22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 1995 CUMARTESİ 10 DIZI YAZI "Ölünce yaşamalıyım defne dallarında" (Aziz Nesin). Aziz Nesin, bütün büyük mücadele adamları gibi büyük bir romantikti de. Soyu artık tükenmiş ya da çok geçmeden tükenecek olan büyük romantiklerdendi. Türk halkının ya da devletin aptal olduğunu söylerken bunu, özlediği bir halk, bir devlet, bir toplum için yapıyordu. Gelmiş geçmiş en büyük, en ödünsüz vatanseverlerden biri olduğundan kim kuşku duyabilir? Son büyük romaııtik A nton Çehov. Yalta'da öl- müş. cenazesı Mosko- va'ya trenle getınlmış- tı Gorkinın "Anton Çehov" başlıklı yazı- sında, unutulmazbırce- naze töreni bölümü vardır "Moskova'nın "ıçten sevdiğı" yaza- rın tabutu, kapısında iri harflerle 'ls- tirıdye Vagonu' >azılı veşil bir \agonda getirildi. \azarı karşılamak üzere is- tasyona toplanmış kalabalığın bir bö- lümü, Mançurva'dan getirilen General Keller'in tabutunun peşine takıldı \e Çehov'un neden askeri bando eşliğin- de mezara görürüldüğüne şaştılar. V'anlış anlaşıldığında. doğuştan şen şakrak bazı kişiler gülmeye başladı. Çehov'un cenazesine çok çok >iiz kişi katıldı Cenaze alay ının başında iri yarı be>az bir ata binmiş ızbandut gi- bi bir polis \ardi." Aziz Nesin'in tabutu 6 temtnuz per- şembe gecesı saat 11 sulannda. Yeşilköy Havaalanı'nınkargobölümündençıkarıl- dı.. Başlangıçta. sıvıl ve resmı polısler. TV kameramanları ve gazete fotografçı- ları kalabalığı dışında birkaç kişıydık. Belki de kımilerı Aziz Nesın'ı normal yolcu çıkış kapısında beklıyorlardı. Çatalca Beledıye Başkanı Aykut Fı- rat, resmı arabasıyla gelınce kamera- manlarda bir canlanma oldu. Az sonra Aykut Fırat'la konuşmaya başladığımız- da, ıki saattıroralarda sessızce beklemek- te olan kışinin de herhalde "önemli bi- ri'* olabıleceğını duşünen kameraman ve fotoğrafçılann flaş ateşleri altında kal- dık.. Aziz Nesın'ın kargodan çıkanlan üzerıne ayyıldızlı bayrak örtülmüş tabu- tu. omuzlar üzerinde cenaze arabasına konuldu ve ora- dan da Çapa Hastanesı Ana- tomı Bolümü'ne götürüldü.lSon- radan topluca gelen bir grup arasında yazar arkadaşlardan Emin Kara- ca'vı. Suna Aras'ı seçebıl- dım.) Karanlık has- tane avlusunda versiz yurtsuz bir sarhoş, yan deli biri, sağa sola ana a\ rat sövgüler yağdı- nyordu. Genç kameramanlar- dan bırı kendını tutamayarak adamı şiddetle itekledi. Ye- re kapaklanan sarhoş. sövgünün dozunu daha da arttırdı. Aziz Nesın'ın cenazesı- nı, anatomı bölümıi nöbetçi hekımlenne, oğullanna. vakıftan ve Çataica'dan birkaç arkadaşa bırakarak bu hüzünlü ortamdan aynldık.. "Öldüğünün gecesi" benım görebıl- dıklenm bunlar oldu. . Aziz Nesin, Sıvasta yobazlarca yakılan Madımak Oteli'nden itfaiye ara- cıyla kurtarılırken, RP'li belediye meclisi üyesi Cafer Erçakmak, göste- ricilere kendisini hedef gösteriyordu. Aziz Nesin. bütün büyük mücadele adamları gibi büyük bir romantikti de . Soy u artık tukenmı^ y a da çok geçmeden tükenecek olan büyük romantiklerden- di . Aziz Nesin. Türk halkının ya da dev - letın aptal olduğunu söylerken bunu oz- ledıği bir halk. özlediği bir devlet. özle- dığı bir toplum içın yapıyordu. Gelmiş i en büyük. en ödünsüz vatansever- lerden bırı oldu- ğundan kıın kuş- ku duyabilir 0 Hatta günümüz- de bazı aydınlar arasında modası geçmiş sayılan. eskı tıp bir va- tanseverlıkti onunkisı... Taraflarından bırı olduğu (ve genellıkledetek başına kaldığı) bir tartışmanın keskınleştığı ya da tartışılan so- runun çözüm- süzleştiğı anlar- da. durur. derın bırnefesalırdı Bunaçokkezta- nık oldum O derın nefesı. uzun atlayıcılann. daha ile- riye sıçrayabılmek ıçin havada attıklan makasa benzetırdım . Inançlannı sav unmada onun kadar sa- vaşkan. onun kadar kararlı onun kadar ınatçı bir başka insan bulabılmek güç- tür... Son sanıyelenne tanık olan Ayben Hanım'ın anlattıklanndan(odada kbşuş- turması. çırpınması). o son sanıyelerde de ölüme kolavca teslım olmadığı. çır- pındığı. boğuştugu, teke tek. göğus gö- ğüse bir mücadele verdiğı anlaşılıyor. Aziz Nesin. Tanzımat'tan günümüze Türkıye ay dınlanma hareketlerinın en bü- yuk. en özgün öncülerınden bırıydı. Toplumcu yazar kımliğını toplumsal eylemcı kımlığıyle ve her ıkısını bırey olabılme bılıncıyle bırleştırebılmış eşsız bir ınsandı . "Küçük bir kardeş" ya da "oğul" yaşında bir arkadaşı, bir oğrencısı olarak ona zaman zaman güvensızhk duymuş. onu kırmış da olsam. onun çok farklı. olağandışı. olağanüstü bir ınsan olduğu- nun bılincını her zaman taşıdım ve ondan pek çok şey öğTendım .. Kendimce bir portresını çizmeye çalıştığım bu yazılar- da. ona karşı duyduğum hayranlığı. sev- gıyı borçluluk du\gusunu. b'ıImem bıröl- çüde olsun dıle getırebıldım mi? BÎTTİ POLİTİKA VE OTESt MEHMED KEMAL Çaresi Vardır... Tomris Özden düne kadar Güneydoğu'da şehit düşmüş bir albayın eşıydi. "Ateş düştüğü yeri ya- kar", elbette yüreği sızlayanların başında geliyordu. Şehıt haberı gelınce Tomris Özden de acılı durumu için bir şeyler soyleyecektı. Söyledı de. Söylediklerı resmi görüşe, yahut onaylattıkları sözlere ters duşebilirdi. Ne demişti Tomris Özden: "Güneydoğu'daki silahlı eylemleri çözmek askeri yöntemle olmuyor, bir başka çozüm gerekiyordu. Hükümetler Güneydoğu olaylannı çözmeye giriştik- leri zaman, çözümün askeri olması kolaylanna geli- yordu. Çözum de sivil değıl, askeri olunca sorumlu- yu göstermek kolaydı. Askeıiere ıhale ettik, askerter de üstesinden gelemiyordu." Sayın Demirel'in çok ünlü bir özdeyişi vardır; "De- mokrasılerde çare tükenmez" der. Bunu yıllardır söyler. Gerçekten de demokrasiler- de çare tükenmez, her kargaşada, her keşmekeşte bir çare bulunur, üstesinden gelinir. Nasıl gelinir. Ya askeri bir darbe olur şapkasını alıp gider ya da başbakan olur, cumhurbaşkanlığı koltuğunaoturur; "Selamet derkenarest" der. Sonuncu da öyle olma- dı mı? 'Çare bulacağım" diyerek sıkışınca başba- kanlıktan cumhurbaşkanlığına zıplamadı mı? Şım- dı dış gezilerle o ülkede, bu ülkeye zıplayarak oya- lanıyor. Bayan Tomris Özden, CHP Parti Meclisi seçimle- rinde en çok oyu alarak başa geçti ve parti meclisi uyesı oldu. Bu, sıyasette birkaç basamak atlayarak öne geçmek demekti. Ama bizım medya boş durur mu? Başladı Tomris özden'in geçmişıni araşırmaya, onu gözden düşür- meye. Ünlü kalemler sataşıyor, ne bulursa ortaya döküyor. Neymış efendim: Bayan Tomris Özden eşinden aynlıyormuş, dava açmış; şehit albayın içın zührevi hastalıklan varmış (frengı, bel soğukluğu, AIDS, ben- zerleri gibi). Dilekçe verip bunu hâkıme ulaştırmış. Eğer Tomris Özden, "Güneydoğu'nun çaresi as- keri değil sıvildır" demeseydi. onunla bu kadar uğ- raşmazlardı. Demokrasılerde nasıl çareler tüken- mezse, Güneydoğu olaylarında da çözüm sadece askeri değıldır. Sivıl çözümler vardır. Güneydoğu'da Kürt sorunu yenı değıldir. Ismet Paşa, bunu aşiret reıslerinı mılletvekılı yaparak çöz- müş. Kürt sorununa değinenlerı Meclis'e milletve- kili olarak sokmuş. Ama askerler gelmişler, bunlan sürgüne gönder- mişler. Ağaların sürgünu olayı budur. Bakın 27 Ma- yıs olayları olmuş, doğudaki ağalan hemen batıya surmüşler. Buna "55Ağanın Sürgünü" derler. Bu kez batıya değıl de Sıvas'a sürgün gıtmişler. Çözüm içın gelen şimdıki kadro, neyi çözümlemış- tir. Hâlâ silahlı çatışma var, her gün tarfik kazaların- da olduğu gıbı 10-15 kışi ölüyor. Albaylar bıle şehit ediliyor. Çare nedır? Çare tükenmez. Çareler var. Oyleyse nıye kızıyorlar!.. CHP ilk sınavı verıyor! Doğu Kaporu'nun eleştirisi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 Dr. MUZ.AFFER SENCER Toplumbilimci-Yöntembılimci •2- Doğu sorunu araştırmasının evrenı, bölgedeki 3 ille. bölge dışındakı 3 ılın merkezlennde yaşayan Kürt kökenlı hane halkı reıslendır (ilkece erkekler). Bu durumda araştırmanın bölgeyı değıl, bölgede yerleşık ve bölge çıkışlı. kentlı ve Kürt kökenli ha- ne halkı reıslerinı temsıle çalıştığı söylenebılir. Araştırma evrenı. açıklanan nedenlerle bölgeyı temsılden uzak bir nıtelık taşırken tanımlanan ev- renden görüşülmek üzere alınacak örneklenn seçı- mı içın. çeşitlı örneklem teknıkleri ıçınde -evrenın özellıklerine uygun düşmedığı gıbı- yanılma olası- lığı bakımından en nskli bır teknik olan "kota ör- neklcmcsi" yeglenmiştir. Kota örneklemesi. örnek seçilecek bır ev rende bı- lınen ve ılgılı karaktenstıklenn oransal payına gö- re her karakterıstıge belli bır kota (kontenıan) ayı- rarak bu kotalar dolana kadar ılgilı karakteristiğe sa- hip herhangı bır bırimı -rastgele- örneğe almaktır Başka bır deyışle kota örneklemesınde. son örnek bırımlerın seçımı. örneklem kuram ve teknığınin te- melı olan şans ya da olasılık kuralına değıl, -bellı özellıkleri taşımak koşuluyla- uygulayıcının karar veyargısınabırakılmıştır Buözelliğiyle kota örnek- lemesi. evren karakterıstıklerının ve oransal dağı- lımlannın çok iyı bılındığı durumlarda ve gerekli önlemler alınarak uygulanabılecek bir tekniktir. Yöntembılim tarihi. bu koşulların yerine gelmediği durumlarda kota örneklemesıne başvuran araştır- maların uğradığı dramatık yanılgıların örnekleny- ie doludur Bu nedenle raportörün de ıtiraf ettiği gıbı, ılgili karakteristıklerın yetennce bılınmediğı ve görüşü- lecek örneğın belırlenmesınde çok saptırıcı ve ya- nıltıcı etkenlenn ışe kanşabıleceğı bır ev rende, ko- ta örneklemesine başvurmak, yapılacak seçımlerin en sakıncalısı olmuştur Yanlı bir araştırma Kısacası. araştırma, tanımladığı yanlı ev ren tçin- den örnek almak üzere yeğledığı seçme tekniğiyle yanlılığı daha da arttıracak bır yol izlemıştır Araştırmanm örneklem tasarımma ilişkın (ve he- sabı v erılmest gereken) bir başka sorun da saptanan örnek hacminin (büyüklüğünün) "alana dağılı- mı"dır Araştırmada genelde örnekleme tekniğinın, özel- de kota örneklemesının temel kurallanndan biri olan oransal dağılım kuralı yokumsanarak nüfusları ara- sında büyük ayTimlar bulunan bölge illeriyle nüfu- sunun ancak sınırlı bir bölümü bölge çıkışlı olan he- def illerden herbinne eşıt sayıda (250 hanelik) ör- nek aynlmıştır. Böylelıkle nüfusunun 750 binlere vardığı öne sürülen Diyarbakır il merkezıyle en faz- la birkaç on bınlik Kürt kökenli nüfusun banndığı Antalya il merkezi, aynı sayıda örnekle temsıl edıl- miştir. Bu örnek dağılımıyla elde edilen evrende, göç edilen ıllerdeyaşayanlarlehine büyük bır tem- sil yanlılığı yaratılmıştır. Son olarak raporda, elde edilen verilerin yansız- lığı ya da güvenılirlığı açısından büyük önemı olan üç konu yanıtsız bırakılmıştır: Bunlardan bınncisi, alan araştırmasında görev alan görüşmecılerin kımliğıdır Bunların cınsıyetle- n. etnik kökenleri. foımasyonlan ve alanı tanıma dü- zeylen açıklanmamıştır. Görüşülecek son örnek birimin seçimı kendisine bırakılan ve görüşmelenn gidişıni etkıleyıp yonlen- dırebılecek olan görüşmecılenn kımliğı ve ne ölçü- de denetlendıği. verilerin güvenilırlik koşullarının başında yer aldığı halde rapor bu konuda suskun len bılgilenn vanlı ya da örnekledıği evrene özgü olacağı açıktır Raporda sunulan verilerin ne olçüde gerçeğı yan- sıttığı, alana ılışkın istatıstık verıler ve başka araş- tırmaların bulgulanna dayanılarak tek tek ırdelene- bılirse de olgulara, mantığa ve eldeki bilgilere a> - kın birkaç bulguya değinmek. araştırmanın yanlılı- ğı konusunda bır kanıya varmak içın fazlasıyla ye- terlıdir. Bu yanlı veriler arasında en çarpıcı olanı. örnek birimlerin(görüşülenlerin)teröristörgütte'PKK'de) bırtanıdığı vadayakını olup olmadığına ılişkinçi- zelgede yer alan verilerdir Bu çızelgeye göre. go- riişülenlerden (hane halklarından) yüzde 34.8"ı, adı geçen örgutte bir tanıdığı ya da yakını bulunduğu- nu belırtmıştır. PKK'nin gücü abartılmış Terörist örgütün. araştırma evreninin üçte birini aşkın bır kesimıyle ılişkih olacak kadar kalabalıkve yaygın birorgüt olduğu ızlenimını veren bu bulgu- nun. olgulara açıkça avkırı dü>tüğü herkesçe bilın- T OBB'nin hazırlattığı Doğu Raporu: alanı, kapsamı, tekniği, evreni ve bunlara bağlı olarak sonuçları "*yanh" bir araştırma raporudur. Daha uygun bir deyişle Doğu Sorunu Raporu'nda sayılarla dile getirilen görüşler, bölge halkının değil, Kürt sorunu ve PKK konusunda yanîı bir evrenin (genelde etnik sorunu öne çıkaran ve terörist örgüte yakınlık duyan kesimlerin) görüşleridir. kalmıştır. Yıne son yıllarda bölgede araştırma yapanlarca bılındiğı gıbı. olağandışı koşullann yaşandığı bır alanda, stratejik bir konuda yürütülen bir araştırma- nın. terör örgütü ya da yandaşlannın bilgısi ve etki- leme ginşımlerinin dışında kalması olanaksız dene- cek kadar güçtür. Bu etkı v e yönlendirme girışımlerınin önlenme- sı ve denetlenmesı yolunda alınan önlemler -varsa- raporda yer almamıştır. Üçüncüsü, araştırma sonuçlarını önemli olçüde etkıleyecek birer etken olarak araştırmanın süresı. başlangıç ve bitış tanhlen hangi ıllerde. ne sürede gerçekleştırildıği -araya giren değişkenlenn payını ölçmek üzere- yanıtlanması gereken ciddi^orunlar- dır. Araştırmanın bulgulanna gelince. böylesine tar- tışmalı yöntem ve teknıklere dayalı bır uygulamay- la temsi! niteliöı bulunmavan bir ev renden elde edi- mektedır. Bugün Güneydogu"da en düşük bır kestırmeyle 750 bin hane halkı bulunduğuna göre. çızelgedekı orana göre yapılacak kaba bır hesapla PKK'nin en az 250 bin kışılık dev bır terörist guç olduğu sonu- cu çıkmaktadır ki. bunun gerçekle hiçbir ılışkisinin bulunmadığı açıktır. Yine raporda. örgüttekı tanıdığın göruşülen kışı- ye yakınlık derecesıne ılışkın çızelgede mantıksal biraykınlıkgözlenmektedır. IIkeceıyüzde 76.9ora- nında) yaşlı ve baba konumundakı "hane halkı re- isleri"y le göruşülen bır araştırmada. örgüttekı tanı- dığın yakınlık derecesı bakımından bır oğul ya da kıza rastlanmazken kardeş. akraba ve arkadaş gibi yakınların anılması. venlen yanıtlar doğru sayıldı- ğında, PKK'nin bır yaşlılar orgutü olmasıyla açık- lanabılir. Üçüncü olarak, araştırma bulgulan içınde eldeki bilgi ve bulgularla bağdaşnıayan tıpık bır örnek de gazete izleme durumuyla ılgılidır. Rapora göre. "deneklerin(*) (görüşülenlerin) vüzde 67'si muntazaman (sürekli va da hergün) gazete alnıaktadır". (Gerçı araştırma raportörü. kendisıy le yapılan bır görüşmede, bu oranın yüksekliğinı, başkasınca alı- nan bırgazeteyi okuyanları. okutanlan va da toplu yerlerde ortaklaşa izleyenleri de kapsamasıyla açık- îamaya çalışmışsa da raporda her gün gazete alan- lardan söz edıldığı açıktır) Bu oranda bır gazete satışının (tirajının) bölge bır v ana. Türkiye için bile astronomık bır olçüde oldu- ğu kuşkusuzdur. Gerçekten 1992-93 yıllarında aynı alanda yönet- tığımiz araştırmada. hane halkı reislerine hangi sık- lıkta gazete izlediği sorulmuş ve kent kesiminde (satın alanlar. okuyanlar. okutanlar vb. dahıl) sürek- li gazete izleyenlerin ancak yüzde 40 5'te kaldıgı saptanmıştır Ote yandan yıne raporda en çok (yüzde 35 ora- nında) okunan gazetenin Kurtçü kımlığınden otürü (şımdi kapanmış olan) Özgur Ülke olduğu belırtıi- mıştır (Bu bağlamda anılan gazete içın "okuma" sozü kullanılmakla birlikte. ızleyen açıklamalar bu okumanın satın alma anlamına geldığını göstermek- tedır). Yıne aynı alanda tarafımızdan^önetılen araştır- ma sırasında (1992 Eylülü'nde) Ozgür Ülke gaze- tesıyle avnı kımliği taşıyan Özgür Gündem gazete- sınin -yazuşlennden edınılen bıîgıye göre- tüm GAP bölgesındekı gunlük net satışının 6.500-7 .000'le (Türkiye satışının yüzde 17 9'uyla) sınırlı kalması, raporda Özgür Ülke'nın alınma ve okuma oranının alabıldığıne abartıldığmı gösteren bir kanıttır. Sonuç olarak özetlemek gerekırse. TOBB'nın ha- zırlattığı Doğu Raporu, alanı, kapsamı, teknığı. ev- renı ve bunlara bağlı olarak sonuçlan yanlı bır araş- tırma raporudur. Daha yerinde bır deyişle Doğu Sorunu Rapo- ru'nda sav ılarla dile getirilen görüşler, bölge halkı- nın değıl, Kürt sorunu ve PKK konusunda yanlı bır evrenın (genelde etnik sorunu öne çıkaran ve terö- rist örgüte yakınlık duyan kesimlerin) görüşleridir. Bu nedenle. raporun Doğu sorununun çözümü ve yenıden yapılanmaya ilişkın bulgulan. bu yanlılık göz önünde bulundurularak değerlendınlmelidir. SOLDA1N SAĞ\: 1/ Iplıksolucanla- rın yol açtıgı bır hastalık. 2/ tyı huylu kımse. . Batı Samoa'nın başkenti. 3/ Üze- rıne raylann yer- leştınldığı, >ere enıne konmuş de- mır ya da ağaç parçalann her bi- ri. 4/ Su . Sebze bahçesı. 5/ Köşe. kenar. uç Düz dam. taraça. 6/ Kendıne dayanan bır parça- nın önceden belırlenmış bır hareketı yapmasını sağlayan mıl...Kahraman,vığıt 7/Bır ılımız... Israıl'ın plaka ışare- tı. 8/ Kanşık renklı .. Gökle yerın bırleşır gıbı gorundüğü yer. 9/ Daglalesi de denılen ve mor renklı çıçekler açan bitkı... Matematıkte kullanı- lan sabıt bır sav ı YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mobılyaların kaplanma- sındakullanılan sert vedüzgün yüzeylı plastık levha. 2/ Pa- muk. yün gıbı şeylen egırmekte kullanılan araç... Iran'da birkent. 3/Onadoğu'dabırgol. . Bırtarafa vatırma. eğme. 4/ Kadın romancımız Kerinıe Nadir'ın soy adı... Şöhret. 5/ Ferit Edgü'nün bır öykü kıtabı. . Baryumun sımgest. 6/ Huysuz atları yola getırmek içın dudaklarına takılan tahta kıskaç... Hububat tozu. 7/ Bır savaşı yönetme sanatı. 8/ Sazın en ınce ses veren teli... Atılmış. eğrilmeye hazırlan- mış. top biçımınde yün ya da pamuk. 9/ Papağanyemi de denılen. çiçekleri safrana benzer bıtkı.. Bır baglaç. E N D E R U N •N V A R S 1 L IT A 1 p •A Z A M E T R A K T A | A L 1 G | L T•A L V E M A R E T | P 1 N IK •D A M A T •S O B E | TT A A K R O P O L T s Yasemin Koyutürk ve Hüseyin Olgunelma evlendiler. Mutluluklar diliyoruz. Cumhuriyet çalışanları (*) "Denek , üzerinde deney yapılan ya da bır denevsel değişken uygulanan bırey anlamına gel- dığmden, alan araştırmalannda denek terımını kul- lanmak en azmdan tanıma a\kındır BİTTİ Eski Beyoğlu keyfini yaşayanların mekânı ^ ^ S (Özel Tekne Gezileri için..!!) Qffl 251 00 00 Keyif düşkünlerine özel "Işte Istanbul" manzarası ve nostaljik canlı gitar ile unutulmaz geceler. Rez.Tel:252 2710 " Vatanseverler, insanlar, doğaseverier, toprak erpzyonu size sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 BAŞSAĞLIĞI Eşi Nilgün Kışlalı'nın kaybından ötürü gazeteci-yazar arkadaşımız Ahmet Taner Kışlalı ailesinin büyük acısını paylaşırız. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI KOZAN SULH HUKUK MAHKEMESİ 1994,495 Davacı vekıli tarafından (davacı Tey- fıkÇelık) Av Abdurrahman Ekşı tarafın- dan açılmış bulunan verasetın ıptalıdava- sında mahkememızce vapılan tum arama- larda davalılardan Cennet Çetın \e Hatı- ce Çetın \e Ayşe Çelık'e ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır. Mahkememızde yapılmakta olan vera- setın ıptalı davasmın 1994 495 E sayılı \eduru>maM27 9 1995 tarıhinetalık edi- len duruşmava adı geçen davalıların biz- zat gelmelen ya da kendılennı bır vekil- le temsıl ettırmelerı ve gerekli savunma- larını yapmaları oturuma katılmadığı ve sav'unmalan bulunmadığı takdırde yok- luklarında karar verılecegı hususu ılanen teblığ olunur Baıın. 35491 Konfederasyonumuz DtSK Avukaüarından merhum Orhan APAYDIN'm eşi, Genel Başkanımız H.Hulusi KARLI'nm baldızı AV Gürsel APAYDIN kaybettik. x\ilesine, yakınlarına başsağlığı diler, acılarım paylaşınz. BANK-SEN GENEL YÖNETİM KURULU BANK-SEN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear