23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9NİSAN1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK Tet 0.212.512 05 05 Foks: 0.212.513 90 9t Ilısan Doğramacı'yı kutiuyonız D rof.Dr.lhsan Doğramacı'yı 80. doğum gününü idrak et- tiği şu günlerde biz de kutlu- yor ve aynca 80'li yıllarda ül- kemize YÖK'ü kazandırdığı için kendi- sine aynca şükranlanmızı sunuyoruz. Orgeneral Kenan Evren'in yakın dostu büyük insan Doğramacı'yı. B/- ren'den sonra Çankaya'_ya çıkarak hi- mayesine alan Turgut Özal'ı bu vesi- leyle rahmetle anıyoruz. Özal'dan sonra cumhurbaşkanı ola- rak Doğramacı'ya aynı şefkati göste- ren Süleyman DemireTe minnetleri- mizi arz ediyoruz. Turgut Özal'ın başbakan iken Istan- bul'da profesörlerle yaptığı toplantıda Doğramacı'yı yerden yere vuracak or- tamı hazııiadığını anımsıyoaız. Ama sonradan, Doğramacı'nın Özal'ı ziyaret ederek, hakkındaki "yan- lış" izlenimleri sildiğini ve Özal'ın da Erdal tnönü ışişleri Bakanı Erdal Inö- nü'nün Kuzey Irak'taki askeri harekâtı anlatmak için Was- hington'a yaptığı iki günlük gezlnin ardından arkadaşımız Fuat Kozluklu nun izlenimleri şöyle: "VVashington'da Büyükelçi Nüzhet Kandemir'in konutunda kalan Inönü, ilk gece, sokağa çıkıp yürüyüş yapmak istedi. Inönü'ye Kandemireşliketti. An- cak Kandemir'in koruması da güven- lik nedeniyle yürüyüşe katılınca Inönü, Kandemir'le yalnız kalmak istedi. Bu- nun üzerine koruma, birkaç adım ge- riden yürümeye başladı. Fakat, az son- ra FBI'den altı kişi birden peşlerine ta- kıldı. Inönü, ABD'nin önde gelen basın ve televizyon temsilcilerinden 14 kişiye Kandemir'in konutunda bir akşam ye- meği verdi. Inönü, esprileri ile zaman zaman kahkahaya boğduğu sofradan neredeyse ağzına bir lokma koyama- dan kalktı. Çünkü, yemek boyunca Inönü'ye tam 51 soru soruldu... CNN'e çıktıktan sonra büyükelçiliğe dönen Inönü, basın toplantısı için he- men masaya oturdu. Ve televizyon çe- kimi için yüzüne yapılan makyajı fark etti. Görevlilere banyoyu soran Inönü, gazetecilere 'Şu makyajımı bir temiz- leyeyim, sonra başlanz' diyerek masa- dan kalktı. Basın toplantısını da saatine bakıp 'Ooo, saat geç olmuş, gidelim artık' di- ye bitirdi." ÖzaPın nefsi G eçenlerde televizyonda, Sabah'ın Ankara mümessili Fatih Çekirge'nin bir programı vardı. Şeriatçılann reklamının yapıldığı ve tarikatîann bu memlekete ne kadar gerekli olduğunun anlatıldığı programda Korkut Özal da konuştu. Korkut Özal, ağabeyi Turgut Özal'ın, bir tarikat şeyhinin yanında bulunduğunu ve böylece "nefsine hâkim olmayı öğrendiği"ni bildirdi. Ankara'dan arayan bir okurumuz bu açıklamaya şu yorumu getirdi: -lyi ki nefsine hâkim olmayı öğrenmiş... Ya öğrenmemiş olsaydı! tnsanlar K itabın adı: Bir Yudum Soluk. Nebil Özgentürk, tanınan ya da tanınmayan insanlarla, dört yıldır yaptığı röportajları "biryudum"a indirip kitaplaştırmış... Her biri "insan" kokan röportajlannın sonuna da bir "ek" yapmış... Örneğin Yılmaz Güney'in annesi Güllü Pütün için şu bılgiyi vermiş: "1994 yılında Paris'te yaşamını kay- beden ünlü sinema adamımız Yılmaz Güney'in annesi Güllü Pütün, 1990 yı- lında oğlunun öldüğünü bilmiyordu. Geldik 1995'e. Bir asırlık yaşı olan Gül- lü Pütün, oğlunun öldüğünü hâlâ bilmi- yor. Hâlâ oğluyla telefonda konuşu- yor." Nebil'in "Bir Yudum Soluk"u, birso- lukta okunan kitaplardan... ömrünün sonuna kadar Doğramaa'ya kol kanat gerdiğini biliyonjz. Demirel'in de, Doğramacı'nın "eser'i YÖK için "YÖK'ü yok edeceğiz" dedi- ğini biliyoruz. Ama Çankaya'ya çıktıktan sonra Sü- leyman Demirel'in Doğramacı'danya- na döndüğünü ve en sonunda bu de- ğerli bilim adamını "Heykelini dikmek yetmez" diyecek denli takdir ettiğini görüyoruz. Orgeneral Kenan Evren'den sonra Turgut özal ve Süleyman Demirel'in de takdirine mashar olan Doğramacı'ya, 80. yaş günü münasebetiyle "Çanka- ya Nişanı" verilmesini, böyle bir nişan yoksa yaratılmasını öneriyoruz. Halen üniversitelerde görev yap- makta olan ve Doğramacı'nın büyük "eser"ine karşı muhalefeti sürdüren if- lah olmaz bazı öğretim üyelerinin bir an önce kürsülerinden uzaklaştınlmalan- nı bekliyoruz. Doğramacı'nın "Siz ne istiyorsanız söyleyin, hemen yapacağım" sözüne aldınş etmeyen ve üstelik bu öneriyi "adam satın alma yöntemi" şeklinde yorumlayan, kendini bilmez bazı öğre- tim üyelerine gerekli dersin verilmesi- ni arzu ediyoruz. Aynı zamanda, dünyanın gördüğü ve görebileceği en büyük çocuk doktoru olan Prof.Dr.lhsan Doğramacı'nın ço- cuk bakımı üzerine yazdığı kitabını, ln- gilizceye çevirerek üzerine kendi adı- nı yazan Benjamin Spock'a da, YÖK kararıyla "fahri üçkağıtçılık doktoru" unvanının verilmesini temenni ediyo- ruz. Bu vesileyle biri devlete, ötekisi ken- disine olmak üzere iki üniversite kur- muş Doğramacı'nın 80. doğum günü- nü bir kez daha kutluyor ve kendisine nice 80'li yıllar diliyoruz. Ben karada neisem havada da oyum. Süleyman Demirel I$K£NC£DE -**> PRENSip- KIRIUR Zanıine Teyze'nin 'emekli maaşı' nce Kadıköy SSK Bölge Mü- dürü Ekber Doğan aradı. Ha- ni, kocasından miras kalan evi olduğu için, SSK'li oğlunun üzerinden aldığı sigorta karnesi iptal edilen Zamine Kocaoğlan vardı ya onun için... Zamine Teyze'nin geldiğini ve görüş- tüklerini anlattı: "Ne yazık ki sağlık karnesini geri ve- remiyoruz. Çünkü vefat eden eşinden dolayı Bağ-Kur'dan maaş alıyor. Sağ- lık hizmetini de Bağ-Kur'dan almak du- rumunda." Bağ-Kur'dan aldığı emekli maaşını sorduk, Doğan "Bilemiyorum" dedi. Sonra Zamine Teyze aradı. Anlattı: "SSK'ye gittim. Çok alakadar oldu- lar benimle. Hem müdür bey, hem sek- reteri çok alakadar oldu. Çok mutlu ol- dum. Bağ-Kur'dan maaş aldığım için sağlık karnemi de Bağ-Kur'dan almam gerekiyormuş. Şimdi gidip Bağ- Kur'dan sağlık karnesi çıkartacağım.". Zamine Teyze'ye Bağ-Kur'dan aldı- ğı dul maaşını sorduk, "Bir mityon 28 bin lira" dedi. Birşey diyemedik... Trabzon'a uçakyok, otobüs vereHm! 1 nisanda uçakla Almanya'dan gelen bacanağı, ailesiyle biriik- te aynı günün akşamı saat 20.10'da THY ile Istanbul'dan Trabzon'a uçacaktı... llhan Vardarda Almanya'dan gelen yakınlarını Trabzon'a uğurlamak için Atatürk Havaalanı'ndaydı. Derken, THY'den Trabzon seferinin rötariı yapılacağı duyuruldu. Ardından da hava muhalefeti nede- niyle seferin ıptal edildiği, uçağın 2 ni- san pazar sabahı saat 08.10'da kalka- cağı bildirildi. Ertesi gün, sabah saatlerinde hava- alanına gittiklerinde, aynı gerekçe ile seferin ertelendiği, 20.10'da yapılaca- ğı açıklandı. Daha sonra verilen bir telefon numa- rasının saat 16.00 sularında aranması durumunda akşamki sefere ilişkin ke- sin bilginin verileceği, Avrupa'dan ge- len yolcular için de öğle saatlerinde Trabzon'a otobüs kaldınlacağı belirtil- di. Vardar, saat 16.00'da verilen telefo- nu aradığında, kendisine Trabzon uça- ğının saat 21.10'da kalkacağı ve yol- culann saat 20.00'de havaalanında ol- ması gerektiği söylendi... Uzayıp giden ve ne olduğu belirsiz bu rötarlar üzerine llhan Vardar'ın ya- kınlan saat 18.00 sulannda kendi ola- aklanyla otobüse binip Trabzon'a ha- reket etti. Ama llhan Vardar THY'nin peşini bı- rakmadı... Hava muhalefetini gerekçe gösterenlere inanmadı ve Trabzon'a telefon etti. Havanın sissiz ve hafıf ya- ğışlı olduğunu öğrendi. Hatta telefo- nun öte uçundan, o an geçen bir uça- ğın motor sesini de dinledi... Vardar'ın dikkatini çeken unsur, 2 ni- san sabahı bile THY'nin ertelenmiş se- fer için yolculara bilet kesmekte oldu- ğuydu... Insanlar, terminalde perişan bekleşiyordu... Habercilikte bir numara olduğunu açıklayan atv'ye telefon etti. 20.00 ha- berierinde, havaalanında beklemekte olan yolculann perişanlığını gösterebi- lirier diye... Ama ilgilenen olmadı. 3 nisanda, Trabzon'a bir kez daha te- lefon edip otobüsle giden yakınlanyla görüştü. Otobüste bir Alman vatanda- şının olduğunu ve THY yetkililerinden sağlıklı bilgi edinemediği için ortada kaldığını öğrendi... O sırada THY Genel Müdürü Atilla Çelebi, Japonya'ya ikinci hat açtıkla- nnı ve bundan sonra Tokyo'nun yanı- sıra Osaka'da deniz üzerinde inşa edi- len Kansai havaalanına da sefer yapa- caklannı bildiriyordu... Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Aşk, karşındakinin gıyabında kendini sevmektir. Irak sının, Meksika sının ve uvdu(r) Y eni Yüzyıl gazetesinde Savaş Süzal'ın yazdığına göre, Irak sınırının uydu aracılığryla kontrolü tartışılıyormuş... Ha- berin başlığına bakılırsa teröre karşı Türksat uydusu kullanılacakmış. Ha- berde "sistem"in nasıl çalışacağı bile açıklanıyor: "Elektronik gözler, belirii bir alanı ge- çen belirli hacimdeki kişilerin hangi noktada kaç kişi olarak geçtiklerini uy- du aracılığıyla sınır gözlem postalanna bildiriyor." Vay canına... ABD'nin Meksika sının eleğe dön- müş durumda. Amerikalılar, belirli ha- cimdeki Meksikalılann hangi noktadan kaç kişi olarak ABD'ye geçtiklerini ne- den saptamıyor acaba? Uydulan yok- sa, Türksat'ı kullansınlar bari! Fakülteler, 'katkı payı' dışında para alabilir mi? armara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Erol Eti'nin, yazı işleri müdürtüğümüze gönderdiği bir açıklaması var "4 Nisan 1995 tarihli gazetenizin Vaziyet köşesinde Marmara Üniversitesi başlığı artında Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenci belgelerinden makbuzsuz para alındığı iddia edilmektedir. Fakültemizde son tasarruf uygulamalan sonucunda ödenek yokluğundan kaynaklanan nedenlerle evrak baskı ve kağıt giderlerini karşılamak amacıyla 24.02.1995 tarihli Fakülte Yönetim Kurulu karan doğrultusunda öğrenci belgelerinden 25.000 TL, Döner Sermaye Makbuzu karşılığında ücret alınmaktadır. Kesilen makbuzdan tasarruf amacıyla zaman zaman birden fazla öğrenciye toplu olarak tek makbuz kesilmekte, aynca veremeyen öğrencilerden bu para alınmamaktadır." Dekan Eti, Vaziyet'i ciddi araştırma yapmaya davet ederek bitirirken, açıklamasına belge olarak da iki makbuz eklemiş. Bu makbuzlardan biri, bir öğrenci adına "öğrenci belgesi ücreti" karşılığı 25.000 lira olarak kesilmiş. Diğeri ise yedi öğrenci adına "not döküm ücreti" karşılığı 150.000 ve "öğrenci belgesi ücreti" karşılığı 150.000'den toplam 300.000 lira olarak kesilmiş. Marmara Üniversitesi Döner Sermaye Saymanı Yalçın Gülersoy, yedi öğrenci adına kesilen toplu makbuzdakj 150.000 liralık not döküm ücreti'nin bir öğrenciye ait olduğunu bildirdi. Bu durumda, öğrencilerden Yönetim Kurulu karan dışında, 25.000 liranın üzerinde para da alınıyor muydu? Ve dekanı aradık ancak yerinde bulamadık. Dekan yardımcısı Prof.Dr. Çiler Inan'la görüştük. Sayın Inan, öğrencilerden makbuzsuz para alındığı yolundaki iddiayı, Vaziyet'e aktaran kişiyi provokatör olarak niteledi. Öte yandan bir açıklama da, dekan yardımcısının "provokatör" tanımına uyan adı bizde saklı sanatçıdan geldi. Başından beri konuyla ilgilenen sanatçı, Tstanbul Üniversitesi öğrenci işlerinden bir arkadaşım, 'Para alamazlar, yasak' dedi. YÖK'e telefon etmeye çalıştım, ulaşamadım. Acaba hangi kanuna dayanarak para topluyorlar" diye soruyordu. Biz de bu soruyu, YÖK Başkanvekili Prof.Dr. Mehmet Ali Kısakürek'e yönelttik. Prof. Kısakürek, öğrencilerden öğretim yılı başlarken alınan "katkı payı" dışında herhangi bir para alınamayacağını bildirdi ve not çizelgesi ya da hastaneye sevk kâğıdı gibi evrak için öğrencilerden para almanın kanuni ve mali bir dayanağı bulunmadığını açıkladı. Böylece, makbuzlu da olsa öğrencilerden para alınamayacağı ciddi bir şekilde araştınlmış oldu! ÇİZGÎLİK KÂMtLMASARACl HARBt SEMİHPOROY BULUT BEBEK NURAYÇtfrçl Acısını.. çocolclarınızdan zı yöneticilcrinizi TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 9 Nisan ÜNLÛ B/R ELEKTRİK MMENDİSL 'rB BueûN, ÜHLÜ £LEkTK/ti ÇOK BAÇAR/U <SEÇ£M Ö&ZEMİM yrLLARfMöA, SOSyAL DE MOKAAT İÇÇ-r PAGTİSt tçjAJ SAZETE ÇHZARH&Z£N PO- SMf/ P£ePE SİBUİÇrİ-- ÜNİVERS/TEyi TAK4AMLA- FmsArr BULAMA*4U •»•""• şş m M£LEZt Û2£6lfJO£ ÇAUÇAAAYA SAfLA/AA/ MÜHENOİS BİR SÜK£ SOA//SA GBMBRAL. SLECTe/C ŞHSKJETf 'U£ ' EAJ AZ ZOO 8ULUÇ YAPMtŞrt- ÖZELt-i/CL£ F AKfMLA ÇACfÇAA/ StSTEML£R ÛZ&efAJ- — DE ARAÇnRMAO4K. »4fiMfp7. 6ENERAL e~L£C7T&C' ~= S/eo/Ğl GÜU, SÜROUUti PüVABfA/M S/GAfSA İÇİL- MEZ L£tfHAŞ/A/l GÖ/eÜA/CE ALTtMA 'STEINMETZ P€ YOtİ MoriH/u iüçri&Mişn'.. KUKAL nsueu oESişneujıişTi T.C. ERZURUM1.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT DosyaNo: 1994/5439 Alacakhsı Erzurum'da Doğukaıt A.Ş. vekili Av. Ufuk Temurlenk'e borçlu "Kars Cad. No: 129 Iğdır" adresinde ti- caretle iştigal eden llhan Özgündüz adı- na çıkanlan ödeme emn bilaikmal iade edilmiş olup, zabıta marifetiyle yapılan tahkıkatta borçlunun tebligata yarar ad- resi tespıt edilememıştir. Şimdi ise ala- caklı mûracaatla takibin kesinleşmesi için ılanen tebliğini talep etmiş olup, iş- bu ilan zaptının Türkiye genelinde tirajı büyük gazetelerden birisinde neşri ile bu ilandan ıtibaren 5 gün içerisinde imzanın kendisine aıt olmadığı ya da senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığı iddiasında ise Icra Tetkik Mereiine şikâ- yette bulunması, aynca IlK'nin 74. raad- desi gereğince mal beyanında bulunma- sı. bu lazimeleri yerine getirmediği tak- dirde takibin kesinleşmiş sayılacağı ila- nen tebliğ olunur. Basın: 14669 tLAN ERENKÖY GİRİS GÜMRÜK MÜDÜRLUĞÜ Dosya: 19916/94-2801 Gümrüğümüzde Sema Makamacılık San. AŞ adına işlem gören 13584 sayüı 13.10.1980 günlü giriş beyannamesi muhteviyatı eşyalardan tahakkuk eden 29.818.000- TL gümrük vergi ve resim- lerin fırmanın bilinen adreslerinde bulu- namadığından, mezkür devlet alacağı tahsil edilememıştir. Tebligata esas olacak başkaca bir ad- resi bilinemediğinden 7201 sayıh Tebli- gat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelerine göre ilanen tebliğine karar verildi. Tebhgat yerine kaim olmak üzere teb- liğ olunur. Basın: 15480 lzmit, Karamürserde satılık daire Tel: 0 216 338 85 71 YENİ CIKTI ÇAâOAŞ YAYMLARI Hikmet Çetinkaya lyi birgazeteci aynı zamanda îyi biryazar olmalıdır. Hikmet Çetinkaya bugüne kadar yayımladığı küapları ile yazarlık yeteneğini kantilamıştır OktayAkbal Fiyatı: 140.000TL Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tef:512 05 05
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear