25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE 10 DIZIYAZI 12 Eylül ve laiklikten verilenbüyük ödünler DÜŞÜNCE OZGURLUGU ÇIKMAZI .EMİN DEĞER Özelhkle 12 Eylul projesıne uygun olarak bugûn Turkıye'de oynanan oyun, bıreylerden kul yaratmaktır Boylece ulu- sal devlet yıkılacak, yenne etnık ve dın- sel gnıplar, Osmanlı tarzı bır yonetımle yonetılecek Daha doğrusu toplumsal bır karmaşa ıçıne ıtılecegız Bu nedenle, sor- gulayan, ınceleyen, aklını kullanarak ger- çeğı, doğruyu ve ıyıyı arayan ınsan top- luluğu yenne, buyurulanı yapan kullar- dan kurulu bır toplıuna dönuşun ıvmesı hızlandınlmıştir Ataturkçulere, Kema- lıstlere ve laıkiığe saldınnın ardında, bu donuşu onleyecek guçlen sındırme ve gt- derek safdışı etme amacı aranmalıdır Duşünce ozgurluğune 12 Eylul'unge- tırdığı sınırlann, bugun aşılamaması ve demokrası adına genye dönuş programı- nın kazandığı ıvmenın onlenememesın- de, dahası soıunlann sarmallaşmasında, bıraz da toplumun ıçıne ıtıldığı çıkmazın nedenlennı bılmeyış yatıyor Turkıye, daha duşunce ozgürlüğu ıle ınanç ozgur- lüğü ayırdını yapabılmış değıldır Bu ne- denle laiklikten venlen ödun, topluma 27 Mayıs'ın kazandırdığı ıvmeyı genletmış ve karanlığa doğru yol alma noktasına getırmıştır Cumhunyetle bırlıkte aklını kullanma yolu açılan Turkıye ınsanı, bugûn kulluk- tan kurtularak özgur bırey ve halk olma bılıncıne enşmış gorulmuyor Ve bu ne- denle de ozgurlüğün, ınsan haklannın de- ğennı ve elbet bunlann uzenne kurula- cak olan demokrasıyı ozumsemış değıl- dır 1 Bu bağlamda, elbet bır yaşam koşu- lu olarak uğruna savaşım vermeyı göze alamıyor Dahası bu koşullarda. demok- rası adına. demokrasıye dayanarak önu- ne sürulen milli gorüş (Gerçekte bu, um- met görüşü demektır RP, takıyye yap- maktadır) adına sığınmış gencı sısteme oy vermeyı ıçıne sındırebılıyor Daha doğrusu, Tann adına karar veren bır dın ulusundan aldığı ışaret/emırle oy venyor Böylece Tann'nın ıstedığını ger- çekleştırdığı ınancında Bu kulluk man- tığı, y alnız sıradan kışılerde var sanılma- sın tbplum eğer bır ıvmeye gırmışse en alt katmandan en yükseğe değın hemen her kesımde bulunur Seçfmlerde tarikat desteği Hazırart 1994'te Mıllıyet'te yayımla- nanKorkutözal'ın,ağabeyı8 Cumhur- başkanı TurgutÖzal'la ılgılı anılanndan oğrendık kı hem kendısı hem de ağabe- >ı, polıtıkaya gırmeden once Nakşılenn şey hı olan Fatıh Iskenderpaşa Camn ıma- mı Mehmet Zahit Kotku'dan ızın almış- lar 8 Temmuz 1994 mını yerel seçımle- nnde Fatıh Beledıye Başkanlığf nı kaza- nan eskj polıs muduru Sadettin Tantan da Nakşıbendı tankatındanmış Nakşı oldu- ğunu söyleyen, bu seçımlerde ANAP'ın Fatıh seçımlennın^yönetıcısı. Trabzon ıvlılletvekılı EyüpÂşık, 12 temmuz gun- lü Mıllıyet'te yer alan açıklamasında, "Tarikatlardan oy istedik" dıyor Mıllı- yet'ın habenne gore ANAP'a destek ve- ren tankatlar şunlar Cerrahıye, Nurcu- lar, Nakşıbendıler, Iskenderpaşa cema- atı, Işıkçılar Ve YDH hden Cem Boynere göre ta- nkatlar, bu toplumun sıvıl orgutlendır, tekke ve zavıyelenn kapatılması, tankat- lara ızın venlmemesı, toplumu sı\ ıl or- gûtsûzObırakmışrır Ne çok sıvıl orgü- tumuz var değıl rru 9 Ama bunlarla de- mokrası kurulamaz Bunlarla bır ulusun yazgısına yön venlemez Kımı Osman- lıcılann, kımı ıkıncı cumhunyetçılenn • Yasaların açık hükmüne karşın, cumhurbaşkanından tutun da milletvekılıne ve seçmene değın, kararlarını şeyhınden aldığı önerıyle verdığını saklamayan kulların suçları takip edılmiyorsa ve toplum bu aymazlıklara karşı çıkamıyorsa, yann şeyhlerın, hocaefendılerin, devletın genel sıyasasını da yönlendıren gorüşlerıyle karşılaşırsak şaşırmayalım. Çunku toplumda guç dengesı, bu orgutler yararına değışmektedır. • Kımı Osmanlıcılann, kimı ikıncı cumhurıyetçılerin sivil örgüt olarak gördüklerı bu kurumlardan ve başındakı lıderler den umar arayanlara, bakın Mustafa Kemal ne dıyor: "Bırtakım şeyhlerın, dedelerın, seyyıtlerın, çelebılerın, babaların, emırlerın arkasından sürüklenen ve yazgılarını, canlarını, falcıların, büyüculerın, üfürükçülerin, muskacıların ellerıne bırakan ınsanlardan oluşan bır topluluğa, uygar bır ulus denebılır ?"' sıvıl orgüt olarak gorduklen bu kurum- lardan ve başındakı lıderlerden umar ara- yanlara, bakın Mustafa Kemal ne dıyor "Birtakım şe\ hlerin, dedelerin, seyyk- lerin. çelebılerın, habalann. emırlerin ar- kasından sunıklenen ve va/gılannucan- lannı. falcılann, buvnculenn, ufûrukçti- lerin, muskacılann ellenne bırakan in- sanlardan oluşan bır topluluğa, uygar bir ulus denebilir mi?" (Nutuk, 1927) Ümmetçilifle dönüş özlemi Içınde yaşadığımız şu gerçeklere baka- rak bu toplumun bıreylennın kulluktan kurtulabıldıklen soylenebılır mı 9 Kaldı kı gerçek Islam ınancına gore kulluk. salt Tann'ya karşıdır Kul ıle Tann arasma aracı gıremez Ama kul, ırade ve duşun- ce ozgurluğunden yoksun olunca kendı- lığınden karar veremez Bu nedenle de Tann adına kendıne yol gosterecek bır velı arar(31) veozata baglanır Boylebır sosyal duzende ozgûr ıstenç ısteyen de- mokratık bır sıstem kurulabılır mı* 7 Ya da kurulacak sısteme demokrası denıle- bılır mı'' Işte duşünce ozgurluğunun önündekı aşılması çok guç bır engel daha 1 Burada dıkkat edılecek nokta, tankat lıdennın, kışılenn ozgur ıstençlen uze- nnde kurduğu baskıdır, vesayettır Oğu- duyle, ırşat ettıklennın kımlığını oldur- mektedır Bıreyeonceşuaşılanıyor Sen bır hıçsın sen once kulluğunu bıl. senı bı- nlen ırşat etmelıdır. kendı başına doğru yolu bulamazsın 1 Bu konumdakı kışı, bır başkasına ba- ğımlıdır, bağımlılaştınlmıştır Boyle bır kışı, hep bır yol gostencı arar, yoksa ya- ratır. bırşeyh, bırvelı vb Ve21 yuzyı- lın eşığınde toplum, ortaçağ karanlığına ıtılır Böylesıne çelışkıler ıçındekı bır toplumda, özgur ıradenın varlığı elbet tartışmalıdır Ve demokrasının kurallan elbette ışlemez Bu koşullarda yapılan seçımın ve ışleyen sıstemın meşruluğu yoktur Turkıye'de ınsan haklanna daya- İı gerçek bır hukuk sıstemı bulunmuş ol- sa, Avrupa Insan Haklan Sozleşmesı ve anayasanın24 maddesıhukmukarşısın- da sıstemın meşruluğunun zedelendığı yargı karanyla saptanabılır Pekı, toplum bu noktaya nasıl ıtıldı 9 Bu sorunun yanıtı. objektıf yanıtı bulun- madan da karanlığa gıdışın önune geçı- lemez Bılındığı gıbı toplumsal yaşam. boşluk ıstemez Cumhunyetın kuruluş ve varoluş ılkelenne dayalı akılcı ve çağdaş. duşüncelere soylem \e örgutlenme hak- kı tanınmayan bır ortamda o boşluk ışte böyle çağdışı orgutlenmelerle dolduru- lur Hele yasalann açık hükmüne karşın, cumhurbaşkanından tutun da mıllervekı- lıne \e seçmene değın, kararlannı şey- hınden aldığı onenyle verdığını sakla- mayan kullann suçlan takıp edılmiyorsa ve toplum bu aymazlıklara karşı çıkamı- yorsa yann şeyhlenn, hocaefendılenn, devletın genel sıyasasını da yonlendıren görüşlenyle karşılaşırsak şaşırmayalım Çunku toplumda guç dengesı, bu orgut- ler yaranna değışmektedır Başbakan'ın affedilmez yanlışı Cumhunyetdonemının yetıştırdığı bır kadının başbakanlığa seçılışı, elbet utku- lu bır sevınç konusudur Bu utku, kımı- lennde buyuk coşkulara neden oldu Devlet deneyımı yoktu, ama Türk kadı- nı, ustlendığı gorevlerde hep başanlı ol- muştu Atatûrk'un kadın haklanna ver- dığı önemm utkusuydu bu Dev let dene- yımı olmadığı ya da az olduğu ıçın. yan- Iışlaryapsadahoşgörulüyordu tnatçıbır yapısı vardı Çahşıyordu, ama Türkıye'yı duze çı- karacagı konusundakı umutlar yavaş. ya- vaş sönmekteydı Yanlışlannın bır bölu- mü bağışlanabılırdı Ama son bır yanlı- şı vardı kı affedılmezdı Haber geç yayıldı Çok önemlıydı Ama gunümuz Turkıyesı'nde hergun ha- berler önemlıydı ya da kımı olaylar hep yınelendığı ıçın önemını yıtınyordu Toplum bır karmaşa ıçındeydı Işte bu karmaşada Başbakan Çiller'ın laıklık ko- nusunda tankat lıderlenyle özel goruş- meler yaptığı soylentılen çıktı Başba- kan. Terorle Mücadele Yasası'nda yapı- lacak değışıklık ıçın laıklık konusunda tankat lıderlennden goruş almış Olaytartışmavaaçıldı amakısasurdu Kımılen "Bunlar da toplumun sivil ör- gutleridir, Başbakan bunlarla da goruşe- biHr" mantığıyla olayın abartılmaması- nı savundu1 Eleştınler sığda kaldı ya da sığda bırakıldı' Sosyal demokratlar bıle fazla eleştıremedıler Sonunda "Adam sende! Neolurgöruşürse'"dıyenlerustun geldı Olay bırkaç gün ıçınde unutulu- verdı Oysa konu çok önemlıydı "ABD'nin Ortadoğu'ya uygun gordüğu etnikve dinı cemaat orgutlenmesıne adım mı aülryor" sorusunun sorulmasını ge- rektıren bır olaydı Aynca boyle bır açılım demokrasıye de aykınydı Çunkü demokrasının teme- lı, ozgur ve bağımsız ıstençtı Ve bu nı- telığı kazanmış bıreylenn, o> haklannı kullanırken her turlu etkıden uzak, ozgür ıstenç ıçmde olmalan gerekırdı Oy hak- kının kullanılması sırasında bıreyı bır başkasının yonlendırmesı, hele ışın ıçı- ne Tann adına yol gösteren bınnın gırme- sı, seçımın meşruluğuna gölge düşürür- du Dolayısıylademokratıkkatılımdasa- katlanırdı Laık bır ülkede kışıler eğer bır şeyhe bağlı ıseler ne ozel ve ne de kamusal ya- şamlannda özgur olamazlar, şeyhın ıs- tencıne tabı olmak zorunda kaîırlar Yu- kanda gösterdığımız ornek olay ve M Zahıt Kotku'nun onenlen açıkça göste- nyor kı tankat yoluna gırmış bır kışı, ta- nkat ulusununıstencıdışındaoy bıle kul- lanamaz Bu durumda da ozgur ıstencı, ozgür ve bağımsız aklı da yoktur Herşe- yını, bağlandığı tankat ulusunun elıne bı- rakmıştır Işte böyle bır toplumda de- mokrası yoktur, kurulamaz da Istencını şeyhıne bağlayan kışı artık bırey de de- ğıldır (31) Ozal kardeşlenn bağlandıklan ve polıtıkava gırerken ızın aldıklan Mehmet Zahıt Kotku nun Nefsın Terbıvesı adlı va- pttındakı hşılığı olduren oğudü, bır kez da- ha okuvalım Kotku dıvor kı ' Kışı kendı- nı kendı ırudesnle koruvamaz Bunun ıçın bır olgun zata başvurmalıdır Eğer sen de konınmak ısttvorsan Allah tn sevgılı kul- ları arasma gırme\e çalış Jitnelerden ve fttne verlennden uzak olmava bak. Bunun ıçın ev\ela kendıne senı ırşat edebılecek bır olgun alım kamıl hem de mukemmel bır zatara\eona tabı ol (Bu demektır kı, tankatlar dını kendı amaçlan doğrultu- sunda kullanmaktadıriar Laıkiığe karşı oluşu bır de bu açıdan duşunelım ) Yann: 12 Eylül'ün Kemalizm'e ihaneti Müdahaleci devlete karşı optimal devletDoç. Dr. COŞKUN CAN AKTAN Centerfor Studv ofPııHıc Choıce, Ge- orge Mason Unıversıty -3- Sınırsız ve aşın buyumuş bır devlet da- ha az ozgurluk demektır Daha az ekono- mık ozgürluk de daha az ekonomık refah sonucunu doğurur 1980 sonrasında lıbe- ralızasyon ve serbest pıyasa ekonomısı yonunde polıtıkalar uygulayan ulkelen dığerlen ıle bır karşılaştınn Kamu eko- nomısınden pıyasa ekonomısıne doğru transformasyon ve reform, netıce olarak yenı gelışen ve buyuyen ekonomılen or- taya çıkarmıştır Ekonomık ozgurluğun nıhaı sonucu ekonomık refahtır Kapalı sosyalıst ve müdahaleci dev let ekonomı- lenne sahıp olan ulkeler ıle açık ve ser- best pıv asa ekonomısı uygulayan ulkele- nn bır karşılaştırmasını yapmak gereklı- dır Nıçm dunyadabazı mılletlerzengın, dığerlen fakırdır9 Mılletlenn zengınlığı- nın ve fakırlığının temel nedenlen neler- dır9 Eğer konuya ıdeolojık bakılmaya- cayak olursa. yapılacak bılımsel analız- lerle bu soruya çok açık bır cevap bula- nabılecektır Dünya ulkelenne bakıldığında ekono- mık özgurluğe sahıp olan, daha açık bır ıfadeyle kamu ekonomısını daraltarak pJ- yasa ekonomısıne ışlerlık kazandıran ul- kelerde ekonomık refaha ulaşılabıldığı görulebılmektır Guney Kore. Sıngapur, Hong-Kong ve Tayvan orneklen serbest pıyasa ekonomısının mucızevı sonuçla- nru çok açık bır şekılde ortaya koymak- tadır I965yıhndakıkışıbaşınamıllıge- hn 2500 dolann altında olan bu Asya Kaplanlan nasıl oldu da 19901ı yıllann başında 10 000 dolann uzennde kışı ba- şına gehre sahıp olmayı başardılar9 Yok- sa Budıst çalışma ahlakı mı bu ulkelen başanyaulaştırdı1 1960-1985 yıllanara- sında bu Asya ülkelen her yıl yaklaşık yuzde 6 oranında bır buyüme hızını ger- çekleştırebıldıler Bunun tek bır açıkla- ması var Serbest teşebbus sistemL Güney Kore'yı komşusu komunıst Ku- zey Kore ıle bır karşılaştınn Ekonomık ozgurlüğün olmadığı Kuba ve Haıtı'yı yakın komşulan Jamaıka, Domınıkan Çumhunyetı ve Bahama Adalan ıle bır karşılaştınn Eskı sosyalıst ve aşın mu- dahalecı devletlere baktığımızda da bu ulkelenn cıddı sonınlar ıçınde yaşadığı- nı göruyonız Meksıka, Şılı gıbı ulkele- nn son yıllardakı başansından da ders almalıyız 1995 yıhnda ekonomık ozgurluk ıle ekonomık refah arasındakı ılışkıyı ınce- leyen bır çalışma oldukça açık ve net ba- zı sonuçlar ortaya koymaktır Bryan T. Johnson ve Thomas P. Sheeh) tarafından 101 ulkeyı kapsayan araştırmada gelıştı- nlen Ekonomık Ozgurluk Endeksı sıra- lamasında "Özgûr" olarak smıflandın- lan ulkelerde ekonomık refah duzeyı (kı- şı başma duşen mıllı gelır) "dzgür olma- yan"ulkelere oranla çok daha yuksektır (Bakınız Tablo) Bu araştırmacılar, dev- letın ekonomıdekı buyukluğunu tespıt et- meye ımkân sağlay acak başlıca 10 knte- n esas alarak her ülkedekı ekonomık öz- gurlük duzeyını puanlama suretıyle bır ındeks gelıştırmışlerdır Tablodan çok açık bır şekılde gorule- ceğı üzere devlet mudahalesının smırlı olduğu ve pıyasa ekonomısının kuralla- nnın geçerlı olduğu ulkelerde kışı başı- na mıllı gelır duzeyı dığer ulkelere oran- la çok daha yuksektır Tabloya Bırleşmış Mılletler tarafından hesaplanan Beşen Gelışme Endeksı sıralaması da tarafimız- ca eklenmıştır Bu endekse bakıldığında beşen gelışme yonunden en zayıf olan ul- kelenn ekonomık yönden ozgur olma- yan ulkeler olduğu gorulmektedır 160 ulke arasında yapılan mukayesede beşe- n gelışme endeks sıralamasında Japon- ya en başta bulunmaktadır Devletın bu- yukluğu ve ekonomık refah ılışkısı EÛI' E01* kjsıbasına BCl' Mralanas; ortalamasımıllı gelır S 1992sıralaması (Endeks ortaiaması 0-199) 1 HongKong 2 Sıngapur ' Bahrevn 4 kW> 5 Japonya 6 Tayvan 7 Ingıllere (Endeboıt 200-2 99) 8 Kanada 9 Almanva 10 Avusturya (Endeksott 3 00-3 99) 44 Guney Afhka 45 TüAıye 46 Venezuella (Endeks on 4 00-5 00) 94 Moldova 95 Haıtı 96 Sudan 97 Angola 98 Mozambık 99 Vıetnam lOOKûba 101 KuzeyKore 125 125 160 190 195 195 195 200 200 205 100 300 300 410 4 20 422 4 35 440 4 70 500 500 15160 15 730 7 800 23 240 28190 10000 17790 20 710 23 030 22380 2 670 1980 2 910 1380 380 184 950 60 230 1370 1000 24 43 38 6 1 10 2 12 15 85 •"3 50 64 13" 150 157 115 75 * EOÎ Ekonomık Ozgurluk Endeksı • BGI Beşen Gelışme Endeksı (Hu- man Development Index) Bırleşmış Mıl- letler tarafından her yıl hesaplanmakta- dır Ka\nak (l) B T Johnson and TP Sheehy The lndex oj Economıc Freedom Washınglon DC 1995 (2) »orldBank Wor!d Tables and W orld Development Reporl (3) i nıted Va» ons Human Development Report 1993 14) The K ortd Almanac and Book oj Facti 1995 Yazarlar, ekonomık ozgurluk endeksı- nı başlıca 10 faktoru esas alarak hesap- lamışlardır 1 Tıcaret polıtıkası, 2 Ver- gı polıtıkası, 3 Kamu harcamalan, 4 Pa- rapolıtıkası, 5 Yabancı sermaye, 6 Ban- kacılık polıtıkası, 7 Ucret ve fıyat kont- rollen, 8 Mulkıyet haklan, 9 Regulas- yon polıtıkası, 10 Kara borsa Hesapla- malarda her ulkede dev let mudahalesının genışlığı yukandakı knterlerçerçevesın- de tespıt edıimeye çalışılmış ve ulkeler ekonomık ozgurluk yonunden dort kate- gonde toplanmıştır 0-1 99 arasında bır endekse sahıp olan ulkeler "ozgür" (free), 2 00-2 99 arasmda bır endekse sa- hıp olan ulkeler "çoğunlukla özgfir" (mostly free), 3 00 ıle 3 99 arasında bır endekse sahıp olan ulkeler "çoğunlukla özgürolmayan"! mostly unfree) ve nıha- yet 4 00 ıla 5 00 arasında bır endekse sa- hıp olan ülkeler ıse "özgur olmayan" (repressed) olarak sınıflandınlmıştır Sayfa sınırlaması goz önunde tutularak bu konuda maalesef daha aynntılı açık- lamalar yapılamamıştır ŞE\ER: Ekonomık ıshkrarsızlık an- cak buyuk bır kamu sektoru tarafmdan onlenebılmektedır Çunku kamu sektoru büyudukçe, devletın ekonomıyı kontro- lu kolaylaşmaktadır (28 6 1995, s 3 ) AKTAN: Ekonomık ıstıkrarsızlığın te- mel kaynağı aşın devlet müdahalelen- dır Turkıye'de fıyat ıstıkrarsızlığının (enflasyonun) asıl sorumlusu devletın parapolıtıkası ıleekonomıye yaptığı key- fi mudahalelerdır ŞENER: Turkıye'de bılımsel çevreler, ışadamlan, polıtıkacılar, özelleştırmeyı haklı gösterebılmek amacıyla kamu sek- torunun gereğınden fazla büyuk olduğu konusunda bırturgöruş bırlığı sağJamış- lardır AKTA»: Özelleştırmenın gensınde yatan felsefe, scsyalızmm ve komunız- mın çokuşunden sonra çok daha ıyı an- laşılmıştır Gelışmış ulkeler, aşın müda- haleci sosyal devletın olumsuz sonuçla- nnı, ıçınde bulunduğumuz yüzyılda an- lamışlar ve ders almışlardır Dunyada sosyal refah devletı anlayışı cıddı olarak sorgulanmakta ve dev letın gorev v e fonk- sıyonlannın guç ve yetkılennın anaya- sal ve yasal kurallarla sınırlandınlması yonunde cıddı mucadeleler venlmekte- dır Bu açıdan, kullandığımız optimal devlet kavramı buyuk onem taşımaktadır Optimal Devletraporu, yenı yüzyılda ne- reye gıtmemız gerektığı konusunda bıze onemlı ıpuçlan venyor Hep bırlıkte dev- letı "sözleşme"(contract) ve "uzlaş- ma"(consensus) ılkelen doğnıltusunda yenıden mşa edelım dıyonız Böylesıne bır sosyal konsensuse dayalı dev letı ye- nıden yapılandırma reformunu gazetecı Sayın Meriç Koyatası koşesınde "TÜSİ- AD'ın litopyası"başlığı altında yazdı Vktor Hugo'nun dedığı gıbı "Bugunün ütopyası, varının gerçeğjdu-." Yıne bır başka duşunurun dedığı gıbı "Idealler yıldı/lar gibıdir; onlara ellerinle dokun- mavı başaramayabilirsin. Çollerde sular uzerinde se>aha t etmek gibi insanoğlu da ideallerinu hedefine ulaşmak için rehber olarak aur." Hıçbır devlet mukemmel olamaz Çunku insanoğlu mukemmel de- ğıldır Iyı bır devlet ıçın once bır vızyo- nunuzun ve bunu gerççekleştırecek mıs- yonunuzun olması gerekır Fılozof Seneca'nın dedığı gıbı "Eğer bir kaptan, 0deceği limanı bümiyorsa, hicbir ru/gâr doğru ruzgâr değüdir." TU- SİAD raporu yenı yuzyıl ıçın bır yenı devlet vızyonunu ortaya koymayı amaç- lıyor Daha ıyı bır devlet ıçın karşılıklı dıya- log ve uzlaşma yoluyla ve hoşgoruyle doğru ruzgân bulacağımızı umıt edıyo- rum Yeter kı cıddı kararlı ve samımı olalım Bırbınmızı eleştırelım, fakat bır- bınmızı anlamaya çalışalım Bır nokta- da buluşabıleceğımıze ve anlaşabılece- ğımıze ınanalım BİTTİ ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Aziz Nesin Rüzgârı... Azız Nesın koktendıncı (fundamentalıst) akımlara karşı, onerılerde bulundu Istanbul da, "Basın Muzesı"nde duzenledığı basın toplantısında, koktendıncılığe karşı bır "ulusal komı- te kurulmasını ıstedı Bu komıteye Turkıye'nın aynca- sız ve gerçek demokrasıye ınanmış tum sıvıl toplum orgutlen, tum demokratık orgutler, tum meslek oda- lan ıle benzerı kuruluşlann katılmalan duşunulmelıydı Ulusal komıte oluştuktan sonra, butun dunyanın hu- kumetler dışı sıvıl toplum orgutlenne mektuplar yazı- larak bu gırışım anlatılacaktı Azız Nesın "Bugüne dek değınılenmden edındıûım ızlenıme gore boyle bırkon- feransa buyuk bır ulusıararası ılgı vardır" dedı Azız Ne- sın daha sonra, şunlan soyledı "UNESCO mıllı komıtelerı, PEN kuluplen, yazartar bırtıklerı, yayıncılar bırlıklen gıbı kuruluşlar komıtenın doğal üyelerı olduklanndan ış bu konferansın finans kaynağının elde edılmesı kolay olacaktır Böyle bır konferansın Istanbul'da yapılmasının sa- yısızyararlan ortada veaçıktır Gerek Turkıye'nın coğ- rafı durumu gerekse henuz resmen koktendıncı (fun- damentalıst) bır rejıme gırmemış olsa bıle son 20-30 yıldan ben nasıl sınsıce ve hızla koktendıncılığe (fun- damentalızme) süruklendığı gorulmektedır Buyüzden konferans yerı olarak Istanbul duşunulmuştur Hukumetın boyle bırkonferansa ızın vermemesı dü- şunulemez, çunkü ızın vermeme halınde bu, yaklaş- makta olan fundamentalızmı kabul etmemek demek olur Umuyorum kı bu nedenle hukumet de boyle bır konferansı hem de ıstekle kabul edecektır Bununla bırlıkte hukumetın ızın vermemesı durumunda ulus- lararası komıtede konferansın alternatıf bır yerde ya- pılmasının belırtılmesı onerılecek Böyle bır konferansın, değışebılır de olsa olası ta- nhını şımdıden saptamamız gerekır Bu konferansı ıyı, dûzenlı ve hızlı bırçalışmayla 1996yılının güzünde ıs- nmıze ınanıyorum yle dıyordu tanbul'da duzenleyebıleceöımıze ı Azız Nesın, aydınlara seslenıyor, şo' - Dostlanm, arkadaşlanm, meslekiaşlarim, Turkı- ye'nın ılencı ve uygar aydınları, yurdumuzun gunü- muzde ıçıne düşurulduğu yobazlık, bağnazlık ve ası- n dınsel gencılık, bataklığını hâlâ görmemış olmak, bı- rakın aydınlann uzakgorurluluğünü körolmak demek- tır Hepımızı bırlıkte greve çağınyorum Sevgılenm, saygılanm ve sonsuz guvenımle Bu hafta, Foça'da, Çeşme de Azız Nesın ruzgân estı Foça Beledıye Başkanı Nihat Dinm'ın açıklama- sına gore "Beşkapılar da yapılan toplantıya 750 kışı katıldı 750 kışı de dışarıda konuşmalan ızledı Azız Ne- sın, Foça'da denıze gırdı 1 Gazetecılerden Tulay Cen- giz, Izmır'den Foça'ya gıderek onu yakından ızledı Azız Nesın, onumuzdekı gunlerde Almanya'ya gıde- rek koktendıncılıöe karşı çağrısını orada da aydınlara anlatacak Azız Nesın'ın Almanya gezısı uç-dort gun surecek Azız Nesın'le konuşuyorum, şoyle dıyor - Turkıye 'nın bugün artık geldıöı nokta, onemlı ben- ce Bunun savsaklanacak, yerı, halı, zamanı kalmadı Aydınlar, buna bır çare buımaya uğraşmalıdır Ben o kanıdayım Çunku, bazı gazetelerde yazarak, konuşa- rak bunun onune geçılemıyor Bu yalnız Turkıye'nın sonınu değıl, dunyanın başat sorunu Çünku, bazı sonınlar var kı onlar ulusal Örneğın Kurt sorunu Tur- kıye'nın çok onemlı bırsorunudur, ama enınde sonun- da ulusal bır sorundur Enflasyon sorunu Turkıye'nın kendı sorunudur Bunun gıbı Ama, köktendıncıhk (fundamentalızm) ve bağnazlık (fanatızm) sorunu yal- nız Turkıye'nın sorunu değıl, butun dunyanın sorunu- dur Taa Japonya'ya değın, ışte tankatlar ortaya çıkı- yor, kıyametler kopuyor, ınsanlar oldüruluyor Ame- nka 'da var bu, Isvıçre 'de daha yakınlarda 60 tane ye- nı dın mensubu ıntıharettıler toplu olarak Fılıstın'de var, Yahudılerde var, dunyanın heryennde varbu - Bu, koktendıncılığe karşı toplantıya kımlen çağın- yorsunuz kımler gelecek'? - A vrupa 'nın, Amerıka 'nın ve Asya 'nınönde gelen, bu konuda bılgısı olan aydınlannı, bılım adamlannı, sa- natçılannı, gazetecılennı çağıracağız Bu konuda yaz- mış, bu konuda bılgısı olanlan çağıracağız Ne yapıl- ması gerektığıne hep bırlıkte karar vermeye çalışaca- ğız "Şu yapılsın" dıye bır şey empoze etmek ıstemı- yoruz - Anladım - Tabıı buraya Salman Rüşdi'y;, Teslime NesrinV çağıtmak ıstıyoruz Olabılırse ben Necip Mahfuz'u ta- nınm, çok ıhtıyardır, o Kahıre'de de evınden haftada bır defa çıkıyor, o da yardımcılanyia, korumalanyla - Kaç yaşında? - Benden yaşlı 1 - Sız yaşlı mısınız kı, "Benden yaşlı" dıyorsunuz 9 (Kahkahalar) - Benden yaşlı bır adam, onu da eğergelırse çağı- racağız Bu gıbı ınsanlann hepsını, her yerden çağı- racağız Avrupalı, Asyalı, UzakAsya'danaydınlan, Ja- pon aydınlannı çağıracağız Konuşacağız, dınleyece- ğtz Bu, tam bır kesın çozum olmaz Boyle bır konfe- rans duzenleyınce ertesı gun köktendıncıhk kalkmaz Ama, dunya kamuoyunun butun dıkkatlennı bunun uzenne çekmış oluruz Bu, umarlardan bır tanesıdır - Anladım - Bunu tabıı, Istanbul'da yapmamızın nedenı, bızım ıçın tehhkenın çok onde gelmesındendır Ama, buna hukumet ızın vermezse, kı vermesı gerekır, çunku hü- kümetızın vermezse, fundamentalıst olduğunu kabul etmış olur Tun\ıye'nın fundamentalıst olduûunu -Tansu Çiller'te Erbakanbırbırlennegırdıler Çıller, Erbakan 'a, "Sız bıze dınsız dıyemezsınız, dersenız asıl dınsız sızsınız 1 " dedı - Olacaktır bunlar Dıncıler, kendı aralannda Islam- lığı beğenmeyeceklerdır Avrupa'dakı bır kısım Mus- lumanlar, devletın dın adamlanna, "Kemalıst" olduk- lan ıçın ve "Kemalıst" dendığı ıçın onları kabul etmı- yorlar Avrupa'da camıler aynlmıştır. Bırbırtennın ca- mılenne grtmezler' B U L L M A C A SEDAT YiŞAYAN SOLDVNS\GA. 1/ Dügunden son- ra, gelın vedama- dın akrabalarına yaptıklan zıyaret 2/ Bır meyve Cennet ağacı 3/ Soyunda şaır vok- ken ve hıçbır egı- tım almadan ken- dı kendıne şaır olan kımse Ko- nut 4/ Urenın kanda bınkmesı sonucu ortaya çı- kan hastalık 5/ "Ehl-ı derdın seyl-ı 1 ınkısann gör- muşüz" (Nabı) "Gokler- den emellergıbı olu> ar kar" (Cenap Şahabettın) 6/ Bır bağlaç Tanınan, bılınen varlıldan duyu organlan yo- luyla ayırt edememe duru- mu 7/GuneyAmenka'dabır ülke Benlyum elementının sımgesı 8/ Çamaşır leğenı Tıyatroda sahne 9/ Bır renk Anadolu'nunkımıyo- relennde ıçkılı. çalgılı ve kadınlı eğlentıye venlen ad YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Şemsıye Uzaklık ışaretı 2/ Sıkıntı verme, üzme Kuzulama donemıne gırmış ya da ye- nı doğurmuş koyun 3/AzizNesin'ınbırromanı Uğraş 4/ Buyruk Kadın seslennın en pesı 5/ Perde 61 Seyrek do- kunmuşbırturkumaş Bırgöstermesıfatı 7/Tüy,kıl Ha- va basınçlan eşıt olan yeryuzü noktalan 8/ Oyunda cezalı çocuk Ergenekon'dan çıkışlarında Gökturkler'e yol gos- teren dışı kurt 9/Batılı tacırlenn tıcaret ıçın geldıklen Os- ınanlı lımanlarında. gümrük dışında vermek ya da ödemek zorunda kaldıklan her şey ıçın kullandıklan deyım llkel bır sılah
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear