23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10KASIM1996PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Devrimi Yaratan 'Düşünce Devrimi' Prof. Dr. BEDL4 AKARSU A tatürk'ıin ölümünün 58. \ılındavız. "Hâlâ Ata- türk mü?" divenlere. "Atatürk ne yapmış" di- ye soranlara özellikle son sıllarda sık sık rastlanır oldu. E\et. >ine Atatürk hem de herza- mankinden daha fazla. Atatürk ne yap- mış ki ö>le i7ii' Önce kısaca anımsata- lıtn: İlkin. ezilnıiş çökmüş. umutsuz \e umarsızbırlıalkı ulusal birlik altındn top- lamış: vıkılmı^ bir imparatorluktan bir ulus ve bağımsız bir dev let \aratmıij. Te- okratık düzenden halk egemenliğine da- yalı laik düzene geçmemizi. ortaçağ kül- türünden çağdaş kültüre vönelmemizi sağlamış: eğitim alanında dinsel düşii- niiîNÜn verıne bılımsd dü^ünüşii koyınıii- tu. En çok üzerınde durduğu da düşiinüş devrimi ka\ ramı idı. Bütiin ınsanlarımı- zı dü^ünen ınsanlar vapmak istivordu o. Buıuırı Ja yolu laik eğıtimdı. Laik eğitim ve eğitim birliğı ilkelenni verleştirerek bilimsel eğitim sısteminı kurdıı Türk ulusunukendi tarilıi \ekendi dili üzerin- de bilınçlendirmek üzere Türk Tarih K.u- rumu'nu ve Türk Dil Kurumu'nu kurdu. Bugün "tarihimizle barışmak"tan söz edenler. gerçek tarih araştirmalannın bu kurumlarla ba^ladığını bılmezlikten «e- liyorlar. Bugün bir kiiltürdili durumuna gelen Türkçemizi de bu kurumlara. do- layısıyla Atatürk e borçlu olduğumuzu unutuyorlar. Daha sa\aş yıllarında 1921 'de Ankara'da Eğitim Şûrasf nı top- laması da eğitime ne denli önem verdi- f ini gösterir. Halk eğitimine de çok bü- yük önem \eren Atatürk Halke\lerini kurmuştu. Bu e\ lerde okuma yazma öğ- renilir. bu e\ lerden piyano keman sesle- ri yükselir. bııev lerde oyunlarsergilenir. bu evlerde konferanslarverilirdi. Hukuk devrimi ile Türk kadınını şeriattan kur- tarıp topluma kazandırnıı^tı. O zamanın sloganı "halkarağmen halk için"di. (Bu- nu şimdılerde kimıleri !-eçkincilık dive a^ağı görüvor: oysa bugün en gelişmiş iil- kelerde halk eğitim ınerkezleri açılıyor. yetişkinlerıçin.) Bır"kültürordusu~ ya- ratmak (günıinuizde "dinordusıT'varat- mayı tasarlıyorlar) \ebununla Türkulu- sunu "dar katalı" bilgisizlerin elinden kurtarmak ister Atatürk. Bunun da yolu laik eğitim ve eğftim birliğidir \e bütiin in- sanlanmıza eşiteğitimfirsatı\erebilmek- tir. Bu düşüncelerini gerçekJeştirmek için tüm ülkede eğitim seferberüğine girişmiş, ilkokuldan iiniversiteve çağdaş yöntemle- re davalı eğitim sistemini kurmuştu. Bu eğitımden beklenen de: tarihin bir ilerleme olduğunun bilincine varan. kül- türün gelişmesinde katkısı olan, bu kat- kıda bire> in rolünün bilincine \aran, ba- ğıniMzdüşünebilen. kendi kendine karar verebilen. kendi yolunu kendisi secebı- len.düşünebilenözgürkışileryetıştirme- sidir. Bu amaca erışilmi^ti de. Önemle üzerinde durduğu bir konu da ekonomidır Atatürk'ün. O tümüyle Tiir- kiye'ningerçeklenne vegereksinmelerı- ne uygun, planlı programlı birekonomı Mstemi geliştirmıştir. De\ letçidir. anıa totaliter bir sisteme dönüşebilecek olan sosyalizmden yana değildir: özel girişi- me yer verir, ama vabanıl (vahşi) kapita- lizme dönüşebilecek olan liberalizmden yana da değildir. Bu sistemi ılede 1929- 30 dünya ekonomıkbunalımını-Osman- lı borçlannı da ödememize karşın - bıı- nalımsız atlatan tek ülke olmuştur Tür- kiye.V'e şimdi kalkmış birileri. bütün bunların önemsiz işler olduğunu sikıl- madan söyleyebilıyor. Bu kısa anımsatmadan sonra Atatürk düşüncesinin ilkelerinı. yine kısaca. birer bırergözdengeçirelim: Ulusal bağımsız- lık, özgiirlük ve laiklik temel ilkelerinin başında gelir Atatürk"ün. Bu kavramla- rın hepsı de tersyüz edilip sunuluyor şim- dilerde. Örneğin: "Efendim.dünvadeğiş- ti. artık bağımsızlık >ok, karşılıklı bağını- lıJık \ar" diyorlar. Evet. dü/ıya değiştı. hem de bunları söyleyenlerin asıl gerçe- ği göremeyecekleri kadardeğışti: bunda hiç kuşku yok. Karşılıklı bağımlılık bü- tün dünyanın istediği bir şey. Ancak ta- ratlar bağımsız olmadan karşıhklı ba- ğımlılıktan söz ediiebilir mi? Her buy ru- ğa baş egen, her yaptığı başkalarınca de- netlenen köle bağımlılıgı içinde yaşayan bir insan va da bir ulusun karşılıklı ba- ğımlılığından söz ediiebilir mi? Karşı- lıklı bağıntlılık, ister tek tek bireyler ara- sında. ister dev letler ya da uluslar arasın- da olsun. ancak özgür \ e bağunsız iıısan- lar ve uluslar arasında oiabilir. Atatürk bunu 75 yıl önce görmüştü: daha 1920"lerde "Bu düma yeni baştan dü- zenlenmelidir" derken ultısların eşit hak- laria içinde >er aldığı bir yeni dünya dü- zeninden, bağımsız ulusların birbirine bağımlı olduğu bir insanlık düzenüiden söz ediyordu. Ama bağımulığın uyduluk olmadığını anlayamazelbette "yeniman- dacı" enteller. Özgürlük \ e laiklik de tersy üz ediliy or. Başıbosluk özgürlük sanıldığı gıbi. dın örgütlen de sıvil toplum olarak gösten- lip sözüm ona laıkiiğe karşı çıkılıyor. Atatürk ün ılkeleri arasında çok önem- li yeri olan ultısçuluk. halkçılık.devrim- cilik \e devletçilik de -hem de ilkelenni d okla Atatürk'ün simgelediği CHP'lıler- cebile-kıvasıyaeleştıriliyor. Ele^tirıde- mek de doğru mu bunlara0 Çünkü yal- nızca yeriyorlar. alay ediyorlar. düşün- celeri gerçek bir süzgeçten geçirmeden. Örneğin devletçiliği alalım: Atatürk'ün de\letçıliğini özeliikle ekonomi alanın- da eleş.tırenler. sanırım Atatürk'ün eko- nomi sistemini incelemeden giriş.işorlar bu eleştirilerine. Atatürk'ün ekonomi sis- temi planlı birekonomi sistemıdır. "llu- sal anfla (misak-ı mılli) yurdu yabancı işgalinden kurtaran Türk ulusu. bu sefer de ekonomik bakımdan yabancı boyun- duruğuna düşmemek için "ulusal emek andrna(say mi>ak-ı mıllısılçağırır Ata- türk. Buda planlı çalışmadır. "Askeri/.a- ferle" bağınısızlığını yeniden elde etmıs ulusun ekonomik bağımsızlığını da sağ- laması gerekir. 1923 Izmir İktisat Kong- resi'nde şunları söy lüyordu Atatürk: **En pariak zaferimizin sağladığı. daha da sağ- layabileceği meyveleri toplayıp onlardan yararlanabilnıemiz için ekononiimi/in. ekonomik egemenliğimizin \e bağımsız- lığımı/ın şağlanması ve pekiştirilmesi ge- rekJidir. İ'lkeji baundır hale getirecek olan ekonomik nedenler, ekonomik çaba- lardır... Bunun için övle bir ekonomi dö- nemi gereklidir ki artık ulusumuz insan- ca vaşamasını bilsin, insanca yaşamanın ne>e bağlı olduğunu öğrensin ve bunu ger- çekleştirmeye jönelsin. Bu ulus bö>le bir dönemin tarihini \ a/acaktır. Böy le bir d(>- nenıde, en biiv ük hak. en viiksek yer ça- lışanlann olacaktir." Daha kurulu.'jun ilk günlerinde 24 Ni- sarı 1920'deuki-NunheralandakieksikIik- lerıne değiııerek. şunlan söy lüyordu Ata- türk: "Bueksikliklerigiderebilnıemiziçin her şeye ihtivacımız \ardır. Ama bir tek şartla: Ulusun özgürlüğü,dev letin bağım- sızlığı sarsılmamak. zedelenmemek şar- tıy la. İşte ulusun gelişmesi. ülkenin bay ın- dırlaşması için gerekli her şeyi dışardan almak konusunda pek u\anık. pek tedbir- li da\ ranmalıy ı/. Dışarının > ardımını uy- gun bulacağiA ama fekrar tekrar belirt- tiğimiz gibi bağımsız kalınak hakkımız ve veteneğinıizi her zanıan koruvarak." ( Atatürk'ün Söy Ie\ leri. TDR Yay". 196S. S 40) Böylece Atatürk'ün yabancı .ser- mayc kar^ısında olmadığını da görüyo- rıız; ama bağımsızlığımızı yitirmcmek koşulu ile. Bizinı için gerekli olan ba- ğımsızlığımızı zedelemeyen ulusal bir ekonomidir Atatürk'e göre. Bütün lıalkı insanca yaşatacak olan bir program ge- reklidir. Sınıfayrımı yapmaksizın ulusal emekandı ile bir halk ekonomisi kurma- lıdır. Bu da ancak devletçilik ilkesi ile saglanabilirdi. De\ letçilikten ne anladığını da kendi- si açıklıvor Atatürk 1936"da. "Tiirki- ve'nin tatbik ettiği devletçilik sistemi 19. asırdanberisosyaİizmnazariyelerininile- ri sürdükleri fikirlerden alınarak tercü- me edilnıiş bir sistem değildir. Bu. Türki- >e'nin ihtiyaçlarından doğmuş. I iirki- >e*>e has bir sistemdir. Devletçiliğin biz- ce manası sudur: Fertlerin hususi teşeb- büslerini ve şahsi laalivetlcrini esas tut- mak. fakat bü> ük bir milletin vegeniş bir memleketin bütün ihtivaçlarını ve çok şevierin >apılmadığını göz önünde tuta- rak memleket iktisadivatını dv\ letin eli- ne almak. Türkive Cumhuriyeti Devleti. Türkive \atanında asııiardan beri ferdi >e hususi teşebhüslcrlevapılmış olan şey- leri bir an evvel yapmak istedi >e görül- düğü gibi kısa bir zamanda yapmava nıu- \aflak oldu. Bi/inı takip ettiğimi/ vol gi>- riildüğü gibi liberalizmden de başka bir sistemdir." I Karal. Atatürk 'ten Düşünce- ler. 1969. S. 102) Ulusun yapisına en uy- gun yol ne sosyalizm ne de lıberalizm- dir. Atatürk'e göre. "Tanzimat'ın açtığı serbest ticaret devri Avrupa rekabetine karşı kendisini müdafaa edemeyen iktisa- div atımı/ı bir de iktisadi kapitülasyon zin- ciri ile bağladı. Teşkilat ve ferdi kıymet noktai nazarlarından ikrisur sahasında bizden çok kuvvetli olanlar memleketi- mizde, bir de fa/la olarak, imriya/lı mev- kide bulunuvoriardı. Temettü vergisi ver- miyorlardı. Cümrüklerimizi ellerinde tu- tuyorlardı. İstedikleri /anıan. istedikleri eşyayı istedikleri şeriat tahtına memleke- timize soku>orlardı. Bütün şuabat-ı ikti- sadiyemize bu sayede hâkim-i mutlak ol- muşlardı:" Bu sözleri I Mart 1922'de söylemistir Atütürk Meclis'i açarken. Bugün dıırumumuz o günlerden pek mi farklı.' Neden bu durumun önüne geç- mek için Atatürk'ün önerdiği \e dünya- y a (özeliikle "mazlummilletiere")ömek olarak sunduğu sistemi yeniden uygula- mıyonız? "Plan değil, pilav istivoruz" slo- ganı ile başlayan. bugün kimilerince 46 ruhu diye ö\ ünerek öne sürülen DP'nin açtığı yolun bizi nerelere getirdiğini gör- menin zamanı gelmedi mi? Ve de CHP'nin kendi ilkelerine sarılmasının, onlara sahip çıkmasının. Kendi tabanla- rı saydıklan halkın da bunu istediğini görmüyorlarmı.'Türkiye'nin bugün düs;- tüğü durumdan çıkmasının tek yolu, Ata- türk "ün açtığı Aydınlanma \'olu'na yeni- den girmemiz. onun ilkelerinı tümüyle yaşatmamızdır. Bu. yalnız kendi ülkemiz için değil. dünyada bizi örnek alan az ge- lismiş ya da gelişmekte olan uluslara kar- si da göre\ inıızdir. Türk Dev rimi ile bir- likte Türk tarihinde yeni birdönem açıl- dığı gibi. dünya tanhinde de yeni bir çağ açılıyordu. Bütün "mazlum milletler"in yazgısı değişiyordu. Bir "t'çüncü Dün- ya" doğuyordu. 21. yüzyılda yeniden ör- nek bir ulu». Hegel'in dey ı>ıy le "tarihsel ulus"olma görev inıızi. "kendisiningeliş- tirdiği ilkeleri bütün insanlığa nıal etme. bütün insanlıkölçüsündegenişletme*"an- lamına gelen "tarihsel ulus" olma göre- \imizi sürdürnıelivız ARADABIR BEHZAT AY O'nu Aramaktayız Her yıl. Gazi Mustafa Kemal'in Söylev'ini, O'nun bu büyük yapıtmı. 15 ekımden başlayarak okumaya başlarım. Gazi. 15-20 Ekim 1927'de 36 saatte okur Söylev'i. Ne var ki ben, bu büyük ya- pıtı 36 saatte bitiremem. Kasım ayına sarkar oku- mam. Bu yıl da öyle oldu. Büyük aydınlanmacı H.V. Velidedeoğlu'nun basıma hazırlayıp Çağdaş Ya- yınları arasında çıkan bu büyük yapıtı sanki yeni okuyormuşum gibi oldum bu yıl.. ~ Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ilk elden tutulmuş bir güncesi. önemli bir tarih. başyapıt, kaynak kitaptır bu... 400'ü aşkın önemli belgeleri içeren bu yapıt, bir hesaplaşmayı da içermektedir. Yeni Mandacıların, Sevr yandaşlarının, Lozan'ı küçümseyenlerin çıkardıkları toza dumana, sıçrat- tıkları çamura karşın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hayranlığım daha da artıyor... Kurtuluş Savaşımızı örgütleyip başlatan ve utku ile sonuçlandıran önder, büyük komutan, ulusal kahraman. yurt kurtarıcısı ve devlet kurucusunun dayancı. direnci, karşısındakıleri yenişi destanlık bir konu... Iki Amerikalı bilim adamı, baba-oğul Dupuy'la- rın hazırladıkları büyük askeri tarih ansiklopedisin- de, (onların deyişiyle "Kemal"\n adı parlamakta) binlerce komutanın içinde en çok Gazi Mustafa Kemal Atatürk övülerek şöyle söz edıliyor: "Karizmatik yaratıcılığı, sıkı, ödün vermez azmi, siyasal becerisi ve olağanüstü askeri dehası ile Kemal, parçalanmış, bitkin, başkalarının merha- metine bırakılmış ulusunu yeniden canlandırmış ve onu tekrar birleştirmiştir. Bu başansını ilk planda Yunanlılarla yürüttüğü savaş sırasında taçlandır- dığı zaferlerle sağlamıştır..." Atatürk'e saldırılarım her geçen gün arttıranlar utansınlar... işgal ordusu denize dökülünce. Lordlar ve Avam kamaralarında heyecanlı anlar yaşanır. Işçi Partisi lideri McDonald kürsüye çıkar ve konuşmaya baş- lar: "Nerede Başbakan Lloyd George? Bıze ne söz verdi, ne sonuç aldı? Hazineyi boş yere masrafa soktu. Hani Anadolu paylaşılacak. Boğazlar bizim olacaktı? Heyhat. bunların hiçbiri olmadı. Şimdi bunun hesabını versin!" Lloyd George şöyle yanıtlar: "Arkadaşlar, tarih dâhi yetiştirmekte pek cömert değildir. Yüzyıllar pek seyrek olarak dâhi yetiştirir. Şu şanssızlığa bakın kı, çağımızda o büyük dâhi- yi Türk ulusu yetiştirdi. Ben O'na yenildim. Mus- tafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi?.." Lloyd George bu konuşmasından sonra hemen istifa eder... Ve bu eski başbakan öldükten sonra Times ga- zetesi bir sayfasını ona ayırarak, alaysama ile şöy- le yazar bir yerinde: "Lloyd George'u, bir daha ka/kmamak üzere Mustafa Kemal devirmiştir." işte, yenik düştükleri halde Mustafa Kemal'i böy- leövüyorlar... Atatürk'e saldırılarım yoğunlaştıranlarda utanma diye birşey yok... Şimdi ölmüş bulunan bir cumhurbaşkanı, bir il- çenın il olması dolayısıyla yaptığı konuşmada şöy- le söylemişti: "Cumhuriyet döneminde önemli bir şeylerin yapıldığı pek söylenemez." Evet, böylesöylemişti... Belleklerimizdençıkma- dı bu utanılası söz... Oysa, 1929-1939 yılları arasında bütün dünya- da sanayi üretimi yüzde 19 artarken Türkiye'de yüzde 96 artmıştır... Mucize gibi bir durum. Atatürk döneminde enflasyon yüzde eksi 2 iken, bugün yüzde 85'tir... Son yılların yöneticileri aslında halkımıza hesap vermeliler. Dünyada 169 ülke arasında gelir dağı- lımı en bozuk son 10 ülke arasına Türkiye'yi sokuş nedenlerinin hesabını vermelidirler Bugün, ulusal gelirin yarısının altında pay alan nüfusun yüzde 80'inin yaşamı cehennemseldir... Cennet azınlık, baştaki yöneticHerle birlikte "dolce-vita" (tatlı ya- şam) içinde, günlerini gün etmekteler. Bütün bun- ların nedeni. son elli yıldan beri Kemalizmden uzak- laşışımızdır. Her geçen gün Kemal Atatürk'ü daha çok aramaktayız... TARTIŞMA Atatürk'ü Anarken... ostlarım bana "Atatürk'ün çok yakınında bulundun. o zaman çocuk olmana rağmen. kim bilir ne çok anın vardır: onları yazıp vayımlasana" diye sürekli ısrar edip benı yüreklendirdiler. Ben de o büyük insanı ölüm yıldönümü dolayısıyla özel olarak andığımız bugünlerde. bir anımı yazmaya karar \erdim. \\\ I936. Bizailece Fiorya'dayız. Ingiliz Kralı VIII. Edv\ard İstanbul'a büy ük kurtarıcı Atatürk'ü görüp tanımaya geldi. Ertesi gün Florya'da çaya da\et edıldi Biz de. Kralı yakından görmek için: büyük ablam Neclâ, misafirimiz Melek Cevanşir. akrabamız Kemâl Gürhan \e ben. köskün köprüsünün yanına gidip bekledık. Az sonra Atatürk ve Kral Eduard köskün kapısında göründüler. Her ikisı de gayet zarif ve Siktılar. bizim yanımıza geldıler. Annnsadığım kadarıvla Fransızca konusuvorlardı. Bizler her ıkı devlet büyüğünü .«.ajgıyla selamladık O zaman Florya'nın kuınu (Simdikiler bilmezler) çok güzel. ince ve ünlüydü. Atatürk; ablanıdan bir parça kumu alıp Ekselansları'na götürmesinı istedi. Rahmetlı ablam (o zaman 18 yaşındaydı) elleri titreyerek. biravuç kumu alıp. daha da yaklasarak Kral ın beğenisıne sundu. Edvvard kumu avuçlarına aldı ve çok beğendiğini söyledi. Bizler de. bu vesile ile koskoca İngiltere Kralı'nı yakından görmek olanağına ka\tışmus olduk. Yol üzerinde bıriken halk "Vaşa, var orsesleriy le. her ikı dev let büy üğiine şevgı gösterilerınde bulundular. Onlarda. lıalkı selamlayıp. Florya Deniz Köşkü'ne döndüler. Sanıyorum ertesi akşam (ya da ikı gün sonra) Kral Eduard İngiltereve dönnıek üzere. Sirkecıden trenle ayrıldılar. Küçükçekmece'den geçcrken tren yavaş.ladı. Küçükçekmece ve Florya sakinlerı. biz. çocuklar. gençler uğurladık Kral Edvvard'ı ve beraberindekilen. He\ gıdı günler hey! Sevgıli Atatürk. sen döneminin en büyüğü idin. Senı tanımak. konusmak. görebılmck ıçın dünyanın heryerınden; krallar. ş;ahlar. prensler, devlet baskanları, hep ayağma geldıler. Büy ük Atatürk. sen aydınlıklar (nurlar) içinde yat!.. Sevda Gürer Tagay Ce\at Abbas Gürer'in kızı kkAçık Radyo lyaşında^ Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık radyo. "Açık AJVMA VE 1. YILDOIVUMU Em. Kd. Hak. Alb. AHMET FARUK AKDEMİR D:1921 Ö: 10 Kasım 1995 Saat: 17.30 Sevgili babamızı. Ata'mızla avnı günde ebediyete uğurladık. Ayrılığın tanımlanamaz acısını varlığımızda taşıyor, ikısinı de en derin özlemle anıvoruz. Tann rahmet eylesın. Nur içinde yatsınlar. Çoculdarı F. Nilgün (Akdemir) - Cahit - Deniz - Onur SELİMOĞLL VEFAT ve BAŞSAĞUĞI Cemiyetimız üyesi değerlı m f k TUKHAN BAYRAKTAR 9 Kasım 1996 günü vefat etmıştir. \'efatı camıamızda büyük üzüntü yaratan Turhan Bayraktar'ın cenazesı 9 Kasım 1996 Cumartesi günü ıkındı namazını müteakıp Fatilı Camıı'nden alınarak Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verılmı^tır. Bayraktar'a Tann'dan rahmet. kederlı ailesıne ve üyelerimıze başsaülığı dıleriz. TÜRKİVE GAZETECİLER CEMl^ ETİ S l L H H L K U K H Â K İ M L İ Ğ İ ' N D E N DosyaNo: 1994 382 Esas Davacı Selahattın Harmankaya tarafından davalılar Esin Öztop ve müşterekleri aleyhıne mahkememıze açılan taksim v e ızalei şüyu da- vasında: Dava konusu Bevpazarı tapusunun Rüstempasa Mahalle- sı'nde bulunan 325 ada l7 parseldehi5!.edarolan davalılardan Lale Göl- geç Oyman ve Aydın Oyman'a dava dılekçesı \e duru^ma günü teblığ edilememış. adresleri meçhul olup tanınmadı- ğından bahisle tebligat yapılamamıştır. bu ne- denle davalılar Lale Göl- geç Oyman ve Aydın Oyman'ın duruşma aü- nü olan 29.11.1996 günü saat: 09.30'da bızzat mahkememızde hazır bulunnıaları \eya kendı- lerinı bir vekılle temsil ettirmelen. aksı takdirde dava basıt usule tabı ol- duğundan gıvap karan çıkarılmaksızın HLMK'nın 509-510. maddeleri gereğince gı- yaplarında karar veriîe- ceği hususu dava dılek- çesi ve duru^ma günü tebliğı yerine kaım ol- mak üzere ılan olunur. 22.10.1996 Basın: I 14600 SENİNLEYÎZ... TMMOB Makina Mühendisleri Odası ANKARA Şl BESİ Yaşlılara/hastalara gündüzleri veya yatılı destek verebilecek REFAKATÇI BAYANLAR ARANIYOR 3 Evde çalışmaya hazır. sevgı dolu J Ortaokul. lise ve üniversite mezunu J 25-50 yaş arasında. sigara içmeyen 3 Eğitim almaya açık. ekibın üyesi olabilecek Adaylar lütfen MATURE'yi arayınız. Tel: (216) 336 04 62 / 418 28 94 Sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk duyguları gelişmiş, bağımsız kişilikli mutlu bir nesil yetiştirilmesine katkıda bulunmak isteyen EV OGRETMENLERI ARANIYOR 4 Z-c ; as arası Debet- .e çccükiar ÇOK sevıyor çocjğun e\-ınde sevgı dotu ortamaa tam gun eğrtım •/ennek ıstyorsanız J Ulus. Bosîarc». Gozîeoe ve ısiedi§irız serntte çatışmak ıstıyorsanız JErekl c^retrr'en unuersrte veya lısemezünu. eğıtım almaya a;iKsanLZ Jiû*45 vaş arasır^a .e sı§ara ıcrrı^crsan : MATURE ekıbının btr uyesı olmak isteyen adaytar, lutfen bızı arayınız. MATURE Eğitim &Aıle Danışmanlığı Tel: (216) 336 04 62 / 418 28 94 PENCERE At Izi Kurt Izine Karıştı mı... Holivut bu konuda ben diyeyim on. siz deyin kırk film çevirdi. Loş bir odada, sırtı kameraya dönük adam koltuğuna yayılmış. purosunun dumanların'ı havaya savuruyor; karşısında gözü pek, kulağı ke: sik görevli... Görev veriliyor. alınıyor. Gözü pek, kulağı kesik görevli, azılılar hapisha^ nesine giderek idamlıklan topluyor: : - Bana bakın uğursuzlar, diyor, vatan için göre* ve hazır mısınız?.. Operasyonu filanca ülkede ger* çekleştireceğız. Ölüm Allah'ın emrı; ama, yaşa- yanlar özgürlüklehne kavuşacaklar. Bu arada kaç- mak ısteyeni ben mıhlarım, Var mısınız?.. Katiller sürüsünü kısa sürede muma çeviren göL zü pek görevli. operasyonu başanyla yürütür. Ho'r livut usulünce yazılan bu senaryo. yaşamdan alın,-. mıştır. 1960'larda üniversite gençliği arasında solculuk yayılıyordu. Sırtı kameraya dönük adam, kulağı ke- sik görevliyi çağırdı: - Sol fikirler gelişiyormuş... - Ne emredersiniz?.. L "- Iti kurda kırdırmak gerek..." Kurtlar çağnldı, görevler verildi, solcu gençler bi- rer birer öldürüldü. 'Ülkücü' adı verılen gençler, 'va- tan görevı' yaptıklannı sanıyorlardı. Başlangıçta 'iti kurda kırdırma operasyonu' başarılı gibi görün- müştü; ama, toplumda terör tohumlandı. Ve en kötüsü: "At izi kurt ızine karıştı." • > Aradan yıllargeçti. 'kurtlar' öğrencilik yıllarını ge- ride bırakmışlar, mafyalaşmışlardı; yine de 'vatan, millet, Sakarya' adına neler yapmazlardı?.. Bu ku- ral daha sonra da işleyecek, 12 Eylül döneminde. Diyarbakır Cezaevi'nde tohumlanan teröre kar^ kotarılacaktı. Sonuçta ortaya kahraman mı, eşkıya mı, mafya mı, hain mi, kıyıcı mı. hasta mı, kukla mt olduğu belirsız profesyonel eylemcı türü çıktı. • Interpol'ün aradığı Abdullah Çatlı'nın bayrağa sarılan tabutunun ardından binlerce kişinin yürüme- si neanlam taşıyor?.. .> , Evet, at izi kurt izine karıştı. > Ikisini bırbirinden ayırmadan yolumuzu bulmak. olanaksızdır. , Yakup Cemil'in yaşamı çarpıcı ve öğreticidir^ gözünün pekliği, kıyıcılığı ve nişancılığıyla ünlü bıi asker, Ikıncı Meşrutiyet'ten sonra Ittihatçıların fe-J dailiğine sıvandı: Balkanlar'da komitacılık yaptı^ Babıâli baskınına katıldı; Harbıye Nazırı Nâzım Pa- şa'yı vuran kişidir: Mahmut Şevket Paşa'ya dü- zenlenen suikasttan sonra Enver Paşa'nın Harbi- ye Nazırı olmasına katkıda bulundu; 'Teşkilat-i Mahsusa'ya girdi; Enver Paşa'yı öldürmek için t u J zak hazırladığı savıyla tutuklanıp idam edildi. Ne var ki Yakup Cemil bir değildi... ' Birinci Dünya Savaşı sonrasının kargaşasında,' savaşın ve işgalin yakıp yıktığı Türkiye. baştan so-l na gözü pek kıyıcılarla dolup taştı; Istanbul'da Rum' Hrisantos'un şöhretı vardı, Anadolu'nun her yerin- de çeteler türemışti; Çerkez Etem'den Topal Os- man'a değm tümünü bir devlet düzeninde eritmek için verılen savaşım çok büyüktür. Cumhuriyet devletinde kanun egemenliğini kur- mak, gülsuyuyla yapılacak iş değildi. - • Peki, aradan bunca yıl geçtikten sonra at izini kurt izine yine nasıl karıştırdık?.. Bir kez karıştı mı, ikisini birbirinden ayırmak, sanıl-- dığından da güçtür. SİMMA,M ' O - m E T O N STIDYODAÖĞRENİLİR! İLETÎŞLM \'E SANAT ARAŞTIRMA1_'\R1 \.\KF\ (tSAV) sunar MTV GAYRETTEPE STÜDYOLARINDA EUROCOM JŞBIRLIÛIYLE HAFTASONU İLETİŞİM SEMİNERLERİ (23 KASIM 1996 -11 OCAK 1997 TARİHLERİ .\RASINDA) TOPLAM 120 SAAT SENARYO - YAPIM - YÖNETİM - KURGU - MÜZİK- SESLENDİRME - SLNUCULUK - OYUNCULUK - HALKLA ILİŞKİLER - SİYASAL KA.MPANYALAR - İMAJ YARATMA- RENK VE BİÇİM ESTETÎĞİ - YENİ İLETİŞİM TEKNIKLERI-BİLGİSAYARLI C.\NLANDIRM4... SİIVEÎVIA, RADYO-TELEVİZYON STÜDYODA UZMANLARDAN ÖĞRENİLİR! Müveddet ANTER-Okan ARIKAN - Evren ARIN - Suha ARIN - AJaattin ASNA- Prof. Dr. Nurhan ATASOY-Doç. Dr. Veysel BATMA2 - Prof. Dr. Cevai Ç.APAN- Dr. Feride ÇİÇEKOĞLU- Nesli ÇÖLGEÇEN - Can DÜNDAR - Nadir GÖKTÜRK - Prof. Dr. Naci GÜÇHAN - Prof. Dr. Nükhet GÜZ - Prof. Dr. Ersan İLAL - Prof. Yıldız KENTER- Prof. Dr. Levent KTLIÇ- Betûl MARDİN - Zi)a ÖZTAN - Prof. Dr. Bülent SANKUR- Larm SES.AR - Dr. Haluk ŞAHİN - Doç. Dr. Nazmi ULUTAK- Cihan ÜNAL- M. Adil YALÇIN - Turhan YAVUZ - Yalçın YELENCE - Derviş ZAİM Başvuru ve ayrıntılı biJgi için: Tel: (0212) 275 22 72 - 275 22 73 Faks: (0212) 272 86 02 ISPARTA SLLH HL'KLK MAHKEMESİ'NDE.N 1996 123 esas Da\aeı Sevıd Atasov veO>man Ata.soy \ekili tarafından da- \ alılar Mehm'et Gökdal ve Ahmet Özkellekçi hakkında açılmış bulunan rahlı>eda\asmın duruşmasında verılen ara kararı ee- reğınce- Hale'n hparta ıh Cumhurivet cad. no. 38 2"dekj dûk- kânda kiracı olarak bulunan Mehmet Gökdal ve Ahmet Özkel- lekçrnın olup davalılardan Ahmet OzkelJekı,'i'nin teblıaaîa ya- rar açık adre->len tespıt edilemedıSı v e kendısıne tebligat ya'pı- lamadığındanbıınedenle Resmi Gazete'deılanendavetıyeteb- liğınek"arar\enlmışolupduruşmagunü olan 19.11.1996 günü saat(W.00'dadavalı \e\a vekıfımn duru^mada hazır bulunma- lan. ak.M halde HLMK.nun 213 maddesıne göre durusmanın gıv abında devam edeeeğı v e karar \ erilecelğı Tlanen tebliâ olu- nur 15 10.1996 Ba>m: 113826 FATİH 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EN I996.S47 Mahkemetnızden \enlen 31 Kİ 1996 tarih ve 1996 847 es. 996 S99 savlı karar ile Rıze. Merkez. Melekköy. c. 108 01. s. 14 kütük'4'te nüfu^a kavıtlı HıİMîvin ve Saadet'ten olma 6 3.1994doğumlu KübraÇâlık'aavnı'yernufusuna kavtlı Ab- durrahman Calık\asi.tayınedilmıstır "Ilan olunur. 31.10.1996 Basın. 115581 ERDEMLİ KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN DosvaNo IW5 1"28 \fikfarnlda\aci \lali\e Hazıne>ı ile Lınnıu Kale \earkada^Ian tarafından da\alı Abdullah \y alcvhıne açılan is bu kadastro tespıtine ıtı- raz davasinın vapılan \argtlamaMnda. da\alı Mehmet C'elebı oûlu. 1956 doğunılu Abdullah A\ "ın tüm arjmalara rağrnen teblıızata yararaçık aıircM te^bi! eÜılemennş \e d«na Jılekv'Ctinfn ılancıı tebliğım; Karar \erılmr»tır Davalı. -\bilullah Av'ın durıi'! nıa gûnü olan \Xs 12 '1996 ı>ü- nu »•aaı 9 (Ml'djkı üuru^mava bızzat Lv)nıe>ı \cşd kendı-ım kanunı bir vekılle temsil cttımieM. ak.M takdirde duru>manın \0klu2unda vanıiıp karar \erıleeeğı hu>UNiı davadılekçı'M venne gecerlı olmak üzere ılanen teblığ olunur. ' Basın: f 14496
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear