14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3KASIM1996PAZAR. 8 PAZAR KONUKLARI Yeniyasa taslağı özellikle büyükşehirlerde Refah Partili monarşileryaratmayı amaçlıyor Belediyeler RParpalığı olacakYeni belediyeler yasa taslakları son birkaç yıldır dile getirilen yerelyönetim reformu havası içinde günde- me getiriliyor. Refornt ise demokratikleşme anlamında sivleniyor. Sizce bu taslaklar demokratikleşme getirecek mi? YILMAZ - Yerel yönetimlerle ilgili olarak hazırlanan bu yasa taslaklannın özellikle Refah Partili belediye başkanla- nnca dûzenlenmiş olduğu gerçeği herkes tarafından bilini- yor. Bu taslak. yanhş bir kanun olarak ortaya çıkan 3030 sayı- lı Büyükşehir Belediyeleri Yasası'nı daha da yanlışlarla be- zemekten başka bir şey ifade etmiyor. 3030 sayıh yasanın halkın lehıne düzeltilmesi gerekirken kişilerin ve s.iyasi liderlerin çıkarlanna uygun olarak düzel- tildiği. bu taslağın içinde apaçık bir biçimde görülüyor. Ha- cı'yla Bacı anlaşıp bunu TBMM'den geçirirlerse bu Türki- ye'nin verdigi çok kötü demokrasi sınavlanndan birisi ola- caktır. Daian 'ın yasası olarak bilinen 3030 sayılı yasa- da, belediye başkanlarının imarplanları üzerinde tadilen onay yetkisi var. Bu yetki çok da tartışılıyor. Yeni taslakta ise aynı yetki, kapsam ve içeriği genişletilerek yer alıyor. Sizce bu, kent üzerindeki keyfi tasarruflara yeşil ışık yak- mıyor mu? YILMAZ - Kesinlikle dogru söylüyorsunuz. Yeşil ışık yakmak bir tarafa. büyükşehir belediye başkanlan tam yet- kiyle donatılıyorlar. Esasen bu sorunun altında bana göre Türkiye'deki çarpık kentleşme de yatıyor. Ben sadece 3030 sayılı yasayı eleştirmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şehircilik anlayışını da eleştiriyo- rum. Bugüne kadarTürkiye'nin büyük şehirlerinin tamamın- da ortaya çıkan çarpık kentleşmenin tek sorumlusu devlet- tir. diyorum. mmmmm Seden? - YILMAZ - Sebebi şu: Büyükşehir belediyeleri kendi mücaviralanlan içinde plan yapma yetkisine sahiptirler. 150.000'lik planlar yaparlar. Her belediye başkanı beş yıllığına seçilir. l.'50.000'lik pla- nı yapmak en az üç yıl alır. Dört yıl içinde belediye meclis- lerinden geçerek onaylanır. Bu biter 1/25.000, MO.0OO, 1/5.000'lik planlan yapmak da ıki yıl alır. Böylece beş yıl biter. Bu beş yıl içinde büyükşehir belediye başkanı L'50.OO0'lik planını uygulamaya koyamaz. Bunu Dalan'ın döneminde gördük. Dalan, planı hazırladı, uygulamaya koyamadan git- ti. Sözen,Dalan'ın yaptığı planla- n begenmedi, yenilerini yaptırdı, ama uygulayamadı; o da gitti. Tay- yipErdoğanda Sözen'ınkileri be- genmedi. O da siyasi yandaşlannın felse- fesine uygun planlar hazırlattı; hâ- lâ uygulayamıyor. Çünkü öbür kü- çük ölçekli planlar yok. Bütün bunlartn yanında. müca- vir alanlann dışında kalan alanlar Bayındırlık ve Jskân Bakanlıgı ta- rafından planlanır. Bayındırlık ve Iskân Bakanlıgı'mn Ankara'dan elde ettiği şehircilik uzmanlan ve mühendisleri Jstanbul'da istihdam edilirler. Erzurumlu, Hataylı, Mersinli, Samsunlu, şehircilik uzmanı beş- on mühendis sınav kazanır, lstan- bul'a gelir, tstanbul'un planlannı yapmakla yükümlü tutulurlar, m^mmm İstunbuVun koşulları- nı hiç bilmeden, öyle mi? YILMAZ- Evet. Çünkü Bayın- dırlık ve Iskân Bakanlığı'nın gö- revli mühendisleridir. Koşulları hiç bilmeden Bayındırlık ve Jskan Bakanlığı'nın kendilerine verdiği yetkiye dayanarak mevzii imar planlan yaparlar. tasdiklerler. Bu da başka bir yanlıştır. Büyükşehir Belediyesi'nin planlan ayn, Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nın mücaviralan dışın- daki planlan ayn. Bir debeldebe- lediyeleri var. İstanbul il sınırlan içinde 150'ye yakın belde beledi- yesi bulunuyor. & LJJı *-J£ REFAHYOL hükümetinin "pariak icraatlanna" bir yenisi, hazırlanan belediyeler yasası taslaklarıyla eklendi. Refah Partili büyükşehir ve ilçe belediyelerinin çıkarlan göz önünde rutularak hazırlandığı göze sokulan parmak kadar açık olan bu taslaklar, özellikle büyük şehirlerde Refah Partili monarşiler yaratmayı amaçlıyor. İmar planlannı tadile, özel okul açmaya, belediye mücavir alanlan içinde gerek görülen belediyelerin büyükşehir belediyesine bağlanmasına hep büyükşehir belediye başkanı yetkili kılınıyor. Büyükşehir belediye başkanına "tek yetkili" olma gücünü verecek taslaktaki en çarpıcı maddelerden birisi de Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurullan'na büyükşehir belediye başkanlarınca üye atama hakkını öngören madde. İş bununla da bitmiyor. Belediye bütçelerinden yüzde bir kadar bir pay, sivil toplum kuruluşlanna değil de cami yaptırma derneklerine aktanlmak isteniyor. Böylelikle büyükşehir belediyelerinin Refah Partisi'nin arpalıklan haline getirilmeleri amaçlanıyor. Bu taslak metinleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri Derneği Kurucu Başkanı Fuat Yümaz ve Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay'la değerlendirdik. Gerek Yılmaz gerek Atay, bu taslağın buram buram Refah Partisi koktuğu ve partinin çıkarlan doğrultusunda hazırlandığında görüş birliği içindeydiler. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Her belde belediyesi kendi pla- nını özerk halde kendi yapar. Bun- iann pek çoğu îstanbul'la bütün- dür. Ama kendi planlarını kenii- leri yaparlar. Bugün taslağın için- de esas yer alması gereken unsur- lar bunlardır. İstanbul'u bir bütün olarak gör- mek lazımdır. Yeni yasa tasansın- da anlatıldığı gibi o bölge halkla- rını. büyükşehir belediyesinin gö- l revlendireceği bir memur degil. o bölge halkının oyuyla iş- başına gelmiş bir muhtar. meclis üyesi ya da seçilmiş bir ye- rel yönetici yönlendirmelidir. O yerel seçilmiş yönetici. böl- gesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndetemsil ermelidir. Bölgesiyle ilgili planlan büyükşehir belediyesinde uygula- maya koydurabilmelidir. Bölgesinin dert ve isteklerini akta- rabilmelidir. •••••• Belediyeler, aslında belediye meslislerinin varlı- ğından ötürii demokrasinin kaleleri olarak kabulediliyor- lar. Yeni taslakta ise belediye meclislerinin yetkileri daha da kısılarak özellikle büyükşehir belediye başkanlarına meclislerin üzerinde ve denetimsizyetkiler veriliyor. Aca- ba bu şekilde demokrasinin kaleleri monarşinin kaleleri- ne mi dönüştürülmek isteniyor? YILMAZ - Maalesef dönüştü bile. Ben 3030 sayılı yasa- yı monarşinin kalesi olarak görüyor iken bu yeni maddeler- le açık bir krallık dönemi yaşayacağız. Kral dedi oldu. kral demedi olmadı. gibi bir durum. Halkın ve seçilmiş yerel meclis üyelerinin hiçbir söz hakkı kalmıyor. Bu. Fürkıye'nin 2000'li yıllara gittigi şu günlerde utanç ve r ici birdurumdur. Bu ülke hepimizin. Bu ülkede bu tür ya- sa taslaklannı çıkarmak isteyenleri anlamakta güçlük çeki- yorum. Asltrf(l bunlan anlamak çok kolay ama anlamakta yine de güçlük çekiyorum. Çünkü kefenin cebi yok. Merak ediyorum. bu kadar para- yı nereye götürecekler? Bu milletin kendisine değil de ken- di siyasi yandaşlanna hizmeti esas alan düşünceyi anlamak- ta yine güçlük çekiyorum. Bu taslağın. yerel seçilmiş yöneticilerin hak ve ödevleri bildirgesini esas almamasına fevkalade karşıyım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti 1993'te Avrupa Yerel Yönetimler Bir- liği üyesi olarak yerel seçilmiş yöneticilerin hak ve ödevle- ri bildirgesini imzalamış bir ülke olarak bu yasa tasansını TBMM'den geçirmemelidir. FUAT YILMAZ / 949, Samsun doğıımlu. 13 yıldan bu yana İstanbul ve Bakırköy'de politikayla uğraşıyor. Bakırköy Belediye Meclisi 'nde ANAP'tan üye. Bakırköy Belediye Meclis Üyeleri Derneği nin başkanı. Samsunspor Kulü'bü Yönetim Kııruht üyesi ve istanbul temsilcisi. tstanbıd Belediye Meclis Üyeleri Derneği 'nin de kurucu başkanı. Avrupa'da Yerel Yönetimler Birliği üyesi tüm ülkelerin ha- zırlayıp uyguladığı yerel seçilmiş görevlilerin hak ve öde\- leri bildirgesini yeni taslağın içine derhal alıp uygulamaya koymak lazımdır. Aksi halde demokratikleşmeden söz et- mek. sivil toplum kuruluşlanna ağırlık vermekten söz etmek hayalcilik olur, insanlan aldatmak olur. Türk insanı buna la- yık degil. » ™ ^ Yeni taslakta belediyelere bağlı mahalle teşkilat- ları kurulması ve bu birimlerin başına da muhtar yerine belediye başkanının seçtiği kişilerin atanması öngörülü- yor. Sizce bu, belediye başkanına bağlı, kent ölçeğinde bir siyasal örgütlenme anlamma gelmiyor mu? I YILMAZ - Bütün partilerin mahalle örgütleri vardır. Tas- lağın içindeki bu maddenin siyasal bir partinin adayı olarak seçilmiş bir belediye başkanına bu yetkiyi vermesi halinde kendi siyasal yandaşını o mahallede yetkili kılacaktır. Böyle bir uygulama fevkalade yanlıştır. Bu, padişahlann bölgelere kadı tayin etmesine benzer. Bunun önüne derhal geçmek lazımdır. Isviçre küçük bir ülkedir. Yirmi altı kantonu vardır. Her kantonda yüzlerce belediye bulunur. Türkiye'nin 2000'li yıllara gittiği şu günlerde hâlâ kafa- tasçı bir yönetimin eseri olan bu taslağın TBMM'den geç- mesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Geçerse Hacı- Bacı ilişkisinin örneği olacaktır. Bü- tün bunlaryüzünden Türkiyem adı- na çok üzülüyorum. Kültür ve Tabiat Varlıkla- nnı Koruma Kurulları 'nda görev alacak üyelerin büyükşehir beledi- ye başkanının önerdiği kişiler ara- sından seçilmesibiçimindeki mad- de önerisi, tarih ve doğa değerleri üzerinde bilimsel kararlar yerine siyasal kararlar alınmasınayol aç- mayacak mı? YILMAZ- Bugüne kadaryapılan uygulamalarda Eski Eserleri Koru- ma Kanunu çerçevesi altında birçok bilim adamımız son 15 yıldır görev almakta. Taslakta yetkinin belediye başkanlarına devredilmesi her iki açıdan çapraşık bir durum ifade edi- yor. Daha önce üniversite öğretim üyeleri tarafından yönetilen bu ku- rulun yapısının değişmesi gerek. Daha öncedeyanlışlaroluyordu. işi sadece bilim olan insanların tarihi. doğayı koruyabilmeieri. kendi kon- septleri açısından mümkün değil. Olaya daha geniş açıdan bakmalan lazım. Bu bilim adamlannın yanına bir ikı tane büyükşehir belediye meclis üyesi -ki bunlar imar Komisyonu üyesi olmalıdır- ve Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı'nın şehircilik uz- manlarından birisinin de eklenmesi gerek ir. Size bazı olaylardan örnekler ve- reyim. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu karar alıyor. İmar ve Iskân Bakanlıgı şehircilik uz- manlannın. büyükşehir belediyesi imar komisyonunun bundan haberi olmu>or. İletişim eksikliği var. Tek taraflı yapılırsa uygulamada büyük aksaklıklar çıkıyor. i " " ^ " Belediye bütçesinden bel- li bir payın, örneğin tarihi evlerin onarımı ve benzeri gibi çabalar gösteren sivil toplum kuruluşlan- na değil de camiyaptırma dernek- lerine aktarılması önerisini nasıl karşılıyorsunuz? Aynı taslakta bu da yer alıyor... YILMAZ - O zaman bu yasa tasansını, tarihi ve eski ev- leri onarmaadı altında değil de tarihi camileri yenileme ola- rak düzenlemek lazım. Bu ülkeye elbette cami. okul, spor kompleksleri lazımdır. İyi yetişmiş insanlara iyi yetişmiş aile ortamlan yaratmak ge- rekir. Bu ülkede her şey camide bitmez. Cami derneklerini abat ederek ya da berbat ederek de bir yere varamayız. Cami der- nekleri olduğu kadar okul dernekleri de vardır. çevre dernek- leri vardır. bölgesine hizmet eden dernekler vardır, milleti- ne hizmet eden dernekler vardır. Büyükşehir belediyelerince bir pay aynlacaksa bu payın sivil toplum örgürlerine ayrılması lazımdır. O ildeki sivil toplum örgütlerine de eşit olarak, nakdi değil, ayni olarak da- gıtılması gerekir. ^ • ^ M Seden nakdi değil de ayni? YILMAZ - Çünkü globalleşen dünyada sivil toplum ör- gütlerine demokrasi adına ağırlık veriliyorsa her sivil top- lum örgütünün ayn özelliği, ayn çerçevesi bulunur. O özel- liğe, o çerçeveye saygı duymak gerekir. Bu sivil toplum kuruluşlannın çalışmaları. tamamı fayda- Iı. topluma bir şeyler \erebilen, doğayı. insanlan korumaya yönelik, ınsanlann daha iyi yaşamasına yönelik çabalardır. Bu çabalann tümü birden desteklenmelidir. Sadece cami derneklenne para aktarılması hususu fevka- lade yanlıştır. Refah Partisi'nin. Milli Nizam ve Milli Genç- lik vakıflanna aktardığı paralar yetmiyor mu? Bir de bunu çıkaracaklar. Demekkibu Hoca. Bacı'yı tam kucağınaalmış. Başka tür- lü bu yasa tasansını bu şekilde hazırlayabilme cüretini nasıl gösterebilirlerdi? Yazıklar olsun... Yeni belediyeleryasası taslağı, son birkaçyıldır di- le getirilen yerel yönetim reformu havası içinde gündeme getiriliyor. Reform ise demokratikleşme anlamında söyle- niyor. Sizce bu taslak demokratikleşme getirecek mi? ATAY - Belediyelerin bir yasası var. Bu 1580 sayılı yasa 1930 yılında çıkarılmış. Kendi çıkanldığı dönemde uygulan- ması kolay ve yerel yönetimlere o dönem için büyük yetkiler veren bir yasa. Ama yasalar toplumların sosyo-ekonomik gö- rünümlerinin bir aynası. Bu yasa vesayet makamı olarak bü- yük yetkileri merkezde toplamış. Ama aradan 66 yıl geçrniş. Bu süre içinde toplum gelişmiş. Ve toplum artık yasaların önüne geçmiş. Dolayısıyla da bu ya- sanın değişmesi lazım. Üstelik bu yasayı ara ara da değiştir- mişler. Ama hep yasanın kenanndan köşesinden değişiklik ya- parak zamana uydurmaya çalışmışlar. 1580 sayılı yasanın sis- tematiği kendi içinde bozulmuş. Çarpık çurpuk bir şey olmuş. Ama ondan da ucube halde çıkanlan, 3030 sayılı yasa. Bu yasa büyükşehir belediyelerinin yetkilerini düzenliyor. Yasa cumhurbaşkanında,başbakanda.TBMM'deolmayan yetkile- ri büyükşehir belediye başkanına veriyor. Şimdi bu iki yasanın da ortadan kaldınlarak sistematiği or- taya konulan, ne istediği bilinen, devlet denetimini kontrol me- kanizması olarak sağlayacak, ona kent içinde büyük görevler veren, bunun karşılıgında da vergi koyma. parasal olanaklan sağlamayı öngören bir yasa çıkarmak lazım. Yoksa yamalı bohça gibi yeni bir yasa taslağı fay- dadançokzarargetirecektir. Butas- laklann demokratikleşme getirecek- lerine inanmıyorum. ^•••M Dalan 'ın yasası olarak bilinen 3030 sayılı büyükşehir be- lediyeleri yasasında imar planlan üzerinde belediye başkanlarının tadilen onay yetkisi var. Bu yetki çok da tartışılıyor. Yenitaslakta ise aynı yetki kapsam ve içeriğigeniş- letilerek yer alıyor. Sizce bu, kent üzerindeki keyfî tasarruflara yeşil ışıkyakmıyor mu? ATAY - Muhakkak yakıyor. 3030 sayılı yasada belediye başkanlan. il- ce belediyeleri ya da büyükşehir be- lediyelerinden çıkan kararlan ya ay- nen kabul eder ya da bir daha görü- şülmek üzere ilgili belediye mecli- sine havaleeder. Yanı \eto hakkı var. Ama her yasanın bir yönetmelıği vardır. 3030 sayılı yasanın yönetme- liği çıkanlırken yasada olmayan ta- dil yetkisi yönetmeliğe konuldu. Ya- ni daha önce yasada değil de yönet- meliğinde bulunan bu tadil yetkisi şimdi yasanın içıne sokulmak ıste- niyor. Şimdi bu tadil yetkisi daha da ge- nişletilerek. mücaviralanlan da içi- ne alarak il sınırlan içinde geçerli- lik kazanır duruma geliyor ki bu da özünde icra makamının tek bir kişi- de toplandığını gösteriyor. Bu da al- datmaca bir demokratikleşme. ^•^•a 0e/ediyeler aslında bele- diye meclislerinin varlıklanndan ötürii demokrasinin kaleleri ola- rak kabul ediliyorlar. Yeni taslak- ta ise belediye meclislerinin yetki- leri daha da kısılarak özellikle bü- yükşehir belediye başkanına mec- lisin üzerinde de denetimsiz yetki- ler veriliyor. Acaba demokrasinin kaleleri monarşinin kalelerine mi dönüştürülmek isteniyor? ATAY - Vesayet makamlan deği- şiyor. Bakanlıkların kent içindeki I uygulamalan yavaş yavaş kaldırılıyor. Daha demokratik ola- rak tabana, halka yayılıyor. düşüncesiyle olaya bakıyorsunuz. Ama bu defa da önünüze bir büyükşehir başkanlık vesayet ma- kamı çıkıyor. Bu, kendi meclisinin üzerinde yetkileri olan. ilçe meclisle- rinin üzerinde yetkilere sahip. gerek ilçe. gerek belediye mec- lislerinin aldıklan her türlü karan veto edebilen ve tadilen onaylayan bir makam. Tadil yetkisi aslında belediyeler arası koordinasyon yetkisidir. Ama görüyoruz ki koordinasyon yetkisi olmaktan çıkarak planlan değiştirme yetkisine dönüştürülüyor. Belediyelerin mali denetimiyle ilgili TESEV'in biraraştırması var. Büyük- şehir belediye başkanlarının tadil yetkilerini kullanma oran- larının yüzde 75 olduğu belirtiliyor. Yani bunlar imzaladıkla- n kararlann yüzde 75'inde tadil yetkilerini kullanmışlar. Buna bir örnek vereyim: Belediye Meclisi'nden. tnönü Stadı'nın arkasında yapıl- makta olan Gökkafes adlı otel 12 kat olarak çıktı. O dönem- de Belediye Başkanı (Dalan) tadil yetkisini kullanarak o ote- li 37kataçıkardı. Bu bir tadil yetkisi midir? Bu doğrudan doğruya belediye meclisinin alması icap eden plan yapma yetkisini tamamen değiştirerek kişilere rant sağlama anlamına gelmektedir. Daha sonra belediye başkanı Gökkafes'i veniden 12 kata indirdi. ama adam hâlâ bekliyor. "Acaba yeni bir belediye baş- kanına yeni bir tadil yetkisini kuUandırabilir mi>im" diye... Nurettin Sözen, kendi belediye başkanlığı döneminde tadil yetkisini hiç kullanmadı. Belediye meclislerini hepyolsuzluk yapan. belediye başkanlarını da sütün kaymağı kadar beyaz ve temiz gören zihniyet hem yanhş, hem de demokratik de- ii Yasa taslağmda büyükşehir belediye başkanına, gerek gördüğü takdirde büyükşehir belediye sınırlan için- deki bir belediyeyi kendi sınırlan içine alma yetkisi verili- yor. Bunu nasıl karşıladınız? ATAY - Esenyurt Belediyesi'ni ele alalım. O belediye sı- nırlan içindeki mahallelere herkes gözünü dikmiş durumda. Esenkent'i nasıl pa\ ederiz. buradaki rantı belediyelere akta- rınz düşüncesi var. Bir önceki başbakan (Mesut YıJmaz) bile ona el atmıştı. Büyükşehir isterse Çatalca, Silivri belediyelerini kendi sı- nırlan içine alabilecek. "••• Yeni taslakta belediyelere bağlı mahalle teşkilatla- rı kurulması ve bu birimlerin başına da muhtar verine be- lediye başkanının seçtiği kişilerin atanması öngörülüyor. Sizce bu, başkana bağlı kent ölçeğinde bir siyasal örgütlen- me anlamına gelmiyor mu? ATAY- Madem kı demokrasi halkın kendi kendini yöneti- mıdır. burada halkı figüran olarak kullanıp kendi istediği ada- mı onun başına getirme amacının güdüldüğü ortaya çıkıyor. Bu bir şube müdürlüğü gibi bir şey. Siz halktan karar çıkarttırıyor görünüyorsunuz, ama onla- rı örgütlemeye. onları yönlendirmeye de kendi atadığınız bir adamı gönderiyorsunuz. Oysa o halk. kendi dertlerıni. kendi isteklerini ulaştırmak için kendi arasından birısini seçerse an- cak demokratik bir katılım olur. Sizin atadığınız adamla de- mokratik katılım değil. büyükşehir belediyesinin halk üzerin- de (ayini olur ki bir tayin mekanizmasının olduğu >erde za- ten demokrasi olmaz. Bu, Refah Partisi'nin uygulaması olan siyasi yaygınlaştır- mayı, siyasi tabanda kendi partilerinin siyasetini uygulamak için kaleme almmış bir madde. Belediyeleri. yerel yönetim- leri.gelecekteki iktidarlarını dahagüçlendirmek için düşünü- lerek oluşturulmuş maddeler. Yasanın bugünkü haliyle kal- ması çok daha faydalı. •"•^" Bir de taslakta koruma kurulları meselesi var. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulları 'nda görev alacak kurul üyelerinin büyükşehir belediye başkanının önerdiği kişiler arasından seçilmesişeklindeki madde öne- risi, tarih ve doğa değerleri üzerinde bilimsel kararlar ye- rine siyasal kararlar alınmasına yol açmayacak mı? ATAY - En önemli madde önerilerinden birisi de bu. O ku- rullarda belediye başkanının atadığı iki kişi. bir de belediye- lerin kendi temsilcilerı olacak. Üç kışi böylece atanmış olu- yor. Belediye başkanının partisi ıktıdardaysa, Kültür Bakan- lığı'nın atayacağı üyeler de olacağı için. bu kurullar bir siya- si iktidann ve dolayısıyla da büyükşehir belediye başkanının emri altına giriyor. Yani bunlar birer bağımsız bılgi. danışma, koruma kurulu olmaktan çıkarılarak bir çeşit iktidann \e bü- yük^ehrip başkanının kurulları haline getiriliyor. Bu da büyük bir tehlike. Bu kurullar bu madde önerısiyle bağımsızlıklarını kaybedecekler. Yani bundan sonra Taksim Meyda- nı'nda bir cami dikildiğinirahatlık- la görebileceksiniz. Zaman içinde tarihi cserlertahnpedilir. doğal var- lıklar olan orman alanları inşaat alanlanna dönüştürülebilir. Esas tehlikeleroralarda. Bir madde daha vat. Ha- ;ine 'ye ait dolgu alanlan, orman vasfını kaybetmiş eski ormanlar, verimliliğini kaybetmiş göletler, barajların büyükşehir belediyesi- nin malvarlığına eklenebileceği- ni öngörüvor. Bunu nasıl değer- lendiriyorsunuz? AYFER ATAY 1956 da CHP Gençlik Kollan 'nda çalışmaya başladı. Gençlik Kolu üyeliği, başkanhğı. ilçe yönetim kurulu üyeliği. başkanlığı. ilyönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 12 Eylüİ 1980 darbesinden sonra kundan SODEP in kurucu üyeleri arasında yer aldı. 1989 ve 1994 yerel seçimlerinde üst üste Beşiktaş Belediye Başkanhğı 'na seçildi. ATAY - Bir kere eski ormanlann orman vasfını kaybettiğine kim ka- rar veriyor'? Istenirse oralan veni- den ormanlık alanlara dönüştürü- lebilir. Bunlar üzerindeki tasarruf yetkisi yine büyükşehir belediye başkanının olacak ve dolayısıyla da Refah'ın kasasma girecek. Belediye bütçesinden belli bir payın, örneğin tarihi ev- lerin onarımı ve benzerigibi çaba- lar gösteren sivil toplum kuruluş- lanna değil de camiyaptırma der- neklerine aktanlmak istenmesini nasıl karşılıyorsunuz? ATAY - Bu doğrudan doğruya Refah'ın kendi propagandasını yapmak için belediyelen alet olarak kullanmak istemesinin en güzel ör- neği. Taslağın kaleme alınış zihni- yetinin en afişe olduğu madde bu- rası. Türkiye'de bir Diyanet Işleri Başkanhğı var. Onun da kendine göre bir bütçesi var. Büyükşehir be- lediye yasasının öbür maddelerin- den birisinde bir belediye başkanı ya da belediyenin yetkili kurullan- nın kendi görevleri dışında görev yapamayacaklan öngörülüyor. Yani siz Ahmet Efendi'nin arsa- sına ya da devletin başka bir kuru- munun arazisi üzerine park yapamazsınız. Onun tapusunun belediyenin üzerinde olması lazım. Yani görev sahası belli- dir. sınırlıdır. Burada belediyeler. başkasının görev sahasına sokuluyor. Diyanet Işlerf nin bütçesinin yanı sıra aynca cami yaptır- ma dernekleri var. Her caminin kapısında para toplayan kişiler var. Böylece halkın iyi niyeti ve dine olan bağlılığından yararlanılarak bu işler yapılıyor. Bu yetmiyor, bir de buradan yüzde bir oranın- da bir kaynak aktarımı yapılıyor. 60 trilyonluk bir bütçenin yüzde birini hesapladığınız zaman ortaya çok büyük rakam- lar çıkıyor Bu sadece bir büyükşehir belediyesi bütçesinin yüzde biri. Türkiye'de 2.800 belediye var. Bu ülkede sadece cami yok ki. Neden sağlığa da yatınm yapılmıyor? Maddede. cami yalnız kalmasın diye okullara ve spor alanlarına da v erilir, deniyor. Bunu da olay sıntmasın di- ye kurnazca yapmışlar. ^•^^M Tabii bu paraların hangi okullara aktanlmak is- tendiğini de tartışmak lazım... ATAY - Tabii. tlahiyat fakültesı de imam hatip lisesi de Ku- ran kursu da okul sayılıyor. ••^MI Bir de büyükşehir belediyelerine özel okul açma yetkisi veriliyor... ^ ATAY - Buradaki garip uygulama şu olacak: Biz. yıllarca belediyelerin güçlendirilmesini. yetkilerinin arttırılmasını istedik. Burada belediyelerin sağlık, milli eği- tim ve trafik sorunlanna el atmaları gerektiğini, zaman için- de de yerel hükümetler dönemine geçılmesini istedik. Bu tas- lakta yalnız özel okul açtırıyorlar. Dalan da İstek Vakfı kur- du. belediye arazıleri üzerine o özel okullan yaptı. Aslında belediye. Milli Eğitim'in görev lerini üstlenmeli.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear