Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1KASIM1996CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Basörtüsii
'Erbakan
yapay
sorun
yaratiyor'
• ANAP lideri
Yılmaz. bazı
kurumlarda türban
kullanılması
gerektiğine dikkat
çekti, türbanı seçim
malzemesi olarak
kullanan Başbakan
Erbakan'ı eleştirdi.
6l R D I R (Cumhuriyet) -
ANAP Genel Başkanı
.Mesut Vılmaz. -*hijyenik"
nedenler başta olmak
üzere. bazı kurumlarda
başörtü uygulamasının
gerekli olduğunu
foelırterek. seçım
mitinglerinde rürbanı
inalzeme olarak kullanan
Bajbakan Necmettin
Erbakan'ı ~suni tartışma
jaratmakla" suçladı.
Vılmaz, karayoluyla
lıacca izın verileceğini
açıklayan Erbakan"a.
**Suudiler nezdinde
sağıriığı varsa,hac
lcontenjanını kaldırtsm"
yanıtını verdi.
Karayoluyla hac
.ANAP Genel Başkanı
Vılmaz. 3 kasımda yerel
ara seçim yapılacak olan
TBurdur'un Bucak
nde halka hitaptan
gazetecılerin
%orulannı yanıtladı.
•Yılmaz. karayoluyla
haeca gıdilmesine izin
venleceğıni açıkla>an
Başbakan Erbakan "a,
Suudi Arabistan'ın
uyguladıgı hac
kontenjanını anımsattı.
Suudı Arabistan'ın tüm
•Islam ülkelerineolduğu
gibi Türkiye've de kota
koyduğunu ve 60 binin
ü-zenndeki hacıyı kabul
&tmedığini kaydeden
Yılmaz. "Erbakan'ın
Suudiler nezdinde
ağıriığı varsa bu hac
kontenjanını kaldırtsın"
ttedi.
ANAP lideri. Başbakan
•Erbakan'ın türban
yasağının kaldınlacagına
ilişkın sözlerini
değerlendirirken de. bu
konunun yapay olarak
aündeme getiriJdif ini
söyledi. ANAP
döneminde yapılan
düzenlemelerle
başörtüsü tartışmasının
gündemden kalktığını
savunan Yılmaz.
" Bugün sadece tıp
fakültelerinde bu
konunun gündeme
gelmesi, geçmişten bugüne
mesafe
aldığımızı göstermektedir.
Bazı kurumlarda, hijyenik
ve başka nedenlerle özel
düzenlemeler yapılması
dogrudur. Buna herkesin
saygı göstermesi gerekir.
İnsan sağlığı her şe> den
önenılidir. Oin de bunu
göyler"dedı.
RP: İnanç özgüriüğü
için gerekli
RPlı De\ let Bakanı
Lütfii Esengün de.
yurttaşların hiç
gidememektense.
karayoluyla hacca
jlaşmalannın daha doğru
fclduğunu savundu.
Esengün. dün
parlamentoda düzenlediği
basın toplantısında, türban
yasağının kaldırılması.
karayoluyla hac izni ve
kurban derilerinin
istenen kuruma
verilmesi konulannda
yasal düzenlemelerin en
kısa sürede yapılacağını
söyledi. Esengün. bu
jconuda DYP ıle
eörüşbirliği olup olmadığı
yönündeki bir soruya.
-Bunu başbakana
sormanız gerekir, gerekli
çalışmalar vapılıyor"
yanıtını vermekle yetindi.
Esengün bır gazetecinin,
karayoluyla haccın.
yaşamsal riski olup
olmayacağına ilişkin bir
sorusuna.
-
Hiç hacca gitmemek,
karayoluyla gitmekten
daha risklidir"
yanıtını verdi. Esengün bu
riski, "inanç
özgüriüğünün tehlikeye
gjrmesi"* diye
açıklarken. "Bu risk,
însanların yaşama
hakkından daha mı
onemli?" sorusuna,
.-Gerekli önlemler alınır"
karşılığını vermekle
vetindi.
Sııriye'ye hac 'pastası'• Hac ziyaretlerinin, Erbakan'ın açıkladığı gibi karayoluyla da
yapılması en çok Suriye'nin işine yarayacak. Cilvegözü Sınır
Kapısf ndan Suriye'ye girecek olan hacı adaylan, PKK"yi
desteklediği bilinen bu ülkeye gelir kaynağı yaratacak. Hacı
adaylan, isterlerse Kuzey Irak'tan gidebilecekler.
•Yaklaşık 15 trilyon liralık hac pastasından pay kapmak amacıyla
arkalanna şeriatçı basını da alarak 6 ay öncesinden konuyu
gündeme getiren hac lobisi, iktidar ortaklan arasında da gerginliğe
neden oldu. Başbakan Erbakan'ın hac gezisinin karayoluyla da
yapılacağını açıklaması Başbakan Yardımcısı Çiller'i kızdırdı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başba-
kan Necmettin Erbakan m. yaklaşık 15 tril-
yon liralık hac pastasından pay kapma yarı-
şına giren çıkar gruplarının da baskısı sonu-
cu hac gezisi için karayolunun serbest bıra-
kılacağını açıkiaması PKK'ye destek verdı-
gi bilinen Suriye'nin işmevarayacak. Dev-
let Bakanı NevzatErcanileDıyanet İşleri Baş-
kanı Mehmet Nuri Yılmaz Türkiye've tanı-
nan yaklaşık 63 bın kışilik kotanın arttınl-
ması için 3 kasımda Suudı Arabistan'a gıde-
cekler. Emnıyet birimlennın karşı çıktığı ka-
rayoluvla hac gezisi için vasa ve yönetmelik
değişikliginin yanı sıra bir de kararnameve
gereksinim olduğuna dikkat çekildi.
Hac gezilerinin ha\ayolunun yanı sıra ka-
rayoluyla da yapılması gerektiğini savunan
şeriatçı çevrelenn bu tutumu. PKK'ye des-
tek veren Suriye ve iç karışıklık içinde bu-
lunan Irak'ın durumu nedeniv le kuşkulu bu-
lunuyor. Konuyla ilgıli çe\re!er. havayohıy-
la hacca gitmenin daha ucuz olduğunu dile
getirirken. "Hac gezisinin denizvoluvla da
yapılabileceğini göz ardı edivorlar. Sevahat
özgürtüğii diverek sadece karayolunu iste-
\enlerin. çıkariannın peşinde koşan art niyet-
İi kişiler olduğu buradan belli" görüşünü sa-
vundular.
Bakanlar devre dışı
1997 yılı Mart ayı ortalannda başlayacak
olan hac gezilen için geçen ekım avı başla-
rından itibaren başlav an çıkar kav gası hükü-
mete de bula^tı. Bazı çıkar gruplarının des-
teğini alan şeriatçı basın tarafından sürekli
gündeme getiriîen hac gezisi için Başbakan
Necmettin Erbakan ile Başbakan Yardımcı-
sı \e Dişişlerı Bakanı Tansu Çüler'in soru-
nu aralarında görüşerek çöznıe karan aldık-
ları öğrenildi. Alınan bilgiye göre. Erbakan
ve Çiîler. Diyanet işlerinden sorumlu Dev-
let Bakanı Nevzat Ercan ile Turiznı Bakanı
Bahattin Yücel'm hac gezisi konusunda de\ -
re dişi bırakılmasını kararlaştırdılar Erba-
kan'ın. buna karşın. kesin karannı öğrenme-
den önceki gün Amasya'da hac gezisinin ka-
rayoluv la da v apılacağını açıklamasınm Çil-
ler'i sinirleııdirdiğı öğrenildi. Erbakan'ın bu
acelecı tav ırla. son günlerde dını söv lemi ön
plana çıkaran Çiller'e. hac gezİM gibi RP ta-
banmınduvarlı olduğu birkonuda ınısıyatit"
bırakmamayı amaçladığı belırtildi.
Erbakan'm hac gezisinin karavoluyla da
\apılacağını açıklaması. ivi değerlendiril-
meden alınmiş. gerçekleşdrılmesi güç bir
kararolarak nitelendırildi. Erbakan'ınbuka-
rannı uvgulamasi için 30 Mart 1984 tarihin-
de vavımlanan Hac Yönetmeliöı'nin vanı sı-
ra İ979 tarıhlı 7-17439 savılı Bakanlar Ku-
rufu karannı da değiştirnıesı gerekiyor. Er-
bakan. bu ıki değişikliğın dışında. hac gezi-
si vapacak ^ırketlerin durumlarını düzenle-
sen I6l8savılı "SevahatAcenteleriveSe>a-
hat Acenteleri Birliği Kanunu"nu da değış-
tinnek zorunda.
Konuvla ilgıli çevreler. Erbakan'ın bütün
değişiklikleri gerçekleştirmesinin de çıkar
gruplarını tatmin etmeveceğini belirttiler.
Şeriatçı basınla birlikte hareket eden bu gru-
bun asıl amacı için.u
Eskiden imanı bilmem
kim, 70-80 kişiyi alır, derme çatma bir oto-
büsle hac gezisi düzenlerdi. \bl bovunca pro-
paganda vapılır. hacılara RP vemini ettirilir,
iktidarsözü filan vcrdirilirdi. Şimdi de anıaç-
lan bu" sa\ ı dile getirildi.
Karayolunun serbest bırakılması durumun-
da. Cilvegözü Sınır Kapısf ndan Sunve'yegi-
recek olan Türk hacı adaylan, Ürdün üze-
rinden Suudi Arabistan'a ulaşacaklar. Irak üze-
rinden hacca gitmek isteyen hacı adaylannın
yolu ise engeîlerle dolu. Suriye güzargâhını
izieven hacılar. PKK'ye verdiği destek gü-
venİık makamlarınca ortaya çıkarılan bu ül-
keve gelir yaraiacak.
Emniyet birimleri. PKK'nin hacı adayla-
nndanharaçalıppropagandavapabileceğini
göz önünde bulundurarak Irak ve Suriye
güzergâhlanna olumsuz bakıyorlar.
Trilyonlar dinci vakıflara akacak
Refah, kurban derisinden devlete akan trilyonluk kaynağı dinci çevrelere akîarma peşinde
• Erbakan, kurban derisinden Türk
Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu. Diyanet
İşleri Başkanlığı, Kızılay, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı'na sağlanan trilyonlarca
liralık kaynağı, dini vakıf ve
kuruluşlara yönlendirmeyi
amaçlıyor.
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Kurban derisi
tartışmaları. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın "Devlet
zorbalığıv la kurban derisi
toplanmayacak" biçımındekı
açıklamaları nedeniv leerken
başladı. Erbakan. dev letin
birçok kurumuna ek kaynak
sağlayan Türk Hava
Kurumu'nu (THK) deri
toplanıa ışinde devre dışı
bırakarak dinı vakıt ve
kuruluşlara çıkar sağlamayı
hedetlivor. DYP Genel Başkan
Yardımcısı Havri Kozakçıoglu.
Erbakan'ın açıklamalarını.
"Her konu ü\le kolavca olma/,
Söylemek. vapmak demek
değiJdir" sözlerivle eleştirdi.
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın. 3 kasımda ara
verel seçım vapılacak olan
Amasya'nın Avdınca
beldesinde yaptığı
konuşmada. "Devletin
zorbalığıv la kurban derisi
toplanmavacak" sözlenyle
partısıııin tutucu tabanına
verdiği mesajlar. kurban derisi
lartı^malarını erken başlartı.
Erbakan. açıklamalarıyla
trilyonluk birpazar
ANAP lideri
Yılmaz.
ANAP'ın RP'ye
katılacağını
savunan
Başbakan
Erbakan için
'kendisini darı
ambannda
gören aç tavuk'
benzetmesi
yaptı. Erbakan
ve Çiller'in,
ANAP'a son
zamanlarda
gösterdiği aşın
ilgjyi kendi
zaaflannı örtme
çabası olarak
değerlendiren
Yılmaz, "Her
kovun kendi
bacağından
asılır. Her lider,
kendi partisijle
ilgilensin" dedi.
Yılmaz, Başbakan'ın kendisini dan ambarında sandığını söyledi
Erbakan'ı 'aç tavuğa9
benzetti
DÜRDAMEKOCAOĞLl
BUCAK - ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz. ANAP'ın RP'ye
katılacağını savunan Başbakan Er-
bakan için "kendisinidan ambarın-
da gören aç tavuk" benzetmesi yap-
tı. Erbakan ve Çiller'in. ANAP'a son
zamanlarda gösterdiği aşın iJgiyi
kendi zaaflannı örtme çabası ola-
rak değerlendiren Yılmaz. "Her
koyun kendi bacağından asılır. Her
lider, kendi partisiyle ilgilensin" de-
di.
Yılmaz. Türkiye'nin yeniden yay-
gın terörün tehdidi altında olduğu-
nu. 1980 öncesine gen dönüş be-
lirtilerinin yaşandığını vurgular-
ken, terörle mücadelede başan sağ-
lanmadan diğer sorunlann çözüle-
meveceğini v urguladı.
Mesut Yılmaz'ın. 3 kasımda va-
pılacak verel ara seçimler nedeniv, -
le çıktığı yurt gezisinin dünkü du-
rağı Burdur'un Bucak ilçesi oldu.
Geceyi Ispartadageçirdikten son-
ra ANAP Isparla Îİ Başkanlığı bi-
nasını hızmete açan Yılmaz. Bu-
cak"ta halka hitap etti. Kurulu olan
pazaryerinde vatandaşla tokalaşan
Yılmaz. "KutsaJdeğerleruzerinem
avcılığı vapan hükümeteartık yeter
demeniz lazun" dedi. Her seçimin
önemli olduğunu kaydeden Yıl-
maz. bu seçimlerde de yine kaza-
nanın da kaybedenin de vatandaş
olacağını söyledi.
Yılmaz. bu nedenle yurrtaşlann
kendi bölgelerine ve tüm Türki-
ye've verecekleri mesajı dikkate
alarak oy kullanmalarını ısterken.
"Eğer iktidarortaklanndan biri bu
seçimi kazanırsa.sizin sırtmızdan do-
nüp "Miller bıze destek ıcrdı" di-
verek caka satacak. Bu nedenle bu
sandıktan bütün Türkive've mesaj
göndereceksiniz" dedi.
\ ılnıaz. gazetecilenn sorularını
vanıtlarken de Genelkurmav Baş-
kanı Orgeneral İsınail Hakkı Kara-
da>ı'nın. "Busorunu3a\dabitiri-
riz. ama demokrasi ve insan hakla-
rının üstünlüğüne özen gösteriyo-
ruz" sözlen ıçın. "Türkive.demok-
ratik hukuk dev letiyse terörle mü-
cadele de hukuk devleti kurallan
içinde ve meşru araçlaıia yapılma-
lıdır.
Bu nedenle Genelkurmav Baş-
kanı'nın ifadesi dogrudur. Zaten
kimse de Türk ordusunun vetersiz
olduğunu söv lenmor" degerlendir-
mesini vaptı.
DSP \e D\P'deki dürüstmillet-
vekillenyle hükümct kuracakları-
na ilişkin sözlerinin vanlişanlaşıl-
dığıııı kaydeden \'ılmaz. şöv le de-
vametti:
"Ben "TBMM'de iktidar alterna-
tifı ınevcuttur' divorum. En man-
tıklı olanı da RP'li hükümetten ra-
hatsızolan.Çiller hakkındaki soruş-
turmalann üsrünün örtülmesinden
rahatsızolan D\ P'deki dürüst mil-
let^ekilleri. DSP ve diğer partilerle
işbirliği vaparak çok daha ilkeii ve
dürüst hükümet kurmaktır.
DSP'nin adını kullanmamın nede-
ni de Sav ın Ecev it'in bö> le bir olu-
şuma hazırolduğunu sö> lemesidir."
oluşturması nedeniyle deri
toplanmasının serbest
bırakılmasını isteyen dini
vakıf ve kuruluşlara yeşil ışık
vaktı. Erbakan'ın. Türk Hava
Kurumu aracılığıyla. Diyanet
tşleri Başkanlığı. Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu (SHÇEK). Sosya)
Yardımlaşma ve Dayanışma
V'akfı ve Kızılay'a sağlanan
trilvonlarca liralık kaynağı.
RP'nın gençlik örgütü
olarak nitelendirilen Milli
Gençlik Yakfı'nın da
aralarında bulunduğu dini
kuruluşlara yönlendirmeyi
amaçladığı kaydedildi.
Erbakan'ın
açıklamalanna,
koalisyonun DYP
kanadından ilk tepki, genel
başkan vardımcısı Hayri
Kozakçıoğlu'ndan geldi.
Kozakçıoğlu. gazetecilenn
soruları üzerine. "Her
konu öyle kolayca olma/.
Söylemek, vapmak demek
-değüdir" dedi-.-
Trüyonlar dönüyor
Geçen kurban ba>ramında
THK'nin >aklaşık 1
mil>on, yasaya aykın
olmasına karşın özel kişi
ve vakıflann da 500 bin
dolavında deri topladığı
belirtilirken, yaklaşık 5
trilyon liralık gelir elde
edildiği bildırildi.
2860 savılı Yardım
Toplama Yasası ujannca,
fitre-zekât v e kurban derisi
toplama vetkisi Türk Hava
Kurumu'nun ehnde
bulunuyor. THK'nin bu
yardımlardan elde ettiği
gelirin vlizde 15'i
Kızılay'a. vüzde I5'i
SHÇEK'e. yüzde 15'i
Diyanet İşleri
Başkanlığı'na ve yüzde
25'i de Sosyal
Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı'na
aktanlıyor.
Dini vakıf ve kuruluşlann
baskısı sonucu. 1986
yılında TurgutÖzal'ın
başbakanlığı döneminde
kurban derisi toplama
vetkisi THK'den alınarak
sosyal yardımlaşma ve
davanışma vakıflanna
devredildi. A>nı >etki,
1992 yılında DYP-SHP
koalisyon hükümeti
döneminde yeniden
THK'veverildi.
IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Yıllık izinden bir bölümünü
kullanmak filan bahane. Ben
bugün başlayan Kitap Fu-
an'ndan kaçtım. TÜYAP'ın ar-
tık gelenekselleşmiş fuarı bu yıl
15. yılında. içtenlikle "niceyıl-
lar" diliyor ve tüyüyorum. TÜ-
YAP Fuan'nın komutanı Deniz
Kavukçuoğlu'nun kaş çatıp
hır çıkarma tehlikesini, Erdal
Öz'ün "Bak azizim, senin bu
yaptığına..." diye başlayacak
fırçalarını, Oya Baydar'ın "Ne
yani, yazılacak bunca önemli
konu varken, yazı mı şimdi bu?"
azarlarını göze alarak, fuardan
taammüden tüydüğümü bura-
da açıkça ilan ve rtiraf ediyorum.
Gerekçelerim var.
Bin Yüreğim kaldırmıyor. Bü-
tün bir yıl kitapla küs yaşayıp.
kasım ayı gelince kitap fuannın
katlannı, tezgâh önlerini itiş ka-
kış dolduranlara öfkeleniyorum.
1975'te sıradan bir kitabın ilk
baskısı 5 bin iken yirmi yıl için-
de 1.000'e (yazıyla: Bin) düştü-
ğünü içime sindiremiyorum. Fu-
arı dolduran kalabalıklara "Bü-
tün yıl neredeydiniz peki?" di-
ye seslenmeye maçam sıkma-
Bir Kitap Fuan Kaçkını
dığı için tüydüm.
Iki: Yüreğim kaldırmıyor. İm-
za günlerinde, iyi kötü ahbap-
hk ettiğiniz bir yazarı müşteri
beklerken görmeyi, üstelik bi-
tişik masadaki yazarın önünde
küçük de olsa bir kuyruk oluş-
muşken, onun sadece adres
sormak için yaklaşan gence
yönelen veresiye gülüşünü içim
kaldırmıyor O yüzden de tüy-
düm.
Üç: Yüreğim kaldırmıyor. On
güne tam 31 panel sığıştınlmış.
Söyleşiler, konferanslardaca-
bası. Şu panel dediklerine za-
ten içim ısınmadı. Dört beş ki-
şi, üstelik birbirinden farklı dü-
şündükleri kuşkulu dört beş ki-
şi bir masanın arkasına sırala-
nıyor. Ortada da panel yönet-
meni. Panel bittiğinde akhnız-
da kalan genellikle, yönetme-
nin "Sayın konuşmacı iki daki-
kanız kaldı, toparlayınız, efen-
dim" uyarıları oluyor. Yok. Ha-
yır. Günde ortalama üç paneli
taşıyamam. O yüzden de tüy-
düm.
Dört: Bu yıl fuann yıldızı bes-
belli ki James Joyce'un 'Ulys-
ses'i. Yazarın 'Dublinliler'\r\'\
okumaya kalktım becereme-
dim. Ulysees'i Almancasından
okumaya yeltendim, püskür-
tüldüm. Oysa adım gibi biliyo-
rum ki fuardaki Yapı Kredi tez-
gâhının önünde kuyruklar olu-
şacak ve millet itiş kakış Ulys-
ses'i alacak.
Beni de bir keder alacak. Ya
"Ulan ne kültürsüzadamsın be.
Bak millete kapış kapış alıyor.
Sen okunması çok daha kolay
olduğu rivayet edilen Dublinli-
ler'in bile hakkından gelemedin"
diye kendi kendime söylene-
ceğim ya da kitabı alan birini ko-
lunda çekiştirip, "Gel bakalım
hemşerim, aç herhangi bir say-
fayı. Oku bir ikı paragraf. Şim-
di söyle bakalım ne anladın"
diye sormaya kalkacağım. Ta-
bii rezalet çıkacak. işte o yüz-
den tüydüm.
Beş: En beteri, kaçınılmaz
fuar karşılaşmaları. Bunca yıl
ne kadar ahbaplık, tanışıklık,
göz aşinalığı biriktirdiysek he-
men hepsi fuara gelecek. fuar-
da sürtüyor olacak. Kuşkusuz
görmek isteyip fırsat bulama-
dığınız pek çok kişiye orada
rastlamak pek güzel. Ama bu
arada Şey de orada olabilir. Ya
da Şey ya da Şey. O zaman ne
olacak.
- Vaay Beyim, merhaba...
N'aber... Yahu iyi oldu görüş-
tük be!.. Valla özlemişim seni...
Neler yapıyorsun bakayım?..
Hâlâ Almanya 'dasın sen değil
mi?.. Fuar için mi geldin?
Bu iyisi. Daha da beteri var:
- Vaaay, Aydın Enginmenrıa-
ba yav. Nasılsın? Kaç yıl oldu
değil mi?
- Merhaba. iyidir. Sen nasıl-
sın?
- Bana bak dümen yapma.
Tanımadın sen beni?
- Yok canım. Nerden çıkarı-
yorsun. Tanıdım tabii.
- Atma lan... Söyle bakayım
adım ne benim?
Al başına belayı.
- Şey tanıdım da, adını çıka-
ramadım...
- Yufulansana... Burnunbü-
yümüş oğlum senin... Hani
1975'te DİSK'in birpanelinde
şeyyapmıştık...
"Sana yufbe! Kalkmış bana
yirmi bir yıl öncesinin hesabı-
nı soruyorsun..." diyemezsiniz
tabii.
iyisi mi, tüydüm.
• • •
Hüsamettin e (ya da Müna-
cettin'e, o da olmazsa Kera-
mettin'e) not: Pazartesi iznim
bitiyor. Kürkçü dükkânına dö-
neceğim. Hafta içinde, örne-
ğin çarşamba ya da perşembe
günü buluşalım. Şey de bulu-
şalım... Gazeteye gel... Yadaen
iyisi şey yapalım. TÜYAP'ta bu-
luşuruz. Ben ya Cumhuriyet Ki-
tap Kulübü'nün tezgâhındayım,
ya Metis ya Birikim ya da Can
Yayınlan'nda. Bulamazsan bir
de kafeteryaya bak emi!..
POLİTtKA GÜM.ÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Fethullatı ve Vakıllar...
Yeni Yüzyıl gazetesinden Ali Bayramoğlu'nun ha-
berinin başlığı şuydu:
"Fethullah Hoca Kolejleri..."
Ali Bayramoğlu. "Cemaatin insan gücü nereden
geliyor" sorusuna da şu yanıtı veriyor haberinde:
"Fethullah Hoca cemaati insani ve mali kaynak
seferberliğini kendi içinde oluşturduğu yapıya borç-
lu. Örneğin, cemaatin Orta Asya ülkelerindeki fa-
aliyeti sadece eğitimle sınırlı değil. Özbekistan 'da
ülke ticaretinin yaklaşık yüzde 60'mı elinde bulun-
duran Türk tüccarlann yüzde 80'i cemaatten. Ör-
neğin, bu cemaatin Istanbul'da her mahallede bir
sorumlusu var. Ve yıne Istanbul'da genç öğrenci-
lerin oturduklan 1000'e yakın ev var. Türkiye ça-
pında her ilde bir sorumlu var. ll sorumluları ayda
bir toplanarak Hocaefendi'ye bilgi veriyorlar. Ce-
maat kendi içinde müthiş bir iletışim ağı kuımuş du-
rumda. Mesleki gruplar, örneğin doktortar, savcı-
lar ayrı daireler oluşturuyorlar. Farklı yatırım grup-
ları için de aynı şey sözkonusu. Evlerde oturan
gençlerle her türlü sorunları dahil olmak üzere 24
saat ilgileniliyor Diğer Nurcu gruplarla olduğu gi-
bi, bu evlerde Nur risalelerinin okunması tek he-
def değil, tersine risalelerde telkin edilen insan pro-
jesinin, toplum projesinin hayata geçirilmesi esas.
Yataybiryapıya karşılık ve koordinasyonu dikeyolan
bir örgütlenme sözkonusu olan. Dikey koordinas-
yon aslında, meşruiyeti çok güçlü olan, köklerini Ha-
lidi ekolünden geçip. Said-i Nursi ekolünde bulan
birrehberin varlığını, Fethullan Hoca 'nın şahsını ve
temsil ettiklerini ifade ediyor."
Biz Fethullah Hoca cemaatinin bu örgütlenme
biçimini yıllardır yazıyoruz. Fethullah Hoca da biz
yazdığımız zaman "Hayır, ben örgütlenmıyorum"
deyip bizi mahkemeye veriyor, tazminat davaları açı-
yor...
Ali Bayramoğlu'nun haberi bizim bugüne kadar
yazdıklarımızı doğruluyor. Örneğin, Istanbul'da bi-
ne yakın ev var, burada öğrenciler oturuyor. Cema-
atin kendi içinde iletişim ağı var. Bu ağın içinde
doktorlar ve savcılar bulunuyor.
Şimdi soruyoruz:
"Fethullah Hoca cemaati içinde yer alan Türki-
ye Cumhuriyeti savcılannın burada ne işi var? On-
ların bu cemaatte görevleri nedir?"
• • •
Aktüel Para dergisinde Gülçin Uysal Tahiroğlu,
Fethullah Hoca'yı anlatırken şöyle diyordu:
"İştemuhteşem sermayeninkaynağı... Para, Fet-
hullah Gülen Cemaati'nin örgütlenmesinı başlattı-
ğı Akyazılı Vakfı'nın mal varlığını ele geçirdi..."
Aktüel Para dergısi, Akyazılı Vakfı'nın bağışla-
nan gayrimenkullerini bir liste halinde yayımladı.
Gayrimenkullerin çoğunluğu Izmir'de bulunuyor-
du.
Gelin bağışlanan bir gayrimenkul öyküsünü mah-
keme tutanaklarından aktaralım:
Izmir Bornova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1983/391 esas. 1984/199 kararı...
Davacı Zeliha Inan, davalı ise Akyazılı Orta ve
YüksekEğitim Vakfı...
Davacı Zeliha Inan'ın vekili avukat Ahmet Fuat
Eren, şu gerekçeyle başvurmuş mahkemeye:
"Müvekkilim Zeliha Inan, Bornova 3661 ada, 6
parselde arsasınm 33.874/42.00 aynı ada 50par-
selde kayıtlı arsasınm tamamını, aynı ada 11 par-
selde kayıtlı 160 metrekarelik evdeki 22.274/32.000
hisse tapu kaydının 6.5.1980 tarihinde evin içinde
ölünceye dek oturma koşuluylaAkyazılı Vakfı 'na ba-
ğışlamıştır. Ancak Akyazılı Vakfı, müvekkilimi inşa-
atyapmak istediği gerekçesiyle evden çıkarmakis-
temiştir. Müvekkilim Zeliha Inan'ın oturacak evi
yoktur. Anlaşmadaki 'ölünceye kadar evde oturma'
şartı Akyazılı Vakfı tarafından iptal edilmiştir..."
• • •
Fethullah Hoca cemaatinin en önemli 'ekonomik
kolu' olan Akyazılı Vakfı ile ilgili olan davada, Zeli-
ha Inan'ın 'ölünceye kadar evde oturma' şartı ta-
puya işlenmemiştir. Tapuda "Kayıtsız şartsız vakfa
bağışladım" ibaresi görülmüştür...
Bir süre sonra Zeliha inan ölmüş, mirasçıları Na-
zır Inan, Hayrullah Duman, ismail Duman, Emi-
ne Girgin Duman, Fehmi Duman ve Sefade Can-
lı, Akyazılı Vakfı'nı mahkemeye vermişlerdir...
Sonuç: Ölümünden önce hakkını alamayan Ze-
liha Inan'ın hakkı öldükten sonra mirasçıları tara-
fından alınmıştır. Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi'nin
kararına uyularak Bornova Ikinci Hukuk Mahkeme-
si ev ve arsayı Akyazılı Vakfı'ndan alarak Zeliha
İnan'ın mirasçılarına geri vermiştir...
Evet, sizlere Fethullah Hoca cemaatinin en önem-
li ekonomik kolu Akyazılı Vakfı'nın eski bir dava öy-
küsünü anlattım...
Sizlere zaman zaman böyle öyküler aktarıp Fet-
hullah Hoca ve vakıflar hakkında mahkeme tutanak-
larına dayanarak belgeler sunacağım...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya m Planet.com. TR
DSP'li muhalîfler atakta
Çile ÇiçeklerPnde
isyan hazırhğı
TÜREY KÖSE
ANKARA - DSP'de par-
ti içi muhalefet çeşitli kanal-
lardan sesini yükseltirken.
ihraç edilen Edirne Millet-
vekili Erdal Kesebir ve ar-
kadaşlan partinin 14kasım-
daki 11. kuruluş vıldönü-
münde genei merkezde top-
lanmava hazırlanıyorlar.
Kendilenni "ÇileÇiçekleri*'
olarak adlandıran muhalif-
lerin tüm illerden gelecek
temsilcilerı 14 kasım günü
Anıtkabir'i ziyareteftikten
sonra genel merkezi zivaret
etmeye hazırlanıyor.
İhraç edilen Erdal Kese-
bir. "Çile Çiçekleri bir gün
mutlakagenel merkezdegö-
rev alacak. Mahkeme ka-
rarıv la partime döneceği-
me inanıvorum. Genel Baş-
kan. büyük parti lideri gibi
davranmıjor. 3 kasım se-
çimlerine katılmanıak. kaç-
maktır" dedi.
DSP'de milletvekili gru-
bu. Parti Meclisi (PM) ai-
bi organlarda rahatsızlıklar
dile getirilmeve başlanır-
ken, partiden ihraç edilen
Erdal Kesebir tüm ülkeyi
dolaşarak parti içi muhale-
feti öraütleme çabasına eir-
di.
"Sine-i millete döndük"
diven Kesebir. partililere
" kendisini anlatmav a (,alış-
tığını" v urguladı. Kesebir.
çalışmalan hakkında şu bil-
gileri verdi:
"3 aralıkta mahkenıem
var. Yargı voluvla partimi-
ze döneceğimize inanıvo-
rum. Partimize en önemli
eteştiri,BderimizBülent Ece-
v it'ten sonra partinin bite-
ceği eleştirisiydi. Bizim ha-
reketinıiz bunu ortadan kal-
dırdı.
Biz v ıllar sonrası için de
partimizin varolacagı konu-
sunda güvenverdik. PM'de,
grupta da arkadaşlarımız
var, çalışıyorlar. Ümit edi-
yorum ki, partimize döne-
ceğiz veçalışmalanmıza de-
vam edecegiz."