23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 KASIM 1996 PAZAf HABERLER Aiternatif Nobel odülleri • Haber Merkezi -Her yıl sveç Parlamentosu arafından dağıtılan "The iight Livelihood" adlı ödül ürenınin I7"incisi gerçekleştirildL Bu vıl 2 Lişi ve 2 grup arasında bölüştürülen ödüle Herman Dalv (ABD). Geog vithoulkas (Yunanistan). terala Sastra Grubu (Hindistan) ve Rus Asker Analan layık görüldüler Bursa'da silahlı saldırı • BL RSA (Curnhuriyet) - Bursa'da atari salonu işleten Duran Balkava (29) ve Ahmet Karadağ (44) adlı iki k şi. Sırameşeler'de yanlanna yaklaşan bir oıomobilden açılan ateş scnucu yaralandılar. Saidrrganlar olay yerinden sahte plakalı bir otomobil ik kaçarken, yaralıiann hastaneye götürülmeden örce polis tarafından >anm saat kadar yerde sorgulanmaları tepki gördü. Ketenci'den suçlama • İstanbul Haber Servisi - CHP lstanbul tl Gençlik Kurulu'nun "Parti. Partililik. Partili Gençlik" konulu Egıtim Semineri'nde konuşan Ahmet Güryüz Ketencı. CHP'nın bir sosyal demokrat parti olarak sendika. meslek odaları ve sivıl toplum örgütleriv le organik ilişkisi olduğunu belirttı. Ketencı. "Ama Eğıtim-Sen'liler CHP'nin 'kanlı. kafatasçı bir cumhunyetin partisi olduğunu" düşüniivor. Böyle bir sendika ıle organik ilişki içinde olamayız" dedi. Kazan: Gündem değiştîpiliyor • İstanbul Haber Servisi - Eskı İstanbul Barosu Başkanı av ukat Turgut Kazan. Susurluk'taki kazayla ortaya çıkan birtakım karanlık ilişkilerin aydınlanmasına zaman kalmadan gündemın değıştirileceğini öne sürdü. Kazan, "Ancak vakit kaybedilmeden olaylann üstüne gidifirse Türkiye için önemlı bir adım atılmış olunur" dedi. Zfynet eşyasına vergi • A.NKARA (Cumhurivet Bürosu)-REFAHYOL hükümeti tarafından hazırlanan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen biryasa tasansı ile beyana tabi gelir ve kurumlar vergi.si yükümlülerine değerli ziynet e$yalannı. vergi dairelerine bildirme zorunluluğu getirildi. Külçe altından yüzde 6. diğer ziynet eşyalanndan vüzde 7 ve değerleme farkı içın de yüzde 6 oranında vergi alınacak. Önal, SSK Genel Müdürü• ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'ın bakanlık ve bağlı birimlerde başlattığı kadrolaşma hareketi çerçevesinde Kemai Kılıçdaroğlu'nun görevden alınması>la boşalan SSK Genel Müdürlüğü'ne 24 Aralık 1995 seçimlerinde RP'den milletvekili adayı gösterilen Ekrem Önal atandı. İzmir'deki silahlı çete • İZMİR(AA)-İzmir Emniyet Müdürlüğü"nce Ege Bölgesi'nde yapılan operasyonlarda. "suç işlemek amacıyla silahlı çeteoluşrurduklan" iddiasıyla gözaltına alınan 46 sanıktan 21 'i tutuklandı. 25 sanık ise tutuksuz yargılanmak iizere serbest bırakıldı. Aralarında çete lideri olduğu belirlenen Ahmet Tekin Baykal ile emekli başkomiser Ahmet Doğan'ın da bulunduğu 17 sanık ise aranıyor. Yeni dağıtım ortaklığı • ANKARA (AA)-Doğan Grubu. pazarlama ve dağıtım alanlannda faaliyet göstermek üzere. Raks Holding'in de ortak oiduğu yeni bir şirket kurdu. Kuruluşu Ticaret Sicili Gazetesi'nde vayımlanarak tescil edilen. "Dogan-Raks Satış Pazarlama ve Dağıtım AŞ"nin merkezi Istanbul'da olacak. Tuncelili bir yurttaş 'Ya bizi öldürsünler ya da bu uygulamalan değiştirsinler' dedi Baykal: Türkiye AIDS'liALPER BALLI TINCELİ - Tuncelililer. so- runlarını dinle- mek üzere yöre- ye giden CHP Genel Başkanı DenizBaykala. "Tekeknıeğimiz okul. onu elimizden alrnasınlar" diye seslendiler. Bavkal. Türki- ye'nin AIDS'li. kanserli olduğu- nu savunarak. ülkevi ameliyatla iyileştirecek vönetim anlayışının CHP bünyesinde olduğunu söyle- di. CHP lideri, Tunceli gezisinin ilk gününde 2 yılı aşkın süredir kapalı olan Erzurum-Pülümür- Tunceli karayolundan geçerek Pü- lümür v e Nazımiye ilçelerini ziya- ret erti. Yurttaşlar tarafından yo- ğun sevgi ve ilgiyle karşılanan Baykal'dan en önemlı istemler "eğitim, sağlık, ulaşun ve gıda ge- reksinimleri" biçiminde sıralan- dı. Nazımive iiçesine havanın ka- • Baykal. Tunceli'de yaptığı açıkhava toplantısında, Türkiye'nin aspirinlerle ya da "Hocanın okuyup üflemesiyle" iyileşemeyecek derecede "ağır hasta" olduğunu söyledi. CHP lideri. "Bu ameliyatlık bir hasta. AIDS bu. kanser bu. Bunu ameliyat ederek Türkiye'yi kurtaracağız" dedi. rarmasının ardından giden Bav- kal için yoğun güvenlik önlemle- ri alındı. Tunceli Valisi Atıl Üzel- gün'ün Baykal'ın ılçeyi ziyaretı- ne güvenlik gerekçesivle karşı çıktığı. ancak CHP'lılerin gitmek- te direndikleri öğrenildi. Üzelgün. Nazımiye gezisini dikkatle ve te- dirginlikle izlediğini söyledi. Bavkal. Nazınıiye-Pülümüryol avrımında bulunan "Şehit Meh- met Jandarma Karakol Kornu- tanlığTna da nezaket zıvaretinde bulundu. Askerler. vasak olduğu gerekçesivle basının göriintü al- masını engellemeye çalıştılar. Bölgedeki güv enlik görev iilerinin güç koşullaraltında görev yaptık- larını anlatan Baykal. askerlere. terörle mücadelede halkın zarar üörmemesi «erektisini. bu konu- da güvenlik görevlilerine önemli görevler düştüğünü anlattı. "As- keri sır olduğu için kaç kişi görev yaptığınızı sormuvorum" diven Bav kal. "Çayalırmısınız" sorusu- na ~Evet">anıtını verdıkten son- ra, "Karakol çayının üzerine yok- fur. Bir de hapishane çayı \ardır. onu da kımseve tavsive etmem" dedi. ' 'Tek ekmeğiniiz okuV Ba>kal, gezisinin ikinci günün- de Mazgirt ilçesinde incelemeler- de bulundu. Kendisini -.Mazgirt .Milletvekili Deniz Bavkal" olarak tanıtan CHP lideri, yurttaşjara yalnızolmadıklarını vesorunları- na sahip çıkacaklarını anlattı. Mazgirt ilçesinin girişindeki Ar.s- lan>urt köyünde de incelemeler- de bulunan Bavkal. kapalı ilköğ- retim okulunu ve değirmeni de gezdi. Okıılda öğretım araçlarının bulunduğunu anlatan Baykal, "Anatomi heykelleri bile var. Zili \ar. zili çalacak kol yok. Güvenlik gerekçesivle kapalı. Halbuki he- nıen yanında karakol var. Değir- nıen de kapalı. insanlar 70 kilo- merre u/aklıktaki Kov ancılar'a gi- derek. buğda>larmı öğüriivor. Bu kabul edilemez" dedi. Ba>kal okuldan çıkarken. bir yurtta>. "Tek ekmeğimiz okul onu da eli- mizden almavın" dive seslendi. Köv lülerin ağırlıklı şikâyet konu- larını eğıtını \e gıda ambargosu olu^tururkeıı. bir vurrtaş. "Va bi- zi öldürsünler>a da bu uv gulama- ları değiştirsinler "dedi. Ba>kal, sorunlannı Aııkara ızündemine ta- şıyacaklannı v e mutlaka yetkilile- rin ilgisinı Tunceli ve çekecekle- rini söyledi. Baykal. Tunceli'de yaptığı açık- hava toplantısında. Türkiye'nin aspirinlerle va da "Hocanın oku- yup üflemesiyle" iyileşemeyecek derecede "ağır hasta" olduğunu savunarak. "Bu ameliyatlık bir hasta. AIDS bu, kanser bu. Bunu amelivat ederek Türkhe'vi kurta- racağız" dedi. Tuncelfnin ezilme- sine izin \erme>eceklerini belir- ten Baykal. "Güç günler gelip ge- çecek. Artık halkın çile tesrisi dol- du taşıyor" görüşünü dile getirdi. Tuncelı'de milletvekilleri Er- can Karakaş, Algan Hacaloğlu. Mustafa Vıldız v e Orhan \'eli \'û- dırım'ın >aptığı ıncelemeler ve gazete haberleri. Sağlık Bakanlı- ğı'nı hareketegeçirdi. Dahaönce tek uzman doktorun bulunduğu Tuncelive 5 uzman hekim rotas- von uygulamasıyla gönderildi. Yurttaşlar. doktorların kalıcı ol- masını istivor. Ankara, İstanbul ve İzmir'de 'devlet-mafya-aşiret' ilişkisine karşı eylemler düzenledi ODP'den 4 sifon çek' çağrısı • ÖDP Ankara İl Başkanlığı binası önünde dün bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada. "Pislik temizlenmeden. bu pisliği besleyen anti-demokratik baskı ortamı ve savaş sona erdirilmeden bu ülkenin önünü açabilmek olanaksızdır" denildi. ÖDP, Ağarve Bucak'ın dokunulmazlıklan -nın kaldjrılarak yargılanmalanni istedi. Haber Merkezi - Özgürlük ve Davanışma Partisi. Susurluk'taki kazayla birlikte gözler önüne serilen dev let-mafya- aşiret ilişkilerine karşı kamuoyunu "sifon çekme>e" çağırdı. Ankara. İstanbul. Izmir başta olmak üzere örgütfü olduğu tüm illerde "Bu pisliği ÖDP temizler. Haydi hep beraber sifon çekelim" sloganıyla toplanan ÖDP'liler. Günevdoğu'daki çatışma ortamının mafyaya "yatakljk'" ettiğıni savundular. ÖDP Merkez Vürütme Kurulu üyeleri. Ankara il başkanlığı binası önünde dün bir basın açıklaması vaparak. "Pislik temizlenmeden, bu pisliği be$le>en anti-demokratik baskı ortamı ve savaş sona erdirilmeden. bu ülkenin önünü açabilmek olanaksızdır" görüşünü dile getirdiler. Türkive yönetimindekilerin pisliği yaratanlar ve besleyenler olduğunun sav unulduğu açıklamada, savaş ortamından çıkan olanların banş istemeyeceği belirtildi. Açıklamada şöyle dendı: ÖDP İstanbul İl Başkanı Mehmet Atav. "ÖDP, bu pisliğe yıllardır göğüs gerenlerin partisidir. İddia edivoru/ ki, bu pisliği biz temizleriz, çünkü biz hep demokrasi istedik ve istiyoruz. Bizim ne mafvayla ne polis şefleriyle ne eroin kaçakçılanyla ne de ülkücü katillerle en ufak bir çıkar ilişkimi/ yok." Içişleri Bakanlığı'ndan istifa eden Mehmet Ağar ve Susurluk kazasından varalı kurtulan DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın dokunulmazlıklannın kaldırılmasının istendiği açıklamada. olav lann çözümü için hukukçu ve siv il örgüt >öneticilerinden oluşan "bağımsız araştırma komis\onu" kurulması önerildi. Günevdoğu'da barışın sağlanamamasıyla mafyaya "yataklık" edildiğinin belirtildıgi açıklamada. "ÖDP olarak bu çetelerin \e onlara yataklık eden baskı ve savaş ortamının karşısında olacağınuzı herkesin bilmesini isthoruz" denildi. Açıklama sonrasında. ellerinde "MalŞaya kıyak. öğrencive da>ak". "Rezilliği gençleri döverekörtemezsiniz". "Polis. mafva. de\let: bu ne biçim rezalet" vazılı dövizler taşıvan partililer. "Kirli savaşa son" sloganını atarak dağıldılar. 'Sorumsuz Erbakan* ÖDP. Istanbul'da da "sifon çekelim" çağnsı vaptı. ÖDP İstanbul İl Başkanı Mehmet Atay. Susurluk'taki kazanın altından korucubaşı aşiret reisleri. ülkücü katiller. polis şefleri ve bakanlann çıktığını belirtti. Ellennde "Bu pisliği ÖDP temizler, ha\di hep beraber sifon çekelim" vazılı afişler bulunan bir grup partilivle birlikte dün saat 13.00'te Taksim tramvay durağı önüne gelen Atav. Başbakan Necmettin Erbakan'ın Susurluk'taki kazayla ilgili olarak bugüne kadar konuşmanıasını sorumsuzluk olarak değerlendırdi. Ağar'ın istifasının çürümüşlüğün üstünü örtmeve vetmeveceğini ifade eden Atav. Ağar v e Sedat Bucak'ın dokunulmazlıklannın kaldırılmasını istedi. Atay sözlerinı sövle sürdürdü: "Bütün bu ve benzeri çeteler barolardan. hukukçulardan. siv il örgüt yöneticilerinden oluşan bağımsız \e güvenilir demokraf bir araştırma komisvonu tarafından soruşturulmalıdır. Türkiye ya bu adımı atacak va da yeni cinavetlerle. >eni pis ve karanlık ilişkilerie vaşamava devam vaptı. (KAAN SAĞANAK) edecektir." Atay'ın basın uçıklamasından sonra ÖDP'lı grup "mafya-devlet-aş,iret, bu ne biçim rezalet" sloganı atarak dağıldı. Izmir'de eylem ÖDP izmir'de de mafyalaşmaya karşı kamuovunu duvarlılığa çağırdı. Izmir Cumhuriyet Alamnda konuşan ÖDP İl Yönetim Kurulu üyesi Naci Çetin, mevcut rejimin bütün kurumlarıyla. bütün toplumsal ilişkileri ile çürüdüğünü belırterek, "Hergun yeni skandallara tanık oluvoruz. Maf>a dev lerin, devlet mafŞanın içinde; uyuşturucu kaçakçılığı, riişvvt. tehdit, şantaj, faili meçhul cinavetler, kavbedilen insanlar. Artık herkes görüyor ki, üniformalı çeteler havatımı/ı karartan bu olav lann failleridir"dedi. SIFI'R NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Mehmet Ağar'ın istifası, ba- nş cephesinin son dönemde kazandığı en önemli başarı. Devletin içinde savaştan bes- lenen merkezi ve güçlü bir çe- tenin oluştuğunu biz biliyorduk. Bunların devletin en îepelerin- de dolaştığından da bir şüphe- miz yoktu. Ancak, bu çetenin üzerine yürünemiyordu. Çün- kü Güneydoğu'da sürdürülen savaş. onlara olağanüstü bir güç ve inisiyatif yaratmıştı. Kimse onlara laf edemiyordu. Silah onların elindeydi, ikti- dar onların egemenliğindeydi. Ellerinde bayraklar, "devletin bölünmez bütünlüğü "nün yiğit savunuculan olarak, kendileri- ne karşı çıkanlara kan kusturu- yorlardı. Onlardan hesap sorul- ması mümkün değildi. Mehmet Ağar. polis şefliğin- den sonra milletvekili yapılmış, son koalisyonda da içişleri Ba- kanlığı olmazsa olmaz bir koşul olarak öne sürülmüştü. Meh- met Ağar, Emniyet Genel Mü- dürü iken, devlet içindeki güç- lerin yaptığı belli olan bazı ey- lemler tırmanışa geçti. Adam Ağar'ın İstifası Ne Anlama Geliyor? kaçırmalar, kaybetmeler, cina- yetler inanılmaz boyutlara ulaş- tı. Devlet içindeki gizli bir örgüt, iniaz mangası gibi çalışıyordu. Bu infaz mangalan. önceleri solcuiarı ve muhalif Kürtleri ka- çırırken, giderek mafya liderle- rineyöneldi. Kürt mafyasının li- derlerini gözler önünde kaçıra- rak birer birer katlettiler ve uyuşturucu ticaretini ülkücü mafyaya teslim ettiler. Bu çete. kandan besleniyor: uyuşturucu ve kumar alanında kazandığı paralarla olağanüstü bir güce erişti. Sedat Bucak gibi 5 bin silahlı korucuya ku- manda eden aşiret reisleri, Gü- neydoğu'nun hesap sorula- maz ortamında devlet içinde devlet anlamma gelecek iider- lere dönüştüler. Eroin artık bu bölgede devletgüçlerinin işbir- liğiyle piyasaya sunuluyordu. Başlangıçta, devletin diğer kurumlarının onayıyla bu infaz- lara girişen çete, giderek hükü- metin de desteğiyle kontrolsüz bir güç haline dönüştü. Cina- yetten aranan ü/kücüler, bu çe- tenin etkili militanları olarak in- fazları yönetmeye başladılar. Hatta Tank Ümit gibi MİT'le iş- birliği yapan elemanlar bile bu çete tarafından temizlenebildi. Her kanunsuzluğun ve başı- boş şiddetin bir sonu olduğu gibi, bu çetenin de bir yerlere çarpacağı belliydi. Önce devle- tin bir kurumu MİT, bunlann ip- liğini pazara çıkaracak bir rapor yayımladı. Bu ikinci önemli ra- pordu. Mehmet Eymür ve ar- kadaşlan tarafından hazırlanan ilk raporda da Mehmet Ağar'ın birçok kanunsuz işe bulaştığı yer, zaman ve tanık gösterile- rek kanıtlanıyordu. ikinci rapor ise daha açık ve netti: Bu raporda, Tansu Çiller ve Mehmet Ağar'ın devlet için- de gizli birörgütlenmeyaparak infazlara giriştiği ve ülkücü Ab- dullah Çatlı gibi katliam sanık- larıyla bu işleri örgütledikleri anlatıhyordu. MİT, Abdullah Çatlı'nın Mehmet Özbay sah- te kimliğiyledolaştığını bundan 3-4 ay önce açıklamış ve çete- nin kanunsuz eylemlerini tek tek ortaya dökmüştü. Bu _. raporu, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın öl- dürülmesi izledi. Bu cinayetin zanlısı olarak özel harekât ti- minden iki polis yakalandı. Bu soruşturmanın da üstü örtüldü. Sonradan anlaşıldı ki, bu iki po- lis. Mehmet Ağar'ın emriyle serbest bırakılmıştı. Mehmet Ağar'ın içişleri Ba- kanı olması, bu çeteye anlaşıl- dığı kadarıyla büyük bir cesa- ret veriyordu. Abdullah Çatlı, Mehmet Özbay sahte kimliğiy- le dolaştığı kamuoyuna açık- landığı haldealdırmıyordu. De- şifre edilmiş bu kimlikle şirket- ler kuruyor. ihalelere katılıyor- du. Susurluk kazası bu ortamda gerçekleşti. Basının olağanüs- tü çabası ve kamuoyunun du- yarlılığıyla kazanın örtbas edil- mesı mümkün olmadı. Çete. suçüstü yakalandı. O güne ka- dar bu çeteye söz söylemekten kaçınanlar da aynı anda sesle- rini yükselttiler. Mehmet Ağar'ın istifası. ül- kücü kliğin devlet içinde ilk cid- di yarayı alması anlamına geli- yor. Bugüne kadar savaş ve va- tanseverlik edebiyatıyla herke- si susturan şovenist çete. şim- di telaş içinde bu işin içinden nasıl sıyrılacağını düşünecek noktaya geldi. Ağar'ın istifası bir başlangıç. iz sürdürülmeli. Bugüne kadar karanlıkta kalmış cinayetler, uyuşturucu ticareti takibe alın- malı ve çete temizlenene ka- dar bu işin üzerine yürünmeli. Demokratik kamuoyunu kü- çümsememek gerekiyor. Son olayda en büyük başarı, med- yanın ve banş cephesinin. Polis, yargı, hükümet, parla- mento suskunluğunu korur- ken. kamuoyu çetenin üzerine yürüdü. Mehmet Ağar'ın istifa- sı bu ortamda gerçekleşti. Böylece önemli bir adım atıldı. Devam... MIKRO DINÇ TA1ANÇ Büyüklük Odup ki... Hep düşünürüm; Mustafa Kemal Atatürk ne- den büyüktür? ilk dersimi, çocukluk yıllarımda babamın muaye- nehanesindeki bir yabancıdan alıyorum. Babamın kitaplığındaki Atatürk'lerin çokluğundan şaşkın adamcağız. Kırık dökük bir Türkçe ile "Kitap çok olmasına çok ama, siz okumasını bilmiyorsunuz" diyor. Babam öfkeleniyor. yabancı raflardan rasge- le çektiği bir kitabı açıp sokarcasına gözlerine yak- laştırıyor ve "Doktor" diyor, "siz O'nu böyle oku- yorsunuz. Oysa kitap böyle okunur." Ve kitabı, tüm harflerin rahatça gözükeceği bir uzaklığa çekip sür- dürüyorkonuşmasını: "Bilmeden okuyan nekitap- tan bir şey anlar ne de kitabın kimi anlattığının ay- rımına varır." O gün bu gündür, kitabı gözüme sokarak okû- mamayı öğreniyorum. Gerçekten, neden büyüktür Mustafa Kemal Ata- türk? "Geçilmez "deki düşmanı "Her yüzyılda dünya- ya bir dâhi gelir. Nereden bilebilirdik ki yirminci yüzyılın dehası Mustafa Kemal olacak ve Çanak- kale'de karşımıza çıkacaktır" dediği için mi? Başkomutanlık Muharebesi'nde, başkomutan olduğunu bile biimeden tutsak düşen düşrnanını ayakta karşıladığı için mi? Osmanlı'dan aydın- lanmacı bir Türkiye Cumhuriyeti yarattığı için mi? Osmanh'nın yüzyıla yakın biriktirdiği borç- ları on yılda ödeyip genç Cumhuriyet'in onurunu kurtardığı için mi? Yoksa ölümünden bu yana "öldürülemediği" için mi? Soruları çoğalttıkça, yanıtsızlığa alışır olu- yordum. Ta ki "Türkiye Cumhuriyeti'nı Cum- huriyet gazetesinden öğrenmeye geldik" di- ye söze giren Özel Mar- mara Eğitim Kurumları Ilkokulu'nun "gelece- ğin büyükleri" ile tanışıncaya dek. Aydınlıkları ile birlikte bir de armağanlan vardı... Atatürk diyordu ki: "Şu veya bu yoldan birtakım kimselere kendini- zi beğendirmek hevesine düşmeyiniz, bunun hiç- birkıymeti ve önemi yoktur. "Şunun veya bunun siziyüzünüze karşı gereğin- den çok övmesinden kuvvet almaya tenezzül et- meyiniz. "Büyüklük odurki; hiç kimseye eğilmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için ger- çek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyecek- sin. "Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. önüne sayısız engellerylğılacaktir. Kimseden yardım gel- meyeceğine inanarak bu güç/ükleri aşacaksın. "Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu söyleyenlere güleceksın." Ana fikir: Mustafa Kemal. Ana fikrin ana fikri: Atatürk, Zirvede befirsizlik Erbakan'ın D8 fîyaskosu ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Kalkınmakta olan 8 Müslüman ülkeara- sındaki işbirliği olanakla- rının arttınlmasına yönelik olarak RP'nin önderliğinde kurulmaya çahşılan "D8"in bu av sonunda va- pılması öngörülen devlet veya hükümet başkanları zirvesinın diğer ülkelerin karşı çıkinası üzerine 1997 yılında yapılmasının öngö- rüldüğü bildirildi. RP'nin gölge Dışışleri Bakanı Abdullah Gül. zir- ve tarihinin ülke liderleri- nin programlarının çakış- ması nedenıyle ileri bir ta- rihe ertelendıği açıklama- sını vapmasına karşın baş- ta Malezva ve Nijeryanın söz konusu zirvenin "ace- leye getirilmemesini" iste- dikleri öğrenildi. Katılımcı ülkeler. D8'in işbirliği va- pacağı alanlar arasında "savumna" maddesinin ol- masına da karşı çıktılar. Başbakan Erbakan'ın gelişmekte olan Müslüman ülkeleri bir araya getirme projesi olarak bilinen DS'ın ikinci toplantiM dün Ankara'da yapıldı Anka- ra'da dışışleri bakanlan se- vivesinde >apılmasi öngö- rüîen uzmanlar toplantısı- na Bangladeş. Nijerya ve Endonezya'nın büyü'kelçi. Malezva'nın müsteşar dü- zeyinde katılması "fiyas- ko" olarak değerlendirildi. Toplantıva Abdullah Gül başkanlık ederken. İran. Mısır ve Pakistan da dışış- leri bakanı seviyesinde ka- tıldılar. Açılışta ve kapanışta bir konuşma vapan Başbakan Necmettin Erbakan. her i- ki seferde de 35'er dakika geç kaldı. Toplantının dı- şişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağının belirtilmesine karşın katılı- mın düşük sev iyede kalma- sı dikkat çektk İlki 22 ekimde istan- bul'da "Kalkınmadaİşbir- liği Konferansı" adı altında gerçekleşen toplantının de- vamı niteliğindeki Ankara toplantısının en önemli gündem maddelennden bi- ri bu a> sonunda dev let ve- ya hükümet başkanlannın katılımı ilegerçekeleşecek zirve konusu idi. Daha önce 27 kasımda yapılacağının belirtilmesj- ne karşın. katılımcı ülkele- nn toplantının alelacele ya- pılmasına karşı çıkmalan nedenıyle 1997 yılının ilk üç ayı içinde yapılmasına vönelık bir "tavsiye kara- n'" alındı. Başbakan Erba- kan, toplantının sonunda yaptığı açıklamada. 8 ülke temsilcilerinin tüm konu- larda görüş birlığine var- dıklarını kaydetmesine karşın. katılımcılar "gele- cek yıl başında yapılması öngörülen zirve sonunda vayımlanacak bildirinin içeriği \e ülkeler arasında vapılmasıöngörülen savuri- ma işbirliği" konularının gündeme gelmesini iste- mediler. Dev let Bakanı Gül, top- lantının sonunda yaptığı basın toplantısında. dün vapılan toplantılarda D8 adında bir kuruluşun oluş1 - turulması karannın alındf- ğını ve bu kuruluşun mer- kezinin İstanbu) olması yo- lunda görüş birliğıne vanl- dığını kavderti. Gül. D8 kapsamında ui- manlannoluşturacağı "ko- misyon". dışişleri bakanla 1 - nnın oluşturacağı "koır- sey" ve devlet veya hükü- met başkanlannın katılı- mıyla gerçekleşecek "riıv ve" organlannın kurulma 1 - sının ortak bildiride yeral- dığını kaydetti. Konsey toplantısının gelecek ocak ayının ilk haftasında yapı- lacağını anlatan Gül. zirve toplantısının da 1997'inilk üç ayı içinde gerçekleştiril- mesi yolunda tavsiyt karannın alındıâını bildİE- di.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear