29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yavın Koordinatörü: Hikmet Çetinka\a 0 Yazıişlen Müdürlerı Ibrahim Yddız, DinçTayanç. (Sorumlu) # Haber Merkezı Müduru: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Habcrler Şinasi Damşoğlu • Isnhbarat. Cengiz Yıldınm # Ekonomı Bülent Kızanlık # Kultür. Handan Şenköken # Şpo r : AMülkadir Vöcelman • MaJ^akler Sami Karaören 9 Düzeltnıe Abdullah V azıcı 0 Fotoeraf Erdoğan Köseoğlu • Bılaı-Belge Edibe fiıığra 0 Yurt Haberlen MehmetFaraç YmvıKurulu İlhanVk,uk' Orhan Erinç. Oktav Kurtböke. HikmetÇelinka>a,ŞiikranSoner, Ergun Balcı, Dinç Ta\anç. İbrahim Vıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>, Hakan Kara. AnlaraTemsılcısı Mustafa Balbay 0 Haber Muduru Doğan Akın Ataturk BuK an No' 125. Kar4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 I" hdtl, Faks. 4I9502" 7 0 fzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zı\a Bh 1352 S 2 3 Tel- 4411220. Faks 44İ9JJ7 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. İnonuCd 119 S No.l Kat:l.Tel 352255ü. Faks 35225^0 Müessese Mudurü: Erol Erkııt 9 Koordmatör Ahmet koruısan 9 Muhasebe Bülent ^ener 9 Idare Hüseyin Gürer 9 tşletme Önder Çelik 9 Bı!gı-İş!em. Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mürfl> et ÇUer MEDVA C: 0 Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran • Koordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudur YardımciM Mine Akdağ Tel 514 0~ 53 - 5139580-513 5460-61.Faks 5118466 V a\ımla\an ve Basan: Ytnı üun Haber \ıansı. Basın \e Va%ıncUık A Ş Turkocjûı Cad 3^41 Cafa'oglu 54334 l« PK 246 Istanbul fcl 10 212 ı 5 05 05(20 hatı Faks <0 212' fl • i? v5 6KASIMI996 fmsak: 5.0" Güneş: 6.34 Öğle: 11.55 fkindi: 14.36 Akşam: 17.02 Yatsı: 18.23 Dünyanın en seksiboksöpü • Çeviri Senisi - ABD'de vayımlanan "L'S" isımli dergi. bugüne dek dergide ver alan ünlülerin fotoğraflannı "Crazy Sexy Cool" adlı bir kitapta topladı. Kıtabın kapağında boksör kıvafetinde poz \eren seksı yıldız Drew Barrymore sayesinde kitabın satışi rekordüze\e ulaştı. Kitap, genellıkle büyük oteilenn lobilerinde ve çay salonlarında dığer magazin dergilerıyle birlikte "şöyle bir göz atılmasf" ıçin bulunduruluvor. Kadınlar konuşuyor • tstanbul Haber Servisi - TÜYAP Kıtap Fuan'nda stand açan Pazartesi gazetesi. kadın sorunlannı bir kez daha gündeme getirmeyi amaçlayan "Kadınlar Konuşuyor" kampanyası başlattı. Fuar süresince de\am edecek olan kampanvada. tüm kadınların oturabilecekleri ve sorunlanm. sıkıntılarını. yaşadıklannı anlatabilecekleri "Pazartesi Koltuğu" oluşturuldu. Çeşitli ünlü ısimlerın de konuk olacağı Pazartesi Koltuğu nda oturup konuşanlann \ ıdeova kaydedilen görüntüleri standda bulunan bir monıtör aracılığıvla ızlenebili>or. Eczacıbaşı Tıp Ödüliı • ANKARA (C umhurhet Bürosu)- 1996 Eczacıbaşı Tıp Teş\ ık Ödülü. Hacettepe Ünıversıtesi Onkoloji Enstitüsü Temel Onkoloji Anabilım Dalı'ndan Dr. Dicle Güç'e verıldi. Törende konuşan Eczacıbaşı Bilımse! Araştırma \e Ödül Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Emın Kansu, RP'nın TÜBÎTAK'ın özerk yapısını değıştırmeye vönelik girişimlerini ima ederek bu kuruluşlann korunmasını istedi. Atatüpk imzaları yakalarda • Haber Merkezi - Armada Otelı. ulusal kurtuluş zaferimızin önderi Atatürk'ün imzasını rozetle yakalara taşıdı. Armada Öteli'nden vapılan açıklamada, hem Cumhuriyet Bavramı'nı kutlama mesajı olarak hem de 58, ölüm yıldönümünde Atatürk'ü değışik bicimlerde anma amacıyla bu tür bir rozetin yapıl'dığı belirtildi. Rozette. Atatürk'ün imzası, bir dıkdörtgen çerçeve içine 925 karat gümüşe döktürüldü. Rozetin dizaynı ve üretımini ise U'rart firması gerçekleştirdi. SATEL'in hisseleri • TV Senisi - A Yapım Tele\ izvon Programcılık AŞ. SATEL'e ait hisselerini Cavit Çağlar'ın NTV'sine devrerti. Çağlar'ın sahibi olduğu Nergis HoMing tarafından kurulan NTV, 26 ekimden bu yana SATEL'in frekansından kendi logosuyla deneme yayınlannı sürdürüyor. RTÜK'e kablolu yayın ve ulusal çapta \ayın lisansı için başvuruda bulunan NTV. atv'den de rransferler gerçekleştirdi. Yeni kanahn sporyayınları yönetmeni Kenan Onuk oldu. Organ bağışı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başkent Üni\ersitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Bilgın. organ bağışı konusundaki soruna tek çözüm olan "kada\radan nakil" konusunda toplumda \erleşmiş yanlış inançlann düzeltilememesi nedeniyle aşama gösterilemediğini belirtti. Bilgin. Türkiye'de başta böbrek olmak üzere. karaciğer kalp \e kornea transplantasvonunun başanyla >apılabildiğini bildirdi. Öğrenciler demokratik üniversite ve parasız eğitim istemiyle bugün bütün yurtta eylem yapacak • • • • Universitelerde YOK protestosuHaber Merkezi - Üniversite genç- liği, bugün üniversite kampuslann- da\eme\danlarda YÖK'ün kurulu- şunu protesto edecek. Ankara Üni- versiteleri Öğrenci Koordinasyonu, Ankara Üniversitesi Cebeci Kampu- su'nda miting düzenlerken Istanbul Beyazıt Meydanı'nda tüm üniversi- telerin katılacağı eylem saat 14.00'te yapılacak. Istanbul'da polis. YÖK'e İcarşı eylem hazırlıgı yaptığı gerek- çesiyle dün 100'e yakın öğrencivi gözaltınaaldı. Bursa LJudağ L'nisersitesı'nde YÖK aleyhine bildiri okumak iste- yen bir grup, karşıt bir grup tarafın- dan engellenmek istendi. Gruplar arasında çıkan tanışmajandarmanın müdahalesıyle önlendı. "Vetkililer, her iki gruptan toplam 16 öğrencinin gözaltına alındığını söylediler. Istanbul Haber Servisi'nden Ber- tan Ağanoğlu'nun haberine göre, YÖK'ün kuruluş yıldönümü nedeniy- le dün Istanbul "da çok sayıda eylem gerçekleştirildı. TÜYAP 15. Kitap Fuan'na gelen bir grup öğrenci. fÜ'de önceki gün meydana gelen olaylan protesto etti. YÖK'ü protesto eden sloganlar atan öğrenciler güvenlik güçlennce salon dışına çıkanldılar. lÜ Ca Pa Tıp Fakültesi ile Yıldız Tek- nık Üntversitesi'nde de forum dü- Öğrencilerin İSteklerİ: • Ünivereiteler bilimsel ve demokratik bir yapıya kavuşmalı • Öğrenci-öğretim üyesi ve çalışanların örgütlenmesinin örıündeki engeller kaldınlmah • Universitelerde söz, karar, yetki aşamalan bu üç bileşene bırakılmalı • Eğitimde özelleştirmeye son venlerek herkese eşit ve parasız eğitim sağlanmalı. zenleyen öğrenciler YÖK'ün kaldı- rılmasını istediler. tstanbul Üniver- sitesi Öğrencılen Koordınasvonu'na bağlı öğrenciler dün kendilerinedes- tek veren bazı sanatçı \e aydmlarla birhkte ÖDP İl Merkezind'e düzen- lediklerı basın toplantısında. eğiti- min paralı hale getınlmesi. vakıf üni- versitelerinin bilgi toplumu adına yaygınlaşmasıyla herkese eşit v e pa- rasız eğitim hakkının vok savılmaya başlandığını belirttiler. Avukat Eş- ber Yağmurdereli ile sanatçı Orhan Aydın'ın da katıldığı açıklamaya. bir- çok yazar. sanatçı ve aydın ile sen- dikaİarda destek \erdi. Açıklamada öğrencilerin bazı is- tekleri şöyle sıralandı: -ÜiuHersitelertam anlamı> !a bilim- sel ve demokratik bir >apı\a ka\ uş- malı, - Universitelerde öğrenci. ögretim üyesı veçalışanlann her türlü örgüt- lenmesinin önündeki antidemokratik engeller kaldınlmah. - Cniversitelerde söz, karar, jetki aşamalan bu üç bileşene bırakılma- lı. - Eğitimde özelleştirme uygula- malanna son venlmeli herkese eşit ve parasız eğitim sağlanmalı. YÖK'ün kuruluş yıldönümü nede- niyle görüşlerini aldığımız Türkive Öğrenci Gençlik Derneklerı Fede- rasyonu'na (TÖDEF) bağlı Istanbul Yükseköğrenim Öğrencileri Derne- ği (tYÖ-DER) temsilcisı Cem Du- man. sorulanmızı vanıtladı. Duman. gençlerin ve öğrencilerin 12 Eylül sonrasında potansivel suçlu olarak görüldüğünü ve gençlik üzerinde *te- rör~estinldığını belinerek, demok- rat görüşleri nedeniyle çok sayıda öğretım üyesinın üniversitelerden atıldığını anımsatı. fstanbul Üniversite Öğrencileri Koordinasyonu adına sorulanmızı vanıtlavan öörenciler de bovkot ev- lemi için henüz gerekli koşulların oluşmadığını, bu nedenle de Koor- dinasyon'un 6 kasımda bovkot kara- n aimadığ'.nı belirttiler. "Sadecesol görüşlü öğrencilerin katılacağı bir bovkot, bo>kot sayümaz" dı>en öğ- renciler. bovkot eyleminınetkıli ola- bilmesi için bütün öğrenei ve öğre- tim üyelerinın eyleme katılması ça- ğınsında bulundular. Ankara'da miting Ankara Cniversiteleri Öğrenci Ko- ordinasyonu, YÖK'ün kuruluşunun 15. yıldönümünü protesto ermek için bugün Ankara Üniversitesi Cebeci Kampusu'nda saat I2.30'da miting düzenledi. Öğrenciler yayımladıkları bıldiri- de. "Arük tek başına \'ÖK'e ha\ir de- mryoruz. Bugün ünSersitev i istjyoruz. Çıkışında bilime özgür ortam sağla- mak için aJtematifliği temsil eden üni- versiteler şimdi özgür düşünceye ve onun eylemine zincir vurnıa işlevini yüklendi. Düşünce önce yasaklandı. arkasından pazarlandı. Özgür dü- şünce ve ögretim para-versiter' bir kurumda dolara endeksli satışa su- nuldu. Üniversiteler, pazaıiama çir- ketlerine dönüştü. Bizler tüketici, öğ- retim üyeleri ise pazaıia) an oldu" de- nıldı. MİLLİ EĞİTfM BAKANI MEHMET SAĞLAM 'YÖK üniversitelerin geleneğini etkilemedi' Geçen hafta içinde üni\ersitelerdeyaşanan şeriatçı, ülkücü saldınlan kınamak amacıyla çeşitli eylemler gerçekleştiren öğrenciler, bugün V ÖK'ü protesto etraek \e demokratik taleplerini duyurmak için İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde eylem yapacak. 15 YILDA TARİ1L4TCI K4DROL4gU4 ÖIVEMLİ BOYL TL4R4 UL4ŞTI Unîversite poKtfliası: Bir mühür, bir rektör ANK.AR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Eski YÖK Başka- nı, Milli Eğitim Bakanı \leh- metSaglam. Yüksek Öğretim Kurulu'ndan (YÖK) önce de üniversiteler arasında bir ko- ordinasyon kuruluna gerek- sinim olduğunu kaydederek YÖK'ün üniversitelerin ge- lenegini değiştırmediğini sa- vundu. Sağlam, YÖK'ün ba- zı yetkilerini üniversitelere devredebileceğini belirterek "Öğretim üyelerinin dernek- lere üye oiması ve kendileri- ne ayrılan ödeneği harcama yetkisi üniversitelereverilme- İidir-dedi. İhsan Doğramacıdan son- ra bir dönem YÖK Başkan- lığı yapan Milli Eğitim Ba- kanı Mehmet Sağlam. Cum- huriyet'e YÖK'ün artı ve ek- silerini değerlendirdi. Sağ- lam. bütün değişimlerde ol- duğu gibi Türk yüksekögre- timinin de bir kurumlaşma sürecinden geçtiğini kayde- derek üniversitelerin YÖK Yasası ile temel bazı değişik- liklere ugradıf ını. ancak 70 yillık üniversite geleneğini devam ettırdiğini söyledi. Sağlam. bütün degişim ya- salanna gösterilen tepkinin do^al olduğunu kav dederek YOK Yasası'nın eksilerin- den çok artılarının ağır bas- tıgını savundu. 'Ogretim üyeliğine düzen' Sağlam. 14 yılda vakıfla- nn kurduklanyla birlikte üni- versıte sayısının 61 'e. öğren- ci sayısmın da I milyon 300 bine yükseldiğini vurgulaya- rak şu görüşleri dile getir- di: **tniversiteler ülkegeneİi- neyaviJmava başlamışür. Öğ- retim üvesi vetiştirilmesinde \e (alıştırılmasında daha olurnlu yaklaşım benimsen- miştir. Ben dışandu doktora yapüm. 1972 vılında Türki- \e'ye döndüm. ,\BD. \aptiğı- nı/ doktoradan sonra sizi öğ- retim üvesiolarakkabul eder, ünnersitede ders verdirirler. • YÖK'ün artılanmn. eksilerinden fazla olduğunu savunan eski YÖK Basjkanı Sağlam. "Öğretim üyeleri derneklere üye olabilmeli ve kendilerine aynlan ödeneği harcama yetkisi üniversitelere verilmelidir" dedi. Türkiye'vedöndiikten sonra "Buyur asıstanlık sınavına gir derlerdi. HaJbuki, Y ÖK Yasası ile yurtdışından gelen öğretim üvelerinin doğnıdan yardımcı doçentolarakatan- ması şağianmıştır." YÖK'ten önce de üniver- siteler arasında bir koordi- nasyon gereksinimi olduğu- na dikkat çeken Sağlam, bu nedenle 1973 vılında "Yük- seköğretim Koordinasvon Ku- rulu"nun oluşturulduğunu belıntı. YÖK Yasasfnınek- silerinin de bulunduğunu an- latan Sağlam. ilk kurulduğu yıllarda YÖK'e bilimsel özerklikle hic bagdaşmayan yetkilerin verildiğini kaydet- ti. Öğretim üyesinin birder- nege üyeolmasının rektörün izninden çıkanlması gerekti- ğinı vurgulayan Sağlam. üni- versitelere kaynak yaratma ve bu kaynagı kendi belirle- melerine göre harcama yet- kisi verilmesi gerektigini sa- VTjndu. e-posta : tan «; vol. com. tr SÖYLEŞİ ATTILAILHAN EMİNE KAPLA.N ANKARA- Üniversite gençliği ve ögretim üyeleri tarafından. merkezi- yetçi ve antidemokratik vapısı nede- niyle "derebeylik sistemi" olarak ni- telendirilen Yükseköğretim Kurulu (YÖK). bugün 15. yaşına girdi. Özerk ve demokratik üniversite istemleri. fa- külte işgalıne kadar varan eylemler ve hükümetlerin kaldınlacağı yönünde- ki vaatlenne karşın varlığını koruyan YÖKle birlikte. "tabela üniversitesi, paralı eğitim ve özel üniversite" kav- ramları vükseköğretim literatürüne girdi. Üniversite sayısı altvapı ve öğ- retim üyesi yeterliliğine bakılmaksı- zın 27'den 56">a çıkanlırken. vakıf üniversitelerinin kurulmasıyla devlet üniversiteleri. kısıtlanan ödenekleriy- le "üvey evlat" konumuna getirildi. YÖK sistemi. "öğrenci- lere Ataturk inkılapları ve ilkeleri doğmltusunda Ata- turk milliyetçiliğine bağlı hizmet bilincinin kazandı- rılnıasu vükseköğretim ku- rumlannın özelükleri, egJ- tim-öğretim dallan Ueamaç- lan gözetilerek eğJtim-öğre- timde birlik sağlanması, yökseköğretimdeimkân vc fırsat eşitliğini sağlayacak önlemlerin alınması" gibi amaçlarla 12 Eylül darbesinin hemen ardından 6 Kasım 1981 tarihinde 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası ile yüriirlüğe girdi. YÖK'le birlikte üniversiteler ve öğretim elemanlan merkeziv etçi birya- pı içine hapsedilirken. yaklaşık 1500 öğretim üyesinin eörevine son veril- di. ^abeia üniversiteleri' İ5 yıllık süreç ıçerisinde 27 olan üniversite sayısı "ülkegenelineyaygm- laştırılmaamacı" ile "eğitim kaütesi" endişesi güdülmeden 56'ya çıkanldı. "Bir rektör bir mühür" sloganıyla birçok ılde "tabela üniversiteleri" de- yimiyle nitelendirilen üniversiteler ku- ruldu. Yeni kurulan üniversiteler. hü- kümetlerin eğitıme avnlan ödenekle- ri giderek azaltması ve öğretim üyesi yetiştirilmesinde izlenen yanlış poli- tikalarnedeniyle ilkokul ve geçici bi- naiarda eğitim v ermek zorunda kaldı. Vakıf üniversiteleri devrede YÖK'ün kurulmasıyla birlikte yük- seköğretimde \akif üniversiteleri dö- nemi başladı. İlk aşamada Bilkent. Koç v e Başkent üniv ersiteleri kurulur- ken. ardından Yeditepe. Bilgi. Fatih. Sabancı ve Işık vakıf üniversiteleri devrevegirdi. Devlet. "Özelüniversi- teler devletin yükünü hafıfletiyor"ge- rekçesivle vakıf üniversitelerini des- tek yağmuruna tutarken. dev let üniv er- siteleri "üvey evlat" anlayışıvla ikin- ci plana itildi. Vakıf üniv ersitelerine en deöerli arsalan tahsis eden ve ui- • YÖK, kuruluşundan itibaren üniversiteleri merkeziyetci bir yapı içine hapsederken, altyapi ve öğretim üyesi durumuna bakılmaksızın üniversite sayısını 27'den 56'ya çıkararak yükseköğretim literatürüne "tabela üniversitesi" deyimini kazandırdı. Paralı eğitim söylemleri YÖK'le birlikte gündeme gelirken, öğrencilerden harç alınması uygulaması ve vakıf üniversiteleri devreye sokuldu. derlerinin >üzde 50'sine kadar öde- nek ayıran de\ let, geçen y ıl bu üniver- sitelere 1 trilyon 157 milyar liraöde- nek v erdi. 27 devlet üniv ersitesine v e- rilen ödenek. vakıf üniversitelerine sağlanan 1 trilyon 157 milyar liralık tutann altında kaldı. YÖK, vakıf üniversitelerinin yanı- sıra yükseköğretimde "paralı eğitim "i de gündeme getirdi. Üniversite öğ- rencilerinden "sağlık, spor ve beslen- me giderleri karşılanması" gerekçesiy- le "katkı pavı" adı altında harç alın- maya başlandı. tlk aşamada çok kü- çük miktarlarda alınan katkı payı, za- manla yüksek oranlara çıkanldı. Kat- kı payı oranı son 5 y ılda y üzde 1 den yüzde 5.7'ye çıkanldı. Harçlardakı artışa karşı "parasızeğitinı'' hakkı için sokağa dökülen ve birdizi eylem ger- çekleştiren üniversite gençliği. yetki- lilerinin "Katkı payı çok az, asıl amaç harçlar değil siyaset yapmaktır'" suç- lamalarına hedef oldu. Üniversiteler son 15 yıllık süreçte, özellikle taşra üniv ersitelerinde "tari- katçı vegerici kadn>laşma>a~ sahne ol- du. Bazı universitelerde öğrencilerin kara çarşafi andıran giysilerle dersle- regirmesineizin verild'i YÖK.yıllar- ca şeriatçı eğitim verdiği bilinen ve li- se mezunu bile olmayan Türk öğren- cilerini mezun ederek Türkiye'deki üniversitelere \atay geçiş vaptıran Mı- sır El-Ezher Ûniversitesi'nin denkli- ğini tanıdı. Bu üniversiteyle ilgili ha- berlerin basında yer alması üzerine denklik işlemlerine son veren YÖK, bu kez de Mısır El-Ezher Üniversite- si öğrencilerine Türkiye'deki universitelerde lisanstamam- lama hakkı tanıdı. Üni\ ersitelerdeki gerici ya- pılanma diğer v üzünü, devlet tarafından yurtdışına gönde- rilen burslu öğrencilerde gös- terdi. Burslu öğrencilerden bazılan, yurtdışında Ataturk ve laiklik karşıtı propaganda yapmak ve şeriatçı örgütlen- meler içinde olmakla suçlan- dı. Ataturk Amerika Cemi- yeti'nin YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'nagönderdıği vazıda. "Ba- zı burslu öğrencilerin Internet joluy- la Atatürk'e 'Atadönme, Yahudi kö- peği ve fahişe çocuğu' gibi hakaret- lerde bulunduğu, cuma günlerini tatil ilan ettiği, sarıkia dolaştığı. doktora tezlerinde "Atatürk ilke ve devrimle- rininvanlışlığını.Türktoplumunakay- bettirdiklen' iddialannı işlediği" bıî- gilerine yer verildi. Sayıştay raporu da. yurtdışına gön- derilen öğrencilerin denetlenmediği ve izlenmediği gerçeğini ortaya koy- du. Sayıştay raporuna göre, 1987-1994 yıllan arasında yurtdışına gönderilen 2 bin 686 öğrenciden 458'inin eğitim gördükleri faküiteler. 256'sının da han- gi fakülte adına gönderildikleri belir- lenemedi. 'Yurttaş' Yerine, Tüketici' Yetiştiraıek!.. Nryazi Berkes'i hep, dudaklarındaki belli belir- siz tebessüm, gözlük camlarındaki pınltılarla hatırlıyorum. Kanada'dan Ankara'ya geldikçe, o tarihte çalıştığım yayınevine uğrardı. Onu, 'Yurt ve Dünya'daki yazıları, 'Solcu Profesörler' davası bo- yunca izlemiş; 6O'lı yıllardan itibaren her yayınladı- ğı eseri, dikkatle okumuştum. 'Hangi Batı'yı gön- derdiğim zaman, yüreklendirici bir mektup yazmış- tı. Oturur, (yaldızlı bardaklardaki demli çay, camla- nn ardında Turnalıhilmi Caddesi'nin uğultusu), yakın tarihimizden bahsederdik: 'Aynanın Içinde- kiler' romanlarını oturtmak istediğim, sosyal ve ekonomik 'tabanı', onunla tartışmak istiyordum; engin ve yoğun, bilgi birikimden yararlanmak. En çok da Müdafaa-i Hukuk'un ıtıcı gücünü oluştu- ran temel ilkeleri, sonradan nasıl değerlendirdiği- miz konusunda! Bir keresinde. demiştim ki: "-... II. Dünya Sava- şı, sonra Soğuk Savaş, Müdafaa-i Hukuk'un gerçekleştirdiği laik, demokratik ve anti/em- peryalist cumhuriyeti, tahrip etmedi mi? Vitrin- deki Atatürk, ulusal demokratik Devrim'in ve an- ti/emperyalist halk kurtuluş savaşının lideri, Mustafa Kemal'e ne kadar benziyor? Cumhu- riyetin 'erken' döneminde, son derece önemli sayılan fikirler ve değerler, biri 'sıcak' öbürü 'soğuk' iki savaşla, ya geçersiz, ya da tehlike- li sayıfmaya başlamadı mı?" Niyazi Berkes, dudaklarında yine o belli belirsiz tebessüm, gözlük camlarında yine aynı pırıltılar, çayını yudumlaya yudumlaya beni dinlemiş: son- ra, düşüncelibirsesle:"-... busöylediklerin... "de- mişti, "... etraflıolarak tartışılmaya değerbirtez!". Ortaöğretim yıkılmıştır... Bence Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun, 'ecnebi' öğretimi yapan liselerle bir yandan, İmam/Ha- tip okullarının 'liseleştihlmesiyle' öbür yandan de- linmesi, Müdafaa-i Hukuk ideolojisindeki 'tahriba- tın' en çarpıcı ömeğidir: Günümüzün 'aydını', ne Osmanlı 'mL/newer/'dir, ne de Cumhuriyet aydı- nı; yeniden, daha farklı şartlar altında hortlatılmış Tanzimat 'ikiliği'nin seri halinde ürettiği: kimisi ya- rı levanten yarı komprador; kimisi yan ümmetçi ya- n mistik yapay bir 'f/p'tir ki, asıl yetiştirecegi yeni nesiller düşünülünce, insanı ürkütüyor. Bazılan sözde 'muhafazakâr', sözde 'milli vema- nevîdeğerlen' savunuyorlar; işin gerçeği o ki Mil- lî Eğitimi, 'millî' olmaktan çıkaran onlardır, yavaş yavaş din eksenine kaydırıyorlar. Bazılan 'liberal', sözde 'Batı'// değerleri' savunuyorlar; işin gerçeği o ki, eğitimi her geçen gün biraz daha kozmopolit bir eksene kaydıran onlardır. Niye uzağa gidelim? Edebiyat dersinde başansız öğrenciye, üst sınıfa de- vam hakkını bunlartanımadı mı? Ne demek bu? Ede- biyat, ulusal dil ve edeptir, bu ikisi ulusal kültürün ana harcıdır; sen Ingilizceden başansızı 'çakmış'sa- yar, edebiyattan başansıza sınıf geçirirsen, dilini ve edebiyatını kendi ellerinle boğmuş olmaz mısın? Ço- cuklarda Cumhuriyet'in aradığı yurt ve mrllet bi- lincini, ancak dil/edebiyat ve tarih bilgisi ve bi- Itnci yaratıyor; bunlarda 'kul' değil, 'birey', 'te- baa' değil 'yurttaş' olan, Cumhuriyet aydınını! 'Soğuk Savaş', en çok da o, ortaöğretimi yık- mıştır. Zararın neresinden dönülse, kâr; ortaöğre- timde ecnebi dille öğretime kesinlikle son ve- rilmeli. Imam/Hatip liselerine laik kimlikleri ge- ri verilmelidir; çünkü cumhuriyet'in 'erken' dö- nem 'müfredatının' usul usul önce 'sulandınlma- sı', gittikçe 'ortadan kaldınlması', yetiştirilen öğren- cilerin hem bilgi düzeyi ve kalitesini düşürmüş, hem de yurttaşlık vasıflannı hırpalamıştır. Yoksa arzuladıkları zaten bu muydu? Sistemin istemediği... Gâzi'nin 'bizzat' elden geçirdiği 'Medeni Bilgi- ler' kitabını gördünüz mü? Günümüzde. değ- me üniversite öğrencisinin kavrayamayacağı bir yoğunluktadır. Liselerdeokutulurdu. Bizim neslimiz, hangi disiplinleri okumadı ki? Sırasıyla edebiyat ve tarih, coğraya. felsefe, sosyoloji, psikoloji ve man- tık, hatta estetik ve astronomi! Bu kapsamlı 'müf- redat', öğretimin ciddiyeti. sınıf geçmenin zorluğu, yetiştirilecek 'yurttaş'm, ulusal demokratikdevrimin temel ilkelerini benimsemesini, onlarla adeta 'öz- deşleşerek' yetişmesini öngörüyordu. O yıllarda 'lise mezunu' bir genç, aldığ/ eğitimle hem yurt hem de dünya sorunlannı anlayabilecek. dahası tartışabilecek bir 'yurttaş tır. Oysa 'Soğuk Savaş'ın ('Sistem'in) en istemediği de bu! Ortaöğretim hanidir, sıradan 'tüketici' yetiş- tirmeye yönlendirilmiştir; hem de 'enayi tüketici'! Bir vakitler 'misyoner' okullarında olduğu gibi, 'yerli halka' Batı'lıya 'benzemek' için, Batı'lının 'değerlerini kabul etmek', 'onun ürettiği malları kullanmak' alışkanlığı aşılanıyor. Imam/Hatip liselerinde ise ümmet sentezinin kalıcı değer- leri tartışılacak yerde, cumhuriyet aleyhtan bir atmosferyaratılarak, kültürdeki 'biıiiği' bozacak öteki 'kutup' oluşturuluyor. Bilmez değilsinizya, 'Sistem'in, denetimi altında tutmak niyetinde ol- duğu öteki ülkeler için, öteden beri seçtiği ve kul- landığı metod aynıdır 'Böl ve yönet!' http:// www. vol. com. tr/ A ILHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear