Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 1996 CUMARTES
HABERLER
Hükümet ABD
için yetki
isteyecek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Bakanlar Kurulu,
yenı statüye kavuşturulacak
olan Çekıç Güç'e bağlı
uçaklann, Kuzey Irak'ta
ABD'nin inisiyatifiyle
denetim yapabilmesî için
TBMM'den yetki
istenmesini kararlaştırdı.
Bakanlar Kurulu, dün
Başbakan Erbakan'm
başkanlığında toplandı. 11
bakanın yurtdışı ve yurtiçi
görevleri nedeniyle
katılamadığı Bakanlar
Kurulu öncesinde açıklama
yapan Başbakan Erbakan,
göre\ süresi 31 Aralık
1996'da sona erecek Çekiç
Güç'ün kaldınlacağını
bildirdi.
Ankara,
sertleşiyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye,
Ankara'yı ziyaret eden
BM'nin Kıbns Özel
Temsilcisi Han Sung-
Joo'yu, adada öngördüğü
çözümde "ödün
vermeyeceği çerçeve"
konusunda uyardı. Türkiye,
Rum kesiminin saldın
amacına yönelik aşm
silahlanması, Rum tarafının
tek yanlı olarak AB'ye tam
üyefik müzakerelerine
hazırlanması ve
Türkiye'nin
garantörlüğünün adaya bir
NATO gücü yerleştirilerek
sulandınlması
konulanndaki görüşünden
gen adım atmayacağını
bildirdi.
Tetikçi Yıldız
serbest
• SIVAS(AA)-
İstanbul'da 1994yılında
eski Emlakbank Genel
Müdürü Engin Civan'ı,
yeraltı dünyasının ünlü
isimlerinden Alaattin
Cakıcı'nın talimatıyla
öldürmeye teşebbüsten 5
yıl 6 ay 20 gün hapis
cezasına çarptınlan 'tetikçi'
Davut Yıldız, Sıvas E tipi
Kapalı Cezaevi'nden
tahliye edildi. Davut Yıldız,
2 yıl 2 ay 22 günlük
cezasını tamamladıktan
sonra cezaevindeki iyi hali
göz önüne alınarak, şartlı
tahliye edildi.
İSDEMİR
üpünlerine zam
• İSKENDERLN(AA)-
İskenderun Demir ve Çelik
AŞ'de (İSDEMİR) üretilen
bazı ürünlenn satış
fiyatlanna, yüzde 1.5 ile
3.5 arasında değişen
oranlarda zam yapıldı.
İSDEMİR Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre. dünden
itibaren geçerli olan had
rnamulleri ile pik, kok ve
yan ürünlerin fiyatlan
şöyle: 8 mm. kangal 30
milyon 450 bin lira, 12
mm. çubuk 30.950 bin lira,
14 mm. çubuk 30 milyon
650 bin lira, metalurjik kok
16 milyon lira. çelik-1 piki
1
7
milyon lira.
Güreş hâlâ
suskun
• ANKARA (ANKA)-
DYP Kilis Milletvekili
Doğan Güreş. devlet içinde
çete ve mafyalann
varlığından haberdar olup
olmadığı yönündeki
sorulan. "İleride
konuşuruz" şeklinde
yanıtladı. Güreş
başkanlığındaki DYP'li
uluslararası gruplara üye
milletvekillerinin
TBMM'de düzenlediği
basın toplantısında. "bu
toplantının DYP'de ortaya
çıkan gündem değiştirme
isteği doğrultusunda bir
toplantı olup olmadığı"
yönündeki soru üzerine de
Güreş, "Bana böyle bir şey
söyleseler bile ben bunu
kabul etmem" diye
konuştu.
REFAHYOL
değerlendirilecek
• Haber Merkezi - Türkiye
Araştırmalar Merkezi'nin
Türk ve Alman uzmaniann
katılımıyla
gerçekleştireceği "Batı ile
Islam arasındaki Türkiye"
sempozyumu, pazartesi
günü gerçekJeştirilecek.
Bonn'da Gustav
Stresemann Enstitüsü'nde
yapılacak toplantıda,
REFAHYOL hükümetinin
ilk 150 günü, Türkiye'nin
Batı ülkeleri ile ilişkileri,
Avrupa Birliği'nin
Türkiye'ye
yaklaşımı ve Erbakan
hükümetinin yeni dış
politikasının yanı sıra.
REFAHYOL hükümetinin
basına yönelik yeni
tasanlan tartışılacak.
Kürtçülerle şeriatçılann ülkeyi geriye götürmeye çalıştıklannı söyledi
Ozden'den çifte uyanANKARA (ANKA) - Ordudan sonra
Anay/asa Mahkemesi Başkanı Yekta Giin-
gör Özden de şeriat uyansında bulundu.
Kendisini konuşmalannda "Siyaseî yapı-
yor" diye eleştiren RP'lilere tepki gösteren
Özden, "Adam çıkjp Meclis kürsüsünden
küfiir edince demokrasi oluyor, ben konu-
şunca Anayasa Mahkemesi Başkanı siyaset
yapıyor oluyor. Bunu anlamak mümkün
değü" diye konuştu.
Anayaşa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden. Sosyal Hizmet Uzmanlan
Derneği'nin İnsan Haklan Haftası nede-
niyle düzenlediği "İnsan Haklan Konfe-
ransı"nda yaptığı konuşmada, demokrasi
için insanlann bir arada yaşamasının yet-
mediğini belirterek "Özde, kaynakta anla-
şan insanlann bir araya gelmesi kurtanr
Türkiye'yT dedi. Özden. kendisini a
Ko-
nuşmaiannda siyaset yapıyor" diye eleşti-
ren RP'lilere de seslenerek şöyle dedı:
"Bir ülkede laikligi, Atatürk'ü savundu
diye Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı suç-
luyorlarsa dokunutmazlık/ırhına büriinüp
aleyhinde konuşuyorlarsa o ülkede demok-
• Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden, konuşmalannı "Siyaset yapıyor" diye
eleştiren RP'lilere sert tepki göstererek "Adam
çıkıp Meclis kürsüsünden küfür edince
demokrasi oluyor, ben konuşunca Anayasa
Mahkemesi Başkanı siyaset yapıyor oluyor"
diye konuştu.
rasi ve insan haklanndan bahsedemezsiniz.
İnanç özgüıiüğü deyip benim de toprağım
olan Sıvas'ta başka mezhepten olan insan-
lan yakacaksınız, ondan sonra demokrasi,
insan haklan diyeceksiniz. Hukuku çiğne-
yerek hukukun üstünlüğüne vemin ederse-
niz, laikliğe küfür edip laiklik adına yemin
ederseniz kim inanır ki, ben de inanmam."
Özden, son günlerde Türkiye'de demok-
rasinin kuralsızlık gibi algılandığını da be-
lirterek "Çıkıyor adam Meclis kürsüsün-
den küfiir edincedemokrasi oluyor, ben ko-
nuşunca Anayasa Mahkemesi Başkanı siya-
set yapıyor oluyor. Türkiye'ye, Türkiye
Cumhuriyetfnin kurucusuna, insan hakla-
rına saldırmak mubah oluyor, si/ sa\ unun-
ca günah oluyor. Bunlann tek derdi bu; gü-
nahmış, sevapmış" diye konuştu. Özden
kendisi \e mahkeme üyelerinin görevleri
dışında konuşmaması şeklinde TBMM'de
geçen yıl \ erilen önergeyi anımsatarak şöy -
le konuştu: "Adamlar, görevimiz konusun-
da konuşmamtzı vasaklasalar anlayacağım.
Ben e\de konuşmayacağım, şür okumaya-
cağım. Bu kafayla Samanpazarı'na gidil-
mez ki, Avrupa'va gidilsin."
Yekta Güngör Özden. kendisinin başör-
tüsü konusunda RP'liler tarafından eleşti-
rildiğini vurgulayarak kendisinin sadece
yasalan uyguladığını söyledi. Özden, u
Ba-
şörtüsü üniversitelerde bir siyasi ideoloji
adına ını takılıyor? Karşılığında para al-
dıklan için mi. yoksa cemaat evlerinde otur-
dukları için mi" diye sorarak "Şimdi yavaş
yavaş başı açık insanlara da baskı uygula-
maya başladılar" dedi.
Özden. bugün bazı kişilerin Kürtçülük,
bazılannın şenatçılık yaparak Türkiye'yi
geri götürmeye çalıştıklannı, buna izin ve-
rilmemesi gerektiğini söyledi. Özden, 70
yıldırsorunu olmayan Türkiye'de inanç ve
etnik meseleler çıkararak sorun yaratılma-
ması gerektiğini dilegetirdi. Türkiye'de in-
sanlann ve kunımlann bazı spekülasyon-
lar çıkararak yıpratılmaya çalışıldığına da
değinen Özden, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz sene bir kaza geçirdim, ka-
burgalanm kınldı, bir a> yattım. Geçenler-
de bir milietvekili çıkıyor, bana bunu soru-
yor, nereden geliyordun diye. Kardeşim be-
nim övle Susurluk'la kısırlıkla işim yok.
Böyle spekülasyonlaıia, yalanlarla kişileri
yıpratmaya çalışıyorlar."
Devletin laik savcısı sürüldüSinop'un Durağan ilçesi Cumhuriyet Savcısı Halit Gölge, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu karanyla soruşturma sonuçlanıncaya kadar Ağn'nın Eleşkirt ilçesine sürgün edildi
ANKARA (ANKA) - Adalet
Bakanlığı. tartışmalı sürgün ka-
rarlanna bir yenisini daha ekle-
di. Adalet Bakanlığı'nın hakkın-
da açtığı soruşturmada, din ile il-
gili görüşlerine yönelik sorular-
la karşılaşan Sinop'un Durağan
ilçesi Cumhuriyet Savcısı Halit
Gölge, Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK) karany-
la, soruşturma sonuçlanıncaya
kadar Ağrfnın Eleşkirt ilçesine
sürgün edildi. Soruşturmanın
içeriği ile sürgün karan, hukuk-
çuların ve DSP bölge milletve-
killerinin tepkisine neden oldu.
Gölge hakkında Adalet Baka-
nı Şevket Kazan'ın görevlendir-
diği Adalet Başmüfettişi Emrul-
lah Akkaynak tarafından 12 ka-
sım tarihinde soruşturma başla-
tıldı. Soruşturma başlatılmasmın
nedeni, DSP bölge milletvekil-
lerince, "Gölge'nin RP il örgütü
ile ters düşmesi" olarak açıkla-
nırken, soruşturmada, tanıklara
sorulan "Savcı evde şortla gezer
nıi?VSazçalar mı?", "Alkol alır
mı" "Nasıl içer, sarhoşolurmu? ",
-İnançh biri midir?", -"Allah'an
bahsetti mi" şeklinde somlar, ko-
nunun aynntılı bir sekilde kamu-
oyu gündemine yansımasına yol
açtı.
Rapor yazılıyor
Soruşturmasını tamamlayan
Adalet Başınüfettişi Emrullah
Akkaymak, raporunu hazırlaya-
rak Adalet Bakanlığı'na sundu.
HSYK, söz konusu raporun ulaş-
masının ardından 9 aralıkta top-
Ianarak Durağan Cumhuriyet
Savcısı Halit Gölge'ye 2802 sa-
yılı yasanın ilgili maddesi gere-
ğince soruşturma sonuçlanınca-
ya kadar Eleşkirt Cumhuriyet
Savcılığf ndaçalışması içingeçi-
ci yetki verdi. Aynı ilçede görev
yapan Gölge'nin eşi Serpil Göl-
ge de "işe geç gelip erken gfttiği"
"raporluyken başka bir Ude gez-
djğf gibi gerekçelerle soruştur-
mayla karşı karşıya kaldı ve eşi
gibi Serpil Gölge de Eleşkirt'te
görevlendirildi.
Gölge ailesinin yaşadıklan D-
SP bölge milietvekili ve hukuk-
çulann tepkisine neden oldu. D-
SP Kastamonu Milietvekili Ha-
di Dilekçi, soruşturmada dini
öğelerin öne çıkanlmasını eleş-
tirdı. ÇHD Genel Başkanı Şenal
Sanhan. HSYK karannı "Keyfi
bir işlem" olarak değerlendirdi.
Ankara Barosu Başkanı ÜnsaJ
Toker de, "Bu olay, yasanın hâ-
kim tcminatı ile bağdaşmadığı-
nın tipik bir örneğjdir" dedi.
Harbiye'de Askeri Mü/e Kültür Sitesi'ndc açılan sergi, İsmet İnönü'nün çocuklan ErdaJ fnönü \e Özden lokerin de kaü-
umıylâ basına tanıbldı. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
Inönü'den özelhaıpyolanlomasıKültür Servisi - İnönü Vakfı. İsmet
İnönü'vü ölümünün 23. yıldönümünde
"Pullarla İnönü" sergisiyle anıyor. İlk
olarak gcçen yıl İsmet Paşa'nın
ölümünün 22. yılı Anma Haftasf nda
Ankara'da Pembe Köşk'te Cem
Mahnıki'nin İnönü resimli paralar ve
madalyalar koleksiyonu ile birlikte
sergilenen pul koleksiyonu bu yıl
genişletilmiş haliyle 22 aralık tarihine
kadar İstanbul'da görülebilecek.
Selim İUdn ve Yaşar Temiz'in teklifleri.
İnönü Vakfı"nın desteği ve Yalçın
BicioğJu ile Bülent Papuçcuoğlu'nun
yardımlanyla hazırlanan koleksiyonda
binin üzerinde föy yer ahyor. Sergi
Osmanlı Posta Kartlan bölümüyle 18.
yüzyıl başlanndan İsmet İnönü pullan
ve koleksiyonlanyia 1950"lere kadar
uzanıyor. Sergide Burak Filatefi'nin
İnönü Koleksiyonu'na. Salih M.
Kuyaş'ın Osmanlı Posta Kartlan
Koleksiyonu'na. Pelin Turgut'un Harb
Emisyonlan Koleksiyonu'na. Yalçın
Bicioğlu'nun Ankara Hükümeti
Koleksiyonu'na. Bülent
Papuçcuoğlu'nun Türk Kurtuluş Savaşı
Posta Tarihi ve Spesyalize Türkiye
Cumhuriyeti koleksiyonlanna, Hülya
Papuçcuoğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti
Koleksiyonu'na, Nedat Koçak'ın İnönü
Koleksiyonu'na. Doğan Yurdakul'un
Erdai İnönü Pullan Koleksiyonu'na,
Ozgen Dirim'in İnönü Koleksiyonu'na.
Cem Mahruki'nin İnönü Kâğıt Para
Koleksiyonu'na yer veriliyor. Serginin
altın madalya almış koleksiyonlan ile
İsmet Paşa'nın Kurtuluş Savaşı
yazışmalannın ve eşi Mevhibe Hanun'la
yazışmalannın zarflan dikkat çekiyor.
Basın toplantısında söz alan Bülent
Papuçcuoğlu. Kurtuluş Savaşı sırasında
posta rdaresinin ne kadar titiz çalıştığına
dikkat çekerken bu dönem hakkında
bilgı verdı. Erdal İnönü de pulculuğun
belgelere dayanması nedeniyle tarihe ve
uluslararası ilişkilere ışık tutmadaki
önemini dile getirdi. İnönü Vakfı
Başkanı Özden Toker ise İnönü Vakfı
olarak pulculuğu bir eğitim. disiplin ve
tarih işi olarak ele aldıklannı belirtti.
PTT Genel Müdürlüğü. sergiyle
bağlantılı olarak bugün İsmet İnönü
anısına özel posta kartını tedavüle
koyarken Yaşar Terniz de serginin
içeriğini "Pullarla İnönü" başlıklı bir
kitapta topladı. Özden Toker toplantı
sonunda vakıf adına Ankara'dan Posta
İşletmesi Genel Müdürü Veli
Betdemir'e, Genel Müdiir Yardımcısı
Hüseyin Balcı'ya. Posta İşletme Daire
Başkanı Levent Akgör'e. PTT Genel
Müdürlüğü üyesi Halil Sav'a. "Pullarla
İnönü" kitabını hazırlayan Yaşar
Temiz'e ve sergiye ev sahipliği yapan
Askeri Müze adına da Piyade Kıdemli
Albay Şoket Keskin'e birer plaket
vererek şükranlannı dile getirdi.
Erdal İnönü. tanıtım toplantısında
gazetecilerin sorulannı yanıtlarken
"Başbakan Yardınıcılığı döneminde
kendisine Özel Harp Dairesi'ne bağlı özel
bir birimin kurulmasının teklifedildiği,
kendisinin de bunureddederekistifa
ettiği" yolundaki iddialan yalanladı.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Çiller. "çete" ile ilgili her gün
yeni bir belge ve tanık ortaya
çıktıkça panik içinde bağırıyor:
"Devletin bunca sorunu var-
ken, sabah akşam Susurluk'u
gündemde tutmaya çalışıyor-
lar." Susurluk, Türkiye'nin 15
yıllık veya daha eskilere uza-
nan gerçek gündemini ortaya
çıkardı. Şimdi, göz ardı edilen,
görmezlikten gelinen, ülkemi-
zin asıl sorunları gün ışığına çı-
kıyor. Yıllardır, bu halkın ve bu
ülkenin tepesinde boza pişi-
renlerin, "vatansever" kimlik-
lerinin yaldızları birer birer dö-
külüyor.
Bu ülkenin nasıl kalkınacağı,
ekonomik sorunlarının altından
nasıl sıyrılabileceği, Susur-
luk'ta ortaya çıkan gündeme
bağlı. Türkiye'nin Avrupa Birli-
ği'nin parçası olup ofamaya-
cağı da yine bugün ortaya çı-
kan sorunlara bulacağı çö-
zümlerle bir netlik kazanacak.
Bir ülkede, devletin en yetki-
Çiller ve Ağar
li koltuklarında oturanlann, ci-
nayet, yolsuzluk, uyuşturucu
ve mafya bağlantıları ayyuka
çıkmışsa, bunlar temizlenme-
den sağlıklı bir siyasi yaşam-
dan söz edilebilir mi? Son dö-
nemin en moda savunması,
"devlet sırrı". Mehmet Ağar,
"mezara kadar saklayacağı sır-
lar olduğu "nu söylüyor. Yine
Mehmet Ağar, hakkındaki bel-
geler ve bilgiler karşısında şu
savunmayı yapıyor: "Ben dev-
lete hizmet etmekten başka bir
şey yapmadım. Kimse aksini
iddia edemez."
Mehmet Ağar bu sözlerini,
"Çankaya'da bir devlet brifin-
gikurulsun, orada konuşayım"
diyerek sürdürüyor. Mehmet
Ağar, neden hakkındaki iddi-
alara, kamuoyu önünde ve
yargı önünde cevap vermek is-
temiyor da, bunları Demirel'e
anlatmak istiyor? Tansu Çiller
de kendisine yönelen, tanıklı,
belgeli iddialara cevap olarak,
"Devlet, cumhurbaşkanından
polise, hatta parlamentodaki
kişilere kadar cinayet ithamıy-
la karşı karşıya" diyor.
•••
Ağar'ın ve Çiller'in sözlerin-
den anlaşıldığı kadarıyla, ken-
di sorumluluklannı dolaylı da
olsa kabul ediyorlar. Ama, bu-
na herkes ortak demeye geti-
riyorlar.
Mehmet Ağar'ın şu sözleri
açık bir itiraf değil mi: "Kürt
mafyalan, çeteler, eroinciler
dağıtılmış. Bundan kim zarar
göm?üf...Topal olayı nedir?
Topal adam değil ki? Biz
PKK'yle uğraşıyoruz."
Ağar, tartışmaya yer bırak-
mayacak şekilde; sokaklardan
kaçırılıp öldürülen Behçet
Cantürk'ten Savaş Buldan'a
kadar uzanan cinayetlere sa-
hip çıkıyor. Kürt mafyası adı ve-
rilen ve faili meçhul cinayetler-
de öldürülen kişilerin cesetleri
sokaklara atıldıktan sonra, bu
alanın ülkücülerin eline geçtiği-
ni herkes biliyor.
Şimdiye kadar bu cinayetle-
ri kimse üstlenmemişti. Ağar
bu cinayetleri nasıl sahiplene-
bilir? Türkiye'nin bir hukuk
devleti olduğu söyleniyor. Ay-
nı hukuk devletinde, o ülkede
içişlen ve Adalet bakanlığı yap-
mış bir kimse, yurttaşlannın
sokaktan kaçırılıp öldürülme-
sine sahip çıkıyor. Bunu da
mertlik ve vatanseverlik,
PKK'yle mücadele adı altında
savunabiliyor.
Siz sokaktan adam kaçırıp
öldüreceksiniz, istediğiniz ye-
re götürüp günlerce işkence
edeceksiniz, sonra da, "vatan,
millet, Sakarya" nutuklarıyla
durumu geçiştirmeye çalışa-
caksınız. Mehmet Ağar'ın dün,
Sabah'taki demeci açık birsuç
kabulü niteliğinde. Söyledikle-
ri, neler yaptığını tartışmaya
yer vermeyecek ölçüde aydın-
latıyor. Bu sözleri bile dokunul-
mazlığının kaldırılması için ye-
terli.
•••
Çiller istedi diye, biz bu ger-
çekleri söylemekten, cinayet-
lerin üzerine yürümekten vaz
mı geçeceğiz? Onlar istiyor di-
ye. Türkiye bir kan ve ö\üm ül-
kesi olarak kalmaya devam mı
edecek? Kimin ne kadar ka-
nunsuz eylemi ve karan varsa
halkın önünde bunlar birer bi-
rer açığa çıkma/ı. Şimdiye ka-
dar halktan gizlenen gerçekler
aydınlığa kavuşmalı. Bugüne
kadar, gerçekleri halktan gizle-
menin ne yararını gördük? iş-
te Türkiye'nin hali.
CÜMARTESİ
ATAOL BEHRAMOĞLU
Kimliğim: İnsan
Tevfîk Fikret bir şiirinde şöyle diyordu: "Mille-
tim nev-ibeşerdir, vatanım rûy-izemin." Bugünün
Türkçesiyle: "Milletim insan türüdür, vatanım yer-
yüzü." Fikret bugün yaşıyor olsa ve kendisine gü-
nümüzün moda deyimiyle kimliği sorulsa, sanıyo-
rum şöyle derdi: Kimliğim, insan.
Günümüzde. kimliğini tanımlarken insan olduğu-
nu, başkaca da bir şey olmadığrnı söyleyebilecek
kaç kişi var? Dinsel, ulusal, siyasal ideolojilerin. sa-
yısız kişisel inanç. kanı, önyargı, alışkanlık ve ko-
şullanmışlıkların kuşatması altındaki insanın öz-
benliğine ilişkin bilincinde, insan oluşu acaba ka-
çıncı sırada yeralmakta? Yaşanılan bunca kötülü-
ğün, acının, şiddetin bir nedeni de sözcüğün en ya-
lın ve çırılçıplak anlamıyla, her şeyden önce ve her
şeyden çok insan olduğumuzu unutmuş olmamız
değil midir?
• • •
Üçyüzyıldıregemenliğinisürdürenkapitalistsis-
tem, insanı üreten ve tüketen bir makineden fark-
sız kıldı. Üretmenin, daha çok üretmenin biricik he-
defi, tüketmek, daha çok tüketmektir. Pazar eko-
nomisinde meta olamayacak hiçbir değer söz ko-
nusu değildir. Fiyatı bulunduğunda, arz ve talep
yasalarınca, her şey alım satım konusu olabilir. in-
san teki. küreselleşme aşamasındaki dizginsiz ve
sınırsız pıyasa ekonomisinin binbir koldan ve bin-
biryoldan saldınsı karşısında ya tüketim toplumu-
nun nesnesı ve maskarası olmakta, ya insanlık onu-
runun kırıldığını. özgüveninin sarsıldığını duyumsa-
yarak bir kurtuluş yolu aramaktadır. Dinler, çeşitli
toplumsal-siyasal-kültürel öğretiler, inançlar, ide-
olojiler tam böyle bir noktada etkilerini duyuruyor.
• • •
Dinsel öğretılerin sadece ülkemizdedeğil, birçok
başka ülkede (ve bu arada sosyalist sistemlerin
çöktüğü ülkelerle gelışmış Batı ülkelerinde) yeni bir
canlılık kazanmış olması, bir rastlantı ya da sade-
ce emperyalizmin oyunu değil. Ulusçu ideolojilerin
canlanmış olmasmın da (kışkırtmaların yanı sıra)
benzer nedenleri var. Bütün bu olguların kaynak-
larına inme çabası, bizi büyük olasılıkla. günümü-
zün yoksul ya da zengin, Batılı ya da Doğulu, tüm
ülkelerinde yaşayan, özetle çağdaş insanın kimlik
yitimi olgusuna götürecektir. insan, kimliğini yitir-
di. Onu anyor. Tüketim toplumunun "nimetlehn-
den en çok yararlananlar bile, bunlardan yararlan-
manın insan olmaya yetmediğini giderek daha çok,
daha güçlü biçimde duyumsuyor... Sapkınlıklar,
şiddet, yozlaşma, cinnet, bütün toplumları sarsı-
yor...
• • •
Kişisel ve toplumsal yaşamı bütünüyle yönlen-
dirme iddiasından vazgeçebildiği, sadece birtöre.
bir ahlak öğretisi olarak kalmaya razı olabildiği öl-
çüde dinsel öğretilerin; şoven, ırkçı sapkınlıklara
düşmediği, ortak bir tarih bilinci, ortak bir şimdiki
zaman ve gelecek duygusu uyandırabildiği ölçüde
ujusalcı ideolojilerin (yurtseverlik duygusunun) kim-
liğini yitiren insana (tüketim toplumunun nesnesi ve
metaı olmaktan daha soylu) varoluş gerekçeleri ka
j
zandırabileceği söylenebilir. Buna karşılık, belki
mutlak ve değişmez olarak değil, fakat en gerçek,
en geniş, en derin, en kapsamlı anlamıyla insan ol-
ma bilincine ise ancak ve sadece, insan teklerini
ve toplumları ayrı ayrı ve karşılıklı ilişkileriyle irde-
leyen bilimsel-toplumcu anlayışla ulaşılabileceği
kuşkusuzdur...
• • •
Yazıyı, "Milletim insan türüdür, vatanımyeryüzü"
diyebilen şairin "Gökten Yere" adlı büyük birşiirin-
den, çok güçlü dizelerle bitirmek istiyorum: "...Ey
hayat I Ey rûh-i kâinat I Takdis edin: beşer I Tak-
dîse müstehaktır; odur rabb-ı hayr ü şer, I Rabb-ı
mümkinat!" Bugünün Türkçesiyle: "...Ey hayat I
Ey ruhu evrenin I Kutsayın, insan I Kutsanmayı
hak etmiştir; İyiliğin ve kötülüğün tanrısı odur I Ve
bütün olabilirliklerin!"
Cöktepe davası 6 şubatta
Adalet, 1 yıl 28
gündür 'tecelli
etmiyor'
Haber Merkezi - "Gü-
venlik"gerekçesiyle İstan-
bul'dan Aydın'a. Aydın'dan
da Afyon'a gönderilen
Göktepe davasının ikinci
duruşması Metin Gökte-
pe'nin öldürülüşünden tam
1 yıl 28 gün sonra yapıla-
bilecek. Dava dosyasımn
kasım ayı sonunda Af-
yon'a ulaştığına dikkat çe-
kilirken mahkemenin 2 ay
sonra 6 Şubat 1997 tarihi-
ne gün vermesi eleştirildi.
Davaya bakacak olan Af-
yon Ağır Ceza Mahkeme-
si'nin yargıcı Kamil Şerif
ve son atamalar sırasında
Diyarbakır DGM'den Af-
yon Cumhuriyet Başsavcı-
lığı'na atanmıs. bulunan
Halis Küçüksubaşı. çeşitli
gerekçelerie gazetecilerin
telefonlarına çıkmazken
mahkeme kalemi yetkilile-
ri. "Duruşmagüvenliğiaçı-
sından salon temininde
güçlük çekildiği ve tamam-
lanması gereken bazı belge-
ler beklendiği" için şubat
ayına gün v erildiğini söyle-
di ler.
Evrensel gazetesi muha-
biri Metin Göktepe'nin bir
haber izlerken gözaltına
alınıp öldürülmesinin üze-
rinden tam 11 ay 6 gün geç-
ti. Ama onu öldüren polis-
lerin de aralannda bulun-
duğu 48 polısin yargılan-
ması için açılan davada he-
nüzbırilerleme kaydcdile-
medi.
Göktepe'nin öldürülü-
şünden 284 gün sonra "sa-
nıksız" olarak Aydm'da
başlayan dava, Aydın Baş-
savcılığı ile Aydın Valili-
ği'nin istemi üzenne Da-
nıştay kararıyla Afyon'â
nakledilmişti.
İlk duruşması, yaşanan
izdiham nedeniyle Aydın
Atatürk Kapalı Spor Salo-
nu'da yapılan 'seyyah'
Göktepe davasının ikincî
duruşması ise 6 Şubat 1997
günü saat 14.30'da Afyon
Kapalı Spor Salonu'nda
gerçekleştirilecek. '
RP'ye yakın başkan
Davaya. son atamalarla
Keşan'dan gelen ve RP'ye
yakınlığıylatanınan Kamil
Şerif'in başkanlığındaki
heyet bakacak. Heyette ay-
nca üye yargıç Ibrahiın
Demirtaş'ın yer alacağıi
ikinci üyenin ise henüzbe-
lirlenmediği öğrenildi. :
Göktepe davasında. em-
niyet amiri Seydi Battaj
Köse ile polis memurlarj
Şuayip Mutluyer,Saffet Hı-
zarcı, Fedai Korkmaz, Mu-
rat Polat, Burhan Koç, İJ1
han Sanoğulu,Seiçuk Bav-
raktaroğlu, Metin Kuşar,
Tuncay Uzun v e Fikret Kaj
yacan TCY'nin 452'1 ve
463. maddeieri uyannca
"kastı aşma suretivle adam
öldürme-faili belli olmaya-
cak şekilde adam öldürme"
suçlarından 15 yıla kadar
ağır hapis cezası istemiyle
yargılanıyor.