22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinc • Genel Yayın K.oordınatörü Hikmet Çetinkava 0 Yazıışleri Müdürlerı. fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç # Haber Merkezi Mudürü: Hakan Kara # Görsel Yönetmeır Fikret Eser Dış Haberler Ergun Bakı • Isöhbarat Yalçın Çnkjr • Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV U>g»r Ertmektar • Kûltür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelnun • Yurt Haberlen: Mehmct Sar»ç • Makaleler. Sami Karaören # Çevın Seyfettin Turiuııı # Düzeltme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf Erdoğın Kâseoğhı Yayın Kunılu Ilhan Selçuk (Başkan). Orhstn Erinç, Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikraet Çetinkaya, Şûkrao Sooer, Ergun Bakı. Diırç Tayanç, İbrahim YıMız, Orhao Bursaü. Mustaft Balbay. AnkaraTerroılcısı. Mustafa Balbay •HabcrMüdürü: Doğan AJanAtatürkBuIvanNo: 125,Kat.4,Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 haî). Faks: 4195027 • izmır Temsılctsr Serdar Kınk,H.ZıyaBlv 1352 S 2/3 Tel: 4411220. Faks: 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550, Faks- 3522570 Müessese Müdürü: Erol Erknt • MEDYA C: • Yönetım Kunılu Koordınatör Ahmet Koruban 9 Başkanı-Genel Müdür Gülbin Muhasebe Bülent Yener • ldare Erdıran • Koordınatör Reha Hüsevîn Gûrer 0 İşletme: Önder Hıtman 9 Genel Müdür Yardun- Çeik • Bılgı-lşlem Nail Inal • cısı Mine Akd«ğ • Halkla Uı«- Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler kıler Müdünı Norten Berksoy Yayunlayu ve Basan: Yenı Gun Habcr Ajansı. Basın ve Yayınctlık A.Ş Tflrkocagı cad 39'41 Cağaloğlu 34334 lst. PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0712) 513 85 95 28NİSAN1995 tmsak: 4.23 Güneş: 6.00 Öğle: 13.09 _ tkindi: 16.56 Akşam20.04 Yatsı: 21.34 MEDYACTd 5i40753-5i39580-5i38460-6i,Faks:5ii84«i epotizm • BRİKSEL(AA)- Belçıka'da yapılan 'Euro Erotizm' turu başladı. Charlerdi kentinde düzenlenen 'Euro Erotizm' turunun ilk fuannın konusu, "Sadizm ve Yaşlı Erkekler"di. Göğûslerine zıncir takan mankenin, sadistlerle mi yoksa yaşlı erkeklerle mi ilgili olduğu, fiıan takip edenlerce anlaşılamadı. Ttiişvetm belgesi' imzalamyop • Haber Merkezi- Ülkemizde son yıllann en büyük skandalı olarak nitelendırilen "Civangate" olaymı her yönüyle araştırarak rüşvetin belgesini yazan gazeteci Yalçm Bayer, okurlanyla buluşuyor. Civangate skandalını, "Ruşvetin Belgesi" adıyla yayımlayan ve çok kısa sürede satış rekorlan kıran kitabını Yalçın Bayer, Kozyatağı Carrefour Hipennarket ahşveriş merkezinde 29 nisan cumartesi günü 14.30-17.00 saatleri arasında imzalayacak. Veri iletişimi semineri • Haber Merkezi - Açık Sistem Kullanıcılan Derneğı, "Türkiye'de Veri lletişiminin Bugünü ve Geleceği" konulu bir seminer düzenledi. Veri iletişimiyle ilgili pek çok konunun anlatılacağı oturuma Doç Dr. Ufiık Çağlayan başkanlık edecek ve Doç. Dr. Mustafa Akgûl. Suat Baysan, Cengiz Bulut, Doç. Dr. Yurdalcul Ceyhun, Doç. Dr. Emre Dağdeviren, Doç. Dr. Sinan Neftçi, Dr. Atilla Özgit konuşmacı olarak katılacak. Seminer, tTÜ Maçka Sosyal Tesisleri'nde 2 Mayıs 1995 Salıgünüsaat 13.00-18.00 saatlennde verilecek. YanJım kampanyası • Haber Merkezi - Lösemi hastasıolan 1979 doğumlu Ash Dinçer'in yurtdışına gidip tedavi olabılmesi için yardım kampanyası başlatıldı. Marmara Üniversitesi Hastanesi Çocuk Servisi'nde tedavisi sûrdürülen lise ikinci sınıf öğrencisi Dinçer'in babasmın işçi olması ve malı durumlannın tedavi parası olan 1.5 milyar lirayı karşılayamaması, yardım kampanyasını zorunlu lalıyor. Yardımseverler bu kampanyaya Iş Bankası, Emirgân Şubesı, 124-104 No'lu Hasan Dinçer adına açılan hesaba katkıda bulunarak katılabılırler. bısanlık Vakfı Genel Merfcezi • Haber Merkezi - 'tnsanın geliştırilmesi, yûceltilmesi ve gençliğe sahip çıkılması' amacıyla 17 Haziran 1993 tanhınde faaliyete geçen İnsarüık Vakfı'nın genel merkezi, TBMM Başkanı Hûsamettin Cindoruk tarafından törenle açilacak. Insanlık Vakfi Yönetim Kunılu BaşkanıProf. Dr. Mahmut thsan Özgen tarafından yapılan açıklamada, Içerenköy, Bostancı-Değirmendere Cad. No: 10 Kat 3 Gûrlş Merkezi Kadıköy/lstanbul adresindeki vakıf genel merkezinin, 29 Nisan 1995 Cumartesi günü saat 11.00'de törenle açılacağı bildirildi. Bozer'e fahri doktora • Haber Merkezi - Azerbaycan Tıp Üniversitesi, bilim gelıştirmesine, banşın pekiştirilmesi ve uluslararası ilişkilere katkısından dolayı Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Yüksel Bozer'e fahri doktora verdi. Bakanlar Kurulu'nca ilan edilen yeni turizm merkezlerinde de planlama ilkeleri ve çevre, devre dışında kaldı 4 Turizm'e yeni kurhan: Iimari OKTAY EKİNCİ Şehircilikle ilgili he- men tüm uzmanların, üniversitelerin ve meslek odalannın yıllardır tepki ve eleştirilerine neden olan turizm merkederi' uygulamasına yine de- varn ediliyor. Resmi Gazete'nin 17 Şubat 1995 günve 22205 sayılı baskısında yayım- lanan Bakanlar Kuru- lu'nun 15.12.1994 gün ve 94/6345 sayılı karan- nın ekindeki listede, Tür- kiye'nin değişik bölgele- rinde 6 yeni turizm mer- kezi daha ilan edildi. Ay- nı kararnameyle daha ön- ce ilan edilmiş 6 turizm merkezinde ise sınır de- ğişikliği yapılıyor. Bilindiği gibi turizm merkezleri, Türkiye'de anayasanın askıya alındı- ğı 12 Eylül döneminde yürüriuğe giren, 12 Mart 1982 tarihli ve 2634 sayı- lı Turizmi Teşvik Yasa- sı'na dayamlarak Turizm Bakanlığı'nın talebi üze- rine alınan Bakanlar Ku- rulu karanyla gerçekleşi- yor. Yine bilindiği gibi 1982 yılının Kasım ayın- da yürürlüğe giren ana- yasanın '12 Eylül dönemi hukukunu konuna altına alan' geçici 15. maddesı yüzünden aynı hukukun ürünü Turizmi Teşvik Ya- sası için de "Anayasaya aykındır" savıyla dava açılamıyor. Dolayısıyla ülkenin en değerli yerle- rinde, genel planlama ka- rarlarına aykırı olarak doğrudan merkezi hükü- met karanyla ve 'aynca- hklı koşuBania' özel imar haklarını devreye sokan bu bilime ve kamu yara- nna aykın yasal düzenle- me, aslında anayasa ile de çelişmesine rağmen yürürlükte kalabiliyor. Yağmaya dayanak 1984-1990 döneminde istanbul'da Park Otel, Svrissotel, Conrad, Gök- kafes gibi yağma projele- rınde dayanak olan tu- rizm merkezleri uygula- ması, özellikle Balmum- cu-Zincirlikuyu-Maslak güzergâhındaki örneğin Sabancı Center, Yapı- Kredi Plaza, Cevahirlerin kule binası gibi iş mer- kezlenne ayncalıklı imar izni sağlanması için de yine yasal olanak şeklın- de kullanılmıştı. Benzer şekilde Güney Ege ve Akdeniz Bölgesi'ndeki StT alanlannda, orman- lık kıyılarda ve özel çev- re değerleri taşıyan koylarda da yine Bakanlar Kurulu'nun turizm merke- zi ilanlanyla tarihsel ve doğal değer- leri tahrip eden otellere ve tatil köy- lerine özel izinler verilmişti. Bu spe- külatif ve ülke zenginliklerini gözar- dı eden uygulamaya karşı duyarlı çevrelerden yükselen haklı tepkiler üzerine ise 1991 yıh Ekim ayında iş- başına gelen koalisyon hükümeti, tu- rizm merkezleri ilanını artık durdur- muştu. Dahası, yine 1980'lerde ilan edilen ve özellikle lstanbul'daki yağ- ma projelerinin devamını öngören bazı turizm merkezleri de Turizm • 1996'da İstanbul'da toplanacak HABÎTAT Konferansı için bir fiıar ve sergi alanı olarak düzenlenmesi planlanan Tophane-Salıpazan bölgesinin "turizm merkezi" ilan edilmesi, temel amacı "demokrasi ve planlama" olan bir kent zirvesinin ilkelerine de ters düşüyor. • Bakanlar Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan son karannda ülke düzeyinde 6 yeni turizm merkezi daha ilan edilirken, aralannda Pısilis antik kentini tahrip eden Sangerme'deki tesislerin de bulunduğu 6 eski turizm merkezinde ise "yağmanın sımrlan" genişletiliyor. yayla turizmi alanlarının arasında 'tstanbuL, Beyoğlu, Tophane, Salıpazan turizm merkezi' olarak dikkat çe- kiyor. Resmi Gazete'deki krold- ye göre, Karaköy'deki tarihi Denizcilik Bankası ve yol- cu salonu binalanndan baş- layan kiyı kesimi, Salıpaza- n'ndaki antrepolan da içine alacak şekilde, Mimar Si- nan Üniversitesi'nin oto- parkına kadar turizm mer- kezi olarak belirlenmiş. Bu karar, Karaköy-Sah- pazan bölgesinin yeni imar ve kullanma kararlannın da yine diğer turizm merkezle- rinde olduğu gibi genel planlama ilkelerine, nazım planı hedefierine ve planla- ma hiyerarşisine uyulma- dan, doğrudan 'yaünmcı vc bakanlık mutabakatıyla 1 belirleneceği anlamına geli- yor. Henüz belediyenin nazım plan çahşması noktalanma- dan ve îstanbul'un bu 'çok önemli' kent içi kıyı kuşağı- nın yine îstanbul'un genel metropoliten gereksinmele- rine göre yeni işleviniıı iıe olacağı nazım plan bütün- selliği içinde belirleneme- den, adeta imar hedefierine 'd koyarcasma' böylesi bir karar almak ise 'demokra- tikleşme sfirecine' de pek yakışmıyor. tstanbul'a daha önce Park Otel, Snissotei ve Conrad gibi \ağma projelerini kazandıran "turiznı merkezi'' uygulaması şimdide Tophane- Sahpazan kryı kıîşağına yöneldi Mimarlar, karann iptalini istiyor lstanbul Haber Servisi - TMMOB Mimarlar Odası, Tophane-Salıpazan'nı "turizm merkezi" ilan eden Bakanlar Kurulu karannın iptal edilmesi ve yürüt- menin durdurulması için Danıştay'a baş- vurdu. Mimarlar Odası, Salıpazannın yer aldığı söz konusu kjyı kesimının, Tu- rizm Bakanlığı'nca planlanabilecek bir alan olmadığına dikkat çekti. 17 Şubat 1995 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "İstanbul - Beyoglu - Tophane - Sahpazan Turizm Merkea"ne ilişkin Bakanlar Kurulu ka- rannın iptal edilmesi ve yürütmenin dur- durulması için Mimarlar Odası harekete geçti. Danıştay Başkanlıği'na sunulmak üzere lstanbul ldare Mahkemesi Başkan- lığı'na, Mimarlar Odası'nın avukatı Der- viş Parlak tarafmdan verilen başvuru di- lekçesinde. Başbakanlık ve Turizm Ba- kanhğı şikâyet edildi. Tespit edilen turizm merkezi içinde Denizcilik Bankasf nın yönetim binası ve hastane yapısı ile liman yolcu salonu ve aynca Tophane - Sahpazan nhtımın- • Mimarlar Odası, Bakanlar Kurulu tarafından "turizm merkezi" ilan edilen Tophane-Salıpazan kıyı kuşağının Turizm Bakanlığı'nca planlanabilecek bir alan olmadığı gerekçesiyle, karann iptali için Danıştay'a başvurdu. da bulunan eski gümrük yapılan bulun- duğuna dikkat çeken avukat Derviş Par- lak, "Turizmi Teşvik Kanunu'nun kanı- mızca en önemli özendirme önlemi, ka- nunun 7. maddesivle Turizm Bakanlı- ğı'na verilen imar planlama yetkisinin kullanunı sırasında gerçekleşmektedir" dedi. 'Yapılanlar ortada' Özendirici nitelikteki büyük ve kârlı yatınm olanağı ile "ayncahklı imar ko- şuUan" arasında olağanüstü bir ilişki ve paralellik kurulduğuna değinen Parlak, bu yapıhrken doğal ve kentsel çevre ko- şullannm gözetilmediği ve alabildiğine parçacıl yaklaşımlar sergilendiğini vur- guladı. Bugüne kadar İstanbul'da ilan edilmiş turizm merkezlerinde yapılanlar, bu de- ğerlendirmenin görsel kanıtlan olduğu- nu ve buna Sürmeli, Park Otel, Gökka- fes, Swissotel'i örnek veren, avukat Der- viş Parlak, başvuru dilekçesinde daha sonra şunlan belirtti: "Karaköy - Tophane - Sahpazan ak- sındaki kıyı kesiminin turizm merkezi olarak ilanım gerektiren herhangi bir ya- sal neden yoktur. Bu alan tamamen, üze- rinde Denizcilik Bankası'na ve Hazine've ah kamusal yapı gruplaruun bulunduğu bir nhtımdır. Tarihi \olcu salonunun da bu nhtmıa, gerek ülkeler araa ve gerekse şehirlerarası sefer yapan yerti ve yabancı yolcu gemileri yanaşmaktadır. Bu nhom kimi zaman yanasan gemikrden dolayı Karaköy'den Mimar Sinan L niversite- si'nin bulunduğu Fmdıklı'ya kadar dol- makta, buraya yanaşamayan gemiler ise Sarayburnu ile Eminönü arasındaki nh- bmı kullanmaktadır. İstanbul'da bugüne kadar yapılan ve halen üzerinde çalışüan nazım planlarda bile. yolcu Kmanı için bu bölge dışında bir yer önerilememiştir. Turizm merkezinin tespiti ve ilanı, burada yapımı özendirilecek turistik tesisleri hedeflemektedir. Çünkü, tu- rizm merkezi tespiti ve ilanının olağan sonucu, imar planlama yetkisinin Tu- rizm Bakanlığı'na verilmesidir. Oysa söz konusu kıyı kesimi, Turizm Ba- kanlığı'nca planlanabilecek bir alan değildir. Burada yapılabilecek yeni bir plan- lama olsa bile, bu planlamada fstan- bul'un 12 milyona varan nüfusunun rekreasyon alanı gereksinimi ve Kıyı Kanunu hükümlerinin gözetümesi ge- rekir düşüncesindeyiz. Bu nedenle aıulan Bakanlar Kurulu karannın ip- tali için Yüksek Mahkemenize baş- vurma zorunluluğunu duyduk." Tek voku ümanı Bakanı Abdülkadir Ateş döneminde iptal edilmişti. Şimdi, Resmi Gazete'nin 17 Şubat 1995 tarihli baskısında yayımlanan yenı ilanda, şehircilik ilkeleri açısın- dan 'sakıncalT olduğu artık herkesçe bilinen bu uygulama 6 merkezde ye- niden devreye sokulurken geçmiş dönemde ilan edilmiş ve yine hakla- nnda yoğun eleştiriler bulunan mer- kezlerde de sınırlar genişletiliyor. Sangerme örneği Ömeğin, bu tür 'tevsi' edilen 6 tu- rizm merkezi arasında 'Muğla-San- germe alanı' özellikle dikkat çeki- yor. Ormanla denizin geniş bir kum- salla birlikte kucaklaştığı bu orman- lık kıyı alanında, aynı anda antik Pi- silis kentinin kalıntılan da bulunu- yor. 1980'li yıllardaki turizm merke- zi ilanıyla yoğun otel yapılaşmasına açılan bu tarihsel ve doğal StT ala- nında, orman katliamının yanı sıra 'kültûrel bir kıyım' da yaşanmıştı. Pisilis kentinin antik limanı üzerinde yükselen tber Oteli'nin inşaatı sıra- sında Roma devrine ait sur duvarlan da tahrip edildiğinden, Anıtlar Kuru- lu tarafından uygulamamn durdurul- ması ve sorumlular hakkında kovuş- turma açılması karan da alınmıştı. Ne var ki bu yasadışı tarih katli- amına izin verenler ve uygulamalar hakkında hiçbir işlem yapıldığı gibi tber Oteli 'ni törenle hızmete açan dönemin Başbakanı Turgut Özal, yükselen tepkileri de şöyle yanıtla- mıştı: "Bu Bizans eserlerini mi tercih edeceğiz yoksa bu turistik tesisleri mi? Otele karşı çıkanlar ukalahk ya- HABİTAT'a DİansiZ hazirilk eden ve hatta inşaat malzemesi ola- rak kullanan bu otele, "Pet şişe kul- kuımıyor''gerekçesiyle 'çevre ödûlü' de verildi. Şimdi de Turizm Bakanlı- ğı. vaktiyle 'Özal'ın himayesinde' gerçekleşen bu yağmanın sınırlannı genişletiyor. Geçmişte işlenen suçlann hesabı sorulacağma, yeni çevre cinayetleri- ne ortam hazırlanıyor. pıyor™" (21 Temmuz 1989 - Hürri- yet, Sabah, Yeni Asır.) tlerleyen yıllarda, antik kenti yok Bakanlar Kurulu'nun son ilanında 'yeni' saptanan çeşitli laş sporlan ve Aslında Karaköy, Topha- ne, Sahpazan rıhtımı 1890'lardan bu yana kentin 'bnanı 1 olarak görev yapan ve son yıllarda özellikle 'yolcu ve turist gemileri' için yine tstanbul'da yegâne yanaşma ve liman hizmet- leri verilebilen bir bölge. 1986'da yük gemilerine de kapatılarak sadece îstan- bul'un yerli ve yabancı ko- nuklanyla ilk buluşma yeri olarak hizmet vermeye baş- layan Karaköy, Sahpazan nhtımı, 600 metreyi aşkın uzunluğu ve en önemlisi 10 metreyi aşan su derinliğiyle kentin yolcu limanı olarak tek ve en uygun kıyı alanını oluşturuyor. Yine 1960'h yıllardan bu yana hemen tüm nazım plan çahşmala- nnda da bu bölgenin tstan- bul'un 'orta limanı' olarak aynı anda kent merkezinde- ki bir 'kıyı rekreasyon ve ö- caret bölgesi' olması da he- defleniyor. Edindiğimiz bilgilere gö- re, 1996 Haziran ayında İs- tanbul'da yapılacaİc ulusla- rarası HABİTAT zirvesi için bir 'konferans sergi ve fuar alanı' olarak değerlen- dirilmesi planlanan bu b>^',- gedeki yapıların, bu tür olumlu bir işlev için bile olsa 'tu- rizm merkezi' kapsamına alınarak genel imar planı ilişkilerinden ko- partılması, kentin 'plansız geiişmesi- ne' yeni bir örnek daha kazandıra- cak. HABİTAT gibi temelde 'demok- rasiye ve kent planlamasına' önem veren bir konferansa, her iki uygar- lık erdemini de rafa kaldıran bir 12 Eylül yasasınm bilim dışı uygulama- sıyla haarlanmak ise her şeyden ön- ce çağdaş kent bilincinin 'etik değer- leriyle' pek bağdaşmayan bir tutum olsa gerek... Çernobil'de, faciadan dokuz yıl sonra her şey daha net olarak ortaya çıktı 30 kuşak siîrecek öliiıııcül miras • Bilim adamlan, kazanın etkilerinin yaşanılanlarla kalmayacağını, "faturayı" otuz kuşak insanhğın ödeyeceğini belirtirken, Dünya Sağlık Orgütü, radyasyona "bulanmış" iki milyon çocuğu izleyebilmek ve onlara yardımcı olabilmek için hazırladığı uluslararası proje çahşmalannı sürdürüyor. ÜMİTOTAN İZMtR - Çemobil, aradan ge- çen dokuz yıldan sonra şimdi "daha net" görünüyor. tnsanlı- ğın karşı karşıya bulunduğu du- rumun "vahameti"ni çevreciler, anti-nükleerciler değil, Ukrayna- lı bilim adamlan anlatıyor ve radyasyonun "tahribatnun" fıl- mini gösteriyor... Bilim adamlan, Çernobil ka- zasının etkilerinin yaşanılanlarla kalmayacağını, "faturayı" otuz kuşak insanhğın ödeyeceğini be- lirtirken, Dünya Sağlık Orgütü, radyasyona "bulanmış'* iki mil- yon çocuğu izleyebilmek ve on- lara yardımcı olabilmek için ha- zırladığı uluslararası proje çalış- malannı sürdürüyor. Ukrayna Parlamentosu ve Çer- nobil Araştırma Komisyonu üye- si Volodvmir Uşatenko ve Ukray- nah biyolog Vataüa t. Pradbra- cenşkaya ülkelerinin yakın kom- şusu Türkiye'de Çernobil'in in- sanhğın başına "ne dertler açü- ğı"konusunda her şeyi net biçim- de gözler önüne sererken, anti- nükleercilere yapılan "kömürcü- lerin, petrolcûlerin adamlan" yaklaşımtnı da çürütüyorlar. Uk- raynalı birçok bilim adamının daha önce hazırladıklan raporlar da göz önüne alındığında duru- mun korkunçluğu açıkça ortaya çıkıyor. V.B. Nesterenko .ve D.S Firsova'nm Çernobil felaketiyle ilgili raporlan, Minsk, Moskova ve Kiev Birleşik Uzmanlar Ko- misyonu'nun önerileri, Ukrayna tstatistik Bakanlığı'nın 1994 Çernobil Raporu tek çözüm öne- riyor: "Çernobil ünitelerinin he- men durdurulması «erekir." Anna Tsvetkova'nın bu ay içinde Ukrayna'da Greenpeace ile ortak olarak tamamladığı ra- por da aradan geçen onca yıldan sonra tehlikenin çoğalarak sür- düğünü gösteriyor. Türkiye'de bulunan Ukraynalı bilim adamla- n, nükleer santral kurulması dü- şünülen Sinop'ta yaşadıklan ve yaşamakta olduklan acı deneyi- mi anlatırken, biz de Çemobil'in "patladığı"yerden gelen gerçek- lere göz gezdirelim: Her şey daha net Çernobil kazasından sonra, Ukrayna ve Rusya'da 24 bin 497 kilometrekarelik topraklar rad- yoaktif kirlenmeye uğradı. Uk- rayna'da Çernobil kurbanı insan sayısı Ocak 1995 itibarıyla 3 milyon 14 bin kişi olarak saptan- dı. Evin geçimini sağlayan bir üyesini Çernobil'de kaybettiği için yardım alan ailelenn sayısı 2 bin 377. Halen 54 bin 226'sı ço- cuk olmak üzere 2 milyon 405 bin 006 kişi, radyoaktif olarak kirlenmiş bolgelerde yaşıyor.Yal- nızca 1992 yılına kadar 5 bin 237 Ukraynalının çalışma yete- neğini yitirdiği yine o ülkenin bi- limsel raporlannda yer alıyor. 15 bin kişi de değişik hastalıklara karşı savaşım veriyor. Bilim adamlan Çernobil kaza- sının etkisinin 30 kuşakta görü- leceğini belirtiyorlar. Yapılan araştırmalarda, kaza yöresinde yaşayan çocuklarda görülen tiro- it kanserinin oranı milyonda bir- den milyonda 100'e yükselmiş. Dünya Sağlık Örgütü'nce (WHO) mart ayında yapılan açıklamada radyasyona maruz kaldığı düşünülen 2 milyondan fazla çocuğun durumuna dikkat çekiliyor. Orgüt, bu çocuklan iz- lemek ve onlara yardımcı olmak üzere başlatüğı uluslararası proje çalışmalarını sürdürürken, ço- cuklardaki kan yapıcı organlar- daki tanribat ve solunum yollan hastalıklannın yüzde 25^4D ara- sında artış gösterdiği belirriliyor. Çernobfl'i ne yapmalı? Çernobil'in 4 numaralı reaktö- rünü örten lahtin güvenliği yıl- lardır tartışıhyor. Yörede yapılan bilimsel araştırmalar sonrasında yapının sağlam olmadığı, yörede çökme tehlikeleri bulunduğu saptandı. Neler yapılması gerek- tiğini de Ukraynalı uzman Anna Tsvetkova'nın raporundan akta- ralım: "Çernobü'le ügili riskler azalmadı; tam tersinc, lahtin du- rumu kötüye gittikçe artıyor. Çernobil deneyimi 'askeri atom' kadar 'sivil atom'un da öldürdü- ğünü kanıtiamışhr."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear