Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 1995 PAZAR
HABERLERIN DEVAMI
Zafer Haftası
• Baştarafi 1. Sayfada
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel, Zafer Haftası
nedeniyle yayımladığı me-
sajda, Türkaskerinın 'Türk-
lük' ve insanhk' şerefıni her
zaman koruduğunu belirte-
rek, şunlan kaydetti:
"Ağustos ayu Türk ordu-
lannın, miUetimizin Anado-
lu'yu büyük bir sebatla vata-
nı haline getirme gayTetine
vecanından a/iz \egane var-
lıgı bilerek sonsuza kadar
koruma azmine dayanarak,
mucizeier gerçekleştirdiği
bir ay olmuştur. Zafer Haf-
tası, "bu bakımdan aynı za-
manda bir vatan haftasıdır.
Silahlı Kuvvetierimiz, bugün
de subay ve askerlerimizin
fıstün nitetikleri, yüksek gö-
rev ahlaklan, disiplin ve ka-
bilhvtJeriyle milletifnizin gu-
nır ve giiven kaynağıdır. Va-
tan savunması. millet ve dev-
letin bekasL Türk askcr ve
subayı için ber şeyden. ken-
di canından bile önde gelen
değerdir."
Başbakan Tansu ÇOİerde,
mesajında, 73 yıl önce Türk
ulusuna esaret zinciri vur-
mak, egemenliğıni yok et-
mek isteyenlerin oyununun
savaş meydanlannda bozul-
duğunu belirterek. Türk or-
dusunun eşi benzeri görül-
memiş kahramanlıklar ser-
gilediğini kaydetti. Çiller,
Türklerin hür yaşama azim
ve kararlılığını, dost, düş-
man herkese gösterdiğinı
vurguladı. Çiller. "Her saf-
hasıyla düşünülmüş, hazır-
lanmış, idare edilmiş ve za-
ferle sonuçlandınlmışbuha-
rekât, Türk milletinin hür-
riyet ve istiklal düşüncesinin
ölümsüz bir abidesidir" de-
di.
Zafer Bayramı'nın 73.
yıldönümü nedeniyle 30
Ağustos'ta. Ankara'da Ulus,
Atatürk Orman Çiftligi, Sıh-
hiye ve TBMM'deki Atatürk
anıtlanna çelenkler konula-
cak. Anıtkabir'de saat
09.00'da başlayacak tören-
den sonra Genelkurmay
Başkanı ve kuvvet komutan-
lan. Genel Kurmay Başkan-
liğı Şeref Salonu'nda kutla-
malan kabul edecek Ata-
türk Kültür Merkezi tören
alanmdaki kutlamalar da sa-
at 11.00'de başlayacak.
Ha\a Kuvvetleri Komu-
tanlığı'na ait uçaklar, baş-
kentte 28 ve 30 Ağustos
günleri 8 bin feet yükseklik-
te uçuş yapacak. Kutlama
törenlen ve provalar nede-
niyle, 08.00-13.30 saatleri
arasında Ankara'da bazı yol-
lar trafiğe kapatılacak.
'Afyon Zafer Haftası'
Kurtuluş Savaşı'nın 73.
yıldönümü dün Afyon Ko-
catepe'de gerçekleştirilen
parlak bir törenle kutlandı.
"Afvon Zafer HaftasT. Gar-
nizon Komutanı Tuğgeneral
Okan Çelik'in konuşmasıy-
la açıldı
Kocetepe ve Belente-
pe'deki törenler temsili top
atışlan ve şehitlerimiz ıçin
üç dakikalık saygı duruşuy-
la başladı.
Törenler sırasında günün
mana ve önemini belirten
konuşmalar yapıldı.
Zafer Haftası nedeniyle
Ticaret ve Sanayi Odası ön-
cülügünde çok sayıda sana-
yicinin iştirak ettiği 1995
Afyon Sanayi Fuan açıldı.
6
Ya şimdi ya da
hiçbir zaman9
ATAOL BEHRAMOĞLU
Bosna-Hersek'ten döndük
ve dün Basın Müzesı'ndeki
basın toplantısında sonuç bıl-
dirgemiz, yazılı ve görsel
medyaya sunuldu. Bu bildir-
ge, aydınlar ginşimı ıçinde y-
er alan herkesın katkılan, ız-
lenimleriveönerileriyleoluş-
tu. llk taslak Splıt Havaala-
nı'nda, bızı Türkıye'ye getire-
cek uçağı beklerken şekillen-
di ve Splıt-Istanbul arasında
uçarken son bıcımıni alarak
uçağın hoparlöründen arka-
daşların onayına sunuldu...
Bıldırgenın hazırlanması için
neden bırkaç gün daha bekle-
medik? Çünkü Bosna-Her-
sek'te gördüklenmız. duy-
duklarımız, yaşadıklanmız
bir gün değil, bir dakika bıle
kaybetmenin bir insanlık suçu
olacağını bize gösterdi...
Bosna-Hersek'te (ve genel
olarak eskı Yugoslavya top-
raklannda) büyük emperya-
list güçler arasında bir payla-
şım savaşı yaşanıyor... Faşıst
Snp ve Hırvat yönetımleri, bu
emperyalıst güçlenn kan dö-
kücü kuklalandır. Bu emper-
yalist paylaşım savaşında
mazlum ve barışçı bir halk.
Müslüman Bosnalılar kurban
olarak seçılmiştır. Bırkaç yıl
gibı kısa bir sürede 250.000
ölü, alçakça ve barbarca teca-
vüze uğramış 50.000 kadın ve
kız, "uygar" dünyanın hare-
kete geçmesi için yeterli değil
mi? Bosna-Hersek'ın başken-
tı Sarayevo. ancak ortaçağlar-
dagörülebilecek yöntemlerle
kuşatma altına alınmıştır.
Çevredekı tepelerden. faşıst
çetelerce açılan ateşlerle her
gün cinayetler ışlenıyor. Ken-
te tek gıriş çıkış olanağı sağ-
layan "tüneT her türlü hayal
gücünün ötesinde bir cehen-
nem yoludur. Bu bir savaş de-
ğil, bu bir halkı dıze getırmek.
köleleştırmek, her türlü insan-
ca değerlerden koparmak ve
eğer bu başanlamıyorsa yok
etme gırışımidır. Yakın za-
manlara kadar ordusu olma-
yan Bosna-Hersek, bugün bir
orduya sahıptir. Fakat ambar-
go nedeniyle bu ordu etkıli sı-
lahlara sahıp olabılme hakkın-
dan yoksundur. Başkanlık sa-
rayındakı görüşmemızde Alia
Izzetbegoviç. "Eğer ağır topla-
ra sahip olsa> dık savaşı şimdi-
ye kadar kazanmışnk" dedi.
Karşıdakı ordu ıse, eskı Yu-
goslavya ordusunun bütün bı-
nkim ve donanımlarını dev-
raldığı gıbı "uygar" dünyanın
her türlü desteğinden de ya-
rarlanmaktadır. Ve, bu bir ''or-
du" değil, faşist, ırkçı, kan dö-
kücü katiller toplulugudur.
Çünkü hıçbır şereflı ordu. bir
başkasına aıt toprağı böylesi-
ne barbarca çiğnemez, yüzler-
ce yıllık kültür değerlerini
böyle duygusuzca ve kinle
tahnp etmez ve hıçbır halka
böyle zulmetmez. Bosna-
Hersek ordusu dırenıyor. kımi
yerlerde düşmanı geriletmeyı
de başanyor, fakat hem sayı-
ca, hem sılah ve donanım ba-
kımından büyük bir eşıtsızlik
ıçinde süren bu mücadele da-
ha ne kadar devam edebılir?
Eğer Sara>bosna faşıst çe-
telere yenık düşerse, eğer
Bosna-Hersek toprakları, bu
topraklarda yaşayan Müslü-
man halk ve onlarla bırlıkte
hareket eden Bosnalı yurtse-
ver Sırp ve Hırvat topluluklar
bir kez daha acımasız düşma-
na teslim edilirse. böyle bir
sonuç bütün insanlık için el-
bette utanç olacak, fakat Tür-
kıye ıçın silınmez bir yüzka-
rası oluşturacaktır. Ortak bir
larihe, ortak kültürel duygu ve
değerlere sahip olduğumuz
Bosna-Hersek halkı, yaklaşan
kış koşullannda dırenebıl-
mek, haksız ve gaddar saldır-
gana yenık düşmemek ıçin
Türkiye"den her türlü destek
olanaklannı seferber etmesıni
bekliyor. Tra\Tiik Müftü-
sü'nün sözleriyle "Ya hernen
şimdi ya da hiçbir zaman!'"
Hırvatistan'a güvenmek
• Baştarafi 1. Sayfada
de ötesinde 'aymazkk' ola-
cağını kaydeden Ecevit, Hır-
vatistan Cumhurbaşkanı
Tudjman'ın Londra'da katıl-
dığı bir ziyafette, amacının
Bosna-Hersek'i Hırvatistan
ve Sırbistan arasında bölüş-
mek olduğunu açıkça bildir-
diğinı belirtti. Ecevit şu gö-
rüşleri dilegetirdr
"Şimdi sofraya getirilen
Amerikan planı da o yemek
listesindeki bölüşüm harita-
sını BoşnakJara yutturma gi-
rişimidir. Böylece Boşnaklar
Arnerikan ha\ ucunu yerkcn,
Hın'atlarla Sırplar da Bos-
na-Hersek Cumhuriyeti'ni
ve Boşnaklan afiyetle yemiş
olacaklardır. Vlne Lond-
ra'daki o ziyafette, Hırvatis-
tan Cumhurbaşkanı Tudj-
man, Sırbistan Cumhurbaş-
kanı Milose\iç'le böyle bir
plan üzerinde çoktan anlaş-
maya varmış olduğunu da
açığa vurmujtur: 'Ben Mi-
loseviç'le anlaşınm, onunla
işimi görürüm, ama lzzetbe-
goviç'e zaman ayırmaya
değmez; o bir Cezayirlidir,
bir köktendincidir'demiştir.
Öylece,Tudjman, tzzetbego-
viç'i ve Boşnaklan Cezayirli
köktendincüeıie bir kaba ko-
yarak Batı'va jurnallemiş-
tir."
Bülent Ecevit, zalimlik ve
soykınmcılık konusunda
Hırvatlann Sırplardan geri
kalmadığını vurgulayarak,
"Daha bundan iki yıl öncesi-
ne kadar Hırvatlar, Boşnak-
lara karşı etnik temizlik giri-
şiminde Sırp militanJarla >a-
nşmaktaydılar" dedi.
Ecevit, şöyle devam etti:
"Eğer ABD yönetimi,
Boşnaklar konusunda iyini-
yetli olsaydı, bundan on ay
önce Hırvarlaria askeri işbir-
liğini başlatırken. Boşnaklar
üzerüıdeki ambargoyu da
kaJdırmaya raa olurdu. Öy-
lelikle Boşnaklar, Hırvatla-
nn kurtancıhğına muhtaç
kalmadan. kendi kendileri-
ni kurtarabilmiş ve hem gü-
nü hem de geleceği kazanma
olanağını elde ermiş olurlar-
dL Son > ıllarda Türkiye'nin,
tüm dış ilişkilerinde, yannla-
n göz ardı edip, günü kurtar-
mak için çırpınmakla neler
yitirdiği ortadadır. Bıraka-
İım da hiç değilse Boşnaklar
aynı hatayı işlemesinler."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi I. Sayfada
Yok. ses yakından... SaJona baktım, ya-
rısı boşaltılmış valizden başka bir şey
yok...
Az sonra yine, mıyyavvv... Ses çok
yakından. Yoksa bir kediyle aynı yatağı
mı paylaşıyorum?
Yarı açık dolaba baktım ki bir kedi.
Kendisiyle yatağa giren girmiş... Attın-
da da dört yavru... Onlara benim tişört-
lerden yatak yapmış.
Meraklı gözlerle bana bakıyor. Biraz
da kızgın. Utanmasa, "Evimde ne işin
var" diyecek.
Bir kutu buldum. Eski giysilerledöse-
yip, anne ve beraberindekileri oraya
yerleştirdim.
Kedi besleme kültünjm de yok. Ne
yerier ne içerier? Bir tek ciğeri bıliyorum.
Sabah kalkınca ilk iş doğru bakkala.
"Süt" dedim. Bakkal, "Bu adam aslan
sütü içerdı, inek sütüne ne zaman baş-
ladı" gibilerden yüzüme baktı. Durumu
anlattım, "Başa çıkamazsın. At gitsin"
dedi. Anne belki, ama yavrular ne ola-
cak?..
Plastik bir tabak bulup süt verdim. Şi-
şede biraz kaldı. "Onu da ben içeyim"
deyip, bardağa koydum.
Âllah kahretsin. Iç içebilirsen:
"Yav bu bebe kedilerin hakkı. Niye
içiyorsun?"
Eyvah... Hisli duygularda ilk bulgu-
lar...
Ertesi gün kasaba. Bereket onlar işi
biliyor. "Tamam abı" dedi, bu çevrede
kedisi olan çok. Onlara akciğer getiriyo-
ruz. Size de bir tane ayıralım.
Unutma haaa, deyip aynldım. Bir
bakkala kasaba en son ne zaman, "Be-
nim için şunu ayır" dediğimi anımsama-
ya çalıştım, bulamadım.
Birkaç gün sonra yavrulann gözlerı
açılmaya başladı. Anneye baktım, tipik
bir sokak kedisi. Benim eve ciğercınin
kedisi girecek değil ya.
Birinci haftanın sonunda yavrulara
ısim de vermek gerekti. Anneye klasik
takıldım, Safinaz. Yavrulann biri tam si-
yah-beyaz, dığerlerinın rengi adım adım
açıhyor. Adları da doğal uyuma uygun
olsun dedim:
- Mel, Emel, Temel. Muhtemel...
Mel, rengi en açık olan. Sırtı, ardıç
gövdesinin renklerinde. Gri yoğun
Emel, Mel'den biraz daha koyu. Te-
mel'in sırtında siyah hâkim ama, ara ara
griçizgilervar. Muhtemel'i izlerken, üze-
rinde kar birikmiş, in sıyah bir dala alt-
tan bakargibiyim.
Mel'in işi gücü, kutudan dışarı çıkma-
ya çalışmak. Ikide bir ince tırnaklanyla
tırmanmaya çalışıyor. Kutunun ucuna,
Everest gibi bakıyor. Arada bir tepeye
Ah Şu Kediler...
kadar çıkıyor, başını kutunun öbürtara-
fına geçirıyor, ama gövde içerde kalıyor
Bir dışarı bir ıçeri bakmaya çalışıyor.
Sonra annesınin üzerine atlıyor.
Emel'in işi gücü annesinin üzerinde
takla atmak. Alttan giriyor, üstten çıkı-
yor. Bir de sürekli Temel'in kulağını ısı-
rıyor. Emer gibi ısırıyor. Acaba dişlerini
mı geliştirıyor?
Temel ise sürekli annesinı emiyor. An-
laşılan en hızlı o büyüyecek.
Muhtemel'in işi gücü annesinin kuy-
ruğu. Oynuyor da oynuyor. Bir de sırtüs-
tü yatar gibi yapıp, beşik gibi sallanı-
yor...
Mavi gözlü sağırlar
Hani insan her gördüğü güzel kızda,
sevgilisinden bir şey bulurya... Nerede
bir hayvan görsem, bizimkilerden biri-
ne yakıştırıyorum:
"Bu köpek Muhtemel'in büyümüşü."
"Mel, bu serçeleri nasıl kovalar?"
Günlük yazılar için ne zaman ansik-
lopedik bir kıtaba baksam, gözüm "K"
harfine de takılıyor:
Evcil kedinin ana yurdu Mısır'mış. llk
kez, eskı Mısır'da evctlleştirilmiş.
Gözü mavi olan kedilerin sağır oldu-
ğunu öğrenince üzüldüm. Ama diğerie-
rinin işitme duyusu çok güçlüymüş. İn-
san kulağında yedi kas varken, onlann-
kinde 30'a yakınmış.
Eskiden Vecdi Sayar'ın yazılarını
günlük yoğunluğun ardından akşam sa-
atlerinde okurdum. Şimdi sabahtan en
azından göz atıyorum. Başlığı, "Kedi
Gözü" ya.
ilhan Başgöz'ün, "TürkBilmeceleri"
derlemesıne baktım; kediler sultan, biz
hizmetçi:
"Gelişi arslan gibi, duruşu sultan gi-
bi, yayılır hastrgibi, sürünüresirgibi..."
"Nar tanesi, nur tanesi, üst köşenin
birtanesi..."
"Deve tabanı, süngüş sabanı, gezer
evleri, bilmez yabanı..."
Bu akşam bir davet var. önce eve uğ-
rayıp, kasaptan ciğeri aldıktan sonra mı
gitmeli?
Ama evde ciğer var. Yarın alsam da
olur. Davetten erken ayrılırım.
Içim rahat etmez, önce uğrayıp iki
parça bir şeyler vereyim.
Eve uğrarsam geç kalınm.
Kalmazsın.
Kalınm. Çünkü ciğer buzlukta, erime-
sı ıçin beklemek lazım.
Safinaz'ın önüne koy. Eriyince yesin.
Ya soğuk yer de üşütürse.
Üşütmez. o kadar da kendini düşü-
nüyordur herhalde...
Yok yok, önce uğrayıp geçeyim.
Muhtemel sabah biraz titriyordu, aca-
ba şimdi nasıl?
Mesut Yrimaz: Dayak olayındakomplo var
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut Yümaz. Trabzon uça-
ğında hostes dövdüğü bıldınlen ANAP Ordu
Mılletvekılı ŞadiPehlK^noğhı ıle ılgılı ıddiala-
n araştırdıklarını belirterek, "Olayda bir
komplo sezdim" dedi.
ANAP çevrelerı ise THY Yönetim Kurulu
üyesı ve Halkla llişkıler Müdürü FaikAkınta-
rafından uçakta yaşanan olayın çarpıtıldığını
saptadıklannı öne sürdüler. DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı lsmail Karakuyu ise Türkı-
ye'de şahsı olaylarla sıyası gündem yaratılma-
ya çalışıldığını savundu.
Ankara-Trabzon uçağında hostes Serpil Yü-
cedağ'ı döven ANAP Ordu Milleuekilı Şadı
Pehlivanoğlu ıle ılgıli tartışmalara ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz da katıldı. Yılmaz.
olayı duyar duymaz, Pehlıvanoğlu, Trabzon
Emnıyet Müdürü ve THY Genel Müdürü'nü
aradığını belirterek. şunlan söyledı: "Olayda
korkunc bir çarpıtma var. Sa>ın Pehlrvanoğlu.
aynı uçakta bulu-
nan RP Genel Baş-
kanı Necmettın F.r-
bakan'la konuşur-
ken, hostes yanlan-
na geiip. konuşma-
yı böltnüş. Sayın
Pehlhanoğlu da
bunun üzerine hos-
tese müdahale et-
miş. Hostesin di-
renmesi üzerine sa-
dece ağzını kapat-
m^.\"urma\
ı
edarp
yok. Uçak havaalanına indikten sonra. hostes
yokulan normal şekilde uğurlamış. Yalnız,
PehlKanoğlu. havaalanında THY yctkililerini
arayarak. hostesin da\ ranışlan konusunda şi-
kâyette bulunmuş. llostesi kurtarmak için da-
ha sonra nö>le bir tezgâh dü/enlenmiş. F.mni-
yet müdürlüğüne bir şikâyet olmamış, hostes
Şadi PehUvanoğlu
dognıdan savcılığa
gitmiş. Hostesi tele-
\izyonda izledinu su-
rahnda bir i/ yokru.
Bana kabrsa ortada
rapor da yok. Olay-
da bir komplo sez-
dim." ANAP yönetı-
cılen ıse, THY Yö-
netim Kurulu üyesi
ve Halkla llişkıler
Müdürü Faik
Akın'ın. uçaktaki
tartışmayı çarpıttığı-
nı saptadıklannı öne sürdüler \e "Sayın Akın.
sabah gazetecileri arayıp, 'Hostes döv üldü. ko-
maya gırdi. aman bu olayı büyütün' demiş.O-
lay basına böyle yansıüunışur" görüşünü sa-
vundular.
DYP Genel Başkan Yardımcısı tsmail Ka-
rakuyu ıse Türkıye'de şahsı olaylarla sıyasi
Serpil Yücedag
gündem yaratılmaya çalışıldığını belirterek.
"Bir milletveküinin bir hostesi dövmesL tartak-
lamasu hatta azarlaması hoş bir hadise değil-
dir" dedi.
Nükleer Tehlıkeye Karşı Banş veÇevre İçin
Sağhkçılar Demeğı (TSÜSED) Yönetim Ku-
rulu üyelerince yapılan yazılı açıklamada da,
PehJivanoğlu"nun THY hostesıne yönelık dav-
ranışı şıddetle kınandı.
196O'lı yıllarda dönemın Adalet Panısı
(AP) Ordu Milletvekili olan Şadı Pehlıvanoğ-
lu'nun adı, o yıllarda bırde 'fuhuş" olayına ka-
nşrnıştı.
Kızılay'daki Emek Işhanf nda a\ukatlık bü-
rosu bulunan Pehlivanoğlu, o günlerde büro-
sunda çalıştırdığı sekreten ıle kanepede büro
komşulan tarafından "uygunsuz vaayette' ya-
kalanmış. olayın basına yansıması üzerine
Pehlivanoğlu. "Benim kötü bir niyetim yoknı.
Kendisinedini ve ahlaki telkinlerde bulunuyor-
dum" dıyerek kendini savunmuştu.
OLAYLARIN
ARDHVDAKT
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
riyle yaptığı görüşmede,
izzetbegoviç'e planı ka-
bul etmesini önerdiğini,
şu aşamada bugünü kur-
tarmalan gerektiğini söy-
ledi. Bu düşüncesini de
şöyle pekiştirdi:
"ABD'de hem havuç,
hem sopa var. Havucu ai-
mayan tarafa sopa uzatı-
lır."
DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit, Cumhuri-
yet'e verdiği "yazılı de-
meçte", Demirel'in bu
düşüncesine katılmadığı-
nı açıkladı. Ecevit'e göre,
Bosna-Hersek Cumhuri-
yeti, Hırvatistan'la Sırbis-
tan arasında paylaşıla-
cak. Ecevit, şöyle diyon
"Bu plan kabul edilirse,
Boşnaklar havucu haz-
medemeden sopa yiye-
cekler."
önümüzdeki perşem-
be günü yapılacak görüş-
meler öncesinde, Bosna-
Hersek Dışişleri Bakanı
Muhammed Şakirbey.
VVashington'da ABD Dı-
şişleri Bakan Yardımcısı
Holbrooke ıle buluştu.
Holbrooke, "Banşın
önündeki en büyük en-
gel, Bosnalı Sırplar" de-
ğerlendirmesini yaptıktan
sonra, şöyle dedi:
"Eğer planımızı redde-
derlerse ortaya çıkacak
sonuçlan görmek isteye-
ceklerini sanmıyorum."
Bosna-Hersek'te yeni
bir "barışı arama süreci"
başlıyor. Gelişmeler salt
taraf ülkeleri değil, tüm
Balkanlar'ı etkileyecek.
•••
w
Bosna kazaııınazsa insanlık kaybedecek' ANAP lideri Yılmaz:
• Baştarafi 1. Sayfada
den de olsa içlerindeki isyanın sesine uyarak ken-
diliğindenbirarayageldiklerinivebirbirleriniılk
kez orada tanıdıklannı söyledi. Günay, Bosna
için, "Oraya Türkiye elini ne kadar uzatabilirse
o el o kadar işe yanyor. Bu eller daha da çoğalsuı"
diye konuştu. Bu girişime katılan insanlann
hiçbirisinin varlıklı olmadıgına dikkat çeken Gü-
nay, Bosna için yeterli olmasa da, 200 bin mark
para ve yine 200 bin mark tutannda ilaç yardımı
yaptıklannı belirtti.
Sonuç Bıldirgesi'ni okurken zaman zaman
kendi görüşlerini de aktaran Günay, "Hava kur-
şun gibi ağır, yüreklerin kulaklan sağır" dizele-
nnı anımsadığını belirterek, "Bosna'ya yapılan
saldın ne kadar çirkinse Bosna'nın kendisi o ka-
dar y üzakı" dedi. Bosna'da yaşanan insanlık dra-
mına sessiz kalındığını da kaydeden Günay, şun-
lan söyledi:
"Bosna'nın uğradığı haksızlık karşısında yaşa-
nan sessizlik bir çaresizlik değildir. Başta Güven-
lik Konseyi olmak üzere BM'nin ortülü >e utanç
verici tercihidir. Bosna halkının inanılmaz direni-
şi ve sivil halktan var ettiği Bosna Ordusu bu u-
tanç v«rici tercihin ardındaki planı bozan tek kuv-
Yettir." Günay, Bosna'ya uygulanan ambargoyu.
Türkiye'nin tek taraflı olarak kaldırmasını ıste-
di. Bosnayı ziyaretleri sırasında Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı Aliya İzzet Begoviç tarafından
da kabul edildiklerini belirten Günay, BM'yi suç-
layarak. "Birfcşmiş Milletler askerleri geri çekil-
se de, biz Türk Biriiği'nin orada kalmasını istiyo-
ruz. Bu hükümete mesajımızdır" dıye konuştu.
Bosna'daki dramı, "Bir uygariığuı nasıl orta-
dan kaldınldığı görmederu yaşamadan anlaüla-
maz. Bi/im burada aktardığımız gerçeğin 10. su-
retidir" sözleriyle özetledi. 3 sayfa ve 6 madde-
den oluşan Sonuç Bildirgesi'nde yaklaşan kış
İNSANLIK Ç%M
Çifler, medyaya
rüşvet veriyor
• Mesut Yılmaz, Dünya Bankasf ndan
sağlanan 11 trilyonluk hayvancıhk
kredisinin, Güneydoğu'da besicilik yapan
aşiret reislerine dağıtıldığını öne sürdü.
Ertuğrul Ciinay, "Bosna için yardım ya şimdi yapılır ya da çok geç kalırur" dedi.
mevsıminden önce Bosna'nın dayanma gücüne
kavuşturulmasının acilıyetıne dikkat çekildı. Ra-
porda özetle şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye'de gecikmeden en geniş kapsamlı yar-
dım kampanyalan açılmah, denetün ve güvenilir-
liğe özen gösterilerek si\il inisiyatiflere ûnkân ta-
nınmalıdır. Ancak. kurtuluş savaşı veren bir ül-
kenin ayakta durması kuşkusuz sadece yardun-
lara bağlanarak sağlanamaz. O nedenle işadam-
lanmız Bosna ekonomisinin yenklen inşası ve ge-
liştiriunesi ve katkıda bulunacak girişimler baş-
latmah, hızlı ve \erimli işbirliğinin \ollan aran-
ıııalıdır. Öte yandan Bosna halkı ile üniversitele-
rimiz, bilim ve sanat dünyamız da yakın ilişki kur-
maudır."
Gazeteci-Yazar ve TYS Başkanı Ataol Behra-
moglu, "Biz bu birlikteliğimizi devam ettirdikçe
ancak o zaman batılı ülkeler bizi dikkate alırlar"
dedi. Pendik-Bosna Sancak Derneği'ndcn Hüse-
yüıGüi Bosna izlenimlerini aktanrken, mülteci
kamplarında bulunan Bosnalı Müslümanlara
1969 yılında üretılen gıdalann verildiğini belir-
terek. "Amerikalılann köpeklerine bile yedirme-
yecekleri mamalan \eriyorlar. Ve bu günde bir ke-
re veriliyor. Bu insanlar aç" diye konuştu. Basın
toplantısında sorulan da yanıtlayan Ertuğrul Gü-
nay, Bosna tçin İnsanlık Gırişimi'ni bundan son-
ra başka ortamlara taşımak, hukuki yapı kazan-
mak ve sürekliliğini sağlamak ıçin çahşacaklannı
söyledi.
Çiller'den lzmir Fuarı'na sönük açılış
MERİHAK
İZ.MİR- Başbakan Tansu Çfller' ın
"yıldınm hıayb"gelıp konuştuktan
sonra aynldığı fııar. tarihinin en "sö-
nük" açılışlanndan birisine sahne ol-
du. Yurttaşların alınmadığı Fuar
Açıkhava Tiyatrosu'ndakı açılışa,
Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin
de Ankara uçağını kaçırmamak için
katılmadı.
Çiller. Uluslararası tzmir Fu-
an'nın açılışına katılmak üzere dün
sabah Ata uçağı ıle Izmir'e geldi.
Çiller'i. Çetin karşıladı. Üzüm üre-
ticileri, havaalanı çıkışında tepkileri-
ni pankartlanyla dıle getirdiler.
"Üzüme destekleme istiyoruz. Pa-
mukta prim sistemi istiyoruz. 1 dolar-
lık üzüm, hükümette gözüm" yazılı
pankartlar, havaalanı çıkışına dek,
Çiller ve Çetin'i yalnız bırakmadı.
Çiller ve Çetin, lzmir gezisinin ilk
durağı olan Altay Spor Kulübü tesis-
lerinin temel atma törenıne katıldılar.
Çetin, Beşıktaşlı olduğunu vurgular-
ken renklerinden ötürü Altay'a sem-
patı duyduğunu söyledi. Daha sonra
kürsüye gelen Çiller. "Bu kadar ka-
ramsar olmaya gerek yok"diyerek
Altay'ın genç sporculannı "milliyet-
çiliklerinden dolayT kutladı. Çiller,
Altay ısminin, bir süre önce Ergene-
konspor olarak değiştinlmesinın dü-
şünüldüğünü, bunun da mıllıyetçili-
ğin bir göstergesi olduğunu dile ge-
tirdi. Çiller, daha sonra Buca Çocuk
Yuvası ıle aile misafirhanesınin açı-
lışını yaptı. Oradan Bornova'ya ge-
çen Başbakan. bir süre önce temelı-
ni attığı Yeşıltepe toplu konut alanı-
nı gezdi. Burada konuşan Anakent
TEKtRDAĞ (AA) -
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz, medyanın, mu-
halefetin sesini halka duyur-
madığı görüşünü savunarak
"Başbakan, halkın parasını
birtakım gazetelere, televiz-
yonlara rüşvet diye dağıtı-
yor" dedi.
Tekirdag'da halka hitap e-
den Yılmaz. hükümetın uy-
guladığı yanlış politikalar
sonucu buğday üretimınin
düştüğünü, tanmın "canının
çıkanldığmı" söyledi. Yıl-
maz, Türkıye'nin bugün dı-
şandan bugday ithal etmeye
mecbur bırakıldığını belir-
terek tonu 300 dolan bulan
ithal buğday nedeniyle sene
sonunda ekrneğin 15 bin lı-
rayı bulacağıru kaydetti. Hü-
kümetin ayçiçeğine de ye-
terli fiyatı vermediğini sa-
vunan Yılmaz, izlenen yan-
lış politikalar sonucu, hay-
vancıhğın gerilediğini söy-
ledi. Yılmaz. Dünya Banka-
sf ndan sağlanan 11 tnlyon
liralık hayvancılık kredisi-
nin de Güneydoğu'da besici-
lik yapan aşiret reislerine
dağıtıldığını iddia etti.
Hükümetten herkesin şi-
kâyeti olduğunu. ancak
medyanın o şikâyetlen ken-
di ağzından halka duyurma-
dığtnı savunan Yılmaz. şöy-
le konuştu: "Ama bu medya,
benim sesimi size ulaştırnu-
yor. Çünkü işlerine gcuniyor.
50 miryon eziliyor, herkes ge-
çim sıkıntısı çekiyor. Ama siz
bunları duyamıyorsunuz.
Basın, 'Acaba bankalanmız
şirketlerimiz zarar eder mi?'
diye düşünüyor. Basının gö-
revi bu değiîdir. Başbakan,
halkın parasını birtakım ga-
zetelere. televi/yonlara rüş-
vet diye dağıttığı için, onu si-
ze şirin göstermeye, oldu-
ğundan iyi göstermeye çab-
şıyorlar. Ama benim söyle-
diklerimi sansür etmeye
haklan var mı?"
Yılmaz, bugün Türki-
ye'yi Başbakan'ın etrafin-
daki menfaat şebekesinin
idare ettiğini ve bu şebeke-
nin, memleketin kaderiyle
ilgili kararlar aldıklannı id-
dia etti.
Tekirdağ Belediye Başka-
nı Osman Tabak'ı maka-
mında ziyaret eden Mesut
Yılmaz, daha sonra Tekir-
dağ Belediyesi tarafından
yapılan asfalt şantiyesini
hizmete açtı.
Devlet Bakanı Aysel Baykal:
Kuran'ı kaduılar
yorumlasm
UluslararaM İ/mir Fuan. Başbakan Tansu Çiller'in konuşması ile açıldı. (Fotoğraf: AA)
Belediye Başkanı Burhan Ozfatura.
Izmir'in cazibe merkezi olduğunu ve
çok sayıda göçe maruz kaldığını be-
lirterek Çiller ve Çetin'den vıze uy-
gulamasını acılen başlatmalarını is-
tedi. Ozfatura. konuşması sırasında
kendini "Robin Hood"a benzettı ve
"Ben zenginden abp fakire dağıtaca-
gım
r
'dedi.
Narlıdere'de yapacaklan villaları
zenginlere satacaklannı belirten Öz-
fatura'nın, "Sayin Başbakanım sizi
de buradan bir villa almaya çağınyo-
rum. Villalar 5 milyara mal olacak,
bittiğinde 10 milyara rahat satarsı-
nız. Bu kadar kazancı başka bir yer-
de bulamazsımz" dıye konuşması,
gülüşmelere yol açtı.
Çiller ve Çetin, daha sonra Türk
Tabipler Vakfı tarafından yaptınlan
Şifa Hastanesi'ni hizmete açtı. Fet-
hullah Gülen'in sağ kolu olarak bili-
nen Nurettin Veren, Gülen'in ağır
hasta olduğunu belirterek mesajını
okudu. Gülen. mesajında. hükümet-
ten bu gibi yatınmlara destek istedı.
Fuann 18.00 olarak ılan edilen açı-
lış saatinden yarım saat sonra Açık-
hava Tiyatrosu'na gelen Çiller'i. ka-
tılımcı ülkelerin parlamenterleri ve
az sayıda DYP'li karşıladı. Geçenyıl
yaşanan bombalama ve işçilerin gös-
terilerinden ötürü Fuar Açıkhava Ti-
yatrosu'na alınan açılış töreni. sö-
nüktü.
Çiller'in gelmesinin ardından ko-
ruma görevlıleri, programı okuyan
spıkere "Başbakanın işi var. tlk önce
Sanayi Bakanı konuşsun, sonra Baş-
bakan'" dedıler. Ancak Ozfatura. bu
programı beğenmedı ve ilk önce ken-
disi konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Kadın, aile ve sos-
yal hizmetlerden sorumlu
Devlet Bakanı Aysel Baykal,
Pekin'de düzenlenecek 4.
Dünya Kadın Konferan-
sı'nda Müslüman kadın par-
lamenterlere Kuran'ın yeni-
den yorumlanması için öne-
risini götürecek. Buönerisi-
nin ilgi uyandıracağını tah-
min ettiğini belirten Baykal,
"Kadın-erkek eşitliğini bo-
zan Kuran değil. şeriat-
tn-"dedi.
Devlet Bakanı Aysel Bay-
kal, Dünya Kadın Zirvesi
öncesinde, Pekin'e gidecek
Türk delegasyonu ile yaptı-
ğı toplantıda, Türkıye'nin
kadın etkinliklerinin, ulusla-
rarası platformda en iyi şe-
kilde sergilenmesi gerekti-
ğini belirterek "Pekin'de,
hükümetimizin bugüne ka-
dar kadın konusunda ger-
çekleştirdiklerini anlataca-
ğız. Bugüne kadar yaptığı-
mız çalışmalan en iyi şekilde
ifade etmeye çahşacağız" di-
ye konuştu.
Pekin'e gidecek Türk de-
legasyonu, Islam ülkelerin-
de kadın haklan konusunı
da ağırlık vereceklerini be-
lirterek "Miras hakkı, ka-
dınlara hâkimlik hakkı, kür-
taj gibi konularda muhalefet
olacağız''açıklamasında bu-
lundu.
Kaybolan loprak değil, ekmektir.
T.E.MA
Tûrkiyc Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal
Varlıklan Koruma Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27
268 09 85