25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-3KASIM1996PA2AR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı uyardı • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cunhurbaşkanı Sülevman Demırel. dünvada sınır aşan sorunların başında uvuşturueu ve terörün geldiğinı voırgulayarak Türkive'nin cte cıddiye -alınacak bıçimde bu -sorunlarla kar>ı karşıya olduğunu söyledi. Çağdaş Sahne Gösten VJerkezi. -yyuşturucuyla mücadele -İçin kalemeal;nan "Plastik .Hayatlar' adlı ovuna _^iesteğınden dolayı ,<Tumhurbaşkanı Demirel'e ^iikran plaketı sundu. " pemirel. uyu^rurucu ıle mücadelede de\ letın yalnızca ciddi önlemier almasının yetmediğıni. ailelerin de bu önlemlere •fcatılması gerektiğinı anlattı. İslami finans kurumları • Ekonomi Senisi - REFAHYOL hükümetinin ıktıdara gelme>ıvle >ıldızı ^»arlayan özel fınans Tturumlan. kendilerini laik düzenin içinde görüyorlar. Faizsiz bankacıfık hizmeti •\eren bu kurunılar. de\letin faik nitelığinin kendilerine •islami inançlara göre finansal hızmet ızni .vermesivle perçınlendiğini savunuvorlar. Özel finans Jıurumlan lÖFK.) arasında 21 şubev le en >aygın şube agına sahip olan İhlas Finans Genel Müdürü .•Mehmet Savaş.. özel finans Jcurumlannın varlığının ,de\ letin laık niteliğinin dogal bır sonucu olduğunu savundu. Demirel'in ekim ayı faaliyetleri • ANKARA (AA)- Cumhurbaijkanı Süleyman Demirel'in. ekim ayında yurtiçi \e dışında yaptığı i>ezilerde. toplam 25 bin 405 kilometre vol kat ertiğı açıklandı. A> içinde 2 bin 650 kabul gerçekleştiren Demirerin. verlı \e vabancı babin mensuplanvla da 11 mülakat yaptığı bildinldi. TTB'den penisilin açıklaması • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türk Tabipleri Birligi(TTB)Merkez tConseyi. bilimsel \erilerin "•genelde her penisilin jönesi yapılması öneesi rest yapmanın pratik olmaması nedenhle gereksiz bulunduğunu" ortaya kovduğunu bildırdi. TTB. "hekimTerin vaptıklan her uysulama iein getinlen yanli 1 } sııçlama \e yargılamalann kimseye yarar sağlamav acağını belirfti. 'Sendikalar kan kaybediyor' • ANKARA {Cumhuriyet Bürosu) - DlSK. Genel Sekreteri Kemal Daysal. yabancı sermayeye davalı şirkerlenn ^endıkalı is.çi istememesi \e 12 Eylül döneminde çıkanlan >asalar nedeniyle sendıkal hareketin kan kaybettiğini sövledi. Türkive'de sendıkaîı işçi sav ısının düştüğüne dikkat çeken Davsal. "Ücretli emek \ar olduğu sürece. hem sendikalar hem de toplusözleşme süreci var placaktır" diye konuştu. İl sözii' davası ! | ŞANLIURFA (AA) - Eski ev let bakanlarından Erman Şahin. "Sivereke il sözü" davasn la ilgili olarak mahkemeye gönderdiği eevap dilekçesinde. •"Sivereklilerin ıl talebini haklı \e makul buluvorum" dedi. Dilekçesinde. Si\erek"i zıvaretınde. da\acı cemiyet vetkililerinin il talebini dinlediğinı belirten Şahin. Si\erek'in il olması i^in çaba gösterdiğini. ancak konunun Bakanlar Kurulu tarafından sonuçlandırmadığını kavdetti. DBH mitingi • BALIKESİR (Cumhuri>et) - Demokratik Banş Hareketı'nın. banş mıtinglerinin ılkı Balıkesir'de semah gösterılerıvle. türkülerle. îîalayiarla. partinın kurucusu Alı Havdar Yezıroğlu ve genel b'aşkanı Prof. Dr. Mehmet Eti'nin katılımıvla gerçekleştiriidi.Veziroğlu. DBH'nin solun merkez partısi olduğunu sövlerken TBMM'de solu temsil ettiğini söyleyen iki partiden birinin misyonunun bittiğinı. dığennin liderinin misyonunu tamamladığinı sa\undu. Ahnanya'ya 3 mesajCumhurbaşkanı Demirel, 3 günlük temaslan sırasında 'genişleyecek Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi de içermesi' konusunda Alman hükümetinin aktif desteğini isteyecek DOĞANAKIN ANKARA - Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'in. yann başlavacak Aîmanva ziyareti sırasında. "genişlevecek Avrupa Birliği'nin (AB) Türkije'ji de içermesi" konusunda Alman hükümetinin aktif desteğini ısteveceği bildinldi. Avrupa'va açılım politikası cerçevesınde İtalyanın ardından Almanja'ya \apacağı zıyaret önem taşıyan Demirel'in temaslan sırasında. bu ülkede PKK"\e karşı uvgulanan vasağın "getşek" tutulması konusunun da gündeme gelebileceğı ka> dedıldi. Alman) a Cumhurbaşkanı Roman Herzog'un resmı konuğu olarak 3 günlük birzi\aret ıçın \arın Alman) a")a gıdecek olan Demirel. 7 kasım perşembe gününe kadar başkent Bonn. Berlin \e Münih'te temaslarda bulunacak. Demirel'in ziyareti. So\\etler Birliği'nin dağılmasının ardından Doğu \e Batı Alman) a'nın birleşmesinın 7.. bu ülke\e Türk işçilerinin gidişinın de 35. yıldönümüne rastlıyor. • Sayıları 2 milyonu aşan Almanya'daki Türk yurttaşlannın hukuki statüleri \e gmenliklerine ilişkin istemleri de dile getirecek olan Demirerin ziyareti sırasında. bu ülkede PKK'ye uygulanan yasağın "gevşek" tutulması konusunun da gündeme gelebileceği bildirildi. AB'\e tam üyelik sürecinde. bu konuda soğuk birtutum takınan Alman hükümetinin aktif desteğini de isteyeceğine işaret edildi. Almanya. özeİlıkle barındırdığı Türk nüfus nedeniyle Türk ışgücünün AB sınırlan içinde serbest dola^ımına sıcak bakmıyor. Avrupa'da PKK've kar^ı ilk şa^ağı uvgulaşan Almanya"nın. terör örgütüne kar^ı vasaklama politıkasını "ge\şetmesi" konusunun da gündeme gelebileceği kavdedildi. Türkıve'nin Almam a Büuikelçisı \blkan Vural. hafta içinde )aptığı açıklamada, "(Almam a'da) Etölücü terör örgütü >asağının neölçiide uygulandığına bakıldığında. vasağın uvgulanmasında 3 temel konu Enerji ve Tabıı Kavnaklar Bakanı Recai Kutan. Sanavi \e Ticaret Bakanı \alim Erez. kalabalık bir isadamı \e gazetecı hevetivle Almanva'va gidecek olan Demırelin. tema.sları Mrasinda 3 temel konuda mesaj ıleteceğı diplomatik kavnaklarca dile getinldı. Almama'daki Türk toplumunun hukuki statüleri \e güvenlık sorunlarına ilişkin konuların görüşmelerde gündeme getinleceğinı kavdeden dipiomatik kaynaklar. Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'in ikıli ihşkilerin geliştirilmesi ve Türkive'deki Alman yatınmlannın arttınlması üzerinde de duracağını söyledıler. Demirel'ın. Türkive'nın Çİ23IEDEN \X FL4RI MUSAKART Olağanüstü Hal 3 ay daha uzatıldı. ÇIKSJN FAUN! esneklikler olduğunu görüvoruz. Vasaklama karan tümüvle uygulanmış değildir. Özü itibanvla nispi bir kolavlıkJa varlığını sürdürüvor" dedi. RP ile bağlantıları bilinen Milli Görüş teşkilatları ile şeriatçı grupların Almama'daki voğun faaliyetlerinın de iki ülke arasındaki duvarlı konular arasında bulunduğuna dikkat çekildı. 10 miNar dolarük ticaret Türkiye ile Almanva arasındaki ticaret hacıni. çok sayıda ülkev le olan boyutları aşarak geçen vıl 10 milvar dolara )aklaştı. Almanva. Türki)e'nın en yoğun ticari ılişkiler kurduğu ülkelerın başında gelivor. Dev let (statistik Enstıtüsü'nün rakamlarına göre Türkive. Almanya')aİ992'de3 " milvar 660 milvon dolar. 1993'te 3 milvar 654 mil)on dolar. 1994'te 3 milvar 934 milvon dolar, geçen yıl da 4 milvar 600 milvon dolar düze)inde ıhraeat vaptı. Türki)e"nin Almanya'dan v aptığı ithalat da bu yıllarda sırasıvla 3 milyar ^54 milyon dolar. 4 mil)ar 533 milvon dolar. 3 milvar 233 milvon dolar ve geçen v ıl da 4 mıtvar 850 milvon dolara ulaştı. Türkive'nın Alman)a Büyüİcelçisı Volkan Vural. Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesinin 7. yıldönümü nedeni) le v azdığı makalede. Türklerın bu ülkede kurdukları 35 bin işletmede 125 bin kişinin çalıştığını bildırdi. "Dümanın hiçbir >erinde, Almanva örneğinde olduğu gibi, bir ülkenin 2 mihonu aşkın vatandaşı vabancı bir toplumda vaşamamaktadır" dıven Vural. Alnıanva'daki Türklerın. bu ülkenin gavrı safi mılli hasılasına yıllık katkılarının da 70 mılşar marka (yaklaşık 4.5 katrılvon lira) ulaştığına dikkat çektı. Türkive'nin 1997 bütçesinin 6.2 katril)on lira dolayında öngörüldüğü dikkate alındığında. bu rakamın öneminin ortava çıktığına işaret edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Istanbul İl Örgütü'nün partiçi eğitim programı başladı Baykal: CHP'nin ideolojisi varİstanbul HaberSenisi-CHP Ge- nel Başkanı Deniz Ba>kal. diğer partılerın ak.sıne CHP'nın bır ide- olojisı olduğunu behrterek. "İde- oloji ka>gılannı bir kenara bıraka- rak,hem İiberaJ hem muhazafakâr- ları bir arada toplavan vaklaşım- lar. ancak geçiş dönemlerinde gö- rülen tutariılıktan. bütünsellikten uzak vakJaşımlardır. Bunlar bir süresonra kimlik krizine girerler" dedi. Bavkai. CHP'nın hedeflen- nin eşitliği. özgürlüğü ve da) aniş- mayı temel ilke olarak gerçekleş- tirmek olduğunu sövledı. CHP Istanbul İl Örgütü'nün. gençlerevönelıkdüzenledıği "Par- ti içi eğitün programr dün Sa\ ov Otel'dedüzenlenen toplantıv la baş- ladı. CHP II Başkanı Mehmet Ali Ozpolat programın amacının genç- lenn partı ideolojisini daha iv ı an- laması \ e anlatabilmesı olduğunu söyledi. Baykal. günümüzde ide- olojinın kalmadığını belirterek -CHP'nin temel gücünü ideoloji- sinden aldığı kesindir" dedi. CHP'nın KurruluşSavaşı içinde şe- killenmış. çok özel bır parti oldu- ğunu ifade eden Bavkai. partinın " l lusal kurtuluş veçağdaş demok- rasi" olmak üzere iki çızgısinin bulunduğunu kavdettı. Mustafa Kemal'ın Kurtuluş Savaşı sırasın- da egemenliği hanedanlıktan. mil- lı egemenliğe dönüştürdüğünü anımsatan Bavkai. şövle devam ettı: "İf burada başladı. Milli ira- de> i v ansıtacak bir v apılanma baş- ladı. Örgütlenme başladı. Burada 600 \ ıla mev dan okuma \ar. \ urt- taşlık olgusu benimsenhor. Bunlar bizi çağdaş hııkuka o da evrensel- liğe götiirdü. Biz bö>k bir aravış içindeyken iist \apıda bir geriye dönüş başladı. Sanki laiklik \ anlış. Laiklik>anlışsa\urttaşlıkda)an- İstanbul ANAP'ta istifa günü İstanbul Haber Senisi - Eski ANAP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Tekin Küçükali ile kalabalık bir grup. ANAP'tan istifa etti. Partinın. Genel Başkan Mesut V'ılmazyüzünden sürekli oy kaybettiğini öne süren Küçükali, bundan sonra ANAP aleyhine çahş^caklannı belirtti. ANAP'ın İstanbul olağan kongresinde ıl başkanhğına adav olan Tekin Küçükali, önceki gün basın kuruiuşlanna bir faks çekerek partiden bin kişinin istifa edeceğini duyurmuştu. Tekin Küçükali ile yaklaşık 200 kişi dün ANAP'ın eski Genel Başkanı Turgut Özal'ın mezan başında toplandı. ANAP'ın Mesut Yılmaz nedeniyle sürekli oy kaybettiğini öne süren Küçükali. partinin "•milliyetçi sol" ile •'liberaJi/min" arasında yalpaİ3dığını savundu. Yılmazın tek kaygısının genel başkan olarak kalmak olduğunu sövleyen Küçükali. "Millctc hizmeti çoktan aklından çıkarmış, sadece \c sadece dışanda °o kadm'psikozu. içeride de Kim Yılmaz ailesinden yanadır. kim değildir?' paranması ile günlerini, avlannı. hatta yıllannı hareıyor" diye konuştu. Yönetimin çoktan tarihe gömüldiigünü. "komünist-faşist" rejimlen aratmadığmı savunan Tekm Küçükali, ANAP'ın karanlıkgeleceği ile ilgili hiçbir sorumluluk almayacaklannı v urguladı. lış. Yurttaşlık >anlışsa milli irade ve cumhuriyet de yanlış. Teknoloji- nin. bilimi geliştirmenin dini istis- mar edeceği görüşü yanlıştır." Davanışma temel ilke Baykal. CHP'nin ikinci birçiz- gısi olan sosyal demokrasinin dog- matik modele bağlı anlavışı _\an- sıtmadığını ifade ederek, bunun biryöntem olduğunu sövledi. Sos- yal demokrasinin yaşanan gerçek- lerin ışığındaanlaşılması gerekti- ğini belirten Baykal. hedeflerini de "İnsanlar arasında eşitliği ger- çekleştirmek,özgürlüğü temel ilke olarak kabul etmek, insanlar ara- sında dayanışmayı temel ilke ola- rak görmek" diye sıraladı. Sosyal demokraside insanın ön planda ol- duğunu v urgulayan Genel Başkan Baykal. "Burada bir davanışma \e pay laşma var. Daima 'biz" diye- ceğiz. Dünyanın ve Türkive'nin bu- günkü ortamında buna her za- mankinden çok ihtiyacı var" dedi IRMIKIAYDBV ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Frankfurt Hayvanat Bahçe- si'nde bır yılan bır fareyı yuttu. Küçüklerın gözyaşlarına, büyük- lerin korku ve merhamet çığlıkla- rına. bakıcıların uzun sopalarla onca çabasına rağmen fare kur- tulamadı... Belgesellerden izledi- ğimız bır "doğa olayı"m canlı iz- ledık. Bır rastlantıydı. Piton yılanları- nın kafesıne nereden girmişse bir fare gırmişti. Küçük. sevimli. boz bir fare. Bakıcıların haykırışların- dan. koşuşturmalarındanfarket- tık ve kafesın önünde kocaman bir halka oluşturduk. Kafeste yı- lanlar uyuyor ve fare rahat, endi- şesızdolanıyordu. Pıtonlardan bı- ri başını kaldırdı. Sankı fare ıle göz göze geldıler ve fare donakaldı. Koca piton hareket edene kadar o küçük, çevık yaratık ıstese ko- layca tüyerdi. Herhalde istıyordu da. Ama büyülendi. Kımıldama- dan. cellatının kendine ağır, te- laşsızca kayarak yaklaşmasım iz- ledı. Piton geldi ve kımıldamadan duran fareyı yuttu. Korkunçtu. Küçükler ne söz, büyüklerin bile rüyasına girmiştir (Benim gırdi). Bakıcı genç kız anlattı. Yılanla karşılaşan fare çok şıddetlı bır psikolojik deprem yaşarmış. Bir Fareyi Büyüleyen Yılan tür felç. ^raşama içgüdüsünü bı- le ışlemez kılan bir felç. Kendıni koruma reflekslerınin çöktüğü bir felç... • • • Özelleştirmeden söz edeceğız. "Söylenmedik ne kaldı?" deme- yin. Soru yanlış. "Özelleştirme tar- tışmaları başladığında söylenen- lerden bugüne ne kaldı?" diye sorun. En ateşli özelleştirme yandaş- ları bile 80'lerın sonunda, 90'la- rın başında yemın bıllah ediyor- lardı. Özelleştirme karşıtlarının yü- reğine su serpmek için sürekli vurguluyorlardı: - Özelleştirme bütçe açıklannın, borçlann tasfıyesi ıçin değil, as- la değil. Kamu maliyesinin dur- maksızın büyüyen yukünü kaldır- mak; verimsiz, hantalKİT'lehtas- fıye etmek; devlet bankalarının politika esnafı tarafındanyağma- lanmasını önlemek; kamu kuru- luşlannın amca, yeğen, dayı, hem- şerı. delegeler için işe yerleştir- me çoplüğune dönuşmüşluğu- ne bırson vermek ıçin yapılacak. Özelleştırmeyı gerçekleştire- cek olan Kamu Ortaklığı idare- si'nin (KOİ) o dönemdekı başka- nı. özelleştirmenın ateşli yanda- şı. özelleştirmeyi ülke ekonomı- sınin düzelmesı ıçın 'olmazsa ol- maz koşul' olarak gören, bunu açık kalplılıkle savunan Tezcan Yaramancı ıle yaptığımız söyle- şiden bırcümle hâlâ kulağımızda: - Eğerözelleştirme gelırlen büt- çe açıklannı kapatmak ıçın kulla- nılırsa bu intihar olur. Özelleştir- me anlayışının ıntiharı değil, eko- nomınin intıhan... • • • (Galiba) 1994'te, istanbul'da toplanan •'Özelleştirme Sempoz- yumu "nu izleyen bir Bulgar mes- lektaş anlattıydı. Kamu mülkünu haraç mezat satan ve gelirleri me- mur maaşlarına. tanm destekle- me alımlanna. kamu açıklannın kapatılmasına harcayan Buiga- rıstan'da olup bıten halkın dılın- de fıkralara donüşmuştu. Fıkralar- dan bırı şöyle: - Adamm tavukları varmış. Yu- murtalarını satıp geçinip gıdıyor- muş. Adam hovardanın tekıymış. Gellnne bakıp haddını hesapla- madan bırmetres tutmuş. Ona ev- lerdöşemış. Yetmemiş, bırmet- res daha. Gecelen o barsenin, bu pavyon benım dolanır olmuş. Borç gırtlağa dayanmış. O da ta- vukların tümünü satıp kapıya da- yanan alacaklıları savuşturmuş. Borç yukunu sırtından atmanın sevincıyle birmetresınden ötekı- ne koşmuş. O bardan ötekı pav- yona dolanmış... Adam şımdı Sofya 'da kerhane sokağında pezevenklik yapıyor- muş. Oğluyardımcısı olmuş. Met- resleri ve karısı ile kızı da içeride, kerhanede çalışıyorlarmış... • • • Erbakan ile stepnesı Çiller bir denk bütçe muhabbetı tutturdu- lar. Bencileyın ıktisat bıliminetre- ne bakar gıbı bakanlara kara ka- ra duşünmek kaldı. Denk bütçe. "gelinyle gıderi denk bir bütçe" demek olsa gerek... diye düşün- duk. Gırtlağa kadar borca batmış bır ülkede gelırle gıderi denkleş- tirmek nasıl mümkun olur... diye sorular sorduk. Cehaletımize rağmen, "Bırde- falık da olsa. seçım propagan- dası ıçın kullanılmak üzere tek bır bütçe yılı ıçin bile olsa denk bir bütçe ıçın kaynak yok" deyip cid- dıye almadık. Şimdi yumurta kapıya geldi. Refah hükümeti stepnesi DYP ıle el ele verip 8.5 milyar dotarlık bir özelleştirme geliri hesabını dök- tüter masanın üstüne. Gördüğüm kadarıyla ekonomi uleması, bu özelleştirme gelirlerınin gerçek- leşip gerçekleşemeyeceğini tar- tışmayı yeğliyor. YaniTelekom'dan 3.5 mılyor dolar gelebilir mi, ge- lemez mi? Bu fiyata alıcı bulunur mu bulunmaz mı? Bunca yıldır müşteri çıkmayan Petlas'a bu kez kim, ne verır? Verilen hükümetin öngördüğü rakama ulaşır mı? Cep telefonu lisans satışından 1 mil- yar dolar beklentisı ne kadar ger- çekçi? Tartışılan, gördüğümüz kadany- la bu ve bununla sınırlı. Anneeeee! Kamu mülkü haraç mezat gi- diyor. Gelen paralar da denk büt- çe uğruna kamu açıklarına harca- nacak ve bunu saklamaya bile gerek görmeden pervasızca söy- lüyor hükümet. Sofya'da pezevenklik yapan Bulgar aklıma geliyor durmadan. Bır de Türkiye halkını, piton yılanının önünde donup kalmış, tepkisiz, duyarsız fare gibı gör- meye başladım. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİOIET ÇETINK.4YA Sevda... Bir kadın düş kuruyordu mavi zamanlar içinde. Bir kadın yorgun bir gecenın sabahında gıilüm- süyordu... Sanki uzun bir yolculuğa çıkmıştı kadın... Gri yalnızlıklarlaçogalan kent, yarı aydınlık birgü- nün içindetelaşları, heyecanlarıtopluyorduusulca... Çocuklar uyanıyordu. Çocuklar anlatılan masal- lara inanmıyordu... Salonun tam orta yerinde duruyordu kadın. Ka- dın uzun boylu, irı gözlüydü... Bir şarkı ona yeni mevsimleri tanıştırıyordu... Erkekse uzun divanın üzerinde kadını izliyordu. Mor çiçekli perdeden bir ışık çızgısı boşluğa düşüyordu... Tutkularadım başı büyüyordu. Zamansız bır sev- da belkı kadının kirpiklerinde filizleniyordu. Umutla birleşen bir ses, sınırsız sevışmelerı çağırıyordu. Erkek o anda çok eskilere doğru yolculuğa çıkı- yor; kimı kaçışların. terk edışlerin resmini çızıyor- üu. Kadın. erkeğe sokuldu ve kulağına bir şeyler fısıl- dadı. Soluksuz bakıştı ıkısı de o anda. Bir tutku be- denlerını alev alev tutuşturdu... Her sabah yaşlı güneşle uyanan sevgililer gibiy- di kadınla erkek... Kadın birçığlıkattı... Dedi ki: "Seni seviyorum!" Erkek. kadının saçlarını okşadı... Mavı zamanlar içinde düş kuran sevdiği kadına Philippe Chabaneix'ın dızeleriyle yanıt verdi: •'Senden gelır her ne varsa dünyada, Sensın acısı-tatlısı gecelehmin, Değışmem saçlarını kıpkızıl yangmlara, Denizler kadar derın gûzel gözlenn. Güneşlerınde doğmuşsun ekim akşamlarınm, Hayatı sende bulurum ölümleri sende. Salt isteklerıne bağlı ey tatlı kadın, Neylersin benden uzak kuzey ellerınde?" • • • O sabah yağmur yağıyor istinye sırtlarına... Mavi zamanlar içinde düşler kuran kadın siyah ıpek çarşaflarda uyanıyor... O sabah kadının çocuksu yüreği 'birkuşgibi'çac- pıyor... Erkek ise Yannis Ritsos'la buluşuyor İyonya de- nizine bakarken... Diyor ki: "Nasıl da guzelsın. Korkutuyor benı guzelliğın!.." llkyaz ayının gümüş iç çekişleriyle bezenmiş şi- ırler gibı coşkulu bır günü kucaklıyor. Loş barları ve denizcı meyhanelenyle gençleşmış kente meydan okuyor... Uzak ve solgun çocukluğundan sıynlıp akşam ala- cası bır kasabaya gıdiyor bırden. Çatılardakı karga- ları ve hüzünlü gençliğini anımsıyor... Metin Attıok'un "Bırgün ölürüm" dediğı dızele- rinde sabahçı kahvelerini, umutsuz aşkları bir anı tüneğındeyaşıyor... Bir şeyler mırıldanıyor Metin'den, mavi zaman içinde düş kuran kadına duyurmadan: "Bunları yap sakın unutma,/ Mum yak bir aşkın sıcak anısına, I Suyla hesaplaş, rüzgâra sür yüzü- nü,I cesedini bul biryokluğun kıyısında.I Bunlan yap sakın unutma. Yasını tut günlerce ağla I Mandalı düşmüş birka- pakl Göğsünün kuşsuz kafesınde,/ Tak tak vurur- ken sızlayan boşluğa,/ Yasını tut, günlerce ağla. Sonra gityenı biraşkı bulmaya,/ Bıryağmur son- rasının/ Duru aydınlığında,/ Yıkanmış avlun, dınmış avuntunla,/ Sonra git yeni bir aşkı bulmaya." • • • Kadın erkeğe bakıyor. erkek kadına... Son tren kalkışa hazırlanıyor... Artık gıtme zamanı mı? Kadın erkegin burnuna götürüyor sağ elinın baş parmağını. Erkek kadının kirpiklerinden öpüyor... Sabah mı. gece mı hiç bellı değil... O koskoca kent bır sabah grinın yalnızlığı içinde çoğalırken, akşamın yorgun zamanı içinde kendi- ni bulmaya çalışıyor... Kadın ve erkek salonun orta yerinde vedalaşı- yor... O sırada çocuk çığlıkları duyuluyor sokakta. Ya- şamın içinde açan çiçekler gülümsüyor. Erkek, kadına soruyor: "Ay mı yorgun yoksa güneş mi?" Kadın gülümsüyor: "Bana kalırsa ikisi de çok yaşlı..." Kadın saçlarını savuruyor mavı zamanın içinde düş kurmadan... Kadın kapıya yönelirken son kez bakıyor erkeğe... Tıpkı Anna Ahmatova gibi sesleniyor: "Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz Ne suyu ne tatlı şarabı Erken sabahlarda öpüşmeyeceğiz, Ve birlıkte gözlemeyeceğiz camdan akşamı. Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla. Ama yaşamadayız bir aynı sevdayla." Mavi zamanlar içinde düş kuran kadın çıkıp gidi- yor... Homeros'un Hesperos'u anlattığı gibı şaşırıyor erkek... Gecenin karanlığında başka yıldızlar arasında kay- bolan kadın belki de masaldaki gibı Atlas dağının tepesınden gülümsüyor... Kim bilir?.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya " Planet.com. TR HİKMETÇETİNKAYA AŞIK KADINLAR SOKAĞI Once bakışflar. Soluksuz kaldılar bır sure... Erkek. kadının elıne dokundu sonra başını önuneeğdı usjlca... Bır zaman îunetınden geçıyor gıbıydtler. Belkı bıraz da duş yorgunuydular. Kadın ıçındekı coşkuyu dısa vuramıyordu. Gozler nı kaçınyordu erkeğın gozlennden Bıraen "kırmızı mektuplara" daldı. Dedi kı: "Bır çıçegı bile yumuşacık dokunuşlara sahıp br aşkla sever sana ınat, be" çığlık çığlığa bağıraraK dıkenlen sevmeyı surdüreceğım..." 300.000 TL. fKDVdahıl Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkjmsöğüt Sokak No: 9/B Cağaloğlu- Isanbul TeJ:514 01 95/96 Posta çekı no.: 666322
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear