25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28NİSAN1995CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Almodovar'ın son filmi kuşkusuz grotesk tecavüz sahnesiyle yanna kalacak Kika, Ramon ve öteldlere dair... H enüz daha dumanı tüten, on gün kadar önce sona ermış festivali- mizde. Ustalara Saygı böiümün- de "Pepi, LucL Bom ve Diğer Kıriar", "thtiras Labirenti". "Arzunun Kanu- nu" ve "Sinir Krizmin Eşiğindcki Ka- dınlar"> gösterilip bir hayli ılgi>e maz- har olmuş, tspanyol sinemasının yara- maz çocuğu Fedro Almodovar'ın son fîlmi "Kika" yıne komediyle dram ara- sında salınan, renkli ve uçucu bır Almo- dovar kokteyli. 4-5 yı! kadar önce "Bağla Beni" ve "Sivri Topuklar" gibi son fılmlennin de sinemalanmızda afi- şe cıkıp ilgi görmesi ve festivalde bu yıl eski filmlerinin de sunulmasıyla artık iyice bizim ıçin tanıdık biri haline ge- len, mahrem konulara meraklı, Franko sonrası Ispanyasınm en tanınmıs ulusla- rarası simalanndan Almodovar'ın, ka- kara-kikiri gülüciikler içinde seyrettıği- miz "Kika"sı, bu yönetmenin pek de ciddiye alınmayacak, havai, özgür ve uçan çizgisini sürdürüyor yine. Festival sonrasında bastıran bahar ha- vasının sinemalanmızdaki seyircî sayı- sını gözle görünür biçimde düşürdügü bu hafta, mevsımden midir nedir, kıs- metimize sıcak, erotık filmler çıktı. Claude Miller'in "Tebessüm"ünün ar- dından, sürekli bunalımlı kadınlann kahramanı olduğu, cinsellik ağırlıklı, kışkırtıcı, şaşırtıcı, özgün, vodvilımsi öykûler anlatarak özelükle "Sinir Krizi- nin Eşiğindeki Kadınlar"dan kıbaren uluslararası semada gıtgıde yüksden ve derinlikten yoksun, Kitsch stılini. yırtı- Cı, keskin bir gülmece öğesınin taşkınca öne çıktığı, trajıkomik dünyasını Ame- rikan seyircisine bile kabul ettiren Al- modovar'ın "KikaT> sını seyretmek ol- dukça hafif kaçsa da, hayli eglenceli geldi bana yine de. Ulusunun ve *dn- sJ'nin özelliklerini taşryıp onca yerelli- SUNGU ÇAPAN KİKA Yönetmen, Senaryo: Pedro Almodovar / Kamera: Alfredo Mayo / Dekor: Javier Fernandez, Alain Bainee / Montaj: Jose Salcedo / Oyuncular: Veronica Forque, Peter Coyote, Victoria Abril, Alex Casanovas, Rossy De Palma, Santiago Lajusticia, Anabel Alonso, Bibi Andersen, Manuel Bandera / 1993 Ispanya (WB-Film Pop) Beyoğlu Beyoğlu, Harbiye As, Kadıköy Kadıköy ve Bakırköy Avşar sinemalannda. ğine karşm, konjlan. mesajlan ve alı- şılmış takıntı ve saplantılarından hıç vazgeçmeyen. zamanın genel geçer mo- dalanna ayak uydurmasını da çok iyi beceren, 'renkli, uçuk' tarzıyla, Pa- ris'ten Hollywood'a açılan bır dünya coğrafyasına yayılıp evrensel olabılmiş Almodovar'ı, çok önemsemesem de, tantanalı ve curcunalı üslubuna, karika- türütnsü karakterlerine ve genel sığlığı- nı gözden kaçıran gozlemlenyle eğlen- celik yaklaşımına ilgisiz de kaiamadım on yıldir. Kimilerince BunueL, Fellini, Woody Alleo gıbı Tırma'larla bırlikte adı anılan, bizim içinse hayallerin, düş- lerin, arzulann âlemine yer yer sivri bir mizah öğesiyle dengelenmiş trajik gezi- ler yaptıran bır yaratıcı yönetmen, yü- zeyselliğini birtakım tabulan, önyargı- ları kırmaya yönelik eğilimlerini ve kitsch zevkini sergileyerek örtbas eden, tanıtım ve pazarlamanın önemine de va- kıf, cin gibı bır Tnedya uyanığı' Almo- dovar. Yaşamı ve fılmleri Madrid'le derinle- mesine bağlantılı Almodovar, sürekli kendini geliştiren, sentez kapasitesi ve yaratıcı potansiyeli şaşırtıcı, hırslı bir "autodidact" aslında. Filmleriyle tutu- culan hop oturtup hop kaldırtan bu ufak 8. U L U S L A R A R A S I YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ 19 M A Y I S - 1 5 H A Z İ R A N 1 9 9 5 Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Fes- tivali bu yıl, Avusturya'dan Japonya'ya. Ispanya'dan Rusya'ya, Birleşik Ame- rika'dan Arjantin'e. 15 ayrı ülkeden, yak- laşık 800 sanatçıyı Istanbul'da bir araya getiriyor. 19 Mayıs'tan 15 Haziran'a kadar tam 26 gün sürecek olan festivalin Açılış Konseri, Atatürk'ün Samsuna çıkışının 76. yıldönümü olan 19 Mayıs 1995 Cuma günü. Samsun'da yapılıyor. Bütünüyle müzik ve dansa aynlan festivalde, bu yıl sanatseverler, senfonik müzik. oda müziği. flamenko, blues, caz, pop, rock, geleneksel müzik, haik dans- ları. tango ve balenin en seçkin örnek- lerini izleyecekler. 8. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Fes- tivali'ne tüm gençleri, tüm sanatseverleri bekliyoruz. 19 MAYIS CUMA 20.30 Yajar Doğu Spor Salor j ı Samsun) 21 MAYIS PAZAfl 21.30 Aaturk Kultur Merkeı AÇILIŞ KONSERİ • Ankara Devlet Opera ve Balea. Solo. Koro ve Orkestrası "«ıtatürk Oratoryosu" ve "Kurtuhjş" r<LAS!K MUZİK • Ankara Devlet Opera ve Balea. Solo. Koro ve Orkestrası "Atatürk Orator>Dsu' ve "Kurtukjş" 22 MAYIS PAZARTESl 19.00 *va Irını KUSIK MUZİK • Leıpzıg Oda Orkestrası Solıst M. Keylın ıKeman) 4 HAZİRAN PAZAR 19.3OCRRKonserSalonu FLAMENKO • Javıer Latorre Flamenko Topluluğu S HAZİRAN PAZARTESl 19.00Aya Irıni 19.30CRRKonserSaionu KLASİK MÜZİK • Starlıng Oda Orkestrası Solist: B. Kotheimer (Keman) FLAMENKO • Javıer Latorre Flamenko Topluluğu 6 HAZİRAN SALI 19.00 Aya Irini KLASİK MÜZİK • Starlıng Oda Orkestrası Solist B. Kotheimer fKeman) 7 HAZİRAN ÇARŞAMBA 19.30CRRKonserSalonu 23 MAYIS SALI 19 30CSRKonserSatonu 21 30 HarOıye Açıkhava TiyaTosu DANS • Mosalını Tango-Şarkı ve Dans Toplulugu KLASİK MUZİK • Nıcola Hall (Gtor Resrtalı) POP • B Ortaçgıl. J Hammond. B. Harper 24 MAYIS ÇARŞAMBA 21 30 ^arbıye Açıkhava TiyaTosu 25 MAYIS PERŞEMBE 21 30 hrsiye Açıkhava Tıyatrosu 27 MAYIS CUMARTESİ 21.30 Ha-bıye Açıkhava Tijat-osu 28 MAYIS PAZAR 21 30 Ha-bıye Açıkhava Tiyat-osu 29 MAYIS PAZARTESl 21.30 Hartnye Açıkhava Tiyatresu 30 MAYIS SALI 19.00 Aya Innı 21 30 Harbıye Açıkhava Tiya:rcs. 31 MAYIS ÇARŞAMBA 21.30 Harbiye Açıkhava Tiyatrosu 1 HAZİRAN PERŞEMBE 21.30 Harbiye Açıkhava TiyaTosu 2 HAZİRAN CUMA 19.30 CRR Konser Salonu BLUES • Koko Taylor & Her Blues Machine BLUES • John Md>3İI & Ttıe Bluesbreakers FC? • Mazhar. Fjat. Özkan* CAZ • Spedal EFX VOKAL CAZ • New York Voices KLAS/K MÜZİK • Atako Suvvanaı (Keman Resrtalı) FOCK • Fish POP • Mustafa Ss-dal F1/MENK0 • Pao de Lucıa ve Flamenko Toplulugu KLASİK MUZİK • k<5U Devlet Konservatuvarı Ork. SDİist. S. Nakanal-jv frrompet) 8 HAZİRAN PERŞEMBE 19 00 Aya Irinı 19.30CRRKonserSalonu GELENEKSEL MÛZİK • Ruhi Ayangıl Orkestra ve Korosu DANS • Mosalinı Tango-Şarkı ve Dans Toplulugu 9 HAZİRAN CUMA 19.30CRRKonserSalomj KLASİK MUZİK • Fazıl Say (Pıyano Resrtaii) 10 HAZİRAN CUMARTESİ 19 00 Aya Innı KLASİK MUZİK • Gheorghe Zamfir (Panflüt Resıtalı) 11 HAZİRAN PAZAR 19 30CRRKonserSalonu KLASİK MÜZİK • Helene Grımaud (Pıyano Resıtalı) 12 HAZİRAN PAZARTESl 21 30 Ha-bıye Açıkhava Tıyatrosu BALE • Ispanya Nasyonal Balesı 13 HAZİRAN SALI 19.00 Aya Irmi 21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrosu KLASİK MÜZİK • vlyana Gençlik Fıiarrnonı Orkestrası BALE • Ispanya Nasyonal Balesı 14 HAZİRAN ÇARŞAMBA 19.00 Aya Innı 21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrosu KLASİK MÜZİK • Yelda Kodallı (Şan Resıtalı) BALE • Ispanya Nasyonal Balesı 15 HAZİRAN PERŞEMBE 21.30 Harbıye Açıkhava Tıyatrosu BALE • Ispanya Nasyonal Balesı 3 HAZİRAN CUMARTESİ 19 30 C^R Konser Satonu 21.30 Harbıye Açıkhava Tiyatrasu KLASİK MÜZİK • Earselona Gıtar Dortlusu DANS • Kultur Bakarılığ"! Devlet Halk Dansları Toolulugu • BILETLER 29 MSANVtH ITIBAREK ATİTURK KÛUtlR MERKEZ! VE CEMAL REŞtT REY KONSER SAUMJ GIŞEUMNDEN TEUİN EDILEBILm İGIŞELER BAYRAU VE TATtL CÛNLERİDAHİL HER CÜH 1000- 19.00AMSIAÇ1KVR . • BILET FtYATLARI. GOSTER1LERE CÖRE. 4OOO00TL30O000TL.Z5O000TLZ0O OOOTL. 150 000 TL tOO000 TL.SC 000 TL OLAHm DECHŞUEKTEDIR TEIECARD. UNIVERSITY TELECARD. CEMÇ TELECARD. TİCARI TELECARD. WORLOCARD UHIfâ&nv W0RWCARD VE SUPERCARD SAHİPLEP* TUU COSTERILEHI % 251NDIRIMUIZLEYEBIUR Aoark Kdlt^rMerKezı :212) 252 9935-25299 77Cema, fteşt leyKcnserSdocu: {212 23001 07 'Mazhar, Fuat, özkan konseri. 27 Mayıs 1995 Cumartesi çûnü yerine, 18 Haılran 1995 Pazar günü yapılacaktır. Son anda meydana gelen bu değişlklikten ötûrû özûr dileriz. YAPI w KREDİ tefek haşan yönetmen, klişeleri un ufak etmeyi seven, "atipik" bir tip, usta bir sınemacıdan çok "büyümeyi reddeden, kamerafa bir afacan" haliyle her esenn- de seyirciyı şaşırtmacalı dehlizlere sok- mayı, bildik kalıplarla oynamayı, türleri birbirine kanştınp harmanlayarak öz- gün bulamaçlar yapmayı yeğleyen, "pop kültür, porno ve kitsch"in otlakla- nndâ fılizlenip boy vermiş "skandabe- ver bir fırlama". Her filminde adeta zincirlerinden boşanarak bazı olay yara- tan öyküler anlatıp aykın, deli, trans- seksüel, sadist ve mazohist tipler galeri- sini dolduracak cinsten, garip kahra- manlan gözümüze sokan Almodovar si- neması, aslında çok derin ve kalıcı özel- likler içeımese de, tanımaya değer nite- likte kuşkusuz. Değişmez konusuysa hep 'kadinlar, kadıniar, kadınlan-' Anahtar deliği, jartiyerii siyah file çorap, fotograf makinesi ve David Hem- mings'vari tarzda çalışarak kadın mode- line pozlar verdiren (Blow-up'a gönder- me var), genç bir fotoğrafçı kahraman gibi beylik klişelerle açılan u Kika"; as- kı, hayatı seven, beyaz atlı prensini bek- lerken fingirdemekten de gerı durma- yan, iyimser, naif, çıtı pıtı makyajcı kız Kika'nın (1984'te Almodovar'ın "Bunu Haketmek İçin Ne Yapom ki?" adfa fil- minde oynamış Veronica Forque ikınci kez bir Almodovar filminde), karmaşık ilışkilerin sarmalına dolanmış öyküsü. Fotoğrafçı Ramon'un (Alex Casanovas) sevgilisi oluşunun yanı sıra Ramon'un, Amerikalı yazar üveybabası Nicholas Pierce'le (Peter Coyote) de ilişkisini sür- düren Kika'nın cinsellücten bıhaber, çir- kin, bıyıklı hizmetçisi Juana (Almodo- var'ın fetiş oyunculanndan unutulmaz Rossy De Palma), kadın berberi Ampa- ro'yla (Anabel Alonso) çevrili özel ya- şamı, günün bırinde adı çıkmış, namlı bir porno filmleri aktörü olan, hizmetçinın erkek kardeşi (Santiago Lajusti- cia) tarafından tecavüze uğ- ramasıyla bulanıyor. Ve nalden yayımda 'can- h' cinayetler sunmak ya da işlediği cinayetleri, sanki hayal ürünüyrnüşçesine ya- zarak romanlarında kulla- nan, bir cınnet anında kan- lannın bıçaklayıp boğmuş Althusser'le Burroughs çiz- gısindeki katil yazarlar sını- fından, Ramon'un üvey ba- basıyla anlaşmalı röportaj- lar yapıp 'kaynar kaynar' ekrana getirmek gibi (!) marifetlere sahip, gözü doy- maz bir 'sansasyon oburu' olan Reality Show prog- ramcısı Andrea Caracorta- da (yönetmenin gözdelenn- den) Victoria Abril hemen bu tecavüz olayının üstüne atlıyor anında. programının yeni konusu artık Kika'dır! Reality Show dedikieri Modacı Jean-Paui Gaulti- er'nin elinden çıkma, sıyah meşin, metalik giysileri çekmiş, başına da her an çekim yapmaya hazır bır kamera monte edilmiş, ür- künç Amazon cengaveri kı- hğındaki, yanağında yara izi taşıyan. Andrea tipleme- siyle, TV eleştirisinde tam on ikiden hedefinı vuran Almodovar'ın kurduğu ent- rika, yer yer klişelikten kur- tulamıyorsa da kimi sahne- ler, yine de sıradışı filmde. Özellikle cinsel iştahı ancak 4 kez geldikten sonra do- yan, azgın porno oyuncusu- nun bıçak zoruyla altına al- dığı Kika'yı perişan ettiği tecavüz sahnesi. sinema ta- rihinin en uzun ve grotesk tecavüzü belki de. Tecavüz- cüden daha sapkın bir ka- rakter sayılacak, aşın tut- kun olduğu annesi şüpheli bir intihara kurban gitmiş, sevişmesini fotoğraflayacak kadar röntgen bağımlısı, melankolik Ramon'u ve ce- set dolu evi terk ediyor Ki- kacık, öykünün kötü kişileri konumundaki Andrea'yla katil yazarın birbirlerini hakladıkları finalde. Ra- mon'un uğursuz yüzüğünü parmağından çıkanp atarak yeni ufuklara doğru yelken açıyor, hayal kırıklıklanna ugrayıp örselenmiş Ki- ka'mız filmin sonunda. Ka- til yazar, çok satmaya aday son romanını (bu kez yüzde yüz otobiyografiktir hem de) yayımlatmak üzere Ki- ka'yı venyor, kızın kolla- nnda ölmezden önce. bu fi- nalde. Zaten naif Kika'nın hep yönlendirilmeye ihtiya- cı vardır... Kuşkusuz Almodovar'ın en iyi işlerinden değil "Ki- ka", fazla bir yaratıcıhğı ve özgünlüğü yok, hatta yönet- menin tipik özelliklerinin sergilendiği bu kâbus dolu farsla. Almodovar sinema- smdan artık gına getirdiği- miz bile söylenebilir. Alışıl- dığı gibi vodvil tarzı kome- dinin giderek psikolojik drama dönüştüğü "Ki- ka"dan geriye kalan Hitch- cock'vari bir gerilim, bol şamata gırgır. Ispanyol sina- » T c (, masınm bü>ük kışkırtıcısı, bu kez •kimsevi şaşırtamı- yor' artık. Yine de Almodo- var'ın kitsch âleminden ye- ni kolajlar sunan "Kika", meraklısı için çekıcı bir eg- lencelik olabilir... KEDİ GOZU VECDİ SAYAR En Büyük Kim? Arifin bannı mekân tutmuş sanşın arkadaşım o gece çok mahzundu. Her zaman bir otobüs gibi tıklım tıklım olan bardan bahçeye yayılan gürüttü- lerin yerini garip bir sessizlik almıştı. Önce anlam veremedi bu sessizliğe. Sakın darbe falan olma- sın. Neler olup bittiğini anlamaya calıştı. Içeri girme- sine izin vermezlerdi ki. Sanat dünyasının bütün dedikodularını bahçeden izlerdi o. Ama, şimdi bahçe boşalıvermişti. Içeride ise bir iki masada birkaç aşina yüz. Irfan'la AM sinemacılar masasını son nefeslerine dek korumaya karariı görünüyor- lardı. Az sonra, müdüriyetten yükselen televizyon ses- lerinden meseleyi kavradı. Bizimkiler maçı alıyor- du. Arif'in müdavimleri evlerine kapanmış, rakı şi- şelerini açmış, kenditerini milli şahlanışın rtizgânna bırakmış olmalıydılar. Neyse, yarın hepsi de burada olur diye tesetli buldu. Başka ülkelerde de böyle sanatçı mekânlan var mıydı acaba? Sanatçılar oralarda da böyle iç içe mi yaşartardı? Ve dünyaya bakışlan böylesine yaklaşır mıydı kalabalıklann bakışına? Sonra içine bir kuşku düştü. Bu ülkede Arif'in bannı tanımayanlar sanatçı sayılmaz mı? Anado- lu'nun çeşitli kentlerinde yaşayan kedilerden aldığı mektuplan düşündü. Tırnaklanyla kuyu kazarcası- na didinen binlerce sanatçıdan neden hiç söz eden yok? Neden medya yalnızca üç-beş sanatçı- nın ekseninde dönüp duruyor? Yoksa, bütün bu işler Arif'in başının aJtından mı çıkıyor? Birden acıktığını hissetti. Nankörlük etme diye söylendi kendi kendine. Burada iyi kötü geçinip gidiyoruz işte. Etrafına bakındı. Garsonlar, o her şeyi gören ve her şeyi içlerine atan sevgili dostlan da görünmüyor ortalıkta Dış kapıyı aralayıp, gecenin karanlığına karışı- verdi. Sıraselviler'in başında polisler bekleşiyordu. Gözaltında kaybolan arkadaşlan için CHP'nin çatı- sında eylem yapan gençlerin direnişi sürüyor ol- malıydı. Taksim'e yaklaştıkça kalabalık yoğunlaşıyor- du.Gençler ellerinde Türk bayraklan ve bira kutu- lan ile meydanı doldurmuş, avazlan çıktığı kadar bağırıyordu. Ezilmek pahasına aralanna karıştı. Bi- lirsiniz "Merak kediyi öldürür" diye bir atasözümüz vardır. Anglosakson kardeşlerimiz çıkartmış. Anla- şılan oralarda da üstüne vazife olmayan işlere ka- nşırmış bizimkiler. Sanşın arkadaşım, karanlıkta iyice büyüyen göz- leriyle insanlara bakıyordu. Insanlar, histeri krizine tutulmuşçasına sarsılıyor, "En büyük biziz" diye çığlıklar atıyordu. Tek hilalli, üç hilalli bayraklar bir- birine kanşmıştı. Yoldan geçen arabalar durdurulu- yor, beşik gibi sallandıktan sonra serbest bırakılı- yordu.Elleri ile kurt işareti yapanlar çoğunluktaydı. Kuyruğunu dik tutmaya çalışarak kalabafığın arasında dolaşıyordu. "Düşmanlar kahrolsun, bi- zimkiler yaşasın" diye bağırıyordu kalabalık. Bir ara köşebaşındaki gazeteciye sığınmayı akıl etti. Heyecanlı bir genç onunla birlikte içeri daidı. "Ga- zeteler çıktı mı?" Şaşkın gözlerle baktı gazeteci ve "Maç b'rtelî henüz yanm saat oldu" diyebildi. O an görmek istediği manşetlerie karşılaşamayan deli- kanlı düş kırıklığı içinde kendini meydana attı. "6ü- yüğüm, Büyüksün, Büyüğüz" başlığını görmek için sabahı beklemesi gerekecekti. Gazetelerin köşe yazariannın nasıl coşacaklannı tahmin etmeye ça- lıştı. "Sizde insan haklan yok diyen Avrupalılara nasıl da derslerini verdik". Insanlar yekvücut olmuş, tüm sorunlannı unut- muşlardı. Portekizli kedilerin Salazar denen adam- dan neden bu kadar nefret ettiklerini daha iyi anlı- yordu şimdi. "Milli" duygulan galeyana getirerek ülkeyi yönetmek pek zor olmasa gerekti. İşte bizim kedi milletinin garip bir özelliği daha diye düşündü. Dişi kediler için birbirimizi nasıl hırpaladığımızı her- kes bilir, ama cinsimiz ayrı diye başka kedilerle kavgaya tutuştuğumuz görülmemiştir. Bu yüzden de kedi milletini yönetmek zordur. Bizi diledikleri gibi kullanamayan ınsanlann kedi milletine "hain" damgasını vurmasından daha doğal bir şey var mı? Siz siz olun, "Kedinin gözleri hain bakar" deyi- vermeyin günün birinde. önce bir düşünün baka- lım, kime "sadık" olmanız isteniyor? Dogrusunu söylemek gerekirse bizimkiler de dü- şünmeyi bir kenara bıraktı bir süredir. Kalıbımı ba- sanm, pek çoğumuzun düşlerini gelecek yıl Ingil- tere'deki Kupa Finalleri süslüyordur. Macaristan'la Izlanda'yı da yendik mi, ver elini Ingittere. Maçı iz- lemeye gideceklere konut fonu da yok nasıl olsa. Yurtdışına çağnlan sanatçı kediler her seferinde konut fonu vermekten usandı, ama hiç sesleri çık- mıyor. Yeter ki maçlan izlemeleri kolay olsun. Şimdi münafıklık yapmanın alemi var mı.diyor- sunuz biliyonjm. Fena mı oldu yani, milletçe özgü- venimizi tazeledik. Tam da Avrupa Konseyi'nin bi- ze fırça çektiği gün Haç işaretli bayrağa sıkı bir gol attık. Öyle ise, tüylerimizi ve milli duygulanmızı ka- bartalım ve haydi hep birlikte Avrupa'ya nanik ya- palım. 7. ULUSLAR4RASI İSTANBUL ÇİZGİ FİLM FESTİVALİ^IVDE BUGÜN: Atatürk Kültür Merkezi: 10.30- 13.30/Çocuklara Yönelik Program 15.30- 17.30/Panel 17.30/ Ulusal Yanşma Ödülü Fransız Kültür Merkezi: 15.30- 16.30/ Askerler, Gorgon, Lağım, Ağırlık, Zappy, Uygun, Sentez, Insektörs. 16.30-17.30/ Ipler, Askerler, Içeridekiler, Yeşilağaç Cad. 66, Dairesel Yön, Aşk Tablosu, Ve Saire, Yalnız İnsan. YARIN: Atatürk Kültür Merkezi: 10.30- 13.30/Çocuklara Yönelik Program. 14.30- 15.30/ îpler, Askerler, fçeridekiler, Yeşilağaç Cad. 66, Dairesel Yön, Aşk Tablosu, Ve Saire, Yalnız insan. 15.30- 16.30/ Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli festivallerde gösterilerek büyük beğeni toplamış ve değişik animasyon teknikleriüretilmiş 90'lı yıllann 'Dünya Canlandırma Sanatı ÖrnekJeri' (Askerler, Klinik, Sohbet Ül Asmar, K.ültürel Tarihte Bir Gece Manevrası Ölüm Dansı, La Bacone, Diğer Taraf, Cumartesi Öğleden Sonra, Dört Kadın. 16.30- 17.30/ "Midas", Yönetmen: Ateş Benice 17.30- 18.30/ Askerler, Kanunsuzlar, Ithaf, Ev, Eğlence, Yol, Alogaritmen, Stereo, Yakışıklı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear