29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 HAZİRAN 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK Tti: 0.212412 05 05 Fob: 0.212.513 90 98 İpotekli kiralıkaJanın kiralanması G eçen yıl önce Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. daha sonra da Başbakan Tansu Çiller, bırer törenle Bodrum- Milas havaalanının temeiini atmışlardı... Çift temelli havaalanı hesapta 1995 turizm sezonuna yetiştirilecekti... Ihaleyi yüzde 48 fıyat kırarak alan yüklenici firma işi ağırdan alınca söz- leşmesi feshedildi ve Başbakan Çil- ler'in verdiği öteki sözlergibi Bodrum- Milas havaalanı da sözde kaldı... Fakat ne olduysa 7 hazıranda Ulaş- tırma Bakanı Ali Şevki Erek, Yüksek Planlama Kurulu'nda konunun görü- şüldüğünü ve yeniden ihaleye çıkılaca- ğınıaçıkladı... Bu arada işadamı Fuat Imsık, küçük uçaklarla Bodrum'a hizmet verecek şekilde Imsık Havaalanı'nı yapmış, ış- letmiş, ödeme güçlüğüne düşünce de Devlet Hava Meydanlan Işletmesi'ne devretmek ıstemişti... Bu öneri kabul ediimemiş ve havaalanına bankalarca Sıradışüık ski milletvekillerinden Salim Erel, Kadıköy Bağdat Cadde- si üzerindeki bir marketten alışveriş yapmış, parasını ödemek için kasaya gitmişti... Yaptığı alışveriş, bir paket tıraş bıça- ğıydı ve önünde sadece bir kişi vardı ve o da hesabı ödemek üzereydi... Tam o sırada bir elınde bir şişe viski, ötekinde 1 milyon lira banknotla biri geldı... Sıraya girmeden viskinin para- sını vermek istedi. Salim Erel, "sıradışı" kişiye sırayagir- mesi gerektiğini hatırlattı. Baştaki müşteri hesabını ödeyip git- ti... Salim Erel de tıraş bıçağının para- sını ödeyip kasadan ayrılırken, arka- sındaki müşteriye "sıradışı" kişiye kar- şı sırasına sahip çıkması uyansı yaptı. Ancak sıradaki müşteri "sıradışı" kişi- yi tanıdığını ve onun "büyük adam" ol- duğunu söyleyerek sırasını verdi... Böylece başkasının sırasını alan "sı- radışı" kişi de viskinin parasını ödeyip marketten aynldı... Kımdı bu kişi derseniz... Çetin Altan'dı! ipotek konulmuştu. Daha sonra ipo- tekli havaalanının bir bölümü işadamı Ali Şen tarafmdan kiralanmıştı. Ali Şen'in şirketi Mash Air, Rus An- tonov uçaklanyla 1992 yılında Bodrum seferterine başlamıştı. Şen, kiraladığı havaalanının başka şirketlerce kulla- nılmasına izin vermiyor ve aynı uzaklık için THY'nin aldığı ücretin iki katı fıya- ta Istanbul'dan Bodrum'a "full" yolcu taşıyordu... Derken Ali Şen, Ali Şevki Erek'in Mi- las için yeniden ihaleye çıkılacağını açıklamasından ıki gün önce, 5 hazi- randa Bodrum uçuşlannı durdurdu... Bir anlamda "altın yumurtlayan tavu- ğu" kesti! Tavuğun neden kesildiği kısa süre sonra anlaşıldı... Şen'in mayıs ayında THY ile sessiz sedasız bir anlaşma im- zaladığı ortaya çıktı. Bunagöre, DHMl'nin almadığı Imsık Havaalanı'nı THY kiralamıştı. Hem de ipotekli havaalanını kiralayandan kira- lıyordu... THY Şen'e, stopajla birlikte 2 milyon dolar, yani yaklaşık 86 milyar li- ra ödeyecek, aynca pisti uzatacak, as- faltlayacak, apron ve küçük bir termi- nal binası inşa edecekti... Inşaat için harcanacak parayı, THY üst düzey yetkilileri Milliyet'ten Nur- sun EreJ'e 11 milyar 750 lira olarak açıklıyordu. Ancak, konuyu yakından izleyenler Vaziyet'e en az 25 milyar li- ra harcanması gerektiğini söylüyordu. THY, Imsık'a inebilmek için iki RJ- 100 uçağı daha kiralamaya giderken, yine kdnuyu bilenler bu alana, bu uçak- larta yazın aşın sıcağında inip kalkma- nın risk olduğunu öne sürüyordu. Risk ya da değil... Devlet Bodrum'a havaalanı yapma karan alırken, devletin almadığı kiralık havaalanını kiralamak risk olsa gerek... Öyle ya, milyariar harcanacak, yeni- si açılınca eskısinın hükmü kaJmaya- cak... Ama olsun, THY'de para çok... E Ben fryatıma güveniyorum. Refaiddin Şahin soru kutusu Tuı-izmden önee, fiyatları kim patlattı? * Görhan Vçfcan, Stockholm Karabük, Diyarbakır, Kayseri'de. T Kavaklar c evahir Şirketler Grubu'nu, Tozkpparan'da Ulusoy TIR parkının arkasındaki 150-200 dairelik site inşaatı sırasında tanıdığını söylüyor Halim Bilgin... Şirketin, geçen yaz mahalle susuz- luktan kırılırken, inşaat için açılmış ku- yudan yöre haJkına parasız su kullan- ma olanağı sağladığı anlatıyor... "Ancak" diyor Bilgin: "Bu hafta iş dönüşü, siteyi çevrele- yen 40-50 kavak ağacının iş makine- leri ile söküldüğünü gördüm. Boyları en az 5-6 katlı binalar kadar olan ağaç- lann sökülmesi yüreğimi sızlattı. Insanlara su olanağı sağlamaları saygıdeger bir davranıştı ama, insan- lann bir ağaçlık temiz havaya ihtıyacı varken, böylesi bir cinayeti içime sin- diremiyorum." iyatrokare, "Salaklar Sofrası" oyunu ile çıktığı Anadolu tur- nesinden "hoş" anılaria dön- dü. Tiyatrokarecilerin anılannı Nedim Saban'dan dinleyelim: "Karabük turnemizin organizasyonu üstlenebilmek için tiyatromuza en az 10 kez telefon eden Selçuk Gelişli, Türkıye Elektrik Kurumu'nda çalışan bir devlet memuru. Karabük turnemiz- de meydana gelen bir yangının şoku- nu atlatmaya çalışan elemanımızın za- yıf anını yakalayarak, tam yola çıkmak üzere olduğumuz dakikada uzattığı ka- palı zarfı yolda açtığımızda turne ücre- timizin yarıdan fazlasını boş gazete olarak verdiğini anladık. Bir arkadaşımız geri döndü ve Geliş- li, bir yanlışlık olduğunu söyledi. Ancak daha sonra borcunu inkar etti. Müdü- rüne şikayet ettrğimızde jse İsterierse maaşıma haciz koysurilar, on yılda öderim' dediğini düşünürsek, nere- deyse tüm memurlara dolandırıcılık yapma öğüdü vereceğini söyteyebiliriz. Diyarbakır'da organizatör Fatih Ekinci. güvenlik nedenlerini bahane ederek kasada para tutmadığını söy- ledi ve ücretimizin bir bölümü için çek verdi, kalan parayı da banka hesabımı- za yatıracağını yazılı olarak beyan etti. Çeki karşılıksız çıktı. Emlak Bankası Diyarbakır Şubesi müdürü ile ilişki kurduğumuzda, mü- dür bey karşılıksız çek yazan müşteri- sine hak verircesine bir tavır takındı, banka müdürüne yakışmayan bir ifa- deyle, Ekinci'ninaslında çok zengin ol- duğunu ancak tiyatromuza gıcıklık ol- sun dıye ödeme yapmadığını belirtti. Ekinci, bu arada gen kalan borcunu da tabii ki ödemedi. Kayseri turnemizde gişede para çı- kışmadığını belirtip, binbiryeminle üc- reti en kısa zamanda banka hesabımı- za yatıracağını söyleyen Hasan Özaş- lamacı ve Ekin Ajans adlı organizas- yon şirketine, sırf bu işe yeni başladık- lannı bildiğimiz için zaman tanıdık. Bu şahsın, şeref sözünü kabul edip, söz- leşmemizin kımi maddelerınin yerine getirilmediğini belgeleyen bir yazı dı- şında herhangi bir çek ya da senet al- madık. Ve özaşlamacı ortadan kay- boldu. Anladık ki, Türkiye'de son yıllarda ki- mi çevrelerce yükselen değerler ara- sında sayılan hırsızlar belkı de kendi- lerini yeminler ve şeref sözleriyle koru- ma aitına alıyoriar." MoUaya küfür özgüriüğü veren kafa Şdafgut R eklamlara bakılırsa Sabah ga- zetesinin dağıttığı Schlafgut çarşaflar, Nergis Holding'in Bursa'daki modern tesislerin- de üretiliyor ve Avrupa'da satılıyor- muş... Bir okur, bunun tam tersini iddia edi- yor: "O çarşaflar Denizli'de fason olarak üretiliyor. Bunun sebebi de Nergis Hol- ding'in çarşafları üretecek Ispanyol makinelerine sahip olmaması. Bu ma- kineler Denizlili sanayiciler tarafından satın alınmıştı." A kşam gazetesinde aynı za- manda magazin müdürlüğü de yapan Hakkı Yalçın, "Ek- 1 ran Fırçası" köşesınde "Hey demokrasi biraz da bize gel" başlığı ile bir yazı yazdı... Yazının konusu, demokrasiye, laikli- ğe, çağdaşlığa küfreden Aczmendi mollasının HBB televizyonuna çıkartıl- masına ve abuk-sabuk sözleriyle saat- lerce ekranı işgal etmesine ilişkindi... Ancak yazıda televizyon kanalının adı geçmiyordu... Geçmiyordu ama Akşam'ın Genel Yayın Müdürü Behiç Kıltç'ın bu yazı pek hoşuna gitmedi, Yalçın'ı odasına çağırdı: -Sen benim HBB'de koordinatörlük yaptığımı bilmiyor musun? -Biliyorum. -O zaman ya doğru dürüst yazı yaz, ya da köşeni kaldınnm. Yalçın'ın ödün venmemesi üzerine, demokrasi adına mollaya küfür özgür- iüğü tanıyan HBB'nin koordinatörü ve Akşam'ın yönetmeni, molla gibi de- mokrasiyi rafa kaldırmış kükrüyordu: -Atanm seni işten! Hakkı Yalçın'ın bu tavır karşısında yapabileceği bir tek davranış kalmıştı o da onu yaptı: -Sen beni işten atamazsın, ben isti- faediyorum... Böylece bir basın emekçisi daha meslekonurunu korumak uğrunasah- te demokratlann kurbanı oluyor, rek- lamlannda Atatürk'ten sözeden gaze- te ise mollayı tercih ediyordu! Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Münasip bır anayasa ile başgöz edilemeyen demokrasi görücüye çıkmaya devam eder. Cenajans Grey'den 'özelleştirme operasyonu' üzerine c enajans Grey'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan, "Özelleştirmede danışmanlık dalaveresi" başlıklı yazıya bir açıklama geldi. Aynen şöyle: "1994 yılında Dünya Bankası'nın Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nca seçilecek 'danışman ajans' için açtığı ihale, ocak 1995'te sonuçlanmış ve en yüksek puanı Cenajans/Grey alarak, ÖİB 'iç halkla ilişkiler danışmanlığı'na seçilmiştir. Tekrar ifade etmekte yarar görmekteyiz ki, bu ihalenin değerlendirilmesi ve seçim karan, Dünya Bankası'nındır. Dünya Bankası, T.C. Başbakanlık ÖİB ve Cenajans/Grey A.Ş. arasındaki özelleştirme danışmanlığını belirieyen anlaşma görüşmeleri 31 ocak 1995 tarihinde bu kuruluşlann temsilcileri ile başlamış, hukukçuların da katılmalanyla sözleşme maddeleri, uluslararası yasalar ile T.C. yasalannın senkronize edilebileceği bir duruma getirilmiştir. Bu ihale karan Sayın Tezcan Yaramancı döneminde alınmış olup, Sayın Can Yeşilada döneminde devam etmiş ve halen detay müzakereleri sürdürülmektedir. ÖlB'nin, müzakereleri neticelendiği takdirde ÖlB'nin hukuk danışmanlığı, pazariama danışmanlığı, mali danışmanlığı gibi halkla ilişkiler ve tanıtma danışmanlığı ajansımız tarafından yürütülecektir. Bu bir reklam ajansı seçimi değildir, danışmanlık şirketi seçimidir. ÖİB, bütün reklam işlerini istediği reklam şirketine verecektir. Dünya Bankası'nın bu iş için ayırdığı fon, muhtelıf reklam şirketleri tarafından kullanılırken, ajansımız, Dünya Bankası adına bunun denetimini yapacaktır. Böylece bir iş için, gazeteniz sütunlannda yer alan haberlerde belirtildiği gibi milyon dolarlık bütçeler söz konusu değildir. Bu iş için Dünya Bankası, özelleştirme operasyonu bitinceye kadar ayda maksimum 80 bin dolan (yapılan hizmetlerin dökümünü saat- saat bildirmek kaydıyla) ücret olarak ödeyecektir. Bunun dışında ÖİB ile hiçbir parasal ilişkimiz yoktur. Yukarıda belirttiğimiz Dünya Bankası ile olan anlaşmanın, yine belirttiğimiz şekilde uluslararası hukuk ve T.C. kanunlanna uygunluğunu sağlayabilmek için çalışmaJar altı ay gibi bir zaman almıştır. Bu anlaşmanın yapılabilmesi için iki ay daha zamana ihtiyaç olduğu gözükmektedir. Bu sebeple ÖlB'nin yeni başkanı, ajansımızdan, herhangi bir ücret ödemeksizin fahri olarak ve anlaşma yapılıncaya dek danışmanlık desteğimizi vermemizi talep etmiştir. Özelleştirmenin önemine inanan ve bunun çok geçtiği ve tanıtım mesleğinin uzmanı olarak inanarak bizler, bu görevi fahri olarak üstlenebileceğimizi ÖİB yetkililerine yazılı olarak bıldirmış durumdayız. Kendimizi bu andan itibaren ÖlB'nin hizmetınde addediyoruz. Halen danışmanlık hizmetleri ile ilgili olarak hiçbir icraat yapmış da değiliz." Öte yandan özelleştirmeye inanmayanlann da çalışmalan var. Adil Korkut'un yaptığı gibi. Korkut'un danışmanlık şirketi de Öz- Çelik Sendikası adına çalışıyor ve ayda brüt 15 milyon lira ücret alıyor. Karşılığında da özelleştirme Idaresi'ne Karabük Demir-Çelik'in satışını yüzüne gözüne bulaştırtıyor! Dünya Bankası'nın dolarianna ve "operasyon"una karşın, özelleştirme hesabı çarşıya uymuyor... Cenajans Grey'in açıklama gereği duyduğu konuya gelince... Prof.Dr.Aydın Aybay, geçen hafta Vaziyet'te açıklamıştı, Dünya Bankası'nın milyon dolarlan ya da 80 bin dolar, kredi olarak veriliyor ve Türkiye'ye bu parayı nasıl harcayacağı dikte ediliyor... Ne hallere düşürüldük! ÇÎZGİLİK KÂMtL MASARACl HARBt SEMİHPOROY GADDAR DAVUT NURIKVRTCEBE S/tMAY/AlA <S£LP//C.< BULUT BEBEK NURAYÇtFTÇl £iim bas/ayjnca büe •banımam / TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 18 Haziran USZT ISTANBUL 'DA. 184?'OE8U6ÜN,ÜNLÜ HACAK BESrSCİ V£PfYANİS- 77 FKANZ USZT(ÜSr), İSTANgUL'M g/K RESİ7AL VERDI. KLASlK «477 MûiiğİNE MERAKU SİR OS- MANLI PADİŞAHt CMAN AgPÜLM£ClT(i6Sa-t86İ) ZAMAMNDA fSTANBtM.U GELEN USZT,SAKAfOA- Kİ KOUSEfÜUDEN SONBA, İKİHCİ KEZ DE, &İLETLE SİKıÜP DlNLENEU SİH H£Sİ- TAL VEHMİÇTİ. BÛYUKD&SE 'OEKİ FBANCHfNt KÖŞKÜMOE 6EISÇEKLEÇ- T/K/LEN KOfilSER, DİNLEYIOLEIZCE ÇOK gE6£A/lLA4İÇ7İ. ÛNLÜ MÛZlKÇJ KSNT O SlRALAK 36 »rndtt, kemcerin prognmt gönHûSor.(tun-s /atnmu Wnhn'£â/fii£ Eh*" Bu kitapta okuyacağınız yazılar, güncel yaşamın toplumsal, siyasal ve insansal manzaralannı sergiliyor. llhan Selçuk VAZİYET Deniz SOM GÜNCEL YAYINCILIK: Narlıbahçe Sk. özhekim Işhanı No:1/35 Cağaloğlu-lst. Tel: 212.511 22 37 - 522 86 68 KIRŞEHİR SULH HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN; SatışNo 1995'22 Kırşehır ili Yenice Mahallesi Kümbetaltı mevkiuıde kain 1091 ada 2 parsel nolu 338 m2'lik 60 000.000 TL muhammen bedelli taşınmaz ile a>iıı mahalle Kaysen caddesı mevkiuıde kaın 2511 ada 4 parsel no- lu 1022 m2'lik 100 000.000 TL muhammen bedelli 2 parça taşmmaz tlF kanunlan hükümlen gereğınce açık arttırmak suretıyle umum ara- sında 24.7 1995 günü saat 9.30 ıla 10.00 arasında 1 satışı yapılacak- Or Aynı gün alıcısı çıkmadığı veya muhammen bedelın %75'ı doldur- madıgı takdirde aynı yer ve saallerde 3.8.1995 tarihinde 2 satışı yapı- lacaktır. Taşınmaz mahklerınden adresleri tespıt edilemeyen Zerrin Güven, Nermın Çagıran, Fatma Nazife, Nafız Yığıt, Ibrahım Fehmı Metın, Na- zık Metın, Ünsal Metin, Ülker Metın, Erhan Gündoğan, Erdem Tun- cer, tbrahım Ender Metın ve Emnıllah Yalım'ın satışuı yapılacağı Sulh Hukuk Mahkemesi kalemmde yukanda belirtılen gun ve saatlerde bız- zat hazır bulunması veya kendılerini bır vekılle temsil ettırmelen, ak- sı takdirde satışm yokluklannda yapılacağı hususlan satış ilanı tebliğ yenne kaım olmak üzere ilan olunur 7 6 1995 Basın: 27114
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear