22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS1995SALI 12 KULTUR 7.Uluslararası tstanbul Tiyatro FestivalVne katılacakyerli tiyatro oyunları belirlendi Marat YazGelmesin Tîyatrolu günler hisarda başlıyor Kiiltür Servisi - 22 mayıs - 4 haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan "7. Uluslararası fstanbul Tjyatro Festi- van"ne katılacak olan yerli tiyatro oyun- lan belirlendi. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Ses Tiyatrosu, Taksım Sahnesi, AKM Oda Tiyatrosu. Bırim Tiyatro, Aya lrini Mûzesi, fstanbul Sanat Merkezi, Oyun- cular Sahnesi, Eski Yeşil, Kenter Tiyat- rosu, Ortaköy Meydanı ve Rumelihisa- n'nda gerçekleşecek olan festivalde bu yıl 14 yerli oyun sahnelenecek. Tjyatro Gnıp,TerenceNeelv'nin "Yaz Geimesin" adlı oyununu 30 ve 31 mayıs- ta Eski Yeşıl'de sahneleyecek. Nefrin Tokyay'ın yönetriği oyunda, kendi yarat- tığı dünyaya yabancılaşan insanın, bu dünyadan kaçarak kendi içine çekilme- si ve gıderek hiçleşmesi gerilimlı birkur- gu içinde ele alımyor Kumpanya. Naz Erayda'nın "Kim O?" adlı projesiyle ko- nuk oluyor festıvale. 29 ve 30 mayısta Istanbul Sanat Mer- kezı'nde seyircıyle buluşacak olan bu oyun, Kumpanya Sahnesi'nın pencere- sinden görülen Tarlabaşı. Eski Çeşme Sokak'taki geçmiş ve bugünkü yaşantı- lardan yola çıkarak azınlık olma hali, ça- resizlık. yalnızlık, korku, paranoya, ulu- sal, toplumsal ve bireysel kimliklerimiz, zorunlu göç, aynmcılık ve zamandan ka- T;IŞ gibi olgulann zimnlerde bıraktığı iz- lerin görûntû, ses ve söz parçacıklann- dan oluşmuş bütünsel bır ıfadesi. Tryat- rofil, Antonio de la Parra'nın "Günlük Müstehcen Sırlar" adlı oyununu 26 ve 27 mayısta Istanbul Sanat Merkezi'nde sah- neleyecek. Ozkan Schulze'nın yönettiği oyunda psikoterapi ve tiyatronun birbirine ya- kınlığı vurgulanıyor. Oyuncular ıse Ok- tay Rifat'ın bir şuri, Yusuf Atılgan ve Onat Kutlar'ın öykülennden oluştur- duklan -Bahar tsyanadır" adlı oyunu, 24 ve 25 mayıs tarihlerinde Oyuncular Sahnesi'nde sunacak. Nesrin Kazankaya, Mahir Günşıray, Özden Çiftçi ve Ayşe Günşıray'dan olu- şan Öteİd Tiyatro, "Kay bolma"'adlı oyu- nu, 23 ve 24 mayısta Istanbul Sanat Sah- nesi'nde sergileyecek. Istanbul Büyük Sehir Tiyatrosu, festivalde Erol Kes- Idn'in "M<R;tserrat" adiı özel gösterisi- ni 1, 2, 3 ve 4 haziran tarihlerinde Aya lrini'de sahneleyecek. Şehir Tiyarrolan, AnnieWobUer Başar Sabuncu'nun yönettiği Gogol'un "Palto r adlı oyununu. 28 ve 29 mayısta İBŞT Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ser- gileyecek. tstanbul Devlet Tiyatrosu, Be- hiç Ak'ın yazıp Ozgür YahnTın yönetti- ği "Bina" adlı oyunu, 1 ve 2 haziranda Birim Tiyatrosu'nda, Ankara Devlet Ti- yatrosu Arnold Wfesker"in "AnnieWDbb- ler"inı 31 mayıs ve 1 haziranda AKM Oda Tiyatrosu'nda, Diyarbakır Devlet Pazar Keyfi Tiyatrosu Shakespeare'in "OnikinciGe- ce"adh oyununu. 30 ve 31 mayısta Tak- sım Sahnesi'ndç, lzmır Devlet Tiyatro- su ise Peter Weiss'in "Marat" adlı oyu- nunu, 2 ve 3 haziran tarihlerinde Taksım Sahnesi'nde sunacak. Ortaoyuncular Ferhan Şensoy'un ya- zıp yönettiği "Üç Kurşunluk Opera"yı 27 ve 28 mayısta Ses Tiyatrosu'nda sah- neleyecek. Dürüsttük bağuuMarmuı kahramanıKültür Servisi - Sam Shep- hard yeni oyunu 'Simpati- co'nun provalanna başlandığı günlerde kamyonuyla Teksas'la Virgınia arasında mekik doku- yordu. Dört ajansından hiçbiri nerede olduğunu bilmiyordu. Çiftlığınde çalışanlar da öyle.. 'Simpatico'yu sahneye koyan Royal Court yönetmenlerinden James MacDonald ise yazann kendisini telefonla araması ha- linde sormak üzere bir soru lis- tesi hazırlamakla meşguldü. Sam Shephard hakkında fan- teziler üretmek hiç de zor değil. Karizmatik, kendinden emin ve 1970'lerde kendısiyle bırlikte çalışan bir arkadaşının deyi- miyle 'komik bir biçimde yakı- şıklı'... Shephard'ın kariyeri şöyle özetlenebilir: Califomia'nın dört bir yanın- da babasıyla bır boğa gibı sa- vaştı, bir çiftlikte başladığı ka- riyen bırakarak bır tiyatro top- luluğuna katıldı, kovboy gıbı davranarak CharlesMingusJn'ı Greenvvich Village cıvannda kovaladı, Bertold Brecht'e ta- pındı. Holy Modal Rounders adlı son derece garip bir müzik topluluğunda davul çaldı. he- nüz tanınmamış bir yazarken Edward Albee'yı bir bavul do- lusu oyunla etkiledi, kansını, rock şarkılanna söz yazan Pat- ti Smith için, Smith'i de kansı için terk etti, bir rock yıldızı ol- mak için Londra'ya gittı, 'Oh! Cafcuttaî'dakı erotik monolo- ğu yazdı, Royal Court'ta oyun- lannın provalan sürerken oyun- cularla poker oynadı, Lond- ra'dan Amerika'ya kaçtı, Bob Oiddet, Shephard'ın öyunlannın vazgeçilmez bir parçası. Bazı oyunlannda sahnede seyirciyi dehşete düşüren bir gerilim yaratıyor. Y ± eni oyunu 'Simpatico' ile Shephard'ın oyun yazma yeteneği yirmi yıldır ilk defa ciddi bir biçimde sorgulanıyordu. Broadway'de sahnelenmeye başlayan oyun başanlı olmadı. Dylan'a 1975 yılında çıktığı RollingThunderturnesinde eş- lik etti, 1979 yılında vahşi tra- jıkomedisi 'Buried ChiJd' ile Pulitzer ödülünü kazandı, asla oy kullanmıyor. uçak dışında hiçbir araçla yolculuk etmıyor. birkeresinde SamueJ Beckett'ın kendısını Buddy Holly ve Litt- le Richard'dan daha fazla etki- lemedığini iddia etti. Elli bir ya- şında. 1980'lerin ortalannda ek iş olarak oyunculuğa başladı ve Hollywood'un en gözde oyun- culan arasına gırdi. Philip Ka- ufinan'ın fılmi 'The Right StufiTdaki rolüyle 1983 yılında Oscar'a aday gösterildi. 'Paris Teıas' filminin senaryosunu yazdı. Jesska Lange ile birlik- te yaşadı. Imaj yaratıcılan onun için 'yeniGary Cooper" dediler. Shephard, büyük stüdyolardan kendını sakındı. basından kaç- tı ve senaryolannı kimsenin yö- netmesine izin vermedi 1983 yılında Newsweekdergısine ka- pak olmayı reddetti. Shep- hard'ın dolar parlaklığındaki imajı panltısını bırölçüde yıtir- di. Ancak kendisini seven dü- rüstlük bağımlılannın hayran- lığı hâlâ devam edivor. 'ALieOfTheMind'ın 1985 yılında New York'ta. 1987'de de Londra'da kazandığı başan- nın ardından Shephard, 'Far North' ve 'Silent Tongues' adlı ikı başansız filmle, John Mal- kovich ın rol aldığı, Vietnam sonrası bir trajediyi konu edi- nen ve eleştırmenlerce yerin di- bine batınlan 'State of Shock' adlı oyunu yazıp yönettı. 'Sün- patico'nun yazannın on yıldır sürdürdüğü çalışmalan tamam- ladığı yolunda söylentiler orta- da dolaşırken, Shephard'ın oyun yazma yeteneği yirmi yıl- dır ilk defa ciddi bir biçimde sorgulamyordu. Broadway'de sahnelenmeye başlayan oyun başanlı olmadı. Shephard, geçen kasım ayın- da oyunun sahnelenmeye başla- masından kısa bir süre önce verdiği söyleşide, Amerikan sa- natındaki ticarileşmeden yakı- nıyordu: "Bu kültürde pazar konusu bir vampir gibi herşeyin üstüne çıkı>or. Hatalannızdan ders alma gibi bir lüksünüz yok". Şiddet. Shephard'ın öyunla- nnın vazgeçilmez bir parçası. Bazı oyunlannda sahnede se- yirciyi dehşete düşüren bir ge- rilim yaratıyor. 'Tnıe West- Vahşi Baü' oyununun sonunda birbirleriyle savaş halinde olan iki kardeşten bın dığerini beş dakika boyunca neredeyse bo- ğarak öldürüyor. Oyun geçen yıl Yorkshire Playhouse'da sah- nelendiğinde seyircı neredeyse yennden kalkıp sahnede olan- lara müdahale edıyordu. Geçenlerde Londra'da perde- lerini açan 'Simparko'da 'True West'deki iki erkek kardeş ara- sındaki ilişkinin yankılan var. Ancak bu kez kavga halindeki iki kişi, 4O'lı yaşlarda. Birinin yalan ötekinin de doğru söyle- mesine götüren bir olaylar ör- güsü olmasa da, oyun, temelde yalan üzerine kurulu. 'Simpatico', bir başka Ame- rikalı oyun yazan Arthur Mil- ler'ın 'All My Sons' adlı oyunu- nun bir karşı tezi olarak nitele- niyor. Miller, trajik bir gerçek- le, karakterlerinin ikiyüzlülü- ğüne radikal bir saldın yöneltir- ken, Shephard bütünüyle yok olana dek soğanı soymayı sür- dürüyor. Sik sık bir Amerikalı kahra- man olarak anılsa da, Shephard -Bence, güçlü bir benlik duy- gusu >'azgryaînanmıyor. Bazı in- sanlar bunu böyle tanunlasalar da, bütünüyieyalan" dıyor. Bu, belkı de Shephard'ın Amerikan rüyasına yönelttiği en keskin saldın. Ç PROGRAM ÜBUGÜN / HARBÎYE MUHSİN ERTUĞRUL: 11.00' Sergı Tiyatro Fotoğraflan" Ahmet Yirmıbeş 12.00/ Film tt Metropolis"Yönetmen: FritzLang 15.00/ Oyun "Gözlerimi Kapanm Vazifeıni Yapanm" 18.30/ Dia Göstensi Aras Neftçi KADIKÖY HALDUN TANER: 12 00/ Fotoğraf Sergisi "Çeşftfemeter" Afet Demet 13.00/ Sergı "Anadolu Yakaa Ressamlar Grubu" 15.00 Konser Suat Ankan (bas), Cemalettin Kurugüllü (tenor), Ferda Ankan (arp). Elisabetta Di Stefano (pıyano) 19.00 Oyun "Döncrek ÖJdüter" tstanbul tktısat Sahnesi ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL: 19.00/ Oyun "Orkestra" Kızılay Özel Hemşirelık Meslek Lısesi FATİH REŞAT NURİ: 19.00/ Oyun "Haroki ve Maudc" Büyükçekmece Bedia Muvahhit Tiyatrosu YARIN/ HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL: 12.00/ Fılm "Potemkin Zjrhüsı" Yönetmen: Sergey Eisenstcin 15.00/ Söyleşı "Tiyatro ve Psikiyatri" Dr. Göksel Bayam 17.00 Happening 18.30, Dıa Göstensi "Evlerimiz ve tnsanlanmız" Tolunay Tımuçın KADIKÖY HALDUN TANER: 14.00/Söyleşı "Içundeki tnsan" Dr. Ismail Hakkı Sır 19.00 Oyun "Kaç Baba Kaç" tstanbul Ünıversitesi Devlet Konservatuan ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL: 19.00' Oyun "Kral Oidipus'un Kirii Oidipus Yorumu" MSU GSF Tiyatro Topluluğu FATİH REŞAT NURİ: 19 00/ Oyun "Taaye" IÜ Öğrencı Kültür Merkezi Tıyatro Kulübü. Konusu "yirmibirinci yüzyıl ortaça- ğı"nda geçen. Turgay Nar'tn yazıp Işıl Kasapoğlu'nun yönettiği "Çöplûk" ise 24 ve 25 mayısta Muhsin Ertuğrul Sah- nesi'nde perde açacak. Ankara Sanat Ti- yatrosu bu yıl festivale George Miche- le'nin "Bir Pazar Gezintisi*'nden Rutkay Aziz'in tiyatroya uyarladığı "Pazar Key- fî" adlı oyunla katılacak. Oyun, 2 ve 3 ha- ziran tarihlerinde Harbiye Muhsin Er- tuğrul Sahnesi'nde izlenebilir. 'Bir Ülke Bir Tiyatro'da Makedonya Festivahn "Bir Ülke Bir Tiyatro'' bö- lümürıün konuğu bu yıl Makedonya ola- cak. Üskiip Dram Tiyatrosu, Danilo Ko- cevski'nin "İlk Nefes" adlı oyununu Bi- rim Tiyatro'da 29 ve 30 mayıs tarihlerin- de sahneleyecek. Goran Trecovski'nin yönettiği oyunun dramaturgu Bogomil Gjuzel, "Godot geldi- Peki sonra?" so- rusunu yöneltıyor ve ardından oyunla il- gili yorumunu şu sözlerie özetliyor "Ko- cevski'nin bu yapıü, geçiş dönemindeki tophımumuzu -salt bizi değil- inceüyor. - N'eye geciştir bu? Ozeüeştirmeye ve eski komünist yeni kapitalistierin oluşturdu- ğu kapitalist sisteme mi?- O halde 'geçiş dönemf nin öncesi 'Godot'yu BekJeyiş' dönemhdi. Daha mutiu bir yaşama ka- vuşacağımızı umuyorduk-öldükten son- ra-. Artık Godot geldi ve Vladko ile Est- ro'ya boDukve' kuşlar gibi' özgür olacak- lan sözûnü veriyor, ama onlar gerçekten mutlular mı?" Yunanistan'dan AttisTheatre,Aeschy- lus'un "Promete" adlı oyunuyla, 3 ve 4 haziranda Kenter Tiyatrosu'nda seyirci karşısına çıkacak. Theodoros Terzopo- ulos'un yönettiği oyunun prömıyeri ts- tanbul'da gerçekJeşecek. Festivale Almanya'dan katılan Tübin- gen Zeh Ensembie Theater, George Ta- bori'nin "Annemin Cesareti" adlı oyunu- nu 31 mayıs ve 1 haziranda Kenter Ti- yatrosu'nda sahneleyecek. Otto Kuk- la'nın yönettiği oyunda, Macarasıllı Ya- hudi yazar George Tabori'nin 60 yaşın- daki annesinin 1944 yılında otobüs du- rağında beklerken birdenbire tutuktana- rak Auschwitz'e götürülmesi anlaOhyor. Tabori'nin annesi 11.5 saat süren bu kâ- bustan mucizevi bir biçimde kurtulur. tn- sanlan ölüm fabnkasına göndermekle yükümlü olan subay Tabori'yi serbest bı- rakır. Tabori bu gerçek öyküyü, son de- rece gündelik ve esprili bir dille yansıtı- yor sahnede. Fransız Centre Dramatique N'aüonal d'Orleans ise Stephane Braunschvveigve Giorgio Barberio Corsetti'nın bırlikte yönettiği. Thomas Mann'ın "Dr.Faust" metnınden yola çıkarak, Goethe, Marlo- we, Andersen ve Baudelaire'ın şiir ve metinlerinden oluşturulan "Dr. Faustus ya da Şeytanın Paltosu" adlı kolajla se- lamlayacaktar lstanbullu tiyatroseverle- ri. Bu oyun, 26 ve 27 mayıs tarihlerinde Taksim Sahnesi'nde izlenebilir. Açüış 'Tlyatro Gemisi'yle Rumelih^ar'ında tspanyol ElsComediantstopluluğu, bu yıl "TıyatroGeınisi''ni Ortaköy'e demir- leyecek. Festivalin açılış gecesinde Ru- melihisan'nda zaman ve mekân boyut- laruıı aşarak, kendine özgü renkli anla- tım diliyle izleyicinin düş gücünü zorla- yarak, havai fışekler, masklar, müzik ve danslarla kurulu bir gösteri sunacak. 25 mayıs akşamı ise gemi, Boğaz'dan Orta- köy'e yaklaşacak. Topluluk, masallar- dan ve mitolojiden firlamış kahramanla- nyla seslenecek seyircilere. Dünyaca ünlü kişileri, pop yıldızlan- nı, kendi yaptığı kâğıttan kostümlerle taklit eden Italyan sanatçı Ennio Marc- hetto, 25 ve 26 mayıs tarihlerinde Ken- ter Tiyatrosu'nda alışılmad^c bir gösteri sunacak. Beden kullanımındaki ustalığı, olağa- nüstü bır hızla bir kişilikten diğerine ge- çişi, kendi tasanmı olan kâğıt kostümler- deki yaratıcı dehası, dinamizmi ve izle- yiciyi kınp geçiren gözlemleri, Marchet- to'nun adeta "canh karikatür" olarak ta- nımlanabilecek gösterisini eşsiz kılma- ya yetiyor. 1994 Edinburgh Festivali'nde iki ge- ce üst üste 3500 kişilik Festival Hall'u dolduran ve ayakta alkışlanan Alman sa- natçı Ute Lemper, Alman kabare şarkı- lanndan, Hollander, Brecht ve Hfeill'den. Fransız şansonlanndan, Piaf ve Pre- vert'den örnekler sunacak. 23 ve 24 mayısta Ses Tiyatrosu'nda sahneye çıka- cak olan Lemper'e, pıyanoda Bruno Fontaine eşlik edecek. YAZIODASI SELİM İLERİ İki Zaman Dilimi Şair Nigâr Hanım'ın, Hayatımın Hikâyesi adı ve- rilmiş, güncesinden seçmeler kitapçığını okumuş olanlar, orada, bir debdebeden çözülüşe, yıkılışa yol alındığını bilirler. Devrinin saltanatlı şairesi, Yahya Ke- mal ve Abdülhak Şinasi'de yıldızının pariadığı gün- leriyle görülür. Abdülhak Şinasi, onu birbirinden şık gıysileri içinde, aynalar karşısında göz kamaştınrken hatıriar. Nigâr Hanım, mutsuz evliliğini sanatla, edebiyatla tedavi etmek istemiştir. Uzun yıllar her salı konağı yer- li ve yabancı, kadınlı erkekli konuklara açılır. Gelen- ler edebiyat, müzik, güzel sanatlar konusunda söy- leşirler; sanatçılar şiirlerini okur, müzik adamlan çal- gılan başına geçer. Bu, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, yan alafranga, Müslüman kültürüne bir hayli bağlı zarafet dünyasıdır. Şair Nigâr Hanım şiirde gelenekçi çizgiyi sürdürür, dinî inançlanna bağlı kalır. Bir yandan da Avrupa yol- culuklanna çıkar, Vıyana Operası'nda 'dünyanın bu- gün en meşhur muganniyesi' Selma Kurz'u dinler- ken ağlar. Kısacası, belki de yalnız geçen yüzyıl so- nuna özgü, kendisiyle banşık, Doğu'ya bağlı, Batı'nın sanat ve kültür değerierinden de haz duyabilen Os- manlı-Türk aydınını simgeler. Ne var ki Hayatımın Hikâyesi, 1910'dan sonra bir- denbire çehre değiştirir. Şairenın sayfalar boyu süren o kadar karışık, dolambaçlı maaş hikâyesini serüven romanı gibi okuruz. Çeşitli tasarruf öniemleri arasın- da onun da padişah ihsanı aylığı kesilmiştir. Naciye Suttan'la Enver Paşa'nın yardım eli uzatmasını ta- lep etmek, Şair Nigâr Hanım'a epey ağır gelirse de, Enver Paşa huzuruna çıkıp durumu anlatmak zorun- da kaiır. Kendisinetekrarmaaş bağlanır. Padişah ihsanı pa- ra o günün Osmanlı sanatçısına doğal görünmekte- dir. Bu yeni aylık ise Naciye Sultan'ın kişisel bağışı- dır. Nigâr Hanım gelecek zamanların saptayabilme- si için güncesine şöyle yazar: "Ertesigün, Hatice Suttan'da misafîr bulunuyor- dum. Naciye Sultan'ın başağası, bana, biratiyesini getirdi. TeşekküriçinSultan'ın tekrarziyaretindebu- lunduğum ve doiayısıyla sorduğum zaman: 'Maaşı- nızdır'.cevab/n/ aldım. Hakikaten de eylülden beri bu maaşı göndermek lütfunda bulunuyor. Fakat, emelim, bu maaşın, kesilen eskisigibi, hükümdanm tarafından tahsis olunmasıydı. Neyse, kısmet böy- leymiş..." Gelgelelim hükümdar artık koruyucu kimliğini yitir- mekte, imparatoriuk büyük çöküşe sürüklenmekte- dir. Zaten arka arkaya savaşlar patlak verir, nihayet Birinci Dünya Savaşı bütün karanlığıyla belirecektir. Nigâr Hanım için maddi ve manevı yıkımlar daya- nılacak gibi değildir. Bir gün, genç yaşta ölenlere acı- makta, bir gün, güzel bir defter satın aldığı için utan- makta, Istanbul'un perişanhğına şaşmakta, savaş için ne diyeceğini bilememektedir. Savaşın trajedisi- ni elbette bir Stefan Zweig ölçüsünde kavrayamaz; ama içtenliği nasıl görmezden gelinir: "Ah bu müthiş harp! Ah, mahvolan gençlikler, inleyen yaralılar, sü- rüklenen ve sürûnen insan yığınlan..." Birbirini kovalayan çözülüşler, yoksulluklar ortasın- da Nigâr Hanım, Enver Paşa'nın bir torba pirinç ar- mağanı için gözyaşı döker, süpürgetohumundan ek- meği sindiremez, üşür, yalnızlık çeker, babasının es- ki yatak mangalıyla ısınmaya çalışır, bunlar güncesi- nin son yazılan olur. ölümü arzulamış, 1 Nisan 1918'deölmüştür. Bu bir zaman dilimi. Gelelim ıkincisine: Seksen yıl sonra... Televizyondan seyrettiğimiz birstüdyo. Ren- garenk ışıklar yanıp sönüyor, görkemli görünmesine özenilmiş dekorun pariak renkleri aydınlanıp beliriyor, belirip aydınlanıyor. Salon tıkabasa dolu. Genel gö- rüntüde stüdyo konuklannın dar geçim koşullannda yaşayan kişiler olduğu hemen anlaşılıyor. Sunucu büyük bir sevinç içinde filanca kanalın her gün, her akşam bu yanşmayla yanşmacılara, ekran başındaki izleyicilere bilmem kaç yüz milyon lira ve- receğini haykınyor. Çığlık kıyamet! Yanşmacılar ara- sında bir edebiyat öğretmenı var. Birbirinden çürük elma, kurtlu incir sorulan bıldikçe gülümsüyor, sunu- cuyla kucaklaşıyor, salondaki öğrencileri öğretmen- lerini çılgınca alkışlıyorlar. Edebiyat öğretmenini bilmem ama, bu öğrencile- rin Şair Nigâr'ı tanımadıklannı, böyle birisinden ha- bersiz olduktannı adım gibi biliyorum. Edebiyat öğ- retmeninin onlara Nigâr Hanım'dan söz açacak ne olacağı var, ne de ilgi devşirtecek yöntemi bulabile- ceği zamanı. Hiç kimse kınamasın, edebiyat öğret- meni, hakkı olan aylığı asia ve asla alamadığından, çok naklı olarak, televizyon yanşması peşinde, beş on milyon toplamaya didiniyor. Edebiyat öğretmeni, belki de Şair Nigâr Hanım gibi, süpürgeotundan ek- mekyiyeceği günlerin telaşı içinde. Televizyon kanal- lanysa herkesin cebinden çıkan parayla saadet da- ğıtmak iddiasında. Görünüşe bakılırsa, alan memnun - satan memnun. Ya Şair Nigâr Hanım'ın memleketin genç insanına örnek gösterilecek haysiyeti? Çoktan kaybolup git- miştir. llginç olan, Nigâr Hanım'ın bir dizesinin bütün memleket için bugün simgesel anlam taşıması: "Ben kimsesiz tevekkeli, metmk kalmadım..." Burhan Oçal ve Biot Rsk bu akşam CRITde • Kültûr Servisi- Burhan Öçal ve Eliot Fisk Gitar ve Vurma Sazlar tkdlisi bu akşam saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bir konser verecek. ilk konserini 13 yaşında veren, halen Yale Üniversitesi Gitar Bölümü Başkanı olan, Köln, New York ve Granada kentleri arasında yaşamuu sürdüren sanatçı pek çok eserin gitar uygulamasmı gerçekleştirdi. Bach, Beethoven, Haydn, Mendelssohn ve Scarlatti gibi birçok bestecininn yapıtından oluşan bu çalışmanın yam sıra sanantçı, konserlerinde Brittenn,Henze, Petrassi gibi çağdaş bestecilere de yer veriyor. Boby Watson, Pierre Favre, Airto Mreira gibi ünlü cazcılarla ve klasik piyano ustalanyla birlikte konserlerine devam eden Burhan Öçal, aralık aymda CRR'de verdiği konserle büyük ilgi görmüştü. HalK Dansları Yarışması Rnali • Kültür Servisi- Kültür Bakanlığı ve Hacı Ömer Sabancı Vakfı'nın düzenlediği "Komple Nitelikli Topluluklararası Halk Danslan Yanşması" bu akşam saat 20.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Programda yanşmamn yanı sıra; Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mehmet Özel, Hacı Ömer Sabancı Vakfı Başkanı Hacı Sabancı ve Kültür Bakanı Ercan Karakaş birer konuşma yapacak.Kreasyon Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü'nün "Anadolu'dan Esintikr" defılesi, Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu konseri izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear