25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1995 SALI 12 DIZIYAZI İsa, şeriati yumuşatiyorKadını dünyasd yaşamda 'ikinci sınıf insaı'. dinsel alanda'ikind sınıf kul" yapan bu hükümlerin kaynağının kadının gerek yantıhş biçi- tnine gerekse işleciği ilk gü- naha bağJanmasırL, tek tann- lı dinlerde cınsel aynmcılığtn nedeni olarak ileri sürüldüğü- nübelirtrniştik. Br başka yo- rum getiren topluracu görüşe geçmeden önce, Ahdi Atik'in 20. kitabını oluşturan 'Sûky- man'ın MeseBeri'nden bir bö- lümü aktaralım: Kadın kocasma kötülükle değil, Hayattmn bütüngünlerince iyilikle öder. Yün \>e keten arar, Ve elleriyle istekk işler. Tüccar gemileri gibidir, Ekmeğini uzakıan getirir. Henüz gece iken kalkar. (•••) Bir tarla almayı düşünür Ve onu satın alır, Ellerinin kazana ile Birbağdiker. Belini kuvvetle kuşatır, Ve bazılannı kmretlendirir. Tıcaretin iyi olduğunu tadar; Geceleyin çerağı sönmez. Ellerini örekeye kor. Ve avnçlan iği tutar. (...) Kendisine halılaryapar: Esvabı ince keter, Ve erguvanidir. Kocası memleketin thtiyarian ile otururken Keten esvap vapar ve satar, Ve tüccara kuşakkr verir Kuvvet ve şeref onun libasıdır; Veyannki günegüler. (...) Evi halkmın gidişine Gözcülük eder Ve tembellik ekmeğini yemez. Bütün bunlan sonsuz bir emek harcayarak yerine geti- ren kadına ev halkının. daha açıkçası -kız çocuğunun sö- zü edilmediğinden- koca ve ogullar olarak ev halkının tu- tumuna gelince: Oğullan kalkar Ve onu mutlu ederler; Kocası da kalkar ve onu över: Faziletie davramn lazlar çoktun Fakat sen hepsine Üstün oldun, der. 'Sömürünün ilk biçimi' Musa Şeriati altında ezilen kadınlar, Isa'da kendileri için bir umut ışığı aramaya başladılar. isa'nın annesi Meryem de onlar gibi bir kadındı. Tann'nın bir kadına ayrıcalık tanıması, onu ödüllendir- mesi, yığınların ardından gittiği Mesih'in anası olması, başka bir deyişle, bir kadının Tann kat»n- da kutsallaştınlması, acı çeken, ezilen kadınlar için ayn bir umut kıvılcımıydı. • İsa, Musa şeriatının öngördüğü zina yapan kadının taşlanması hükmünü kaldırdığı gibi, zina dışında kocaya boşanma hakkı vermez. İsa, sağladığı bu önemli kazanımlardan başka, kadınlara dinsel yaşamda görev üstlenebilme yolunu da açar. • Nevarki kadınların gerek toplumsal konumları ile gerekse dinsel yaşamlarıyla ilgili bu düzenlemeler, kadın erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmıyordu. Hıristiyan şeriati da Havva'nın yaratılış nedenini, yaratılış biçimini, ilk günahı, olduğu gibi Musa dininden alıyor, kadının konumunu belirlemeyi bunlara dayandırıyordu. yazacak ve onun efine vere- cek ve onu evinden göndere- cektir" (Tezrfle 24/1) kuralı- nı geçersiz kılar. Kadına yeni rol Yine eski şeriatın kadının biyolojik yapısmdan kaynak- lanan durumu dolayısıyla. onu kimi kez 150 günlük bir süreyle toplumdan dışlayan yaptınmını, isa, böyle du- rumda olan bir kadının ken- dine yaklaşmasına, dokun- masına izin vererek, geçersiz kılar. İsa, kısa süren peygamber- lık döneminde kadınlara sağ- ladığı bu önemli kazanımlar- dan başka, onlara dinsel ya- şamda görev üstlenebilme yolunu da açar. Bu durum ka- dına, Musa şeriatında görül- meyen yeni yaşam biçimleri getırecektir. Bunu mcil'den aktanlan bir örnekle belirte- lim: tsayolculuklanndan birin- de, Marta adlı bir kadının evine konuk olur. Marta'nın kız kardeşi Meryem. İsa'nın ayaklarının dibinde oturup sürekli onu dinler; bu yüzden evin bütün işleri Marta'ya kalır. O da bu duruma isyan eder, Isa'ya gelıp kardeşinin kendisine yardımcı olması için Meryem'i uyaımasını is- ter. Oysa isa: "Meryem ken- dinden alınmayacak olan iyi payı seçmiştir 1 " (Luka 10/38) diyerek kendinı dine adayan kadını korur. Bu olay gelecekte yaşam- la inancı eş tutan kadınların ortaya çıkacağının ilk belirti- sidir. Nitekim çileciliğin ön- cüsü kadınlar olmuş, rahibe- ler keşişlerden önce ortaya çıkmıştır. Eşitsizlik bitmiyor Öte yandan bu dizeler aile içi ev eko- nomisinin sanki birtanımıdır. Bu işgücü- nün yaratıcısı, dinsel işbölümünün sonu- cu olarak yalnızca kadınındır. Kadının dar, sınırlı bir alanda, ailenin yaşamsal bütün ihtiyaçlannı üretmesinin dayana- ğı olan cinsel aynmcılığı, Clara Zetkin (1857-1933), 'Sömürünün ilk ve en eski bicimJerinden biri' olarak yorumlar. İlk vahiy dinınin kutsal kitabı Tevrat ve Süleyman'ın Meselleri'nden alıntılarla sergilenmeye çalışılan bu ilk şeriatın, ka- dına özgü tutum ve yaptınmlan, öteki iki din, yani Hıristiyanlık ve Müslümanlık için de önemlidir. Çünkü, Batılı müsteş- rikler, Doğu bilimcileri, dinsel tarih uz- manlan kısaca bilim çevreleri Hıristiyan- lıkla Müslümanhğın. Musa dininin bir türevi olduğu görüşünde birleşirler. Bu görüşü, özellikle Islam kaynaklan, ken- di yorumlanna göre belirtip benimser; bu duruma Islam şeriatından söz edildi- ğinde kısaca değinilecektir. Tarihsel sıraya göre ele alacağımız ikinci şeriat Hıristiyanlıktır. Hıristiyanh- ğın doğuş günlerinde, Kudüs'te, Filis- tin'de, Şeria'da ağır yaşam koşullan altın- daki insanlar, özellikle kadınlar umut- suzluk içindeydiler. lnançlann çözüldü- ğü, gevşedıği bu dönemde bölgenin yay- gın dıni Museviliğin kadınlara yükledı- ği ağıryaptınmlar, bunlann getirdiği so- runlar artık altından kalkılnıası güç bir yük olmuştu. Umut arayı$ı İsa, kadınlar için daha bir tek söz bile söylemeden kadınlar ondan kendileri için bir umut ışığı aramaya başladılar. Ayn- ca isa'nın annesi Meryem de onlar gibi bir kadındı. Tann'nın bir kadına aynca- lık tanıması, onu ödüllendirmesi, yığın- lann ardından gittiği Mesih'in (kurtancı- nın) anası olması, başka bir deyişle, bir kadının Tann katında kutsallaştınlması, acı çeken, ezilen kadınlar için ayn bir umut kıvılcımıydı. Nitekim daha sonra Hıristiyan şeriati belırlendiğinde, Tann yasağını çiğneyen Havva yerine, inanı- şıyla insanı kurtaran, inanç dolu Mer- yem benimsenecektir. İlk günlerde, tsa'nın dolaştığı yerler- de, yollarda kadınlar büyük bir sessizlik içinde onu uzaktan izlerler, gerektiğinde içleri sevgi, saygı ile dolu olarak hizmet- lerini görürlerdi. Incil yazıcılan Matta, Markos, Luka,Yuhanna kaleme aldıkla- n Incillerde kadmlann bu bağlılığını yer yer anlatırlar. Kadmlann, inançla. tutkuyla ardından gittikleri İsa'nın yeni dini, oniara ne gi- bi bir kurtuluş umudu vaat ediyordu? Bu soruya yanıt vermeden önce Hıris- tiyanlığın kutsal kitabı 'Ahdi Cedif (Ye- ni Anlaşma)nın niteliğinden söz edile- cek olursa, bunun ayn ayn yazılmış dört Incil'den ve Isa'nın havarilerinden olan Aziz Paul'ün mektuplanndan oluştuğu- nu söyleyebiliriz. Isa'dan sonra Hıristi- yanlığı yayan, bir bakıma biçimlendiren Aziz Paul'dür. Onun, Suriye, Irak, Ana- dolu, Yunanistan ve Makedonya'da kimi kentlerin halklanna yazdığı mektuplarda Hıristiyanlığın bazı ilkelennin belirip, biçimlendiği görülür. Az önce sorulan soruya yanıt bu dört Incil'den ve mektup- lardan yapılan aktarmalarla sergilenme- ye çalışılacaktır. Taşlanmaya son Yazının ilk bölümünde belirdiği gibi Musa şeriatının temel dayanaklanndan birini kadın erkek eşitsizliği oluşruruyor ve bu durum kadına özgü yasaklamalar- la ve yaptmmlarla kuvvetlendiriliyordu. Işte yeni dinin bu konuda ortaya koyaca- ğı düzenleme ne olabilirdi? Bunu Musa dininin koyu yandaşlan olan Ferisfler de merak ediyorlardı. Bu yüzden Isa'yı adım adım izliyorlar, konuşmalannı din- liyorlar, sonra sorularla onu sık sık sını- yorlardı. Ömeğin, zina durumunda yakaladık- lan bir kadını Isa'ya getirip: "Bu gibile- rin taşlanmasına Musa şeriatta bize em- retmiştir, sen ne dersin?" (\ ühanna 8/ 5) diye sorarlar. isa'nın verdiği yanıt, in- sanlan yöneltmek istediği sevgi, hoşgö- rü, anlayışına uygundur. Şöyle der İsa: " Kadının üstünesizden günahsz olan ön- cetaş atsın_." (Yuhanna 8 8) Bu öneri Fe- risilerin kadını bırakıp gitmelerine ne- den olur. İsa da yalnız kalan kadına: "Ben de sana hükmetmem git, bundan sonra da günah işleme" der. Böylece bir kadının zina gerekçesıyle taşlanıp öldürmesini buyuran Musa şeri- atının yaptınmını kaldırmış olur. İsa, dağda yaptığı ünlü konuşmasın- da: "Kim zinadan başka bir sebeple ka- nsını boşar ve haşkasıyla evlenirse, zina eder" (Matta 5/32) diyerek yine Musa şe- riatının "Kadın kocasuun gözünde lütuf bulmazsa, (koca) onun için boş kâğıdını Ne var ki kadınlann gerek toplumsal konumlan ile gerekse dinsel yaşamlanyla ilgili bu düzenlemeler, ka- dın erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmı- yordu. Hıristiyan şeriati da Havva'nın yaratılış nedenini. yaratılış biçımınk, ilk günahı, olduğu gibi Musa dininden alı- yor, kadının konumunu belirlemeyi bun- lara dayandınyordu. Ahdi Cedit'te yer alan Aziz Paul'ün mektuplanndaki kadın ile ilgili bölümler. cinsel eşitsizliğin bu yeni dinde de nasıl sürdüğünü gösterir. Mektuplardan akta- nlacak alıntılar, bunu bütünüyle ortaya koyacaktır. Korent kenti halkına yazdığı mektup- ta ermiş Paul şöyle der: "Bilmenizi isterim ki, her erkeğin başı Mesih, her kadının başı erkekrir. Erkek, Allah'ın sureti ve izzeti; kadın. erkeğin iz- zetidir. Çünkü erkek kadından değil, fa- kat kadın erkektendir; çünkü erkek ka- dın için değil, fakat kadın erkek için ya- raüldL" Koloseli kenti halkına yolladığı mek- tubun bir yerinde de: "Ey kaduılar, Rab'be layık olduğu üzere kocalannıza tabi olun" diye belirtır. Yarın: Kilisenin kadına bakısı İLAN BİNA KİRAYA VERİLECEK YA DA SATILACAKTIR SOSYAL SİGORTALAR KLîRUMU MENSUPLARI EĞtTİM VE DİNLENME TESİSLERİ DERNEĞİ BAŞKANLIĞI'NDAN: Mülkiyetı S.S. Kurumu Mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesısleri Derneği'ne ait Istanbul-Kartal'da tapunun 1866 ada, 22 parselinde kayıtlı 8007 m: ile 529 ada 1 parselinde kayıtlı 7900 nf olrnak üzere toplam 15907 nv'lik arsa üzerinde 3 bloktan oluşan, 432 yataklı bına ile 3 adet hizmet binasından olusan "dinlenme tesısleri", mevcut haliyle aşağıda belir- tilen koşullarla satışı veva kira karşılığı, ıhale edilecektir. A - Satış 1) Arsa ve üzenndeki tesisler için teklıf alınacak olup bu teklıfler "açık arttırma" suretıyle değerlendirilecektir. 2) Tasınmazın satışıyla ilgili her türlü vergi resim ve harçlar alıcıya aıttir. B - Kiraya verilmesi 1) Kartai Dinlenme Tesısleri, Dinlenme ve Eğitim Tesisleri, Kültür ve Sanat Galerisi. Kültür ve Sanat Faaliyetlerinde Bulunanlar Lokali, Turistik Restaurant, Konukevi, Sağlık Tesisi vb. gibi kullanılmak üzere kiraya venlecektir. 2) Tesisler mevcut haliyle kiraya verileceginden orijinalıne uygun olarak yapılacak tadilat. tamirat, onanm için resmi kurum ve kuruluşlardan istenilen her türplan, proje ve teknik belgelerin hazırlanması ve gereksmım duyulan yasal iznin almması kiracıya aıttir. 3) Onanlacak binada 1. sınıf malzeme kullanılacak ve en çok 20 yıl süreyle kiraya venlecektir. 4) Isteklilerin bu işe ait şartname ile binalara ait imar durumunu ilan tarihinden itibaren mesai saatleri dahilinde derneğimiz başkanlığında inceleyecekler ve dosya gördü belgesi alacaklardır. 5) Onanlacak binaya ait bütün plan. proje tadilatlannın hazırlanmasıyla her türlü ruhsatın alınması yüklenici flrma tarafından gerçekleştinlecektir. 6) Uygun görülen teklıfler arasmda gerektiğinde açık arttırma suretiyle en uygun teklif belirlenecektir. 7) Bu işin geçicı teminatı 200.000.000.- TL.dir. 8) İşin kesin teminatı, venlecek kıra bedelınin bir yıllık tutan kadardır. 9) Ihale, 26.4.1995 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 15.00'te SSK mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Derneği Başkanlığı'ndakı ıhale komısyonunca yapılacaktır. 10) Isteklilerin, hazırlayacaklan yapım şartnameleriyle birhkte. a. SSK Mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Derneğf nden alacaklan dosya tetkik belgesi, b. 1995 yılı Ticaret Odası sicil kayıt belgesi aslı veya noterden tasdikli suretiyle noterden verilen imza sirküleri, c. Geçıci temınatın dernek başkanlığı muhasebesi veznesine yatınldığına ait makbuz. 11) Isteklilerin ilanda belirtilen belgelerle birhkte ilan hükümlerine göre tanzim edilecek teklif mektuplannı ihale günün- den bir gün önce 25.04.1995 tanh, salı günü saat 14.00'e kadar makbuz mukabilinde Mithatpaşa Cad. No: 7 Ankara adresinde bulunan SSK Genel Müdürlüğü 1. bodrum katında yer alan SSK Mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesisleri Derneği'nde bulunacak şekilde ıadeli-taahhütlü olarak postalanması veya bizzat elden verilmesi gerekmekte olup, postadaki gecikmeler kabul edılmeyecektir. 12) Derneğimiz. ihaleyi yapıp yapmamakta kısmen veya dilediğıne yapmakta serbesttir. Basın: 13362 İSTANBUL KÜLTÜR ve SANAT VAKFI kurucularından Prof. CEVAT MEMDUH ALTAR'ı yitirmenin derin acısı içindeyiz. İSTANBUL KÜLTÜR VE SANAT VAKFI T.C. GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞIHALKALIGİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ İLAN Güneş Sokak No: 15/8 Çankaya/ Ankara adresinde mukim Anelsan Anadolu El San. Ith. Ihr. Ltd. Ştı. fırması adına gümrük ginş beyannamelerinden doğan ve karşılannda miktarlan göstenlen kamu alacaklannın tahsılı için çıkanlan tebligatlar, fırmasının bi- linen adresinde bulunamaması sebebiyle iade edilmiştir. 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve 31'inci maddelen gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğirie karar verilmiştir. Yukanda belirtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şirketin belirtilen bor- cunun 15 gün içinde gümrüğümüz saymanlığına ödenmesı, aksi halde 6183 sayılı A.A.T.U.H Kanunu'nun 55-60 ve 114'üncü maddelen gereğince işlem yapılacağının bil- inmesi ilanen tebliğ olunur. Dosya No' Be>3nnameNoveTarihı . Amtne Alacağı Mıktan 1-2901/178-5 2372316 3.1992 83.410.000+56.936 000= 140.346 000 Yalnız 1 (bir) kalemdır. Basın: 11612 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Demokrasi Umudu...Fıkrayı 8 Mart 1987 günlü "Ankara Wof/an"ndayazmı- şım. "Ürnit Yayıncılık"ta çıkacak bir kitabımın hazırlıkla- nnı gözden geçirirken, bir daha okudum. Romanyalı Pro- fesörAnna Aslan'ın yardımcısı Dr. Maria Georgescu an- latmış, şöyle: "Aslan, ormandaki tüm hayvanlan yemiş. Kurt, kuş, börtû böcek, çakal, sırtlan, kaplan maplan ne varsa ye- miş. Karnını doyurduktan sonra, ağacın dibine uzanmtş, bacak bacak üzerine atmış, göğsünü kaşıyarak kestirme- ye çalışıyormuş. Birara bakmış, yukanda dallann arasm- da, mınik bir kuş yavrusu cık cik ötüyor, daldan dala se- kiyormuş. Aslan homurdanmış: - Sen nasıl kurtuldun öyle?d/ye sorrnuş. - Sen ormandaki hayvanlan yerken beni görmedin, fır- layıp çıktım buraya! demiş. Kuş yavrusu neşeyle ötüyor, aslan buna sinirieniyormuş. - Senin ananı yedim, babanı yedim, kardeşıni yedim! dediğinde kuş aldırmayıp sekmeyi, cik cik ötmeyisürdür- müş... Aslan birara: - Seni de yiyeceğim! deyınce kuş yavrusu titremeye başlamış. Bu kez aslan sormuş: - Ananı yedim. babanı yedim, kardeşıni yedim, hıç tın- madın da 'Seni de yiyeceğim!' deyince titremeye başla- dın, neden? - Umut! demiş yavru kuş, Yaşama umudumu yıtırmek istemiyorum!" Fıkrayı anlattıktan sonra, şöyle demişim: "... Ülkede yazık ki yönetimler insanlan yaşatmayı de- ğil, öldürmeyi yeğliyortar. Sağlıklı değil, sağlıksız, mutlu değil mutsuz insanlar ülkesı yapmak istiyorlar ülkeyi. Ya- şatma amaçlan olsa yöneticılerin, ölüm cezalanndan ya- na oluriar mı? Açlık grevlerinde gençlerin ölmesıne göz yumarlar mı? Ruhi Su, Orhan Apaydın bu yaşlannda ölüher miydi?" Bu yazıda bir anı daha var, Turan Örs anlatmış, Ismet Paşa'yla ilgili. Turan örs şöyle demiş: " 1968 yılı ağustos ayı ıçindeydi. Birgün yakın akrabam, CHP Istanbul ll Başkanı Tacettin Özgüder bana: - Akşam saat 17.00 sulannda ismet Paşa bize gele- cek, sen de gel! dedi. Saat tam 17.00'de Paşageldi. Salona alındı. Paşa, or- tada bir 'Larousse' gördü. 'Bu bende yok' dedi, notet- ti. O sıra öğrenci olaylan vardı. Demokrasi bunalımlı gün- lergeçiriyordu. Konu demokrasiden açılmıştı. Ismet Pa- şa: - Size bir anımı anlatayım.ded/. Can kulağıyla dinleme- ye başladık. 1943 Aralık ayı, Ismet Paşa Kahıre'ye çağ- nlıdır. Orada beylik görüşmeler biter. Bir gün Başkan Franklin Roosevett Paşa'yı çağınr, özel olarak görüş- meye başlariar. Roosevelt sorar. - Paşa, ne gibi tasavvuriannız, düşünceleriniz var? Ismet Paşa da savaşın müttefiklerce kazanılacağını söyler. 'Savaştan sonra Batı demokrasısini ülkemızde uygulayacağız' der. Roosevelt bunu duyunca şöyle der - Paşa, sakın bu işe girişme, bu iş Doğu'da olmaz, an- cak Batı'da olur. Ismet Paşa anlatırken, anısının burasında CHP'nin o zamanki il başkanı Tacettin Özgüder: - Paşam, sen mi haklı çıktın, yoksa Roosevelt mi? di- ye sordu. Paşa bu soruya çok ıçehedi..." Bu olayın arkasından, "Demokrasi Umudu..." başlıklı yazıda şu yorumu yapmışım: "Amerika hep öyle olmuştur. Amenkan yönetıcilen de- mokrasinin Doğu ülkelennde olamayacağına inanmışlar, cuntalan desteklemeyi yeğiemişlerdir..." • •• Grek Elçıliğı'nin, cuma akşamı Hilton'da verdiği "ulu- sal gün" kokteyline, Hikmet Çetin gelmişti. Hükümetin CHP kanadını oluşturma sıkıntısı içinde olduğu anlaşılan Çetin, havada gezer gıbiydı. Grek Elçisı Alexander Phi- lon ile eşinin verdikleri kokteylde, Çetin çok kalmadı, ay- nldı. Greklerie ilişkiler PKK yüzünden hafıf şeker renk miydi? PKK'yi, Apo'yu gerçekten destekliyorlar, onun yaptıklannıonaylıyoriarsa, bu, demokrasıyi bogazlamak- la bırdi. Kuş yavrusunu öldürmek gibi. Grek dostlanmın, bu ayıptan bir an önce kurtulmalannı diledim içimden. Grek Elçilıği'nin kokteylinde, Özbekistan Konsolosu Murat Aşirmuhammedov'latanıştım. Beni pazarsaba- hı, konsolosluğa "özbekpilavı" yemeye çağırdı. O gün özbekistan Cumhurbaşkanı Islam Kerimov'un görev süresinin 2000 yılına değin uzatılması için halkoylaması yapılacaktı. Ülke dışında bu, konsolosluklarda olmaktay- dı. Pazar sabahı 09.00'da gittim, gerçekte saatler 08.00'di, ıleri almıştık. Konsolosluğa gelen gençler oyla- nnı kullanıyorlardı. "özbek pilavrnın nasıl pişirildiğine baktım, çok yağlı, etli pilav. Soğan, havuç, sarmısak, no- hut konuyor. Murat Aşırmuhammedov: - Yemekten sonra duayı sizyapacaksınız! dedi. - Olmaz, ben yapmam, başka biri yapsın! deyince: - Aksakal sizsiniz, duayı büyük yapar... Pilavdan sonra, aşçıya teşekkür ettim. Gençlere "Afi- yet olsun!" dedim. "Pilavdan dönenin kaşığı kınlsın"d\- ye ekledım. Benim dua burada bittı! Bir şey gözüme çarp- tı. Pilavı yalnız erkekleryiyorlardı; kızlar, kadınlar ayn yer- lermiş. Nasıl olur böyle bir şey? Özbekistan'a 'Zaman' gazetesi gidiyormuş, iyi mi? Hükümetin CHP kanadı oluşurken, Dışişleri Bakan- lığı'nı Erdal Inönü'nün kabul etmesi, Türk demokrasisi açısından çok önemli bir gelişmeydi. Demokrasi için umuttu. Yeni oluşan CHP kanadına başanlar dilerim. Bülent Bey, bilmem ne hazretleriyle, çul çuval es- kilenyle görüşedursun; Ismet Solak bunlan bir şeymiş gibi yazadursun, elbet demokrasinin, laikliğin de bir sahibi vardır. Günümüzün konusu, şimdilerde, Kuzey Irak'a yapılan "harekât". Yerti yabancı basın ya orada, ya Diyarbakır'da. Dün Ankara'ya, Ingiliz Işçi Partisi'nin "gö/ge"kabinesin- den iki milletvekilinin gelmesi önemliydi. Gölge kabine- den Ann Clwyd ile Jim Cousins Orada Türkiye aleyhi ne girişimler başlayınca, "Gidip yerinde görelim, öyle karar verelim!" diyenlerden. Aferin Ingilızlere! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAV SOLDAN SAĞA: 1/ Halklar arasırt- da banşı sağlama- yı ya da daha ge- nel olarak insan ilişkilerinde şid- det kullanımını ortadan kaldırma- vı amaçlayan 1 2 3 4 akım. 2/ Marmara Bölgesı"nde bir 6 göl... Sahip. 3/ -7 Hintli kadınlann ulusal giysisi... 8 Resmi bir göreve Q atamayadabirüst aşama. için yazılan yazı. 4/ Ender, se>Tek... Babanm kız kardeşine verilen ad, 5/ Eski Mısır hükümdarlanna veri- len san. 6/Asya'da bır ülke... Avrupa'da bır başkent. 7/ Ya- bancı paralann ulusal para cinsinden değeri... Bır nota. 8/ Genele\ işleten kadın... Uluslararası Tiyatro Enstıtü- sü'nün simgesı. 9/Ortaoyu- nunda Kavuklu ile konuşa- rak oyunu açan kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Serap. 2/Seyrek yetişmiş ağaçlık... Anadolu Selçuklula- n'nın üsluplaştırdıklan dolaşık süsleme. 3/ Kale duvan... Toplanan süpriintüleri alıp atmakta kullanılan saplı kap. 4/ Çavuşkuşu, hüthüt gibi adlar da verilen bir kuş... Eylemle- n olumsuzyapmaktalcullamlanek. 5/Birnota... lndyumun simgesı... Uyanık, gözü açık. 6/ Gerçekten öyle olmadığı halde öyle sayılan. II Bir yüzeyın eğiklik derecesini anla- maya yarayan araç... tran'ın plaka ışaretı. SJ "Ben sana mecburum bilemezsin 'Adını gibi aklımda tutuy- orum" (Attılâ llhan)... Yılmaz Güney'in bir filmi. 9/ Fın hamamı... Dolma yaprak ıçın hazırlanan kanşım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear