23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 1996 PAZAR 12 DIZIYAZI Padişah neden IstanbuVu terketti? İSTANBUL 18 KASIM - Ankara Büyük Millet Meclisi'ne sunulan sultanın ve nazırlannın yargılanmasını talep edcn bir önergenin kopardığı gürültü üzerinedır ki, padişah İngiliz yetkililerini himayesini talep etti ve yola çıkışı bunun üzerine kararlaştınldı. Padişahın vc maiyetinin bindiği 'Malaga' zırhlısı, Malta yönüne doğru yola çıkmak üzere demir aldı; sultan daha sonra nerede ikamet edeceğine burada karar verecek. Padişahın kaçışı Ankara'da duyulunca, Meclis'in olağanüstü toplanması kararlaştırıldı. Refet Paşa Ankara'dan bir telgraf aldı. Bu telgrafta. Ankara'da padişahın kaçışının nedenlerini anlamakta giiçlük çekildiği, çünJcii saltanat kaldınlmış olmakla birlikte, Ankara'nın sultanı bir sonraki halifenin seçimine kadar halife olarak tanımaya devam ettiği belirtiliyordu. Refet Paşa. kaçışın gerçekleşme biçiminin aynntılannı bildirme talimatı aldı. Meclis'in hiç vakit geçirmeden sultanın halefini seçeceği söyleniyor, en muhtemel adayın veliaht olduğu bu sözlere ekleniyor. Türk basını sultanın kaçışını çok sert terimlerle yorumluyor. 19.11.1922 tarihli La Suisse gazetesinden alınmıştır VI. Mehmet tahttanindirildiPadişah, gemiye binmeden önce, tahttan çekilmediğini açıkladı. Türkiye'deki İngiliz Kuvvetleri nin komutanı sultanın emirlerini yerine getirdi ve ona İngiliz savaş gemisi Malaga'ya kadar eşlik etti. Sultan burada AmiralSır O. Brock ve geçici komiser M. Henderson tarafından karşılandı. Bu kişiler sultanın isteklerini kral V George'a aktardılar. YABANCI BASIN GÖZÜYLE LAİK CUMHURİYİPI DOĞUYOR 4 HAZIRLAYAN: CÜNEYÜ^ El Mukaddem gazetesinin Cidde'deki muhabirine göre, Hicaz Emiri Hüseyin iyi bir biçimde konuk edileceği güvencesinı verdiği Türk sultanını Mekke'ye sıgınmaya davet etti. Sultanın kaçışı, öngörüleoilir olsa da, Türk çevrelerde iyi karşılanmadı, hoş olmayan yorumlara yol açtı. Halifenin Hıristiyanlann korumasını talep ettiği kabul edilmek istenmiyor. / STANBUL 17 KASIM - VI. Mehmet ile birlikte yok olan, yaşlı Türkiye'nin rümüdür. Milliyetçilerin bu ülkedc kurmak istedikleri siyasal yöntemler hakkında birdeğerlendirnıe yapmadan önce, bu uyuklayan ülkeye taze kan zerk etme niyeti taşıyan milliyetçilerin ortaya koyacakları eseri bekleyipgörelim. Mustafa Kemal'in girişiminin başında. çevresinde az sayıda partizan ve kontrolü giiç birkaç düzensiz çete toplamışken kiiçük bir ordu kurması ve Ankara'da etkinliği artık herkesçe biünen Meclisi tpplamayı başarması. buna lcarşılık müftefikterin vanı başında varlığını sürdüren Istanbul hükümetinin Anadolu'daki kaynaşmalan kaygiyla karşıladığını hatırlatmak önemlidir. İstanbuî hükümeti, bu girişimleri öylesine tepkiyle karşılıyordu ki, olaylann geltşimi içinde "topraklann kurtancısı' olan milliyetçi partinin liderleri, ıdama mahkûm edilmişlerdi. Ama şans genellikle gözüpek ve güçlü olanlara güler. Mustafa Kemal'in ilk askeri başanlan Bab-ı Âli'yi buhrana siirükledi. Birçok bakan o güne kadar sorun olmayan sağlık ve tedavi sorunlan gerekçesiyle alelacele yurtdışına hareket ettiler. Sonra Sultan muzafler komutana gülücükler yollamanın kendi açısından isabetli oiacağı değerlendirmesini yaptı. Izzet Paşa ılk Anadolu seyahatine çıktı. Ankara ile Bab-ı Âli'yi birbirine yaklaştırmayı başaramadı. Öte yandan bu dönemde milliyetçiler ve mevcut hükümet. Yunanlılan İstanbul üzerine yürüme yönünde yüreklendirebilecek hertürlü trajik farklılaşmadan kaçınmaya çabaladıkları için. İzzet Paşa'nın misvonu, başansızlığa uğraması beklenen nihai kopuşa kesinlikle yol açmadı. Trikopis'in ordusunun ezilmesinden sonra. Sultan, Mustafa Kemal'e tebriklerini sunmakla görevlendirdiği özel birgörevliyi apartopar Ankara'ya yollamaya çalıştı. Mustafa Kemal bu görevliyi kabul etmedi; VI. Mehmet kendisini milliyetçilerin liderineyaklaştıracak mutlu bir rastlantının ortaya çıkmasını beklerken Doğu Trakya Valisi Refet Paşa lstanbul'a \ardı. Bu. Avrupa Türkiyesine ayak basan ilk Ankara temsilcisiydi. Halkın onu heyecanla karşılamasını anlattım. Refet Paşa'nın bundan başı döndii mü? Kendisini karşılayan yaşa sesleri, göre\ınin doğasının emrettiği temkinli dili ona unutnırdu mu? Bu mümkündür. Her halükârda du>gulannı hiçbir zaman saklamadı ve kaba sabalığa varan açıkyürekliliği kimi zaman siyasal dostlannın uyanlanna yol açtı. Padişah hakkında açıklama yapmaya zorlanınca. Millet Meclisi'nin onu tahttan indirmeye kararlı olduğunu, onu ne sultan ne de halife olarak görmek istemediğinı çok açık seçik bir biçimde açıkiadı. VI. Mehmet'in son hayalleri de uçup gitti. Bunaltıcı sıkıntılı saatler yaşadı. Bir sürprizden ya da bir darbeden çekinen ve kesin bir bilgi edinmek isteyen padişah. damadı. Mustafa Kemal'in tam gihenine sahip olan Kemali Beyi Ankara'ya yolladı. Bu kez. milliyetçilerin lideri, sultanın elçisini kabul etti fakat ona yalnızca 'IV. Mehmet'in Ankara Mcclisi'nin kendisi hakkında alnıayı ta$arladığı kararları kısa bir süre sonra öğreneceğini' bildırmekle yetindı. Bu yanıt, doğal olarak padişahı tatmin etmekten uzaktı. Daha sonra kişiliğıne bir zarar gelmediği sürece başını alıp gitmeye hazır oiduğunu birçok \esile ile Refet Paşa'ya bildirdi. Aynı kararsız ruh hali içindeydi ki. geçen cuma selamlık çıkışında general Harrington'u kabul etti. Görüşme iki saat sürdü. İngiliz temsilcisi sarayı terk eder ettnez, padişah Refet Paşa'ya, kendisini görmekten memnun oiacağı haberini iletti. Trakya Valisi bunu telgrafla Mustafa Kemal'e bildirdi: o da paşaya herhangi bir taahhüde girmeden sultanla sohbet etme talimatını verdi. Randevu pazar günü gerçekleşti. Refet Paşa padişaha Türkiye'nin bazı düşmanlan ile bağlantılan nedeniyle Millet Meclisi'nin kendisini sultan olarak muhafaza etmeyi kesinlikle reddeltiğini ve bunun yanı sıra hilafetin ruhani yetkilerini ondan almaya hazırlandığını da bildirdi. Bunun üzerine karannı veren VI. Mehmet, çekilme niyetini Refet Paşa'ya yineledi ve aynlmasının herhangi bir iç kanşıklığa yol açmaması için Ankara nezdinde müdahalede bulunmasını nca etti. Olaylar bu durumda idi kı, Millet Meclisi, Müttefikler tarafından barış konferansına da\et edilen Bab-ı Âli'nin bu toplaniıda temsil edilme niyeti taşıdığını öğrendi. Bu ıkılı durum. Ankara'daki insanlann aklına yatamazdı. Nitekim. Ismet Paşa İstanbuî hükümetinin Lozan'a delege şollama ısteğinı ifade eden bir telgrafı Meclis'te okuduğu zaman. milliyetçiler kızdılarve 1 kasımdaki oturumda. saltanat ılc hilafetin birbınnden aypldığını. VI. Mehmet'in tahttan indirildigini \e Istanbul hükümetinin hukuken yok say ıldjğını ilan ettiler. Böylece Ankara Millet Meclisi. Osmanlı İmparatorluğunu yöneten eski iktidann yerini aldı. 19.11.1922 tarihli Le Journal'den (Paris'te yayımlanan günlük gazete) alınmıştır Doğudaki Olaylar ve Sultanın Kaçışı Sultanın bir İngiliz savaş gemisine binerek kaçışı iki-üç kez duyurulmuş sonra yalanlanmıştı. Dünden ben kesinleşen bu haber. doğurduğu sonuçlar bakımından belli bir önem taşıyabilir: Çünkü VI. Mehmet tahttan çekilmedi ve Ankara hükümetinin iktidardan uzaklaştırıldığını açıklamasından sonra İngiliz hükümeti. doğru- yanlış Hintli Müslümanlann sultanın yanında yer aldığı haberini ikna edici buldu. Böylece tngiltere, Milliyetçi Türkiye'nin reddettiği halifeyi himayesine aldı; bujest birgün belkı yeni komplikasyonlara yol açacak. Aşağıda okuyacağınız ve İstanbul'dan gelen bir telgraf. bu şekilde Türkıye'nin içişlerinc karışmanın son derece kötü karşılandığını belirtiyor. Sultanın kaçışı hakkında Paris ve Londra'ya ulaşan bilgiler şunlar: VI. Mehmet geçen çarşamba general Harrington'a yaşamının tehlikede olduğuna ınandığını yazdı ve İngilizlerin himayesini istedi. Bununla birlikte cumadan önce sarayı terk etmeyi düşünmüyordu. Önceki gün gerekli önlemler alındı ve cuma sabahı İngiliz makamlan tarafından yollanan otomobil yan cephedeki kapılardan birinın önünde durdu. Bir süre sonra. sultan, oğlu ve sarayın personelinden birçok kişi bu kapıdan çıktılar. Hemen otomobile bindiler ve otomobil de onlan İngiliz deniz üssüne götürdü. General Harrington ve üst düzeyde bir İngiliz görevli padişahı orada kabul ettiler. Sultan vakit geçirmeden amiral gemisinin motoruna bindi. Her şey en küçük bir olay olmadan, kimse sultanın kaçtığını bıle fark etmeden olup bitti. Sultanın kaçarken bindiği otomobiller. Sarayın kapısına sekize üç kala gelen iki kapalı ambulanstı. Hareket saati sabah tam sekiz olarak tespit edilmiş olmasına rağmen. Sultan ve başmabeyinciden. personeiden olan beş kişiden ve on yaşındaki küçük oğlundan oluşan maiyeti. arabalan bekliyordu: Gayet sakın görünüyorlardı. Şiddetli yağmurlann sonucunda yollar bozulmuştu. yolculuk oldukça uzun sürdü; herhangi bir olay olmadı. Zaten, herolasılığa karşı tüm önlemler alınmıştı. Amiral Sir Osmond ve Deauvoir Brock sultanı bir süre sonra Malaya gemisinde kabul etti. Sultan. Büyük Britanya'nın koruması altında güvenlik içinde olduğunu bildiğini. tahttan çekilmediğini, yalnızca çok yakınında dolaşan tchlikedcn uzaklaştığını özellikle vurguladı. Talimatlar, sultanın gideceği yer olan Malta'ya gönderilecekti. Sultanın. hareketinden önce şcyhülislam Sabri Bey'in götürmekle ve yaymakla görevlendirildiği ve metni aşağıda bulunan Hintli Müsîümanlara yönelik bildiriyi imzalaması sağlandı: "Müslümanlar, ben 380 milyon Müslümanın halifesiv iın: oysa sekiz milyon dindaşınızın günümüzdeki yöneticileri, kişisel emeklerini Tevhid-i Efkâr gazetesi 19 kasım 1922 günkii ya>ımında Vahdettin'in kaçış haberini verijor. tatmin etmek için, bu kutsal Ukeleri unutarak beni atalanm Chmanlıların tahtından indirerek ve hilafet makamının onurunu benden almak isteyervk İslam saygınlığına sekte vurmaya yeltendiler. Halife olarak hükümranlığımı yasalara uygun olarak savunan s'u Hindulara, Tanrı'mn yery üzündeki temsilcisi ve gölgesi olan şeyhülislamımı ve tarafımızdan atanan nazınmı jBİlujıorum. Size, şeyhin yasalanna uvarak, tarafımdan dikte edilmiş emiıiere uymanızı emredivorum. Hilafet tehdit alhndadır ve bu tehîike İslam dünyası açısından si/leri kaygılandırmalıdır." Eski sultanın kaçış haberi Türk çevrelerde duyulunca. Refet Paşa. sarayın askerler tarafından işgalini emretti ve sarayı mühürletti. Refet Paşa, sabık padişahın kaçışını ve bu kaçışın oluş biçimini önemsemenın anlamı olmadığını belirtti. Bu kaçış, Damat Ferit Paşa'nın partisine bağlı, Türk ulusunun gözünde ve bilincinde kirlenmiş, liberal ittifakın mensuplannın kaçışı ile kıyaslanabilir. Refet Paşa durumu telgrafla Ankara'ya bildirdiğini ve bir yanıt ve talimat beklediğini ekledi. Resmi Türk çevreleri, eski sultanın kaçışı ile ilgili olarak İngiliz hükümeti tarafından yayımlanan resmi bildiride kullanılan terimlerin, sultanın tahttan indirilmesi ile ilgili Türk hükümeti kararlannı tanımama ve Türkiye'nin içişlerine kanşma anlamına geldiğini düşünüyorlar. El Mukaddem gazetesinin Cidde muhabirine göre Hicaz Kralı Hüseyin'in sultanı Mekke'ye sığınmaya davet ettiği haberi. Kahire'den Morning Post'a bildiriliyor. 19.11.1922 tarihli Le Journal des Debats 'dan (Paris 'teyayımlanan cumhuriyetçi eğilimli akademik yayın) alınmıştır. Kaçışı İngilizler Örgütledi İSTANBUL 17 KASIM -Mevcut koşullarda özgürlüğünün ve yaşamının tehlikede olduğuna inanan padişahın, bütün Müslümanlann halifesi sıfatıyla. bir an önce tstanbul'dan aynlmak üzere İngilizlerin himayesini talep ettiği haberi resmen doğrulandı. Sultanın, kendisinden, başmabeyinciden, ondan başka beş personeiden ve on yaşındaki küçük oğlundan oluşan maiyeti, iki kapalı ambulansla kaçtı. Kaçaklar çok sakindi. Şiddetli yağmurlar sonucunda yollar bozulmuştu ve yolculuk oldukça uzun sürdü. Herhangi bir olay meydana gelmedi, fakat her türlü olasılığa karşı tüm önlemler alınmıştı. Padişah, gemiye binmeden önce. tahttan çekilmediğini açıkladı. Türkiye'deki İngiliz Kuvvetleri'nin komutanı sultanın emirlerini yerine getirdi ve ona ingiliz savaş gemisi Malaga'ya kadar eşlik etti. Sultan burada Amiral Sir O. Brock ve geçici komiser M. Henderson tarafından karşılandı. Bu kişiler sultanın isteklerini kral V. George'a aktardılar. Hicaz Kralı Sultanı Mekke'ye Sığınmaya Davet Ediyor Kahire'den Morning Star'a şu haber iletildi: El Mukaddem gazetesinin Cidde'deki muhabirine göre, Hicaz Emiri Hüseyin iyi bir biçimde konuk edileceği güvencesini verdiği Türk sultanını Mekke'ye sığınmaya davet etti. Sultanın kaçışı, öngörülebiiir olsa da. Türk çevrelerde iyi karşılanmadı. hoş olmayan yorumlara yol açtı. Halifenin Hıristiyanlann korumasını talep ettiği kabul edilmek istenmiyor. Her şey, padişahın çok yakında yola çıkacağını haber veriyordu. Saraydan gelen sandıklar gün be gün gemilere yüklenmişti. Sabık (eski) padişahın kadınlan. çevresindeki pek çok kişi harekete hazırdı. VI. Mehmet. Kemalistlerin kendisini yargılamayı düşündüklerinı öğrenınce çılgına döndü ve Istanbul'u en kısa sürede terk etmek istediğini General Harrington'a bildirdi. Paııl Erio 19.11.1922 tarihli Le Journal 'den alınmıştır Sürecek ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Hakkını Arayamayan Yargıç... Yargıçlar. savcılarla ilgili''Ankara Notları "nin genış yan- kı uyandırdığını öğrenince çok sevindim. Ama, aynca üzüldüm de. Birderdin büyüğüne parmak bastığım için, yargıda çalışanlar heyecanlanmışlardı. Birçoğu, 8-22 ekım günleri arasında çıkan sekiz yazıyı çoğaltarak, yar- gıçlara. savcılara dağıtmışlar. Bu iyi de, ışin üzüldüğüm yanı, sorunun çözümü için kimsenin kılını kıpırdatmama- sı. hsan haklanndan yoksun bırakılan bir yargıç nasıl adalet dağıtabilir? Yargıç, savcı önce kendi hakkını ara-: yabilmelidir. Bir Rus atasözü: "Dil, sayn (hasta) dişin çevresinde oynar" derrniş. Ben de, parmak bastığım konunun ar- kasını bırakmayacağım. Manısa'da Bölge Idare Mahkemesi Başkanı Feridun Tokalp'ten aldığım bir mektubu özetle yayımlamak isti- yorum. Şöyle diyor Feridun Tokalp: "Sayın Ekmekçı, Yazılannızı sürekli ve keyifle okurum. Hele son gün- lerde sıklaşan yargının sorunlanyla ilgili yazılannızı keyil almanın yanında sevinçle okumaktayım. Sizi gönülderr kutluyorum; sağlıklı günlehe dolu uzun ömürier diliyo- rum. Bu arada gazete kupüherinden oluşturduğum ko- leksıyonumda muhafaza ettiğim yazılarınızdan 31.3.1988 tarihli ve 'Men Dakka Dukka' başlıklı yazınızı zaman zaman okuduğumu, özellikle Anadolu'da sıkça, kullanılan 'Düşüp kalkmayan bir Allah' özdeyişimizi de; anımsatan birArap atasözünü unutmamamız, örnekal-- mamız gerektiğine içtenlikle inadığımı belirtmelıyım. l Geleyım sizi rahatsız etmemin nedenine: 17 Ekini, 1996günlü 'Ankara Notlan'ndakiyazınızdayeralan 'Yar- gıçlar Kurulu yargısal bir kurul gibi görünüyorsa da, ida- rı bir yönü de vardır1 tümcenizle ilgili görûşümü sunmak istiyorum izninizle... Hâkım ve savcıların 1960 öncesi dönemde ne durum- da olduklannı anımsarsınız. Nitekim birkaç gün önce yargının sorunlinna değindiğiniz ayn biryazınızda rah- metli Inönü'nün 'hâkim teminatfna verdiği önemden- söz etmıştıniz. Hâkim teminatı 1961 Anayasası'yla sağ- lanmış; adli yargıda görevli meslek mensuplannın özlük işleri hakkında karar verme yetkisi hâkımler için, salt meslek mensuplanndan oluşan Hâkimler Yüksek Kuru- lu'na, savcılar için Savcılar Yüksek Kurulu'na tanınmış ve bu kurullann kararianna karşı ilgililere yargı yoluna başvuru hakkı verilmişti. Sözü geçen Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumu günümüz Hâkımler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) oluşumuna benzerdi. Ada- let Bakanı'nın başkanlığında, müsteşan ve üç Yargıtay- üyesinden oluşurdu... Ne varkianayasanın dava hakkı- nı bahşeden 137 ve 144. maddelerı kurallan 20.9.1971 günlü 1488 sayılı yasa ile değiştırilerek anılan kurullann kararianna karşı ilgililerin yargı yoluna başvurmalan ön- lenmişti. Bunun üzerine açılan dava sonunda Anayasa- Mahkemesi, 21.4.1977günlü 15916 sayılı Resmi Gaze- te 'de yayımlanan 27.1.1977 tarih ve 4 sayılı karanyla anı- lan yasanın ınsan haklanna, hukuk devleti ve eşitlik ilke- lenne aykınlğından bahısle iptaline hükmetmişti. Yüksek mahkeme aynı karannda Yüksek Hâkimler Kurulu 'nun idari bir organ, karahannın da idari karar ol- duğunu; böylece kuruluşun yüksek dereceli hâkimler- den oluşmasının, karariannın yargı denetimi dışında bı- rakılmasını gerektirmeyeceğini açıkça vurgulamıştır. Bildiğıniz gibi 1982 Anayasası 159. maddesinde ad- li ve idari yargı hâkım ve savcılannın özlük ışlenyle ilgili karar verme yetkisını Hâkımler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu 'na tanımış ve kurul kararlanna karşı yargı yoluna başvurma hakkını vermemiştır. Şu hale göre, hâkım ve savcılar on dörtyıldan beri 'insan haklarına, hukuk dev- leti ve eşitlik Hkelerine' aykınlığı Yüksek Mahkeme'ce belirlenmiş benzeri kurallar nedeniyle özlük haklanna yönelik HSYK tarafından verilen karariara karşı dava aç- ma hakkından yoksundurlar. ÇYargılayanlara da Yargı Yolu Açılmalf. F.T. Cumhuriyet, 8.11.1993) Bu durum- da olan hâkim ve savcının bağımsızlığından, teminatlı ol- duğundan söz etmek mümkün müdür? Üzerinde önem- le dunılması gereken konu bu olmalıdır! Sorunun çözü- mü için anayasanın 36. maddesiyle de çelişen 159. maddesi kuralının değiştirilmesidır. Sevgi ve saygı ile." ; ••• TÜYAP Kitap Şenliği istanbuî 'da sürüyor. 10 kasım pa- zar gününe dek sürecek. ilk üç günü katılamadım. Ya- rın, saat 14.00'te "B" salonunda üst kattı 15. sokakta "Ümit Yayıncılık"ta, "Çatıklılar", "Vlkiyle Kuyruğu"\\e öbür kitaplanmı imzalayacağım. 5 kasım salı günü ise Ismail Gülgeç le birlikte "B" sa- lonunda, giriş katında krtaplanmızı imzalayacağız. istan- buî TÜYAP'ta okurlar, ilk kez "Domuzuna Yazılar"\a ta- nışacaklar. "Domuzuna Yazılar'ın çizgilerini İsmail Gül- geç çizdi. iyi çizdi! Avrupa'da İsmail'in domuz karikatür- lerini görenler bayıldılar. ismail'in yeri darmış ama, biraz sıkışırsak, Mahmırt Makal da bizimle birlikte olabilecek. ismet Paşa, "En çok sevdiğim en küçük torunum- dur"derö\. Ben yapıtlanmın bırini öbüründen ayırmam ya, en yenisi galiba daha çekıci oluyor. Son kitabım, "Eylül Vazv/a/y" istanburdaokurlatanısacak. Kızgın 12 Eylül'ün yazılan. "Güldikeni Yayınlan" arasında çıktı. Güldikeni Ya- yınları'nı Ankara'da Mustafa Beyköylü yönetiyor. (An- kara'dakı adresi, Bayındır Sokak 14/17. Telefon: 431 87 52, faks: 43515 46) Mahmut Makal'ın "Anımsı, Acımsı" yapıtını çıkardı, AJi Yüce'nin "Şeytanıstan"ın yeni bas- kısını "Güldikeni" üstlendi. "Eylül Yazılan"n\ yetiştirmek için şenliğe, çok uğraştı. Mahmut Makal, Feyzullah Er- tuğrul kitabın düzeltmelerini yaptılar. Göbegimi anam kesmiş olmalı; ben de kendi göbe- ğimı kendim kesmeyi öğrendim. Anam öyle derdi: - Oğlum, tuttuğun ele ise, öğrendiğin kendine! B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDA1N SAĞA: 1/ Alevı ve Bekta- şiler'de dedelere yapılan yardım, verilen para ya da hediye. 2/ Bir de- 3 ğiş tokuşta üste ve- . rilen para... Öldü- riicü bir hastalık. 5 3/ XVII. yüzyılda yaşamış ünlü Os- ° manlı tarihçisi... j Hava basıncı biri- mi.4/"YaRabhe- 8 le - - - ağnlanm g durdu dıyordum" (Yahya Kemal)... Sodyu- mun simgesı. S'Birerkeğin kansı sağken ya da öldük- ten sonra baldızıy la ev len- mesi.ö/Bırgıda maddesi... 3 Eski dılde bal. 7/ Yapma- 4 cıklı davranış... Herkesin c gözü önünde yapılan. 8/ Emile Zola'nın bir roma- nı... Öz olmayan. 9/ Doni- 7 zetti Paşa'nın besteledigi, 8 1828-1839 yıllan arasında g Osmanlı devletinin resmi marşı. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Işyeri olarak kullanılan birkaç katlı yapı... Bir ışe gönlü olma. 2/Yünden dövülerek yapı- lan kalın \e kaba kumaş... Bıtkılerde gaz alışvenşine yara- yan aralıklar. 3/ Ağır bir yükü kaldırmak için kullanılan ay- gıt... Polonya halkından olan kımse. 4/Gemılerde oda... Bın metrenın kısa yazılışı. 5/Tırsi balığına verilen bir başkaad. 6/ "Levazım" sözcüğünün kısa yazılışı... Başlangıç müzıği. 7/Eski dildedudak... İslam'da bir mezhepmensubu. 8/Yur- dumuzda tunstık bir göl... C'flemeli bir çalgı. 9/At üretilen çıftlik... Sahip. malık.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear