22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR 8 D E L F t B U L U Ş M A S I V E O Y U N L A R DtKMEN GÜRÜN UÇARER Delfi... Zeus ıki kartal uçurmuş. Birini Doğu'dan. diğerini Batı'dan ve ikisinın bu- luştuklan noktaya 'Kutsal Taş'ı fırlatmış. Taş yer> üzünün göbeğine düşmüş ve Par- nassos dağının eteklenndeki kutsal kent bu şekılde oluşmuş Antik Yunan'da salt Apol- lo ve Athena tapınaklanyla değil tiyatro sa- natına verdığı önemle de kutsallaşan Delfi. günümüzde de bu özelliğini korumak ister- cesine önemli tiyatro etkinliklerine ev sa- hipliği yapıyor. 22 Ağustos akşamı. antik stadyuma uza- nan yansı toprak yansı parke v e de hayli dik yokuş adeta insan akınına uğramıştı. Del- fi "nin çok kuçük bir köy olduğunu düşünür- senız bu kalabalığın çogunu turistler, Ati- na'dan ve çevre köylerden gelenler oluştu- ruyordu. "Promete'nin Özgüriûğü" Açılışı Maria Farandouri kısa bir konser- le yaptı. Onu. Heiner Müller'in "Prome- te'ninÖzgürlügü"adlı oyunu izledı. Heiner Goebbels'in müziklerini yaptığı ve yorum- ladığı. David Moss'un perküsyonlar ve vo- kalde inanılmazbirperformans sergilediği. Ernst Stötzner'ın adeta bir resıtatıf soyler- cesine canlandırdığı "Promete" bir fırtına gibi esti Delfi"nin"3000 vıllık stadyumun- da. Goebbels, o> unu tüm alana yayarak san- ki zaman ve mekân kavramlannı yok etmiş- ti. Heavy metalin. cazın, film müziklerinin, vokal akrobasinin ağırlıkla yer aldığı frag- manlardan oluşan müzik adeta yıkıcı bir güç içeriyor ve aynı zamanda biçimi de oluşturuyordu. Duygulardan özellikle ann- dınlmış tok bir anlatı ise Müller'in metni- ni izleyicinin beynine çıviledi. Bu oyunu geçen yıl Fransız aktör Andre Wilms'den kapalı mekânda ve farklı bir yaklaşımla ız- lemıştim. Aynı vurucu tadı taşıyordu. ama bu kez mekânın antik bir stadyum olması Müllertiyatrosunun tarihi ve toplumu sor- gularken mıtolojiden yola çıkmasıyla çok iyi çakışıyor. Günümüzde. tiyatroda kültürlerarası di- yaloğu sağlam düşünsel temeller üzerine orurtanlardan biri Heiner Müller. 1950'den bu yana Yunan mitolojisi ile hesaplaşan ya- zar. oyunlarındaki politik çizgiyi mitolojik olaylarışığındaverir.~YağmalanmışKıyı", "Medeamateriar. "Argonotlarla Kır Man- zaralan"lason'un altın post serüve- nınin Avrupa sö- mürgecıliğıninilk adımı oldugunun altını çızer Özel- likle Almanveln- giliz emperyaliz- mini eleştirir. "Medeamateriari yalnızlık monoloğu ola- rak tanımlar. Bu bölüm Duvar yıkılmadan öncesının Doğu Almanya'sına atıftır. Bu- gün. tıpkı "Promete"de olduğu gibı. yeni- den yorumlanacak bir "Medeamateriande de farklı bırprodüksiyon dramaturjisi yaka- lanacak ve Müller'ın metinlennin belli ko- şullara kısıtlanmış 'kapalı' metinler olma- dıklan gözlemlenecektır. Burada küçük bir parantez açarak "Altın Post "a kısaca değin- mek gereğıni duyuyorum. "Altın Post" çı- kış noktası olumlu, ama sonuçlan her yö- nüyle olumsuz birçalışmaydı. 'Suurlaröte- si", 'kültürlerarası', 'çok kültüriü'. ve de •postmodern' gıbi iddialı tanımlamalar ne yazıkki.programbroşürlennindışınaçıka- madı. Tiyatronun kültürlerarası açılırru çe- şitli yönleriyle yıllardır irdeleniyor, örnek- ler sergileniyor. Farklı kültürler arasmdaki benzeşmelerden ve aynşmalardan ortak bir anlatım dili elde etme yolunda yoğun çalış- malar yapılıyor. Böylesi bir anlatım dili el- betteki düşünce biçımleri. insan ilişkileri. yaşam koşullan, oyunculuk anlayışlan bağ- lamında ciddi araştırmalar gerektiriybr. Bü- tün bunlardan ödün verildiğı zaman âa so- nuç zayıf oluyor. Eğer "Altın Posfönümüz- deki mevsim Argonotlann rotasını izleme- yi sürdürecekse umanm çok cıddi birbic im- de bir kez daha elden geçer. Yıne "Promete~ye dönecekolursak: eleş- tirmen Ernst Schumacher bu yapıtla Mül- ler'in elitıst külrüre değindigıni söylerken "Oyunda esas kahraman Herakles'tir" dı- yor ve Heiner Müller'in Herakles'i işçı sı- nıfının temsilcisı olarak yorumladığını ile- ri sürüyor. Promete ise Müller'e göre aydm kesimin temsilcısidir ve tartışmalı bir karakterdir. Promete'nın Herakles'in sırtında yeryüzü- ne inmesı salt duvann kaldınlmasına değil 3. Dün\a ülkelerıne yöneliştir ve de "post- sosyalist yaklaşımın eski sosyalist modeller- den farklı bir yerde oldugunun göstergesi- dir." "Zincire Vumlmuş Promete" Bir başka "Promete" yorumu Terzopo- nlos'un 7. Uluslararası Istanbul Tiyatro Fes- tivali kapsamında izlediğimiz "Zincire Vu- rulmuş Promete"sıvdi. Mınımalıst bir yo- ruma giden yönetmen Promete'nın kendı kendini yargılamasının altını çizıyordu. Ka- yalara değil kendı vücuduna-benliğine zin- cirlenmiş Promete bu yorumda hem yargıç hem savcıydı. Terzopoulos'un "statik tra- 'Elektra'da cinsel tarminsizlik. ailenin parçaldiıması. intikam tema- lan işlenirken Suzuki. Doğu ve Batı öğelerini ustalıkla biıieştirryor ve mitoJojide çağdaş inıajlann ustaca kullanılışını gösteriyordu. ~Zincire \'unılmuş Promete"de minimalist bir yoruma giden Ter- zopoulos, Promete'nin kendi kendini yargılamasının altını çizivor- du. Kayalara değil kendi \ ücuduna-benliğine zinrirlenmiş, Promete bu yommda hem yargıç hem savcıydı. Antik stadyumda çağdaş yorumlar jedi" ya da "pretrajedn olarak nitelendir- dıgi oyunda Io, Hephaestus-'Hermes. Kra- tosOcean da Promete'nin iç dünyasının yansımalandır. Müller'ın kahramanının ak- sine bu kez karşımızdakı duygu yüklü ve tutkulu bir Promete'dir. Zeus ve Promete arasındaki çelişkı bu oyunda farklı toplum- sal kodlann tartışılmasını gündeme getirir. Birmitolojı kahramanının peşpeşe iki gece farklı açılardan-yorumlanması izleyicinin bakış açısını genışleten bir seçim. Her iki yorumda da tiyatro sanatının düşünsel ağır- lığını ve toplumsal gücünü tartışılmaz bir estetik bütünlük içinde ortaya koymasının ayn bir sevirtadı verdiği kuşkusuz. Bu ara- da. "Promete'nin Ozgürlüğii'* ve "Zincire Vurulmuş Promete" metın açısından ele Oyuncularkonuşmaksızınbırerkeksesinin okuduğu dizelen yorumlarken sahneyi kap- layan aynalan da kuilanıyorlardı.. "Agnn" sahnelemede çarpıcı resımlerin yakalandı- ğı bir arayıştı. "Herakles'in İşçüerT Londra'da Ulusal Tiyatro Stüdyosu (Ro- yal National Theatre Studip), tiyatroya fark- lı yaklaşımlan geliştirrriefc amacıyla kurul- muş olan bir araştırma ve üretim merkezı. Konvansiyonel sahne ve hatta prova mekân- lannın dışına taşan, sanatçılann araştırma- ya yönelık çalışmalannı değerlendıren bir anlayışıntemsilcısi."ÖtekiTiyatro*'kavra- mıyla bir benzerlik hemen yakalanıyor. Stüdyo'nun sadece sponsor katkısıyla yaşa- yalanna ve oradan da güncel ve biraz da yırtık bir üsluba uzanırken bu üçünü birbi- ri içinde yoguruyor. Çimentoyu bir metafor olarak kullanırken işçılerden oluşturduğu koro günümüzde iijlenmekte olan insanlık suçlarınaışaretediyor(Saraybosna) Işçiler korosunun yaşanan acılara ağıt yakarken taktıklan kadın masklan ile politik bir me- saj veren Harrison "Tıpkı antik Yunan tiyat- rosunda kadınlar korosunun vaptığı gibi biz- ler de Saraybosna'da vaşananlara sırtımızı dönmek yerine tepki göstermeliyiz" diyor. Herakles bu oyunda da kurtancıdır. ama bu kez vereceğı mücadelede en dişli düşmanı kendisidir. onu cinayet işlemeye iten güdü- leridir. Festivalin heyecanla beklenen konukla- Heiner Müllerlüsrte). Robert W ilson (altta) "Herakles'in İşçileri""nde işçiler korosunun yaşanan acılara ağıt vakarken taktıklan kadın masklan ile politik bir mesaj veren Tony Harrison"Tıpkı antik Yunan tiyatrosunda kadınlar korosunun yaptığı gibi bizler de Saravbosna'da yaşananlara sırtımızı dönmek yerine tepki gostermeliyiz"" diyor. alındığında. Heiner Müller'in Aeschylus'un mernini özgürce kullanmasına karşın Terzo- poulos metinde hiçbir değişiklige gitme- miştir Yönetmen Vassilis Papavassiliou"nun Ku- ze\ Yunanistan Devlet Tıvatrosu'nda yo- rumladığı "Agon" ise Sofokles'ın "Ann^o- ne"si üzerine bir çeşıtlemevdi. Oyunda ıl- ginç olan 13 tane Antıgone'nın Sofokles'in trajedisinden bölümler aktarmalan, eski ve modern Yunancanın iç ıçe kullanılmasıydı. dığını da belirtmekle yarar var. Tony Har- rison Stüdyo'nun başındaki kişı. Yazar ve yönetmen. Aynı çizgide ilginç film çalışma- ları da var. "Herakles'in Işçileri" özellikle Delfi için yazılmış bir oyun. Temelı atılan yenı tiyatro bınasının ınşaat sahasında harç karma makineleri, çinıento torbalan arasın- da gerçek ve sahte (oyuncular) ışcilerle bir- likte oynanan oyunda dikkat çeken nokta Harrison'un sert şiırselliği. Shakespeare dizelerinden Yunan traged- rından ikisi Tadashi Suzuki ve Bob Wil- son'du. Tadashi Suzuki SCOT (Suzuki Companv of Togo) ile yıllardır kültürlera- rası çalışmalarda yoğunlaşmış bir yönet- men. Yapıtlannda Yunan mitolojisi ile ken- dı ülkesinin geleneklerinı ustalıkla bağdaş- tırmış. Kültürlerarası buluşmanın özünü. ıncelıklennı özümsemış. "Daha iyi bir ya- şam adına farklı kültürkrin buluşmasının gerekliliğine inanıyorum" dıyor. Bu bağ- lamda ilk çalışmasını 10 yıl önce "Tru^alı 5. Istanbul Sanat Fuan açıldı Kültür Servisi- 12-17 eylül tarihleri arasında TÜYAP Istanbul Sergi Sarayı. Tepebaşf nda gerçekleştirilecek. 5. tstanbul Sanat Fuan. Kültür Bakanlığı Müsteşan Emre Kongar tarafından açıldı. Emre Kongar açılış konuşmasında PSD ile galericiler arasında hoş bir tartışma yaşandığını belirterek, "Her türlü gereksiz tartışmanın yaşandığı, çok ciddi bir ahlak \e değeıier erozyonunun yaşandığı ülkemizde, bir sanat dalının fuannın nasıl vapılacagına ilişkin tartışmalan olumlu karşılıjorum'" dedi. Galencıler ve galerileri. plastik sanatlann topluma ulaşmasındaki kılcal damarlar olarak nıtelendıren Kongar. fuann galericiler tarafından düzenlenmesı ve kurumlaştınlmasının. renklilik kazanması açısından olumlu bir gelişme olarak algılanması gerektigıne dikkat çekti. Kongar, bu yıl düzenlenen fuann, PSD'nin öncü olarak açtığı yoldan geldiğini vurgulayarak. PSD'nı ve Genel Başkanı Hüsamettin Koçan'ı 'hayırla ve onurla' andı. PSD ve Hüsamettin Koçan'ın sanatçı özverisıyle çalışıp savaş verdiğini ama ihtisaslaşan dünyada yaratmanın başka. yaratılan yapıtı satmanın ve pazarlamanın başka olgular olduğunu belirten Kongar. satmak ve pazarlamak terimlennden korkmamamızın ve utanmamamızm gerektığini savundu. aracı kurumlann. satıcı kurumlann çağımızın vazgeçilmez gerekleri olduğuna değindi. Galericilerin çabalarını "Çok uKi, çok hoş ve estetik kaygılara da uygun bir çaba "olarak degerlendiren Kongar, galerilenn gerekliliğine dikkat çekti. Tartışmalan Türk plastik sanatının gelişmesi açısından olumlu olduğunu belirten Kongar." Biraz daha tartışma çıkarılırsa inanın bundan kimse zarar görmez. Türkiye'deki plastik sanatlar yarar görür"dedi. Bosııa için görkemli konser Kültür Servisi-Opera dün- yasının ünlü tenoru Pavarot- ti'nin gınşımıyle ünlü rock yıldızlan. muhteşem bir kon- serde Bosna'daki çocuklar için bir araya geldi. Dün gece ltalya'nın IVIodena kasabasın- da gerçekleştirilen konseri. aralannda Prenses Diana da olmak üzere toplam 15 bin ki- şi izledi. Pavarotti ile birlikte sahneye çıkan'starlar arasın- da. İrlanda'nın ünlü grubu U- 2, The Cranberries, Duran Duran'ın solisti Simon Le Bon, Amerikalı şarkıcı Mic- hael Bolton \e Brian Eno da vardı. "Tüm amacımız, bteği- miz, oradaki çocuklann daha iyi şartlarda yaşamasını sağla- mak" dıyen Pavarotti. "Sa\a- şın nasıl bir şey olduğunu he- nüz küçük bir çocukken öğ- rendim. Şimdi, Bosna'daki o çocuklar da bunu biliyorlar. Onlar için bir şeyler yapmak zorundayız" dıye konuştu. Konser, ttaljan televizyonu RAI tarafından canlı olarak yayımlandı. Konserde. U-2"nin solisti Bono ve Pavarotti. "Miss Sa- rajevo" adlı parçayı ilk kez seslendirdiler. Italvanlann ün- lü şarkıcıları Jovanotti \e Zucchero'nun yanı sıra. rock grubu Meatloaf ve İrlandalı grup Chieftains, konserde yer alan dığer isımlerdı. Sanatçı- lar. gecenın sonunda savaşta harap olan Mostar Köprü- sü'ne adadıkları "The Bridge is Broken" adlı parçayı hep birlikte seslendırdıler Kon- serden sağlanan gelirin. Ingi- lizlerin Bosna'daki çocuklara yardım girişimi olarak bilinen War Child projesine eklene- ceği bıldirildı. 1991 yılında. Hırvatistan'da çekim yapan iki kamerama- nın gördükleri karşısında düş- tükleri dehşet, War Child gi- rişiminin oluşma nedenlerin- den biri olarak gösteriliyor. Bu ginşim çerçevesinde ya- yımlanan Help albümü, Bob Geldof'un Live Aid'inden sonra, düzenlenen en genış kapsamlı çalışma olarak dik- kat çekıyor. Albüm. piyasava çıktığı ilk gün 71 bin adet sat- tı. Konserin organizatörleri. Mostar'da, savaştan zarar gö- ren çocuklar için bir "müzi- kal terapi merkezj" kurulaca- ğını da müjdeledıler. War Child girişimınin destekçıle- rinden Brian Eno, "Öncelikle banşın gerçekleşmesi gereki- yor. Barışu herhangi bir koşu- la bağlayamazsınız. Bu kon- serde işte bunu anlatmaya çalıştık" dedi Kadınlar" ile yapmış. Bu oyunda Japon- ya'nın ırzına geçen Amenka'yı ve Çın'in ır- zına geçen Japonya'vı eleştırmış. Suzuki "Sanatçı, insaıîlann doğnı çözümü bulama- dığı sorularla uğraşmaudır" derken antik Yunan tiyatrosunda bu sorulara pek çok ya- nıt bulunduğunun altını çiziyor. "\ntik Yu- nan tiyatrosunda tutuculuğun \eri yok" di- yor. Aeskulus, Euripides ve özellikle So- fokles'in "Elektra"lanndan yola çıkan Su- zuki'nin oyununda mekân bir akıl hastane- sıdır. Zaten yönetmen dünyayı bir tımarha- ne olarak alır. Tımarhanede geçen bir ola- yın antik stadyum gibi tabiatla iç içe bir or- tama orurtulmasını gerçekdışı ile gerçegin buluşması olarak yorumlar ve bu zıtlığın üzerinde dunırken onlann aynlmazlığını da belirtir. Suzuki'ye göre tiyatro koro demek- tir ve oyunun kahramanı da sadece ve sade- ce bu bütünün bir parçasıdır... Antik stad- yumun orta yerinde gıriş-çıkışlan belirleyen bey az bantlar v e müzisyene aynlmış bölüm Noh tıyatrosu elementlenni taşıyor. Oyun başladığında ilk göze çarpan uzakta kırmı- zılar içinde tekerlekli iskemlesinde oturan bir Klytemnestra. Yine tekerlekli iskemle ile beyazlar için- de bir Elektra'nın ve onu izleyen siyah-be- yaz gıysili hastalar korosunun son derece- de disıplinli hemşireler eşliğinde sahneye gelişleri sinematografik bir etki uyandın- yor. Birdenbire hızla dönmeye başlayan te- kerlekli ıskemleler, hızla çalan Japon da- vullan ve iskemlesinin üstünde dimdik sah- neye gıren. büyücüyü anımsatan bir Klytemnestra. Acısını çok seri stilize hareketlerle (dans da diyebıliriz buna) anlatan bir Elektra ve hıç konuşmadığı için onun beden dilinı yo- rumlayan bir koro. Geride, beyazlar içinde beliren zayıf bir Oreste bu çarpıcı tabloyu tamamlar. Oyunda cinsel tatminsizlik (Klytemnestra'nın sahneye ikinci gelışin- deki davranışlan onun nevrotik yanını or- taya koyuyordu) ailenin parçalanması, inti- kam temaları işlenirken Suzuki. Dogu ve Batı öğelerini ustalıkla birleştıriyor ve mi- tolojıde çağdaş imajlann ustaca kullanılışı- nı göstenyordu. "Persophone" Andre Gıde'ın "Persophone" oyunundan ve T.S. Eliot'un "Çorak L lke~ (Waste Land) şiirinden yola çıkan Robert VVilson özellik- le çok geniş bir alana (tüm stadyum) yaydı- ğı solgun renkli oyununda bu şiirden etki- lenmiş. Bir ritüeli anımsatan "Persopho- ne"de Wilson insan-tabiat-hay\an arasın- daki dengeden söz eder. Gerek oyun kişile- rinde, dil kullanımında (Yunanca-lngiliz- ce) gerekse giysilerinde kültürlerarası di- yaloğun ilginç boyutlannı yakalamak müm- kündür. Bob VVilson için "bir fantezi ustası" de- mek herhalde yanlış olmaz. Vurucu renkler taşıyan, izleyicıyi özgürce çizdigı resımler- le yakalayan farklı bir yaratıcı. Geçen vıl- larda dünya dınleri üzenne araştırmalar ya- pan sanatçı "Persophone"de ölüm ve ölüm- den sonra yaşam temalannı ırdelerken mı- tolojık figürlerin yanı sıra roketlerle. aydan gelen insanlarla-hayvanlarla kucaklaşır. Bu yaptıklan Kleist'in kukla tiyatrosu üstüne söylediklenyle bağdaştınlırken tiyatronun büyüsünü sonuna dek zorladığı görülür. Oyun bir prologla başlar (eski Yunanca), yer altında devam eder (Yunanca) ve zama- nın vok olduğu sonsuz topraklarda (tngıliz- ce/Tunanca) biter Wilson "Persophone"nın yapısını "bir şeylerin işitiidiği \e bir seyle- rin duyulduğu uzam" olarak tanımlıyor. Za- manı dikey, mekânı ise yatay bir çizgı ola- rak açıklarken "Bu çizgiler çahşmamın te- melidir" diyor. Wilson'un tiyatrosu mitolo- ji, tarih. düş, gerçek, ironi, imgeler bir ara- da. tnsanı içine çeken bir düşünceler ve im- geler tiyatrosu. İHD'den resim ve şiir yarışması ANKARA (ANKA) - İnsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şubesi Çocuk Haklan Komisyonu. "'1995 İnsan Haklan Haftası" etkinlikleri kapsamında. 4-12 yaş grubuna yönelık resim ve şiir yanşması düzenledi. Konu smırlamasının olmadığı yanşmaya son katılım tarihi, 10 kasım olarak belirlendı. Her iki vanşmada da ödül olarak başan belgesi ve kitap seti verilecek. . * ; Dil Bayramı etkmlikleri ANKARA (ANKA)- 63 Dil Bayramı, 26eylülde Dil Derneğı'nın düzenleyeceği etkinlıkJerle kutlanacak. 12 Eylül döneminde kapatılan Türk Dil Kurumu'nun yerine kuruian Dil Derneği'nin Dil BayTamı kutlamalan için, 26 eylülde Kültür Bakanlığı nin hipodromdaki tesislennde bir tören düzenlenecek. Kültür Bakanı İsmail Cem'ın de katılacağı törende. dilbılimci yazar Ömer Asım Aksoy anısına düzenlenen ödüllü yanşmanın ilkinde, roman dalında sıralamaya giren eserler açıklanacak, yanşmanın birincisine 40 mılyon lıra ödül venlecek. Aynı gün Dil Derneği'nin lokali de hizmete girecek. Salah Bipsel'den 'Rumba da Rumba' .\NKAR\ (ANKA) - Denemeci, şair ' Salah Birsel'in "Rumba da Rumba" adlı şiir kitabı, Adam Yayınlan tarafından okuyuculara sunuldu. Kitap. Birsel'in "Sisten Sonra. Rumba da Rumba. Güneş Ülkesi, Musikar ve Cicidan" şiirlerinin adını taşıyan dört bölümden oluşuvor. Birsel'in, daha önce de Dünya fşleri. Hacivadın Kansı, Kikirikname ısimli şiir kitaplan ile Şiirin llkeleri, Günlük, Sev Beni Sev. Kendimle Konuşmalar adlı deneme kitaplan okurla buluşmuştu. Sinema eğitimi yaygınlaşıyor ANKARA (UBA) - Yeşilçam'da yaşanan durgunluğa rağmen Türkiye'de özel sinema eğitimi girtikçe yaygınlaşıyor Türkiye'deki üniversitelerde verilen sinema eğitimi yanında. özel sinema eğitimi de eiderek gelişıyor. Son birkaç yıldır lstanbul'da Bilar ve Toplumsal Araştırmalar VakfVnın düzenlediğı sinema seminerlennın büyük ilgi çekmesı üzerine bu yıl, ıki sinema okulu daha eğıtıme başlayacak. Bunlardan ilkı. Türkiye Sinema ve Audıo- Visuel Kültür Vakfı'nın (TURSAK) kurslan ile yönetmen Yavuz Özkan'ın atölyesi. Özel sinema okullan, "sinema okulu " olarak nitelendınlmiyor. Kursun ve atölyenin amacı, sinemaya olan ilgınin arttınlması ve sinema konusunda hem teorık hem de uygulama dersler venlmesi Altın Koza'mn amacı, yerel ve ulusal kültürü korumak ADANA (,\A) - Bu yıl 6 - 14 ekim tarihleri arasında 9.'su yapılacak olan Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, yöresel ve ulusal kültürü korumayı amaçlıyor. Festival Genel Koordinatörü Mehmet Ecevit, Adanalı yerel sanatçılarla bir toplantı yaparak festival etkinlikleri ile ilgıli görüş alışverişınde bulundu. Çukurova ve Adana'nın kültür-sanatta önemli yol kat ettiğini savunan Ecevit, 1969'da bir film şenliği olarak doğan Altın Koza'nın, 1992 yılından bu yana kültür ve sanat festivaline dönüştürülmeye çalışıldığını söyledi. Toplantıya katılan Adanalı yerel sanatçılar da etkinlikler çerçev-esinde kendilerine daha çok olanak tanınmasını istediler Tıyatro oyunu yanşması somıçlandı Kühur Senisi - Bakırköy Beledi>esi'nin açtığı özgün ve uyarlama o>-un yazma yanşması sonuçlandı. "'Türk tiyatrosunun ancak kendi yazarlanmızla gelişebileceği" mesajını vermek amacıv la düzenlenen oyun yazma yanşmasına, özgün dalda 100, uyarlama dalında ise 27 oyun katıldı. Ödül alan oyunlar. bugün BBT Yunus Emre Kültür Merkezi'nde düzenlenecek bir törende. Belediye Başkanı Alı Talıp Özdemır tarafından açıklanacak. Başkentte düşün ve sanat insanları konuşuyor ANKARA (ANKA) - Inşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, başkentin sanat yaşamına renk katan söyleşilere devam ediyor. "Sanat ve Düşün lnsanlanmız Konuşuyor" adlı etkinlikte dün, gazetemiz yazarlanndan Mustafa Balbay söyleşisi gerçekleştinldi. 19 eylülde tiyatro sanatçı sr Füsun Erbulak, 26 eylülde ise pandomım sanatçısı Yaşar Eyüboğlu, 26 eylülde ressam Duran Karaca, başkentlilerle buluşacaklar. Dünya Müzik Festivali AMSTERDAM (AA) - Hollanda'nın Amsterdam kentınde dünyanın çeşitli ülkelennden sanatçı ve topluluklann katılacağı Dünya Müzik Festivali, yann başlayacak. Asya. Afrika, Amerika kıtalannda yaşayan halklann otantik müziklerinin sergileneceği bu festivale Türkiye'den, halk müziği sanatçıları Nursaç Doğanışık ve Güner Karabacak katılacak. Sanatçılar, Rotterdam'ın ünlü salonlanndan Do Doelen'de sahneye çıkacaklar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear