22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 1996 CUMA HABERLER AtatÜPk büstüne saWım • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Izmir'de Atatürk heykeline yapılan balyozlu saldınnın ardından Ankara'da da Ahmet Çetiner adiı bir kişi, Atatürk büstüne saldırdı. Alınan bilgiye göre, dün gece saat O2.lÖ'daCeviz!idere Mahallesi Nenehatun Jlkokulu'nun bahçesine giden Ahmet Çetiner (22), burada bulunan Atatürk büstünü boyadı. Daha sonra olay yerinden aynlan Çetiner'in. Çetin Emeç Bulvannın üzenndeki katledilen gazeteci Çetin Emeç'in büstünü de boyadığı bildirildi. Gözaltına alınan Çetiner, savcılığa gönderilirken boyanan büstlerin temizlendiği kaydedildi. Çellk, tazminat odeyecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Refah Partisi Şanlıurfa Milletvekili Halil ibrahim Çelik. TBMM Başkanvekilı ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada, 25 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm edildi. Basın Konseyi kararı • İstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi Yüksek Kurulu, dün yaptığı yazılı açıklamada Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Ersavcf nın. Gülçin Telci imzasıyla 9 Aralık 1995 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan "Çiller'in Amerikalılan" başlıklı yazısıyla Basın Meslek llkelen"nin çiğnendiöine ılişkin başvurusunun yersiz bulunduğuna karar verdi. Kulüpte kavga: 3 öüi • İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda "Kulüp 12" adlı gece kulübünde güvenlik görevlisi olarak çalışan Erdal Çelik, Rahmi Tunçkulu ve Mehmet Bahadır Uluer'in. içeri girmek isteyen Hıdır Uluak ve Tayfun Ahmet Kurban'a engel olmasıyla çıkan tartışmada Uluak ve Kurban güvenlik görevlilerine kurşun yağdırdı. 3 görevli yaşamını yıtirirken saldırganlar yakalanarak gözaltına alındı. BedriBaykam'm hakaret davası • İstanbul Haber Servisi - Ressam Bedri Baykam, dün The Marmara Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında, sinema yönetmeni Sinan Çetin aleyhine kişilik haklanna ve sanat yaşamına hakaret ettiği gerekçesiyle yeni bir hakaret davası açacağını bildirdi. Kul'dan özürlii işçi uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul, yasanın belirlediği orandaözürlü işçi çalıştırmayan işyerlerine uygulanan cezalann ağırlaştınlacağını bildirdi. Kul. '"Sakatlan korumak, kollamak ve yardım etmek sosyal devletin görevidir" dedi. Gazetecinin vurulması • ANTALYA (AA)- Hürnyet Haber Ajansı Antalya Bürosu muhabirlerinden Hüseyin Demir" in vurulması olayma kanşan 8 kişi tutuklandı. Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulan tamamlanarak adliyeye sevk edilen sanıklar. Antalya E Tipi Kapalı ve Yanaçık Cezaevi'ne konuldu. rından İMİkümet çağrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sanayi ve lşadamlan Vakfı (TUSİAV) Mütevelli Heyet Başkanı Veli Santoprak. TBMM üyelerini sorumluluğa davet ederek "Hükümetin bir an önce kurulmasını istiyoruz" dedi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çavuşoğlu da, Tansu Çıller ile Mesut Yılmaz'a davetiye çıkardığını belirterek "Buyursunlar ATO'nun yeni binasında tartışsınlar" dedi. Sıvas'ta Alevi yurttaşlann göçe zorlanmasına insan haklan örgütlerinden büyük tepki 'Mezhep çabşması provokasyon' Haber Merkea - Sıvas'ta PKK'ye yöne- lik operasyonlar gerekçesiyle baskı altında tutulan Alevi yurttaşlann dağınık yerleşim bölgelerinden göçe zorlanmasına tepkiler sürüyor. Olay, insan haklan örgütlerince ve Pir Sultan Abdal Derneği'nce kınandı. Sı- vas ve çevre köylerde yaşananlar, Alevi- Sünni yurttaşlara yönelik provokasyon ola- rak nitelenirken olağanüstü hal yasalannın uygulanmak isteniidiği savunuldu. Pir Sultan Abdal Derneği Ümraniye, Ali- beyköy. Gaziosmanpaşa ve Avcılar şubele- rinın yaptığı ortak açıklamada yörede yaşa- nacak olası bir kardeş kav gasının sorumlu- sunun devlet olacağı belirtildi. Açıklamada özetle şöyle denıldi: "37 kişinin ölümüyle sonuçlanan katli- amın ardından Sıvas'ta yeni bir oyun tez- gâhlamyor. Kö\ ler abiuka aftuıa ahnıyor, böi- ge halkı >oğun bir biçimde gözaltına ahnıyor. Devlet güçlerinin bu tutumu, zorbahğın öte- sinde aıuamlartaşıyor. Devlet güçlerinin rçin- de egemen olan annivetin 'Alevi düşmam' oiduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Yöre bal- kının PKK'li obnadığmı herkes biliyor. Bu haksız tutum, yeni mezhep çabşmalanna, kardeş kavgalarına yol açabitir. Bu provo- kasyonun sorumlusu, devlet güçleridir." Ankara Büromuzdan Alper Balh'nın ha- berine göre insan haklan örgütleri, Sıvas'ta PKK'ye karşı yürütülen operasyonlar sıra- sında, 80 köyün boşaltılması ve 500'e ya- kın köylünün de gözaltına alınmasıyla so- nuçlanan olaylan izlemeye aldı. İHD'nin, böl- gede meydana gelen bazı olaylan araştır- mak üzere Güçlükonak'a gönderdiği heyet, pazartesi günü Sıvas'a geçerek iddialan araş- tıracak. Aynca aralarında Kamu Emekçile- ri Konfederasyonu (KESK), Türk Tabibler Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB), Eczacılar Birli- ği. TÜRMOB, Pir Sultan Abdal Derneği ile İHD'nin bulunduğu bazı sivil toplum kuru- luşlan, kamuoyunu daha duyarlı hale getir- mek ve konunun güncelliğini koruması ama- cıyia çeşitli etkinlıkler düzenleyecekler. TİHV Genel Başkanı Yavuz Önen, Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu'da yaşanan olaylara yöne- lik operasyonlann arttığına işaret ederek operasyonlann Sıvas ve Erzincan yörelerin- de de sürdürülmesinın olağanüstü hal uygu- lamasının genişletilmesi anlamına geldiği- ni söyledi. Hükümetin. politikasını gergin- likler üzerine kurduğunu ileri süren Önen, şunlan söyledi: "Si\il halka yönelik baskt- larla Akvi-Sünni çauşması yarablmak iste- niyor. İzüyoruz. l'luslararası bir tepkinin ya- ranlması gerekir. Basının orada yaşanaıila- n duy urmasının dışında toplumun sessiz kal- maması gerekiyor. Türkiye bir süredir siya- si istikrara, demukrasiye \e insan haklanna dayab bir yönetime sahip olamadı. Kuşku ve- rici bir geİişme olarak görüyonım." Askeri nedenlerle olsa dahı yöre insanını tedirgin etmenin doğru bir uygulama olma- dığını belirten Önen. operasyonlann Sıvas ve Erzincan yörelerine kadar ulaşmış olma- sının tehlikelı bir sürecin yansıması olduğu- nu söyledi. İHD Genel Başkanı Akın Birdal da böl- geye gönderecekleri bir heyetin, güvenlik güçlerince yapılan provokatif uygulamala- n açığa çıkarmaya çalışacağını belirterek Alevilerin göçe zorlandıklannı söyledi. Gazeteci, sanatçı. yazar ve parlamanter- lerden oluşan Sıvas'a gidecek heyette şu isimler yer alıyor: Ali Bav ramoglu, Ali Bulaç, Prof. Ali Ne- sin, Ali Rıza Gülçiçek. .41tan Tan. (an Dün- dar, Cem Özdemir, Christoph Schvvennicke, Ercan Kanar, Ferhat Tunc, (.üli/ Kaptan, Ha- san San, Hüseyin Okçu, Hüsnü ÖndüL Ih- san Arslan, İsmail Arslan. Kora> Düzgören, Leyla Feköz, Lütfi Kaleti, Mehmet Mctiner, MünirCeylan, Nuri Ba> kai Osman Tunç, Sa- dık Bavantimur, Siyami Erdem, Şanar Yur- datapan, Prof. Tahir Hatipoğlu v e VeU Öz- demir. İnsan haklanndan sorumlu Devlet Baka- nı Adnan Ekmen de konuyu yakından izle- diğini belirterek Sıvas Vali'siyle telefon gö- rüşmeleri yaptığını ve bu görüşmelerde, sür- dürülen operasyonlar sırasında insan hakla- n ihlallerinin yaşanmaması için yetkililerin dikkatinin çekilmesini istediğini söyledi. Yasasın barıs... Zito irini. Ege'de dostluk türküleri yankılansm GÜNDİJZ İMŞİR Ege Denizi'nde, artık sa- vas çığlıklan değil, dostluk ve banş türküleri yankılan- sm. " Yasasın banş,zhoiri- ni." Bu sevgi ve banş söz- cükJerinin somut olarak tek bir hedefı var. Savaş çığırt- kanlıklannın sona erip, iki ülke halklannın dostça kar- deşce yaşaması. "Banş İçin Birarava Ça- hşma Grubu" Yunanistan ile Türkiye'de bulunan de- mokratik kuruluşlann iliş- kiye geçerek "Acil Banş Hareket Planı"için çağnda bulundu. Banş güçlerinin bir ara- ya gelerek tek bir banş ha- reketi oluşturulması ama- cıyla geçen hafta içinde yak- tıklan kıvılcım, her geçen gün büyüyüp gelişiyor. Ba- nş İçin Birarava Çalışma Grubu Yunanistan ile Tür- kiye'de bulunan demokra- tik kuruluşlann ilişkiye geç- mesine yönelik "AcflBanş Hareket Planı r 'nı geliştir- mek için kollannı sıvadı. Bu hedefin gerçekleştinl- mesi yönünde çok yönlü çabalar ise aralıksız sürdü- rülüyor. Son toplantıya ka- tılan çok sayıda kurum, ku- ruluş ve kişi'.enn üzerinde birleştikleri ortak görüş ve somut öneriler de bir bil- dirge halinde yayımlandı. "Banş için bir araya" top- lantısmda saptanan ortak görüşler şöyle sıralanıyor: 1 - Yaşanan savaş, ülke ekonomisiniçıkmazasokan temel nedenlerin başında yer almakta, bu sav-aşın eko- nomik faturası da gene ge- niş halk yığınlanıu etkile- mektedir. 2 - Kürt sorununa getiri- lecek siyasi çözüm, özgür koşullarda, eşitlik temelin- de. demokratik ve banşçıl bir çözüm olmalıdır. 3 -14 Aralık 1995 tarihin- de PKK taranndan ilan edi- len ateşkesin çift taraflı veka- ncı hale gelmesi için çaba gösterilmelidir. 4 - Çeşitli banş girişim- leri ve banş için çaba gös- teren farklı yapıdaki kişi ve kurumlar. hangi görüş ve inançta olurlarsa olsunlar, kendılenni kendi diledik- leri biçimde ifade ederek ve farklılıklannı koruyarak tek bir banş hareketi oluş- turabilirler. Bu hareketin sekreterligi, genişleme es- neklılığıne sahip bir biçim- de oluşturulmalıdır. Somut öneriler 1 - Kürt sorununun öz- gürce tartışıldığı, konuşul- duğu ve çözüm yöntemle- rinin sunulabildiği birorta- mın sağlanması için hertür- lü çaba sarf edilmesi. bu konuda paneller.-bilimsel toplantılar, konferanslar, açık oturumlar düzenlen- meli; yürüyüşler, miting- ler, zincirler, oturma eylem- leri yapılması yüzbinlerce afış ve bildiri hazırlanarak tüm ülkede dağıtılması. 2 - Güçlükonak katliamı için bir komite kurularak olayın gerçek yüzünün olay yerinde araştınlması, tanık- larla konuşulması ve so- nuçlann komuoyuna duyu- ruiması. 3 - Ateşkesin iki taraflı ve kalıcı hale getirilmesi için devlete ve kamuoyuna yö- nelik bir çağnnın, gene top- lumun tanıdıği ve saydığı ki- şilerin katıldığı bir komite tarafından Ankara'da dev- letin üç erkinin temsil edil- diği TBMM, Başbakanhk ve Anayasa Mahkemesi ile Milli Güvenlik Kurulu önünde yapılacak dört bö- lümlü bir basın açıklaması duyurulması. 4- Ülkenin her yerinde, toplumun değişik kesimle- rinden değişik biçimlerde banş komiteleri oluşturul- ması ve 1996 Nevrozunun bir barış şenliği haline getirilmesi. BIRBAKIMA SERVER TANtLLt TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ve TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'vi Çankaya Köşkü'nde kahul eden De- mirel, "Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeri halkın tüm beklentilerine yanıt verecek tek sistemdir" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanlık Divanı'nı kabul etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Stileyman Demirel, bölgesınde ist"krar unsuru ve banşçı bir ülke olan Türkiye'nin en büyük özelliklerinden birisinin, laikliği, bütünlüğün esası olarak benimsemesi ve din-vicdan özgürlüğünün şemsiyesi olarak kabul etmesi olduğunu vurguladı. Demirel. "Laik Türkiye Cumhuriyeti, Türk halkının bütün beklentilerine cevap verecek tek sistemdir" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli ile salı günü göreve başlayan TBMM Başkanlık Divanı üyelerini dün Çankaya Köşkü'nde kabul etti. TBMM Başkanı Kalemli kabul sırasında yaptığı konuşmada. Meclis'in, kurulduğundan bu yana Atatürk ün ilke ve devrimleri ışığında, ulusun en büyük güvencesi olduğunu belirterek, "Birind IMeclis'te oiduğu gibi. aynı heyecan ve azimle milletin haynna olan işleri yapma gayreti içinde olacağız" dedi. Demirel de, 24 Aralık seçimi sonrasında her şeyin kurallar gereğince yürüdüğünü ve TBMM birliğin esasıdır 9 Başkanlık Divanı'nın oluştugunu kaydederek, "Kuvvetler aynlıgı prensibine dayanan bir rejimde, milletin hür iradesiyle serbest ortamda seçilen pariamento ve onun hür kürsüsü, demokrasinin ilk ve temel şartıdır" diye konuştu. Demirel, 21 yıl eksiksiz görev yapma onurunu taşıdığı TBMM'yi, Cumhurbaşkanı olarak da eksiksiz savunmaya devam edeceğini bildirdi. İşleyen devlet Kurumlar rejimi olan demokrasinin, devletin tüm kurumlannın ahenk içinde işlemesi sayesinde halkın beklentilerini karşılayabileceğini belirten Cumhurbaşkanı, "Dişli çarklan gibi, devletin bütün kurumlannın ahenk içinde çalışmasını hop birlikte sağlamamız gerekecektir. Böylece halk, rejimi kucaklavacaktır. Biz buna işleyen devlet diyoruz" dedi. Dünyanın her tarafinda demokrasi ve devlet idarelerinin eleştirildiğini vurgulayan Demirel, sözlenni şöyle sürdürdü: "Bu eleştirilerin en yoğun oiduğu zamandayız. Her ülke kendi devlet idaresini, rejimini daha i>i eleştirme gayTetine girdi. Değişen dünya sartlannda insan haklan. denokrasi dcdiğimi/ olayın bütün incelikleri ile hayata geçirüebümesinin başka yolu yt)ktur.' Türkiye'nin, bulunduğu bölgede istikrar unsuru ve banşçı bir ülke olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel konuşmasını şöyle bitirdi: "Halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye Cumhuriveti Devleti'nin. laikliği Türkiye birliğinin esası olarak benimsemesi ve din ve vicdan hürriyetinin şemsiyesi olarak kabul etmesi, ülkenin önemli özeUiklerindendir. Bütün hüniyetlerin var olabilmesi, demokrasinin var olabiunesine, milletin hür iradesinin var olabilmesine, bunun sonucunda TBMM'nin fonksiyonunu eksiksiz yapabilmesine ve cumhurivetin temel niteliklerinin hep beraber kabul edilmiş ve savunulur olmasına bağlıdır. Laik Türkiye Cumhuriyeti, Türk halkının bütün beklentilerine cevap verecek tek sistemdir." Yurtdaş, Sakık, Türk ve eski bağımsız milletvekili Alınak Ankara DGM'de yeniden yargılandı DEP davasında Demiral suçlandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi"nin haklannda verdigi mahkûmiyet karan Yargıtay'ca bo- zulan kapatıidn DEP'in eski mil- letvekilleri Sedat Yurtdaş, SımSa- kık, Ahmet Türk ve eski bağımsız milletvekili MahmutAhnak'ın ye- niden yargılanmasına devam edil- di. DGM'deki davanın dünküduruş- masında sanıklar ve avukatlan es- ki Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'a, daha önceki duruşma- larda oiduğu gibi agır eleştiriler yö- nelittiler. Duruşmada söz alan avukatlar Yusuf Alataş ile Hülya Sarsaın. da- vanın önce Türk Ceza Yasası'nın (TCY) idamcezasını öngören 125. maddesine göre açıldığını, ancak daha sonra suçun niteliğinin değiş- • Eski DEP Milletvekili Sedat Yurtdaş, eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın emekli olur olmaz soluğu MHP'de aldığını belirterek, "Demiral bu davayı öç almak kastıyla açmıştır" dedi. Mahmut Ahnak'ın avukatı Hülya Sarsam da Nusret Demiral'ın görevini kötüye kullandığını ileri sürdü. tiğini ve müvekkillerinin buna gö- re cezalandınldığını söylediler. Soruşturmanın genişletilmesini isteyen Alataş. "Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesi 4126 sayıh yasa 0e değiştiribniştir. Bu yüz- den mahkemenin ve Yargrtav 'ın da- va ile verdiği hükümler geçersizdir. Müvekkflkrimizin yapüğı iddia edi- len konuşmalarla ilgûi bilirkişi ra- ponı istiyoruz.TMY'nin 8. madde- sini değistiren geçici maddc için de Anayasa Mahkcmesi'ne gidilmesi isteminde bulunuyonız" dedi. Sanıklardan Sedat Yurtdaş. An- kara eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın emekliliğinden hemen sonra MHP'ye katıldığinı anımsa- tarak "Detnind,Türkeş'e Artık ben de size başbuğum diyeceğim" de- cniştir. Bu da biziyargılay an anlayı- şı belli etmiştir. DemiraC bu davayı öç alma kastı ile açnuştır"diye ko- nuştu. Ahnak'ın avukatı Hülya Sarsam da Nusret Demiral'ın. DGM'nin kurulduğu günden bu yana göre- vinde en uzun kalabilmiş bir baş- savcı olduğunu anımsatarak "Bu- nun gizi, en valın anlanmla, kendi- İçişleri Bakanı, saldırıya uğrama riski altında çalışan gazetecilere müjde' verdi Ünüsan'dan 'çaba harcıyoruz^ güvencesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan, basının demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirterek, "Basın mensuplannın, görev k-rini yaparken hernangi bir engelle karşılaşmamalan dev let olarak bizim hassasiyede üzerinde durduğumuz bir konudur" dedi. Zaman ve Yeniasır muhabirlerini tartakladıklan belirlenen polislerin cezalandınldığını belirten Ünüsan'ın, saldınya uğrayan gazetecilere ilişkin mesajında. gözaltına alınarak öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'den söz etmemesı dikkat çekti. Ünüsan. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı ve yazanmız Mustafa Ekmekçi'nin, son günlerde gazetecilere yönelik öldürme ve saldın olaylan üzerine yapılan işlemlerle ilgili başvurusunu yanıtladı. Sağlıklı kamuoyunun oluşmasının ve halkın haber alma hakkının tam olarak sağlanmasının, ancak basının hür olmasıyla mümkün olduğuna işaret eden Ünüsan şöyle dedi: "Basınımızın değerli mensuplannın görevlerini yaparken herhangi bir engelle karşılaşmamalaiT, devlet olarak bizim de hassasiyetle üzerinde durduğumuz bir konudur. Buna rağmen bazı basın mensuplannın görevlerini yaparken münferit olarak saldınya uğradıklan da bir gerçektir. Ancak güvenlik güçlerimi/ bu olaylan hassasiyetle takip etmekte ve sorumlulan belirlenerek gerekli işlemler icra edilmektedir." Hürriyet gazetesi Antalya bürosu muhabiri Hüseyin Demir'e yönelik saldınnın faillerinin yakalandığını belirten Ünüsan. Zaman gazetesi Erzurum muhabiri Mahir İnanç'a yönelik polis saldınsıyla ilgili olarak. Inanç'ın davacı olmamasına karşın. olaya kanşan polis memurlan hakkında idari soruşturma açıldığını ve memurlann üçer maaş kesimi ile cezalandınldıklannı açıkladı. Ünüsan. Yeni Asır gazetesi muhabiri ErtanGürcaner'e yönelik tartaklama olayı ile ilgili soruşturmanın da sürdüğünü kaydederek, olaya kanşan iki polisin Izmir Valisi tarafından görevden uzaklaştınldıklannı bildirdi. sinin hukuk dışı, daha doğru deyiş- le(işkencenin baş sorumlusu) kim- ligi ile açıkianabilir'1 dedi. Demiral'ın, başsavcılık maka- mını siyasal emelleri ıçın kullandı- ğını, bu nedenle "görevi kötüye kul- lanma" suçundan hakkında dava açılması gerektiğini öne süren Sar- sam, böylece bir adalet adamının yansız, ciddi, ağır başlı \e vakur kimliğı ile bağdaşmayan bir tutum sergilediğinin kamuoyunca bilin- diğini iddia etti. Sarsam, şöyle de- vam etti: "Halen İstanbul Emniyet Müdü- rüolanOrhan Taşanlar, DemiraTın onunına 1 Kasım 1995 günü Altın- nal Gazinosu'nda verilen yemekte, her tüıiü ölçüyü aşan bir pervasız- lık orneği sergUemiştir. Taşanlar, o yemekte yaptığı konuşmada. Nus- ret Demiral'la tanışmalannı şöyle anlatmıştır: Biz polislerde hatayapanz, hem de sıkça yapanz. Biz Nus- ret ağabeyle şu şekilde tanış- tık; bir kişiyı ifadesine baş- vurmak üzere gözaltına almı- şız. Ama nezarette unutmu- şuz. Yanı suç işlemişız. Bızi. müdür adliyeye gönderdi. Git- tik, savcılan dolaşmaya başla- dık. Eski tanhli bir gözaltı iz- ni istiyoruz. Hıç kimse ımza atmadı. Nusret ağabeye git- tik. 'Getirin ben atayım" dedi ve imzaladı. Işte Nusret ağa- beyle böyletanıştık. Daha son- ra da meslek hayatım boyun- ca, burada anlatamayacağım birçok iş yaptık. Nusret ağa- bey hep bize yardımcı olma- ya çalıştı, demiş ve sonra da kendisine alhn kaplamalı bir tabanca hediye etmiştir." Ziya Nur'la Giden... Bu kasımla beraber, bir onbeş yıllık aradan sonra, Türkiye'ye gidip gelmeye başlayacağım ya, acısı şim- diden çökmüştür içime, sevdiklehm arasındagöreme- yeceklerım var: Örneğin, her haliyle eski istanbul ha- nımefendiliğini temsil eden Güzin Hasa yı göreme- yeceğim; yüzü gibi sanatı da güzel olan Simin Benk yok artık; can dostum Orhan Apaydın'la hafta son- lan buluşamayacağım; feleğin ettiğine bakın siz, o koskoca Murat Sanca alıp başını gitmiştir. Ve son olarak da, geçen hafta Ziya Nur katıldı göç kafilesine. Pek acelesi varmış gibi sanki... Ama dogrusunu şairden öğrenin olan biterrin. O ün- lü Umut şiirinin bir yerinde şöyle demez mi Suat Ta- şer? Bir vedalık hükmü var hayatın, Ölümün vakti saatı sorulmaz. Ziya, İstanbul Barosu'nun o anlı şanlı avukatlann- dan Ziya Nur Erün Erzurumluydu. Erzurumlu olacak da, Marifetname sahibi ibrahim Hakkı Hazretleri'yle hısımlığı olmayacak! Ziya da, şecerenin bir yerine ge- lip iliştirirdi kendini. Gülüşürdük. Ama asıl önemlisi, a bir de bakardınız, Ziya Karslıdır, Azeri olup çıkmış; bir başka zaman Vanlı, Adanalı, Istanbullu. Bütün insanlara açık yüregi ile yerelliğin içinde hap- solmayı istemezdi... Bir başka boyutunu da yakalamıştı insan olmanın: Komünistti Ziya. insanın insanı sömürmediği, gelece- ğin, o gerçekten özgür dünyasına inanırdı. Ve her ko- münisti gibi Türkiye'nin, etinde-kemiğinde acısını da çekmişti inancının. Ama umurunda değildi başına gelenler. Her zaman cesur, yiğit ve pervasızdı Ziya. Basının dikine giderdi. Ve başkalarından farklıydı hep. O yüzden olacak, "Deli Ziya "ydı bir adı da. Dinleyiniz lütfen şu anlatacağımı: Benim Uygariık Ta- rihi'vden dolayı, 1975 yılı sonlarında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan ve bir yıl kadar sü- ren davada sıra savunmaiara gelmiş. Dört avukatım var: Varlığıyla her zaman övündüğüm Gülçin Çaylı- gil, M. Emin Değer, rahmetli Muvaffak Şeref ve bir de Ziya. Herkes akıllı-uslu savunmasını yaptı, sözü ona verdi başkan. Ziya'nın yanıtı tek cümledir "Savunma yapmayacağım" dedi; "Çünkü, ne bu- rayı birmahkeme olarak görüyonım, ne de sizleriyar- 9'Ç!" Buydu Ziya gerçekten... Ellili yılların başlannda istanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirmişti. Dostluğumuz da o yıllardan başlar. O tarihlerde, hukuk fakültelen, görkemli hocalann ders verdiği, adlanna gerçekten layık eğitim ocakla- nydılar; "hukuk" diye, savunulması mutlaka gerekli, "onsuz" olmaz ilke ve kurallann olduğunu oralarda öğ- rendik. Toplumumuzda çoğu şey gibi onlar da tarihe karış- mıştır. Geçen haftalardan birindeydi, yanılmıyorsam Milli- yef'te, İstanbul Barosu Başkanı dostumuz Turgut Ka- zan'ın, bir acı yakınmasını okumuştum. Olan ne biliyor musunuz? Şimdi. her kente bir üniversıte, hemen hemen her kasabaya bir fakülte açıp, yurttaşlan bir de bunlarfa aldatma dönemı başlamış ya. ilahiyat fakültelerinin ya- nı sıra bir de hukuk fakültesi kurmak moda. Bunun so- nucu olarak, cıddi bir hukuk eğitimi vermek hayal olup çıkmıştır ülkemızde; iyi bir hukukçu bulabilmek için de dağı taşı aramak gerekecek ilerde. O anlı şanlı yıllann arkasından, bugünkü çöküşü görme bahtsızlığını tadıyor bizim kuşak. Vaktiyle yetişeni de, doğanın acımasız yasası birer birer çekip almakta. Işte Ziya Nur da gitti. Bir kutsal mesleğın olanca hünerini de beraberin- de alıp götürdü. Ama eşsız dostluk örnekleri bıraktı arkaya. Vegüzelim anılar... Nur içinde yatsın!.. Özellestirmeye tepki Sümer Holding işçisinden dava GÜNNLR İLHAN TEKSİF Sendıkası ve bir grup Sümer Holding ışçısı, Ozelleştırme Yüksek Kuru- lu'nun Sümer Holding A$'nin 7 ışletmesınin özel- leştinlmesıne ılişkin karan- nın iptali ve yürütmenın dur- durulması ıçın Ankara Idare Mahkemesi nde dava açtılar. Sümer Holding AŞ'nin 7 işletmesinın ÖYK tarafından gerçekleştinlen, 20 Ocak 1996 tanh ve 22529 sayıh Resmi Gazete'de yayımlanan özelleştirme karannın ardın- dan. satışın ıptaline ilişkin davalar art arda açılmaya baş- landı. TEK.SIF Sendikası'nın önceki gün açtığı davanın ar- dından dün de bir grup Sü- mer Holding işçisı. dava aç- tı. Ankara Idare Mahkeme- si'ne açılan davalarla. Ada- na, Erzincan. Karaman \e Nevşehir Pamuklu Sanayiı işletmeleriyle. Eskişehir Bas- ma Sanayi Işletmesi. Hereke Yünlü Pamuklu Sanayi işlet- mesi ve Şanlıurfa Yapağı Yı- kama, Yün lpliği Işletme- si'nin satışkarannın iptali is- tenildi. 1 trilyon. 885 milyar 500 milyon liraya satılan işletme- lerin, sadece arsa bedelleri- nın yöredeki emlak komis- yonculanndan alınan verile- re göre. 2 trilyon 162 milyar ve 900 milyon lıra oiduğu \ urgulanan dava dılekçesın- de şöyle denildı: "Satılanın yalnızca arazi vearsa değil. av nca yeralü ve yerüstü düzenleri. binalar, te- sis, makine ve cihazlar. taşıt- lar, demirbaşlar ile benzer maddi duran vartıklar oldu- ğunu haûrlannz." ÖYK'nin. işletmelerin fi- ılen devir teslımlerinin ya- pıldığı güne kadar olan ver- gi, sigorta, elektrik, su, top- lu iş sözleşmesi ücret farkla- n ile ihbar tazminatı hariç di- ğer tazminatlan ödemeyi de üstlendiğine dikkat çekilen dilekçede şu açıklamaya yer verildr. "Oysa yedi işletmede çalı- şan toplam 2955 işçiden sen- dikalı olan 2858'inin toplam kıdem tazminat nıtan 1 tril- yon 689 milyar, 146 milyon lira. Devletin aucıya yükledi- ği ihbar tazminatmın toplam tutan ise 219 milyar 395 mil- yon liradır. Sabş sonucu ne kadar basanlı bir özelleştir- me uygulaması yapüdığını ve devletin trilyonlarea zarar- dan kurtanldıgını cümle âle- me ilan eden ÖIB'nin toplam satış tutan. her şey bir yana, sendikalı üyelerin kıdem taz- minannı bile karşüamamak- tadır. 'Çok kârlı' bir sabş so- nucunda devlet "kâr etmek' bir yana, borçlu çıkmışür." "TEKERLEKLİ SANDALYE KAMPANYASINA KATKIDA BULUNMAK BİR İNSANLIK GÖREVİDİR" Ziraat Bankası Sirkeci Şb. 304420/718-5 Bedensel Eng. Dayanışma Der. Tel: (0216) 370 81 66 - 441 08 34
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear