Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 1995 PAZAR
14 KULTUR
Ankara Sanat Tiyatrosu, Brecht'in 'Jan Dark Davası' adlı oyununu İstanbul'da sahneliyor
'Insanlar yakdmasın diye...'
Kültür Servisi- Ankara Sanat Tiyatro-
su. İstanbul seyırcısıne Tiyatro Festıvalı
dışı bir oyun sahnelıyor: "Jan Dark Da-
vası" AST. Bertolt Brecht'in yazdığı,
Rutkay Aziz'ın yönettığı oyunu, yann ve
salı günü 18.30 ve 21.15 'te Harbıye Muh-
sın Ertuğrul Sahnesı'nde sahneleyecek
Rutkay Aziz. "Khaplann. insanlann
ve düşüncelerin yakılmadığı bir dünya ve
Tûrkije öztemhk"' yıllar sonra yeniden
sahneye koymuş "Jan Dark Davası"nı
"Süvas'ta Madımak'ta yakılan Metin,
Asım için, oradaki insanlar. dostlanm
için, Giordano Bruno için, dünya dönü-
yor dediği için, neo-nazüerin kattedip > ak-
nklan Solingen'deki insanlar için, Kon-
go'da cadı olarak ilan edilip yaküan 50
kadın için, 'Jan Dark'."
"Yakılma' olayını yeniden gündeme
getıren Jan Dark'ın AST ve Rutkay Azız
açısındanönemlıbıryen var. 12Mart'ın
yoğun bıçımde yaşandığı günlerde "Jan
Dark Davası*<
nı sahnelemeye karar \e-
ren AST, daha sonra yasakla karşı karşı-
ya gelır. Rutkay Azız 1972 yılında yaşa-
dıklannı şöyle aktanyor:
"Zor günlerdi, hem Türkiye açtsından
hem de AST açısından. Arkadaslarla ay -
nı evde kalıyonız bir tanesi de sev gili Ya-
man. Arkadaşlara bana bakıyortar, >o-
ğun biçimde hizmet veriliyor. Bir taraftan
da ben Jan Dark Davası'nı çıkarmaya ça-
hşıyonım. Tarihsel bügilerden yola çıka-
rak. Brecht'in oyunundan ve "Tarla Ku-
şu'ndan bir koiaj yapmak durumunday-
dnn.
12 Mart döneminde yasaklandı
Ama o denli olağanüstü koşullar ya-
şıyoruz ki, bizim bir oyunu karar ve-
rip o) namamız için, emniyet görevlile-
rinin basın bümsundan ve gûvenlik-
ten ona> almak lazım. Orada görevli
bir polis memuru geliyor, oynamayı
düşündüğümüz oyunlar kendisine ve-
riliyor ve bekJiyonız tiyatronun fuaye-
sinde y a da odasında. Bakalım bu oy u-
na izin verilecek mi? Birçok oyun ve-
riliyor ve geri dönüyor.
Sonunda Jan Darc'a izin çıktı. Fakat
biraz tedirgin izin çıktı. 'Dramaturg Ze-
kı bey, bir gün tiyatro kurarsak ne yapa-
nz' diye takılryorduk, görevli polis me-
munına. Çünkü bütün oyunlann metin-
lerini okuyordu. Hatta' Rutkay kardeşım,
bu oyunu oyna tabıı ama çok masraflı bir
oyun' detnişti. Zeki bey işin o tarafina da
bakıyordu giderek. Muhsin Hoca'nın da
yaklaşımından da etkilenerek bir basın
toplantısı yapıp, halka açık provalara baş-
ladık. (Bu yıl Izmir'de başlattığımız gibi.
Gelecek sezon Ankara'da da >apacağız)
Fakat biraz halka fazla açmışız ga-
Iiba provaları, Zeki bey bir gün tekrar
geldi. Elinde bir yazı, Jan Dark'ın da-
ha çıkmadan yasaklandığını yazıyor.
Gerekçe sonradan öğreniliyor ki;
AST'ın bu oyunu seçmekteki amacı,
doğrudan doğruya Jan Dark'ı Deniz
Gezmiş ve arkadaşlarıvla özdeşleşti-
rerek ve oradaki İngiliz emperyalist
güçleriyle ABD emperyalizmini bir bi-
çimde özdeşleştirerek bir yerlere var-
mak istedikleri gibi birtakım yorum-
larla oyun durdu."
Bu kez kolaj çalışmayı doğru bulma-
yan Rutkay Azız. doğrudan doğruya
Brecht"ın Ânna Seghers'ın radyofonık
bir oyunundan yola çıkarak yazdığı öz-
gün metnını kullanmış. Oyun, çok kala-
balık bir kadroyu ıçenyor. Aziz Çahş-
lar'ın çevırdığı oyunun müzığinı Timur
Selçuk. dekorunu Osman Şengezer, kos-
tümlennı Sadık Kızılağaç hazırlamış. 35
kışilık kadronun ıçınde oyuncular arasm-
da Ebru Sonar, Mehmet Ulay, Savaş Yurt-
taş, Metin Coşkun, Erol Demiröz, Nuri
Gökaşan,Yaşar Akm v c ArifSoysalanyer
alıyor.
Mahkeme 'sesler'in peşindedir
Brecht. bu oyunda 1431 'de ışgal altın-
da bır lngılız kentıne dönüşen Fransa'nın
Rouen kentınde, bu ışgale karşı çıkıp ln-
gılızler ve ışbırlıkçılen ıle sa\aşan 19 ya-
şındakı bir genç kızın, Jan Dark'ın yar-
gılanışını anlatır.
Öyle bır yargılamadır ki bu, bır yanda
birtakım "sesler"duyduğunu söyleyen.
19 yaşında ve okur yazar bıle olmayan.
ama iki savaş kazanmış ve tngılizlenn
başlanna büyük dertler açmış bır genç
kız ve öte yanda ona karşı Fransa'nın en
önemlı ılahıyatçılan ve hukukçulanndan
oluşan 165 kışilık bır mahkeme heyetı.
Bır ıddıaname bile okunmaksızın baş-
layan bu yargılamaaa jan uarK \ alnız ba-
şına bır savaşım venr Işgalcılenn \e ış-
bırlikçılennm yüreklenne korku salan bu
saf köylü kızı, ıçtenlıklı, açık yürekh ve
sözünü esırgemez tavn ıle karşısmdaki
ılahıyatçı ve hukukçu ordusuna her tıirlü
kozu venr Ama yıne de Jan Dark, kuru-
lan tüm tuzaklara karşı kendını şaşmadan
savunacaktır.
Öyle bır oyundur ki oynanan, Jan
Dark'ın sorgulaması hastalandıktan son-
ra da hapısane duvarlan arasında sürdü-
rülmüştür Onun hastalıktan, kan kaybın-
dan vb ölmemcsi ıçın çok dtkkat etmek-
tedırler; çünkü o zaman baştan karar ver-
dıklen gıbı Jan Dark'ın yakılarak öldü-
rülmesi gerçekleşemeyecektır.
Jan Dark Davası "nda Brecht, onun ya-
şam öyküsünü değıl, yalnızca yargılan-
masını anlatırken, duyduğu seslere çok
önem venr. "Sesler", Brecht'in yoru-
muyla ılahı, gızemlı vb. olmaktan çıkar
ve hıç de ıdealıze edılmeyen halk ıle Jan
Dark arasındakı ılışkı bırlığının amacı
haline getirilip yargılanma boyunca sü-
rer.
Egemenler, ışgalcıler ve ışbırlıkçılen,
tüm zamanlarda kabuslan olan halkın
başkaldın seslennin peşınde olmuşlar-
dır; o sesleri daha baştan susturmak ve
yok etmek ıçın. Işte Jan Dark'ı yakmaka-
rannı çoktan vermış olan mahkeme de bu
"seslerr>
ın peşindedir
Bu oyunda "sesler" halkın ne denlı Jan
Dark'ın arkasında olup olmadığıru, ışga-
le karşı eylemin başlayıp başlamadığını
bıze anlatmaktadır.
Kültür Bakanlığı'nın katkılanyla ger-
çekleşen "Jan Dark DavasTnm istanbul
tumesı Şehır Tiyatrolan'nın dayanışma-
sı ve Horhor Yayıncılık'ın desteğıyle ger-
çekleşıyor.
Sonımluluğa davet
Rutkay Azız. hıç bır zaman 'kendisi
için tiyatro yapma hakkını' bulmadığını
vurgulayarak, seçtıği her oyunun hesabı
olmakla yükümlü olduğunu belırtiyor ve
hem sanatçılan hem de ızleyicıleri 'so-
nımluluğa'' davet edıyor:
"Bu kadarsonımsuzbir ülkede sonım-
suz sanatçılann oldugu bir ülke, trajiktir.
Onun için seçtiğim her oyunun bir hesa-
bı olmakla yükümlüdür. Onun için de Sa-
kıncalı Pıyade, Ay Carmela, Bir Halk
Düşmanı, Jan Darİc_
Sartre'ın da söytediği gibi günümüz,ça-
ğımız sanatçılann sorumluluk çağıdır.
Türidye'de de bunun perdesinin arük
açılma zamanı geldi de geçiyor. Kendiniz
için resim, sinema, müzik, edebiyat yap
ma hakkını kendimde pek göremiyorum.
Okuyucuyu, izleyiciyi de sorumlu-
luğa davet ediyorum onlar da seçsin-
ler. Her zaman için hep konuşan Tür-
kiye'den yana oiduk ama düşünmeden
konuşan bir ülkeyi talep etmeyi pek
anlamayamıyoru m."
Üretken bir sezon geçiren AST, Gallup
araştırmasına göre nüfusun yüzde sek-
sen altısının tiyatroya gıtmediği ülkemız-
de, 'kültürsüzJeşme politikası' içindeki
seyircıye, on yılını tamamlamış ve tut-
muş oyunlannı yeniden sahneleyecek;
genç kuşaklar ıçın AST yaz aylannda
yeni epizodlanyla "Bir Ceza Avukatmnt
Anılan"nı. yeni sezonda da "Kfiçük
Adam Ne Oldu Sana"yı sahnelemeyı
planlıyor Hem düşündürmek, hem de so-
rumluluğu paylaşabilmek için
Mçin yaşamla yüzleşiyoruz?Attis Tiyatrosu, Thedoros Terzopoulos'unyönettiğiAiskhylos'un 'Zincire Vurulmuş Prometheus 'un dünyaprömiyerinigerçekleştiriyor
EBRU GOKTEKE
Attis Tiyatro Topluluğu. yıne bır antik
Yunan tragedyasıyla Türk ızleyıcıiennm
karşısına çıkıyor bu akşam 7 Uluslarara-
sı İstanbul Tiyatro Festıvalı kapsamında
Aiskhylos'un -Zincire Vurulmuş Promet-
heus" adh oyununun dünya prömıyennı
gerçekleştirecek olan topluluk, daha önce-
kı yıllarda, turipides'ın "Bakkhalar"ını
ve Heüıer MüDer'ın Medeamaterial - Qu-
artefını sunmuştu.
"Zincire Vunılmuş Prometheus". MÖ
5. yüzyılda altın devnnı yaşayan antık Yu-
nan tragedyasının en önemlı yapıtlarından
bin. Yunanlı şaır Aiskhylos, ılk ve son
oyunlan kayıp olan Prometheus üçleme-
sinde, bır başkaldınnın öyküsünü anlah-
yor. Istanbul'a üçüncü kez gelen ve festı-
vali çok beğendiğıni belırten Attis Tiyat-
rosu yönetrnenı Thedoros Terzopoulos'la
konuşuyoruz-
- Antik Yunan tiyatrosunda, sanat gün-
hlk yaşamın bir parçasıydı. Tannlar. inanç-
lar. politikacılar. kıyasıva elestirilebiliyor-
du. Bu hoşgörü ortamıyla bugünkü uygar-
hk düzey i arasında bir karşılaşnrma yapa-
biür misiniz?
Antık Yunan uygarlığı, ınsanlığın ulaş-
Y
aşamımız artık bir videoklip
gibi... Tiyatro da öyle... Herhangi
bir şeye yoğunlaşamıyoruz. Belli
sahneler yaşanıyor yalnızca.
"Zincire Vurulmuş Prometheus "un benim
için çok iyi bir malzeme olduğunu
düşünüyorum. Onun bedeninin oyun
süresince hareketsiz olması bana çok ilginç
geldi. Bütün enerjisinin ve hızının
bedeninde saklı kaldığına inanıyorum. Bu
kadar durağan bir oyunu sahnelemek,
yaşadığım en zor deneyimdi.
mış oldugu en yüksek noktaydı Atına. o
dönemde, demokrasıyle yönetılmeye baş-
lamıştı. Antik Yunan toplumunun, uygar-
hğının ve kükürünün temel ilkesı, doğay-
la kent yaşamı arasında kurulan bütünlük-
tü lnsanoğlu günümüzde de aynı düşlere,
sorunlara sahıp. ama bız. artık iletışım kur-
mayı unurtuk ve ulaşılan bu zırveyı yıtır-
dık
- Antik Yunan tiyatrosu, açıkhava tiyat-
rolannda, persona adı verüen masklar ve
kothurnus adı verüen yüksek topuklu çiz-
meler kullanılarak gerçekleştiriliyordu.
Oyunlannızı sahneterken bu tarz eşyalar
kıillanıvor musunuz?
Genellikle tanhsel mekânlan tercıh edi-
yorum Zaman zaman kothurnus kullandı-
ğım da oluyor. Antık Yunan"da. oyuncu.
Dıonysos'un bakışlannı üstünde duyum-
sardı. O yüzden de göz sevıyesı, ızleyıcı-
den yukanda olmalı Kothurnus. oyuncu-
yu olduğundan daha buyük göstenyor, da-
ha dinsel ve tannsal kılıyor. Mask da oyun-
cunun sesının daha farkh çıkmasına, tra-
gedyada özel bır anın yakalanmasına yan-
yor.
- "Zincire Vurulmuş Prometheus" iki
oyunu yirjk olan bir üçlemenin ikinci oyu-
nu. Oyunu sahneye kuyarken bu sorunu na-
sılçözdünüz?
İ1995
11996
ARI
A SERGİ
SOYLES
TÜKETİCİ HAKLARI İÇİN
KALEM BAŞINA
Çarşı Mağazaları, kuruluşundan beri uzerinde
önemle durduğu tüketici sorunları ve hakları,
"Koşulsuz Muşteri Mutluluğu" gibi kavramların
toplumda yaygınlaşması, zihinlerde kabul
gormesi sureçlerini hızlandırmak amacıyla
"Turkiye'de ve Dunya'da Tuketıci Sorunları"
konulu bir Karikatür Bienali duzenledi.
Temel tüketici sorunlannı ele alan niteltkli ve
yaratıcı eserlerin ödullendirileceği bır yanşma,
sergîler, soyleşiler ve sergilenmeye değer
bulunmuş karikaturleri içeren biryayının da
yer alacağı etkinliklerle toplumun paylaştrmna
sunulacak bu bienale katkıda bulunmaya
sizi de çağınyoruz.
Bienalın onemii bir bolumünu oiuşturan
Karikatür Yanşması'nda ustaların bırikimlenni,
yeni yeteneklerin pırıltılarını uikemiz insanlanyla
paylaşmayı ozlemle beklıyoruz.
ÇARŞI MAĞAZALARI 1. KARİKATÜR YARIŞMASI
KATILIM KOŞULLARI
Ç»ı> Ma^azalan tufcetıcı haklar Kojulsu; Muîten ^utJufuğu gıfc» de^ertenn
sâğfamak amac-vla 1995-1996 yitl*TfH iupsayacak bır "Kankatur B«nait* duzeolemeictedir İki
ser'ede b« yapdacak bıenal (ef^eveande kanlutur yanjması panel ve s*fgı!enfi yam «ra
dereceye gır«<ı eserienn den>nec«9ı btr de kıtap yaytnlarıacakiıt Aynca usta («erlefden kûrnMa
(gılı «*r ıstenecek ve "Ustalar Kojesı'nde sergı^neceklır
Temel tıAetıcı proW«miefifiı anlaun «r.gın ve nıtetıfcd eserler ekie etmei U2ere tasarlarvan
« Ça»> Mağazatan larafından du/entene^ yanjma tom çızerlerç açıktır
b Tuketıolerm karşıUşuklar probtemlen ve ofası Ç0Ajm**n «rdH«nr>ek amaayJa duzpnlenen
yanîmanın konusu 'Turtuye âe ve Dunya da TıAetKi Sorunlan'dır
c Varrşnaya gondenlecek kantaluiefrJe çuom [Hcnnjı serb«lt r
d HaiıhTicılar en fazüa uçe<
e GorKJenlecek kankaturter en iz 21 x30 cm er la^ta 35x50 c»n boyutlannda ve
olacaktır
f Yaprtlar postacta kmtmavacak şefcdde zarflarna»ı veya ruio yaptln-alKlir
g Gondenlecetc her yaDrt le bırfikte vanşmacınm adı sovadı ozgeçmışı fotoJJrafı adresı
telefon numafaiJ ve Kankatifrurt başlfğıntn yw atdığı btr tanttıa vinnırı da bulunması
h TurVıye de /e Dunva da Tuketıc Sonjnlan* konulu kanfcatur yanşmastna gondenlen
kankaturienn kuKanm ve yaym hakkı Çaı> Mağazaları nm ^lettcsı konumunda olan Karat
VaŞazacJık A. ^ ne a»ttıt
t Kankaturtec en geç 1 Evd 1995 Cuma gunu rrtes* saatı btttmme kadar posia ıie
adrese uUşmış oimalıdır Etde^ yap«lacak Daş-Ajrular kabul edîlrTNeyecetetır
A&B "anıtım PIC
T
6 Tejvıbye 8021 2 istanbul
| Postada olacak gecıkmeıeTden >e kaybotrralardan Çarşı Maüazalan sorumlu lutulamaz
k Vanjmaya gondenlecek kankaturtenn va>imlanmış ya da yavmlanmamfş oimatan lcoşutu
aranr-ıavatafc'ır Ancak claha o^ce b<r yansmada oduJ kazanmamiî oimatan gerekmektedîr
I Vanjmada serg.leome)« ve vayınlanrrıava laytk gonjlert eseiefn sahtolerme konu bif mektup
ıle duyırulacak sonuç ar ne br odul torentvle basına ve var >mac: tara aç baiacakti'
vavrrnanmaı'a de^er butunan eserter scouçiar be)ıriend*kten
Çarşj Ma^azatar nda sergtlenecekE.r
GARSI
m Yanîmada sergılenmeye «
scnra çeî*t
!
i sergı mekânlan *
n junnm serg«)efimeve ve yaymUnmaya değe* gordug'ü kar*atuHer b«r kılapla toplanacafc.br
Bo eserter serg4enme vç baski ıjl^nılerı lamamlindıkıan sonrs b'r kıup le btrltkte sahıptenne
ıade edılecektır SergtlerTneyecek eser^r tse de^eHefidırme ertesmoe sahıpienne
O Yanşma (unsınde
Avje Akman
Mef at Tamef
Tan Oal
Alı UKr
Fefuh Doğan
Beht Ak
Seltm l5
ık
yer almaktadır
Tuketıcrvı Konjma Derneğt Bjk
Gazetecı - Koje Ya«n
Kankatumt
Kankalurst
Kankatunst
Kankatunst
Çarji Mağa/a!an Genel Muduru
bajar odutu ve uç jun welp Değerlendırme sonuMdafcazananlarb»r bırtncıiık odu*u
odulun« lay»k goruieceklır
r B'rmcJA odukj kazanan ;uer 50 rmlvon TL. ba*an odutu ka^anantar 10 n mılyon TL ve jun
atH odulu ka^ananla^ 5 ef mıHon TL para armağânma saHıp ^acaklardır
A G A Z A L A R
ISTUIBUl Ca[
-J
ıle ıltyÇ' otanlar ve ıur> uyeterı katılamayacaktu
"ZincireVurulmuş Prometheus"u sankı
bır alıntıymış gıbı ele aldık. Yunan traged-
yasında söylenceler çok büyûk önem taşır,
ama bu oyun. öyle denn bir gûzellığe sa-
hıp kı söylencelere gerek yok. Oyun. v aro-
luşçu değıl de ontolojık bır sorunla uğra-
şıyor Nıçın burdayız? Nıçin yaşamla ve
dünyayla yüzleşiyoruz
9
Nereden gelıpne-
reye gidıyoruz? Bu, kıyamet gıbı bır şey.
- BirazPrometheus'tan sözeder misiniz?
Prometheus, arkaık yaşayış bıçımıyle
yeni düzen arasında bır denge sağlamaya
çalışıyor. Onun sorunu, yeni toplum dûze-
nınde tannlarla uzlaşamamasından ve ış-
bırhğme yanaşmamasından kaynaklanıyor.
- "Zincire Vurulmuş Prometheus" çok
gflncei bir konuyu, başkaldınyı ele alıyor.
Oyunla, sözgeümi Yunanistan'daki cunta
rejimi ya da dünya üzerindeki faşist yöne-
tûnler arasında herhangi bir ilişki kurdu-
nuzmu?
Oyunu günümüze uyarlamadım.
Aiskhylos'un yazdığı oyunu hak ettığı gı-
bı sahneleyebılmek çok zor Tragedyanın
kendıne özgü, çok ılgınç bır geometrisi ve
ntmı var Oyunu uyarlarken o ntmı ve sü-
reklılığı yıtınyor, oyunun çızgısinden sapı-
yorsunuz.
- Prometneus'un yerinde stz olsaydımz,
ateşi insanoğluna verir miydi-
niz? Sizce. çektiği bütün acıla-
radeğdimi?
Prometheus enerjısının ta-
mamını, her şeyi büyük bır cö-
mertlıkle, insanlann hızmetıne
sundu. Bugün biz, sahıp oldu-
ğumuz ateşın küçük bır bölü-
münü venyoruz çevremızdekı-
lere ve böylece iletışım kurabı-
lıyoruz. Bu çok önemlı. Bılgi
alışvenşı ve dıyalog, ılerleme-
nin temelmı oluşturuyor
- tnsanhğm tek umudunun,
iletişim kurmak olduğunu. ger-
çekÜkyerine bu iletişimi göster-
meye çalıştığınızı söyiüyorsu-
nuz_.
Bütün insanlar, hepımız, ay-
nı kökene, kültüre, düşlere sa-
hıbız; aramızdakı ıletışımi güç-
lendmnemız gerekıyor. Ben de
sahneledığım oyunlarla, izleyi-
cıye. sahıp olduğum bütün
enerjıyı vermek ıstıyorum. Bu-
nu başardığım, o ıletışımi kur-
duğumu duyumsadığım za-
man, gerçekten niteliklı bır ış
yaptığunı anhyorum
- Oyunlannızın sonunda,
herhangi bir çözüm ounadığun,
söytuyorsunuz. Tannlarla insan
arasındaki savaş, çözümsüz ka-
hyor™
Antik çağda, tannlar çok
önemlıydı. tnsanlarla yaptıkla-
n savaşı hep tannlar kazandı.
Tragedya, insanlar savaşı kay-
bettiklen an başladı. Şımdı,
başka tannlar var. Bu da ıkı dö-
nem arasındakı farkı oluşturu-
yor.
-Sizcegünümüzdetanrüann
yerini kim aldı?
Politikacılar tabıı kı, başrol-
de de Clinton var. Hepımız bu-
nu bılıyor ve oyun oynuyoruz.
KOŞEBENT
ENtS BATUR
Ölçülepini Kaybeden
Türkiye
Aforizmalar yazmak, gerçek bir özdeyiş üretmek
her babayiğidin harcı değildir. Sıfat, edat, fiil kullanı-
mında son derece tutumlu, sözdiziminde yüksek vol-
tajlı olmayı kısacası krıstal ışçılığını gerektirır. Benim
gözdem, çağımızda, Kart Kraus'tır; gözdem olan
aforizması, sıksık kullandığım birsözü: "Başlangıç-
ta edebıyata eğilimi vardı; nitekim, sonradan kendi-
sini ticarete verdi."
Türkiye'nin nicedır içinde bulunduğu genel duru-
mu bir, tek bır cümleyle özetlemenız istense, sanı-
rım büyük güçlük çekersiniz. Her toplumun içinden
her dönemde usta bır aforizmacı çıkmıyor ne yazık
kı. Bereket, böylesı cumlelere, zaman zaman şair-
lerde (Can Yücel, Ece Ayhan), yazariarda (Oğuz
Atay), sanatçılarda rastlıyoruz.
Kendı payıma, ille de çarpıcılık beklemiyorum o
cümlelerden, afonzmalarda olduğu gibi: Kuşatıcı,
toplayıcı bir yanlan olması yetiyor bana. Son, tele-
vizyondaki bir açık oturumda, Mehmet Güteryüz'ün
ağzından duydum oylesi bir cümle: "Türkiye, ölçü-
lerinı yitırmış bır ülke oldu" dedi bu ressamımız. Ek-
randa, eliyle yaptığı hareketi de hesaba katarak, iz-
niyle, bu cümleyı biraz degıştırecegım: "Türkiye, öl-
çü birimlerini yitirmiş bır ülke oldu" da diyebiliriz, ya-
nılmıyorsam.
"Ölçü bırimı'nden söz ederken, ılkokulda öğren-
diğimız "de^er'lere uzanmak yetertı aslında: Metre,
kjlogram, derece, dakika gibi kesin ölçüler de olabi-
lir bunlar; tutam, avuç, karış gibi yaklaşık ölçüler de,
bana kalırsa. Hatta, bambaşka ölçüler de: Abdülba-
ki Gölpınarlı, Tasavvuf Tenmlen Sözüğü'nde "tera-
zı tutmazlar'dan söz etmışti ömeğın: Taneyle satma-
yı, kilo ile tartıp satmaya göre daha adil bulan bir es-
naf inancı - burada da büyük bir ahlak anlayışı yat-
mıyor mu?
Kaldı kı ölçmek fiili, ölçü kavramı, bilimsel yanı ka-
dar etik yanıyla da karşımıza dikilir: Tartım, Adalet'in
alfabesıdır. Doğruluğun, eşitliğin, hakbilirliğin anaya-
sası.
öyleyse, ölçü birimlerini bırbırine kanştıran, unu-
tan, önemsemez olan bir toplumda bütün değerler
karşısında şaşkınlık yaşamak, pusulasız kalmak, üs-
tüste ve yanyana yanlışlar üretmek kaçınılmazlaş-
mıştır, demek abartılı olmayacaktır.
İnsan Haklan, demokratik düzen, düşünce özgür-
lüğu bağlamında bize eleştiriler getiren Avrupa'ya, Is-
viçre maçından sonra "Avrupa'ya ne otduğumuz.'.
gösterdık" diye seslendiğimizde hangi ölçü birimle-
rini kullanıyoruz?
Geçenlerde, Cumhuriyet'te Perihan Altandağ Sö-
zeri'yle ilgili bir röportaj yayımlandı. Bu hanımefen-
dinin duruşunu gördükten sonra, "çişim geidi" diyen
bir şarkıcıyla onu aynı ölçü birimiyle tartıp, her ikisin-
den de aynı tanımla nasıl söz edebildiğımizi düşü-
nüyor muyuz?
Parlamentotartışmalannı ızlerken. 1970'lerdedin-
lediğimız bır Çağlayangil ya da Necdet Uğur ıle bu-
gün dinlediğımiz bır Esat Kıratlıoğlu ya da Melih
Gökçek i hangı ortak değer, ölçü ve tanımlarda bu-
luşturabiliyoruz?
Derdim geçmişin değerlerini yüceltmek değiJ bu-
rada. lnsanoğlu, geçmışinden kimi değerleri deviralır,
kimilennı dönüştürür, kimilerinı de hepten terk etme
gereksinmesi duyar: Gününün, geleceğinin değer-
lerini oluştururken başka türiü davranamaz şüphe-
siz. Ne ki, bütün bunlar için ölçüleri, ölçü birimleri,
doğru ölçü birimleri oimalıdır elinde. 120 santimet-
reden oluşan metre, sekiz yüz gramdan oluşan ki-
loyla kimse doğru ölçüm yapamaz.
Türk toplumu, liberal ekonomi değerlerini paraya,
ne pahasına olursa olsun kazanmaya, kazanmak
için ne pahasına olursa olsun ezıp geçmeye ayarla-
dığı ıçın değer ve ölçülerini yıtirmedi mı en çok? Kim,
nasıl tersini savunabilir bunun? Türk toplumu, libe-
ral siyaset sayılması istenen bır sözümona düşün-
me ve eyleme zeminınde ıpın ucunu kaçırmaya yö-
nelmedi mi? Ekrandan, gazete sayfasından, kürsü-
lerden, ağız dolusu sövgü ve hakaret yağdımak mı
özgürlük kapsamına gıriyordu? Gösteri yapan in-
sanlan dövmek, kurşunlamak mı? Bir bir yazariann,
araştırmacıların, farkh düşünenlerin cenazelerinin
kaldırılması mı?
Dileyenin geceyarısı mahalle arasında uzun uzun
korna çalabildiği, taksi şoförierinin canlı diskotek gi-
bi her saatta sokaklarda cirit atabildiği, kimsenin ara-
ba kullanırken sinyal vermediği, yayalann arabalann
üzerine yürüdüğü, şoförierin birbirlerine yol verme-
yi aklından geçırmediği, yol şeritlerinin ve trafik lam-
balannın, uyarı tabelalarının ve park etme kurallan-
nın sonsuz özgürlükte çiğnenebıldığı, trafik polisle-
rinin genel olarak çözüm yenne sorun ürettiğı bir ül-
kede soyut "trafik canavan" imgesini hangi cüretle
kullanıyoruz acaba: Başka biri mi o, öteki mi, bizden
başkası mı?
Yeniden ölçü birimlerimize, ölçü ve değerlerimize
kavuşmak şansımız kaldı mı?
Ressam Mesrure Tunçman öMü
• Kültür Servisi - Sanayı-ı Nefıse ressamlanndan,
Nazmi Zıya'nın öğrencisi Mesrure Tunçman 31
mayısta yaşamını yitirdi. 91 yaşında Bakırköy'deki
evinde ölen sanatçı bir dönem ıbrahim Çallı
atölyesinde çalışmalannı sürdürmüştü. Hocası Ibrahim
Çallı'nın etkısinde kalarak empresyonist resımler
yapan Tunçman, portre çalışmalan ıle de tanınıyordu.
Asaf Koçak Kamkatür Yamşması
• Kültür Servisi - Karikatür dergısı, Sıvas'ta
kaybettiğimiz karikatürcü Asaf Koçak'ın anısına bir
karikatür yanşması düzenledı. Konusu 'serbest' olan
yanşmanın jürisi; Turhan Selçuk, Ali Ulvi Ersoy,
Ferruh Doğan, Tonguç Yaşar, Mengü Ertel, Erdoğan
Başol ve Metin Peker'den oluşuyor. 1 büyük ödül ve 5
başan ödülünün verileceği yanşmanın son katılma
tarihi 17 haziran olarak belirlendi. Amatör ve
profesyonel karikatürcüler siyah- beyaz çizım
tekniğıyle yapacaklan en fazla 4 karikatürie, Karikatür
Dergisi, Konur sok. 31/10 Kızılay - Ankara adresine
başvurabılirler. (417 37 28)
Saim Akçıl Oda Orkestrası'ndaıı
Vivaldi Konseri
• Kültür Servisi - Saim Akçıl Oda Orkestrası yann ,
akşam 20 00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde bir konset
verecek. Konser, okullannı onanp bir kültür ve kongre,
merkezı yapmayı amaçlayan Kandillı Kız Lısesi
mezunlannm kurduğu vakfa destek vermek amacıyla
düzeleruyor. Konserde Vivaldi'nin "Mevsimler", "2 ,
Keman tçin Konçerto", "Obua ve Fagot için
Konçerto", "3 Keman Içın Konçerto" ve "Viyolonsel
İçin Konçerto", Dedeefendı ve Akçıl'ın "Gülnihal",
Kreisler, Rahmaninof ve Akçıl'ın "Liebesleid" ve
Anderson'un "Plink, Plank, Plunk" adlı yapıtlan
seslendirilecek