22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordinatörü. Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışleri Mudurlerı fbrahim Yüdız (Sorumlu). Dinç Tayanç 9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat Y alçın Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık # Radyo-TV- IHgarEremektar • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir YücelnuD • Yurt Haberlerv Mehmet S»r»ç • Makaleler S«mi Karaören • Çe\ ın Seyfcttin Turhan • Düzeltme Abdullah Yızıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu Yayın Kuralu. İlhan Selçıık (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Bakı, Dinç Tayanç, İbrahim Yüdız, Orhan Bursah, Mustafa Balbay. AnkaraTcmsılcısı: Mustafa Balbay 9 Haber Müdürü: Doğan Akm Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 9 lzmır Temsücısı: Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 9 Adana Temsılcısı: Çetin Y iğenoğlu, tnönü Cd 119 S. No: 1 Kat-1. Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Müdûrû: Erol Erioıt 9 MEDYA C: • Yönetim Kurulu Koordmatör Ahmet Koruban 9 Ba$kam-Genel Mudür Gülbin Er- Muhasebe BİUentYener9tdare doran 0 Koordmatör Reha Isıt- Hüseyin Gürer 9 Uletme Önder man • Genel Mudür Yardımcısı Çelik 9 Bılgı-tşlem. Nail lnal 9 Mine Akdağ • Halkla tlışkıter Bılgısavar Sıstem MûriivetÇUer Müdürü Nıırten Bertuoy Yıranlayan ve Basın: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın \e Yaymcıhk A Ş Turkocagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel 10 212ı 512 05 05 (20 haı) Faks 10,212151385 95 12NİSAN 1995 Imsak: 4.53 Güneş: 6.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam 19.47 Yatsı: 21.11 MEDYACTei 5i407 53-si39580-5i38460-6i,Faks 5H8466 PPO-V ürünleri • İstanbul Haber Servisi - Procter and Gamble şirketi yoğun tüketici araştırmalanndan çıkan sonuçlan değerlendirerek, 4 yılda ûrettiği " Pantene Pro-V Şaç Şekillendirme Üriinleri"ni piyasaya sundu. Yeni ürünler, bakım şampuvaru ve kremi, şekillendırici jöle veya dolgunlaştıncı saç köpüğü ile şekil koruyucu spreyi olmak üzere üçlü setten oluşuyor. Pantene Pro-V ile parlak ve sağlıklı saçlar sloganıyla lanıtılan yeni ürünlerin basın toplantısında yer alan manken Ceylan Saner, izleyicilerden tam not alırken koreografîsini Gülen Andak'ın yaptığı ve dansçı Dilek Şamh'nın sunduğu gösteri de büyük begeni topladı. Kff Konferansı • İstanbul Haber Servisi - Uluslararası Enerji ve Kimya Işçileri Sendikalan Federasyonu'nun (ICEF) gerçekleştirdiği ve DlSK'e bağlı Lastik-Iş Sendikası'nın ise ev sahipliği yaptıgı "Lastik lşkolu Dünya Konferansı", dün Mövenpick Otel'de sürdü. Konferansın dünkü oturumlannda, işkolunda yeni uygulanmaya başlanan toplusözleşme düzeni, iş ve işçi sağlığı konulannda tebliğler ile ülke raporlan sunuldu. Eczacılık eğmmi kupultayı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Ec2acılar Birliği tarafından düzenlenen " 1. Ulusal Eczacılık Eğitimi Kurultayı", dün Ankara'da başladı. Kurultayın açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna, insan sağlığı alanında doktor ve eczacının el ele çalıştığını ve eğitimin çok önemli olduğunu söyledi. Kurultay, 14 nisanda sona erecek. Uç dergi muzır bukındu • ANKARA (ANKA)- Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, üç derginin mart sayısını muzır buldu. Kurul, Klips dergisinin mart sayısında yer alan bir yazının 18 yaşındaki küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna karar verdi. Kurul aynca, Cosmopolitan Türkiye dergisinin "yatak odası sırlan" ile Elele dergisinin "Seksin Sım" adlı eklerinde yer alan bazı fotoğraf ve yazılann da aynı nitelikte olduğunu belirledi. Kurul, dergilerin poşette satılmasını kararlaştırdı. Üniversitecle 6 örP dayağı• Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı Buca Eğitim Fakültesi'nde bir öğrenci, kız arkadaşıyla çimenlerde samimi biçimde oturduğu gerekçesiyle özel güvenlik birimine bağlı bir görevli tarafından tekme tokat dövüldü. • Şikâyette bulunmak isteyen Esat Kudret'e, Dekan Prof. Dr. Galip Karagözoğlu'nun yanıtı, "Eğer bir şey yapmışsan dövebilir de, bu adam deli değil ya nedensiz yere saldırsın" oldu. ASUMANABACIOĞLU İZMİR - Bahann gel- mesiyle, üniversite kam- puslannın değişmez man- zarası, çimenlerde birbiri- ne sanlmış sereserpe uza- nan genç çiftlerdir. Ancak bahan herkesten daha çok hisseden ve yaşayan genç- lerin bundan sonra daha dikkatlr olmalan gereki- yor. Çünkü üniversiteler- de kampusun güvenliğin- den sonımlu "özel güven- lik biriminden" kendısini "ahlakzabıtasr sanan bir görevli bu davranışlann "örf ve âdetierimize" uy- gun olmadığını öğrencile- re tekme tokat döverek anımsatabilir. Dokuz Eylül Üniversi- tesi'ne bağlı Buca Eğitim Fakültesi'nden bir öğren- ci, kız arkadaşıyla çimen- lerde, "örfve âdetierimize uymayacak biçimde" sa- mimi olduğu için özel gü- venlik birimine bağlı bir görevli tarafından tek- me tokat dövüldü. Bu ojay, birkaç yıl önce yi- ne DEÜ'ye bağlı 1İBF öğrencisi bir genç kı- zın, "asktlı eJbiseyle'' okula geldiği için kapı- daki polis tarafından dövülmesinı anımsatı- yordu. Her iki olayın da nedeni örf ve âdetler, sonucu yine dayaktı. Buca Eğitim Fakültesi öğrencisi Esat Kud- ret, dayak yediği için dekanlığa şikâyette bu- lunmak istedi. Ancak belki dayak yemekten daha da acısı, Dekan Prof. Dr. Galip Karagö- zoğlu'nun güvenlik görevlisi için "eğer bir şe> yapmışsan. dövebilir de bu adam deli değil >a Üniversitede saldırganlann değil, hak arayanlann cezalandınlmaya çakşıldığını beürten öğrenciler, baskılan ve soruşturmayı protesto amacıyla ağıziannı bantJadüar. 99 Oğrencilerden bantlı protesto• Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde bir grup öğrenci, fakülte yönetiminin her fırsatta soruşturma silahını kullanmasını kınamak amacıyla susma eylemi yaptılar. NECATİAYGIN İZMİR - DEÜ Hukuk Fakül- tesi'nde bir grup öğrenci, artık "susmayı" tercih ediyor. Fakül- te yönetiminin her fırsatta ''so- ruşturma silahı"nı kullandığını savunan bazı öğrenciler, protes- to amacıyla ağızlannı bantladı- lar. Gaziosmanpaşa olaylannı bir bildiriyle kınarken ülkücü gru- bun saldınsına uğrayan öğrenci- lere soruşturma açılması, fakül- tede tepkilere yol açtı. Saldırgan- lann değil, hak arayanlann, tep- ki gösterenlerin cezalandınlma- ya çalışıldığını belirten öğrenci- ler, baskılan ve soruşturmayı protesto amacıyla ağızlannı bantlayarak "susma" eylemi yaptılar. Daha önce İnsan Haklan Gü- nü'nde " İdamlara Hayır" diyen öğrencilere soruşturma açan, mahkeme kararlanna karşın ce- za aldıklan gerekçesiyle öğren- cileri sınavlara sokmayan DEÜ Hukuk Fakültesi yönetimi, bu kez de yeni bir soruşturmayla dikkatleri çekiyor. Gaziosman- paşa olaylannı protesto amacıy- la bildiri dağıtan ve bu arada ül- kücü grubun saldınsına uğrayan öğrencilere soruşrurma açıldı. Saldırganlar ise herhangi bir so- ruşturmaya uğramadı. Yöneti- min bu tutumunu kınadıklannı belirten bir grup öğrenci. yap- tıklan açıklamada saldırganlan tanıdıklannı, bunu okul yöneti- mine bildirmelerine karşın bır iş- lem yapılmadığını söylediler. Öğrenciler, saldınya uğrayan Bülent Karagöz, Ayşe Alat, Ber- na Babaoğlu hakkında disiplin soruşturması açıldığını belirte- rek şunlan söylediler: "Sonınlaranızı dile getirmek istedik. hakkunızda soruşturma acıldt Gaziosmanpaşa olaylany- la ilgili görüşlerimizi söyledik, hakkunızda soruşturma açıldı. Her konuşmamız ve açıklama- mızın arduidan hakkımızda so- ruşturma açüıyor. Konuşan öğ- renci isteme>en yöneticileri pro- testo amacıyla susmayı tercih et- tik." Dekan: Aynm yok Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Polat Soyer ise 13 mart günü kantinde meydana gelen olaylar- la ilgili soruşturma açıldığını be- lırterek şu bilgileri verdi: "Olayı öğrenir öğrenmez kan- tine girtim.îki grup arasında sür- tuşme olduğunu öğrendim. Oğ- rencilerden biri dövüldüğünü so\ ledi. İsmini sordum, soyleme- dL Kantindcki olay lar y-abştıktan sonra bir öğrenci, dekanlığa ver- diği dilekçeyle şikâyetçi oldu. Bu- nun üzerine soruşturma açıldı. Soruşturma sürdüğü için olayla ilgili bilgi veremem. Ama tüm Öğ- renciler benim için birdir. Onlar arasuıda ayınm yapmam müm- kün değiL Soruşturma tamamla- nır ve gereken j'apılır." Öte yandan, DEÜ tktisadi ve idari Bilimler Fakültesi öğrenci- lerinin düzenledikleri paralı eği- timi yeren etkinliklere izin veril- mediği öğrenildi. Öğrenciler, kendilerinin, öğrenm eleaıanlan- nın ve dığer akademik personeli- nin üniversite yönetiminde söz ve karar sahibi olması gerektiğine inandıklannı belirterek "Ezber- ci Türk- İslam sentezci, gerici eğitim değil, bilimsel eğitim is- tiyoruz" diye konuştular. nedensiz yere saldırsın" sözleriydı. Dayak yi- yen öğrenciyle bırlıkte "bugün arkadaşunızı döven yann biadedöver" düşüncesiyle dekan- lığa giden arkadaşlan da aynı sert tutumla kar- şılaştılar, itilip kaluldılar. "Sakhnya uğradığı- nı ve tartaklandığuu T> bildiren şikâyet dilekçe- sini veren arkadaşlanyla birlikte oradan aynl- dılar. Öğrenci Esat Kudret, kendisıne "doğnı oturun lan" diyen güvenlik görevlisinin, "an- lamadım" yanıtı üzerine "bensanaanlatayım'" diyerek üzerine yürüdügünü ve tekme tokatla dövdüğünü söylüyor. En baştan, "görevli, ken- disini savunmak için dövmüştür" görüşünü be- nimseyen Dekan Prof. Dr. Karagözoğlu ise özel güvenlik bınmlennin, "kampus içinde düzeni sağlamak, gördüklerini idareve aktar- mak"la görevli olduğunu, "öğrenciyi cezalan- dırma ve tutuklama yetkisi"nin olmadığını söylemesine karşın, iş örf ve âdetlere aykın davranmaya geldiğinde daha farklı düşünüyor. Pekana göre smır, 'örf, âdet' Dekan Karagözoğlu'na göre, "elele tutuşa- na" bir şey yapılmaz, ancak "erotik bir biçim- de" sanlıp öpüşürlerse, görevli ikaz edebilir. Zaten, dekan Karagözoğlu, kendisinin de zaman zaman öğrencilen bu davranışlan ne- deniyle ikaz ettiğıni söylüyor. "Çünkü, öğret- men adaylannın, toplumsaJ değeıiere saygılı olmalan lazım. Vann, öğretmen olarak gide- cekleri yerde nasıl da\ ranacaklannı bizim on- laraöğretmemecburiyetimiz var" diyor. Peki, sevgi gösterisinin sının neresi. nereye kadar. kime göre toplumsal değerler sorusuna ise De- kan Karagözoğlu, "sınır, örf ve âdetlerimiz- dir" yanıtını veriyor. Bugün üniversitelerimizin hemen hepsinde özel güvenlik birimleri bulunuyor. Öğretim elemanlan dernekleri ve sendikası bu konuda uyanda bulunuyorlar. Üniversitelerde, kamu denetiminden uzak özel güvenlik örgütlerinin kurulması tasanlannın yeniden gözden geçi- rilmesini istiyorlar. Ancak daha şimdiden bu kuruluşlann çalışmalannın olumsuz sonuçla- n görülmeye başladı. Bu yüzden gençlerin dikkatli olmalan, ba- hargeldi diye duygulannı olabildiğince doğal yaşamamalan gerekiyor. Çünkü yann bir gün kampusta "deletutuşmayı" ya da askılı giyin- meyi örf ve âdetlere aykın bulan bir güvenlik görevlisi karşılanna çıkarsa, dayak yemeleri iş- ten bile değil. Japonlann çift katlı köprü önerisi, tstanburun sorunlannı çözmek yerine ağırlaştınyor Bir tüp geçiş, on köprüye bedel• Türkiye'yi demiryolu uygarlığından uzaklaştınp karayolu çıkmazına tutsak eden "otomotive bağımh" ulaşım politikası, 20. yüzyılın son büyük hamlesinı 3. Boğaziçi Köprüsü'yle yapmak istiyor. Ne var ki hemen tüm göstergeler, yeni bir köprü yerine demiryolu tüp geçişinin artık zorunlu ve kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. OKTAY EKtNCİ Son yıllarda Japonya'ya yapılan hemen tüm "üst düzey" ziyaretlerin ardından İstanbul Boğazı'na 3. bir köprü kurulmasına yönelik projelerin gündeme gelmesi, neredeyse Türk - Japon ilişkilerinin "geleneksel beklentisine" dönüştü. Anımsanacaktır, Demirel de başbakan olduğu dönemde kalabalık bir işadamlan ve gazeteciler topluluğuyla Tokyo'ya gidip "hızlı tren"e bindığinde, yıllann özlemi olan Ankara - tstanbul hızlı treninin İstanbul Boğazı'nı da "hızım kesmeden geçmesi" düşüncesi, yine Japonlann önerisiyle heyecan yaratmıştı. Bu düşünceyi gösterişli bir projeye dönüştüren çekik gözlü mühendislerin çizdikleri resimler, üst katı karayoluna, alt katı ise demiryoluna aynlmış iki katlı dev bir asma köprüyü. İstanbul üzerinde "20 yüzyıhn harikasr olarak gösteriyordu. Israrb bekleviş sürüyor Şimdi, Başbakan Tansu Çiller'in de son Japonya gezisinden bu yana geçen günler içerisinde bu çift katlı karma köprünün yine gündemdeki yerini alması, Uzakdoğu'daki "ısrariı bekleyişin" sürdüğünü gösteriyor.. Temelde yine bir "karayolu köpriisü" olan, ama özellikle ülkeye duyarlı kesimlerin "demiryolu geçişi öztemlerine"de yanıt verecek şekilde tasarlanan İSTANBUL BOĞAZ GEÇİŞİNDEKİ SEÇENEKLER VE GERÇEKLER 3. BOĞAZk?! KÖPHÛSÜ PROJESİ * 1980 planında öngörülmüyor. * Nurettin Sözen dönemi Naztm Plan çalışmalarında ret/gereksiz(1993) . * R. Tayyip Erdoğan dönemi Nazım Plan çalışmalannda ret/gereksiz(1995) * Kent içi utaşıma hizmet etmiyor. * Otomobılsiz yolcuya hizmet vermıyor. * Yaktaşık 120 km. yenı çevre ve bağlantı yolIan gerekiyor. (Gebze-Çatalca kuzeyi) * - 2010 yılında günde 30.000 yolcu taşıyacak. * Diğer köprülerın yükünü alma oranı çok düşük kala- cak (DlE'ye göre 1 köprüden yHlık artış %19; 2 köprü- den yıtiık artış %2) * Taşrt artış oranı yoteu artış oranmın 20 katı. * Inşaat sOresi 6 yıl (tüm sistem) * Maliyet (tüm sistem): 12 milyar $ * En az 6 şeritlı gerekiyor. * fstanbul'un kuzeytndeki Nazım Plan'a aykın yapılaşmayı körükleyecek. * Su havzalannı ormanlan ve Karadeniz kıyı kuşağını imar baskısı altına alacak, yeni Sultanbeyliter yaratacak. * Otomobıle bağımtılığı daha da arttıracak. * Kent ıçı toplu ulaşımı çözen bir prpje olmadığından, aynca mevcut köprülerin yükünü de atonayacağından zorunlu bir proje olarak görülmüyor. DEMİRYOLU TÜP GEÇlŞl PROJESİ * N. Sözen ve R. T. Erdoğan dönemleri NSım Plan çalışmalannda öngörülüyor / önkoşul olarak kabul edilfyor. * Sürmekte olan metro inşaatı tüp geçişle birlikte yaptian projeye göre yürüyor ve tüp geçişle bütünleşecek şekilde gerçekleşiyor. * Kent içı ulaşıma hizmet ediyor (%85) * Otomobil gereksinmesini azaltıyor. * Mevcut DDY şebekesinde iyileştirmenin dışmda yenî ilave yol gerektirmiyor. * Saatte (çift yönde) 120.000 yolcu taşıyacak (Metro hariç) * Bostancı-Yenıkapı: 18dakıka. Bostanci-TaksMm: 25 dakika. (10 dakikada bir kalkacak 1900 kışıük katarlaıia) * 5 ayda 1 köprünün 1 yılda taşıdığı yolcuyu taşıyor. * Köprülerin toplu taşım yükünü hafifletiyor. (İnsan geçişi tüp geçit ve metro bağlantısına kayıyor) * Inşaat süresi: 4 yıt. * Maliyet: 637 milyar $. Toplam uzunluk 12.5 km. (1.8 km.'si batırma tüp tünel: 18X100m.'lik modülter halinde geçişi açma-kapama ve deime teknikleriyle tünel) * 6 şeritli köprü kapasitesinin 10 katı kapasiteye sahip otacak (insan sayısı olarak) * Tamamen meskun ve imara doymuş bölgeden geçtiğinden, ek yapılaşma cazibesi yaratmayacak. * Tarla ve doğal değerlere zarar vermeyecek (Tarihi Yarımada'da toprak altındaki arkeolojik değerlere de zwar vermeyecek şekilde tfygun derinlikte projeiendiril- miş duaımda) * 2005 yılında günlük kent iç» yolculuk sayısmın 3,1 milyona varacağı hesaplanan istanbul için, tüm metro- politen alanı kucaklayacak toplu ulaşım projesi olarak TÜP GEÇİŞ ve METRO sistemi artık ertelenmeyecek bir zorunluluk olarak görülüyor. bu proje, yeni Bakanlar Kurulu'nda da benimseniyor olmalı ki, Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna da artık açıkça dile getiriyor. "Sol kanadı" yenilenen Doğru Yol-Cumhuriyet Halk Partisi koalisyon hükümetinin geçenlerdeki ilk toplantısının ardından, Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna'nın ilan ettiği büyük yatınm projeleri arasında, Boğaziçi'ne yeni bir "karayolu ve demiryolu köprüsü" de yer alıyor. Temel sonın: Toplu ulaşım Aslında Boğaz'ın artık karayolu yerine demiryolu ile geçilmesi düşüncesi, bu son projedeki gibi "herhangi bir tren geçişi'' olarak değil, Istanbul'un özellikle "kent içi toplu taşıma gereksinmesinin" metro bağlantılanyla birlikte raylı sistemlerde "bütünleştirilmesi'' ilkesinden kaynaklanıyor. Yıllardır hemen tüm nazım plan çalışmalannda ve metropoliten ölçekteki ulaşım etütlerinde "tek seçenek" olduğu kanıtlanan demiryolu tüp geçiş projesi, bu ilke doğrultusunda Asya ve Avrupa yakalanndaki "banliyö hatlanm, metro güzergâhlannı ve hızlı tram>'a\ sistemlerini" yine her iki yakadaki Devlet Demir Yollan hatlanm da birleştirecek şekilde "tek bir rayh ulaşım sistemine" bağlamayı hedefliyor. Nitekim, halen inşaatı • 3. köprü projesi, istanbul un kent içi toplu taşım sistemiyle tamamen bağlantısız olduğu gibi, inşaatı devam eden metronun 2000'Ii yıllar için planlanan hedeflerine de aykın bir nitelik taşıyor. • Boğaziçi'nden ve özellikle kuzey kesimden yinelenecek 3. bir karayolu geçişinin, Istanbul'un elde kalan son yeşilini, ormanını ve zaten kaçak yapılaşmanın tehdidi altındaki su havzalannı artık tümüyle yok edeceği gerçeği varlığını sürdürüyor. • 3. köprüde bir demiryolu bağlantısı bu tehdidi ortadan kaldırmayacağı gibi, tam tersine asıl zorunluluk olan tüp geçişin gerçekleşme şansını belki de tümüyle yok edeceği için İstanbul'a karşı en büyük "ihanetin" de aracı konumuna gelebilecek. sürmekte olan Taksim - Levent Metrosu ile ihale hazırlığı yapılan Taksim - Yenikapı Metrosu projeleri, 1980'li yıllarda Devlet Planlama Teşkilatı'nın ve üniversitelerin de onayıyla kesinleşen "İstanbul Boğazı Demiryolu Tüp Geçişi ve Metro Projesi" kapsamında, "tüp geçişin bağlantuan dikkate ahnarak" sürdürülüyor. Bu nedenle, son günlerde yeniden gündeme getirilen karayolu ve demiryolu köprüsü projesi Istanbul'un kent içi toplu taşım sistemiyle tamamen bağlantısız olduğu gibi, inşaatı devam eden metronun 2000'li yıllar için planlanan hedeflerine de aykın bir nitelik taşıyor. Çünkü metro, "tüp geçişle bütünleşecek" şekilde projelendirilmiş durumda, herhangi bir köprüyle değil. 3. köprü yeşili bitirir Öte yandan, aynı anda bir demiryolu geçişıni de taşısa bile, Boğaziçi'nden ve özellikle kuzey kesimden yinelenecek 3. bir karayolu geçişinin, Istanbul'un elde kalan son yeşilini, ormanını ve zaten kaçak yapılaşmanın tehdidi altındaki su havzalanru artık tümüyle yok edeceği gerçeği de varlığını sürdürüyor. 3. köprüde bir demiryolu bağlantısı bu tehdidi ortadan kaldırmayacağı gibi, tam tersine asıl zorunluluk olan tüp geçişin gerçekleşme şansını belki de tümüyle yok edeceği için tstanbul'a karşı en büyük "Dıanetin" de aracı konumuna gelebilecek. 3. köprü ile tüp geçiş tartışmasına daha bir açıklık getirmek üzere, her iki projenin de değişik açılardan bir kıyaslamasmı özet tablo şeklinde okurlanmıza sunuyoruz. Bu tablo var olduğu sürece "Japon harikalanna" kendilerini kaptıranlann neye hizmet edeceklerine yönelik yorumlan da yine okurlanmıza bırakıyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear