29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 ARALIK1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Hükümet, ödemeler açığını büyüterek kurumun özelleştirmesine zemin yaratmaya çalışıyor' SSK'de 6 açık 9 sisiiTİiyorNURTENYALÇIN Hükûmetin sosyal politikalardan vazgeçmesi ve özeİleştirme çığlıklanyla özerk yapmın korunamadığı Sosyal Sigortalar Kurumu'nda (SSK) ödemeler açığı rakamlan tam bir bilrneceye dönüştü. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün •Mart 1996'da Türkiye'deki sosyal sigortalar sistemiyle ilgili hazırladıgı raporda, Türkiye'nin mevcut ekonomik sıkıntılannın devam etmesi halinde bile 2000 yılındaki ödemeler açığının 182.3 trilyon lira olacagını açıkJamasına karşın, Çalışma Bakanlığı yetkilıleri taraftndan hesaplanan ve resmen açıklanmayan rakamlara göre 1997 yılı açığı 374.9 trilyon lira olacak. Bakanlık rakamlannın ILO rakamlannın çok üstünde •gerçekleşmesini, bazı çe\Teler, "ödemeler açığuun kasıtb olarak büyütülerek, daha sonraki aşamada SSK'oin özelleştirilmesi için haklı zemin yaratmak" olarak nitelendirdı. Bu arada, özel sigorta sektörü de "stgortah pazanndan" daha fazla pay almak içın hûkümetler üzerinde • ILO'nun 2000 yılı için 182.3 trilyon lira olacağını açıkladığı SSK açığı, Çalışma Bakanlığı'nca 1997 yılı için 374.9 trilyon lira olarak hesaplandı. baskı yaratmakla suçlanıyor. Resmen açıklanmayan bakanlık verilerine göre 1996 yılı ödemeler açığı 201.9 trilyon lira olarak gerçekleşti. SSK'nin 1995 yılı ödemeler açığı ise 185.7 trilyon olarak gerçekleşmişti. ILO' nun raporunda ise 1995 yılıyla ilgili SSK'nin ödemeler açığı 95.3 trilyon olarak açıklanmıştı. 'Mülkler peşkeş çeküecek' DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, bakanlık tarafından hesaplanan açığın gerçeği yansıtmadığını söyleyerek hesaplanan rakamlan,"Sosyal Sigortalar Kurumu'nun var olan mülklerinin daha sonra kolayukla peşkeş çekilmesi için uygulanan bir strateji" olarak yorumladı. SSK'deki bilinen açmazın gereğinden fazla büyütülerek özelleştirilmeye zemin yaratıldığını söyleyen Budak, hükümeti suçlayarak "Çahşma Bakanlığı bu rakamlan hesaplamayı biliyor, anıa içinde bulunduğu hükûmetin bu açığı kapatmak için tek bir çözüm önerisi vok. ILO gibi uluslararası bir kurum bile belirtilen rakamın yansı kadar bir açıktan söz ediyor. Var olan açmazı aşmak yerine yanhş verilerle sosyal devlet ilkesinden uzaklaşmaıun vollannı anyorlar" dedi. Prof. Dr. Gülten Kazgan ise SSK'nin elinde pırlanta değerinde arsalar ve mülkler olduğunu ve rantçı kesimin SSK'nin mallanna göz diktiğini belirterek hükûmetin de bu kesimlerin sözcülüğünü yaptığını söyledi. Kazgan, "Özel sigorta şirketleri sosyal devlet ilkesini hiçe sayarak var olan müşteri potansiyelini genişletmek istiyor. Bu hükümet ise özelleştirmedeki iddiasını. SSK'yi ön plana çıkararak sürdürüyor. SSK ne kadar zarar ederse, bu çevreter iddialannda o kadar haldı olacaklar. Bu, din yoluyla halkı uyutan hükûmetin halka atöğı en büyük kazık olacaktır" dedi. DSP MECLİS SORUŞTURMASI, CHP GENSORU HAHRLIĞINDA Kuşkulu sınav Meclis'te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP, başından be- ri skandallardizisi oluşturan Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) sınavıyla ilgili Mec- lis soruşturması açılması için önerge vermeye hazırla- nıyor. DSP Aydın Milletve- kili Sema Pişkinsüt. SSK sı- navındaki usulsüzlüklerin ve iddialann kapatılmaya çahşıldığına dikkat çekerek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Teftiş Kuru- lu'nun "idari tasamıf"ge- rekçesiyle çalıştınlmadığını söyledi. CHP'nin de RPMi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı NecatiÇeük'i düşür- mek amacıyla gensoru ha- zırladığı belirtildi. Sözlü bölümünün yapıl- masıyla tamamlanan SSK sınavmın TBMM tarafından soruşturulması gündeme geldi. CHP Malatya Millet- vekili Ayhan Fırat ve Erzin- can Milletvekili Mustafa Kul'un "şaibeli" SSK sına- vıyla ilgili her türlü Meclis denetiminin gündeme geti- rileceği açıklamalannın ar- dından DSP'nin de yazılı soru önergesine gelecek ya- nıta göre Meclis soruştur- ması açılması için önerge vermeye hazuiandığı öğre- nildi. 'Basın ûzerine gJtsiıT DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, basın üzeri- ne gitmezse bu olaym örtü- leceği kaygısını taşıdığını vurguladı. TBMM Genel Kurulu'nda gündeme getiri- len SSK sınavıyla ilgili so- nılara Çalışma ve Sosyal SENDİKALARDAN YENİ YIL MESAJI ' 1996 çalışanlar için boşa gitti' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, Türki- ye'nin 1997 yılma giderek agırlaşan sorunlarla girdığine dikkat çekerek yeni yıl mesa- jını 5 ocakta düzenleyeceği mıtingdeki "Türldye'yesahip çık. Demokratikleşme için mücadele et" sloganıyla ver- di. Türkiye Kamu-Sen de 1996 yılının çalışma yaşamı vekamuçahşanlan açısından "boşa gectiğûıi'' bildirdi. Türk-fş Yönetim Kurulu adına dün yayımlanan yeni yıl mesajında, "Devletin çeteler- le kuşaularak ele geçirilmek istendiğTne dikkat çekildi. Agırlaşan ekonomik sorun- lar karşısında halkın gün geç- tikçe ezildiği, ücretlerin artan jenflasyon karşısında her gün jendığı ve işsizliğin arttığı »vurgulanan yeni yıl mesajın- ' da, "Türk-tş, Türkiyt Cum- : huriyeti'nin Misak-ı Milli sh- ; nırlan içindeki üniter devlet j yapısının bölünmez bütüniü- ğünün, Atatürk ilkelerine ve insan haklanna dayah, de- mokratikve laik sosyal hukuk devietinin yümaz savunucusu- dur" denildi. Türkiye Kamu-Sen de 1997 yılının "kamuçahşanla- nnın sendikal haklannı elde edeceğû zorunlu tasarruflann nemalanyla bûiikte ödenece- ği, sürgün ve kıyımlaruı son bulacağT bir yıl olmasını is- tedi. Türkiye Kamu-Sen'in açıklamasında, ANAYOL ve REFAHYOL iktıdarlan döne- minde kamu çalışanlanna sendikal haklann tamnmama- sı 1996 yılının "aa bir sürp- rizi" olarak nitelendınldi. Açıklamada, Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'in kamu çalışanlanna sendika hakkıyla ilgili yasal düzenleme konusunda hukuk fakültelerine görüş sorması "yandaş bir sendikaya zaman kazandırmak" olarak değer- lendirildi. Tümtisli 2 iscinin 5. yılı !5 bin işçi yeni yılı Igrevde karşılıyor l ANKARA (Cumhuriyet ;Bürosu) - Türk-lş, DlSK've ;Hak-tş'e üye toplam 5 bin ;308 işçi, yeni yılı grevde kar- «şılayacak. Bu yıl greve başla- •yan işçi sayısı 4 bin 215 dü- izeyindeyken, Tümtis Sendi- ;kası'na üye 2 işçi grevdeki 5. Jyılbaşını yaşayacak. Tekstil •Sendikası'nın 3 bin 281 işçi 'ile Çukobirlik'te, 359 işçiyle tMurat Yapı Tekstil'de ve Tek- ^sif Sendikası'nın 416 işçiyle ;Venüs Tekstü'de, Tümtis Sen- ;dikası'nın 294 işçiyle AŞ- •Tl'de sürdürdüğü grevler, en îbüyük grevleri oluşturuyor. * Yeni yıla, Türk-lş'e bağlı ;i324,DlSK'ebağh3bin883 Jve Hak-Iş'e bağlı 101 işçi grevde girecek. Sürat lzmir 5lakliyat'ta 4 Eylül 1992 tari- Sunde başlatılan grevle Tüm- *tis Sendikası'na bağlı 2 işçi 5. lyılbaşını. ll Özel Idare Mü- jdürlüğü Izmir Selçuk Meyve •Fidanlığı'nda Tanm-lş'in 13 İylül 1993'tebaşlattığı grev- 3e 17 işçi 4. yılbaşını karşıla- ^•acaklar. 1997 yılına grevde girecek Türk-lş'e bağlı sen- dikalardaki işçi sayılan ve ış- yerleri şöyle: Sürat lzmir NakHyat: 2 (Tümtis), Ü Özel İdare Müdürlüğü tzmir Sel- çuk Meyvc Fidanlığı: 17 (Ta- nm-lş), Paradise Elegande: 128(Toleyis),Eksan:50(Tek Gıda-lş), NUüfer Maden Su- yu: 50 (Tek Gıda-tş), Pbnsan KimyaSana>ii: 55 (Petrol-lş), tzmir Kimya İhracat-İthalat: 35 (Petrol-lş), V'enüs Tekstil: 416 (Teksif), Corinthia Antal- ya: 202 (Toleyis), Beydağ Be- lediyesi tzmir: 35 (Belediye- Iş), Nakh'yat tşyerleri: 44 (Tümtis), ASTt: 294 (Tüm- tis). Hak-Iş'e bağlı yalnızca Özağaç-fş Sendikası'nın 101 üyesi yeni yılı grevde karşı- larken. 1997'nin ilk gününe grevde girecek DlSK'e bağlı sendikalara üye işçi sayısı ve işyerleri de şöyle: Murat Ya- pı Tekstil: 359 (Tekstil), Çu- kobirlik:3bin281 (Tekstil), Kütaş Tarun Ürünleri: 99 (Gıda-tş), Uniş Le\ent Sana- yi: 45 (Gıda-İş), Aras Kargo: 99 (Nakliyat-lş). Avnıpa'vı etkisi altına alan soğuk ve yağışh ha\a AJmanya'da da yaşamı olum- suz etkilivor. Son 30 yılın en soğuk kışım yaşavan Münih'te, donan çeşmeler U- ginç görüntükr oluşturuyor. (Fotoğraf: REUTERS) Yağnturlu yübaşı Haber Merkezi - Balkanlar'ı 4 gündür etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava yaşamı felç ederken Türkiye, yeni yılı yağmurla karşılamaya hazırlanıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre yurdumuz, dünden itibaren Orta Akdeniz'den gelen ılık ve yağışh havanın etkisine girdi. Ilık ve yağışh hava, bugün özellikle batı ve orta bölgelerde etkisini sürdürecek. Yağışlar genellikle yağmur, Ege ve Akdeniz kıyılannda sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı yağışa rağmen kuvvetli lodosla birlikte artmaya başlayacak. Bu arada Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde, aşın yağışlardan Doli Çayı'nın taşması sonucu akıntıya kapılıp kaybolan 3 kızdan birinin cesedi bulundu. Yetkililer, genç kızın kimliğini belirlemeye çalıştıklannı açıkladılar. 15 Idşi öldü Bulgaristan'ın Filibe-Burgaz kentleri arasındaki Hemus otoyolunda kar altında kalan bir otomobilde 3 kişilik bir aile donarak can verdi. Arabanm iki gün önce kayarak şarampole yuvarlandığı ve yoğun kar yağışı yüzunden üzeri tamamen kapandığı için fark edilmediği anlaşıldı. Onceki gün de çeşitli bölgelerde 4 kişı soğuktan donarak hayatını kaybetti. Böylece Bulgaristan genelinde son iki gün içinde soğuktan ölenlerin sayısı 15'e yükseldi. Güvenlik Bakanı Çelik'in "doyurucu" değil, "siyasi" yanıt verdiğini söyleyen Piş- kinsüt, "Soru önergelerin- den sonra bir işlem yapılmı- yor. Bakanhğm Teftiş Kuru- lu'nun işletihnesi gerekir. 'İdari tasarruf' denikrekiş- lem yapumıyor" diye konuş- tu. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Çelik'in, ken- disiyle aynı soyadı taşıyan- larla bir yakınlığının kanıt- lanması durumunda istifa edeceğini söylediğini anım- satan Pişkinsüt, şöyle devam etti: "Bu yeterti değU. Oku- madaki dakika hesabıyla il- giM sorulara yanıt verilmeu. Kendi soyadım taşıyanlaıia yakınhğı yoksa. diğerlerinin de mi yok? Bunlar açıklan- mah. ÖSYM'yi de>Teden çı- karmalan komik. Sözlü SH navdaki abuk sabuk sonılar da komiktL İnsanlan günier- ce buralarda bıraktilar. Yapı- lacak araşnrma, soru kâğıt- laruun degerlendirilmesL Kurşun kalem kullanıhnış ohnasuun sıkıntısı var. Eğer üzerinde oynama yapılmış- sa, bunun bih'rkişi tarafından tespit edflmesi gerekiyor." DSP Aydın Milletvekili Pişkinsüt, RP'li Devlet Ba- kanı Abdullah Gül'ün isteği üzerine giriş formu olmadı- ğı halde bir kişinin sınava ahndığı ıddıasına da dikkat çekerek istihdam yaratılacak bir sınavla ülkenin maddi kayba uğratıldığmı söyledi. Iddialar Iptali istenen SSK sına- vıyla ilgili gündeme gelen iddialar ve bazı usulsüzlük- ler şöyle: - Yazılı sınavı kazananla- nn listesinde aday numarala- nnın arka arkaya dizin oluş- turması, kopya çekildiği ve işe ahnacaklann önceden belirlendiği iddialannı güç- lendirdi. - Yazılı sınavı kazananlar- dan 50 tanesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ne- cati Çelik'le, 13'ü Müsteşar Ah'Toptaş'la, 16'sı Müsteşar Yardımcısı Rıfat Özer'le, 14'ü Müsteşar Yardımcısı Ahmet Erdemle ve 18'i de SSK Genel Müdür Yardım- cısı Mahftız Güler'le aynı soyadı taşıyor. - RP Rize Milletvekili Şevki Yıhnaz'ın hazırladığı iddiaedilenlistedeki 143 ki- şi yazılı sınavı kazandı. - 5 kişilik komisyonun 13 gün boyunca her kâğıda bir dakika ayırması durumunda ancak 60 bin kağıdı incele- yebileceği hesaplandı. Buna göre 28 bin kâğıt değerlen- dirmeye alınmadı. Sözlü sı- navda da adaylara saniyeler aynldı. - Sözlü sınavda kurumla ilgisi olmayan sorular sorul- du. 6 ydlık bfldıri davası bitti 1990 yılında yayımlanan bir bildiri nedeniyle yargılanan 45 sendikacı beraat etti ANKARA (AA) - Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi, 1990 yılında yayımladıklan "Dayaoışmaya çağn bildiri- si"nde, 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'na muhalefet ettik- leri gerekçesiyle haklannda dava açılan ve aralannda es- ki sendikacı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul, Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral ve eski Genel Başkan Şevket Yıhnaz'ın da bulunduğu 45 sendikacının beraatına karar verdi. Yargıtay. 14 Nisan 1993 tarihinde mahkemenin ilk yargılama sonunda sanıklar hakkmda verdiği beraat ka- rannı "eksik inceleme" ge- rekçesiyle bozmuştu. Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yeniden gö- rülen davanın karar duruşma- sına sanıklardan hiçbiri katıl- mazken, sanık avukatlann- dan Hüseyin Ekmekçioğiu, Cnsal Ülgen, Levent Bafcı ve Füsun Gökçen hazır bulun- du. Duruşmada esas hakkın- dakı mütalaasını veren Cum- huriyet Savcısı, samklann, dava konusu bildiriyle kamu çalışanlannı greve teşvik et- medıklerini, bildirinin, sade- ce dönemin iktidanna uyan niteliğinde olduğunu belirte- rek suç unsurlannın oluşma- dığı gerekçesiyle tüm sanık- lann beraatına karar verilme- sini talep etti. Duruşmada söz alan sanık avukatlan, savcının mütala- asuıa aynen katıldıklanru kaydederek müvekkillerinin Mahkeme tek celsede karar verdi Göknel çifti boşandı i tstanbul Haber Servi- «i - Halen cezaevinde üıükümlü bulunan eski ÎSKİ Genel MüdürüEr- gun Göknel ile 3 yıl ön- ye evlendiği eşi Feray ,<îökneL, "geçimsizük" iıedeniyle Bakırköy 4. ?Asliye Hukuk Mahke- inesi'nde tek celsede üboşandı. Nurdan Er- jbuğ'dan boşandıktan jsonra mutluluğu Feray jGöknel'de de bulama- lyan Ergun Göknel, ka- 'muoyunda "Klor yol- •suzluğu" olarak bilinen davada 8 yıl 4 ay 'ağır hapis ile "Mal beyanında bulunmamak ye haksız kazanç elde etmek" suçundan al- sdığı 3 yıllık hapis cezalan nedeniyle hü- şkümlü bulunuyor. Dünkü duruşmaya, dava- îcı Feray Göknel ile davalı Ergun Göknel ka- 'ülrnadı. Duruşmada, Feray Göknel'in avu- FerayveErgun Göknel eski günlerde. katı Yümaz Erdrvanh ile Ergun Göknel'in va- sisi olarak tayin edilen oğlu Mahmut Demir Göknel'in avukatı Enis Coşkun hazır bulundu. Duruşmada tanık ola- rak dinlenen Feray Göknel'in teyzesinin kızı Emine Yılmaz ile Ergun Göknel'in oğlu Ühan Göknel, taraflann her konuda geçineme- diklerini söylediler. Davacı Feray Gök- nel'in avukatı Yılmaz Erdivanlı da müvekkilinin nafaka talebinin ohnadığmı belirterek boşanmalannın sağ- lanmasım istedi. Davalı taraftn avukatı Enis Coşkun da boşanma talebine nza göster- diklerini kaydetri. Mahkeme, Göknel çifti- nin "geçünsizfik" nedeniyle boşanmalanna karar verildiğini açıkladı. BÜLENT DtKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazeteci Bülent Dikmenerın anısını vaşatmak \eTürk ga- zetecilığıne olan katkılarını manevi >önden sürdürme>ı sağla- mak amacnla. adına 1980 şılında konulan "Haber Ödülü" 1996 - 1997 dönemınde de sürdürülmektedir. Ödül koşullan şöyledır: 1 - Ödüle herTürk gazeteci aday olabilir. 2 - Adaylık, gazetecının kendı >a da Ödül Komıtesı'nın öne- nsı ile gerçekleşır. 3 - Ödüle aday gösterılecek haberlerın 1 Nısan 1996 ile 31 Mart 199T" tarıhlerı arasında günlük gazeteler ya da sürelı ya\ınlardan bırinde ya- yımlanmış olması gereklıdır. 4 - Ödüle aday olabilmek içın nıtelıklerı 3. maddede belirtilen haberlerın vayım- landığı gazete >a da sürelı yayınlann 1 sayısının 10 Nısan 1997 günü akşamına ka- dar Bülent Dikmener Haber Ödülü PK: 246 / tstanbul adresıne taahhütlü olarak ulaştmlması zorunludur. 5 - Ödüller: a) Haber Ödülü. b) Mansıvon. c) Jürı Ozel Odülü olarak belirlenmıştır. Kazananlara. ödülü sımgeleyen birer plaket ile özel armağanlar \enlir. 6 - Seçıci Kurul. Erhan Akyıldız, Müfit Alaçalı. Yalçın Bayer, Fikret Dağlıoğ- lu.Orhan Erinç,Yalçın Er>alçın, Doğan Katırcıoğlu, Ergin Konuksever, Okta\ Kurtböke, Turgay Olcayto, Deniz Som, Yılmaz Tunçkol. Seçkin Türesay ve L'l- >iYanardağ'dan oluşmuştur. ÖDÜL KOMİTESİ beraatlannı talep ettiler. Mahkeme hâkimi, duruşma savcısının görüşleri doğrul- tusunda, bütün samklann be- raatlanna karar verildiğini açıkladı. Yargüananlar Davada yargılanan sendi- kacılann isünleri şöyle: Eski Türk-lş Genel Sekre- teri ve Çahşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Emin Kul, Türk-lş Genel Başkanı Bay- ram Meral, eski genel başkan Şevket Yılmaz, Orhan Balta, Enver Tocoğlu, Mustafa Ba- şoğlu, Mehmet Nurettin Bamyacı, Sabri Ozdeş, Hasan Hüseyin Kayabaşı, Ekrem Sami, Şemsi Denizer, Münir Ceylan, Hüseyin Doğdu. Hü- seyin Karakuş, Hikmet Al- can. Zeki Polat, thsan Yener Kaya, Güral Erçalar, Hüse- yin Fıkri Karakadılar, AH Ek- ber Güvenç, Turgut \ dmaz. Metin Tîryaldoğlu, Tamer Eralan, tbrahim Eren, Mus- tafa Özbek, Behzat Erdal, Nazım Tür, Faruk Barut, Mahmut Özonur, Ahmet Ta- mer, Ahmet Balaman, Sabri Topçu, Nurettin Girghıer,An- lay Ayçin, Melih Hüsnü Yıl- maz, Mehmet Erbaş, Savaş Benfi,Cemaa Bakmdı, Kenan Dunıkan, Zjya Sonay^ Fuat Alan, Hasan Soysal. Önder Konuloğlu, Mehmet Sait Bür- çün (öldü), Feridun Kızılgün (öldü). ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yeni Bir Yıl ve Yeni Umutlar Doğrusu bu yıl, bir "yeniyılyazısı"'yazmamak ni- yetindeydim. Fakat 31 Aralık, Salı gününe denk gelince, "vacip oldu." Bu yazıyı yazmak için daktilomun başına oturdu- ğum zaman, 1996'nın kısa bir muhasebesini yap- tım. Veyaşadığımızbinbirolumsuzluğakarşın.çok olumlu noktalar da buldum. Ve bir yeni yıl yazısın- da olumsuzluklann değil, olumlu noktaların üzerin- de durmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Türkiye'de siyaset, maalesef çok düzey yitirdi ve çok kirlendi. Ama bunca düzeysizliğe ve bunun ya- rattığı güvensizliğe karşın, ekonomik yaşam (ken- di kuralları içinde olsa bile) siyasal yaşamdan faz- la etkilenmiyor. Insanlar bir şeyler üretiyortar, pa- zarlıyorlar, az da olsa yatınm yapıyorlar. Eğer eko- nomik yaşam siyasal güvensizliğin girdaplarına düşseydi, fırınlarda ekmek bile bulamazdık. Ekonomimiz "dayanıklı" çıktı. Ama asıl dayanık- lı olan halkımız. Inanılmaz olumsuzluklar karşısın- da aslan gibi "direniyor ve dayanıyor". Sohbetle- rimde, sık sık dile getiririm. Eğer Türkiye'nin sos- yo-ekonomik tablosunu Batı'nın gelişmiş ekono- milerine taşısanız, birkaç yılda çöker. Siyasal istikrann böylesine pamuk ipliğine bağlı olduğu bir ortamda, ortalama yüzde 70 enflasyon- la 15 yıldır direnmek, az şey değildir. Ama halkımız bunu başanyor. Her gün gazeteleri açtığımız zaman hayretle irkilirken, "Artık bu kadan olmaz" diye şa- şırırken, ekonomi ayakta kalabiliyor. Zaten "Bu ka- dan olmaz" dediklerimizden "daha fazlasmın" da olabileceğini görüyor ve hayretler içinde yaşamı- mızı sürdürmeye çabalıyoaız. Yıllardan beri "yargısız infazlardan" şikâyet ede- riz, "faili meçhulleri" dile getiririz. Kılı kıpırdaması gereken çevrelerin, kılları kıpırdamazdı. "Devlet böyle şey yapmaz" derierdi. Inanılmaz şeyler ge- lirdi kulaklanmıza. "Güneydoğu'dakimidevletgö- revlileriyle aşiretler eroin ticaretini yürütüyoriar" gı- bisinden duyumlar alırdık. "Yalan" der işin içinden çıkariardı. Sonunda "kahraman" bir kamyon, tüm pislikle- ri saçtı ortaya. Pandora'nın kutusu açıldı... Bu kazayı da 1996'nın "olumluluklan" arasına yazmak gerek. "Kazanın olumlusu olurmu'deme- yin. Pekâlâ oluyor işte. Şimdiye dek ortaya çıkan pislikler, daha işin başlangıcı. Daha ne pislikler çı- kacak göreceksiniz. Hele insanlann dili bir çözül- sün, o zaman başlayacak itiraflar ve suçlamalar. (Bu arada iftiralar da olacak ama bu işin kuralları böy- ledir. Kendini kurtarmak isteyenler, başkalarını ate- şe atmaya çalışırlar. Sanki başkalannı ateşe atmak, kendilerini kurtanrmış gibi...) Refah Partisi'nin, Doğru Yol Partisi ile bir koalis- yon oluştunmasını da hem 1996'nın olumlu geliş- meleri arasında sayıyor hem de Türk demokrasisi açısından ileri bir adım olarak değerlendiriyorum. Aslında doğrusunu isterseniz "REFAHYOL" hükü- metinden son derecede rahatsızım. Kimi siyaset- çilerin kimi "makamlan" işgal etmesine fena halde içerliyorum. Ancak bu adamlar da sandıktan çıktı- lar. Hoşlanmasak da katlanmak zorundayız. Kaldı ki; "Refah iktidar olmadı, kimi Refahlılar ik- tidar koltuklanna oturdular." Bir partinin iktidar ol- ması demek, o partinin düşüncelerini iktidara taşı- ması demektir. Refah, kurulduğu günlerden beri dile getirdiği her türlü düşünceyi reddederek ikti- dara ortak oldu. Bizim şeriatçı gazetelere bakıyo- rum da çok gülüyorum. Adamlar nasıl kıvırtacak- larını bilemıyortar. En büyük düşmanlan olarak ilan ettikleri Israil'le askeri işbiriıği anlaşmasını imza edenler de kendi- leri, mahkemeye verdikleri ve hakkında Meclis so- ruşturması istedikleri Tansu Çiller'i aklayan da kendileri. El altından şeriat düzeni isteyenleri ba- nndıran ve hatta milletvekili yapanlar da kendileri, Yüksek Askeri Şûra'da, şeriat düzeni istedikleri için ordudan çıkartılanların kararnamesini imzalayanlar da. Hele "Gâvur bayramı" olarak ilan ettikleri yılba- şı tatilini uzatmak için bir buçuk gün ek tatil yap- malanna çok güldüm. Ama aynı oranda da sinir- lendim. Kimi şeriatçı gazeteler "Hoca'nın" böyle bir karamame imzalamayacağını ileri sürüyorlardı. Herhaldeçıldınmışlardırşimdi. Bunlar "Hoca'lannı" hiç tanımamışlar. REFAHYOL'un en büyük faydası, bunların "ne malolduklannı" halkımıza gösteımeleri oldu. Ken- di yandaşlanna "Birlokma ve birhırka" önerirken, kendileri lüks ve eğlencenin dozunu kaçınyoriar. El- bette bunlar da beş gün tatil yapmak isteyecekler, lüks otellerde defıleler düzenleyecekler, çocuklan- nın düğünlerini en lüks mekânlarda yapacaklar. Tek eksikleri su gibi içki içmemeleri... Kimbilir, belki giz- liden gizliye o haltı içenleri de vardır. Ben, votkaya kanştırdığı portakal suyunu "alkolsüz" diye yuttu- ran devlet başkanlannı da gördüm... 1996 geldi ve geçti. Mutlaka hepimiz ve herkes, yaşadıklarından kimi derslerçıkardı. Umalım ki ya- şadıklarımızdan çıkardığımız dersler, bundan son- ra yolumuza ışık tutsun. Eğer kimi yanılgılara düş- müşsek, aynı yanılgılara bir daha düşmeyelim. Tüm okurianmın yeni yılını kutluyor; sağlık ve mutluluklar diliyorum. DUZELTME VE OZUR Bugün gazetemizle birlikte verdiğimız "1996'nın Iz- leri" adlı ekimizin orta sayfasmda bulunan Kültür An- keti'nde teknik bir nedenle 25. sorudan sonrası yayım- lanamamıştır. Eksik sorular ve yamtlan şöyledir: 25- 22 temmuz günü Sanyer sahilinde bir araba, günü- müz Türk edebiyatımn usta kalemlerinden birine çarptı ve denize düşürüp ağır yaralanmasma neden oldu. Yaza- nmız, hastanede aylarca süren bir tedavi sürecine girdi, hatta geçen aylarda 67. yaşım hasta yatağında kutladı. Bu talihsiz kazayı geçiren yazanmız kimdi? Yanıt: Ada- let Ağaoğlu 26- İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası 1996'da kaçm- cı yılını kutladı? Yanıt: 50. 27- Orhan Pamuk, yurtdı- şında yayımlanan kitaplanndan biriyle Fransa'da etkin- lik gösteren 'Le Comite Franca Turque" ödülünün sahibi oldu. Ödül, Pamuk'un hangi yapıtına verihnişti? Yanıt: Kara kitap. 28- 14. yüzyılın ünlü Italyan yazan Giovan- ni Bocaccio'nun 1349-1353 yıllan arasında yazmış ol- duğu ünlü yapıtı, Türkçede Rekin Teksoy'un çevirisiy- le sansürsüz olarak yayımlandı. Bu yapırın adım hatırla- dınız mı? Yanıt: Decameron. 29- Ariantin'in eski dikta- törü Juan Peron'un kansı Eva'nm yaşamöyküsü ilk kez beyazperdeye uyarlandı. Madonna, Antonio Banderas ve Jonatan Pryce gibi yıldız isimlerin yer aldığı filmin yönetmenini ve müziklerini yapan kişiyi tanıyor musu- nuz? Yanıt: Yönetmen: Alan Parker. Müzikler: Andrew Llyod Webber. 30- 38. Grammy Ödülleri'nde 'Enlyi Albüm', 'En lyi Rock Albümü', MTV Rock Müzik Video Ödülleri'nde 'En lyi Kadın Şarkıcı' ve 'En lyi Yeni Ses' ve 'Billboard Müzik Ödülleri'nde 'Yılın Şarkıcısf ödüllerini topladı. Kimdi bu 1996'ya damgasıru vuran bu yeni ses? Yanıt: Alanis Morisette.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear