14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞtlSTOS 1995 CARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ortaokul düzeyinde genel başan ortalamasının yüzde 91.4 olarak gerçekleştiği bildirildi MEB'e 'sartsız kıınıT baskısı EMİNEKAPLAN • Sırufta kalan ortaokul öğrencilerine af niteliğinde yeni bir "kurul" hakkı verilmesi yönünde baskılar sürerken Milli Eğitim Bakanlığı, aflann eğitim kalitesini düşürdüğûnü gerekçe göstererek baskılara direniyor. kaldığı yönündekı savlara karşın, bakanlığın araştırmasında. orta- okullardaöğrenim gören 2.5 mil- yon öğrenciden yalnızca 220 bi- ninin sınıf tekran yaptığı belir- lendi. Yetkililer, ortaokullarda başan ortalamasının yüzde 91.4 olarak gerçekleştiğine dikkat çekerek dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde 100 oranında başan sağlanama- ANKARA - Milli Eğitim Ba- kanlığı, yıllardır ortaokul ve lise- lerde gelenek haline getirilen ve eğitim kalitesini düşürdügü öne sürülen "şartsız kuruTun, bu yıl da uygulanması istemlerine kar- şı direniyor. 1994-1995 öğretim yılında milyonlarca öğrencinin sınıfta dığına işaret ettiler. Hazırlık sı- nıflannda yabancı dilden başan- lı olamayan öğrencilere ek bir sı- nav hakkmın verilmesinin ardın- dan. ortaokul ara ve son sınıf öğ- rencileri de yeni bir kurul hakkı verilmesini istiyor. Her yıl okul türû ve sınıfina bakılmaksızin af getirildiğini belirten öğrenciler. kendilerine son bir hak daha ve- rilmesi gerektiğini söylediler. Milli Eğitim Bakanlığı'ncaya- pılan araştırmaya göre ortaokul- larda genel başannın yüzde 91.4 olarak gerçekleştiği, 2.5 milyon öğrenciden de 220 bininin sınıf- ta kaldığı belirlendi. Ortaokul 1 'de okuyan 947 bin öğrenciden 112 bini sınıf tekran yaparken ba- şan oranı yüzde 88.6 olarak sap- tandı. Ortaokul 2'de okuyan 768 bin öğrenciden yalnızca 27 bini sınıfta kalırken başan oranı yüz- de 96.5 olarak gerçekleşti. Orta- okul 3. sınıfta da 870 bin öğren- ciden 84 bini sınıfta kaldı ve sı- nıf düzeyinde yüzde 91.3'lük bir başan sağlandı. Bakanlık yetkilileri, öğrencile- rin başan oranının yüksek çıkma- sının, "öğretmenler kunıluw nun görevini yaptığının göstergesi ol- duğunu belirterek dünyanın hiç- bir ülkesinde yüzde 100 oranın- da bir başan sağlanamadığına dikkat çektiler. Yetkililer. bazı okullarda az zayıfi olan öğrencı- nin bırakılması ve fazla zayıfi olan öğrenciye ise sınıf geçiril- mesinin derslerin niteliğinden kaynaklandığını belirterek, şun- lan söylediler: u Bir öğrenci; beden eğitimi. müzik, resim ve benzeri dersler- den başansız oluyor. Başansız olunan ders sayısı çok da olsa bu öğrenci başanlı sayüıyor. Ama ba- zı öğrencilerin matematik ve Türkçe gibi dersleri başansız olunca sınıf tekranna karar veri- liyor. Bu da çok nornıal bir ka- rân" Öğrenci aflannın eğitim kalite- sini düşürdügü ve öğrencileri tembelliğe ıttiğine işaret eden yetkililer. u Bir öğrenci. eğer bi- rinci sınıfta başansız olmasına karşın bir üst sınıfa geçirilirse, o sınıfta başanlı oiacağını kim ga- ranti edebilir? Her \eli öğrencisi- nin başanlı olmasmı ister. Ama burada eğitim kalitesi \e toplum yarannı da düşünmek zonında- ytz" dediler. Milli eğitim müdürunden uyari: Başş isteğe bağlıdır• Milli Eğitim Müdûrû Metin Saraçoğlu, velilerden eğitime katkı payı adı altında toplanan paralann yüzde 90'ının okul yönetimine, yüzde 3'ünün okulun bulunduğu ilçe milli eğitim müdürlüğüne, yüzde 7'sinin ise il milli eğitimine kalacagını söyledi. tstanbul Haber Servisi - ts- tanbul Milli Eğitim Müdürü Metin Saraçoğlu okul mü- dürlenni uyardı: "Bagış iste- ğe bağbdır. Kayıtiarda veü- den zorta bağış almayın. Eği- time katkı payı ise zorunlu- dur." Metin Saraçoğlu, dün Ca- ğaloğlu'ndaki Halk Eğitim Merkezi'nde okul müdürle- riylebirtoplantıyaptı. 1995- 1996 öğretim yılı hazırlıkla- nnm ele alındığı toplantıda konuşan Saraçoğlu, veliler- den eğitime katkı payı adı al- tında toplanan paralann yüz- de 90'ının okul yönetimine, yüzde 3'ünün okulun bulun- duğu ilçe milli eğitim mü- dürlüğüne, yüzde 7'sinin ise il milli eğitimine kalacagını söyledi. Geçen yıl eğitime katkı payı olarak 24 milyar lira toplandığını hatırlatan Saraçoğlu, bunun 17 milya- nnın inşaatlara, 4 milyannın okullara, 3 milyannın da 1 lerini hatırlatarak "Geçen ytldan 1.5-2 milyar Kra pa- ra var. Bu parayı ne yapaca- ğunızı henüz bÛmiyonız. A- ma bir karar \erecegiz. Bu konuda milli eğitim müdür- lüğü olarak para talebimiz yok. Okul müdürieri bu ko- nuda devre dışı kalsınlar. Okul kooperatiflıri vasıta ol- sun. Pazaruk gücünüzü kul- lanın. Ucuz ya da pahah sa- tabilirsiniz. ama müdürier bu işin içinde olmasın" diye konuştu. Milli Eğitim Ba- kanlığı'ndan lstanbul'a 5 bin 300 öğretmen istediklerini belirten Saraçoğlu, 726 yeni öğretmenin atandığını, ilde- ki öğretmen açığının devam ettiğini söyledi. Kadıköy'dekunılan'kırtasiyefuan\Kadıköy Beiediyesi0eBüy ükşehirBeJediveMarasındataıiışmahaşlatü.(Fotoğraf: HATİCETUNCER) Kadıköy'de beledtyelersavaşı MEHMET DEMİRKAYA RP'li tstanbul Büyüksehir Beiedi- yesi'nın. Kadıköy Meydanf nda. 1- 30eylül tarihleri arasında açacağı ki- tap ve kırtasiye fuanna, CHP'li Ka- dıköy Beiediyesi,"yerseçHnininyan- lış oİduğu" gerekçesıyle karşı çıkı- yor. Kadıköy Belediye Başkan Yar- dımcısı Levent Ersun. "Üçe belediye- sinden hiçbir izin almadan fuar açıh- yor. Biz kitap ve kırtasryi 1 fuanna kar- şı değfliz, ama çok yoğun yaya trafiği- oin okfaığu bir yerin seçilmesi yanhş" dedi. Kadıköy Beiediyesi, Istanbul Bü- yüksehir Beiediyesi 'nin, özellikle ak- şam saatlerinde çok yoğun bir yaya trafığınin yaşandığı Kadıköy Mey- dam'nda kitap ve kırtasiye fuan aç- masını istemiyor. Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Levent Ersun, 1 - 30 eylül tarihleri arasında açılacak olan fuann yer seçiminin yanlışlığı- nı vurgulayarak yoğun bir yaya trafi- ğinin yaşandığı Kadıköy Meyda- nı "nda böyle bir fuann daha büyük sı- kıntılara neden oiacağını söyledi. Er- sun, Istanbul Büyükşehir'in bu ko- nuda kendilerini bilgilendirmediğine de değinerek sözlerini şöyle sürdür- dü: "Orası Büyükşehir'in kontrolfin- de, ama ilçe belediyesinden hiçbir izin almadan fuar açmaya kalkıyorlar. Biz kitap veya kırtasi>e fuanna karşı de- ğiiizde >er olarak yanhş. Naya trafiği- nin çok yoğun olduğu yerde giderek ukanıklıkyararnıayabaşladıbu. Böy- le bir yeri Büyüksehir, bizim haberi- miz almadan bir firmaya (Akın Or- ganizasyon) kiralıyor. 200 tane kitap standı yeri Finna da kitap ve kırtasi- yecileri çağınyor oraya, 'Böyle bir o- îay, ana arter olduğu için benim yet- kimdedir diyor.' Ama Oçe beJedivesi- nin en küçükbir haberidahiolmuyor. Büyükşehir'in kontrolünde olma- sına karşın orada yapılacak geçici vapılanmaya ilişkin izin İmar Ka- nunu'na ait. İmar Kanunu da bu tür yerlerdeki geçici yapılanmaya ilişkin ilçe belediyelerini yetkili kı- lar. Ana arteller onun kontrolünde diye bu ona, Kadıköy'ün göbeğin- de kulübe yapma hakkını vermez ki. O zaman istediği yere istediğini yapar. 'burası benimdir' diycrek. Oy- le şey olur mu? Bizim amacunız ora- da ucuz kırtasiye malzemesi satü- masına karşı çıkmadeğfl.yeri yanhş." dürü, okul müdürlerine öğ- renci taşımacıiığımn, hazır- lanan yönerge doğrultusun- da gerçekleştirileceğini, böylece önceki yıllarda bu konuda çıkan dedikodu ve tarhşmalara son verileceği- ni söyledi. Kantin ihalelerini de bun- dan böyle okullann yapaca- ğını kaydeden Saraçoğlu, "Kantin Idralan okul mû- dürlükleri hesabına yaonla- cak. Bu paranın yüzde 20'si miDi eğitime verilecek" dedı. Metin Saraçoğlu, okulla- nn ünite dergilerinden elde ettikleri getirden milli eğitim müdürlüğüne pay verilmesi ile ilgili anlaşmayı feshettik- THY personeli yetersîz kahyor Hava-Iş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağcı, THY'de kaliteli hizmet sunulabilmesi için çalışan sayısının 8 bin 200'den, asgari 10 bine çıkanlması gerektiğini söyledi. GUNNURİLHAN Hava-Iş Sendikası Genel Baş- kanı Mustafa Yağcı, hava ulaşım trafığınin yoğun olduğu yaz ayla- nnda THY personelinin, yetersiz sayıyla ve uzun saatler çalıştınldı- ğını söyledi. Özelleştirme tdaresi'ni, THY'- nin özel koşullannı bilmemekle suçlayan Mustafa Yağcı, personel sıkıntısının part-time çalışma ve taşeron uygulamasıyla çözülmeye çalışıldığını, bununsa hizmet kali- tesini düşürdüğûnü, tecrübeli çalı- şanlann yükünü ise arttırdığını vurguladı. THY'de 1993 yılında uçak başı- na düşen personel sayasının 238 iken bugün 130 civannda olduğu- nu dile getiren Yağcı, TH Y'nin ka- liteli hizmet sunabilmesi için 8 bin 200 olan çalışan sayısının asgari 10 bine çıkanlması gerektiğini kaydetti. Hava-lş Genel Başkanı, en yo- ğun sorunlann, personel sayısının önemli oranda azaltıldığı yükle- me-boşaltma gibi işlerin yapıldığı apron hizmetlerinde yaşandığını da anımsatarak şöyle konuştu: "Örneğin yükieme-boşaltma gi- bi apron hizmetlerinde ve uçak iş- letnlerinin yapıldığı bölümlerde büyük eleman eksikliği var. Perso- nel almmamasının nedeni ise belli THY'de öncelikle uçak temizUk iş- leri, sonra kargo hizmetleri taşero- ıta veriML Şimdi de yükleme-bo- şaltma hizmetleri taşerona verili- yor. En son yaşadığımız bir ömek var ki STFA'nın yükleme-boşalt- ma işleri, personel yetersizliği nedi- niyle İstanbul'da 70. Ankara'da 40 taşeron işçisi çalışürılarak yapıl- mak zorunda kaku." Tük Hava Yollan'mn tum birim- lerindeki yükleme-boşltma işi ya- pan personel sayısının yaklaşık 400 olduğunu dile getiren Musta- fa Yağcı. "Üç kişi bir Air Bus uça- ğmın yükleme boşattmasuu yapt- yor. Yani bir işçi günde 25 uçağuı hizmetlerini gönnüş oluyor. Bu, uluslararası standartlann tama- men dışında'" dedi. Yağcı, THY'de çalışanlann tü- müyle emeğinı kullanarak fiili yükleme yapnğını, oysa Avrupa'da bütün bu işlerin makinelerle ya- pıldığını vurguladı. Hava-lş Genel Başkanı aynca, THY Genel Mü- dürlüğü'nde de öğrenci işçilerin çalıştınldığını, hiçbir mesleki eği- timden geçirilmeden part-time ça- hştınlan uçuş elemanlan nedeniy- le hem sürekli elemanlann iş yü- künün arttığını hem de hizmet ka- litesinin düştüğünü söyledi. Yağcı. grev sırasında Yazeks'e satılan Havaş'ta imzalanan sözleş- menin ardmdan çok sayıda işçinin ışten çıkanldığını ve 2 bin 300 olan işçi sayısının yaklaşık bin 700'e düştüğünü söyledi. Yağcı, Havaş Genel Müdürlüğü'nün söz- leşmenin imzalanmasından sonra calışanlara kendı ıstekleriyle işten aynlmalan için 15 ağustosa kadar süre tamdığını. bu süre içinde yak- laşık 200 çalışanın kıdem ve ihbar tazmınatlannı alarak işten aynl- dıklannı belirtti. Aralannda 80 bayan temizlik iş- çisinin de bulunduğu 220 işçinin de işten çıkanldığını ifade eden Yağcı. "Grevciişçiler,sözleşmeıün imzalanmasından sonra sürekli baskıyla karşılaştılar. Bu baskılar halen süriiyor" dedi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Tarihin Yaprakiarında Bir Gezinti... Ismet Paşa'nın, Sıvas demiryolunu, 1930'un 30 Ağustosu'nda açması bir rastlantı mrydı? Hiç sanmı- yorum. Demiryollan, yoksul ve yolsuz Anadolu'da, genç cumhuriyetin en büyük ekonomık başansıydı. Ve en büyük askeri başannın yıldönümüne rastlatılması, hiç kuşkusuz ki bilinçliydi. Atatürk, askeri güç ile ekonomik gücü karşılaştınr- ken, inanılmayacak kadar açık sözlü olmuştur: "Kılıç kullanan kolyorulur. Fakatsapan kullanan kol, her gün daha çok kuvvetlenir. Toprağa her gün daha çok sahip olur... Kılıçla fûtuhat yapanlar, sapanla fü- tuhat yapanlara, sonuçta mevkilerini terk etmeye mecburdurtar... Milli hâkim/yet, iktisadi hâkimiyetle sağlamlaştınlmalıdır. Siyasi ve askerizaferier ne kadar büyük olûrsa olsun, iktisadi zaferterte taçlandınlma- dıkçasemere vermez. Sonuç devamlı olmaz." • • • 1921 yılında, Ankara'nın denetimi altındaki toprak- larda bir sanayi sayımı yapılmıştı. Elle üretim yapanlar dahil, 33.085 ışletmede 76.213 IŞÇI çalışıyordu. Yanı işyeri başına 2.3 işçi düşüyordu... llkel el ve halı tezgâhlan, deri atölyeleri... Yani sanayi yoktu. Asfaltsız da olsa, "şose "diye adlandınlabilecek tek kilometre yol yoktu. Türklere ait tek kilometre demiryolu yoktu. Türk limanlan arasında bile yabancı gemiler çalışı- yordu... 1911 yılında imparatorluğa ait gemilerin top- lam sayısı 120 idi. Bunlann da çoğu, çatana ve taka i- di... Ekonomisi yabancılann denetimi altında, dış borç yükü altında ezilmiş, vergi koyma yetkisi bile yaban- cılarca sınıriandınlmış bir ülke söz konusuydu. Ve Ke- malist devrimin ikincı ismi Ismet Paşa, 30 Ağustos 1930'da Sıvas'ta "iktisadi devletçilik" ilkesini açıklar- ken koşullar buydu. "Üç beyazlar" ve "üç siyahlar" siyasetini övünç kay- nağı yapan yeni bir Türkiye vardı artık. Üç beyazlar; un, şeker ve pamuktu. Üç siyahlar da kömür, demır ve akaryakrt... Bunlann hepsinı "yurt;ç/nden"sağlamak, o zaman için çok heyecan verici bir amaçtı. Türkiye "demokratik dünya" içinde planlı ekonomi uygulayan ilk ülke oldu. On yılda bütün dünyada sanayi üretimi yüzde 19 ar- tarken, Türkiye'de yüzde 96 arttı. Japonya ve Rusya ile bıriikte, Türkiye dünyada en hızlı sanayileşen üç ül- ke arasında yer aldı. (Hem de tek kuruş dış borç al- madan, Osmanh'nın da borçlannı ödeyerek ve de ne- redeyse sıfır enflasyon ile!) • • • 1924 yılında, Marksist Aydınlık dergisi şunları yazı- yordu: "Bizde ne sosyal demokrasi, ne de diğer kitle ha- reketleri için gereken toplumsal ortam henüz oluşma- mıştır. Memleketimizın zengin, sermayedar, ileri bir hale gelmesi, şimdi tarihi bir görevdir. Bu görev ise, disiplinli ve örgütlü bir cumhuriyet partisine düşer. Cumhuriyetin devamı ve korunması için yapılacak her hareket, hatta ne kadar şıddetli bile olsa, doğrudur. llenci bir harekettir." Marksist aydınlar bile bu görüşteydi. Ama Mustafa Kemal'ın, Ikinci Meclis'i açış konuşmasında şu öge- lerın altı çiziliyordu: "Devlet şeklimizin, gerçek halk devleti ve demok- ratik olabilmesi"... "Çağdaş kurumlar kurmak yolun- da cesaretle ilerterken, kişisel kurumlar yoluna sap- mamak"... Büyük "Söy/evinde ise şu tümceler vardı: "Biz olağanüstü olan yasal önlemleri, hiçbirzaman ve hiçbir şekilde, yasalann üzerine çıkmak için biraraç olarak kullanmadık." • • • Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı'nda zafer ka- zanan tek Osmanlı paşası idi. Kurtuluş Savaşı'nın bü- yük kahramanıydı. Yabancılara karşı kılıçla yücelmiş bir isimdi. Ama Atatürk olarak yaşamını noktalamadan bir yıl önce şöyle diyordu: "Insan, üyest olduğu ulusun vartığtnı ve mutluluğu- nu düşündüğü kadar, bütün dünya uluslannın huzur ve refahını düşünmeli ve kendi ulusunun mutluluğu- na ne kadar değer venyorsa, bütün dünya uluslannın mutluluğuna hizmet etmeye de elinden geldiği kadar çalışmalıdır." Insancıllığın küçumsendıği, ırkçılığın yükseldiği ve dünyanın hızla faşizme kaydığı bir dönemdi bu. Mark- sist Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam kitabında, bu sözlerin hemen altına şu notu koymuştur: "Atatürk'ün yaşadığı devırde yetişen liderter ara- sında, bu dili konuşabilen bir başkası yoktur." Ve -kitabının bir başka yennde- eklemiştir. "Içımden şunları haykırmak geçer: Atatürk! Ne çe- tin, ne işlenmemiş yollardan geldin? Ama ne kadar ce- sur, ne kadar karahtymışsın?.. Eğer sen olmasaydın, bir gün bu yolu, elbette ki gene bulur, aşardık. Ama kimbilir nice zamanlardan ve nice kurbanlardan son- ra..." GATA'da diploma töreniANKARA (AA) - Gülhane Asken Tıp Akademi- sı (GATA) Askeri Tıp Fakültesi ve Hemşirelik Yük- sekokulu'ndan 1994-95 öğretim yılında mezun olan teğmenler, diplomalannı törenle aldı. GATA Komutanı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Tabıp Tümgeneral Fahrettin Alpaslan, törende yap- tıgı konuşmada, Akademı'nin, 1998'de 100'üncüyı- lının kutlanacağını belirterek, "Bir asrayaklaşnuşbi- limsel birildmL ulaşılan öğretim üyesi potansiyeü ve teknik olanaklanmız açısından. yüksek bir düzeye u- laşnuş durumday ız" dedı. Asken Tıp Fakültesi dö- nem birincısi Tabip Teğmen Fatib Zorda arkadaşla- n adına yaptığı konuşmada. "Uzun süren ve yoğun bir gayret gerektiren tıp eğitimini bitirmiş genç nb- biyeüier olarak aldığumz bilgileri hekûnlik tecrübe- leriyle yoğunıp çağın gerektirdiği gibi uygulamak te- mel gayemiz olacakür" dedı. Hemşirelik Yüksek Okulu'nudönem binncisı olarak bitiren Denız Yük- sek Hemşire Teğmen TülayTanm ise'Mesleğin onu- runu konıyarak, beklenen görevleri y«rine getirecek- lerini ve içecekleri mezuniyet andma daima bağh ka- lacaklannı" söyledi. Öte yandan. Hava Harp Okulu'nda dün düzenle- nen terfi töreninde ise bir üst rütbeye terfi eden 67 subay ve astsubaya terfi rütbelen takıldı. Törende 31 ağustos perşembe günü mezun olacak 228 öğrenci- ye de teğmen rütbesi takıldı. Tuğgenerallikten tüm- generalliğe terfi eden Hava Harp Okulu Komutanı Ahmet Cömert'in rütbesi, eşi Ozay Cömert tarafın- dan takıldı. TUM SOSYAL-SEN'DEN SUÇLAMA Bürokratlar SSK'nin kârmı paylaşıyor tstanbul Haber Servisi- Tüm Sosyal-Sen Istanbul Şube Başkanı Hasan Arslan, SSK'ye ait işletmelerden elde edilen kâr payının, kurumun üst düzey bürokratlan arasında paylaştınldığını söyleyerek. "SSK yönetiminin bu tutumunu kınıyor derhal bu uygulamaya son vermelerini istiyonız" dedi. Tüm Sosyal-Sen Şube Başkanı yaptığı yazılı açıklamada. SSK'nin sağlık tesisleri işletme gelirleriyie, ilaç ve tıbbi malzeme işletmelerinden elde edilen kâr payının. kurumun gerçek yükünü çekenler için kullanılmadığını belirtti. Arslan, kâr payının SSK personelinin maaşlanna ek ödeme olarak yansımasını düzenleyen 3917 sayılı yasanm 5.maddesinin sadece üst düzey bürokratlara uygulandığını \aırguladı. SSK Yönetim Kurulu'nun 15 ağustos tarihinden geçerli olarak yönetim kurulu üyelerinin ek ödeme oranlannı 6 milyon 923 • Hasan Arslan, SSK yönetiminin yasayı kendi bildiği gibi uygulayıp adil davranmadığını, kurum çalışanlannın emeğini ise hiçe saydığını ifade etti. bin 862 liradan 7 milyon 385 bin 677 liraya yükselttiğini belirten Arslan, genel müdür yardımcılannm ek ödemelerininin 6 milyon 270 bin 858 liradan 7 milyon 246 bin 324 liraya, şube müdürlerinkının ise 3 milyon 832 bin 191 bin liradan 4 milyon 528 bin 950 liraya yükseltildiğini söyledi. Hasan Arslan, SSK yönetiminin yasayı kendı bildiği gibi uygulayıp adil davranmadığını, kurum çalışanlannın emeğini ise hiçe saydığını ifade ettı ve şunlan söyledi: "Eködeme kaynağı sorumsuzca üst bürokratlar arasında pay edilmektedir. SSK bünyesinde asıl hizmeti sunanlar çalışanlardır. SSK yönetiminin bu tutumunu kınıyor ve derhal bu uygulamalara son verilmesini istiyoruz. SSK yönetimini konuya duyarlı olmaya çağınyor, meşru haklanmızı kullanacağımızı da duyunıyoruz." * * * * * SEA GARDEN Hotel & Village Sea Garden Hoiel'den cazip bir 'Ağustos" teklffi. Sea Garden Hotel & Tatil Köyü'nde. Ağustos ayı boyunca çift kişilik odalarda kişi başı, yanm pansiyon günlük 2.800.000 Bu fırsattan yararlanmak için derhal yerinizi ayuiın. RezervasTonlarınız için Bodrumtel: 1252)368 90 15 120 Hal) F.ks (252) 3««*O 48 lsIanbulTel: 12121231 61 6* veya seyahat acenteniz Hapımag bir /sı ıçre kunıluşudur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear