22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayin Yönetmenı: Orhan E r i n ç # Dış Haberier Ergun Balcı 9 Istıhbaral Yılçın YayınKurulu İlhan Selfvk ı Başkan >. Genel Yayın Koordinatöru Hikmet Ç»kır • Ekonomı Bülenl Kızanlık • Kulıur Orhan Erinç, Okra\ kurtbökt Ç e t i n k a \ a • Yazıışleri Mudürlerı. HandanŞenköken • Spor Abdülkadir Yücelman Hikmet Çerinka\a. Şükran Soner. lbrahim Vlldız .Dinç Tayanç(Sorumlu) • Makaleler Sami Karaören • Ce^n Se>fettin Ergun Balcı. DinçTa>aırç. İbrahim 0 Haber Merkezı Müdurü. Hakan Kara Tnrhan • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-Bel- \ı|dız. Orhan Bursalı. Mustafa Bal- • Görsel Yönetmen Fikret Eser ge- Edibe Buğra • Fotograf Erdoğan Köseoğlu ba>. Hakan Kara. Ankara Temsıkısr Mustafa Ba!ba> • Haber Mudürü MuesseseMudünı ErolErkut»Ko- MEDYA C: • Yoneiım MEDYA G: • Doğan Akın Matflrk Bulvan No 125. Kat 4, Bakanlıklar- ordınatör: Ahmet Kürulsan • Kurulu Başkam-Genel Yonetım Kurulu Ankara Tel 4193020(7hatl. Faks-4195027 #lzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • Idare Müdur Gıilbin Erduran Başkanı - Genel «ılcısı SerdarKızık,H ZışaBIv. 1352 S.23Tel 4411220. Hüstyin Gürer • Işletme'Önder • Koordınator Reha Müdür C'stfin Ak- Faks 4419117• Adana TemsılcısrÇetin Yiğenoghı, Inonü ÇeHk#Bılgı-l$lem \aillnal#Bıl- Ijıtman • Genel Mudur raen • Murahhas Cd 119S No 1 Kat. 1, Tel-3522550. Faks 3522570 gısavar Sıstem Mürüve* Çifcr Yardımcısı. Mine Akdağ uye Bora Ganeırç Yatimlaıan *e Basan: Yerı Gun Haber ^ans>ı. Basın \e Ya>mcıhk A Ş. Turkocagı Cad. 39 41 Cagaloğiu 34334 lslPK. 246 istanbul Tel- (0 212 ı 512 05 05 (20 hal) Faks IO'2I2| 513 85 95 26EYLÜL1995 Imsak: 4.23 Güneş: 5.48 Öğle: 12.03 Ikindi 15.23 Akşam 18.03 Yatsı: 19.23 MEDYA C Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 5118466 Michael Jackson ödülünü aldı • Haber Merkezi-Ünlü şarkıcı Michael Jackson, Black Entertainment Televızyonu'nun verdıği 'WalköfFame'(Şöhret Yüriiyüşü) ödülünü cuma akşamı televizyonun kurucusu Robert Johnson'ın elmden aldı. Jackson. törende "'You are not alone" (Yalnız Değılsınız) şarkısını söyledi. Menopoz ve Osteoporoz Sempozyumu • Haber Merkezi- Türkiye'de mevcut üni\ersıteler ile eğitım ve SSK hastanelennin bır araya gelmesiyle kurulan ve önderlıği İstanbul Üniversitesı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Anabilım Dalı Reprodüktıf Endoknnolojı Bılim Dalı'ncayürütülen Ulusal Vlenopoz ve Osteoporoz Derneği sempozyum düzenledi. Sempozyum, 27-30 eylül tarihlerı arasında İstanbul Holiday !nn Oteli'nde gerçekîeştirılecek. Altinsay, Kanal D'den istifa etti • TV Senisi - Kanal D Genel Yayın Yönetmeni tbrahım Altınsay. dün görevinden istifa etti. Altınsay ıstifasına gerekçe olarak "Son bir ay içindeki gelişmelerin Kanal D'yı kendi anlayışı ve ilkeleri doğrultusunda yönetme olanağını kaldırmış olmasım" gösterdi. Altınsay'ın görevıni yeni bır atamaya kadar Kanal D lcra Kurulu Başkanı Yaşar Eroğlu üstlendı. Patrikhane statüsünde • ANKAR* (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara. Fener Rum Patrikhanesi'nin Lozan Antlaşması ile belirlenen statüsünde herhangi bır değişiklik olmadığını bildirdı. Diplomatik kaynaklar, "Vahiy ve Çevre" sempozyumu sırasında gündeme gelen ve Fener Rum Patriği'nin "ekümenik" (Ortodoks dünyasının Iideri) sıfatı alab'ileceğine ılişkin savlann Türkiye tarafından dikkatle izlendiğı belirtildi. Ücretsiz kurslar • İstanbul Haber Servisi - Zeytınburnu Beledıyesi Kültür ve Sosyal Işler Müdürlüğü'nün düzenlediğı ücretsiz "Ingilizce, bilgisayar, tiyatro, halk oyunları. Türk halk müziği, Türk sanat müziği, bıçki dikiş, el sanatlan ve makine nakışı" kurslan, geçtığimiz cumartesi günü başladı. Kav ıtlan 1 ekıme kadar açık tutulan kurslar. 9 ay sürecek. Kamu çalışanı için dil kursu • ANKARA (AA) - Kamu kurum ve kuruluşlannın bürokratları ile personeline, Türkçe, tngilizce. Fransızca, Almanca ve Arapça dıllerinde hizmet vermek üzere dil kurslan açılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Devlet Memurlan Yabancı Dıller Eğitim Merkezi, 1991 yılmdan ben sürdürdüğü Halka Açık Yabancı Dil Hızmetleri'ne. buyıl Türkçe dilini de ekleyerek özel protokol çerçevesinde yeni dil kurslan açacak. 14 ekımde seviye tespit sınavının yapılacağı kurs, 15 Ekım 1995 de başlayacak. 20 Haziran 1996 da sona erecek. Başvurular, bır kımlık ve iki resimle beraber. Devlet Memurlan ve Egıtım Merkezi'nin Gazi Üniversitesi Kampusu içindeki binasına yapılabilecek. YOK Başkanı Mehmet Sağlam, vatandaşın aldatıldığını öne sürdü: Korsan iiniversiteye tepldANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kurs adı altında yabancı üniversitelerin Türkı- ye'de şubesinı açan korsan üniversitelere savaş açan YÖK Başkanı Mehmet Sağlam, bu kurumlann vatandaşlan aldattığını be- lirterek, "Berber dükkanı için bile beledi- yeden Izin alınıvor. Bu iş artık çığnndan çık- ü. Bu kurumlann önlenmesi şart" dedi. YÖK Başkanı Sağlam, Cumhuriyefe yaptığı açıklamada, Türkiye'de yabancı üniversıtelerin şubelerinin açılması yoluy- la bazı kuruluşlann üniversıte eğitimi ver- mesinin mantığını anlamanın mümkün ol- madığını söyledi. Kımler tarafından üni- versıte açılabıleceğı ve yükseköğretim ve- rileceğinın anayasa ve Y'ÖK Yasası'nda açıkça belırtildiğinı kaydeden Sağlam. şu görüjleri dıle getirdı: "Lniversiteler devlet tarafından yasayla kurulur. Kazanç amacı olmamak kav dıyla vakıflar da yasayla üniversite kurabilirîer. Bir kesim 'YÖK bu ışe nıye kanşıyor, katı davranıyor'diyor. Bunun yasal yollan belli- • YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, kurs adı altında yabancı üniversitelerin Türkiye'de şubelerini açan korsan kuruluşlann öğrencileri aldattığını belirterek, "Berber dükkânı için bile belediyeden izin alınır. Bu iş artık çığnndan çıktı. Bu kurumlann önlenmesi şart" diye konuştu. dir. Ama birtakım kişiler bunu tanımak is- temiyor ve yasalara aykın hareket ediyor- lar. Bunu YÖK değiL yasalar istiyor." Sağlam, bir berber dükkânı açmak için bile belediyeden ruhsat alındığına dikkat çekerek, insanlann kendi kafalanna göre ış yapamayacaklarını vurguladı. Dünyanın hiçbir uygar ülkesinde böyle bir uygula- manın olmadığına işaret eden Sağlam. "EH- \elim ki bir şirket kurmak istediniz. Bunun için gerekli koşullan hazıriadıktan sonra başvuruda bulunmanız. hatta bu şirkerin kuruluşunun ticaret sicili gazetesinde Dan et- meniz gerekir. Ben bu şirketi kurdum diye- mezsiniz. Dünyanm hiçbir ülkesinde, ilko- kuldan üniversiteye kamu hizmeti veren özel veya kamu kuruluşunun yasal düzenieme- si olmanıası diye bir şe> yok" dedi. 'Bu iş çığnndan çıktı' Y'ÖK'ün görevinın yasada belirlenen a- maç ve hedeflere göre kurulan ünıversite- len gözetim ve denetım altında tutmak ol- duğunuanımsatan Sağlam. yükseköğretim kurumlannın Ataturk ilke ve devrimlen doğrultusunda. ınsan haklanna saygılı. Türk milletinin çıkannı kendi çıkannın üs- tünde tutan bireyler yetiştırmek zorunda olduklanna değindi Korsan üniversitele- nn ne amaçla kurulduğunun bile belli ol- madığını belırten Sağlam, şunları söyledi: "Bu iş o kadar çığırından çıkmış durum- da ki, bırakın kuruluşu bunlar bize kurul- duktan sonra bile nasıl bir eğitim verdikle- rini göstermek zorundalar. Kev iflerine bağ- lı değil. İşte ben kursum" deyip yapamaz- sınız. Ben bile bile bunu seyredemem. Nasıl milli eğitimde ilkokuldan liseve eğitim bir- liğinin ilkeleri \e gerekleri var. Bunun dışın- da bir eğitim verilemeyeceği gibL üniversi- te de \apamazsuuz.~ Lnıversite kurmak için yasal düzenle- meler yerine getinlse bile. yabancı üniver- sitelerin şubelennin açılamayacağını kay- deden Sağlam. "İsteyen istediğini yapar dersek, iş nereye kadar gider bilinmez" de- di. Sağlam. ANAP Bolu Mılletvekili Avni Akyol'un yabancı üniversitelerin Türki- ye'de şube açılması yönündeki yasa öneri- sinın anımsatılması üzerine de. şunlan söy- ledi: "Dünyada böyle bir sistem yok. Hiçbir yasa geriyedoğru işlemez. Bunun kabul edfl- mesi akıl almaz bir olav olur. Öyle bir olası- bk karşısında bile iki vıl nov unca veliler al- datılmıştır. Bu kurumlann etkinlikleri bir an önce durdurulmalıdır." Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Sanayi bölgesi, Burdur Gölü'ne zarar vermez BÜLENTECEVİT ISPARTA- Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, Burdur Gölü kıyısında ya- pılan lsparta Havaalanı ve Organize Sanayi Bölge- si"nin(OSB)göle zarar ver- meyeceğinı, Burdurlular ile Ispartalıların arasını boz- maya çahşan bazı "yanhş önderierin" olduğunu söy- ledi. Cumhurbaşkanı Demi- rel. geçen hafta sonu yaptı- ğı lsparta gezisi sırasında OSB"de altyapı ve sanayi tesislennin temel atma tö- renindeki konuşmasında, 10 bin kişiye ış imkânı sag- layacak 114 parsel üzerine fabrikalar kurulmasını ön- gördüklerini dıle getirdi. 1991 sonrasında yeni bır devnn açıldığını vurgula- yan Demirel, " Türkiye'de nerede ne yanm kalmışsa onlan alıp götürmeye çab- • "Ben herkesten çok çevreciyim" diyen Demirel, "Birtakım kimselerin, çevTecilik arkasma saklanarak ülkeninin kalkınmasını önlemeye çalışmalanna razı olmayız" dedi. şılmış. eksik hizmetler ner- dev se onlan yapma gavreti içine girilmistir. Burada > a- pılacak sanayi sitesinin, Burdur Gölü'nü kirletmesi mümkün değil" dedi. De- mirel. yapılan çalışmalann çevre teknığine uygun ol- duğunu. ona göre raporlar alındığını belirterek "Bur- dur Gölü kirlenecek diye 10 bin kişiye iş imkânı sağlaya- cak bir tesisi baltalamanın aslında tevrecilikle alakası joktur" diye konuştu. "Ben herkesten çok çev- reciyim" dıyen Demirel. sözlerini şöyle sürdürdü: u Bu ülkenin insanlannı aç bırakmaya da birtakım kimselerin, çevrecilik arka- sına saklanarak ülkeninin kalkınmasını önlemeye ça- lışmalanna da razı olmayız. Sanayi sitesi yüksek mah- kemeden ilam almıştır." Burdurlularla Ispartalılar arasında ihtılaf olmadığını sık sık belirten Demirel. ı- ki ılin insanlannın bırbirini sevdiğinı söyledi. Demirel. "Ama birtakım yanlış ön- derler, birtakım yanlış gay- retler Isparta-Burdur me- selesi çıkarmaya kalkmış- lardır. Ama insanlanmız buna mani olnıuştur" diye konuştu. Havaalanının, Burdur Gölü'ndeki Dik- kuyruk ördeklenne zarar vermeyeceğıni ileri süren Demirel. herkesin bu hava- alanından Istanbul'a, An- kara'ya sabah gidip akşam dönebıleceğını söyledi. Trilyonluk elmaslar alıcı bekliyor Çe>iri Ser\isi - Windeor Düşesi'nin takılannın satışa sunulduğu 1987yılındanbu yana belkı de en görkemli koleksiyon kasımda Chris- ties tarafından Cenevre'de açık artırma ile satışa sunu- lacak. Ağa Han'ın eski bir foto- model Sarah Croker Po- ole'un 7 milyon sterlin (yak- laşık 525 m'ilyar TL) değe- rindeki takılan içinde olağa- nüstü göz kamaştıncı olan parçalar yer alıyor. Bunlar arasında Begüm mavsi yü- rek biçiminde. içinden bir ikinci sarkacın uzandıgı 41 elmasla bezenmiş, yaklaşık 340 milyar TL değerindeki gerdalığın tam bir göz ziya- feti olduğu bildiriliyor. Pren- ses Salisa'nın armut biçi- mindeki Van Cleef& Arpels tasansı elmas yüzük ve bu- nunla birlikte kullandığı yi- ne elmaslarla bezeli iğnenin ise yaklaşık 25 milyar değe- rinde oldufu bildiriliyor. O balıkçının kızıydı... O, bir balıkçının kızıydı. Sabah, günün ilk ışıklanyla uyanır, gun batımına kadar baba >olu gözlerdi. Deniz, onlara istedigi kadar murluluk sunardı. Sevinç, ağlann doluluğuna bağlıydı. Balıkçının kızı, günün ilk ışıklarında babasına uğur getirmek için sahile gelmiş ve ağlann kenanna oturmuştu. Yüzüne gülücükler dolması için daha zamanı vardı. Çıplak ayaklan ayaza day aruklıydı. O balıkçının kızıydı; yorgunluğa. soğuğa karşın mufju olmavi becerebilirdi. (Fotograf: HATİCE TUNCER) Vahiy ve Çevre Sempozyumu Efes Antik Tiyatrosu'nda yersiz gösteri LE YLA TAVŞANOĞLU EFES / PATMOS - Orto- doksluğun gıttıkçe ağırlık kazandığı "N'ahiy ve Çevre" sempozjnmu nedeniyle ön- cekı akşam Efes Antık Ti- yatrosu'nda düzenlenen konser, Yunanca ve Orto- doks mezhebınin göklere çı- kanldığı bir gösteriye dö- nüştü. Anglıkan olduğu halde daha sonra mezhep değışti- np Rus Ortodoksluğunu be- nimseyen John Tavener'in besteleyip yönettiği "Apo- cadypse" (Mahşer) orator- yosu ilginç bır biçımde baş- ladı. Fener"e baglı Ingılız Or- todoks Kılisesfnden bir pa- paz ve Atina Üniversitesı Ilahıyat Fakültesi ögretim üyelerinden Prof. Hristos Yannaris sahneye çıktı. In- giliz papaz Saint Paul'ün I n- cil tefsirinden "Mahşer"le ilgilı pasajlan Ingilizce. Prof. Yannaris ise Yunanca okudu. Bunun ardmdan sahneye tepeden tırnağa beyazlar giymiş, uzun san saçlan omuzlanna dökük John Ta- vener çıktı. Yüzünde ilahi bir ifadeyle önce bozuk bir Yunanca, arkasından da In- gilizce "Apocahpse T> orator- yosunun anlam ve öneminı anlattı. Bunun ardmdan sahneye bir v ıyolonselist. bir gongcu ve bır de tenor çıktı. Tavener de "şef" olarak yenni aldı. Heyecan içinde müzığın başlamasını beklerken vıyo- lonselden birtakım tiz sesle- rin çıktığmı duyduk. Bu ara- da Tavener, vıyolonselden daha da tız sesler çıkarması için viyolonselistı elıyle yö- netiyordu. .Antik tiyatronun yan tara- fında da bır korno ve üç trombondan garip sesler yükselmeye başladı. Bunun gerçekten alışılmışın dışın- da bir oratoryo müziği oldu- ğunu düşünürken arka taraf- lardan gerçekten nefis bır soprano sesi yükseldı. Bom- bay doğumlu soprano Patri- cia Rozarionun sesıydı bu. Tavener' in oratoryosunu seslendirenler ise "TheCity ofLondon Sinf6nia"nm üyc- ien Marrvn Hill, Raphael VVallfısch've Stephen Ric- bardson'dı. Derken sıra oratoryonun son bölümüne geldı. Bunun adı Melina'ydı. Bırkaç yıl önce ölen eski Kültür Baka- nı ve Yunanlı sanatçı Vlelina Mercouri'ye ithaf edilmıştı. Genel değil, ama özel ka- nı konserin başansızlıkla bittiğiydi. Izleyıcilerin bır bölümü bırbirlenne. "lz- mir'in Efes'inde düzenlenen bu konserden önce John Ta- vtner sahneye çıkıp nezake- ten birkaç Türkçe sözcük sovleyemez miydi" diye sor- maktan kendılerini alamadı- lar. Carras'ın tepkisi Konsenn hemen ardın- dan. sempozyumun mimar- lanndan ünlü Yunanlı çevre- ci Costa Carras'ı bulduk. Tanınmış bır Yunanlı arma- tör aılenin oğlu ve Yunanıs- tan' ın eski Ankara Büyükel- çısı Aleksandr Filon'un ba- canağı olan Carras'a Tave- ner'ın bu davTanışını nasıl karşıladığını sorduk. Carras bıze şu yanıtı verdı: -.Müziği beğendim. Ama Tavener'in Efes gibi bir \er- de açış konuşmasını Yunan- ca yapmasını doğrusu >adır- gadım." Öte yandan sempozyiima ev sahıplığı yapan Prevelı gemısı dün sabah Yunanıs- tan'ın Patmos adasına geldi. Yunanistan Başbakanı And- reas Papandreu Yunan TV"sıne verdiği demeçte eşı Dimitra Liani'yle Fener Rum Patngi Bartholomeos arasındaki sürtüşmede Yu- nan basınını ağır bir dille suçladı ve ıddialann tümüy- le asılsız olduğunu söyledi. Onun ardından mikrofonla- ra konuşan Liani son derece sinırli bir ifadeyle. "Basın ber şeyi çarpıttı, patriğin ko- nuşmasını bile..." dıyerek Bartholomeos'un sempoz- yumu açışındaki sözlerine gönderme yaptı. Patmos zirvesi Patnk Bartholomeos da önceki akşam Yunan basın ve TV'sıne yaptığı açıklama- da Fener Rum Ortodoks Pat- rikhanesf ne bağlı 11 yerel kilise lıderiyle Patmos'ta Sa- int Jean'ın "Vahiy" kıtabı- nın 1900. yıldönümünerast- layan toplantının son derece olumlu olduğunu. her şeyin dostluk ve kardeşlık içinde geçtığinı söyledi. Bu arada "Vahiy ve Çev- re" sempozyumuna katılan- lar dün sabah Patmos Ada- sı'na geldıler. Saınt Jean'a vahiy inmesi olayı v a da Pat- mos Mucizesfnın gerçek- leştıgı Saınt Jean Mağara- sı'nı zıyaret eden sempoz- yum heyeti daha sonra bır kaleye benzeyen Samt Jean Manastın'nagıttı. II. yüzyılda yapılan ma- nastın heyete gezdıren Ox- ford Üniversitesı Ilahiyat Fa- kültesi üyelerinden Pıskopos Kaüıstros, mazgallarda dal- galanan san üzenne sıyah çıft başlı kartal bulunan bay- raklan göstererek "Bakîn Bizans bayraklanmız da >ar" dedi. Sempozyum olaylı sonaerdi Patnos "V'ahiv ve Çevre" sempozyumu dün akşam üzen olaylı bır şekilde son buldu. Sempozyumun son oturu- muna geçilmeden önce dü- zenlenen törende Yunanis- tan Başbakanı Andreas Pa- pandreu'nun eşı Dimitra Li- ani'nın isteğı doğrultusunda, Patrik Bartholomeos'un Yu- nan Bankalar Bırliğı Başka- nı Mirkos'a sagladıklan des- tek için ödül veımesı bilım komitesı üyelenni ayaga kal- dırdı. Bu arada patriğin toplan- tının yansında kalkıp gıtme- si onalığın daha da elektrik- lenmesine yol açtı. Bılim Komıtesi Başkanı olan Ang- likan Kilisesı Pıskoposu Ric- hard. "Biz burada çevre uğ- runa din ve bilimi bir araya gerirmeye çalışırken iş çevre- lerine ödül veriliyor'" sözle- riyle tepkisinı dıle getirdı. 9 bin yıllık renkli duvar resimlerini koruyacak eriyik, Esenboğa Havaalanı'nda takıldı 'Tarih'i koruyacak ldtnyasal sıvıya gümrük engeli ÖZGENACAR ÇUMRA - Esenboğa Havaalanı gümrüğü- nün bir kimyasal sıvının Türkiye'ye girişini engellemesi. Anadolu'nun en eski ve en bü- yük antik kentinde çıkanlan 9 bin yıllık renk- li duvar resimlerinin geleceğini tehlikeye sok- tu. Anadolu'nun, belki de dünyanın, bilinen en eski antik kenti, Konya'nın Çumra ilçesinde- ki Çatalhöyük'tür. Kentın tarihi günümüzden 9 bin yıl öncesine uzanır Çatalhöyük, ınsanoğ- lunun mağaradan çıkıp tanma başladığı, ya- bancı hayvanlan evcilleştirdiği, ticaret yaptı- ğı ilk önemli yerleşmelerin başında gelir. Ça- talhöyük. tarih öncesi dönemlerde dünyanın en kalabalık kentidir de. Nüfusunun daha o za- manlar 10 bini bulduğu sanılıyor. Uygarlıkla- nn beşiği Anadolu ise. Çatalhöyük de Anado- lu uygarlıklannın beşiği olarak kabul edılir. Bu kentin pek çok özelliği bulunuyor. Bun- lann başında kent halkının; iri göğüslü, tom- bul, doğurgan "ana tannça"ya tapmalan ge- lır. Evlerin "anatannça'*ya adanmış odalann- daki duvarlan. her ne hikmetse "boynuzlu bo- ğa başlan" süsler. 9 bin yılhk resimler Kentin bir başka önemli özelliği de evienn duvarlarında, sıvalann üzenne çeşitli konula- n anlatan çeşitli renkli resimlere ya da boyalı süslemelere bolca rastlanmasıdır. Organik bo- yalarla yapılmış bu resimlerdeki renkler, arke- olojik kazılarla 9 bin yıl sonra gün ışığına çık- tıktan ve belirli bir süre geçtikten sonra yok ol- maktadır. Neolitik dönemın en önemli yerleşmesi olan Çatalhöyük'ü Hollanda kökenli tngiliz arke- oloğu James Mellart bulmuş ve 1961-65 yıl- lan arasında burada ilk bilımsel kazıyı yapmış- tı. Kazıda bulunan "ana tannça" ve öteki bu- luntulann yanı sıra korunabılen bazı duvar re- sımleri Ankara 'daki Anadolu Uygarlıldan Mü- zesi'nde sergiye çıkanlmıştı. Ancak, Türk hükümeti 1965 yılında aldığı bir kararla "duvar resimleri için modem koru- yucu önk-mler bulununcaya değin" Çatalhö- yük'tekı arkeolojik çalışmalan durdurmuştu. Kültür Bakanlığı. çağdaş ve güvenilir koru- yucu yöntem ve kimyasal maddelerin bulun- duğunu saptamasından sonra Çatalhöyük ka- zılannın yeniden başlanmasına izin verdi. Daha önceki kazılan Ingilız Arkeoloji Ens- titüsü yürüttiiğü için Çatalhöyük kazı ruhsatı Cambridge Üniversitesi'nden Dr. lanHodder başkanlığındaki bilim heyetine verildi. Heyet. 1993-94'te höyükte önce yüzeysel araştırma yaptı ve 30 yıllık bir aradan sonra bu yaz ka- zılara başladı. Kazı heyeti; yerlı ve yabancı arkeologlarca Anadolu'daki arkeolojik kazılarda şimdiye de- ğin hıç kullanılmamış ve "21. yüzyıluı tekno- lojisi" denilen bazı araç ve gereçleri de devre- ye soktu. Bunlar arasında, Çatalhöyük'ten uy- dulara topografik sinyal gönderip yerde bilgi- sayara veri aktarmaya yarayan araçlar da bu- lunuyor. Heyet ayrıca, kazılarda yeniden duvar re- simleri çıkması olasılığını ve Türk hükümeti- nin 30 yıldır titizlikle öne sürdüğü koşulu dik- kate alarak duvar resimlerini koruyacak kim- • Gümrük yetkilileri, "uyuşturucu yapımında kullanılabileceği" savı ile "Wacker" adlı Alman kimya firmasının patentini taşıyan bu kimyasal sıvının ithalini engellediler. Arkeologlar, bu kimyasal eriyiğin herhangi bir uyuşturucu yapımında kulanılmasmın söz konusu olmadığını söylüyorlar. yasal eriyiği de Türkiye'ye getirdi. Heyette, bu tür duvar resimlerinin korunmasında başanlı olmuş uzmanlara da özellikle yer verildi. Esenboğa gümriiğünün engeli Heyetin öteki araç ve gereçleri, Esenboğa Havaalanı gümrüğünden geçerken bu duvar resimlerinin korunmasında kullanılacak "etil silikat" adındaki bu kimyasal sıvıya izin veril- medi. Gümrük yetkilileri, "uyuşturucu yapımında kullanılabileceği" savı ile "NVacker" adlı Al- man kimya firmasının patentini taşıyan bu kimyasal sıvının ithalini engellediler. Arkeologlar. bu kimyasal eriyiğin herhangi bir uyuşturucu yapımında kulanılmasmın söz konusu olmadığını söylüyorlar. Bu sıvının gümrükte alıkonması üzerine bi- lim adamları sadece 1965 yılındaki son kazı- da bulunan ve erozyonun örttüğü çukurlarda temizliğe ve bir başka alanda da yüzey tara- ması ile gelecek yıllarda yapılacak kazılann planlama çalışmalanna başladılar. Türkiye'deki kazılarda Çatalhöyük'te kul- lanılmasına başlanan ve toprağın altındaki yer- leşmelerin planını çıkaran magnometre adlı modern bir araçla bir >üzey taraması yapıldı. Bu taramanın bilgisayara aktardığı sonuca da- yanarak gelecek yıl kazılacak alanlann planı da çıkanldı. Höyüğün >wey taraması yapılan alanındakı bir sondaj çalışmasında pazar gü- nü bır duvar resmınin ilk bölümleri ortay a çık- maya başladı. Gün ışığına çıkan bölüm, yak- laşık 25x35 cm bo>oıtunda. ruruncu renkli bir zemınden oluşuyor. Bu parçadan. toprak altın- daki bölüm hakkında herhangi biryorum yap- ma olanağı henüz bulunmuyor. Duvar resimlerinin korunması işıni "etilsi- likat" eriyiğini kullanarak gerçekleştirecek olan ve Pensilvanya Universıtesi'nden özel olarak bu amaçla gelen Amerikalı bayan kon- serv ator ConstanceSilver,boyal ı duvar hakkın- da Cumhuriyet'e şu bilgıyi verdı: Fiber optik çabşması "Gördüğünüzgibi duvarda bir ruruncu renk egemen. Duvardaki sı\anın dört kat olduğunu saptadık. Bu ruruncu renkli kat, sıvanın en dı- şındaki en son bo\a katıdır. Bu katın altında- kilerden birinde renkli bezemelerin bulundu- ğunu beliriedik. Resimlerin koruyucu madde- sinin yakın birzamanda gümriikten çıkacağı- nı ve sorunun çözümleneceğini umuyorum." Kazı başkanı Dr. Hodder'e bır soru yönelt- tik: "Nasıl oluvor da dört kat sıvanın üstünde- ki bo>a katlannı kazımadan. altındaki katlar- dan birinin renkli ve desenli olduğunu sapta- yabüiyorsunuz? " Dr. Hodder, şu yanıtı verdi: "Srvalann çeşit- li noktalannda açılan kılcal deliklerden içeriye sokruğumuz' fıber optikli" özel bir araçtan ya- rarlanıyoruz. Bu 'fiber optik", bize sıva katla- nnın hangilerinin bovalı ve hangilerinin düz v a da desenü olduğunu üstteki srva katiannı kazı- madan bildiriyor. Ancak, bu titiz bir yöntem olup çok yavaş işlemekte ve çok pahalıya mal ol- maktadır. Çatalhöjlik'te günümüzden 9 bin yıl öncesinden başlavıp 7500 yıl öncesine kadar uzanan ve kerpiç duvariı ev lerin sıvalannda ba- zen yüzü aşkın katın variığını dahi saptadık." Pazar günü aynca, konservatorSilver'ınça- lıştığı ruruncu boyalı duvann hemen yanı ba- şındaki duvarda bir kabartma heykel kalıntısı ve Çatalhöyük'ün ünlü ana tannçanın dınsel öğelennden bıri olan bir "boğa DOJTIUZU" da ortaya çıktı. Çatalhöyük Dostlan Derneği'nden bir yet- kili. Esenboğa'da ahkonulan "etil siükat" eri- yiğinin bir an önce gümriikten çıkanlması için Anıtlar ve Mü2eler Genel Müdürlüğü'nün devreye girmesini önerdi. Bilindıği üzere. ya- bancı arkeoloji heyetlerinin her türlü bilimsel amaçlı araç ve gereçleri Türkiye'ye gümrük- süz ithal edilmektedır. DNA testi Çatalhö>ük'te Dr. Hodder, gazetecilere Çatalhöyük'te bu- lunan iskeletlere DNA testi uygulanması ile bu ıskeletler arasındaki aile bağlantılannın sap- tanması için çalışmalann yapıldığını da açık- ladı. Böylece. DNA testi. Anadolu arkeoloji- sinde ilk kez uygulanmış oluyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear