Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1996 PAZAf
HABERLER
Aiternatif Nobel
odülleri
• Haber Merkezi -Her yıl
sveç Parlamentosu
arafından dağıtılan "The
iight Livelihood" adlı ödül
ürenınin I7"incisi
gerçekleştirildL Bu vıl 2
Lişi ve 2 grup arasında
bölüştürülen ödüle Herman
Dalv (ABD). Geog
vithoulkas (Yunanistan).
terala Sastra Grubu
(Hindistan) ve Rus Asker
Analan layık görüldüler
Bursa'da silahlı
saldırı
• BL RSA (Curnhuriyet) -
Bursa'da atari salonu işleten
Duran Balkava (29) ve
Ahmet Karadağ (44) adlı iki
k şi. Sırameşeler'de
yanlanna yaklaşan bir
oıomobilden açılan ateş
scnucu yaralandılar.
Saidrrganlar olay yerinden
sahte plakalı bir otomobil
ik kaçarken, yaralıiann
hastaneye götürülmeden
örce polis tarafından >anm
saat kadar yerde
sorgulanmaları tepki gördü.
Ketenci'den
suçlama
• İstanbul Haber Servisi -
CHP lstanbul tl Gençlik
Kurulu'nun "Parti.
Partililik. Partili Gençlik"
konulu Egıtim
Semineri'nde konuşan
Ahmet Güryüz Ketencı.
CHP'nın bir sosyal
demokrat parti olarak
sendika. meslek odaları ve
sivıl toplum örgütleriv le
organik ilişkisi olduğunu
belirttı. Ketencı. "Ama
Eğıtim-Sen'liler CHP'nin
'kanlı. kafatasçı bir
cumhunyetin partisi
olduğunu" düşüniivor.
Böyle bir sendika ıle
organik ilişki içinde
olamayız" dedi.
Kazan: Gündem
değiştîpiliyor
• İstanbul Haber Servisi -
Eskı İstanbul Barosu
Başkanı av ukat Turgut
Kazan. Susurluk'taki
kazayla ortaya çıkan
birtakım karanlık ilişkilerin
aydınlanmasına zaman
kalmadan gündemın
değıştirileceğini öne sürdü.
Kazan, "Ancak vakit
kaybedilmeden olaylann
üstüne gidifirse Türkiye için
önemlı bir adım atılmış
olunur" dedi.
Zfynet eşyasına
vergi
• A.NKARA (Cumhurivet
Bürosu)-REFAHYOL
hükümeti tarafından
hazırlanan ve TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu'nda
kabul edilen biryasa
tasansı ile beyana tabi gelir
ve kurumlar vergi.si
yükümlülerine değerli
ziynet e$yalannı. vergi
dairelerine bildirme
zorunluluğu getirildi. Külçe
altından yüzde 6. diğer
ziynet eşyalanndan vüzde 7
ve değerleme farkı içın de
yüzde 6 oranında vergi
alınacak.
Önal, SSK Genel
Müdürü• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati
Çelik'ın bakanlık ve bağlı
birimlerde başlattığı
kadrolaşma hareketi
çerçevesinde Kemai
Kılıçdaroğlu'nun görevden
alınması>la boşalan SSK
Genel Müdürlüğü'ne 24
Aralık 1995 seçimlerinde
RP'den milletvekili adayı
gösterilen Ekrem Önal
atandı.
İzmir'deki silahlı
çete
• İZMİR(AA)-İzmir
Emniyet Müdürlüğü"nce
Ege Bölgesi'nde yapılan
operasyonlarda. "suç
işlemek amacıyla silahlı
çeteoluşrurduklan"
iddiasıyla gözaltına alınan
46 sanıktan 21 'i tutuklandı.
25 sanık ise tutuksuz
yargılanmak iizere serbest
bırakıldı. Aralarında çete
lideri olduğu belirlenen
Ahmet Tekin Baykal ile
emekli başkomiser Ahmet
Doğan'ın da bulunduğu 17
sanık ise aranıyor.
Yeni dağıtım
ortaklığı
• ANKARA (AA)-Doğan
Grubu. pazarlama ve
dağıtım alanlannda faaliyet
göstermek üzere. Raks
Holding'in de ortak oiduğu
yeni bir şirket kurdu.
Kuruluşu Ticaret Sicili
Gazetesi'nde vayımlanarak
tescil edilen. "Dogan-Raks
Satış Pazarlama ve Dağıtım
AŞ"nin merkezi Istanbul'da
olacak.
Tuncelili bir yurttaş 'Ya bizi öldürsünler ya da bu uygulamalan değiştirsinler' dedi
Baykal: Türkiye AIDS'liALPER BALLI
TINCELİ -
Tuncelililer. so-
runlarını dinle-
mek üzere yöre-
ye giden CHP
Genel Başkanı
DenizBaykala. "Tekeknıeğimiz
okul. onu elimizden alrnasınlar"
diye seslendiler. Bavkal. Türki-
ye'nin AIDS'li. kanserli olduğu-
nu savunarak. ülkevi ameliyatla
iyileştirecek vönetim anlayışının
CHP bünyesinde olduğunu söyle-
di.
CHP lideri, Tunceli gezisinin
ilk gününde 2 yılı aşkın süredir
kapalı olan Erzurum-Pülümür-
Tunceli karayolundan geçerek Pü-
lümür v e Nazımiye ilçelerini ziya-
ret erti. Yurttaşlar tarafından yo-
ğun sevgi ve ilgiyle karşılanan
Baykal'dan en önemlı istemler
"eğitim, sağlık, ulaşun ve gıda ge-
reksinimleri" biçiminde sıralan-
dı. Nazımive iiçesine havanın ka-
• Baykal. Tunceli'de yaptığı açıkhava toplantısında, Türkiye'nin aspirinlerle ya da
"Hocanın okuyup üflemesiyle" iyileşemeyecek derecede "ağır hasta" olduğunu
söyledi. CHP lideri. "Bu ameliyatlık bir hasta. AIDS bu. kanser bu. Bunu
ameliyat ederek Türkiye'yi kurtaracağız" dedi.
rarmasının ardından giden Bav-
kal için yoğun güvenlik önlemle-
ri alındı. Tunceli Valisi Atıl Üzel-
gün'ün Baykal'ın ılçeyi ziyaretı-
ne güvenlik gerekçesivle karşı
çıktığı. ancak CHP'lılerin gitmek-
te direndikleri öğrenildi. Üzelgün.
Nazımiye gezisini dikkatle ve te-
dirginlikle izlediğini söyledi.
Bavkal. Nazınıiye-Pülümüryol
avrımında bulunan "Şehit Meh-
met Jandarma Karakol Kornu-
tanlığTna da nezaket zıvaretinde
bulundu. Askerler. vasak olduğu
gerekçesivle basının göriintü al-
masını engellemeye çalıştılar.
Bölgedeki güv enlik görev iilerinin
güç koşullaraltında görev yaptık-
larını anlatan Baykal. askerlere.
terörle mücadelede halkın zarar
üörmemesi «erektisini. bu konu-
da güvenlik görevlilerine önemli
görevler düştüğünü anlattı. "As-
keri sır olduğu için kaç kişi görev
yaptığınızı sormuvorum" diven
Bav kal. "Çayalırmısınız" sorusu-
na ~Evet">anıtını verdıkten son-
ra, "Karakol çayının üzerine yok-
fur. Bir de hapishane çayı \ardır.
onu da kımseve tavsive etmem"
dedi. '
'Tek ekmeğiniiz okuV
Ba>kal, gezisinin ikinci günün-
de Mazgirt ilçesinde incelemeler-
de bulundu. Kendisini -.Mazgirt
.Milletvekili Deniz Bavkal" olarak
tanıtan CHP lideri, yurttaşjara
yalnızolmadıklarını vesorunları-
na sahip çıkacaklarını anlattı.
Mazgirt ilçesinin girişindeki Ar.s-
lan>urt köyünde de incelemeler-
de bulunan Bavkal. kapalı ilköğ-
retim okulunu ve değirmeni de
gezdi. Okıılda öğretım araçlarının
bulunduğunu anlatan Baykal,
"Anatomi heykelleri bile var. Zili
\ar. zili çalacak kol yok. Güvenlik
gerekçesivle kapalı. Halbuki he-
nıen yanında karakol var. Değir-
nıen de kapalı. insanlar 70 kilo-
merre u/aklıktaki Kov ancılar'a gi-
derek. buğda>larmı öğüriivor. Bu
kabul edilemez" dedi. Ba>kal
okuldan çıkarken. bir yurtta>.
"Tek ekmeğimiz okul onu da eli-
mizden almavın" dive seslendi.
Köv lülerin ağırlıklı şikâyet konu-
larını eğıtını \e gıda ambargosu
olu^tururkeıı. bir vurrtaş. "Va bi-
zi öldürsünler>a da bu uv gulama-
ları değiştirsinler "dedi. Ba>kal,
sorunlannı Aııkara ızündemine ta-
şıyacaklannı v e mutlaka yetkilile-
rin ilgisinı Tunceli ve çekecekle-
rini söyledi.
Baykal. Tunceli'de yaptığı açık-
hava toplantısında. Türkiye'nin
aspirinlerle va da "Hocanın oku-
yup üflemesiyle" iyileşemeyecek
derecede "ağır hasta" olduğunu
savunarak. "Bu ameliyatlık bir
hasta. AIDS bu, kanser bu. Bunu
amelivat ederek Türkhe'vi kurta-
racağız" dedi. Tuncelfnin ezilme-
sine izin \erme>eceklerini belir-
ten Baykal. "Güç günler gelip ge-
çecek. Artık halkın çile tesrisi dol-
du taşıyor" görüşünü dile getirdi.
Tuncelı'de milletvekilleri Er-
can Karakaş, Algan Hacaloğlu.
Mustafa Vıldız v e Orhan \'eli \'û-
dırım'ın >aptığı ıncelemeler ve
gazete haberleri. Sağlık Bakanlı-
ğı'nı hareketegeçirdi. Dahaönce
tek uzman doktorun bulunduğu
Tuncelive 5 uzman hekim rotas-
von uygulamasıyla gönderildi.
Yurttaşlar. doktorların kalıcı ol-
masını istivor.
Ankara, İstanbul ve İzmir'de 'devlet-mafya-aşiret' ilişkisine karşı eylemler düzenledi
ODP'den
4
sifon çek' çağrısı
• ÖDP Ankara İl
Başkanlığı binası
önünde dün bir
basın açıklaması
yapıldı.
Açıklamada.
"Pislik
temizlenmeden.
bu pisliği besleyen
anti-demokratik
baskı ortamı ve
savaş sona
erdirilmeden bu
ülkenin önünü
açabilmek
olanaksızdır"
denildi. ÖDP,
Ağarve Bucak'ın
dokunulmazlıklan
-nın kaldjrılarak
yargılanmalanni
istedi.
Haber
Merkezi -
Özgürlük
ve
Davanışma Partisi.
Susurluk'taki kazayla
birlikte gözler önüne
serilen dev let-mafya-
aşiret ilişkilerine karşı
kamuoyunu "sifon
çekme>e" çağırdı.
Ankara. İstanbul. Izmir
başta olmak üzere
örgütfü olduğu tüm illerde "Bu
pisliği ÖDP temizler. Haydi hep
beraber sifon çekelim"
sloganıyla toplanan ÖDP'liler.
Günevdoğu'daki çatışma
ortamının mafyaya "yatakljk'"
ettiğıni savundular.
ÖDP Merkez Vürütme Kurulu
üyeleri. Ankara il başkanlığı
binası önünde dün bir basın
açıklaması vaparak. "Pislik
temizlenmeden, bu pisliği
be$le>en anti-demokratik baskı
ortamı ve savaş sona
erdirilmeden. bu ülkenin önünü
açabilmek olanaksızdır"
görüşünü dile getirdiler. Türkive
yönetimindekilerin pisliği
yaratanlar ve besleyenler
olduğunun sav unulduğu
açıklamada, savaş ortamından
çıkan olanların banş
istemeyeceği belirtildi.
Açıklamada şöyle dendı:
ÖDP İstanbul İl Başkanı Mehmet Atav.
"ÖDP, bu pisliğe yıllardır göğüs
gerenlerin partisidir. İddia
edivoru/ ki, bu pisliği biz
temizleriz, çünkü biz hep
demokrasi istedik ve istiyoruz.
Bizim ne mafvayla ne polis
şefleriyle ne eroin kaçakçılanyla
ne de ülkücü katillerle en ufak
bir çıkar ilişkimi/ yok."
Içişleri Bakanlığı'ndan istifa
eden Mehmet Ağar ve Susurluk
kazasından varalı kurtulan DYP
Şanlıurfa Milletvekili Sedat
Bucak'ın dokunulmazlıklannın
kaldırılmasının istendiği
açıklamada. olav lann çözümü
için hukukçu ve siv il örgüt
>öneticilerinden oluşan
"bağımsız araştırma
komis\onu" kurulması önerildi.
Günevdoğu'da barışın
sağlanamamasıyla mafyaya
"yataklık" edildiğinin
belirtildıgi açıklamada. "ÖDP
olarak bu çetelerin \e onlara
yataklık eden baskı ve savaş
ortamının karşısında
olacağınuzı herkesin bilmesini
isthoruz" denildi.
Açıklama sonrasında. ellerinde
"MalŞaya kıyak. öğrencive
da>ak". "Rezilliği gençleri
döverekörtemezsiniz". "Polis.
mafva. de\let: bu ne biçim
rezalet" vazılı dövizler taşıvan
partililer. "Kirli savaşa son"
sloganını atarak dağıldılar.
'Sorumsuz Erbakan*
ÖDP. Istanbul'da da "sifon
çekelim" çağnsı vaptı. ÖDP
İstanbul İl Başkanı Mehmet
Atay. Susurluk'taki kazanın
altından korucubaşı aşiret
reisleri. ülkücü katiller. polis
şefleri ve bakanlann çıktığını
belirtti. Ellennde "Bu pisliği
ÖDP temizler, ha\di hep
beraber sifon çekelim" vazılı
afişler bulunan bir grup
partilivle birlikte dün saat
13.00'te Taksim tramvay durağı
önüne gelen Atav. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
Susurluk'taki kazayla ilgili
olarak bugüne kadar
konuşmanıasını sorumsuzluk
olarak değerlendırdi. Ağar'ın
istifasının çürümüşlüğün üstünü
örtmeve vetmeveceğini ifade
eden Atav. Ağar v e Sedat
Bucak'ın dokunulmazlıklannın
kaldırılmasını istedi. Atay
sözlerinı sövle sürdürdü:
"Bütün bu ve benzeri çeteler
barolardan. hukukçulardan.
siv il örgüt yöneticilerinden
oluşan bağımsız \e güvenilir
demokraf bir araştırma
komisvonu tarafından
soruşturulmalıdır. Türkiye ya bu
adımı atacak va da yeni
cinavetlerle. >eni pis ve karanlık
ilişkilerie vaşamava devam
vaptı. (KAAN SAĞANAK)
edecektir." Atay'ın basın
uçıklamasından sonra ÖDP'lı
grup "mafya-devlet-aş,iret, bu ne
biçim rezalet" sloganı atarak
dağıldı.
Izmir'de eylem
ÖDP izmir'de de mafyalaşmaya
karşı kamuovunu duvarlılığa
çağırdı. Izmir Cumhuriyet
Alamnda konuşan ÖDP İl
Yönetim Kurulu üyesi Naci
Çetin, mevcut rejimin bütün
kurumlarıyla. bütün toplumsal
ilişkileri ile çürüdüğünü
belırterek, "Hergun yeni
skandallara tanık oluvoruz.
Maf>a dev lerin, devlet mafŞanın
içinde; uyuşturucu kaçakçılığı,
riişvvt. tehdit, şantaj, faili
meçhul cinavetler, kavbedilen
insanlar. Artık herkes görüyor
ki, üniformalı çeteler havatımı/ı
karartan bu olav lann
failleridir"dedi.
SIFI'R NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Mehmet Ağar'ın istifası, ba-
nş cephesinin son dönemde
kazandığı en önemli başarı.
Devletin içinde savaştan bes-
lenen merkezi ve güçlü bir çe-
tenin oluştuğunu biz biliyorduk.
Bunların devletin en îepelerin-
de dolaştığından da bir şüphe-
miz yoktu. Ancak, bu çetenin
üzerine yürünemiyordu. Çün-
kü Güneydoğu'da sürdürülen
savaş. onlara olağanüstü bir
güç ve inisiyatif yaratmıştı.
Kimse onlara laf edemiyordu.
Silah onların elindeydi, ikti-
dar onların egemenliğindeydi.
Ellerinde bayraklar, "devletin
bölünmez bütünlüğü "nün yiğit
savunuculan olarak, kendileri-
ne karşı çıkanlara kan kusturu-
yorlardı. Onlardan hesap sorul-
ması mümkün değildi.
Mehmet Ağar. polis şefliğin-
den sonra milletvekili yapılmış,
son koalisyonda da içişleri Ba-
kanlığı olmazsa olmaz bir koşul
olarak öne sürülmüştü. Meh-
met Ağar, Emniyet Genel Mü-
dürü iken, devlet içindeki güç-
lerin yaptığı belli olan bazı ey-
lemler tırmanışa geçti. Adam
Ağar'ın İstifası Ne Anlama Geliyor?
kaçırmalar, kaybetmeler, cina-
yetler inanılmaz boyutlara ulaş-
tı. Devlet içindeki gizli bir örgüt,
iniaz mangası gibi çalışıyordu.
Bu infaz mangalan. önceleri
solcuiarı ve muhalif Kürtleri ka-
çırırken, giderek mafya liderle-
rineyöneldi. Kürt mafyasının li-
derlerini gözler önünde kaçıra-
rak birer birer katlettiler ve
uyuşturucu ticaretini ülkücü
mafyaya teslim ettiler.
Bu çete. kandan besleniyor:
uyuşturucu ve kumar alanında
kazandığı paralarla olağanüstü
bir güce erişti. Sedat Bucak
gibi 5 bin silahlı korucuya ku-
manda eden aşiret reisleri, Gü-
neydoğu'nun hesap sorula-
maz ortamında devlet içinde
devlet anlamma gelecek iider-
lere dönüştüler. Eroin artık bu
bölgede devletgüçlerinin işbir-
liğiyle piyasaya sunuluyordu.
Başlangıçta, devletin diğer
kurumlarının onayıyla bu infaz-
lara girişen çete, giderek hükü-
metin de desteğiyle kontrolsüz
bir güç haline dönüştü. Cina-
yetten aranan ü/kücüler, bu çe-
tenin etkili militanları olarak in-
fazları yönetmeye başladılar.
Hatta Tank Ümit gibi MİT'le iş-
birliği yapan elemanlar bile bu
çete tarafından temizlenebildi.
Her kanunsuzluğun ve başı-
boş şiddetin bir sonu olduğu
gibi, bu çetenin de bir yerlere
çarpacağı belliydi. Önce devle-
tin bir kurumu MİT, bunlann ip-
liğini pazara çıkaracak bir rapor
yayımladı. Bu ikinci önemli ra-
pordu. Mehmet Eymür ve ar-
kadaşlan tarafından hazırlanan
ilk raporda da Mehmet Ağar'ın
birçok kanunsuz işe bulaştığı
yer, zaman ve tanık gösterile-
rek kanıtlanıyordu.
ikinci rapor ise daha açık ve
netti: Bu raporda, Tansu Çiller
ve Mehmet Ağar'ın devlet için-
de gizli birörgütlenmeyaparak
infazlara giriştiği ve ülkücü Ab-
dullah Çatlı gibi katliam sanık-
larıyla bu işleri örgütledikleri
anlatıhyordu. MİT, Abdullah
Çatlı'nın Mehmet Özbay sah-
te kimliğiyledolaştığını bundan
3-4 ay önce açıklamış ve çete-
nin kanunsuz eylemlerini tek
tek ortaya dökmüştü.
Bu _. raporu, kumarhaneler
kralı Ömer Lütfü Topal'ın öl-
dürülmesi izledi. Bu cinayetin
zanlısı olarak özel harekât ti-
minden iki polis yakalandı. Bu
soruşturmanın da üstü örtüldü.
Sonradan anlaşıldı ki, bu iki po-
lis. Mehmet Ağar'ın emriyle
serbest bırakılmıştı.
Mehmet Ağar'ın içişleri Ba-
kanı olması, bu çeteye anlaşıl-
dığı kadarıyla büyük bir cesa-
ret veriyordu. Abdullah Çatlı,
Mehmet Özbay sahte kimliğiy-
le dolaştığı kamuoyuna açık-
landığı haldealdırmıyordu. De-
şifre edilmiş bu kimlikle şirket-
ler kuruyor. ihalelere katılıyor-
du.
Susurluk kazası bu ortamda
gerçekleşti. Basının olağanüs-
tü çabası ve kamuoyunun du-
yarlılığıyla kazanın örtbas edil-
mesı mümkün olmadı. Çete.
suçüstü yakalandı. O güne ka-
dar bu çeteye söz söylemekten
kaçınanlar da aynı anda sesle-
rini yükselttiler.
Mehmet Ağar'ın istifası. ül-
kücü kliğin devlet içinde ilk cid-
di yarayı alması anlamına geli-
yor. Bugüne kadar savaş ve va-
tanseverlik edebiyatıyla herke-
si susturan şovenist çete. şim-
di telaş içinde bu işin içinden
nasıl sıyrılacağını düşünecek
noktaya geldi.
Ağar'ın istifası bir başlangıç.
iz sürdürülmeli. Bugüne kadar
karanlıkta kalmış cinayetler,
uyuşturucu ticareti takibe alın-
malı ve çete temizlenene ka-
dar bu işin üzerine yürünmeli.
Demokratik kamuoyunu kü-
çümsememek gerekiyor. Son
olayda en büyük başarı, med-
yanın ve banş cephesinin.
Polis, yargı, hükümet, parla-
mento suskunluğunu korur-
ken. kamuoyu çetenin üzerine
yürüdü. Mehmet Ağar'ın istifa-
sı bu ortamda gerçekleşti.
Böylece önemli bir adım atıldı.
Devam...
MIKRO
DINÇ TA1ANÇ
Büyüklük Odup ki...
Hep düşünürüm; Mustafa Kemal Atatürk ne-
den büyüktür?
ilk dersimi, çocukluk yıllarımda babamın muaye-
nehanesindeki bir yabancıdan alıyorum. Babamın
kitaplığındaki Atatürk'lerin çokluğundan şaşkın
adamcağız. Kırık dökük bir Türkçe ile "Kitap çok
olmasına çok ama, siz okumasını bilmiyorsunuz"
diyor. Babam öfkeleniyor. yabancı raflardan rasge-
le çektiği bir kitabı açıp sokarcasına gözlerine yak-
laştırıyor ve "Doktor" diyor, "siz O'nu böyle oku-
yorsunuz. Oysa kitap böyle okunur." Ve kitabı, tüm
harflerin rahatça gözükeceği bir uzaklığa çekip sür-
dürüyorkonuşmasını: "Bilmeden okuyan nekitap-
tan bir şey anlar ne de kitabın kimi anlattığının ay-
rımına varır."
O gün bu gündür, kitabı gözüme sokarak okû-
mamayı öğreniyorum.
Gerçekten, neden büyüktür Mustafa Kemal Ata-
türk?
"Geçilmez "deki düşmanı "Her yüzyılda dünya-
ya bir dâhi gelir. Nereden bilebilirdik ki yirminci
yüzyılın dehası Mustafa Kemal olacak ve Çanak-
kale'de karşımıza çıkacaktır" dediği için mi?
Başkomutanlık Muharebesi'nde, başkomutan
olduğunu bile biimeden tutsak düşen düşrnanını
ayakta karşıladığı için mi?
Osmanlı'dan aydın-
lanmacı bir Türkiye
Cumhuriyeti yarattığı
için mi?
Osmanh'nın yüzyıla
yakın biriktirdiği borç-
ları on yılda ödeyip
genç Cumhuriyet'in
onurunu kurtardığı için
mi?
Yoksa ölümünden bu
yana "öldürülemediği"
için mi?
Soruları çoğalttıkça,
yanıtsızlığa alışır olu-
yordum. Ta ki "Türkiye
Cumhuriyeti'nı Cum-
huriyet gazetesinden
öğrenmeye geldik" di-
ye söze giren Özel Mar-
mara Eğitim Kurumları
Ilkokulu'nun "gelece-
ğin büyükleri" ile tanışıncaya dek.
Aydınlıkları ile birlikte bir de armağanlan vardı...
Atatürk diyordu ki:
"Şu veya bu yoldan birtakım kimselere kendini-
zi beğendirmek hevesine düşmeyiniz, bunun hiç-
birkıymeti ve önemi yoktur.
"Şunun veya bunun siziyüzünüze karşı gereğin-
den çok övmesinden kuvvet almaya tenezzül et-
meyiniz.
"Büyüklük odurki; hiç kimseye eğilmeyeceksin,
hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için ger-
çek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyecek-
sin.
"Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. önüne
sayısız engellerylğılacaktir. Kimseden yardım gel-
meyeceğine inanarak bu güç/ükleri aşacaksın.
"Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu
söyleyenlere güleceksın."
Ana fikir: Mustafa Kemal.
Ana fikrin ana fikri: Atatürk,
Zirvede befirsizlik
Erbakan'ın
D8 fîyaskosu
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Kalkınmakta
olan 8 Müslüman ülkeara-
sındaki işbirliği olanakla-
rının arttınlmasına yönelik
olarak RP'nin önderliğinde
kurulmaya çahşılan
"D8"in bu av sonunda va-
pılması öngörülen devlet
veya hükümet başkanları
zirvesinın diğer ülkelerin
karşı çıkinası üzerine 1997
yılında yapılmasının öngö-
rüldüğü bildirildi.
RP'nin gölge Dışışleri
Bakanı Abdullah Gül. zir-
ve tarihinin ülke liderleri-
nin programlarının çakış-
ması nedenıyle ileri bir ta-
rihe ertelendıği açıklama-
sını vapmasına karşın baş-
ta Malezva ve Nijeryanın
söz konusu zirvenin "ace-
leye getirilmemesini" iste-
dikleri öğrenildi. Katılımcı
ülkeler. D8'in işbirliği va-
pacağı alanlar arasında
"savumna" maddesinin ol-
masına da karşı çıktılar.
Başbakan Erbakan'ın
gelişmekte olan Müslüman
ülkeleri bir araya getirme
projesi olarak bilinen
DS'ın ikinci toplantiM dün
Ankara'da yapıldı Anka-
ra'da dışışleri bakanlan se-
vivesinde >apılmasi öngö-
rüîen uzmanlar toplantısı-
na Bangladeş. Nijerya ve
Endonezya'nın büyü'kelçi.
Malezva'nın müsteşar dü-
zeyinde katılması "fiyas-
ko" olarak değerlendirildi.
Toplantıva Abdullah Gül
başkanlık ederken. İran.
Mısır ve Pakistan da dışış-
leri bakanı seviyesinde ka-
tıldılar.
Açılışta ve kapanışta bir
konuşma vapan Başbakan
Necmettin Erbakan. her i-
ki seferde de 35'er dakika
geç kaldı. Toplantının dı-
şişleri bakan yardımcıları
düzeyinde yapılacağının
belirtilmesine karşın katılı-
mın düşük sev iyede kalma-
sı dikkat çektk
İlki 22 ekimde istan-
bul'da "Kalkınmadaİşbir-
liği Konferansı" adı altında
gerçekleşen toplantının de-
vamı niteliğindeki Ankara
toplantısının en önemli
gündem maddelennden bi-
ri bu a> sonunda dev let ve-
ya hükümet başkanlannın
katılımı ilegerçekeleşecek
zirve konusu idi.
Daha önce 27 kasımda
yapılacağının belirtilmesj-
ne karşın. katılımcı ülkele-
nn toplantının alelacele ya-
pılmasına karşı çıkmalan
nedenıyle 1997 yılının ilk
üç ayı içinde yapılmasına
vönelık bir "tavsiye kara-
n'" alındı. Başbakan Erba-
kan, toplantının sonunda
yaptığı açıklamada. 8 ülke
temsilcilerinin tüm konu-
larda görüş birlığine var-
dıklarını kaydetmesine
karşın. katılımcılar "gele-
cek yıl başında yapılması
öngörülen zirve sonunda
vayımlanacak bildirinin
içeriği \e ülkeler arasında
vapılmasıöngörülen savuri-
ma işbirliği" konularının
gündeme gelmesini iste-
mediler.
Dev let Bakanı Gül, top-
lantının sonunda yaptığı
basın toplantısında. dün
vapılan toplantılarda D8
adında bir kuruluşun oluş1
-
turulması karannın alındf-
ğını ve bu kuruluşun mer-
kezinin İstanbu) olması yo-
lunda görüş birliğıne vanl-
dığını kavderti.
Gül. D8 kapsamında ui-
manlannoluşturacağı "ko-
misyon". dışişleri bakanla
1
-
nnın oluşturacağı "koır-
sey" ve devlet veya hükü-
met başkanlannın katılı-
mıyla gerçekleşecek "riıv
ve" organlannın kurulma
1
-
sının ortak bildiride yeral-
dığını kaydetti. Konsey
toplantısının gelecek ocak
ayının ilk haftasında yapı-
lacağını anlatan Gül. zirve
toplantısının da 1997'inilk
üç ayı içinde gerçekleştiril-
mesi yolunda tavsiyt
karannın alındıâını bildİE-
di.