22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28NİSAN1995CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Mutluluğumuzun temeli MELİH CEVDET ANDAY eni Idmselerin görme- diğinden emın oldu- ğum için oldurdum u.' Ben de bır açık- lama getıreyım tanı- dığı bır adam değıl ol- durduğü, demek ondan bır kotuluk gör- memış. ıçınde ona karşı bır duşmanlık yok, oldûrmek ıçın öldürûyor "Saf şnr" gıbı, "sanat için sanat" gıbı Çok değerlı oyun yazanmız Memet Baydur'un Maı Aob'dan çevırdığı "Ör- nek Suçlar" adlı kıtaptan aldım bu sozu Alışmadığımız, yadırgadığımız, kısacası "saçma" nedenlerden öturu ışlenmış cı- nayetlenn o>kusuyle dolu küçük bır kı- tap Yemm edenm bunca ılgınç bır kıtap okumamıştım bugûne değın Şundan kı, mantığımın ne saçma bır yapıda olduğu- nu anladım okurken Yukarda "saçma nedenlerden öturü iş- lenmiş cinavetier" sözunu kullanrnam da göstenyor mantığımın saçmalığını De- mek ben bır kan davasından kıskançlık- tan, hakaret görmuş olmaktan kaynakla- nan cınayetlen doğru yennde buluyor- muşum1 Ahlak bunu gerektınyor da on- dan / Oysa okuduğum kıtaptakı katıller ah- lak kurallarına uymuyorlar - Lokantada yemek yerken karşımda oturan adam boyuna dışlennı temızlıyor- du kurdanla Bıçağunı ensesme sapladım - Sırtınmdan aşağı yakamdan ıçen bır parça buz attı Ben de onun kanını don- durdum - Tabancam olduğu ıçın öldürdum onu " Bunlar deü" demek gelıyor ınsanın ıçınden Öyleyse alıştığımız nedenlere, ahlak kurallanna gore öldürenler akılhdır Şımdı vazımızın başındakı soze döne- lım Kunsenın gormedığınden emın oldu- ğu ıçın öldürmüs. Ürpertıcı bır ıtıraf Gorecek kımse yoksa öldürebıhnz Kımse gormüyorsa çalabılınz Goren yoksa suç da yoktur Bır filosof "Tann yoksa suç da yoktur, bstedi0miziyapabiliri/"demı§tı "Örnek Suçjar" adlı kıtaptan aldığımız soze go- re, "Başkası" Tannnın yennı tutuyor de- mektır Başkası olduğu ıçın suç ışlemek- ten korkuyoruz Oyleyse bızım ahlak ku- rallanmızın kaynağında "başkast" olçü- tü yer almaktadır, vıcdanımız değıl lkı- de bır kullandığımız "Sonra ne derler!" sözü de bunu gostenyor J.R Sartre, "Cehennem başkalandır" demıştı Mutluluğumuz, mutsuzluğumuz kendı elımızde değıl başkalannın elınde- dır bızı değerlendıren, bızı yargılavan başkalandır Bu gerçeğı ılk goren tsa ıdı "Yargıla- ınayın!" dedı Haklıdır tsa ınsanoğlu yargılamaktan hoşlanıyor kendısı yargılandığındaçile- den çıkıvor bundan korktuğu ıçın de "başkalanna" çok onem \enyor "Son- ra ne derier!" Kadm venı tuvalet yaptıramadığı ıçın çağnlı olduklan şölene gıtmeyecektır, ko- casına "GJdemem" dıye bağınr "şimdi- ki tuvaletimi herkes gördü. Sonra ne der- ler!" Bız başkalannca yargılanmaktan gelen bır korku ıçınde sürdûrûyoruz yaşamımı- zı Ya o "başkalan" değer yargılannı ner- den edındıler9 Bızden Çûnku bız de başkalanyız, hem "bi- ziz", hem "başkasL," Demek topluca ya- ratıyoruz o değer yargılannı Bırbınmıze ezıyet etmeden vaşayamayız "tnsan in- sanın kurdudur" denmesı bundan Yahudı pevgamberlennden Işaa (Yuşa tepesınde yatan ermış o olabılır), puta ta- panlara demış kı, "Kendiniz, e&nizie ya- pıyorsunuz putianmızı, sonra karşısına geçip tapuuyorsunuz," Putunu kendı vapar kendı tapar !şte "yabancüaşmaT 'nın (şımdı olurol- maz kullanılan bu kavramın) en guzel an- latımını Işaa peygamber dıle getırmıştır Demek bızım etıka (Nietzsche bu sözcu- ğu "moraTsozcüğüılenobetleşekulla- nır) karşısındakı durumumuz tam bır va- bancılaşmadır Yarattığımız kurallann tutsağı oluyoruz çünkü Ilkel toplumda Tabu. eylemlenmızı sı- nırlandırması, kımı ılışkılere yasaklar ge- tırmesı açısından efıkanın yennı tutuyor- du Bızım etık kurallanmızın bırtakımı bu- vuk dınlerden (Tektannlı dınlerden) ge- lır, ama tumü değıl İyi ıle kötü'nun araş- tırılması açısından ılk moralıst Sokra- tes tır (Yaşamış olup olmadığını bılme dığımız Zerdüşt u de ona katabılınz) Sokrates çoktannlı ıdı ve araştırmalannı tannlar dışı alanda yurûtüyordu Felsefe böyle doğdu Dınlerden gelme ahlaka pek güvenım yoktur, çünkü ınsan korktuğu ıçın iyiolu- yorsa, gerçekten iyi değıldır Dınsız bır adam ıyı ıse ben ona iyiük denm lyi'yı kendı başımıza gerçekleştırmelıyız. buy- ruklarla değıl Yenı ahlakı, gerçek ahlakı bıze bılımın getıreceğıne ınanıyorum Nietzsche (Sokrates ve Zerdüşt'e hay- ran olan ve İncıl'ı kıskanan Nietzsche) çağımızı şaşırtan bır moralıst oldu Fel- sefe profesörü, Avrupa Felsefecıler Bır- lığı Başkanı dostum toanna Kuçuradi, bundan vırmı beş yıl once çıkardığı, tadı bugun de damağımda olan "Nietzsche ve Insan" adlı yapıtını yenıden bastınnış, eksık olmasın bana da yolladı, o eskı ta- dı tazeleyerek yenıden okudum Kuçuradi Nietzsche yı anlatırken dı- yor kı, "Bugün ma»nm insanlararası in^- Idlerinde araştinlması ctigin konusun- dur." Nıetzsche'nın şaşırtıcı yanı şuradadır, bırlıkte okuyalım "lyı ile kotu, yani değerlerin degerien- dirilmesi boylesine göreli olunca, özgür ve varabcı kişiİerin moraldışı kışiler olması tabüdir. Ozgür ınsan, varatıcı ınsan reali- te\e çevresını vc zamanuu joneten mora- lin gözluklenj le bakarak fikır vurutmez, ınsanlar karşısında vargıç rolunü oyna- maz." Oyle ya, herkes zengın olmanın peşın- deyse bız de mı onlara katılacağız Yazımızın başındakı soze donelım ge- ne Kımsenın görmedığı yerde doğru ve iyi olabılırsek çağımızın ahlakını yarat- mış oluruz Şunu unutmayalım, doğru- iuk ve iyiHk bızım mutluluğumuzun ılk koşuludur ARADABİR MUHSÎNE HELtMOĞLU YAVUZ Halkbılımcı- Yazar "Baleylim" Insanı ışı guzeller, yaşamı ıse ınsan Verdığı emekle, ortaya koyduğu urunle varolur ınsanoğlu Ve o, hepımızın bıldığı ya da bılmesı, uygulaması gereken temel ılke "Mesleğı ne olursa olsun, ın- san, ışının en tyısını yapmalıdır " Çok az da olsa, bu ılkeden hareket edıp, ışını çok ıyı yapanlann ol- duğunu gormek sevınç vencı Bu adsız kahraman- lar, dunyayı nasıl da guzelleştırıp yaşanılır kıldıklan- nın aynmına bıle varmadan çalışır dunjrlar Benım çevremdekı ınsanlardan, temızlık ışçısı Murat bunlardan bındır Merdıvenlenn pırınç trab- zanlannı oyle bır parlatır kı, sankı onlarda yureğının ışığı yansır Her sabah, fakultedekı odama çıkmak uzre yanından geçerken, "Kolay gelsın Murat" de- nm Çok saygılı, çekıngen ve ıçten bır guluşle "Sa- ğolasın hocam" der ve yıne surdurur parlatmasını Unıversıtenın merkez santralındakı gorevlılerden bın olan Elveda ıse nazık, yardımsever kışılığı ıle ıstedığım numaralan mumkun olan en kısa zaman- da bağlayabılmek ıçın nasıl da uğraşır, çunku za- manın benım ıçın ne kadar değerlı olduğunu sez- gılerıyle anlayabılecek duzeydedır Yardımcı ola- mamışsa nedenını açıklar, ozur dıler Ya Remzi'nın yanında çalışan kıtapçı Mustafa'ya ne demelı Oyle çok okur, kıtapları oylesıne tanır kı, bu konu- da herhangı bır fakultedekı hemangı bır asıstan- dan çok daha bılgılı ve yeteriıdır Telefonda daha, ıstedığım kaynağın adını soylerken, o yazarını, baskı yennı ve yılını ekler Dahası, adını, yazarını ve tamamını unuttuğum bır şıırın aklımda kalan bır dı- zesını soyledığımde, o tamamını bulur getırır Cumhunyet çalışanlarından (Ankara'da) Güidane ıse her zaman taze tutmayı başardığı çayları ve aydınlık guluşu ıle o ışyennı sıcak bır ev ortaTiına donuşturur Butun bunlardan sonra, sozu Çerkes Kara- dağ'ın, yıllann verdığı deneyımlerden suzulup ge- len, bınbır ozen ve emekle hazırladığı "Baleylim" takvımıne getırmek ıstıyorum Ulkemızın tanınmış ununu hakkıyla elde etmış bır fotoğraf sanatçısı olan Çerkes, kendı çektığı bnrbınnden nefis balenn fotoğraflan'y\a ve Yaşar Miraç'ın bale konulu şıır- lenyle oluşturduğu bu takvımını onume koyduğun- da, kendımı bır "sanat cennetrnöe duyumsadım ve buyuk bır keyrfle, Miraç'ın, adını takvıme veren "Baleylim" şıırını okudum "dans uçmaktır (cen- nettır) I baleylim I orda ademı havva I aleylım I sunduğu vahşı elma I ıleylım I baştan çıkaracaktır I aşkleylım I duşten çıldırtacaktır I ayleylım I ışığa saracaktır I suleylım I toprağa sunacaktır I odley- lım I bıriıkte yanacaktır I uçmaksız I dans uçmaktır I baleylim." Evet, Çerkes'ın balenn fotoğraflan ve Yaşar'ın bale şıırlenyle şımdılık, Yunus Emre'nın deyışıyle "sekız uçmak"a yukseldım Şu ara, kaynatılan cadı kazanlarıyla kırletılmış yeryuzu cehennemıne ın- meye de pek nıyetlı değılım Ressam Habip Aydoğdu'nun, "Kuş Adamlar" sergısınden yansıyan "kaos"duygusu ıçın yaptığı "Kuş beyınlı adamlar, dunyayı kaosa çevınp ya- şanmaz kılıyorlar" açıklaması, şu anda yeryuzunu ve ulkemızı cehenneme çevırenler ıçın de çok ye- nnde bır tanım değıl mıdır Yine Habıp'ın resmı ıçın soylenen şu sozler, ınsanoğlunun guzellık uğ- runa dıdınıp durduğu "yaşam macerası"r\\ da kap- samaz mı Bu ressam "umudun al atlanyla, ge- cenın dağ göğsündekı ışığı ıçmekte ve vuruşma- nın o çakmak taşında, en toptan kurtuluşa, en soylu fırtınalar bıçmektedır" lyısı mı, bızler bır zaman daha "sanatın sekız uç- mak"\nda oturmaya devam etmelıyız Evet "Dans uçmaktır baleylim " S.S.ONUR KONUT YAPI KOOPERATİFİ GENEL KURUL İLANI Kooperatfimızın 1994 yılına aıt Olağan Genet Kurul loplantısı 3 6 1995 tanhınde saat 14 30daMega Duğun Saray Merkez Mah Kuçukkoy Yolu, No "5 G 0 PAŞA İSTANBUL adreande yapılacaktır YÖNETtM KURULU GUNDCM 1 Açılış ve başkanlık dıvanı teşkılı 2 Saygıdunjşu 3 Yonetım ve denetm kurulu rapofiannın okunması 4 Bılanço ve gelır gıder faıkı hesabının okunması 5- Okunan raportar ıle bılanço ve gelır-gtder hesabının muzakeresı ka- buluveya reddı 6- Yonetım ve denetım kurullannın ayn ayn ıbrası 7 1995 ve 1996 yılı butçesı ıle çakşma programının okunması Ortakla nn yapacaklan ooemenın m ktar zaman ve şartlannın bel rienmesı 8 Kura çek m tanhının belırlenmesı ıle şerefıyen n odeme zamanmın tespıtı 9- Kamu kurum ve ıdaretenne taahhut venlmesı temınat ve ıpotek akn ması veya venlmesı ıpoteğın kaldmliıası ımar mevzu gereğı arsanın tev hrt terk, terkın rfraz ışlemlenn n yapılması kredi ve borçHaf alınması konu- sunda yonetım kuruluna oy bırlığı ıle yetkı venlmesı 10- 3 yıl ıçn 3 asıl 3 yedek yooetım kuaılu uyesı ıle 1 yıl ıçın 2 asıl 2 yedek denetım kurulu uyelennın ve ust brtk temsılcılennın seçmı 11 Dılekler ve kapanış ATİLLA COŞKUN UĞUR MUMCU CİNAYETİ Uğur Mumcu yu kım ya da kımler oldurdu'' 180.000 TL. / 3. BASKI Ûdeme* gdnder&nyonız Lutfen eden kadar posta pulu gondenna. KûçukparmakkapılpekSokağıNo 11 80060 Taksm-lst Tel 2430550 2432033• Fate 244 1533 Bu 'belgesel'ci ne yapmak istiyor? ERENDİZ ATASÜ . - S a\ın Can Dundar, Mustafa Kemal'ı konu alan ya da ona değınen 'bdge- sel'lennızı ılgıyle ızlıyorum, bu, aynı zamanda sızın yeteneğmızın ve kan- yennızın de ızlenmesı bır anlamda Ben Atatürk'ü tanımayı, anlamayı, takdır etmeyı ve sevmeyı olgunluk çağımda oğ- rendım '50'lerde geçen çocukluğumda, okullar- dakı anma torenlennde ve ders kıtaplannda ka- lıp sozlerle çızılen 'Ata' ımgesı bana uzak ve ya- bancıydı Atatürk'ü hasta döşeğınde, her şeyden önce bır ınsan olarak anlatan ıçtenlıklı, duyarlı belgeselı- nız 'Sarı Zeybek'ı çok sevdım Ardından 'Fikri- ye' geldı Mustafa Kemal gıbı seçkın bır ınsanın bıle cmsınızın kusurlanndan annamamış olduğu- nu ızlemek. bılınçlı bır femınıst olduğum ıçın be- nı şaşırtmadı, tanhsel bır kışılıgı ıkı kadın arası- na sıkışmış erkeğın bocalamalanyla değerlendır- meye kalkışmadım elbette FikriyeHanım ınşah- sında dıle gelen kadınlığın evrensel ağlatısına kendımı oyle kaptırrruştım kı ızlencenın sonlan- na doğru belınp kaybolan "Intihar mı etti, oldu- ruldu mü?" sorusunun hangı tanıklığa ya da bel - geye dayanılarak ortaya atıldığını merak etmek aklıma gelmedı oncelen Ama şımdı soruyorum Herkese açık bır tuvalette tabancayla vurulan Fık- nye Hanım' ın kendı canına kıymadığına daır nes- nel b'r ıpucu \ar mıdır 9 Varsa nedır 0 Yoksa bu so- ru bır belgeselde bulunmaması gereken, sıze aıt öznel bır kuşkuyu mu ıfadelendırmektedır, yok- sa ızleyıcı ılgısını çoğaltmak ıçın başvurulmuş. yapıtın estetık düzeyme pek de yakışmayan ucuz bır kurnazlık mıdır 0 'Ffluiye'de eksıklı olan 'beJgesellik', 'Kur- ban'da ıyıce zedelenmıştı. ancak estetık duzeyı yüksek bır kurguyla karşı karşıyaydık, yıne de "Serbest Fırka" sorunuyla 'Menemen' olayının harmanlanmasıyla kotanlmış bu kurgu, Mene- men dekı kalkışmanın, zamanının deyımıyle 'murteci' ayaklanması olmaktan ote, Serbest Fır- ka nın kapatılmasıyla duş kınklığına uğramış kıt- lelenn tepkısı olduğunu dokunduruyordu' Belge- seller 'dokundurmaz' Sayın Dundar, araştınr. açıklar, kanıtlar1 'Kurban'metaforu(eğretıleme- sı) ızlencede Fethi B^'ı ımlemekteydı Izlence- nın, toplumun bılıncınde ve bılınçaltında gencı- lığın 'kurban'ı olarak yer etmış Kubüay'ın olüm yıldönümüne pek yakın bır tanhte (belkı de yıl- dönümünde) yayımlanması bır rastlantı mıydı yoksa reklamcılık mesleğının 'icra-isanat' eder- ken kullandığı, kıtlenın bılınçaltına yenı ımgeler sokma yöntemının bır gereğı mı'" Belgesel nıtelığı pek zayif olan ızlencenın, Ser best Fırka ıle ılgılı alıntılan yalmzca Fethı Bey'ın ve Ağaoğlu Ahmet Be> ın 'habrat'ındandı Baş- ka kaynaklar farklı goruşler sosyal bılımcılenn arastırmalan ruçın unutulmuştu 9 1930'larTurkı- yesı'ndekı yonetımden hoşnutsuz kımı kıtlelenn hoşnutsuzluğunu yönlendıren, bırbın ardı sıra patlayan 'devrimlerin şaşkınlığı' mıydı. yoksa bu- yuk dünyamalı bunalımının Turkıye >ı bıle sar- san etkılen mı° Yuzyıl başından ben savaşmış yorgun halkın bır bölümü elbette devnmlenn ul- keye açtığı genış ufku goremıyordu Devnm yal- nızca geleneğı ve kulturu değıl tanmı ve sanav ı- yı de kapsıyordu. ama yeterlı ve yetkın eleman ıle teknolojı sıkıntısı ıçındekı yurdumuzu bır an- da donüşturebılecek buyülu (sıhırlı) değnek yok- tu Bu ortamda yonetım, CHP'nm sızın de be- hrttığınız uzere- solunda bır muhalefet beklerken Serbest Fırka nıçın gencı bır örgute dönuştu' Duygu somürüsune açık hoşnutsuz kıtlelere yak- laşmanın en kolay yolunu -dınsel duygulara ses- lenmeyı- seçmış kışılenn partıye sızmasına Fet- hı Bey ve Serbest Fırka'nm öbur yonetıcılen nı- çın ızın verdıler 9 Sorulacak soru, dennleştınl- mesı gereklı araştırma ve çozumleme bu becenk- sızlıkte duğumlenmektedır Izlencenın kurgula- dığı 'duygusal diktatör Atatürk ve onun sinsi- kurnaz vardımcısı İnonu' tıplemclennın gerçek- lıkle ılgısı olsaydı Sayın Dundar, Fethı Bey'ın Serbest Fırka ertesı yaşamı Avrupa başkentlenn- de 'sefhükle' ve 'kabuıe'de bakanlıkla sürmez- dı, ıdam sehpasında ya da cezaevınde noktalanır- dı. Izlencenın Serbest Fırka'nm kapatılışıyla Me- nemen Olayı arasında kurduğu bağlantının çok zayıf olduğu kanısındayım Devnmcı öğretmen Kubılay'ı katleden guç, fırkanın kapatılmasının basıncıyla açığa çıkmamıştır kı1 Bu guç, yönetı- mı Serbest Fırka'dan kendı kendını feshetmesuıı ıstemek zorunda bırakan toplumsal dınamıktır Yanı, Anadolu'nun geleneksel hoşgörüsunun ya- nı başında onun düşman ıkızı gıbı varlığını sür- durmuş ırtıca 1 'Kurban' ızlencesı, Menemen Olayı'yla ılgılı, tıpkı 'Fikriye' ızlencesının Fıknye Hanım'ın tra- jık sonu ıçın kışkırttığı "Yoksa ötduruldu mü?" turü sorular türeterek ve yanıtlan bulanık bıraka- rak gelıştı ve sonlandı 1 Yoksa Nakşıbendılenn ayaklanmayia ılgısı yok muydu 9 Yoksa Mene- men keHtı zulme mı uğradı 9 Yoksa dızım dızım fotoğraflannı görduğümüz ıdam mahkûmlan ayaklanmanın elebaşılan değıldı de sıradan ka- sabalılar mıydı 9 Yoksa Kubılay devnmcı bır oğ- retmen değıldı de heyecanlı bır maceraperest mıydı vs' Kubılay'ın oğluna ve eşının sözlenne nıçın ız- lencede yer venlmemıştı 9 Menemen Olayı gıbı köklen dennde yatan bır vahşet ve şıddet suçu- nun yalnızca mahkeme tutanaklanna bakılarak ır- delenmesını yeterlı gormuyorum Ancak tuta- naklar hıç dıkkate alınmadan, o tanhte çocuk yaş- ta olan, şımdıyse kendını ıfade edeme>ecek den- lı yaşlanmış (nıtekım sozlen anlaşılamadığı ıçın kurduklan dılbılgısı açısından tumuyle yanlış tümceler altyazı olarak görüntulere eşlık edıyor- du) uç kasabalının tanıklığına dayanılarak -en ıyı nıyetlı ıfadeyle- çırpıştınlmış bır ızlencenın, cıd- dı hıçbır ulkede, cıddı hıçbır televızyon kanalın- da 'beigeseT adıyla gostenme çıkamayacağı açık- tır' Ne yazık kı Turkıye cıddıyetsız bır ulke 1 Böyle bır ortamda yapay başanlar, araştırma- cıya ve sanatçıya amacının 'gerçek'e ulaşmak ol- duğunu unutturabılır Yeteneğınıze ıhanet etmeyın, Sayın Dundar Sızı ızlemeyı surdüreceğım. TARTIŞMA Dilimizdeki bozuk kullanışlar PENCERE ılımızdekı yozlasma uzun süredırbenı çokrahatsız ettığınden, bu konuda özellıkle çok yaygın olan bazı yanlışlan sergılemeyı düşündüm Ama son yıllardakı toplumsal kırlenmeye koşut gıden bu dıl bozulmasınm neresınden başlamalı bılemıyorum Istersenız polıtıkacılanmızın konuşmalanndan bır ıkı ömekle konuya gırelım "Bu soylediğim durum açık bir şekilde meydana gelecektir". "Bu proje fe\ kalade musait bir şart olmuştur." "Gerekli alakayı so>ledım " (Turgut Ozal ın konuşmalanndan ahnmadır) "Türkiye'nin çıkannın lehınde görmekteyiz" "Çıkması gerektığı yasalar" (Bunlar da Tansu Çiller'den) Bu tümcelerden kımılennm belırgın bır yanlışı yokmuş gıbı gözüküyorsa da bunlar dılımızı bozan, kulağı tırmalayan konuşma parçalandır Yaygın yanlışlardan da kımı örnekler "Ök olarak" ya da "ilk defa" yenne "Uk defa olarak**; "olması ihhmalı" >enne "olduğu ihtımaii"; "eğer olursa > a da "olduğu takdirde" yenne "eğer olduğu takdirde"; "övle olmasına rağmen" ya da "her ne kadar o> leyse de" yenne "her ne kadar oyle obnasuıa rağmen"; "iade" sözcuğunun ıçınde zaten gen anlamı varken "geri iade"; "birçok" sözcuğü zaten çoğulu anlattığmdan, ardından gelen adın çoğul olmasına gerek yokken örnegın "birçok insanlar" dıyoruz Öte yandan vurgu yanlışlan gıderek ınanılmaz boyutlara ulaşmakta, bulaşıcı hastalık gıbı yayılmaktadır Vereceğım örneklerde sozcük ıkıye bölünmekte ve bınncı heceye vurgu yapılmaktadır mat-baa, nük-leer, Bal-kan. Boş-nak, ak-tıvıte, top-lum, par-tı, tek-stıl gıbı Ya da demokrası ve seksı gıbı yabancı sozcukler gereksız uzatma ıle demokrası (ustelık polıtıkacılanmız da aynı yanlışı bol bol yapıyor), seksî bıçımde kullanılmaktadır Çoğu kez, dıiımızde karşılıklan olmasına karşın. gereksız ya da bazen zorunlu olarak kullanılan yabancı sözcüklen de bozarak kullanıyor, ınce seslılen kalınlaştınyor, kalın seslılen ınceltıyoruz ya da başka bıçımde bozuyoruz (Mekanızma - makanızma matematık - matamatık, enternasyonal - entemasyonel devaluasyon - develuasyon, mantahte - mentalıte, doküman - doküman, roportaj - roportaj, koalısyon koolısyon, dıyalog - dıyolog, koordınasyon - koordınosyon gıbı) Bazen de aradakı bazı harflen yutuyoruz, surpnz - süpnz, koreografı - koregrafî ya da korografı olup çıkıyor Çok sık kullanılan "laik" sozcuğünu de ne yazık kı başta polıtıkacılanmız olmak uzere çok kışı bınncı heceyı de uzatarak "lâyik" ya da "la>Tk"bıçımınde söylüyor Bır de tümden gereksız yabancı sozcukler kullanma merakına kapıldık Bu da sanınm Ozal donemınm aımağanlanndan bın oldu Halkın karşısına geçıp, Korfez knzı yenne "gulf crisis* 1 , aşağı yukan ya da artı eksı yenne "plus minus" dıyen bır polıtıkacının başlattığı bu gülunç durum gıderek yaygınlaştı Orneğın geçen haftalarda televızyonda konuşan bır spor spıken, bır sporcudan söz ederken "temeli çok sağlam" yenne "fundementali çok sağlam" gıbı gerçekten gulünç bır ıfade kullandı • Çırkmlıklenn sonu gelmıyor Televızyoynda reklam yapan bınsı, "ha uzaktan kumandalı ha_" gıbı bır tumcede "ha"yı sankı kabaca soru sorar gıbı söylüyor ve çevresındekı hıç kımse de duzeltmıyor ya da onlar da bozukluğun aynmmda değıller Lutfen dılımıze bıraz saygılı olalım Bu ozensızlık ve özentı surerse korkanm dılımız tamnmaz duruma gelecek, gıderek kımhğımızı de yıüreceğtz Prof. Dr. Nezahat Baydur tLAN BEYOĞLU 4. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1994/386 Davacı Hazme'ye ızafeten tstanbul Muhakemat Mudürluğü vekılı Av Emın Kargılı tarafından davalı kayyım tstanbul Defterdan aleyhıne Beyoğlu Surun ma- hallesı, Samancı Ferhat sokağında bulunan 104 pafta, 848 ada, 24 parsel sayılı 88 m_2'lık kargır evın 3/8 hıss- esı Yunan T Ekatenm Noıs, 3/8 hıssesı Yunan T Evan- galos Noıs, 2'8 hıssesı Yunan T Evangalos Noısadlanna kayıtlı m2 mesahalı ıkı katlı kargır evın malıklennın bu- lunmaması nedenıyle gaıplıklenne ve Hazıne adına tes- cılıne karar venlmesı ıçın mahkememızde açılan gaıplık ve tescıl davasında venlen 11 4 1995 tanhlı ara karan gereğınce, Be>oğlu, Surun Mah Samancı Ferhat Sokak, 26 kapı numarah ve tapunun 28 sayfa 104 pafta, 848 ada, 24 parsel sayılı 88 m2 mesahalı ıkı katlı kargır evın malık- lennın yukanda ısımlen yazılı şahıslann ılan tanhınden 1 yıl ıçerısınde bılgı vermelen veya bu sure ıçensınde gaıplenn mahkememıze müracaat etmesı ılan olunur 14 4 1995 Basın 18920 EDİRNE 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 994/623 Edıme ılı Merkez Yenı Mahalle 3, Yakşıfakıh Mahallesı Dırek Çarşısı aralığı mevkı- ınde tapunun sayfa 6, pafta 7, ada 47, parsel 6'da 5 50 metrekare mıktannda dükkân ola- rak 1/9'ar hısse olarak Nesım kızı Franga, Ora, Bolısa ve Polomba, 5 9 hıssesı Ramazan oğlu Remzı Çelık adına kayıtlı gaynmenkulde Nesım kızlan Franga, Ora, Bolısa ve Po- lomba'nın gaıp olduğundan bahısle adı geçenlere aıt 4/9 hıssesının Hazıne adına tescıl edılmesı ıçın Hazıne tarafından tescıl davası açılmış olup adı geçenlenn sağ ıse kendı- lennın, ölu ıse de mırasçılannın, varsa mırasçılık belgelen ıle 3 ay ıçınde mahkememı- ze müracaat etmelen müracaat olmadığı takdirde M Kanunu'nun 534 maddesı gere- ğınce, mırasçılan ıstıhkak haklan mahfuz kalmak kaydı ıle Hazıne adına ıntıkal edece- ğı hususu ılan olunur 313 1995 Basm 18449 ANKARA GAYRİMENKUL 22. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAVZlH ILANI Ankara Gaynmenkul Satış Icra Müdürlüğü'nün 1995/42 esas sayılı dosyasında satıl- masma karar venlen Ankara Keçıören ılçesı Saray Köyû (Altmova Koyü) 4 pafta 595 parsel sayılı taşmmazın 23 5 1995 gunü saat 09 3(^09 45 ıle ıkıncı ıhalesı 2 6 1995 tan- hınde yapılmasına daır 14 Nısan 1995 tanhlı Cumhunyet gazetesmde neşrolunan ılan, 595 ada 4 parsel olarak yayımlanmıştır Doğrusu 4 pafta, 595 parsel olarak düzeltıldığı tavzıhen ılan olunur 20 4 1995 Basın Tashıh Sen En BüyüksünL Isvıçre'yı Bern'de yendık. Futbolumuz adına se- vınç veren bır başan değıl mı? Şapkalanmızı havaya attık ^ Ama medyamız bu başanyı nasıl sundu: "- Buyüksun Turkıyem' " "- 42 yıl sonra Isvıçre'yı yıne Bern'de yerte bır eden 11 kahraman Türk çocuğu, Avrupalı'ya unu- tamayacağı bır ders verdı " "- Mıllılenmız Turk'un ne olduğunu herkese gos- terdı " "- Turk çocuğunun, Türk mılletmm destanı bu< " "- Avrupa bızı dışlamak ıçın 'uyan' karan alırken, Mıllılenmız Bern'de yazdıklan futbol destanıyla Av- rupa'ya damgamızı bastı " "- fşte Turk'un gucu " "- Fatıh'ın aslanlan " "- Türk'un bayrağını Avrupa'nın zırvesıne dık- menın gururunu yaşadık " "- Isvıçre'de tanh yazdık " "- Maçtan önce PKK'ya dayak..." "- Ne mutlu Turkum dıyene " Gazete başlıklanndan gelışıgüzel yaptığım bu derleme neyı vurguluyor? • Futbolu dıle getınrken Batı'nın bulvar gazetelen de çarpıcı başlıklar kullanırlar, 'cıddı' gazeteler, dengelı davranıriar futbol hastalan kımı zaman çıl- gınlaşırlar, Avrupa da boyle, Türkıye'de daha be- ter1 Pekı, Guney Amerıka'da, Afrıka'da ve As- ya'da değışık mı'' Suudı Arabıstan'da şeyhlerın yuvarlak topa merakı dıllere destan oldu Ama bızım medyanın çok satışlı gazetelennden gelışıgüzel derledığım başlıklar, uzennde duşunu- lesı bır ruhsal durumu yansıtıyor, bır avuç başltğa, bır toplumbılım kıtabına sığamayacak anlam yuk- lenmış Nasıl bır toplumuz bız? Kendımızı gormek ıçın ılle de bır endam aynasına gerek yok Bızım medyanın başlıkları yeteriıdır Sankı bır hasta, psı- kıyatnn dıvanına uzanmış ıçınde uzun suredır tor- tulaşmış duyguların dışavurumuyla, ruhunun denn- lıklennde kalmış gızemı açıklıyor • Bızım Bern zaferını yaşadığımız gun, Avrupa Konseyı Parlamenter Meclısı 29 olumsuz, 15 çe- kımser ve 112 olumlu oyla Turkıye'nın uyelığını as- kıya almak yolunda bır tavsıye karanna yoneldı; ama, keratalar ne yapaıiarsa yapsınlar, bıze vız ge- lır, çok satışlı gazetemız başlığını atmış "Avrupa bızı dışlamak ıçın 'uyan' karan alırken, Mıllılenmız Bem'de yazdıklan futbol destanıyla Av- rupa'ya damgamızı bastı " Ardından eklıyor gazete "Ne mutlu Turk'um dıyene 1 " Bu gazetelerde kımı meslektaş, "mılıtanst devle- tın" ulkenın taşına toprağına, "Ne mutlu Turkum dıyene" ozdeyışını yazdığını ılerı surerek "faşıst devlefe karşı çıkmayı yeğlıyor, ama bu zahmetle- re gerek yok canım 1 Sen kendı gazetende "Ne mutlu Türk'um" dıyene başlığını atarken "mılıta- nst" ya da "faşıst" olmuyor musun? • Isvıçre'yı Bern'de yendık, ama, ıçımızdekı aşağı- lık duygusunu yenemedık, Isvıçre'dekı zaferle "Av- rupa'ya Türküjğumuzun damgasını bastık" ama, kendı toplumumuza Avrupa'nın damgasını basamadık ' ^ Bır futbol maçıyla medyamızın ıçı dışına çıktı, şovenlığın tutsulerıyle buram buram donanmış "Fatıh'ın aslanlan" sayfalarda cırıt atıyorlar, çok satışlı gazetelerımızın yonetıcılerı ve yazarları da gerçek kımlıklerını bır guzel ortaya dokup ser- gılıyorlar Oysa PKK lıderı Apo da futbol hastası ve aşın derecede Galatasaraylı değıl mı? Yazıyı bıtırırken medya aslanlarına sorayım. Bızım 11 kışılık mıllı takımda hıç Kurt yok 7 SOSYALDLMOKKAIDEÖŞIM Tikidye'de Oncelikleri YÖNETEN: KORELOÖYMEN OĞUZOYAN BİNNAZTOPRAK ZAFER ÜSKÜL. 29 NISAN 1995 MECIDİYEKOY KULTUR MERKEZI ALİ SAMIYEN STADI BİTİSIĞI KATOTOPARKI6 KAT SAAT 14 00 S.S. MERT KENT KONUT YAPI KOOPERATİFİ Kooperatıfımızın 1994 yılı Olağan Genel Kurul toplan- tısı 26 Mayıs 1995 Pazar gunu saat 10 00 da Gazetecı- ler Cemıyetı Burhan Felek Konferans Salonu Cağaloğ- lu-lstanbul adresınde aşağıda belırtılen gundem gereğın- ce yapılacaktır Toplantıda gereklı çoğunluk sağlanamadığı takdirde Olağan Genel Kurulumuz 4 Hazıran 1995 pazar günu ay- nı adres ve aynı saatte yapılacaktır Gundemımızın onemı bakımından toplantıya mutlaka katılmanızi mumkun olmadığı takdirde vekâlet yolu ıle temsılınızı rıca edenz GÜNDEM: 1 - Yoklama ve Açılış 2- Başkanlık dıvanı seçımı ve dıvana Genel Kurul tuta- naklannı ımzalama yetkısının venlmesı 3- Yonetım Kurulu Çalışma, Bılanço ve Hesap rapor- larıyla Denetleme Kurulu raporunun okunması 4 Bılıanço, Envanter ve Gelır Gıder Farkı hesaplannın ıncetenmesı ve karara bağlanması 5- Yonetım ve Denetleme Kurullarının ayn ayn ıbrası 6- Arsamızın SİT alanı ılan edılmesı nedenıyle yapılan çalışmalann değerlendırılmesı 7 1995 Yılı Butçesının goruşulerek karara bağlanma- sı 8- Yonetım ve Denetleme Kurulları Uyelennın Seçımı 9- Dılekler ve Kapanış YÖNETİM KURULU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear