23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
L-14ARAUK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARA kulisiIŞIK KANSU 'Söylev Yılı' çalışmaları D il Derneği, Atatürk'ün Söylev'i oku/uşunt n 70. yılı nedeniyle 1997'nin "Söylev Yılı" olarak kutlanması i(e ilgli çalışmalan sürdürüyor. Dil Dsrnegi Genel Eaşkanı Prof. Dr Şerafettin Turan, çağdaşlıktan, lail. Cumhuriyetten yana olan kişi vekuruluşları, ükemizin eğitim je ekin siyasasını belirleyen tüm kurumlan ve kitle iletişim araçlarını bu önemli ve tarihsel görevi birfikte yapmaya bir kez daha çağırar açıklama yaptı. Turan, Dil Derned olarak 1997'de gerçekleşmesi oîası etkinlikleri şöyle sıraladı: - Söylev in herkesin okuyup anlayabileceği yalınlaştınlmış tek ciltlik bir metni yayımlanmalıdır. Dil Derneği, böyle bir metin için çalışmalara başlamıştır. - Söylev, bütün ortaöğretim kurumlannda yardımcı kitap olarak kabul edilmeli; üniversiteler ve yüksekokullarda ise kaynak kitap olarak okutulması sağlanmalıdır. - Kitle iletişim araçlannda, özellikle radyo ve televizyon kanallannda Söylev saati ya da sütunu açılarak metin halka sunulmalıdır. - 1970'li yıllarda Prof. Dr. Özdemir Nutku'nun yaptığı gibi Söylev oyunlaştınlarak sahnelenmelidir. - Konuyla ifgili çeşitli yayınlar yapılmalı, dergilerde özel sayılar çıkanlmalıdır. Çağdaş Türk Dili dergimizin Ekim 1977 sayısı Söylev'e aynlacaktır. -15-20 Ekim 1997 günleri içinde Söylev'in her yönüyle değerlendirileceği bir bilimsel toplantı yapılmalıdır. Dil Derneği, bu düzenlemeyi üstlenmektedir. Turan, gelecek diğer öneriler konusunda önümüzdeki ocak ayı başında bir eşgüdüm toplantısı yapılabileceğini söylüyor. llgilenenlere Dil Derneği'nin telefon numarasını ve adresini anımsatalım: "KonurSok. 30/1 06640 Kızılay / ANKARA - Tel: (312)- 425 83 60." Serçe konağı M ithatpaşa Caddesi, Kocatepe de aldı mı hızı, dosdoğruSıhhiye'de Hitit Güneşi'ne yakalanır. Yazın, Abdi Ipekçı Parkı'nın havuzunda, Çinçin'in, Solfasol'ün bebeleri, 100 metre kurbağalarrıa yanşları düzenler. onca kaiabalığın arasında ilk boğulma denernelerini yaparlar. Az ötede, SSK Genel Müdürlüğü binası yükselir, errekli aylığı bağlatmak ıçin oflaya puflaya merdivenleri tırmanılan. Mithatpaşa Postanesi'nin "kıyak asker" resımli kart satıcılan, hemen arkalarında, Sakarya Caddesi'nden yükselen balıkçı bağırışlannın, mısır ununa bulanmış midye tava, hiç kekik katılmamış köfte kokularının ayırdındadırlar. Sonra? Ninniye gerek bıraktırmayan bebek arabası, vitrininden elma turtası eksik olmayan pastacı dükkânlarının, illa da şıngırtılı kapılı eczanelerin, üçgen vücudunu haniyse dışanya patlatacak darlıkta gömlek giyenlerin girip çıktığı vücut geliştirme merkezınin önünden geçersiniz. Meşrutiyet Caddesı'nı 96'lann oraya bağlayan eşek anırtan yokuşu ileride kalır, bilirsinız. Bir gayret karşıya geçtiniz mi, orada bir çınar vardır. Hah, tam orada durun. Başınızı dallara doğru kaldırın. Bekleyin. Yumuk yumuk serçeler, naftalin kokulu paltonuza uğurlarını konduracaklardır. Serçe konağı çınarın kapı komşusu Dr. Celal Kılıç, durumdan çok hoşnut. Bu ürkek ve telaşlı konukları, her yıl kasım ayının 25'inden sonra geliyor, aralık ayının ortalarına doğru yitip gidiyorlarmış. Göçlerine az bir zaman kaldı ya, Celal Kılıç yine tutsak kentliliğin tekdüzeliğine alışmaya çalışıyor. Kahvede kıtlama şeker F lash TV'de, pazar günleri "Pazar Kahvesi"ne, hafta içi de her sabah 07.30-09.00 arası "Sabah Kahvesi"ne gözünüz takılıyor mu? Sütoğlan Turgay Yıldız ile komutan Bahadır Tokmak'ı izliyor musunuz? Bir deneyin, bu programlarda kendinizi bulacaksınız. Sıcak, halktan yana, içimizden söyleşilere kapılacaksınız. Sütoğlan, üniversite mezunu, ama işsiz, olayları öğrenci gözüyle değerlendiren, zaman zaman aydın sözcülüğünü yapan bir kişilik çiziyor. Komutan da askerden ekonomik gerekçelerle ayrılmış, yalnızca vergi verdiği zaman anımsanan bir vatandaş. Turgay Yıldız, program ilkelerini şöyle özetliyor: "Anayasaya saygılıyız. Atatürkçülükten yanayız. Bu ülkenin bölünmesinden yana değiliz ve her görüşe şaygı duyuyoruz. Özgürleşmeyi savunuyoruz. Insanlann dünya görüşleri ne olursa olsun, birlikte yaşamanın koşullannı bulmak zorunda olduklanna inanıyoruz." Yıldız ve Tokmak, kendilerini "Nasrettin Hoca'nın torunlan" olarak tanımlıyorlar. Pazar ve sabah kahvelerinde kıtlama ile çay içıp eşeğe ters binmeye ne dersiniz? Batıkentli minik gazeteciler K ent-Koop'un "Batıkent gazetesi" var. 35 bin tane basılıyor ve tüm Batıkentlilere ücretsiz dağıtılıyor. Batıkent gazetesi, şimdi yeni bir atılım başlatıyor. Ne mi? Söz, gazetenin Yazıişleri Müdürü Irfan Çardaklı'nın: "Öğrencilerde gazetecilik sevgisini oluşturma, Batıkent gazetesine gönüllü amatör muhabir yetiştirme, gazeteyi birlikte hazırlayarak birlikte dağıtımı yapma ve öğrencilerin sosyal- kültürel gelişimlerine katkıda bulunmaya yönelik olarak Batıkent'teki ilköğretim okulları ve liselerde okul yönetimleri ile yapılan işbirliği sonucu yüze yakın kompozisyonu güçlü, okumaya meraklı öğrenci belirienerek özel Türkçe dersleri, yazma teknikferi, halkla ilişkiler ve gazetecilik alanlarında seminerler başlabldı." Batıkent Aydoğan Çarşısı'ndaki Kent-Koop Kültür Merl<ezi'ndeki ilk seminerleri, Ankara İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Muharrem Varol ile Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Kocaman vermiş. Gazeteciler, sıkı durun! Batıkentli minik gazeteciler kollan sıvadı, onagöre... Geçmiş olsun Türker Y üksek fırından çıkan demirden lava Filyos Çayı'nın suyunu vurdunuz mu, Karabük'ü öylesıne ak bir duman sarar ki, bulutlar kuyruğundan tutulup yere indirilmiş şanırsınız.Karabük halkı, Özçelik-lş Sendıkası Genel Başkanı Metin Türker'i tıpkı bu ak duman kadar temız, dürüst tanır. Hafif esıntilerle kolay kolay oradan oraya savrulmayan bu duman kadar da dirençli bılir. Karabük Demir-Çelık Fabnkası'nın genış haddehane meydanından gıdip gelen lokomotiflere, çevhere sevdalı demir anası Ülkü'ye, Zeynep'e, Fatma'ya, canavar ağızlı çelıkhane fınnlanna sorun, aynı tanıklığı yapacaktır. Duyduk kı, Türker rahatsızmış. Insansever, yaşam ile banşık ışçi lideri Metin Türker, nasıl çetın sorunların üstesinden geldiyse, bu zorluğu da yenecektir. Yürekten inanıyoruz. Bugün S oğuk, çatık kaşlı günlerden geçiyoruz. Bir okurumuz, bugünü betımlesin diye sevgilı Şükran Kurdakul'un "Osmanlı" adlı şiirıni göndermış. Duyguları birlikte paylaşalım: Sokakta korku egemen / Çarşıda altın para / Bir kuruş düşse kesemden / Ekmek götürsem çocuklara Sabahtı evden çıktım / Kahveyi basmış seninkiler / Ürkerek kendi gölgemden / Düştüm arka sokaklara Akşam oldu döndüm n'açar / Polis muhtar hanemdeydi / Ha Hürriyetten önceydi / Ha Hürriyetten sonra. Endeğer yazıyor Küreselleşen dün- j yanın bana verdiği misyon doğrultu- sunda, Cumhuri- yet'te yazmaya baş- ladım. Amacım, at göz- lüklü solcuları uyarıp Yeni Dünya'nın yapısını ve nimetlerini onlara aktar- maktı. Bu gazeteyi ele geçirmiş olan büyük dinozorlara karşı mücadeleye daha yeni başlamışken bir de yavru di- nozor çıktı şimdi! Hem de hiç gereği yokken! Zaten geçen pazar günü, gazetenin tepesinde "Dinozor'un ayak sesleri" yazan duyuruyu görünce "Eyvah" de- dim, "sanki bu gazetedeki dinozor sa- yısı azmışgibi, kadroya yeni yeni dino- zoriar dahil oluyort" Neymiş efendim, mizah ekiymiş. A- man ne komik! Toplamışlar avarelik Bir de Dinozor Çıktı Başımıza! yapmaktan başka bir şey bilmeyen, etliye de sütlüye de karışmayı meslek edinmiş bir güruhu, on iki sayfalık ezi- yet çıkarmışlar. Okumayım diyordum, fakat dayanamadım, ne olup bitiyor, anlayayım diye baştan sona okudum. Olmaz böyle şey! Komedyensen, komikliğini yap be adam! Mizahçı de- diğin muzip olur, fırlamalık icra eder. Öyle büyümüş de küçülmüş gibi her şeye burnunu sokmaz. Dinozorluğun yere batasıca değerlerini savunmaz. Şunların cephe a/dığı kişi, kuruluş ve kavramlara bakınız: Yükselen değerier, Yeni Dünya Düzeni, sevgili Amerika, kapitalizm, emperyalizm, şanlı devlet, gerek hard, gerek light şeriatçı dostla- rım, Tansu Çiller, medyanın güzide ve dev ve ilk fırsatta geri dönmeyi umdu- ğum kuruluşları, Necmettin Erbakan, kahraman polisierimiz, daha da kahra- man ülkücü şahsiyetler, Alparslan Türkeş, Mehmet Ağar, Şevket Ka- zan, Fethullah Hocaefendi, milli, ma- neviyatçı, liberal partilerimiz, modern- ler, Yeni Türkler, Serdar Turgut, Tan- ju Çolak ve hatta Hülya Avşar! Dinozor olayını sonra iyice anlıyo- rum ki, benim bu atmosferde hareket alanım giderek daralıyor. Ek vereceksen; kuşekâğıtlı, içinde güzel insanlann, pahalı eşyaların, seç- kin mekânlann tanıtıldığı, rengârenk bir ek ver kardeşim! Kurtul şu sakillikten! Sayın patronu birtanısam, aktaracağım bunlan, ama henüz nasip olmadı. HAYVANLAR ismtL GÜLCEÇ n KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl H A R B İ SEMtH POROY J, U I illl •L, GADDAR DAVUT MRIKURTCEBE BULUT BEBEK NVRAYçtFTçi i de fo bu kadzv } <{ hyy llkis'mî ~ birden iâare ~>j TARİHTE BUGUN MVMTAZARIKAN 14Arahk F/USr/IFf K/MD/RF. f*ff'C>e BU6ÜM, İUGİÜZ ASKEBİVE MÇZUEP SAVUNUOJSU SUt JCHM OU>CASTl£(oU>KE$C) İDAM EJ>İLER£K KK1LDL PRENS H&JRY İLE OOSTUJti. tOJ&AN OLOCASTIM, ONUH KİZMETİUOE ÇMJÇAMŞ, SAZt SAVAÇLAM t£AnLtAlçn. AAJCAK, LOLLAISt» ADU S'K O/AjfHA/ZSKE7İ OeST L£C>(Ği /Çi/V HAPSe 6İRMİÇTİ. DAHA COAIBA Püı M YAROUUirttA K4ÇMlÇ,rtLLABCA "İASADIÇI YAÇA- MtŞTt. H-ft'TE, F*£N£îu TAHTA eeÇME&NifJ AHDIH- PAN, KÜALA HARŞl KCkAPLO BJRAAAKIA SUÇLAAJA- YAKAlAAJtoıŞ VE tOAM E&iMİÇTİ. ÛMUİ yAZA/Z M CHAKESPeARE, OUU Ç&ÇİTLJ OyUULAGlUOA ADIYLA tUJLMANAOK, İ3. yti2Yic SOUUN- DA ise, suiceppe ı/eaoı'niu son OP£ÜASI r FALSTAFt=n A KOAtu OLACAKTt•.fS') Hot: •Faicfaff", Fmlse -Sfmff,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear