25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE HABERLER Af örgütü 5yılda 251 idam• Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre bu yıl 7.5 ayda S. Arabistan'da idam edilen mahkûm sayısı 143'eulaştı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Suudi Arabistan'da son 5 yılda 251 kişinin idam edildiğini bildirdi. UAÖ'nün Türkiye Masası Şefi Jonathan Sugden, idam cezasının geri alınamaz bir hüküm oldugunu belirterek "İdam cezasu kurban için aşağılayıcı ve zaUmce bir uygulamadır" dedi. S. Arabistan'daki insan haklan ihlalleriyle ilgili rapor hazırlayan UAO, bu ülkede 1990yıhnda 15. 1991'de29, 1992'de66, 1993'te88, 1994'tede53 kişinin idam edildiğini saptadı. Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre de bu yıl 7.5 ayda S. Arabistan'da idam edilen mahkûm sayısı, 143'e ulaştı. UAO'nün Türkiye Masası Şefi Jonathan Sugden. "Suçlular cezalandınlsın, ama idam cezası caydıncı değil" dedi. İdam cezasının gen alınamaz bir hüküm oldugunu belirten Sugden, Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "İdam çok kötü ve acı bir olay. İdamın her türiüsü vahşidir. İdam cezası, kurban için aşağılayıci ve zaümce bir uygulamadır. İdam, bütün toplum için aşağılayıcı bir cezadır. Suudi Arabistan dahil, idam cezalannı uygulayan ülkelere yönelik uluslararası kampanyalanmız vardır. Bu ülkelerin başında Çin, ABD, İranve Suudi Arabistan yer almaktadır." Captagon Araplardan afrodizyak talebi • Kaçakçılık lstihbarat ve Harekât Dairesi Başkanı Tuncay Yılmaz, Captagon adlı ilacın Türkiye'ye sokulduğunu ve genellikle de Suudi Arabistan'a götürüldüğünü söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Suudi Arabistan'da 4 Türk yurttaşının ıdamına neden olan ve "cinsel arzuyu arttmcı" (afrodizyak) özelliklere sahip olduğu öne sürülen "Captagon" adlı ilaca, Arap ülkelerinin yoğun talepte bulunduklan bildirildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, merkezi sinir sistemi uyancısı grubunda, afrodizyak özelliklere sahip olduğu ileri sürülen ve içeriğinde fenetyllıne maddesi bulunan "Captagon" adlı ilaca, en yoğun talebin Arap ülkelerinden geldiği belirtildi. Bakanlık açıklamasında, fenetyllıne maddesinin 1971 tarihli Psikotrop Maddeler Sözleşmesi'ne göre, üretim ve ticareti kontrol altma alınan maddeler grubunda olduğu kaydedilerek "Kural olarak fenetyfline maddesinin Türkiye'ye fthalaü için Sağlık Bakanlığı'nın özel iznine gerek vardır. Bu maddeyi içeren ilaçlar. ancak yeşil reçete' ile satılabilir. Birleşmiş M illetler isütistiklerine göre, 1989- 1993 yıllan arasında Türkiye, fenerv lline ithalatı yıpmamışür'" denildi. Kaçakçılık lstihbarat ve Harekât Dairesi Başkanı Tuncay Yılmaz ise Captagon'un Türkiye'ye Bulgaristan'dan karayolu taşımacılığında kullanılan a|ır yük taşıtlanyla sokulduğunu ve genellikle <fe Suudi Arabistan'a gjtürüldüğünü söyledi. Sıudi Arabistan başta cimak üzere, Arap ükelerine gelen Captagon'un bir bilümünün deniz yoluyla lûbnan'dan sokulduğunu aılatan Yılmaz. "Bizan ilcemizde bu hapın inBamcısı yok. Transit ktçakçılıgı, zaman zaman iüiemizden vapıhyor'dedi. Suudi Arabistan'atepkiyağıyor• Baştarafi 1. Sayfada karşı çıkmaya çağırdı. ANAP Genel Başkan Yardımcısı İmren Ay- kut Hacıbektaş'ta gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken, Suudi Arabistan'daki ıdamlan "vah- şet ve cinayet" olarak değerlendirdi. Aykut. "Bu olayiar, Türkiye've çağdaş hukuk sistenü- ni getiren Atatürk'ün büyüklüğünü bir kez da- ha ortaya koymuştur. İdamlarda hükümetin büyük sorumluluğu vardır. İdamlar, Türki- ye'nin itibannın düştüğünün göstergesidir. Türk hükümeti ağırhğuıı koyarak hiç değilse bundan sonraki idamlan durdurmah" dıye konuştu. DYP Grup Başkanvekili Turhan Tayan ise Türkiye'nin olayla ilgili diplomatik girişimle- rini sürdürdüğünü anımsatarak "Temennimiz, hem suç işleyenler hem de bu suça ceza uygu- layanlar açısından konunun biraz daha soğtık- kanlı biçimde ele almmasıdır" dedi. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sevigen, Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçiliği önünde yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan yönetiminin uygulamalannın Türkiye'de şeri- at isteyenlere ibret olması gerektiğini vurgu- layarak "Şeriat yönetimi gerçek yüzünü orta- ya koymuştur. Türldye'de şeriat düzeni getir- mek isteyenler, görsünler. Daha da önemlisi, buna firsat tamyanlara ibret olmaudır. Mey- danlarda eşarp taşıyanlar, çarşaf da taşıyacak- lardır. Bunlara izin vereniere söylüyoram" di- ye konuştu. Türkiye'nin Suudi Arabistan'la olan ticari ve siyasi ilişkilerini gözden geçir- mesi gerektiğini kaydeden Sevigen. Avrupa'yı "Suudi Arabistan'ı petrol deposu olarak gör- düğü için sessiz kahnakla" suçlayarak Avru- pa'nın bu tutumunu kınadığını bildirdi. De- mokratik kitle örgütlerinin, sendikalann tepki göstermesini isteyen Sevigen, Dışişleri Bakan- lığı'nın ve Başbakan Tansu Çöler'in konuya el atması gerektiğini belirtti. Bir önlem alınmazsa tepkilerini sürdürecek- lerini, idam edilenlerin aileleriyle birlikte bü- yükelçiliğin önüne geleceklerini söyleyen Se- vigen, "Suçlan ne olursa olsun yurttaşlannu- zın Türkhe'ye getirüip cezalandınlması gere- kir" dedi." RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk, Suudi Arabistan konusuyla ara seçimle ilgili düşüncelerinin geriye atılmak istendiğini öne sürüp olayla ilgili sorulan yanıtlamaktan ka- çınırken BBP Genel Başkan Yardımcısı Okkeş ŞendiUer, uygulamalann şeriat hükümleriyle bir ilgisi bulunmadığını kaydetti. RP Genel Başkan Yardımcısı AbduHah Gül ise RP'nin idama mahkûm edilen yurttaşlann kurtanlma- sı için çeşitli girişimlerde bulunacağını belir- terek RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın. eski Diyanet tşleri Başkanı Lütfi Do- ğan'ı bu konuda görevlendirdiğini söyledi. Gül, Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçi- si'yle konuya ilişkin görüşmelerin sürdürüldü- ğünü kaydetti. İHDGenel Başkanı Akın BirdaL dün dûzen- lediği basm toplantısında, Suudi Arabistan Bü- yükelçiliği'ne başvurarak, bu vahşeti kınadık- lannı söyledi. 21. yüzyıla doğru bÖyle bir yol- la yaşam hakkına son vermenin insan vicda- nını rahatsız ettiğini kaydeden Birdal, konuyu uluslararası platformda gündeme getirecekle- rini bildirdi. Uluslararası kuruluşlann, Islam ülkelerindeki insan haklan ihlallerine, Bos- na'da yaşanan Sırp vahşetine olduğu gibi yak- laştıklannı vurgulayan Birdal, "Bunlan insan haklan adına kınıyonız" dedi. TMMOB'den yapılan açıklamada da Suudi Arabistan'da bir insanlık utancı yaşandığı be- lirtilerek "Suudi Arabistan'da kafalan kesilen insaniar, tüm insanbğa dünyamızdaki ikiyüz- lülüğü ve 21. yüzyıhn eşiğinde dünya halklan üzerindeki baskı ve şiddeti vahşetiyle gösterdi- ter" denildi. lstanbul Barosu Başkanı Av. Turgut Kazan da konuyla ilgili olarak yaptığı yazıh açıkla- mada. Suudi Arabistan'daki idam cezalannı "dehşet verici" olarak niteledi. Asıl önemlisinin, bu cinayetin TC hükümet- leri tarafından seyredilmesi oldugunu vurgu- layan Av. Kazan, şu görüşlere yer verdi: "Eğer basına yansıyan haberler doğruysa Arabis- tan'daki çağdışı infazın sorumlulan,ANAP hü- kümeti ve sonraki hükümetlerdir. Başta Yıkh- run Akbulut ve eski Dışişleri Bakanı Mesut Yıl- maz olmak üzere Demirel, İnönü, Karayalçın. SoysaL, Çetin: hopsi. geiiyorum diyen bu cina- yeti seyTetmiştir. OzelKkle Dışişleri Bakanlığı ve Adaiet Bakanlığı'nı elinde tutan SHP ve yeni CHP bu cinayete iştirak ctmiştir. Şimdi çarpı- a nutuldar ve şatafatlı mektuplarla kimse bizi kandıramaz. Bugün Suudi Arabistan'daki çağ- dışı rejimi suçlamanın hiçbir anlamı yoktur. Adamlar daha 1989'larda suçlulann iadesi an- laşması önermişlerse bu öneriyi hemen kabul etmeyen hükümet, cinayetlerin sorumlusudur. Özelİikle başbakanlık. dışişleri bakanlığı ve adaiet bakanlığı yapmış zevat kesinlikle sonım- ludur. Eğer Mecfis Medis'se bu sorumlulardan hesap sormabdır." Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Türkân Saylan da konuya ilişkin ya- zıh açıklamasında, Suudi Arabistan'daki idam cezalan olayının "21. yüzyüa girerken hiçbir inanç sistemince onaylanamayacağını, onay- lanmaması gerektiğini" vurguladı. Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetım Kuru- lu adına yazılı açıklama yapan Bilge Bilgjç ise "bu olayîn. şeriatla yönetilmek isteycn ve bu amaçla halkımızın din duygulannı istismar e- den din tüccarlaruıa ve herkesin kendi huku- kunu belirlemesinde sakınca görmeyen sözde demokrat ve aydınlar için, eğer alabilirierse önemli bir ders olduğu" görüşünü savundu. Kjrgızıstan'daki gezileri sırasında gazeteci- lerin sorulannı yanıtlayan Çiller, idamlann durdurulmasına yönelik girişimlerin sürdürül- düğünü kaydederek "Ben bizzat Saym Fahd'ı aramaya çalışacağım ve en üst duzey temasla- n kurmay a de\am edeceğim ve bunlan önleme- ye çalışacağım. Burada bir kez daha ifade edi- yflrum ki, şefaat duy gulan son derece yüce duy- gulardır, buna davet ediyorum. İki ülkenin ara- sı, ciddi bir biçimde zedeienir. Bu, hepinuzi üzen bir olaydır. Girişimlerimiz devam ediyor" de- di. Başbakan Çiller, Suudi Arabistan Büyûkel- çisi'nin geri çağnlıpçağnlmayacağı sorusuna ise "Şu aşamada onlan değertendiriyoruz. Eğer bu devam ederse düşünülecek şeyierden birisidir" yanıtını verdi. Iranlı mültecilerden gösteriANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Birleşik Sosyalist Parti (BSP) lstanbul il örgütüne üye bir grup, Türkiye'den sığınma hakkı isteyen 130 Iranlının ülkelerine geri gönderilmemesi için protesto gösterisi yaptı. Türkiye Sosyalist lşçi Partisi Genel Başkanı Turgut Koçak da tran'daki molla rejiminin yıllardır ilerici ve devrimcilerin kanını içtiğini vurgulayarak tran rejiminden kaçaraic Türkiye'ye sığınan Iranlılann ıade edilmelerinin 'ölüm' anlamına geldiğıni söyledi. BSP tstanbul il örgütü üyeleri, Cağaloğlu'nda bulunan lran Başkonsoloslugu önünde bir basm açıklaması yaparak sığınma hakkı isteyen Iranlılann geri gönderilmemesi gerektiğini savundu. Ellerinde "tnsanlan mollalann ölümüne terk etmeyetim". "Türkiye'de İranlılar yaşamab", "Mültecüeri İran'a vermeyelim'' yazılı pankartlar taşıyan göstericiler adına konuşan BSP Genel Başkan Yardımcısı Masis Kürkçügü, 130 tranlının partisinin Ankara'daki genel merkezinde 12 günden bu yana oturma eylemi yaptığını söyledi. Evrensel hukuk kurallannın uygulanmadığı İran'a, bu insanlann geri gönderilmeleri halinde, akıbetleri hakkında hiçbir güvence bulunmadığını savunan Kürkçügil, "Me\r cut rejüne muhalif olan ya da bu rejim altında yaşamak istemeyenlerin zoria iadeleri halinde, geçmişte görüldüğü gibi idam edilmeleri büyük ihtiraaidir" dedi. Molla rejimi kan içiyor Türkiye Sosyalist lşçi Partisi Genel Başkanı Turgut Koçak, yaptığı yazılı açıklamada, BSP tarafından konuk edilen 130 kişiye sahip çıkmanın. bütün sosyalistlerin insanlık borcu oldugunu kaydetti. Koçak, "Bu insaniar birim kardeşimizdir, sahip çıkalım. Karayobaziara teslim edilmesini önleyelim" dedi. Koçak, Iran'ın molla rejiminin yıllardır ilerici ve devrimcilerin kanını içtiğini kaydederek şunlan söyledi: "İnsaniar, gösterdilderi en küçük bir muhalefeti yaşamlanyla ödüyorlar. Ülke, şeriatın kara zulmünde inim inim inletiliyor. İnsaniar, en dokunulmaz olan vaşama hakkından yoksunlar. Binlerce Iranlı bu yüzden ülkelerini terk etmek zorunda kakİL Kinıi İranlılar. sığındıklan ülkelerde rejimin karanlık kullan tarafından katkdildL" (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER) Mezarcı idamları savunduHaber Merkezi - Suudi Arabistan'da 4 Tür- k'ün idam edılmesine yönelik tepkiler giderek artarken Diyanet tşleri Başkanlığı Din Işleri Yüksek Kurulu'ndagörevli bıryetkili, Islam hu- kukuna göre Suudi Arabistan'ın önemli buldu- ğu bir suça istediği cezayı verme hakkına sahip oldugunu savundu. Aynı yetkili, uyuşturucu ka- çakçılannı başlannı keserek cezalandırmanın dine aykın olmadığını belirtti. Bağımsız Millervekili Hasan Mezarcı da Su- udi Arabistan'daki idamlara destek verdi. Mezarcı, idam cezasının Avnıpa ve ABD'de de oldugunu belirterek idamlara karşı çıkan ka- muoyunu ise şeriata ve tslamiyete "küfretmek- le" suçladı. Mezarcı, Türkiye'nin resmi girişim- lerini ise "Suudi Arabistan'ın içişlerine mü- dahale" olarak niteledi. Suudi Arabistan'da yaşanan ve Türkiye'de bü- yük bir tepkiye neden olan infaz olaylan üzeri- ne Diyanet Işleri Başkanlığı Din lşleri Yüksek Kunılu'nu arayarak "Suudi Arabistan'da uygu- lanan şeriat mı, yoksa totaliter rejimin bir yansı- ması mı" sorumuza yanıt aradık. Adırun açıklan- masını istemeyen Din lşleri Yüksek Kurulu'nun bir üyesi yaptığı açıklamada. Islam hukukunun uyuşturucu kaçakçılığı suçuna verilecek cezayı devletin yetkili organlannın takdirine bıraktığı- nı söyledi. Adam öldürme, hırsızlık, zina, iffete iftira, y- ol kesme. eşkıyalık ve içki içmek gibi suçlann cezasının Kuranı Kerim'de yer aldığını belirten • Mezarcı, idam cezasının Avrupa ve ABD'de de oldugunu belirterek îdamlara karşı çıkan kamuoyunu ise şeriata ve tslamiyete "küfretmekle" suçladı. Mezarcı, Türkiye'nin resmi girişimlerini ise "Suudi Arabistan'ın içişlerine müdahale" olarak niteledi. kurul üyesi, ancak bunun dışmdaki suçlann ce- zasının Islam hukukunda devlet ya da yetkili or- ganlannın takdirine bırakıldığını bildirdi. Bu ne- denle Suudi Arabistan'ın uyuşturucu kaçakçılı- ğı suçuna istediği cezayı verebileceğini savunan yetkili "Çünkü, şeriata göre uyuşturucu kaçak- çılığı suçtur, ancak ne ceza verileceği konusunda bir hüküm yoktur. Şeriat uyuşturucu kaçakçılı- ğınuı cezasuıı de\ lete bırakmışnr. Bu nedenle Su- udi Arabistan Devleri uyuşturucu kaçakçıhğuu önemli ve gençliğinin geleceği açısından tehlike- li buluyorsa ölüm cezası verebilir" dedi. Suudi Arabistan'ın uyuşturucu kaçakçılannı başlannı keserek idam etmesinin dine aykın ol- madığını vurgulayan yetkili, ölüm cezasının en caydıncı ceza oldugunu ve tehlikeli bir suçun ön- lenmesi için gerekiyorsa verilebileceğini savun- du. Suudi Arabistan'a hac için gittiğinde edindi- ği izlenimleri de anlatan yetkili. şunlan söyledi: "Suudi Arabistan'da, esnaf akşam evine gider- ken dükkânlannın kapısmı kOHlemiyor, sadece bir örtü asıp gidiyor. Çünkü, bu ülkede şeriat ka- nunlanna göre hırsızlık yapan bir kişinin ceza olarak eli kesiliyor. Mesele suçun işlenmesini ön- lemektir. Yoksa el kesmek ya da adam öldürmek değüdir. Aynı şey Türkiye'de olsaydı bütün dük- kânlar yağmalanırdı." Mezarcrdan destek Bağımsız Millervekili Hasan Mezarcı da Türk hükümeti ve kamuoyunun, Suudi Arabistan'da- ki son idamlan bahane ederek "şeriata ve Isla- ma küfrettiğini" öne sürdü. Türkıye'nin diplo- matik gırişimlerinin de Suudi Arabistan'ın içiş- lerine müdahaie anlamına geldiğini savunan Me- zarcı şöyle konuştu: " Bu bir devletin içişleri değfl mi? Bu kadar say- gısız bir dille saldırnıak da ne oluyor? İdam ce- zalan dünyanın her yerinde var. ABD'de de var, Avrupa'da da var. ABD'de sanıklar elektrikli san- dalyeye oturtuluyor. Bu daha mı medeni bir yön- tem? Neden ülkemizde katil haklan, hırstz hak- lan, namussuz haklan savunuluyor. Irzdüşman- lan savunuluyor? Neden insanlanmızuı canuu, malını, namusunu nasıl konıyacağımızdüşünüt- müyor?" Mezarcı, şeriattan namuslu, suç işlememiş in- sanlann korkmadığını. korkmasına hiç gerek ol- madığını söyledi. Cellata kelle başına prim • Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, S.Arabistan'da gözaltına alınan ve avukat tutma hakkı tanınmayan sanıklara işkence yapıldığı, ağır işkence sonucu elde edilen "itiraflann" da idam için yeterli sayıldığı vurgulandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Uluslararası Af Örgütü, Suudi Ara- bistan'daki idam cezalannın adil ol- mayan yargılamalar sonucu gerçek- leştirildiğı görüşünü bildirdi. Af Ör- gütü, S.Arabistan'da gözaltına alı- nan ve avukat tutma hakkı tanınma- yan sanıklara işkence yapıldığını, ağır işkence sonucu elde edilen "iti- raflann" da idam icin yeterli sayıl- dığını vurguladı Orgüt. S.Arabis- tan'da, idam cezası verilen erkekle- rin başlannm keskin bir kılıçla ke- sildiğine. kadın suçlulann kurşuna dizildiğıne, zina yapan kadınlann da taşlanarak idam edildiğine dikkat çekti. Erkek idam mahkûmlannın ceza- lannı infaz eden cellatlann İçişleri Bakanlığf na bağlı resmi görevliler oldugunu kaydeden Af Örgütü, bu kişilere kesilen herbaş için prim ve- rildiğine işaret etti^ Uluslararası Af Örgütü'nün Orta- doğu Masası'nca S.Arabistan'daki adil olmayan yargılamalar ve idam- lar konusunda hazırlanan Şubat- Mart 1995 tarihli raporda, bu ülke- de ölüm cezası için gözaltında bulu- nan sanığın itîrafinın yeterli sayıldı- ğı bildirildi. Raporda, Suudi Arabistan'ın. Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Anlaşması'nın (ICCPR), "Öhlm ce- zasmı kaldırmanuş ülkelerde idam karan, sadece ölümcül veya çok ağır sonuçlara neden olan kasıdı suç du- rumlannda uygulanabüir" hükmü- ne ve Birleşmiş Milletler'in (BM) 1984'te aldığı ölüm cezasma çarptı- nlan kışilerin haklannı garanti alan kurallara da aykın davrandığı belir- tilerek bu ülkede ölüm cezasının adil bir mahkemede sağlanması gereken uluslararası standartlar dışında veril- diğinin saptandığı ifade edıldi. S.Arabistan'da baro kuruluşunun bulunmaması nedeniyle sanıklann avukat tutamadıklan ve kendilerini savunamadıklanna dikkat çekilen raporda, gözaltındaki sanıklara "ağır işkence" uygulandığı belirti- lerek cinayet, tecavüz ve diğer cin- sel suçlar, uyuşturucu kullânımı ile satışı, kaçakçılığı ve sabotaj gibi suçlann ölüm cezası kapsamında ol- duğu anımsatıldı. Raporda, 1988 yılında çıkanlan bir fetvayla da ölüm cezasının kap- samının genişletildiği, insanlann ya- şamını, kamu ve özel mülkiyet var- lığını tehlikeye sokacak sabotaj gibi suçlann da bu kapsama alındığı vur- gulanarak ev, cami, okul, hastane, fabrika, köprü, cephanelik, su depo- lan, petrol boru hatlannı ortadan kaldırmak ve uçak kaçırmak gibi suçlann da ölümle cezalandınidıği bildirildi. Raporun son bölümünde, Suudi Arabistan'daki erkek suçlulann baş- lannın keskin bir kılıçla kesildiği, kadın suçlulann da kurşuna dizildi- ği belirtilerek özetle şöyle denildi: "Zina yapan evli kadınlar ise taşla- narak idam edilmektedhier. İdam- lar, cuma namazından sonra, büyük kentlerde ve bölge valilerinin saray- lan önünde yapılmaktadır. İnfazda öiümü tasdik etmek için bir doktor da hazır bulunmaktadır. Cellaüar, Suudi Arabistan'da hükümetin res- mi bir görevlisidir ve İçişleri Bakan- bğı'na bağlı olarak çahşmaktadırlar. Cellat, kestiği her baş için prim al- maktadır." idam • Baştarafi 1. Sayfada receğine yönelik açıklama- sına verdiği yanıtta, "Biz, Suudi Arabistan'ın, Türki- ye-Suudi Arabistan ilişkile- rinin daha kötüye gitmesine engd olmak amacıy la. bu ko- nuda ihrjyatla hareket ede- ceğini ümit ve temenni ediyo- ruz" dedi. Nurkan. Suudi Arabis- tan'daki idamlann engellen- mesine yönelik, son 24 saat- te yoğun diplomatik girişim- lerde bulunulduğımu anlata- rak Suudi Arabistan'ı "çağ- daş değerler ve insani müla- hazalan" uygulamaya ça- ğırdı. Nurkan. Suudi yönetimi- nin Türkiye'nin bu konuda- ki hassasiyetini anlayacağı- nı ümit ettığmi kaydederek Türkiye'nin, bu esnada Ri- yad Büyükelçisi'ni geri ça- ğırmayı düşünmediğini de belirtti. Türkiye'nin Riyad Büyü- kelçiliği yetkilıleri. idam edilen 4 Türk'ün cenazeleri- nin teslim edilmesı için yo- ğun çaba harcandığını bil- dirdiler. YetkilHer, basında 40 kişi- nin daha idam edilmeyi bek- lediği yolunda haberlerin y- er aldığını anımsatarak, "Bu doğru değil. Tutuklu bulu- nanlardan kaçının idama mahkûm edildiğini bilmiyo- ruz. Kendimizi bu havaya sokmayahm. Bu tür duygu- sal yaklaşunlann bir faydası yok" dediler. Yetkililer, sorunun çö- zümlenmesi için en üst dü- zeyde diplomatik temaslann yoğun şekilde sürdü- rüldüğünü bıldirdiler. Edinilen bilgiye göre Tür- kiye uzun süredir diploma- tik girişimlerle Suudi Ara- bistan'daki Türklerin idamı- nı durdurdu. Suudi yetkilileri, buna bir süre anlayış göstererek ülke- deki Özelİikle Filipinler, Hindistan ve Pakistan yurt- taşı suçlulan kılıçtan geçi- rirken Türk hükümlülerin cezalannı infaz etmediler. Riyad yönetimi, Suudi Ara- bistan'daki yabancılann bu- na dikkat çekmeye başlama- sı üzerine, Türkleri de şeriat hükümlerine göre idam et- meye başladı. İdamlar sürecek Suudi Arabistan'ın Anka- ra Büyükelçisi Naci el-Müf- ti ise resmi Suudi Haber Ajansı'na önceki gün yaptı- ğı açıklamada, ülkedeki idamlann, Islam yasasına göre devam edeceğini belirt- ti. Naci el-Müfti, açıklama- sında. "Suudi Arabistan, ba- zı taraflann istekleri yüzün- den, bir dini cezayı değiştir- meyi amaçlayan baskılara boyun eğmeyecektir" dedi. Büyıikelçi. bazı ülkelerin vatandaşlannın, uyuşturucu suçundan Suudi yetkililerin- ce idam edılmelenne göste- ri len tepkilerin, ülkede dini cezalann uygulanmasının devam etmesini engelleme- yeceğini söyledi. DtYANET İŞLERİ BAŞKAJNI YILMAZ 'Dahahaflf bir ceza uygulanabüirdi' • Diyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Kuran'da uyuşturucu kaçakçılanna ölüm cezası verileceğine dair bir hüküm bulunmadığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet lşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Kuran'da uyuşturucu kaçakçılanna ölüm cezası verileceğine dair bir hüküm bulunmadığını belirterek, "Bu cezayı befirleyen devlet, bu fıil için daha hafif bir ceza da tesbit edebilirdi. Bu da dine aykın olmazdı" dedi. Suudi Arabistan'ın, u- yuşturucu kaçakçısı olduklan gerekçesiyle 4 Türk'ü idam etmesiyle ilgili tartışmalara Mehmet Nuri Yılmaz da katıldı. Yılmaz dün yaptığı yazılı açıklamada, Islam hukukunda, Kuran ve sünnet tarafından suç sayılan fiiller ile bunlan işleyenlere uygulanacak cezalann belirlendiğini belirterek, "Bir de Kuran ve sünnetie belirlenmey en. ancak toplumun veya ferUerin zaranna neden olacak suçlan işleyen kimselere uygulanacak ta'zir cezalannın takdiri siyasi otoriteye birakılmıştır" dedi. İslam hukukunda kanunsuz suç olmayacağı gibi, hiçbir fiile de Kuran ve sünnette belirlenmiş cezalann dışında bir ceza uygulanamayacağını da vurgulayan Yılmaz, şu görüşleri dile getirdi: "Uyuşturucu kaçakçıhğı nedeniyle Suudi Arabistan'da idam edilen vatandaşlanmıza uygulanan ceza. ta'zir cezalan sınınna girmektedir. Uyuşturucu kaçakçıhğı suçu işleyenlere ölüm cezası verileceğine dair, Kuran ve sünnette açık bir hüküm yoktur. BÖyle bir ceza adı geçen devlet tarafindan takdir edilmiştir. Bu cezayı bdirleyen deviet, bu fıil için daha hafif bir ceza da tespit edebilirdi Bu da dine avlan oimazdLr İP Kampının basılmasına tepki Perinçek: Emniyet Müdürü Gökyüz bir provokatördü İZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - lş- çi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Muğla'nın Milas ilçesinde kurduklan kam- pm, polis vejandarma tarafından basılması- nı sert bir dille eleşnrdi. Perinçek. "Bu bas- kmlarm ardmda, Muğia Emniyet Müdürü Erdal Gökyüz'ün oldugunu öğrendim. Gök- yüz, 1968 yıhnda ben Dev-Genç Genel Baş- kanı'yken ajan prmokatörtük yapıyordu. Ben de bunun ajan prrrvokatör oldugunu or- taya çıkarmıstun. 30 ydın hıncını aunak Lsti- yor" dedi. Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Gürçamlar Köyü'nde"Gefincanlarbirolaam"çagnsıy- la kurulan yaz dınlence kampına kendisinin de katılmasının ardından, polısın ve jandar- manın baskısının başladığını savunan Perin- çek. "13 ağustos gecesi bir jandarma timi, başlannda astsubay la geldi. Ne yapoklan >« neyapacaklannı bilmeden kampın içindedo- lasülar. Aynı gece silahlar aüldı ve elektrikle- rimiz kesildi. Önceki gün de 40-50 kişilik bir jandarma takımının yanı sıra 20'ye yakın si- vi] polis ve Mİ 1. otomatik silahlarla geldi, kampı aramak istediklerini söyledüer. Biz de arama izinlerini sorduk. Vokmuş, aratmadık. Kampı 6 saat kuşatma altına aldüar"dedi. Pennçek, şunlan söyledi: Amaç, orada terörestirmekti. Aradılar. hiçbirşey bulama- dılar. Bir araşürma yaptun. Ardında Erdal Gökyüz.ErdalGökyüz. 1%8 yılında ben Dev- Genç Genel Başkanı oMuğumda üyeydi. A- jan-provokatördü. Ben bunu saptadım. Şura- ya bomba atalım. şurayı dinamitleyelim. bu bankaya molotnfatalım. şu adam faşist öldü- reBm derdi. 1968 yılında gençlik harekctinin içine terör sokan birkaç kişiden birisidir bu. Uğur Mumcu da ajan-provokatörlerden bah- sedince mutlaka bunu da yazardı. Ben onun vuzündeki maskevi indirdim."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear