23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14ARAUK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER RP'li Harun Özdemir'in raporunda cemevlerine de din görevlisi atanması istenildi Erbakatı'aAlevi raporuCEM ULUTAŞ _ _ Adaet Bakanlığı Özel Komisyon üyesi ve RP İzmir II Başkan Yardimcısı H a n n Özdemir tarafından hazırlanan "Önmıli Bir Sonın Olarak Alevlik'Tjaşiıklı rapor. Başbakan ^lecnettin Erbakan'a sunuldu.. ^AJen Şûrasj"nın bir an önce toplanması gerektiği kaydedilen rapoıda, Diyanet lşleri Başkanlığı bünyîsinde dini hızmet veren kurunlar arasına "cemevieri''nin âlınrrası, camilere tahsis edilen din göre\lisi kadrosunun cemevlerine de tahsis edilmesi gerektiği belirtildi. Dogndan Başbakan Erbakana sunulan raporda, Diyanet İşleri Başkanlığrnda bir Alevi departmanı oluşrurulması önerildi. RP Çorum Millervekili Mehmet Aykaç •Başbakan Erbakan'a sunulan özel raporda, Aleviliğin Türkiye'nin yakın gelecekteki en önernli sorunu olacagı uyansmda bulunuldu. Raporda, Diyanet lşleri Başkanlığf nda Alevilik için bir bölüm açılması gerektiği vurgulanırken kurumun bütçe görüşmeleri, RP'de konuyla ilgili belirgin bir aynlığın olduğunu ortaya koydu. ise önceki gûn TBMM'de Diyanet lşleri Başkanlığı bütçesi görüşülürken, Aleviliğin ateistliğin basamağı olduğunu, îslam dini için yalnızca bir ekol olarak kabul edilebileceğini. cemevlerini de ibadet yeri olarak görmediklerini söylemişti. Birbirinin aksi bu iki göriiş, RP içindeki yenilikçi ve muhafazakâr kanatlar arasındaki belirgin aynlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Gelişmelerin detaylı ıncelenerek Alevilikle ilgili sorunlann acilen çözülmesi önerilen raporda, Türkiye'de yaklasık 20 milyon Alevi olduğu ve bu yurttaşlara inançlan yönünde hiçbir hizmet verilmediği belirtildi. 'Cemevi görevlisi atansırT Bunun Türkiye'nin laiklık konusunda yaptığı "en biiyük zulüm olduğu" tespiti yapılan raporda. "Devletdin aynmı yerine din ve mezhep ayrımını büiikte düşünmelidir. Çünkii dinler yaşama, mezhep ve tarikatlar iie geçmektedir" denildi. Alev i araştırmacı ve yazarlardan Haydar Kaya, İsmail Tanyeli ve Dedeler Birliğı Başkanı DervişTur'un da görüşlennın alınarak hazırlandığı raporda belırlenen diğer çözüm önerilen şöyle: - Dini eğitim ve öğretım kurumlan olan Kuran kurslan. ımam-hatip liseleri ve Anadolu ımam-hatıp lıselennde Alevi Müslümanlardikkate alınarak "ilave düzenlemeler" yapılmalı. - YÖK'e bağlı ilahiyat fakültelerinde Alevilik bilimsel olarak öğretilebilmeli. Aynca Alevilıği konu edinen araştırma enstitüleri kurulmah. - TRT'de Alevılenn dini merasim ve günlerinde özel programlar yapılabilmelıdır. - Acil konu ders kitaplannın yazılmasıdır. Genel çerçeveyi bakanlık belırlemelı. ancak içerik Aleviler tarafından oluşturulmalıdır. Başbakan Erbakan'a sunalan raporun sonuç bölümünde ise şu görüşlere yer verildı: * Devlet laik olduğunu, adaletle hükmeffigini. kanun önünde eşittik prensibine bağlı olduğunu tüm yurttaşlanna hissettinnelidir. Sorunlan böyle çö/meyi denediği takdirde gereken anlayışı yurttaşlarından görecektir." CYDD den uiusal Egemenlik' mitingi Türkiye konuşmaya başladı • ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, bu mitingle bir yurttaşlık bilincini ortaya koyacaklannı belirterek hukukun üstünlüğü, temiz siyaset, temiz yönetim, basm özgürlüğü ve ulusal sanayiye sahip çıkmak amacını taşıyan bütün yurttaşlan mitinge çağırdı. İstanbul Haber Servisi - yapılacak. ÇYDD Genel Baş- Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı (ÇYDD) ve Atatürk- çü Düşünce Derneğı 'nin (ADD) "temiz toplum, temiz siyaset, basın özgürlüğü ve ulusal sanayinin korunması" amacıyla ortaklaşa düzenle- Üiği "Ulusal EgemenMğinGü- lcü" mitingi bugün Şişli Abi- Ide-i Hürriyet Meydanı'nda Radikal, 34 çâlışanının işine son verdi İstanbul Haber Servi»- İki ay önce yaym hayaüna "O bir radikal" sloganıyla başlayan Radikal gazete- sinde. 34 çalısanın işine son verildi. ÇağdaşGazete- cilerDemegi (ÇGD) İstan- bul Şubesi, basın çalışan- lannayöneîik hertürlüten- sikatı protesto ederek aü- lanlar arasmda yer alan 5 kişilik özel listenin. Radi- karin*radikalflk suıtnnı" gösterdiğini bildirdi. ÇGD fstanbul Şubesi'nce yapı- lan yazıiı açıklamada, ga- zetecilerin her zam döne- minde bu tür tensikatlara artık ahştınldıklanna dik- katçekilerek şöyledenildi: "İşten çıkanJan 34 tdğnin 5'i. geçmişlerinde muhalif harekederiçindeyeralnıış, destekiemtş, yargdanımş, sendikal caişmalarda bu- lunmuş gazetedier. Yazık ohnasada bu arkadaşlara gösterflengerekçe; 'durum- larının, binanın durumuna uygun olrnadiğı." Üsteöc bu 5 kişi. yönetkilerinin de ç ş ş nnm takdir ettiği, çıkarri- malaruıa karşı koyduğu isimkr. Radikal vöneticüe- rimn karşı çıkmaana rağ- meo bo arkadaşlanmız, nuiessesetaraündaa atridı- lar» kanı Prof. Dr. Türkan Saylan, bu mitingle biryurttaşlık blin- cini ortaya koyacaklannı vur- gularken DİSK Genel Başka- nı Rıdvan Budak da Türki- ye'nin, Susurluk'taki kazanın ardından 12 Eylül'den bu ya- na ilk kez silkinişe geçtiğini söyledi. Bugün saat 12.00'de başla- yacak mitinge sendikalar, meslek odalan, sivil toplum kuruluşlan, sanatçı dernekle- rinden çok sayıda kişinin ka- tılması bekleniyor. ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, gü- nümüz dünyasında çağdaş de- mokrasinin, devlet ve sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa çalışmasıyla yürütüldüğünü belirterek Atarürk'ün çağdaş Türkiye için ortaya koyduğu ulusal egemenliğin gücünü si- vii toplum örgütleri, sendika- lar, sanatçı dernekleri ve basın örgütleri ile birlikte göster- mek istediklerini vurguladı. Bu mitingle bir yurttaşlık bilincini ortaya koyacaklannı ifade eden Saylan, hukukun üstünlüğü, temiz siyaset, te- miz yönetim, basın özgürlüğü ve ulusal sanayiye sahip çık- mak amacını taşıyan bütün yurttaşlan mitinge çağır- dı.DlSK Genel Başkanı Rıd- van Budak da bugün lstan- bul'da düzenlenecek mitinge katılacağını belirterek Türki- ye'nin, Susurluk'taki kazanın ardından 12 Eylül'den bu ya- na ilk kez silkinişe geçtiğini belirtti. Susurluk'taki kazayla açı- ğa çıkan devlet-mafya-aşiret bağlantısının ardından çözül- meye başlayan kirli ilişkilere gösterilen tepkilerin uzun bir süre daha devam edeceğini \urgulayan Budak. "Arükde- ğişik sosyal sıuflardan insan- lar. devletin içinesızmış pislik- leri temizlemek için harekete geçmiştir. Türkiye'nin gelece- ğini aydınlıkgörmekgerekir" dedi." iOrdudan ablanlaraI RP kucak açüi Haber Merkezi - Refah İPartisi, Yüksek Askeri Şûra •(YAŞ) tarafından irticai ça- ilışmalan nedeniyle ordudan 'uzaklaştınlan askerlere ku- icak açtı. Kana! D'nin haberine gö- ;re, geçen dönemlerde ordu- dan uzaklaştınlan iki yüzba- !şı MuratBalçık ve EmruDah Gezer. 11 Kasım 1996 günü ,'birdilekçeyle Adalet Bakan- jlığı Savunma Uzmanlığı jkadrosuna girmek için baş- ivuruda bulundu. Personel genel müdürlüğü, Genelkur- may Başkanhğı'na bir yazı yazarak bu kişilerin son üç yılhk gizli sicil dosyalannı istedi. Yazılan istek mektu- bunda RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazanın imzasının bulunduğu tespit edildi. Kazan, konuyla iligili so- nılan "Benim Genelkıır- may'la ne ilişkim var" diye- rek yanıtladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada ise Ka- zan'ın böyle bir belgeden haberi olmadığı iddia edildi. Susma hakkına sahip olduğunuzu unutmayınız. İstanbul Barosu CMUK Uygulama Servisi Tel: 252 95 16 -17 Faks: 252 95 18 B i r ç o k - V U i a r v e ^ î s t a n b u r u a n l a ö r eserterinde. (stanbul'un gü- £ e m U e r i İ I h a m ^ n a ğ l 0 | u r ^ ^ O r h a n V M İ gjb j ı s t a n b u l ' U d i n jC r gözleri kapalı. kimileri ha^asına suyuna \ urgundur. Belli ki o İstanbul yainızca dizelerde yaşıyor artık. YılLar geçtikte y itirilcn değerler, umarsızlıkJar. şimdi karşımı/a görmek istemediğimiz bir manzara çıkanyor. Marmara'daki 700'ü aşkın bahk çeşidini birkaç diizineye indiren bu boşvercilik nesilden nesile sürerken yannlar için daha da karanlık bir tablo oluşturuyor. (Fotoğrat: KU BİLAY TÜNTÜL) KESK, işçiler ve siyasi partiler bugün demokratik devlet istemlerini dile getiriyor Emekçinin kalbi Kızılay'da çarpacak ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Kamu Emekçileri Sendıkala- n Konfederasyonu'nun öncülü- ğünde (KESK), işçi sendıkalan, si- yasi parti ve demokratik kitle ör- gütlerinin desteğiyle yapılacak ve " Demokratik devlet, halk için büt- çe" isteminin dile getirileceğı ey- lem, bugün Ankara'da gerçekleş- tirilecek. Eylem için yurdun çeşit- li yerlerinden Ankara'ya gelen çok sayıda kişi, bugün dört koldan Kı- zılay Alanı'na yürüyecek. Ankara Demokrası Platfor- mu'na(ADP)üyegruplar. Yüksel Caddesi'ndeki Harb-Iş Sendikası önünde buluşarak Mithatpaşa Gaddesi üzerinden Sıhhiye'ye ine- cekler. Ankara dışından gelen gruplar da saat 09.30'da Hıpodrom önünde toplanarak Ulus'tan gelen grupla birlikte Sıhhiye'ye doğru yürüyüşe geçecekler ve saat 11.30'da buradakı ADP kortejiyie birleşerek Kızılay Alanı'na gire- cekler. Eyleme katılacak geniş bir ke- Sendikacı memurlar yılımyor HAKAN DİRİK İZ.MİR- Memurlar, "işlcmedikleri suçlar"ı işlemeyi sürdüreceklerini belırtiyorlar. Iktidann, Toplantı \e Gösten Yürüyüşleri Yasası'nm yeterince uygulanmadığını öne sürerek memurlara ceza yağdtrmaya başlaması, sendikah memurlan yolundan döndüremedi. Yaptıklan basın açıklamalan nedeniyle hapis cezasına çarptınlan ve cezalan ertelenen memurlar, cezanın infaz edilmesinden kaygılanmalanna karşın sendikal mücadeleden ve demokratik haklardan ödün vermeyeceklerini söylüyorlar. Izmir'de sendikacı memurlara ilk ceza 3 Ağustos 1995'te Tüm Haber-Sen'in kapatılmasını protesto etmek için KESK îzmirŞubelerPlatformu'nun yaptığı basm açıklaması nedeniyle geldi. Yapılan basın açıklamasının Toplantı veGösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykın olduğu gerekçesiyle Maden-Sen MYK üyesı Ayhan Özkaya. Eğitim-Sen İzmir 5 Noiu Şubesi eski başkanı Caner Canü, Tüm Malıye-Sen İzmir Şube Başkanı Ramiz Sağlam ve Tüm Haber-Sen Yönetim Kurulu üyesi Erdinç Beceren 1 yıl 3 ay hapis ve 375 bin lira para cezasına çarptınldılar. Hükümetin, Toplantı ve Gösten Yürüyüşleri Yasası'nm "yeterince uygulanmadtğı'' gerekçesiyle ilgililere talimat verdiğini anımsatan Maden-Sen Genel Eğitim Sekreteri Ayhan Özkaya, siyasi ıktidann gelişen toplumsa! muhalefeti durdurmak için bu yasayı kullanarak ceza yağdırmaya başladığını söyledi. Bugüne dek tüm basın açıklamalannın sadece adli soruşturmaya neden olduğunu kaydeden Özkaya, son iki yıldıradli ve ıdari soruşrurmalann birlikte yürütüldüğünü belirtti. Bu adli ve ıdari soruşturmalann önceleri takipsizlikle sonuçlanmasına karşın, son dönemde cezalann yağmaya başladığını dile getiren Özkaya, 3 ağustosta aldıklan cezanın ertelendiğini, ancak bu cezadan sonra yüzlerce basın açıklaması yaptıklannı söyledi. sim de Cebeci yönünden Kızılay'a ınerken Dikmen Demokrasi Plat- formu da TBMM'nin arkasından Kızılay'a ulaşacak. ADP'den yapılan açıklamada, 1997 bütçesinin. gelir adaletsizli- ğınin. faız ve rant gelirlerinın art- masının, emperyalizme bağımlılı- ğın, iç ve dış borçianmanm, "Kürt halkına ve emekçilere kar- şı y ürütülen savaşuı bütçe- si" olduğu savunulurken, Susurluk kazasının da "Türkiye devlerinin. tüm emekçilere ve ezilenlere karşı bir savaş ay gıtı ola- rak örgütlendiğini açıkça serçilediği'"önü sürüldü. Açıklamada, eyleme katılanlann "Demokratik de\ku halk için bütçe iste- yecekleri" kaydedildi. CHP Genel Başkan Yar- dımcısı OnurKumbarao- başı. KESK öncülüğünde- ki eylemi destekledikleri- ni ve haklı istemlerinin ik- tidar tarafından ciddiye alınması gerektığini söy- ledi. DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal da bugünkü eylemi destekleme karan aldıklannı bildirdi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Neden Universitelep? Dünyanın her yerinde toplumlar, sürekli bir ha- reketlilik içindedir. Sürekli yeni talepler ortaya çı- kar, yeni beklentiler doğar. "Yeni sınıflar" ortaya çıkar diyemeyiz ama, yeni "gruplar" ortaya çıkar. Kimi zaman büyük, kimi zaman küçük... insanlığın tarihi onbinlerce yıl geriye gider. Biz bu tarihin ancak 5-6 bin yıllık ufak bir bölümünü bilebiliyoruz. Ve bu bildiğimiz, ya da bildiğimizi sandığımız bölümü de çoğu kez yalan yanlış bi- liriz. Zira elimizde yeterince kaynak yoktur. Son birkaç yüzyılın tarihiyle ilgili yeterli kaynak bulunabilir ama, o kaynaklara ulaşmak da bir so- rundur. Hele iş, "yakın tarih" denilen ve son 30- 40 yılı kapsayan bir döneme gelince, o dönemle ilgili kaynaklara ve belgelere ulaşmak, neredey- se olanaksızdır. Çiinkü yakın tarihle ilgili bu tür bil- gilerin çoğu, gizlidir ve sansürlüdür. Cumhuriyet tarihimizi eleştirmek ve gagalamak isteyen kimileri, bu tanhin saptırılarak anlatıldı- ğından şikâyet ederler ve "arşivler kapalı" diye yaygara kopanrlar. Arşivler elbette kapalıdır. Ar- şivler sadece Türkıye'de değil, dünyanın her ye- rinde kapalıdır. Hiç "açık" arşiv olur mu? Gazete bayiinden dergi mi alıyorsunuz?.. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, herhangi bir arşive gidip bir belge istediğıniz zaman, önce bir dilekçe verirsiniz. Kimliğinizi belgelendirir ve ama- cınızı yazarsınız. istediğıniz belgeyi ya verirler, ya vermezler. Hem bu süreç salt devlet arşivleri de- ğil, özel arşivler açısından da geçerlidır. Bambaşka şeyleryazmak isterken, konu nere- lere geldi... Neyse, bunları bir yana bırakalım, ko- numuza dönelim. Son birkaç yüzyılda gördüğümüz toplumsal ta- lepler, genellikle "ekonomik" ve "siyasal" hak ta- lepleri biçiminde idi. Batı toplumlarında bu talep- lerin çoğu karşılandı ve bunlann yerini; çevre gi- bi, cinsiyet aynmcılığına son verme gibi farklı alan- lardaki talepler aldı. Fakat günümüz gelişmiş demokrasilerinin bu noktaya gelmeleri kolay olmadı. Kimi zaman ka- dın emeğinin sömürülmesi, kimi zaman çocuk emeğinin sömürülmesi, kimi zaman sömürgeler- den kaynak aktanlması vs. biçimlerde yaşanan süreç, kanlı ve gözyaşlı bir süreç oldu. Emekçi kitleler demokratik taleplerini dile ge- tırdikleri zaman, eğer sistem bunlan karşılamak- ta zorlanırsa, sorunlar "sokağa çekilir." Ve bunun ardından da, "düzeni ve devleti koruma" adına fa- şizm sahneye konulur. Kimi zaman adını vererek, kimi zaman da üstü örtülü bir bıçimde... Bu oyun, Batı'nın gelişmiş demokrasileri açısın- dan "geçmişte kalan" bir oyundur. Fakat Türkiye gibi ülkeler açısından bu oyun, hâlâ oynanabilir ve maalesef "sonuç alınabilir" bir oyundur. Sonuç alınabilir bir oyundur, çünkü toplumu- muzda öylesine dengesizlikler, haksızlıklar vardır ki; insanların sokağa dökülmesine değil, sokağa dökülmüyor olmalanna şaşırmak gerekir. Oynanabilir bir oyundur, çünkü yukarda da de- ğindiğim gibi, toplumumuzda sokağa dökülme- ye hazır kitleler vardır ve bu kitleler arasmda, en duyarlı ve üzerine oyun kurulabilir olanları da, iş- çiler ve öğrencilerdir. işçilerdir; çünkü örgütlüdürler ve dinamik birsı- nıftıriar. Fakat onların örgütlülüğü ve dinamizmi, egemen sınıflar açısından ciddi sakıncalar taşır. Ve bu nedenle hem işçilerin örgütlülüğünü boz- maya çalışırlar, hem de işçiler üzerine oyun ku- rarken daha dikkatli davranırlar. Ama gene de tüm sakıncalarına karşın, bu "potansiyeli" ellerinin al- tında tutmak isterler. Gençler ve özellikle ünıversite öğrencileri, üzer- lerine oyun kurulabilecek en duyarlı kesimdir. Çünkü gençler özverilidir, duygusaldır ve ataktır. Çünkü gençler, henüz bir "aile geçindirmek so- rumluluğunu" üstlenmemiş olduklan için, bir öl- çüde "gözü kara"d\r\ar. Çünkü yaşam, gençlerin "köşelerini" törpüle- yememiştir. Gurur duygulan, diğer duygu ve kimi korkulannın önünde gelir. Hele Türkiye gibi; gençlere, belirli "misyonlar" yüklenmiş ülkelerde, gençler siyasete çok daha ilgili ve her türlü provokasyona açıktırlar. Gençlerin "örgütlü" ve merkezi bir örgütün de- netiminde olması, "egemenleri" ürküttüğü için, bu örgütler dağıtılır ve ufak gruplar biçiminde örgüt- lenen gençler istenilen yöne çekilir. Bu işler Tür- kiye'de de böyle tezgâhlanır. Siyasal partilerin gençlik kollannın yasaklan- masını başka nasıl açıklayabiliriz? Bu arada "ül- kücülere" ve "Milli Gençlik Vakfı "na pek dokunul- mamıştır. Zira onlann ipi, egemen gücün elinde. Son günlerde kimi üniversitelerde başlayan "saldınları" bu bakışla değertendirmek gerekir. Bazı gazete ve televizyonlar, hâlâ "karşıt görüşlü öğrencilerin çatışmasından" söz ediyor. iğrenç bir şey bu. Ne "çatışması"? Düpedüz faşist "saldın'var.A- ma kimileri ya bunu görmek istemiyor, ya da gör- memeleri gerektiği söyleniyor. Karşıt görüşlü öğ- rencilerin saldınsı nereden çıktı? Bizi bir yerlere götürmeye çalışıyorlar. Ve biz bu filmi daha önceleri de görmüştük. Bakalım filmin sonu değişecek mi? İBDA/C davasına devam edildi îdamla yargılanan Şahin'e tahliye Idam istemiyle yargılanan İBDA/C sanıklanndan .Mehmet Şahin (soldan ikinci) ile örgüt iiyeliğinden yargılanan Şanül İğde ve Olcay Oğnz tahliye edildi. (Fotoğraf: HÜLYA TOPCU) İstanbul Haber Servisi - Şeriatçı İBDA C örgütü adına Istanbul'da çok sayıda bombalama eylemi ile yazanmız Toktamış Ateş'e suikast planladıklan öne sürülen 20 sanığın yargılandığı davada. aralannda ıdamla yargılanan Viehmct Şahin"in de bulunduğu üç sanık tahliye edildi. Istanbul 4 No'lu DGM'de dün yapılan duruşma- yaörgütün yönetıcılennden Ali Osman Zor, Mehmet Şahin, Şaban Çavdar, Alaattin Baki Aytemiz, Okay Oğnz ve Şamil İğde ile a\ ukatlan katıldı. Duruşma- da sanıklann üç yıl önce molotofkokteyli attıklan öne sürülen Fener Rum Erkek Lisesı ı)e Yuva Kım- yon Kız Lisesi 'nin müdürü Mehmet Emin Engiz ta- mk olarak dinlendi. Liseye gece molotofkokteyli atıldığını söyleyen Engiz, duvara İBDA'C yazıldı- ğını belirtti. Engiz, buokullara böyle bir eylem ger- çekleştirilmesinin politik yönü olabıleceğine dikkat çektı. Daha sonra söz alan sanık avukatlanndan Ha- san Ölçer, Yener Doğruer'in tanık olarak dinleml- mesinı istedi. Sanıklardan hiçbırini tanımadığını söyleyen Yener Doğruer, polısın yaklaşık üç yıl ön- ce kendisını gözaltına aldığını belirtti. Emniyette bazı elektronik aletlenn sanıklardan Mehmet Şa- hin'e ait olduğunu belirten bırtutanak hazırlandığı- nı ifade eden Doğruer, kendısine bu tutanağın zor- la imzalattınldığını öne sürdü. Sanık avukatlan ise müvekkillerihakkındasomut bir delil olmadığını, buna karşın üç yıldır cezaevin- de bulunduklannı savundular. Sanıklardan "anayasal düzeni değiştirmek" fiılı- nı düzenleyen TCY'nın 146. maddesı uyannca i- dam istemiyle yargılanan Mehmet Şahın'Ie "örgüt üyeliği'' fiilini düzenleyen 168. maddesı uyannca yargılanan Şamıl İğde ve Olcay Oğuz'un tahliyesi- ne karar veren mehkeme heyeti duruşmayı erteledi. İstanbul DGM Savcısı'ncahazırlanan iddianame- de sanıklann şeriatçı İBDA C örgütü adına "anaya- sal düzeni değiştirmek" amacıy la kiliselen, bıraha- neleri bombaladıkları, yazanmız Toktamış Ateş'e yönelık suikast planladıklan, bu olaylar sırasında 2 kişinin ölümü, 16 kişınin de yaralanmasına yol aç- tıklan öne sürülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear