, dakık, nıtelıklı programlaradayalı, ha- bercılığı soğukkanlı ve cıddı bır uslupla yapan, ya- pıcı, ınsana değer veren bır yayıncılığı benımseye- cek ılk kanalın otekılerı sollayacağına ınanıyorum Her gun ayn renk ve bıçım saçla ekrana çıkmak- tan başka manfetı olmayan sunucular, termınator edalı habercıler, en cılkı çıkmış yaklaşımlan sergıle- yen magazıncıler, hıçbır derınlığı olmayan talk- shov/cular, bellı sıyaset ya da çıkar çevrelerını apa- çık kollayan yayın polıtıkalan ıle şu anda dupeduz bır felaket kutusu televızyon Ne yazık kı, o kohne bulduğumuz, burun kıvırdı- ğımız TRT hâlâ tek seçenek konumunda Ve çokses- lılığı tek seshlığe beş altı yılda ındırgemeyı başaran ozel televızyonlar yokuş aşağı ınıyorlar Bu sorumluluğu ustlenenler kım acaba'' Hâmış Sahı, vıdeoya ne oldu? Can Yiicel, yoğun bakımda iyileşiyon Kültur Servisi- 15 Mart Cuma gunu. 'goğus ağnsı' şıkâyetıyle oğle saatlennde Haydarpaşa Sıyamı Ersek Goğus Kalp ve Damar Cerrahısı Merkezı'nde yoğun bakıma alınan şaır Can Yucel'ın durumu gıderek ıyıleşıyor Yucel'ın doktoru Haluk Ergın'ın verdığı bılgıye gore oncekı gun goğsundekı ağnlar nedenıyle hastaneye getınlen Yucel, enfarktus tehlıkesını atlato Şaınn, rahatsız edılmemek ıçın yoğun bakıma alındığını soyleyen Dr Ergın, Yucel'ın hastaneye geldığı andakı şıkâyetlennın ortadan kalktığını, yemek yıvebıldığını ve ayağa kalkabıldığını belırttı Ergın, pazartesı günune dek yoğun bakımda kalacak olan Yucel'ın anjıyo olup olmaması konusundakı karann daha sonra bellı olacağını soyledı Kapikatüpistlerimize 17. Yomiuri Uluslararası ödillü Kültür Servisi- Bu yıl Japonya'da düzenlenen ' 17 Yomıun Uluslararası Kankatur Yanşması' sonuçlandı 73 ulkeden 9989 kankaturun katıldığı yanşmada kankatunst Gurbüz Doğan Ekşıoğlu. Muhammet Şengoz, Abdullah Uçvıldız, 100 bın Japon yenı tutanndakı Excellenc> Pnze' ıle odullendınhrken, Raıf Gökkuş, Sumru Ekşıoğlu ve Osman Gural Suroğlu'nun çalışmalan mansıyona değer bulundu. Kopenhag'da 600 festival KOPENHAG (UBA)-Kopenhag, 1996 yıhnda Avrupa'nın 12'ncı kultur başkentı olarak yaklaşık 600 festival sunuyor Yıl boyunca gerçekleştınlecek kültür ve sanat festıvallen ıçın yoğun bır hazniık devam edıyor llkbahar aylannda her şeyden önce şehnn tanhmı anlatan eserler muzık, fılm çalışmalan ve 20 yuzyılın dızaynı konusunda çaltşmlar sunulacak Yaz aylannda açık hava gostenlenyle çevre konulu gınşımlenn on plana çıkacağı Konpenghag'da, sonbaharda ıse med>a projelen ıle moda ve gençlık çalışmalan sunulacak \vrupa'nın 12'ncı kultur başkentı Kopenghag da en onemlı sanat projesı ıse "96 Contaıner" adıyla tanıtılıyor Bu proje kâpsamında 96 lıman şehnnden gelen 96 sanatçı, mayıs ıle eylul aylan arasında 96 adet kontev nerde gosten yapacak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear