22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-24 EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çillen'in malyarlığı komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYPGenel _3aşkanı. Başbakan Vardımcısı \e Dışişleri _ Bakanı Tansu Çiller'ın _}.uşkulu malvarlığı ile ilgili lurulan TBMM Soruştutma _Komisyonu, gelen belgeleri ^ıfıcelemeye başladı. '~K.omisvonda. 'üarşılaştınlması yapılan *-'öpu kadastro 'müdürlüklerinden gelen ^malvarlığı ile Çiller'in beyanında yer alan -•.maKarlıklarından -"-ıbazılannın birbirini "--ıtutmadığı saptandı. Maharlığı Soruşturma ^Komisvonu'nun dün yaptığı .^pplantıdan soııra bir , -^çıklama yapan Başkan _,Naci Terzi. gelen belgelerin incelenmesinin sürdüğünü ^belîrtirken henüz tanık cç'ağırma aşamasında ,6lmadıklarını söyledi. Harb-İş'ten eleştiri _ p A> KARA (Cumhuriyet ( JBürosu) - Türk Harb-lş ^Sendıkası. REFAHYOL'un gkonomik politikalarını *s &leştirirken ikincı kaynak "paketınde gündeme getirilen ''sosyal güvenlik kurumlarının rı malvarlıklannın satışının. '•hükümetin tasarrufunda Colamavacağını vurguladı. Harb-fş. hükümetin ücreılilerin dolaylı vergi yükünü arttıracak yasal udüzenlemeler öngördüğüne ırdikkat çekti. Kadmın POIÜ ve , kimliği *M ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kadın ve aileden ıSorunılu Devlet Bakanı Orta -i>oğu Teknik Üniversitesi b(ODTÜ) Kadın Çalışmaları Yüksek Lisans Programı ile ;J^aradeniz ve Orta Asya Ülkeieri Araştırma Merkezi |KORA) tarafından "düzenlenen ve 3 gün sürecek "Toplumsal .Değışme Sürecinde Kadın Rolleri ve Kimlikleri: Orta 'Asya, Orta \e Doğu Avrupa ile Türkiye "den Örnekler" 'Ekpnulu konferans. dün n ÖDTÜ Kültür Merkezi "nde "'başladı. Açılışta konuşan • Fşılav Saygın. dün>adaki savaşlann kadın sorunlannı önplana çıkarmayı •Çngellediğinı söyledi. "korsanlık terör suçu olacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kara \ e denız ulaşım araçlan ile uçaklann terör amacıyla kaçınlması da Terörle Mücadele Yasası (TMY) kapsamına alınacak. -Hükümetin TBMM'ye sunduğu vasa tasansının • 4 gerekçesinde. korsanlık ^Suçuna karşı caydırıcılık sağlanmasının amaçlandığı dile getınldi. TBMM '-'Başkanlığı'na sunulan ve önümüzdeki günlerde -''Adalet Komisvonu'nda ••görüşülecek olan yasa tasarısına göre. zor veya '•rtüfuz kullanarak kara ve 'deniz araçlarını kaçıranlara üygulanacak ceza Vaptınmlannın. Türk Ceza -'Yasasfnın(TCY)384. maddesinde düzenlendiği anımsatıldı. Geçici işçilerden eylem • ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı işyerlerinde çalışan 100 kadar işçi. RP Genel Merkezi önünde dün de loplanarak ücretlerinın ödenmesini ve çalışma sürelerinin uzatılmasını jstediler. RP"nin Ankara- röalgat'takı genel merkezi önünde dün sabah saatlerinden itibaren toplanan işçiler, Başbakan Necmettin Erbakan'ın ""geçici işçilerin 40 gün daha çalışması" güvencesi verdiğini savundular. Geçen a>ın ücretlenni alamadıklannı belirten işçilerden 3 kişilik temsilci he>etı. RP Kaysen Millet\ekilı Nurettin Kaldmmcı ile görüştü. Gazeteci jrfan Derman öldii • Haber Merkezi - Türkiye Gazeteeiler Cemiyeti üyesi, gazeteci Irfan Derman. dün vefat etti. Derman'ın cenazesi. bugün saat I0.30"da TGC önünde yapılacak törenin ardından Basmköv Camıi"nde kılınacak öğle namazını tak'ben Büyükçekmece Mezarlığı'nda toprağa venlecek. Bölgede uygulanan gıda ambargosunun kış aylarında bütün bir kenti aç bırakacağı belirtildi TunceHaçbğatııtsakALPERBALLl TUNCELt-Tunceliliyurttaşlar. kentlerindeki en önemli sorunlan gıda ambargosu. okullann kapalı ol- ması ve hastanelerde doktor bu- lunmamasıolaraksıraladılar. Köy- lere yönelik başlatılan, ancak son dönemde kentteki bazı mahallele- ri de kapsadıgı kaydedilen gıda am- bargosunun Tuncelilileri bu kış aç- lıkla karşı karşıya bırakabiieceği savunuldu. 268 okuldan 242'sinin kapalı olduğu kaydedilirken, 100 ya- tak kapasiteli Tunceli Devlet Has- tanesi "nde sadece I tane uzman he- kimin bulunduğu bildirildi. Algan Hacaloğlu, Sağlık Baka- nı Yıldınnı Aktuna'v ı "Margarin reklamlanna çıkmak yerine y öre- • Istanbul Milletvekili Ercan Karakaş, Algan Hacaloğlu, Erzincan Milletvekili Mustafa Yıldız ve Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldırım'dan oluşan CHP heyeti Tunceli'deki incelemelerini sürdürüyor. Tunceli Valisi Üzelgün, gıda ambargosu iddialarının PKK propagandası olduğunu öne sürdü. nin sağlık sorununu çözme\e" ça- ğırdı. CHP TBMM grubu tarafından. son günlerde Tunceli'de halka vö- nelik olduğu belirtilen gıda anıbar- gosu uygulamalannı verinde ince- lemek üzere görev lendirilen lıeyet çalışmalannı sürdürüvor. Heyet. Tunceli Valısi AtıJ Üzel- gün'ü makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Vali Czelgün. gıda ambargosu uygulamasınınaslında gıda kontrolü olduğunu öne süre- rek. iddialann PKK propagandası olduğunu sa\ undu. Teröre karşı sürdürülen müea- delenininsanhaklarınıaskı>aalın- masını haklı kılnıayacağına işaret eden Hacaloğlu. "Güvenliğinkişi- ierin özgüriükierini kısıtlama>a > ö- nelik uygulamalar olarak karşımı- zaçıkması geritepen bir uygulama- dır. Bunun sonuçları A\ rupa İnsan Hakkn Mahkemesi'nin kararlan iledeorta\açıkmaktadır"dıve ko- nuştu. Tunceli Milletvekili Orhan Veli Yıldınnı. kentteki 160 yalak kapa- siteli 6 hastanede I uzman doktor bulunduğuna işaret ederek. yurt- taşjann sağlık sorunlannı çözeme- dıklerini söyledi. Hevet üyeleri Tunceli Belediye Başkanı Mazlum Arslan'ı da ziya- ret ederek. kentte karşı karşıya ka- lınan sorunlarla ilgili bilgi aldılar. Heyet üvelerıne brifing \eren Ars- lan. "Bizeşit birortam istiyonız. Dü- şünce özgüıiüğünü \e inancın eşit olmasını istiyoruz. Ekonomik uygu- lamalannın eşit olmasını istiyoruz. Bunlan istediğimiz için kendimizi Türkhe kamuo) una kabulettireme- dik" dedi. Halk: Açız Heyet. 1 yılıaşkınsüredirhiçbir politikacı \e gazetecımn gitmedi- ği O\acık'ta vurttaşlar tarafından "Açız" >akınması>la karşılandı. Heyet. sınırlı gıdanın \erildiği ve ortalama 10 v urttaşın v aşadığı ev - lerde incelemelerde bulundu. He- yet. askerlenn konıışlandınldığı 25 yataklı sağlık merkezini de ziyaret ederek pratısyen başhekimle gö- rüştü. Yurttaşlar. ılçenin tek yatak- lı hastanesine askerlenn verleştiril- mesine tepki göstenrken hevet üye- lerinden Ercan Karakaş.uvgulaına- yı "örneği görülme\en" olarak nıteledi. DYP grup toplantısı Çiller: Siyaset dinin hizmetindedir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel" Başkanı Tansu Çiller. hükümet hakkındaki gensoruya destek veren Manisa Milletvekili AyseO Göksoy ile oylamaya katılmayan Istanbul milletvekilleri Sedat Aloğlu ve Jefi Kamhi'yı anarşistlikle suçladt. Istanbul'da düzenlenen Islam Şûrasfndan övgüyle söz eden ve partısinin buna öncülük ettiğini vurgulayan Çiller. "Siyaset dinin hizmerindedir" dedi. Çiller. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a, u sol partilerin arkasına takılan ku>ruk"dıye çattı.Çiller. partısinin Meclis erup toplantısında, TBMM^Genel Kurulu'nda geçen hafta oylaması yapılan gensoru konusundaki görüşlerini aktardı. DYP'nın çoksesliliği ve farklı görüşlerı bünvesinde barındırdıgını. ancak bunun "tck başına hareket etme" anlamına gelmedığinı vurgulayan Çiller. "Paıtiiçi denıokrasu anarşilik demek değildir" dedi. Çiller. göıiişlerini anarşi noktasına getirenlere de parti tüzüğünün ıhraç hükümlerinin uygulanacağı mesajını verdi. Muhalefeti laiklik istismarı yapmakla eleştiren Çiller. koalisyon ortağı RP'yi de "Din istismarı dine zarar verir" dıyerek üstü kapal; uyardı. lstanbul"da yapılan 3. Avrasya Islam Şûrası'na da değinen Çiller. övgüyle söz ettiği şûraya partisinin öncülük ettiğini savundu. Çiller, "Shaserin camiye, kışlaya ve okullara tasınmaması gerekir. Açıkça söylüyorum. siyaset dinin hizmetindedir. Biz her zaman din istismannın karşısında olduk, çünkü bunu >aptığınız zaman en çok dine zarar verirsini/" dedi. Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı orta sağ yerine "ortasola" çektiğini ve bunu hayretle karşıladığını anlatan Çiller. şunlan söyledi: "Yılmaz,sadece sol partilerin smlemlerini değiL, ruhunu da benimsedi. Sol partilerin arkasına kuynık olarak ANAP'ı sola çekmektedir. Biz orta sağda tek parti durumuna gelirken Yılmaz'ın böyle bir şey yapmasıtıı hayretle görüyorum." ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ANAP'ta 'liboş'lu kavga • "ANAP"ın rengi Hberal olmahdır" diyen Yılmaz Karakoyunlu'ya tepki gösteren Ali Coşkun'a grubun önemli bir bölümü destek verdi. Karakoyunlu'nun "ANAP'ın bugüne kadarki hiçbir belgesinde milliyetçilik ve muhafazakârlığın tanımı yok" sözleri gerginliği arttırdı. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Karakoyunlu'nun. "ANAP'ın rengi ar- tık benee liberal olmahdır" sözleri. dünkü grup toplantısında "liboşlu" kavga>a yol açtı. Yılmaz Karakoyunlu ile ANAP'ın muhafazakâr kanadından Ali Coşkun arasındaki sözlü düello sırasında mil- letvekillerinin de tartışmalara katıl- ması üzerine toplantı sona erdirildi. ANAP'ın dünkü grup toplantısının basına kapalı bölümünde. 1997 bütçe- si üzerindeki değerlendirmelerin ta- mamlanmasından sonra söz alan Ali Coşkun. Yılmaz Karakoyunlu'ya. Mil- iiyet gazetesinde çıkan "ANAP'm ken- dini dü/eltnıesini sart görüyorum. Ka- derinin değişmesi içüi AN.\P'a gerçek anlamda bir liberal, gerçek anlamda merkez sağ hüviyet vermek gerekir. ANAP'uı rengi. artık bence liberal ol- mahdır" yolundaki sözlerinin. şahsi mi. parti görüşü mü olduğunu sordu. Coş- kun. partinin "liboş bir parti" durumu- na getirilmeye çalışıldığını söyledi. Ali Coşkun'dan sonra kürsüye ge- len Yılmaz Karakoyunlu. partinin li- beral birçizgiye oturması gerektiğinın şahsi düşüncesi olduğunu dile getirdik- ten sonra, Ali Coşkun'un kendisinın hiçbir şekilde kullanmadığı "Jiboş" kelimesini kullanmasına tepki göste- rerek bunun ahlaki bir davranış olma- dığını söyledi. Bunun üzerine, Ali Coşkun. ayağa kalkarak Karakoyunlu'dan sözlerini geri almasını istedi. Sözlerini geri al- mayan Karakoyunlu'nun "partinin bugüne kadar çıkan hiçbir belgesinde milliyetçilik ve muhafazakâriığa iliş- kin bir tanımın yer almadığı" \olun- daki sözleri grubun büvük bölümü- nün tepkisine yol açtı. Homurdanmalar arasında. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ahad Andi- can dahil. arubun önemli bir bölümü salonu terk etmek üzere avağa kalktı. Bu arada. oturutnu vöneten Grup Baş- kanvekili Cumhur Ersümer, TBMM Genel Kurulu'ndaOsmaniye'nınilol- masına ili^kin yasa önerisinin görüşü- leceğini anımsatarak toplantıyı sona er- dirdî. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ise, tartışmalara müdahale et- medi. Grup toplantısından sonra da kulıs- te milli>etçilik-nıuhafazakârlık ve li- berallık tartı^ması sürdü. Milletvekil- leri, millivetçilik-muhafazakârlık gı- bı tanımlann ev rensel olduğunu. bu ne- denle partinin program. tüzük \a da başka bir belgesinde >eniden bir mil- liyetçilik-muhafazakârlık tanımı koy- mava gerek olmadığını savundular. ANAP'ın muhafazakâr kanadının önde gelen ısımlerinden Ankara Mil- letvekili Cemil Çiçek de. Yılmaz Ka- rakovunlu'nun partinin liberal çizgı- yeoturtulmasıvönündekigörüşlerine tepki göstererek şöyle dedi: "ANAP'ta bir kimlik sorunu yok- tur. Yahıızca. vanlış adaınlann vanlış yeriere oturtulması sorunu vardır. Bir banker şirketini bile yöneteme>enleri partinin v önetimine getirirseniz sonuç böyleolur. Partiye 12'ye5 kala gelen- ler. bazı şevleri kavramakta güçlük çekiyorlar." Adana'nın ilçesi ii oluyor Osmaniye'ye seçim rüşveti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RP. DYP. ANÂP. ÇHPveBBPmilletvekille- rinın3 kasımdaarayerel se- çim yapılacak yerlerden Adana'nın Osmanive ilçe- binın il yapılması için verdik- leri yasa önerisi. TBMM Ge- nel Kurulu'nda görüşüldü. Yasanın tümü üzerindeki görü>meler tamamlandı. an- cak yeni il ve ilçe kurulma- sina ilişkin çok sayıda öne- n verilmesi üzerine birleşi- mi vöneten TBMM Başkan- vekilı KamerGenç,ovlama- ya geçmedi. Osmaniye'nin il olması ve Adana'ya bağ- lı 3 yeni ilçe kurulmasına ilişkin yasa önerisi. bugün TBMM Genel Kurulu'nda oylanacak. Osmanive"de ho- parlörler konularak Meclis görüşmelerı bütün kentte dinlettirildi. TBMM. seçimler önce- sinde Osmaniye'ye "seçim rüş-\eti" vermek için hazır- lanırken Devlet Bakanı Be- kir Aksov Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde çalı- şan 42 bın 800 geçici ışçinin çalışma süresini seçim son- rasına dek uzatına kararını açıklavarak yeni bir seçim rüşveti daha verdi. TBMM Genel Kurulu'nda dün. DSPdışındaki tüm par- tilerin Osmaniye'nin ıl vapıl- masına ilişkin verdikleri va- sa önerileri birleşıinlerek ele alındı. CHP Grup Ba^kanvekili Nihad Matkap. "Osmani- ye'nin il vapılması lütuf de- ğildir" dedi. DYP Adana Milletvekili VeliAndaçDu- rak.il sözünü kendı partile- rının verdığinı savundu. ANAP Adana Milletvekili l ğur Aksöz. "seçim riiş>eti" degerlendırmelerıne karşı çıkarak "Osmaniye.Osman- lı'nın sancağı idi. Alınmış hakkı iade edi>oruz" dive konuştu. IRMIKIAYDBV EIVGİN e-mail: engin@planet.com.tr Demokratik Sol Parti (DSP) içinde ilginç ve DSP ile sınırlı kal- mayacak, kalamayacak birtar- tışma sürüyor: Örgütlenme mo- deli ve yöntemi! Daha önceki Tırmık'larda bir- kaç kez değinildi; Ecevit kabul- lenmese de bu partide "sınırlı üye, sınırsızyandaş" ilkesi yü- rürlükte. DSP'ye üye olmak is- teyenler -ölçütler tartışmalı bi- le olsa- çok sıkı bir elekten ge- çiriliyor. Üyelik hakkını kazan- mış olmak da yeterli güvence içermiyor. Üyenin daha sonra- ki etkinliklerinde ayağı sürçtü- ğünde kendini örgütün dışında bulabiliyor. Ayak sürçmesine neyin yol açacağı pek açık de- ğilse de kaba bir özetlemeyle "parti merkezine tam itaat" il- kesinden söz edilebilir. Bütün bunlaraşın merkeziyet- çi Bolşevik örgütlenmeden iz- ler, esintiler taşıyor. Bu iz ve esintiler Iskandinav sosyal de- mokrasisini şu ya da bu ölçü- de etkiledi. DSP de iskandi- navya'dan esinlendi. Parti merkezlerinin, üyelerin- den mutlak itaat istemeleri do- Delegelerden Kurtulmak Ama... ğal. Doğru ve adil değil. Ama doğal. Hangi merkez yönetim böylesine bir olanaktan vaz- geçmek ister ki? Ancak partiye damgasını vu- ran disiplin anlayışı ile DSP, ör- neğin bir DYP'den, bir ANAP'tan, hatta CHP'den ol- dukça köklü ayrışıyor. Öteki partiler disiplini, üyelerinden kongre zaman, milletvekille- rinden de kritik oylamalar sıra- sında istiyorlar. Bunun ötesi pek de umurlarında değil. Buna karşılık DSP, üyelerin- den, hele hele yönetici sorum- luluklar üstlenmiş üyelerinden daha farklı ve daha sürekli bir disiplin istiyor. Kimilerinin pek hoşlanmadığı Bolşevik parti modeli benzetmemizin nedeni de bu zaten ve bundan ibaret. Bu bağlamda DSP'deki ör- gütlenme sorunuyla ilgili ola- rak, "Rahşan Hanım çok dik- tatör... BülentBey, Rahşan Ha- nım'ın sözünden çıkamaz ki... Rahşan Hanım 'la Bülent Bey dı- şında DSP'de kimsenin ünlen- mesine olanak tanınmaz... DSP çöplüğünde sadece soyadı Ecevit olanlar ötebilir" gibisin- den öne sürülen yakıştırmalar, siyasal tartışmayı mahalle kah- vesi dedikodusu düzeyine in- diriyor. Bu da pek yakışık almı- yor. • • • Bu disiplin anlayışı sonunda DSP'yi, delege bağından. sul- tasından kurtulma beklentileri- ne yöneltti. İstemihan Talay'ın CHP'yi kastederek, "Eskipar- tideki örgütlenme modelinin yanlışlığını yaşayarak gördük. Delege sisteminde, yapılan se- çimlerde adaylar onlara gebe kalıyoriardı. Şimdi ise doğrudan halkla iç içe oluyoruz" sözleri bu eğilimin ne kadar güçlendi- ğinin göstergesi. Bizce de zurnanın zırt dedi- ği nokta işte bu. Delege ağalarına dayanarf bir siyasal parti modelinin başta CHP olmak üzere siyasi parti- leri nasıl hemşerilik, aynı köy- den olmaklık, mezhep. tarikat, ırk. bölge gibi ilkel ilişkiler ba- taklığına sürüklediği biliniyorve savunulacak bir yanı yok. De- lege sisteminin, partileri de- mokratikleştirmeye değil lon- calaştırmaya götürdüğü defa- larca kanıtlandı. Ama delege sisteminin sa- kıncalarından annmak, parti içi demokrasiyi yok etme yönün- de, tepeden inmeci, genel mer- kez sultalarına davetiye çıkan- a bir yönelimle mümkün olabi- lir mi? Bu merkeziyetçi eğilim, delege sisteminden de kötü yönelimlere ebelik etmez mi? Elbette "mekteplerolmadan maarifi idare etmek" daha ko- laydır. Elbette parti içi demok- rasi olmadan bir siyasi partiyi yönetmek daha kolaydır. Ama iç demokrasisi olmayan bir par- ti ile okulları olmayan bir Eğitim Bakanlığı arasında da pek fark yoktur. Tersini savunuyoruz. Örgü- tün yöneticilerini. o belde de kendini o partiden sayan her- kesin. her yurttaşın seçebildi- ği, üyelik koşulu gibi bürokra- tik engellerin demokratlara öz- gü ve sadece onlara özgü bir geniş yüreklilik ve cesaretle aşıl- dığı bir parti, korkulduğu gibi bir kargaşanın içineyuvarlanmaz. Tersine yöneticilerin kıskanıla- sı bir tabandesteğinesahip ol- duğu çok canlı, çok atılgan, ge- reğinde yırtıcı parti örgütü do- ğurur. • • • Daha da zenginleştirin: Seçi- lenlerin aynı yolla, kendini o partiden (örneğin DSP'den) sa- yan 'herkes'm oylarıyla görev- den de alınabildiği bir işleyişin, partinin önünde açacağı ufuk- ları gözünüzün önüne getirin. Türkiye böylesi bir parti örgüt- lenme pratiğı yaşamadı. Sos- yal demokratların böylesi bir pratiğe gönüllerini ve akıllarını yatırabileceklerini beklemek de fazla iyimserlik. Türkiye'de sos- yal demokrat hareket (ler) geleceğine ilişkin karamsar- lığımızın kökü de burada zaten. POIİTİKA GUNLUGU HİRMET ÇETİNKAYA Solda Arayışlar... 1989 yılında dünya solu sarsılmadı, bir anda çök- tü... Etkileri dalga dalga yayıldı batıdan doğuya, ku- zeyden güneye doğru... 1989 yılı Kasım ayında Berlin Duvan yıkıldı... Aydın Engin, 'Solda Arayışlar' adlı yeni kitabın- da (Güncel Yayıncılık, Narlıbahçe Sok. No: 1 Daire: 35, Cağaloğlu / Istanbul. Faks: 0212 522 86 68), komünist partilerin ardıllarını, özelleştirme ve sos- yal demokratların çıkmazını anlatıyor... Engin. kitabının Sunuş bölümünde şöyle diyor: "Bir büyük tarihsel dönem sona ermiş, insanoğ- lunun sosyalist toplum kurma denemelerinden bi- ri başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aralarındaki kimi ay- nmcıklarbiryana bırakılırsa hepsi 'Bolşevik Model'e göre örgütlenmış komünist partilerin yönetimin- deki Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeieri, tarihte benzeri az görülmüş bir siyasal deprem yaşadılar. Göz açıp kapayıncaya kadar komünist partiler ik- tidan yitirdiler. Bu kuşkusuz basit bir iktıdar deği- şikliği değildi. Bu ülkelerde rejim değişti. Sosyalist sistem tümüyle çöktü ve dağıldı. Bu kadar kısa sü- rede -handiyse birkaç ay- bu kadar köklü biraltüst- lük, tarihin hiçbir döneminde yaşanmadı. Dünya- nın siyasal ve askeri dengesi tepetaklak oldu. Bu depremin sonuçları salt sosyalist sistemle sı- nırlı kalmadı. Sistemin dışında kalan Yugoslavya ve Arnavutluk'ta rejimler değişti. Keza dünya solu da derinden, çok derinden etkilendi. Sosyal demok- ratlardan başlayarak bütün sol ciddi birideolojik bu- nalıma girdi. Kitap, sosyal demokratların 1989 'dan sonra iyi- ce derinleşen ideolojik ve programatik bunalımla- rına, Lenınci temelde örgütlenmış komünist parti- lerin ızleyen yıllardaki serüvenine ve Doğu Avrupa 'da 'sosyalizmden kapitalizme dönüş' diye adlandın- labilecek siyasal-ideolojik-ekonomik sürecin so- mutlandığı özelleştirme, yani üretim araçlarında kamusal mülkiyetten özel mülkiyete dönüş uygu- lamalarına toplu bir bakış sunmayı hedefliyor." • • • 1989 yılındaki sarsıntı salt sosyalist sistemle sı- nırlı kalmadı. Dünya solu da derin yaralar aldı... Yeni Dünya Düzeni 'özelleştirme'yl öne çıkardı; emeği, sendikal örgütlenmeyi temelinden yok et- meyi amaçladı... Bakın 'özelleştirme yağması' nasıl gerçekleşti: "Özelleştirmenin adeta biryağma mantığı ile ger- çekleştihlmeye başlanması yabancı sermaye akı- şını sağlayamadı. Ulkedekı siyasal ıstikrarsızlık -her yıl bir hükümet değişikliği- ve ekonominin altyapı- sındaki çürüme, ciddi yabancı yatırımcılann uzak durmalarına yol açıyor. Buna karşılık yıllardır -Ko- münist Parti iktidarında da- Sofya 'da yuvalanmış mafya, bu yağmadan pay almakta gecikmedi. Özellikle Türk, Yunan ve Arnavut mafyalarıyla ris- ke girip vurgun hayali kuran küçük ve macerape- rest yatınmcılar, Bulgahstan 'daki özelleştirme fır- tınasından epey kârlı çıktılar. Maliye Bakan Yardım- cısı Swjatoslow Gvvarijski 'nin açıkladığı sayısal ve- rilere göre son üç yılda Bulgahstan 'a gelen yaban- cı sermaye 200 milyon dolardan ibaret kaldı. Bu- nun 40 milyon doları Federal Alman yatınmcılar- dan kaynaklanıyor. Buna karşılık 2 bin 584 işletme Türk, Arnavut, Yunan ve Italyan yatırımcılann (!) elinde. 1989'dan bu yana Bulgaristan'a uluslara- rası kredi kuruluşlarından 2.2 milyar dolahık kredi aktı. Kredilerin tümü de -beklenebileceği gibi- özel sektöre verildi. IMF'den 644 milyon dolar, Avrupa Yatınm Bankası 'ndan 445 milyon dolar ve Dünya Bankası 'ndan 316 milyon dolar. Bunlarla telekomü- nıkasyon şebekesinin yenılenmesi ve genişletilme- sı ve ihracatın finansmanı amaçlanıyordu. Üçüncü yıl biterken Bulgaristan 'ın en basit telefon haber- leşmesı bile kör topal yürüyor ve ihracat habire düşüyor. Dış borç ise oransal olarak Bulgaristan eko- nomisinın taşıyamayacağı boyutlarda tırmanıyor: 75 milyar dolar (W90'da 10 milyar idi)." • • • Aydın Engin 'in 'Solda Arayışlar' adlı yapıtı birbel- gesellik taşıyor... Marksizm. geçmişte 'sorun'un kilidini üretim araç- larının özel mülkiyetinde görmedi mi? EvetL Sömürünün kaynağı orada yakalanınca serma- yenin birikmesinin ve merkezileşmesinin itici gücü- nün özel mülkiyetten kaynaklandığı da ortaya çık- tı... Temel çözüm dün neredeyse bugün de orada- dır... Ama bu ilk adımdır ve ötesi ne dün ne de bugün için görülmektedir. Ötesi görülmeyen birolgu emek- çilerin mutluluğunu. insanca yaşamasını sağlama- ya yetmiyor... İşte bu yüzden sol kendini arıyor... 1989 yılındaki dünya solunun çöküşü, 1996 yı- lında yeni yapılanmalan, dünden ders alarak yeni yöntemleri de beraberinde getiriyor... Sol ölmedi, sol tükenmedi... Kapitalizm var olduğu sürece sosyalizm yaşaya- cak, yanlışlardan öğrenileceklerle sol kendi çizgi- sini mutlaka bulacak... Aydın Engin'in yeni kitabını okumanızı salık veririm!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya Ut Planet.com. TR Hüsamettin Cindoruk 'Fast food parti istemiyorum' DİRDANE KOCAOĞLL ANKARA-DYP'denko- pan ve kendilerine "Yeni CMuşumcular" adını veren mıHetvekilleri arasındaki li- derlik sorunu. önceki gün- kü toplantıda da aşılamadı. "Fast food parti degil. mer- ke/sağı toplavacak bir par- ti kurmajı" amaçladıklan- nı bildiren eskı TBMM Baş- kanı Hüsamettin Cindo- ruk'un da katıldığı toplan- tıda yeni hareketın lideri ol- ma konusundaki ısrannı sür- düren KöksalToptan bulun- madı. DYPyönetimininde. partiden kopan mılletv ekil- lerinin gen dönmesini sağ- lamak ıcın harekete szeçtı- ğı. bazı isimlere kabinede yer imaedildiöi dile eetiril- di. Yeni Oluşumcular. önce- ki gün Ay dın Bağımsız Mil- letvekiliîsmetSe^in'in An- kara'dakı bürosundatoplan- dılar. Toplantıya. DYP'den kopan hareket içındeki ba- zı milletvekilleri mazeret- leri nedeniyle katılamazken, Köksal Toptan ve kendisiy- le birlikte hareket eden Re- faiddin Şahin gelmedi. Ye- ni Oluşumcularla hareket eden. ancak Köksal Top- tan'ın liderliğini savunan Büyük Türkiye Partisi'nin TBMM'deki tek temsilcisi Hamdi Üçpınarlar da dün- kü toplantıda yer almadı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear