23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1995 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Sağlık ve demokrasi 4- : • * • ' * * • Gûnümüzde her türlü olanak varken bile sağlıksız ve engelli ya da istenmeyen çocuklann üretildiğine tanık olmak ve buna çö- züm 'aramamak', son derece olumsuz bir tutumdur. Prof. Dr. TÜRKÂN SAYLAN Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı B u iki sözcüğün bırbirlerrv - çok doğal sayılmalıdır. Buna karşın, pek le ne denli ilişkıli olduğu- üzerinde durulmayan bu konudaki göz- nu ve birinde eksiklıkîer lemlerin, düşünce ve çözüm üretmeye varsa ötekinin de çıkmaz- yönlendirilmesinin, demokrasinin te- lara gireceğini düşündüğü- mellenmesinde büyük önem taşıdığı ka- müzü pek sanmıyorum. nısındayım. Buyazıda demokrasi vein- ı le ne denli ilişkıli olduğu- nu ve birinde eksiklıkîer .varsa ötekinin de çıkmaz- Jlara gireceğini düşündüğü- müzü pek sanmıyorum. Oysa en eşitlikçi ve hak tanır bır yöne- tim ya da yaşam biçimı olarak algılaya- bileceğimiz "demokrasi"lerde, "de- mokratik yönetimler"de ya da kendini "ödünsüz demokrat" sayanlann kafa- sında, düşünce sisteminde ya da gerçek yaşamlannda, bunun böyle olmadığı uygulamada kendini göstermektedır. Kabaca 'demokrasi'nin algılanışının, bıreyce "Bana her türlü hak ve olana- ğın devlet ve toplumca tanınması"*. po- litikacı ya da yönetıcı tarafındansa. "madem ki halk beni demokratik volla secri ya da bu demokratik düzende ba- na bu yetki ve haklar verildi, o halde ar- Ok uygun gördüğüm, kafama yatan her şeyi yapabilirim, bu benim demokratik hakknndır" biçiminde olduğunu her gün, her saat gözlüyor, bunun yıllardır değişmedığini, özellikle "demokrasi*' diye diye yönetsel erki ele geçirenlerce bu kavramın nasıl kötüye kullanıldığı- nı şaşkınlıkla izliyoruz. Bu karmaşanm içinde 'sağlık' konu- sunun kıyıda köşede kalması belki de san haklanna aykın birçok tutum ve uy- gulamadan yalnızca "sağkklı doğma" konusu ışlenecektir. Haklardan söz ettiğimiz bir dünyada hiç kımsenin 'doğma ya da doğmama hakla'nın olmadığı açıktır. Bizi oluştu- ranlann gûnümüzde bile pek denn dü- şünmeden bu işe giriştıği ve pek çoğu- muzun rastlantısal bir şekilde dünyaya gözlerini açıverdiği yadsınamaz bir ger- çektir. "Doğma'",''yaratılma"karannı vere- meyen ınsanın, en azından "sağhklı doğ- ma" ve "sağhkh vaşama" hakkının ol- ması gerektığinı. hele konu ve yönetim bıçimi "demokrasi" ise bunun 'olmaz- sa olmaz koşuT olduğunu 'kabullenme- mek' olanaksızdır. Gûnümüzde her türlü olanak varken bile sağlıksız ve engelli ya da istenme- yen çocuklann üretildiğine tanık olmak ve buna çözüm 'aramamak1 , son dere- ce olumsuz bır tutumdur. Çocuk sahibi olmanın, insan haklan üzerine temel- lendığı varsayılan "demokratik" bir toplumda yaşayan bireye. anahk baba- lık haklan yanında, bazı sorumluluklar da getırmesi gerekmektedir. Kendisin- de ya da ailesınde. kalıtsal yolla geçen bedensel ya da ruhsal hastalıklan bulu- nanlann gelişigüzel çocuk yaparak, top- luma yeni bir hastayı kazandırmalan en azından, "hasta olarak dünyaya getiri- len çocuk açKindan" haksızlık ve yan- lışlık oluşturmaktadır. Risk bulunduğu halde önlem alınma- ması ve yenı doğanm, bır yaşam boyu acılarla. dışlanarak, acımasız insanlann meraklı bakışlanna hedef olarak, bir yerlere kapatılarak, bağlanarak ve en- gellerinden dolayı daha binbir başka zorluklarla sürecek bir 'yaşama yazgıh' kılınması, en azından o bireye karşı bir haksızlık, açıkçası bir suç değil midir? Öyle algılanması gerekmez mi? Bugünkü olanaklanmızla bile, do- ğumlardaki özürlü doğma ve olma ola- sılıklan büyük oranda bilinip önlene- bilmektedir. Durum böyle olduğu hal- de ana-babalann gereken önlemleri al- mamalan ve çocuk yapmakta ısrar ede- rek sorumsuz davranmalan sonucu özürlü doğan çocuğun, kendisini bu du- ruma sokanlan sorgulafhası en doğal ve demokratik bir hak olmalı, çocuk ya da genç; "Benim bu duruma gelebileceğim olasüığını bile bile beni neden doğurdu- nuz?" diye hesap sorabilmelidır. Birkaç somut örnek vermek gerekir- se; yeryüzünde doğumsal ve anneden kız çocuğuna geçen kalça çıkığı sakat- lığı asla var olmamalıdır. Anne adayı ya da adayın hekimi bu konuda gerekli bil- giye sahip olursa, çocuk doğduğunda bacak arasına konacak iri bir bezle sa- kat olması kesinlikle önlenebilir. Eğer kalça çıkığı taşıyan aıleler bilinçlendi- rilir ve doğan kız çocuğu, kalça çıkığı açısından incelenip önlemi alınırsa, top- lumdan "topal" sözcüğü büyük oranda yok olabilecektir. O halde birçok ame- liyat geçirmesine karşın, hâlâ yalpala- yarak yürüyüp yaşamı boyunca komp- leksler içinde acı çekmeye hükümlü kı- lınmış bir ınsanın hakkını araması ve suçlulara (kim olurlarsa olsunlar), çağı- mıza ve konuya uygun bir yaptınm is- temesi, en azından başkalannın "kendi yazgısını paylaşmalannı engellemek" açısından, demokratik bir hak değil mi- dir? Aynı şekilde görüntüsü son derece bozuk. cildi yaralarla dolu; görmesi, ışıtmesı, yürümesi, konuşması, zekâsı eksik; çoğunlukla bir odaya kapatıla- rak, bazan da bağlanarak, ömür boyu özel bakıma gereksinimi olan çocukla- n üretmek, onlan acılı ve çok zor bir dünyayı yaşamaya mahkûm etmek, ne denli akılcı olabilir; hangi insancıl yo- rumla hoşgörü kapsamına alınabilir? Kısacık bir cinsel hazzın, en azından sağlıklı doğup yaşayacak bir çocuğun oluşumuna olanak tanıması veriskibi- le bile sakat doğum yapanlara bir yap- tınm getirilmesi gerektiği artık kavran- malı ve "sakat, geri zekâk, görmez, işit- mez vfo. özürlü çocuk doğurmamn bir demokratik hak olmadığT anlaşılmalı- dır. "Bfitûn ömrünü sakat doğmuş çocu- n ?*•. * ğuna adayan fedakâr ana-baba" görün- tüsü artık bir yana bırakılmalıdır. Aile gelirinin dışan gitmemesi gerekçesiyle, kardeş çocuklan evlendirenler ve bu birleşmelerden, olasılıklan ve örnekle- ri biline bilıne özürlü çocuk oluşturan- lar, doğurduklan çocuklara karşı vic- dan azabı dışında, en azından daha son- rakileri engelleyecek bir yaptınmla kar- şı karşıya gelebümelidirler. Örneğin toplumun gözünde "zavalh, talihsiz ana-baba" görüntüsünün yerini "sorumsuz, düşüncesiz ve bencil ana- baba" yorumlaması alabilirse, birçok yeni özürlülerin engellenebileceği kanı- sındayım. Konunun, Hitler dönemı saf ırk elde etme katlıammı çağnştıracağını biliyo- rum, ancak bu, sorumluluktan ve dü- şünce üretmekten kaçmakla eşdeğerdir. Böylesi bir kolaylığa ve yanlış anlama- ya hakkımız olmamalı, olayı demokra- tik haklar ve sorumluluklar açısından algılayabilmeliyiz. Düşlerimdeki çözüm; bir gün, bu özürlü bireylenn, güdülendırildiklen minnet duygusundan ve baskısından sıynlarak, tüm yaşamı kendilerine zeh- reden ana-babalanndan hesap sorma yürekliliğinı gösterebilmeleri ve de- mokratik yargı sistemi içinde konuya çağdaş bir yaptınm getirilebilmesidir. Genelde gözardı edilen bir yarayı, en azından tartışmaya açmanın bile çok ge- cikmiş de olsa yarar taşıdığı kanısında- yım. (Hiçbirbilinen olasılık olmadığı hal- de özürlü doğumlar konu dışıdır.) TARTIŞMA 'Çok-eşli' politikacılar! S ayın Kanal D yetkililerinin, Sayın Başbakan, Devlet ve Adalet bakanlannın, Sayın TBMM Başkanı'nın ve sayın milletvekillerinin dikkatine... Yurttaşın özel yaşamının, T.C. Anayasası'nda yer alan gizliliği ve dokunulmazlığı ilkesinin, çağdaş toplum düzeninin asli nitelikJerinden biri olduğu görüşündeyiz. Bu bağlamda kişilerin özel yaşamlannın TV ekranlannda kamunun gözlerine sergilenmesini, insan onurunu zedeleyici bir çarpıklık olarak değerlendirmekteyiz. Ancak evlilik yalnızca bir özel yaşam etkinliği değildir! a Evtflik"aynı zamanda tüm toplumlann temel birimi insanm üretildiği ve yetiştirildiği aile ortamının kökündeki toplumsal ve hukuksal kurumdur! Bu nedenle tüm ülkeler evliliğin kurulmasını ve dağılmasmı yasal düzenlemelerle belirler. Kadın-erkek tüm yurttaşlann yasa önünde eşitliğine dayanan çağdaş devlette bir erkeğin çok kadınlaevlenmesi -uygulanabi lmesini bırakın- düşünülemez bile! Çeşitli nedenlerle eşiyle yetinmeyip başkalanna yönelen kişinin bağlantılannm yalın halini, yani duygusal ya da bedensel sevgi ilişkilerini yargılamak, bu ilışkileri mahkûm etmek ya da onaylamak, kamunun tartışma konusu değildir, olmamalıdır! Ancak kimi politikacılann tek eşle yetinmeme durumlannın adını "evfflik'' koymak, durumu bir evlilik türü gibi görmek ve yansıtmak, olaya cinsiyetler çelişkilerinin bayatlamış espriler ve sulandınlmış kalıp açıklamalanyla yaklaşıp temeldeki hukuksal düzen karşıtlığuu göz ardı etmek, "herkese farkh hukuk" kargaşasını meşrulaştırmaya, çağdaş devletin hukuksal işleyişini çarpıtmaya yönelik bir adımdır! Bu çerçeve içinde, Kanal D yayınlannda çok eşli sözde "evliliğin'' propagandasını yapan; çağdaş demokrasinin bireye ve onun yasal korumasına verdiği önemi, insan haklannın ve insanlar arası eşitliğin önce iki insanın ilişkisinde başladığını kavrayamamış; T.C. Anayasası'na, T.C. Medeni Yasası'na ve T.C. Ceza Yasası'na açıkça meydan okuyan Refah Partisi'ne mensup bir milletvekili hakkında öncelikle TBMM Sayın Başkanı'nın, Sayın Başbakan'ın, kadından sorumlu Sayın Devlet Bakaru'ntn ve Adalet Bakanı'mn ne düşündüğûnü merak ediyor, TBMM'nin sorumlu tüm organlanna yasal görevlerini saygıyla anımsatıyoruz. Kanal D ilgililerinden ise bir istemimiz var. Güzel yûzlü -zarafeti tarüşılsa da- göz alıcı kılıklar kuşanmış bayan sunucular, hoş seyirlikler olabilir! Ancak bu toplumda önemli bir kesimin, beynini kendi cinsinin hak ve özgürlükleri konusunda bilgi ve düşünceyle donatabilmiş bayan sunuculan izlemek istediğini unutmasınlar! Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi PENCERE Damping?.. 'Sabah' gazetesinin birinci sayfasındaki renk cümbü- şü üzerine sekiz sütuna yayılmış birsözcük: DAMPİNG... Nedır damping?.. Rakiplen vurmak için fiyat kırarak malı pazara süımek- tir, satış zaranna da yapılabilir; hasmın canına okunursa amaca ulaşılmış demektir. Gazete nasıl damping yapı- yor?.. Eskiden 65 kupona verdiği ütüyü şimdi 35 kupo- na veriyor, 48 kupona verdiği battaniyeyi şimdi 39 kupo- na veriyor. Brtmedi... 10 kupona 6 adet Paşabahçe kâse.. 30 kupona 8 parça üla dantel takımı.. :< *'J. 98 kupona Schlafgut nevresım.. 35 kupona Cem teflon tava... 25 kupona düdüklü çay-kahve seti.. 15 kupona Paşabahçe dondurma takımı.. 52 kupona Schlafgut pike.. Dahası var. Saymakla bitmiyor ki.. Haftanın iki günü gelip bizım evin işlerini gören Fatma Hanım gazete okumaz, ama ıçeri girer girmez köşedeki gazete tomarına dalıp kupon kesmeye başlıyor... • Ne var ki el elden üstündür!.. Yayın yaşamına yeni atılan 'Akşam' gazetesı hepsini bastırdı; daha dün bır, bugün iki, derken dehşetli bir 'kam- panya 'yabaşladı: "Akşam, okurlanna televizyon veriyort.." Yalnız televizyon vermiyor kı... - Daha ne ciciler var!.. Akşam'ın reklam kampanyasının ardından, önceki gün haberter yayıldı: "- Tüm satıcılann taleplerinin toplamı bir milyonu aş- mış, Akşam yok satacak!.." Akşam'ın satışı 60 binden 1 mılyona tırmanıp ötekile- ri bastınverdı, "en büyük" oldu.. Artık okurlar, gazeteleri muhabiri, yazan, çızen, habe- ri, yorumu için almıyorlar. Anlı şanlı muhabirin yerine battaniyegeçti; kırkyıliıkya- zann teflon tavanın yanında değen kalmadı; ünlü karika- türist düdüklü tencere yanında on para etmiyor; yazıiş- leri müdürü Paşabahçe dondurma takımına kurban ol- sun!.. Okur ökjü!.. Yaşasın müşteri!.. • Hürriyet, Milliyet ve öteki gazeteler de bu yanşın ker- vanına katılıyorlari.. Cumhunyet neyapsın?.. Bızim birta- nrtma tümcemiz vardı: "Cumhunyet yalnız gazete ve- rir!.." Geçen gün bir dost "- Artık bunun gibiiafiargeçmiyor" dedi, "siz de renk- li gazete olun, promosyon yapın!.." Gazeteler büyük holdinglerin pazarlama broşürterine dönüştü; 'se/cs/'fotoğraflaryığınından baldırbacak vesi- likonlu memeleri ayırıp teflon tava, dondurma takımı, nevresim, çarşaf ve battaniye yığınlannı aşarak haberle- re ulaşmak güçleştü.. Kimi zaman bu gıllıgış ortasında bir köşe yazannın kenanna vesıkalık resmi iliştirilmiş yazısı göze çarpıyor. Neyapmalı?.. Ben Cumhuriyet'in yöneticilerinin yerinde olsam, Rah- mi Koç, Sakıp Sabancı olmazsa bir başka işadamına başvurup onenrdim: - Bız de sizın mallanpazariayalım, birelde milyonu aşa- nz, ikimiz de kazanınz. Ne dersinız seygili okurlar?.. Yapalım mı şu işi?.. En sıcak haber: Auer 7 lerde çok uygun taksitler* işte sizi sevindirecek bir haber. Evinize uygun Auer'lerde cebinize uygun taksitler... Fırın, mini fırın, ocalc, şofben... İstediğinizi seçin... Auer teknolojisini, kalitesini evinize getirin... Kendi rahatınız için bu habere kulak verin... Acele edin, yazla gelen bu fırsatı kaçırmayın... 1 . F 1 R S A T P E Ş 1 H 1«J 163 3 2 1 68O 68.5 685 E «91 EC 691 L «91 LE 67O 8O5SL 8 8 8 M A M U l S«t uslü cakmoldı «fnay* ocok S«F uıHj cakmaklı •Isktrıklı ocak AAini fırın Slohk fırın Emay tcopoldt tvı4x» firtn Emoy* kapaklı «l«ktrıldı Kırho fırın Cam kapaklı •l«ktnk!i programlı turbo fırın Flotal aynalı proaramlı K>rt>o fırın Fiokıl aynolı programlı *l«ktrıkli turi»o hrın Halot»rm fırın Süp«r lükı ohHnohk »»rmo.taHı tcMamn Supar su s«WktoHu »oft>«n F 1 YA T1 NAKiT A. İOOOOO - A 65O OOO - 5 0 0 0 000 - 1 2 6OO OOO - 13.o5Ö.OOO.- 1 ^ OOO OOO - 21.400 000.- 21 85O OOO • 22 600 000 - 3O 6OO OOO - İO 9OOOOO - 9 55O OOO - 2 . F 1 R S A T MAMUl 161 163 3 2 l 68O « 8 5 685 E «91 EC 691 L 691 LE 67O 8O5 SL 8 8 8 PESINAT 1..400 0 0 0 - 1 6OO OOO - 1 7OOOOO - A SOO OOO - A 85OOOO - 5 O5O OOO - 7 6OO OOO.- 7 800 000 - 8.050 OOO - İO 900 000 - 3.9OO.OOO.- 3 A5O0OO - 1 P E Ş 1 N + 2 2 TAKSIT 1 5OOOOO - 1 7OO OOO - 1 800 000 - A 5OO OOO - ^ 9 0 0 000 - 5 OOO OOO - 7 700 000 - 7 85O OOO - 8 İOOOOO - 1 1 OOO OOO - 3 9OOOOO- 3 .400 OOO - ' TAKSIT TOPLAM A AOO OOO - 5 OOO OOO - 5.3OOOOO- 13 5OOOOO- 14.65O.OOO-- 15 05O OOO - 23.000.0OO.- 23 5OO OOO - 24.250.000 - 32 9OO OOO - 1 1.700.000 - İO 25OOOO - 3 . F 1 R S A T MAMUL 161 163 3 2 1 68O 6 8 5 685 E 691 EC 691 L «91 LE 6 7 0 8O5SL 8 8 8 PESINAT 95O0OO. 1 O8O OOO 1.1SOOOO 2 92O OOO 3.170 0 0 0 3 25O0OO ^.96O OOO. 5 O7O OOO 5.24OOOO 7 İOO OOO 2.S3OOOO 2 220 000 1 P E S 1 N + A TAKSIT 950 000 - 1 O8O OOO 1.15O.OOO - 2 92OOOO - 3 17O.OOO- 3 25OOOO - 4.96O.OOO - 5 O70 OOO - , 5.24O.OOO - 7 İOO OOO - 2.53O.OOO.- 2 22O OOO - 4 TAKSIT TOPLAM .«750 0 0 0 - 5 *OO OOO - 5.750.000 - 1.4 6OO OOO - 15.8SO.OOO 16 25O OOO - 2 X 8 0 0 000 - 25 35O OOO - 26.2OO.OOO.- 35 5OO OOO - 12.65O.OOO.- 1 1 İOO OOO - ÎTTÎI 4 . F 1 R S A T MAMUL 161 163 3 2 1 68O 6 8 5 685 E «91 EC 691 L 691 LE 67O 8O5SL 8 8 8 PESINAT 71O.OOO.- 8 1 0 0 0 0 - 86O.OOO.- 2 3OOOOO - 2.400 000 - 2 6OOOOO - 3 82O.OOO - A OOO OOO - .4.OOO.OOO.- 5 4OOOOO - 2.000.000.- 1 800.000 - 1 P E Ş 1 N + l 6 TAKSIT 7*0.000.- 8JOOOO - 89O.OOO- 2 25O OOO - 2.450.000.- 2 500 000 • 3 83O.0OO.- 3 900 000 - ^.050.000.- 5 5OOOOO - 1 950.000.- 1 7OO OOO.- » TAKSIT TOPLAM 5 15O OOO 5 85O OOO 6.20OO0O 1 5 8OO OOO 17.100 0 0 0 1 7 6OO OOC 2 6 8 0 0 OOO 2 7 AOO OOO 28.3OO.OOO 38 AOO OOO 1 3.7OO.OOO - 12 OOO OOO AUER sıcak eşya uzmanı 5 . F 1 R S A T MAMUL 161 163 3 2 1 6 8 O 6 8 5 685 E «91 EC 691 L 691 LE 67O 8O5SL 8 8 8 PESIN 62O.OOO.- •S5O OOO - 70O.OOO- 1 800 0 0 0 - 2 OOO OOO - 2 İOO OOO • 3 2OO.OOO.- 3 240 OOO - 3 36OOOO - A AOO OOO - 1.580.000.- 1 30O OOO - 1 P E S I N + 8 TAKSIT «1O.OOO.- 7OO OOO - 750 0 0 0 - 1 900 OOO - 2.O5O OOO.- 2 İOO OOO - 3.2OO-0OO.- 3 27O OOO - 3 38O.OOO.- A 600 000 - ı .&4O ooa- 1 A5O OOO - 8 TAKSIT TOPLAM 5.5O0.OO0 - 6 25O OOO - 6 7OOOOO- 17 OOO OOO - 1 8 AOO OOO - 1 8 900 0 0 0 - 28.8OO.OOO.- 29 İOOOOO - 30*00.000.- A1 2OO OOO - 14.7OO.OOO.- 1 2 9OO OOO - AUBt DO^OMUI Tamim Malon P* ScğUHonMa 217/2-38O03O r U (0-212)251 II 27-25i 11 29 ANKAtfc Krçsığı Sok Nol/12 Gaııo«ıx»po1 o-AnkoT) U (0-312| Ui 59 n-Ui S» 62 IZ«M: Fw7*xno M « n 1363 Sol No 1 Kot-4/403 Çonkoyo-tm» U 10-232] 489 69 53-425 70 92 ASANA: Şd* Yxzba»ı kW> Arıgr. Bulvan 6 5 Durak G«r V No 125/C Adano W 10-322] 225 02 16-225 26 28 6 . F 1 R S A T MAMUL -_ 161 163 321 6SO 6 8 5 685 E 691 EC 691 L 691 LE 67O 8O5SL 8 8 8 PESIN 500.000.- 700 0 0 0 - 65O.00O.- 1 6OO OOO - 1.700 OOO.- 1 700 0 0 0 - 2.8OOOOO.- 3 OOO OOO - 3 OOOOOO.- A OOO OOO - 1.400.000." 1 250 0 0 0 • 1 P E Ş İ N + 10 10 TAKSIT 5*0.000.- 6OO OOO - 65O.OOO - 1 65O OOO - 1.800.000.- 1 85O OOO - 2 8OO.OOO- 2 85O OOO - 2.950.000.- A OOO OOO - 1.430.000.- 1 25OOOO - TAKSİT TOPLAM 5.90O.OOO.- 6 7OO OOO - 7.1 SO OOO - 18 İOO OOO • 19.7OO.OOO - 2O 2OO OOO - ' 3O.8OO OOO - 31 5OO OOO - 32.5OO OOO - AA OOO OOO - 1 5.7OO.OOO.- 1 3 75O OOO - F,yatianm>za KDV dah< yetktlı satıcttonndo tes/r nöo ohb<'<ecek değışıkhkier hyafiara yanntthcahtr Kamporyomtz 25 Jcmn 5onoyı ve hcaret Sakanhğı'mn 25Moyıs 19<?4 Jonh ve 2\9âO sayıi, Reım uz f 9C5 tanhtne koaar iurecektır Urunlenrrız AÜff Oazete'de yaymSanan v4> 2-3 to lu feblığıoe uygundu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear