22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3A EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM Uluslararası Para Fonu rakamlan onaylarsa uluslararası piyasalardaki itibannın zedeleneceğini ifade etti IMF'den bütçeye kınııızı oyESRA YENER ANKARA - L'lusîararası Para Fonu (IMF). 1997 bütçe yasa tasansının "hayalperest bir yaklaşımia fıazırlandığmr bildirdı. IMF. Devlet Bakanı UfukSöylemez'e vermek üzere 'Jıazırladığı raporda. biıtçe rakamlannın "fcrr "hayaJin*1 ıfadesı olduğunu "Tjelırtırken. "Bu rakamian onaylamamız «Juoımunda. uJuslararası piyasalarda Miiâm de giivenimiz zedelenir" «değerlendırmesı yapıldı. Türkıye ıle •tredı anla^ması yapmayan IMF'nin •t>ütçe rakamlarını onayiamaya da y anaşmamasının, ülkenin uluslararası kredı pıyasalannda darbogaza girmesinde etkili olacağına dikkat çekildi. REFAHYOL hükümetınin, stand-by kredi anlaşması ya da 1997 bütçesınin onaylanması istemini değerlendırmek üzere Ankara'da inceleme yapan IMF heyeti, rakamlan görünce dönüşünü 1 hafta öne aldı. [V1F yetkılilerinin. iç-dtş borç faiz ödemelennin düşük tutulduğu. gelırlerin "şişirildiğr \e " hayali denkiığin" oluşturuldugu bütçe rasamını incelemelerinin ardından De\let Bakanı Sövlemez'den randevu istediklen öğrenıldı. Heyet üyelerinin. kendilerine \erilen rakamJar ıle tasarıdaki rakamlann farklı olduğunu anlamalan üzerine bütçe rakamlannın aslını ıstediklerini de belırten yetkililer. "Heyet asıl rakamlan inceleyinee, bütçe üzerinde bir açıklama yapmayı bile ciddnetsi/ük olarak değerlendirdi*" açıklamasını yaptılar. Heyetin tasandakı rakamlan incelemesinin ardından Söylemez'e iletilmek üzere bir rapor hazırladığı beiirtıldi. Raporda. tasandaki iç-dış borç faiz ödemeleri kafeminin 10 milyardolar düşük tutulduğu, bütçe geürlerinin de en az 10 milyar dolarlık "gerçekçi olmayan" kaynakJa oluşfuruldugu belirtildi. Bütçe tasansının değerlendirmeye bile alınamayacağı belirtilen raporda. yeni bir stand-by kredi anlaşmasının olanaksız oldugu surgulandı. Raporda. hükümetin acil olarak gerçekçi rakamlan ortaya koyup bir program hazırlaması gerektiği de \urgulamrken. "Bu rakamlar ancak hayalperest bir anlayışın üriinü olabilir" • dendi. Raporda. "'IMF'nin bu rakamlaria oluşturulan bir bütçeye olumlu göriiş vermesi olanaksızdır. Rakamlar gerçekçi değiL, ha>al iirünüdür. Bu rakamlara onay vermesi durunıunda uluslararası piyasalarda IMF'nin de güveni zedetenir" dendı. Hükümet. uiuslararası piyasalarda gü\en sağlayabilmek içın eylül ayında IMF'ye yeni bir stand-by kredi anlaşması istemınde bulunmujtu. IMF yeni bir anlaşmaya sıcak bakmamış. ancak bütçe rakamlannı onaylayarak uluslararası pıyasalara güven mesajı verebileceğıni belırtmişti. Yetkililer. IMF'nin bu rakamlar karşısında bütçe konusunda hiçbir degerlendırme yapmayacağını açıkladığını belirttıler. Telekom özelleştirilirse 615 trilyon kaynak gelecek PTT'nin T'sini satmadan bütçeye gelir kaydettiler A.NKARA (Cumhuriyet Büro- s«j)-PTT'nın Tsinı özelleş.tırme- y e hazırlanan hükümet. "denkbüt- çe" ıddiasını bu kurulu^un 615 tnl- yon liralık \arlıklarına el koyarak gerçekleştınneyı planlıvor. 1997 bütçe ya- sa tasarısında vergı dışı gelırlerin 6i 5 tril- yon lirasını. PTT'nın Tsinın özelleştırıl- mesi. lisans hizmetlennin kiralanması ve işletme kârlarından sağlanacak gelirler oluşturuyor. Bütçeyasa tasansına göre. gelirlenn yak- laşık yüzde lO"u PTT'nin T'sinden sağla- nacak. Tasannın l katrilyon445tnlyonlı- ralık gehröngören "vergidışı gelirler** ka- lemınde. PTT'nınTsının lisanshızmetle- nnin kıralanmasından 135. hısselerının Satışından 450. kunımun kârlanndan da 30 tnlyon liralık kaynak aktanmı 6'ngörüiü- yoT. Aynı kalemegöre. I997yı)ında. Ha- zine lojman ve arazılerının satı^ından 75 trilyon liralık, KfT'lerin lojman ve arazi- lerinin satışmdan da 50 trilyon liralık ge- 4ir elde edilmesı hedeflenıvor. Bunagöre. T'nın I997 yılında- kı kârları. özelleştirmegelinnden elde edilecek ka> naklar. lisans hiz- metlennin kiralanmasından sağla- nacak gelırlerin tümü. telekomü- nikasyon hizmetlerinm gelış.tınlmesi. ye- ni yatırım yapılması. teknolojinın yeni- lenmesı ıçın değil. REFAHYOL'un bütçe harcamalannın karş.ılanması içın kullanı- lacak. 1997 yılında telekomünikasyon sek- töründe özelleştirmenin yapılması duru- munda. tüm gelirlenn bütçede kullanıla- cak olması nedeniyle. T ıçın artık ne yeni yatırıma. ne de teknolojik yenilenmeve kay nağı kalmayacak. Özelleştirn.e Idaresi Başkanlıgı yetkı- lilerı. PTT'nin T'sının vüzde 30 oranında- kı hıssesının 1997 yılı aralık ayından ön- ce satılmasının olanaksız olduguna dikkat çektıler. Yetkililer. satış programına göre, önce Telekom' un özellestırme aîtvapı ça- lışmalannın tamamlanması ıçin Dünya Bankası kredısi desteğıy le uluslarasi bir şjr- ket seçılecegını bıldırdıler. İSO Meclisi'nde konuşan işadamları bütçeyi eleştirdi Sanayici denkliği çözemedi Abdüllatif Şener. Ekonomi Senisi-REFAHYOL hükümetınin geçen hafta içi TBMMyesundugu I997yılıbütçe- sı, sanayicılere inandırıcı gelmedi. Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in de katıldıgı Istanbul Sanayı Odası (ISO) Meclis Toplantısi'nda söz a- lan birçok sanayicı 1997 yılı bütçe hedeflennın tasan olmaktan öte gıt- medıgini ve gelir ve giderlerin ger- çekçi olmadığını kaydederek. Mali- ye Bakanı Şener'e. "Bu bütçe nasıl denkolacak?" sorusunu sordular. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hü- samettin Kavi. bütçedekı ıhracat. ıt- halat. büvüme. vergidışı gelirler. fa- iz ödemelen gıbi hedeflerın mevcut ekonomık koşullar altında gerçekçı olmaktan uzak olduğunu vurgula- yarak. altyapısı hazırlanmamış. he- deflen bir tasan görüntüsü veren denk bütçe ıfadesinın sanayıciyı mut- lu etmedigını ifade ettı. Memduh Hacıoğlu da hükümetin 3katnlvonluk ıçborçsenısıvle 1997 > ıhna girecegını hatırlatarak. bövle bir ortamda gelir \e gıder hedefle- nnın nasıl gerçekleştınlerek. bütçe denkliğınin korunacağının merak konusu olduğunu \urguladı. lşada- mı Halit Narin ıse. butçe gelırleri içindeki dengenin inandıncı olma- dıgını kaydederek. ıthalatlageçınen insanlardan da peşin \ergı alınması gerektiğinı belirttı. Maliye Bakanı Şenerkonuşması- nın büyük bir bölümünü bütçe kalem- lerini teker teker anlatmakla geçir- di. 1997 bütçesini geçmıs. bütçelerle karşılaştıran Şener. "Kim nedersede- sin, bütçe denktir. Bütçe açığından şikâ\et edenlerin, bütçenin denkli- ğinden şikâ>et etme>e lıaklan yok- tur" dıye konuştu. Faiz ödemelerı- nin bütçe içindeki payımn geçen yı- la göre azaldığını ifade eden Şener. özelleştirmede ciddı bir mesafe al- mak zorunda olduklarını belirttı. ISO Meclisfnde kurulması ön- görülen KOBİ Yatınmlan Ortaklık AŞ'\e kurucu ortak olunabılmesı ıçin de yönetim kuruluna vetki \e- rıldı. Hüsamettin Ka>i. REFAHYOL zamlan otomatiğe bağladıAıNK-ARA (CumhurUet Bürosu) - "Veni zam ve ver- giyok'" sloganı> la her gün ka- muoyunun karşısına çıkan REFAHYOL hükümetı göre- ,ve geldıği yaklaşık 4 aylık sü- rede her ay akaryakıt ve tüp- gaz fiyatlannı yüzde 7. elekt- rik fiyatlanna da yüzde 5 ora- nmdaarttırdj Akaryakıt fiyat- ian şon 4 aylık dönemde yüz- de 31.İ'e varan oranda yük- seldi. Görevegeldiğıgünden bugüne kadar geçen yaklaşık 4 aylık sürede "zam >e yeni vergiyok"\aatlen verenRE- FAHYOL hükümeti de, ha- yalıprojeleredayanan I.ve2 kaynak paketinden geiireide edemeyecegıni anlayınca çö- zümü KlT ürün fiyatlannı art- tırmakta buldu. Hükümet göreve geldıgı günden bu yana geçen 4 ay- lık sürede tüpgaz \e akatya- kıtıirün fiyatlannı heray dü- zenli olarak >üzde 7 oranın- dayükselttı. Akaryakıt \e tüpgaz fıvatlarındaki zamlar 4 a>da toplam yüzde 31.5"e ulaîtı. Hükümet. elektrık fi- yatiarını da her ay yüzde 5 öranında düzenli artiırıyor. Elektnk \e akar\akıt fı- vatannın \anı sıra temmuz a> ıpda ekmek fi\ atlan yüzde 3İı. ça\ fıyatı yüzde 20 ora- nmdayükseldi. Hükümet 1. kaynak pake- tinı açıkladıgı agustos ayında. akaryakıt ve tüpgaz fiyatlan- na ıüzde 7. elektnk fıyatla- nna yüzde 5 oranında öngör- yügıi artışjann yanı sıra de- mir-çeliğe yüzde 12. telefon iconrür ücretlenne de vüzde Çiller bütçeyi savundu ANKARA (( ıımhuriye! Biimsıı)- DYP Genel Başkanı. B;ışbakan Yardımcısı ve Dı- s.ış.!eri Bakanı laıtsuÇiller. TürkiyeOda- lar ve Borsaiar Birliği iie büytikşehir sa- ııayi odalarının ortakhgında kurulacak sjr- ketin küçük \e ojta ölçekli islctmclere (KOBİ) faizsiz kredi vereceğini söyledi. Halk Banka.sı'nın^ıi^letrnelere I yilöde- mesiz 3 yıl vadeli||U||ağlayacağını kay- dedcn Çiller. hükjjp&bunun içın 5 tril- yon liralık kaynalfaprrcfığını belirttı. DYP Genel Ba&aru Tansu Çil- ler. panisinin M H K b d ' yğ S'OLhükümetiniıİ hazırladığı 1997 yılı bütçesir' ' Cumhuriyet ta ilkkez denk bütçe. NÜreıı Çiller. "Çıkargnıplarına. bü\ iik sermavoc Jo^uöikjidc- le verdik"dcdi. K ^ H H ^ i b r a - catçı nitclık kazarfSHlrnçin bü- yük te^vikler veneceklerini dile getiren Çiller. Halk Bankası'na KOBİ"lere kredi «armesi için 5 triiyon liralık kaynakaktardığını kaydetti. Çiller. TC3SBB ile büyük- şehir sanayi odalarının ortakhgında bir ş.Hîket kurulaca- ğını da belirterek, bu şirketin fa- izsiz kredi saölav acaöını sövledi. 35zamvaptı 2 kaynak pa- ketmın açıklandığı eylül ayın- da daTHY bilet fi> atlan yüz- de 5. tas. kömiirü fi\ atlan yüz- de 17.6. TEKEL ürünlen fi- >atlan da vüzde 30 oranla- rında yükseltıldı. Aynı ay elekîriğe yüzde 5. akaryakıt \e tüpgaza dayüzde 7 oranın- daki düzenli zam vürürlüğe kondu. Hükümet son olarak da bu a> içınde elektırik fıyat- lannı yüzde 5. tüpgaz ve akar- yakıt ürün fiyatlannı da v üz- de 7 venıden vükseltti. Hikmetuiuğbay: Erbakan'ın hayali ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Ankara •Mıltetvekılı Hikmet l luğ- bay. "hayal" rakamlardan oiuşan böyle bir bütçenin ıs- tikrarsağlamasının olanaksız olduguna dikkat çekerek. "Böyle bir bütçe hayalini ku- rabiîecek tek ki^iSa>ın Erba- kan'dır" dedı. L'lugbay. RE- FAHYOLun3haftadâ4ay- n bütçe rakamı oluşturdugu- nu belirterek, nisan ayında da 3. bir yine "hayali" kay- nak paketıne dayalı yeni bir ek bütçe çıkanlacagını vur- guladı.Bu yıl enflasyon ora- nının vüzde 85'in altında ger- çekleşmesinin olanaksız ol- duguna dikkat çeken lilug- bay. "Bu oran 20puandüşü- rüİmez" dedi. Bütçeden yapılması gere- ken borç faiz ödemelerinın 2.7 katrilyon lıra olması ge- rekirken. tasanda 1.8 katril- yon lırada tutuldugunu anım- satan L'lugbay. "Aradaki800 trilyon liralık fark ne olmuş- tur. Sa>in Başbakan'ın Afri- kasafarisindcn dönüşteeleş- ririleri üfleyerek >ok etme \ öntemini. bütçede de u> gu- lamak niyetinde olduğu an- laşılmaktadır" dedi. Mesut Yılmaz: 2 katrilyonluk yalan Deniz Baykal: Enflasyon AIDS gibi ÇIRPI / HORSUNLL (Cumhurivet) - CHP Genel Başkanı Deniz Bavkal. sağ iktidarlann Türkıye'yı enf- lasyon çarkında ezdirdigini belirterek çıkışın sosyal de- mokrat iktidar olduğunu söy- ledi. "EnflasyonAlDS'tenve kanserden daha beter" diyen Baykal. hükümeteyüklendı. Baykal. Necmettin Erba- kan'ın memura verdıği söz- len anımsatarak "Memura altı ay içinyüzde30zam ver- diler. Erbakan, "Eşel mobil sıstemı' demişti, >ani paha- lılık oranında her ay artan maaş. Ama ilk altı a> için \ üz- de 30. Enflasyon>üzde9fl'lar- da, >ani memur \ üzde60ez- dirilivor. Hani dolaraendeks- leyeceklerdi maaşı?" dıye ko- nuijtu. (Cumhuriyet Bürosu) ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. denk oldugu ılerisürüien 1997 büt- çesınin 2.2 katrilyonluk açık vereceöını savunarak. -TBM.\l>denk bütçewrdik- lerini iddia edenler,ashnda2.2 katrilyonluk yalan sövlemek- tedirler" dedi. Ekonomik göstergelere de- ginen Yılmaz. Türkıye'nin Î993'den daha kötü bir tablo ıle karşı kar^ıya bulundugunu söyledi. "Biz'bu filmi 199J'te degördük" dıyen Mesut Yıl- maz, "Çiller'in acemi politi- kalan ülkeyi 1994'te krize sü- rükledi. Bunun ü/erine 5 Ni- san kararları alındı. Bugün yaşanılanlarda 5 Nisan pake- rinde alınan karariann yaşa- nıa geçirilmemesinden kay- naklanmaktadır" görüşünü dılegetırdı. Yılmaz, bütçenin uzman- lann görüşlerindenyararlanıl- madan hazırlanan hayali bir bütçe olduğunu söyledi. Büt- çede öngörülen geİir tahmin- lerinde 1 katnlyonlukabartma bulundugunu savunan Mesut Yılmaz, faiz gıderlerinın de 936 trilyon lira daha fazla ola- cagını ilen sürdü. İŞÇİNİN EVREMVDEN ŞÜKRAN SOIVER Light Bir Refah Orijinal çıkışlarıyla tanınan İslamcı yazar Ab- durrahman Oilipak, "Şımdi daha light bir Re- fah Partisi ile karşı karşıyayız" diyor. Erbakan'ın son Refah kongresindehiç "adildüzen" ve "mil- ligörüş"ten söz etmediğini anımsatıp eskiden be- ri tekrarladığı şeyleri bu kez "Kemalizm" amba- lajına sarıp sunmaya çalıştığına işaret ederek özetle şöyle devam ediyor: "Aslında RP'lilerin bir kısmı 'cihad yorgunu'. Arttkiktidarnimetlerindenyarartanıp soluklanmak istiyor... Erbakan şimdiilk hedefolarak iktidarda kalmakistiyor. Sonra tekbaşınaiktidar... Biran- da bu kadar büyük değişim ve dönüşüm sosyo- lojik olarak mümkün mü?.." Refah'ın ve Erbakan'ın iktidarını şiddetle sa- vunan yakın çevrenin bugünlerde ağızlanndan düşürmedikleri, ayrıcalık, üstünlük anlamında slogan haline dönüştürdükleri yaklaşım ise "se- çimle, demokratik yoldan iktidara gelen ilk Isla- miparti" olarak özetlenebilir. • • • Nüfusun ağırlıklı çoğunluğunun Müslüman ol- duğu Türkiye'de özellikle 50'ler sonrası bütün sağ partiler oy arttırmak için islamiyeti sonuna ka- dar kullandıklarına ve Refah da Erbakan yalancı değilse laikliği, Atatürkçülüğü hedef alıp düşman bilmediğine (!) göre, bu ne anlama geliyor? Refah ve Erbakan, onlara destek veren ken- dilerine islamcı adını takmış şeriatçı kadrolar, ide- olojik olarak şeriatçılara sonuna kadar ödün ve- ren Türkiye'deki merkez sağ partiler ile aralann- da bir bağ kurmuyorlar. Ideolojik anlamda ken- dilerini Türkiye Cumhurıyeti'ne de yakın görmü- yorlar. Kendilerini, rejimi demokrasi olmayan, ku- ralları aynlsa da hepsi şeriatla yönetilen Müslü- man ülkeler ile aynı çizgi ve ideolojide buluyor- lar. Onlardan farklılıklarını sadece iktidara geliş- te, "strateji"üe görüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti anayasası izin vermediği için açıkça söyleyemi- yorlar ancak, şeriatın demokratik yoldan, seçim- le, aşamalı iktidara gelmesınin ilk örneğini oluş- turduklarını anlatmaya çalışıyorlar. Demokrasi re'ıimi içinde, seçimle, demokrasi- yi, insan haklarını, özgürlükleri reddeden şeriat iktidar olur mu? Sonunda demokrasiyi, insan haklarını ortadan kaldıracak güce ulaşabilirseta- bii ki olur. Bunu »rkçılık adına Almanya'da Hitler ve Na- zi partisi başarmıştı. Şeriat adına başarılamaya- cağını söylemek zor. Kolay olmasa bile, bu rüya- yı görenler ve kavgasını verenlerin varlığını, bu teh- didi, ciddiyetinı görmek, aymak gerekiyor. Şeri- at ilkeleri He iktidar olamasa bile, şeriatçıların bu kadar etkili örgütlenmesine kucak açmak, Türki- ye'yı şımdiden çok başka çizgiye çekmiş bulu- nuyor. • • • Erbakan ve Refah, şeriat düzenini getireme- den, bir yandan da şerıatçıları satarak önce ko- alisyonlu, sonra tek başına iktidar olabilir, ikti- darda kalabilirler mi? Kendi deyimleri ile "takıy- ye" gerçekte "hile" yapmaktan, şeriattan ger- çekten vazgeçip, "U, O "dönüşü, değişimi ile bu düzenin merkez sağ partisi olmayı seçebilirler mi? Görünen o ki, Erbakan ve Refah'ın kurmayla- rı, Çiller ile yolsuzlukların, uğursuzlukların kapa- tılması ittifakını kuranlar, böylesine büyük bir de- ğişim ve dönüşüm sosyolojik olarak olanaksız gö- rülse de buna çok yatkın. Gelin görün ki iktidara gelebilmek ve iktidarda kalabilmek yolunda Re- fah çatısındatoplanan şenatçı örgütlenmelerin bu- na izin vermeye pek niyetleri yok. Refah değiş- se, Dilipak'ın deyimi ile "light" olmaya kalkışsa bile, kendi içinde her türden şeriatçı örgütlen- meleri besliyor. • • • Refah'ın yarım yamalak iktidarında bile şeriat- çı örgütlenme atı almış gidiyor. Refah iktidarı Er- bakan'ın ağzından laiklik ve Kemalizme oynar- ken, her türden şeriatçı örgütlenmeyi korumasına almış, gelişmesine kucak açmış bulunuyor. Şeriat- çı güç gösterisinin yaşanmadığı, olaysız bir gün geçmiyor. Her gün Türkiye'nin rotasının hızla geriye dönmekte olduğunu gösteren bir başka önemli olay yaşanıyor. Erbakan'ın nereye koştuğu değil, REFAHYOL iktidannın Türkiye'nin yönünü nereye çevirdiği, dış politikadan ekonorhiye, hem de hak adına ahlakın çöküşüne kadar, yaşamın her alanında açtığı yaralar çok daha fazla önem kazanıyor. ÇİFTÇİ DOSTTJ / SADULLAH Balık Katlianu Onlenemiyorî.. İZMİR - Ege ve Marmara de- nclarinde tam bir aydan berı acı- rrasjz balık katliamı var. Saroz Körezi'nden Muğla'ya. hatta Fet- Inı/e'ye kadar yuzlerce trol ve ışicı gırgır teknelerı sahıllerimız- öe crit atıyor. Marmara'da da du- n r r aynı. Trolcüler sahillerimıze Sttmetreye kadar sokularak ağ- İ3i ıe denizin dıbindeki balık ya- ta<ainı tanyorfar. Gırgırîar da yük- sekışıkla çevresine topladıkları irii, jfaklı balıkları avlıyorlarLKa- t~aim bakıldığı zaman görülebi- l«:« uzaklıkta avlanan bu tekne- r" diyen bir makam yok. s ve yönetmeliklerimizdeki ke- s i ı asak hükümlerine rağmen trrol e yüksek ışıklı gırgır tekne- (<eı adeta devlete meydan okuyori Wclîerin, kaymakamların, Tanm l\ N/jaırlüklerinin yetkileri son de- l^-e^geniş. istedikleri önlemı ala- t»rer. Sahil güvenlik komutanlık- I.S1 :a yasak avlanma yapan bir t-ecreye el koyarak. sahiplerıni rnrarnemeye sevk edebılir. C^ıeğın, yasalarımız ve yönet- r~r*terimizin trol teknelerınin sa- I—«r'500 metre dısında avlanma- (•^raizın veriyor. 1500 metre ıçe- r~kejğ atmaları kesinlikle yasak... ES;e yakalanırsa ağır cezalara ^irrırılabilir. Ama. ya tekneler ^»^^anamıyor ya da delıl yeter- ^ d nden gereğı gibi cezalandı- ~ upyor. ••37 yılından beri denizleri- —ri"îki bu vahşet devam ediyor. 1980 yılından önce denizlerimız- de böylesine balık katliamı yap- mak mümkün değildi. Ara sıra ya- sak avcılık yapan balıkçıları ya devletin kolluk guçlen yakalardı ya da kuçük Dahkçılar ıhbar ederler- di. Yakalananlara verılen cezalar da caydıncı olabiliyordu. Ancak. Türkiye'de son 10 se- neden beri artık çok şey değişti. Devletin ve milletin malını koru- mak isteyenlere "enayi" gözü ile bakılmaya başlandı. Her tarafta "yağmacılık" aldı yürüdü... Dev- letin ve milletin malını korumaya çalışanlarcezalandınldı. Koruma- yanlar, yasa dışı hareketleri teş- vik edenfer ödüllendirıldi. Bu anlayış zamanla denizleri- mizde de yerleşti. 3-5 yıldır de- nizlerimızde balık stokları azaldı. Tabii. bu azalma sadece bilinçsiz avlanmadan kaynaklanmadı. Her yanından balık fışkıran Karadeniz, ardından da en değerli balıkların yaşadığı Ege ve Marmara deniz- leri kirlendı. Kömür ocaklarından ve fabrikalardan akıtılan zehirli atıklar balıkların yok olmasına ve başka bölgelere kaçmasına ne- den oldu. Ayrıca, devlet de aldı- ğı yanlış kararlarla balık katlıamı- nı teşvık ettı. Örneğin. dünyanın diğer ülkeleri balık stoklarını ko- ruyabilmek ıçın ureme dönemle- nnde 6 ile 7 ay gıbi uzun suren ya- saklar getirırken, Türkiye avlanma dönemlerini daha da uzattı. 1996 yılında avlanma dönem- leri ile ilgiji yapılan değişiklikler, balık nesline ındirilen en büyük darbe oldu. Geçmiş yıllarda 15 nisandan, 15 eylüle kadar süren trolle avlanma yasağı, hiçbir cid- di neden gösterilmeden 45 gün önce kaldınldı. Yapılan itirazlarise sonucu değiştirmeye yetmedi. Ne yazık ki, bakarrftğm aldığı bu kararlarteşvik edici oldu. Şim- di trol teknelerı balık üretim mer- kezi olan koy ve körfezlere tama- men yerleşti. 1 temmuzdan beri özellikle Saroz, Edremıt, Seferihi- sar ve Kuşadası gibi balık üreme merkezlerimizde denizlerin diple- ri trolcülerin ağları ile tahrip edi- liyor... Ege ve Marmara'da sahil kesımlerinde yaşayan mılyonlar- ca insanımız şaşkınlık ve çare- sizlik içinde. Küçük balıkçıların trol ve gırgır tekneleri ile mücade- le edecek güçleri yok. Trol ve gır- gırcıların teknelerinde hem perso- nel sayısı çok hem de hemen hepsi silahlı. Bu nedente küçük ba- lıkçılar karşı koyamıyorlar... Kar- şı koymaya kalkanlar veya ihbar edenler ya dayak yiyor ya da ağ- lan parçalanıyor. Bir haftadan beri, Ege ve Mar- mara denizlerının bazı bölgele- rınde dolaşıyorum. Gördüğüm manzaralar ve küçük balıkçılardan dinledıklerim dehşet verici... Kör- fez ve koyların hemen hepsinde trol ve yüksek ışıklı gırgır tekne- leri gündüzleri yatıyor, geceleri de sahiilerimızı tanyor!.. • 1996 yılında avlanma dönemleri ile il- gili yapılan değişiklikler, balık nesli- ne indirilen en büyük darbe oldu. 4 Mevsimin Hu?urla Ya$anacağıMEKÂNLAR SON 5 VİLLA SÛPERLUX M ÜZERİND VADELİ SATIŞ Seçkin ve saygın bir ortanuıı rine. sitenıizi gördüğünüzde karar vere- ceksiniz. ZEYTtNALANI URLA'da Üç- kuyıJara 18 kııı. (sadece 15 dakika) trip- lex 5 oda, 1 salon, şönıine, barbekü vs. Müracaat: 0232.766 25 55 - 0232365 9714
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear