22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 1995 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI ^Gürlerve BatursahnedeBir rastlantı, basın yasasını ihlalden tutuklanıp Ankara Merkez Cezaevi'ne gönderilerek kapatüdıgım "Hihon" adı verilen koğuşta, 21 Mayıs'çılarla bir- likte 50 gün yaşadım. 22 şubat ve 21 Mayıs'ın kilit adamlanndan Atafürk- çü, laik, cumhuriyetçi, devrimci ve na- muslu insan Yarbay Rıfkı Erten'i de ta- nıma onurunu edindim. Rahmetli ol- madan önce<t ohır"unu almadığım için, kitaplaştınp yayımlama hakkını ken- dimde görmedigim cezaevinde bana anlattığı anı ve olaylardan, bir kûçük bölümü notlanmdan tarihe ışık niteli- ği taşıdığı inancı ile aktanyorum: "AUahıma şükrediyorum, iyi ki başa- nlı olamamışız. Bu ülke, bu miliet bu bakımdan çok şansbdır. Mamak Mah- kemeleri zabıtlan, tarih için bir ibret levhasıdır. Meğer biz kimlerie yola çık- mışız. Meğer vatan. millet sakarya. nu- tuklan atan nice şerefsizi kendimiz gi- bi bilmişiz. Tural'a da. Batur'a da kızmıyo- rum. Adamlar bize karşıydı. Fakat bizimle birlikte olup da, bizi satan şerefsizleri affedemiyorum. 27 Mayıs sabahı radyolardan ihti- lal bildirisini du>ııp, Agasi Şen ile bir- likte Eskişehir'den Kütahya'ya Men- deres ile Polatkan'ı yakalamak için yola çıkan Batur, 22 şubatta bize karşı Eskişehir'de Tansel'e kucak açtı. Batur 21 Mayıs'ta da bizim kar- şımızdaydı. Batur'un bu tavrını ya- dırgamıvorum. Çünkii o, her zaman havacıların karacılardan sonra gel- mesine karşıydı. Genelkurmay baş- kanlarının karacılardan olmasını bir türlü içine sindiremiyordu." Bir hırslı asker Rıfkı Erten'in, birkaç önemli karak- teristiğini açıkladığı Muhsin Batur'u, daha sonraki dönemde 12 Mart'ın mi- man olarak bulacağız. Cüneyt Arcayü- rek'in "Daha yüksebney i, daha ileriye gftmeyi 'ihtirasla' isteyen kişilik sahi- bi" olarak tanımladığı Batur'un bu ya- nı, 12 Mart'a giden yolda bir çeşit yol gösterici olmuştur. Hatta Batur'un bu özelliği, FarukGürler ile ters düşüp 12 Mart'ın belirlenen hedefıne varmasını da önlemiştir. 12 Mart darbesine gidi- lirken Muhsin Batur'un şifre adı "Ya- vuz Bey", Gürler'in de "Sdim Bey"dı "Yavuz" ve "Setim" beyler birlikte yola çıkmış, son dakikada ters düşüp birbirlerine kazık atmışlardı. 12 Mart öncesi günlerde, sürekli ba- sın ve bilim adamlan ile politikacılar- dan uzak duran Muhsin Batur'u Hava Kuvvetleri Komutanı, Faruk Gürler'i de Genelkurmay Başkanı olduktan sonra yeni bir tavır içinde görüyoruz. Başta gazeteciler olmak üzere toplu- mun her kesiminin yıldız isimleri ile bir araya gelip söylenenleri dinleyen ve karşısındakileri etkilemeye çalışan Gürler ve Batur. kamuoyu tarafından giderek daha çok tanınıyorlardı. Tabii bu arada basında ve politika kulislerinde çeşitli senaryolar üretili- yordu. Örneğin bunlardan biri. Gür- ler'in cumhurbaşkanlığına getırilece- ği, Batur'un da Genelkurmay Başkanı, daha sonra da Gürler'in ardından cum- hurbaşkanı olacağıydı. Bir başka se- naryo ise Faruk Gürler'in cumhurbaş- kanı, Muhsin Batur'un başbakan olaca- ğı biçimindeydi ve hatta Batur'un Ba- kanlar Kurulu listesini cebinde taşıdı- ğı ileri sürülüp bakan adaylan dahi açıklanıyordu. Pentagon Modeli Oysa Kara, Deniz ve Hava Kuvvet- leri'nde hazırlanan ve "Harekat Plan- 18103»" adı verilen modelin getirdiği, bugüne kadar ABD'nin pek çok ülke- de gerçekleştirdiği geleneksel "Penta- gon Modeü"ydi. Getirilecek yeni reji- min hazırlanan anayasası bir "Devrim Konseyi" kurulmasını, bunun altında 250 atanmış üyeden oluşan "Devrim Meclisi" oluşturulmasını öngörüyordu. Devrim Konseyi'nin başına Devlet Başkanı yetkilerini de taşıyan Faruk Gürler' in. başbakanlığa da Muhsin Ba- tur'un getirilmesi planlanıyordu. Üzerinden 24 yıl geçtikten sonra da- ha açık görülüyor ki. 12 Mart darbesi bugüne kadar çeşitli ülkelerde uygula- nan a darbeşabkmlan"ndan birinin de- ğişikbiçimde sahnelenmesinden başka bir şey değildir. Yerleşik bir deyişle 12 Mart, tipik bir sol gösterip sağ vurmak- tı. Bu plan, şu aşamalardan oluşuyor- du: "Yönetimin izlediği politikalardan yakınan ve giderek büyüyen koronun içinde yer almak. Terörü. ekonomik is- tikrarsızlığı teşvikedici girişimlere, kış- kırncdığa ve provokasyonlara hız ver- mek. Darbeden başka seçenek olmadı- ğı görüşünü topluma egemen kılmak. Rejimin direği sayılabilecek kurumlan yıpratıp halkın güvenini yıkmak. Silah- lı Kuvvetler'deki en güçlü ve ülke çıkar- lanndan yana içtenlik ve iyi niyetli as- kerlerin öluşturduğu cüntâlann karşı- arbeler ve Darbeciler NECDET ONUR • 12 Mart öncesi günlerde basın ve politikacılardan uzak duran Muhsin Batur Hava Kuvvetleri Komutanı, Faruk Gürler de Genelkurmay Başkanı olduktan sonra yeni bir tavır içine girdiler. Tabii bu arada basında ve politika kulislerinde Gürler'in cumhurbaşkanlığına getirileceği, Batur'un da Genelkurmay Başkanı ya da başbakan olacağı biçiminde senaryolar üretiliyordu. • Oysa Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri'nde hazırlanan ve "Harekat Planlaması" adı verilen modelin getirdiği, bugüne kadar ABD'nin pek çok ülkede gerçekleştirdiği geleneksel "Pentagon Modeli"ydi. Oluşturulacak Devrim Konseyi'nin başına Devlet Başkanı yetkilerini de taşıyan Faruk Gürler'in, başbakanlığa da Muhsin Batur'un getirilmesi planlanıyordu. suıda, zamanı ve yeri geldiğinde kulla- nılacak alternatif cuntalar oluştur- mak." 12 Mart'a, öncesinde ve sonrasında olup bitenlere dikkatli ve de derinliği- ne bakıldığında, Washington'un 27 Mayıs'ı izleyen günlerde filizlenen te- dirginliği Kıbns çıkarması ile dorugu- na çıkmıştı. Demirel'in de Menderesgi- bi ABD ile dostluga devam, fakat ba- ğımsız dış politikalar izleme ve ilişki- ler geliştirme niyeti. tedirginliğin yeri- ni önlem almaya bırakmasına neden ol- muştu. Seydişehir alüminyum tesislerinden sonra tskenderun demir çelik tesisleri için Sovyetler Birliğı ile işbirliğine gi- dilmesi, Ankara ile Moskova arasında- ki ilişkilerin gelişmesinin ABD'de ya- rattığı telaşı Demirel, Cüneyi Arcayü- rek'e şöyle anlatmıştır: "Amerikalılara 'Bizi, Sovyetler'le ikili iyi ilişkilere iten siz oldunuz' di- yorduk. "Johnson mektubu, Ameri- ka'nın dünya siyasetinde kuşkular uyandıran tutumu gibi önemli neden- lerle Türkıye, Sovyetler'le daha yakın ilişkiler içine girme zorunluluğunda kaİdı" diyorduk. 'Türkiye dışında Sov- yetleT'le kötü ilişkiler içinde olan tek devlet göstenlemez' diyorduk.- Tür- kiye'nin ana politikasında şu kuraL her zaman geçerli olacaktı: Türkiye, büyük devletlerin çatışma alanı olmay acaktı, olmamalıydı. Çünkü:fillerçatışır, çayır ezilir. Bizim çokyönlü politikamız ma- vı boncuk' polifikasına dönüşmeyecek- 1967 yılındaydı. Ünlü Amerikalı ga- zetecı. yönetımlerle içli dışlı olmakla tanınan Sulzberger, bana geldL Kapı- dan girdi, oturdu ve ilk sözü *Sız aks mı değiştiriyorsunuz?" oldu. Oysa, her devlete mesafeü bir yaklaşım içindey- dik. Nc yurt içini, ne de Batı ülkelerini ürkütecek bir tutumda değildik. Bir denge içinde ölçülü olarak çok yönlü politika sürdürüyorduk." 12 Mart'a giderken Başbakan Süley- man Demirel'in, Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığı'na Faruk Gürler'in, Hava Kuvvetleri Komutanlığf na da Muhsin Batur'un getirilmelerine sessiz kalma- sı, hatta bir bakıma destek vermesi dü- şündürücüdür. Eğerdikkatedilirse. Ke- nan Evren'in de Genelkurmay Başkan- lığı'na kadar tırmanmasında, Demi- rel'in de katkılan vardır. Bu konuyu, daha sonra yeniden ele almak üzere bir kıyıya koyuyor ve dönüyoruz 12 Mart 1971 ve sonrasına... Yarın: Sol gösterip, sağ vurmak 12 Mart darbesine gidilirken Muhsin Batur'un şifre adı "Yavuz Bey", Faruk Gürler'in de "Selim Bey"di. "Yavuz" ve "Selim" beyler birlikte yola çıkmış, ancak son dakikada ters düşüp birbirlerine kazık atmışlardı. '68 kuşağı ve 12 Mart I ORAL ÇALIŞLAR Demirel, darbecüerle kucaldaşıyor 12 Mart'ta Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanı Süleyman De- mirel'i istifaya çağırmış ve Demirel de şapkasını alıp gitmişti. Demırel git- mişti ama partisi Adalet Partisi (AP) parlamentonun en büyük partisi olma- ya devam ediyordu. Bu dönemin ilginç başka anılan da vardı. Demirel'in yanında politikaya başlayan ve DYP'nin Genel Başkan Yardımcılığı makamında oturan Baki Tuğ, 12 Mart'ın dikkat çekıci isimle- ri nden birisiydi. Baki Tuğ. Ankara Sıkıyönetim Ko- mutanlığı'na bağlı askeri mahkemele- rin genç savcılanndandı. O dönemde genç bir yüzbaşı olarak bu mahkeme- lerin en çok tanınan isimlerinden biri- si haline geldi. Baki Tuğ, solculara düşmanlığıyla ün yapmıştı. Dev-Genç iddianamesinin hazırlanmasında en fazlaemeği geçenoydu. MümtazSoy- sal'ın Siyasal Bılgiler Fakültesi'nde okuttuğu Anayasa'ya Ginş kitabında komünizm propagandası yapıldığını öne sürüp tutuklattıran da oydu. Tuğ'un Demirel'e bakışı Bütün bu yaptıldan normaldi. Sola böylesine düşman bir savcının bu tür- den iddianameler yazması tarihımizde görülmemiş şeylerden değildi. Baki Tuğ için ilginç olan, Dev-Genç davası iddianamesindekı tezleriydı. Tug. bu iddianamede esas hedeflerden binsi olarak Süleyman Demirel'ı görüyordu. Demirel "i 12 Mart öncesi kargaşadan sorumlu tutuyordu. Demirel dönemini suçlayan ve Dev- Genç'lileri mahkûm ettirebılmek için olağanüstü çaba harcayan Tuğ'un bu iddianameyi hazırlarken en önemli desteklerinden birisi MHP yanlısı Ül- kü Ocakları üyeleriydi. Ülkü Ocaklı- lar, Dev-Genç davasında Tuğ'un tanık- lan olarak bu davada alevhimizde ifa- de verdiler. Baki Tuğ bizi mahkûm et- tirdi. Baki Tuğ'un komutanlan 12 Martçı generaller Süleyman Demirel'i görevden aldılar ve onu siyaset dışına itmeye çalıştılar. Ama aradan zaman geçti. 12 Mart'ın anlışanlı isimleri De- mirel'in yanında yer aldılar ve onunla birlikte politika yaptılar. Bu ünlü isimlerden birisi de Deniz Gezmiş'lerin idamına karar veren mahkemenın başkanı Tuğgeneral AB Eherdi'ydi. Ali Elverdi, 12 Martcun- tasının en güvendiği isimlerden birisi olarak hukukla hıçbir ilgisi olmadığı halde 12 Mart yargılamalanrun başına getirilmişti. 12 Mart Muhtırasrnın ardından şapkasını alıp giden Demirel, daha sonra Gezmiş'lerin idanu, anayasanın demokratik hükümlerinin budanması gibi birçok konuda darbecilere destek verdi. Baki Tuğ, Faik Türün ve AH Elverdi gibi 12 Mart'ın ünlü isimleri ileride Demirerin yanında politikaya soyundu. Ali Elverdi, 12 Mart cuntasının li- derlennden Orgeneral Faruk Gürler'in cuntanm baskısıy la cumhurbaşkanı ol- maya çalıştığı günlerde Dev-Genç da- vasının başkanlığını yapıyordu. Anka- ra'nın göklerinde Gürler'e destek ol- mak amacıyla uçaklar uçuyordu. Mec- Hs'inçe\Tesimılletvekillerinibaskıal- tına almak amacıyla tanklarla çevril- mişti. Tam bu günlerde yapılan Dev- Genç duruşmalan sırasında uçaklar havada gürültülü bir şekilde uçuyor- lardı. Büyük bir gürültü ile salonun üzerinden uçmalan dikkatimizi çeki- yordu. Bir keresinde her tarafi titreten alçaktan bir uçuş gerçekleştı. FKF'nin eski genel sekretelerinden Ruhi Koç, Ali Elverdi'ye bu sırada gülerek bak- tı. Elverdi de ona dönerek, "Ne o Ru- hi, neden gülüyorsun" diye sordu. Ru- hı, "Paşam. yine sizinkiler uçuyor. Hâ- lâ bir cumhurbaşkanını seçtiremedi- niz" cevabını verdi. Elverdi de "Yok böyle bir şe>, işini- ze bakın" şeklinde tepki gösterdi. El- verdi tam bunlan söylerken yeni bir fılo daha üstümüzden gürültüler çıka- rarak geçınce, hep birlikte gülmeye başladık. Ali Elverdi de kendine hâkim olamadı ve gülenlere katıldı. Tarihin cilvesi Darbeci Elverdi, Deniz'lerin ida- mında önemli bir rol oynadı. Demirel ve AP ile cuntacılar gerici bütün uygu- lamalarda işbirliği yaptılar. Demi- rel'in. bütün bu uygulamalar sırasında ortaya çıktığı gibi kendisini devirenler- le anlayış temelinde bir aynlığı yoktu. Nitekirn Deniz'lerin idam kararuu ve- ren mahkemenin başkanlığını yapan Elverdi. daha sonra Demirerin yanın- da AP'den Bursa milletvekili seçildi. 12 Martçı Faik Türün de Demirel'in yakın adamlanndan birisi haline gel- di. 12 Mart'ın bütün anlı şanlı paşala- nnın, Deniz Gezmiş'i idam edenlerin Demirel'in çevresinde buluşması tari- hin garip bir cilvesi miydi, yoksa ay- nılar aynı yerde mi toplanmışlardı? Süleyman Demirel'in yönetimlerin- de bütün gençliğimiz geçti. Ne zaman demokrat oldu diye düşünüp dunıyo- rum. Bu yanılsamaya her askeri darbe- den sonra düşülür, aradan çok geçme- den Demirel böyle düşünenleri hayal kınklığına uğratarak gerçek kimliğiy- le ortaya çıkar. 12 Mart'ta da böyle ol- du. Oykü hep böyle sûrüp gitti. Yarın: Sacit'in kurduğu örgütler POLİTİKA VE ÖTESİ İLAN K.ÇEK\ffiCE 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994/1431 Es. Davacı Maliye Hazinesı vekili Av. Ayfer Ahcı tarafından da- valı Rahmi Akrnan aleyhine açılan tescıl davası nedeni ile: Yukanda adı geçen davalı Rahmı Akman adma çıkanlan da- vetiye bila teblığ iade edilmiş. yapılan araştırma netıcesmde ad- resuıin tespitine imkân olmadığından adı geçenin duruşma gü- nü olan 31.3.1995 günü saat 10'da bizzat duruşmada hazır bu- lunması veya kendisini vekil ile temsil ettırip dıyeceklerinı bil- dirmesi, aksi takdirde usulün 377. ve müt maddesı gereğince du- nışmanın gıyabmda devam olunup sonuçlandınlacağı ılan olu- nur. 1.3.1995 Basın: 10971 T.C. BURSA-YENİŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1994/307 Davacı Mehmet Temel vekili Av. Vedat Atabek tarafindan da- valılar Coşkun Kaçar ve Sedat Onar aleyhme açılan alacak da- vasında verilen ara karar uyannca; B-Yenijehır Ulucamı Mahallesi Ferah Sk. No: 8/B'de oturur iken halen adresi tespıt olunamayan davalı Sedat Onar'ın duruş- manın bırakıldığı 30.3.1995 günü saat 10.15'te mahkememızde bizzat hazır bulunması veya kendini bir vekille temsil ettırmesi, mazeretsız olarak duruşmaya gelmedıği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp karar verileceğı hususu Tebligat Kanunu'nun 28, 29. 30 ve 31. maddelerı uyannca dava dılekçesı yenne ıla- nen tebliğ olunur. 1.12.1994 Basın: 11299 İLAN FINDIKLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/3 Davacılar Osman Şahingül ve Aslan Sahıngül vekili Av. Jbra- him Karadoğan tarafından davalılar Şükrü Sevınç ve 10 arkada- şı aleyhine açılan ortaklığın gıdenlmesı davasının mahkememız- de yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince; Davahlardan Mustafa oğlu Fındıklı Aksu Mahallesi nüfusuna kayıtlı Ali Karataş mahkemece bunca aramalara rağmen bulu- namamış ve kendısıne dava dilekçesı tebliğ edilememiştır. 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın ılgili hükümleri gereğince iş- bu ılanın gazete ılanmdan 15 gün sonra davali Ali Karakaş'a teb- lığin vapılmış sayılacağı ilan olunur. 15.7.1994 Basın: 11150 MEHMED KEMAL •••Gazeteci Kuşatması Kaç yıl oldu tam çıkaramayacağım, llhan Selçuk'la Di- yarbakır'a kitap imzalamaya gitmiştik. Ortalıkta vur kır vardı ama, iş iyice zıvanadan çıkmamıştı. Bir kahvede sır- tımızı sağlam bir duvara verip imzaya başladık. Her za- man olduğu gibi llhan'ın müşterisi gene çoktu. Benimki şöyle böyle. Yılmaz Odabaşı'nı orada tanıdım. Bizi hiç yalnız bırak- madı. Kaldığımız sürece hep yanımızda oldu. Ihsan Biri- cik, Ziya Aksoy, Veysel Öngören de öyle. Yılmaz Oda- başı güneyli bir şairdir, aydındır, yazardır, gazetecidir. Şiir kitapları vardır. Kaynak Yayınları'ndan son çıkan kıtabı bir 'inceleme-araştırma'd\r: "Güneydoöu'da Gazeteci Ol- mak. " "ÇGD1993 Yılın Gazetecileri Ödülü"r\ü almıştır. Öz- gün bir çalışmanın ürünüdür. Güneydoğu'da gazeteci olmak zordur; zordur ama bu zoru Yılmaz göze almıştır. Yılmaz'ın son kitabı olgulara ve belgelere dayanmaktadır. Kitap, "Hüznün saçağında üşü- yen çocuk, zulmün güzelleştirdiği sevgili çocuk Halrt Güngen'/n ve bölgede katledilen bütün gazeteci kardeş- lerimin anısına..." adanmıştır. Fikir suçlusunun kol gezdiği, her fikir suçlusu sayılanın hapislerde çürüdüğü bir dönemde, Güneydoğu'nun ya- ramaz, yerinde duramaz çocuğu Yılmaz şimdi nerelerde- dir? Ararken buldum: "Haymana Kapalı Cezaevi"nde imiş. Fikret Başkaya, Haluk Gerger, daha birçok dostla bir- likte Kablıca kasabasında yatıyor. Yurdun dört bir yanına dağılmış yüzü aşkın fikir suçlusundan biri... Haymana'yı çocukluğumdan bilirim. llkokul 4'e kadar orada okudum. Öğretmenimiz Satlmış Bey'di. Sıkı bir ho- caydı, dördüncü sınıfa kadar ne öğretilecekse titizlikle onu öğretmişti. Sonra oradan gelip Samanpazan'ndaki Istik- lal Okulu'na geldim. Kasabanın ortası çarşıydı. Çarşı, hamama kadar uzar, bahçeler arasında biterdi. Sıcak su bostanlara kadar uza- nır soğurdu. Hapisane de kasabanın bitimindeydi. iki ya- pıdan biri jandarma karakolu, ötekisi hapisaneydi. Yıllar- dır görmedim, şimdi ne haldedir bilmiyorum... Yılmaz şairdir, yazardır, gazetecidir. Diyarbakır'daki ga- zeteciliği bütün aynntılanyia bilir. Nitekim olaylar, bütün ay- rıntılanyla, kitapta yerlerini almıştır. Bir özet verecek olur- sak... Gazetecileri çağırıyorlar: "Fotoğraf makinelerinizi alın, gelin!" "Ne oluyor?" "Sizi dağa götürmek üzere emir aldık." Bir minibüse bindirip Silvan'a doğru yola çıkıyorlar. Ma- labadi Köprüsü'ne varmadan indiriyorlar. Engebeli yerler- den geçip bir dağ yamacına yöneliyorlar. Buyruk açık: "Salı gününe kadar bürolarınızı kapatacaksınız." Başta AA olmak üzere bütün bürolar kapatılıyor. Bir minibüsle yeniden kente dönüyorlar. Bunu duyan yetkililer kızıyorlar. "Polise neden haber vermediniz, bir telefon olsun, ni- ye etmediniz?" Yılmaz Odabaşı'nın "Güneydoğu'da Gazeteci Olmak" kitabını okuyunuz, hem şaşacak, hem ibret alacaksınız. Olaylar bitmiyor ki.. her gün bir yenisi ekleniyor. BULMACA 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 1/ Evcil hayv'anlan üret- me ve yetiştirme bilimi. 2/Asya'da bir ülke... Ka- dastro hantalannda par- sellertopluluğu. 3/Küçük mağara... Bir işletmenin ani batışı. 4/Birbılgisaya- nn, ayn ve bağımsız ardı- şık adresler içeren ana bellegini düzenleme tek- niği. 5/Köpek... Lüferba- lığının irisi. 67 Çin felse- fesinde yaşamın bütün yönlerini kapsayan iki karşıt güçten biri (Diğeri Yang)... Araba ya da hayyanla bir günde alı- nan yol. 7/Tıp dilinde "bere" anla- mındakullanılan sözcük... Su. 8/Bir ticaret senedinin üzerine yazılan ke- fıllik... Su taşkını. 9/ Hayvan türle- rinin davranışlannı dinamik - biyo- lojik açıdan inceleyen bilim. YUKARTDAN AŞAĞIYA: V Yaş ya da kuru erikle yapılan bir tür sebze yahnisi. 2/ Müstahkem yer... tnanç. 3/ Iskandinav mitoloji- sinde tannlann kralı... Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç. 4/Pantolon ya da etek üzerine giyilen kadın giysi- si... Ticaret eşyası. 5/ Hayvanlara vurulan damga... Çıkolata. şe- ker, su ya da sütle yapılan içecek. 6/ Tıp dilinde "kamburluk" anlamında kullanılan sözcük. 7/ Erzurum'un bir ilçesi... Bir no- ta. 8/Kaz Dağı'nın mitolojikdönemlerdeki adı... Mektup. 9/Şan- lıurfa'nın bir ilçesi. T.C. POZANTIKADASTRO MAHKEMESİ EsasNo: 1994'438 Davacı Orman Işletmesi Müdürlüğü Av. Meryem Bakırtaş tarafından davalı Emine Bilicı aleyhine mahkememıze açılan kadastro tespitine itiraz ve tescil davasının yapılan açık yargılamasında verilen ara karan gereğince: Davalı Errune Bilicı adına çıkanlan davetiyenin bila tebliğ mahkememize ıade edıldiğı. zabıtaca yapılan tahkıkat ve araştırmalarda da teblığe yarar açık adresmin tespit edilemediğinden ılanen tebligat yapılmasına karar venlmıştir. Verilen karar gereğince davalı Emıne Bilıci'nin 20.4.1995 günü saat 11.20'de mahkememızde hazır bulunması. duruşmaya gelmediği takdirde, kendisine bir vekil de tayın etmedığı takdirde mahkememızın 1994/438 sayılı Pozantı ilçesi AkçaTekırbeldesi Küçük Tekir Mahallesi 217 ada 4 parsele ılışkm yargılamanın davalının yokluğunda yapılacağı ve gıyabmda karar verileceğı dava dilekçesi yerine kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur. 10.2.1995 Basın: 8403 KUMRU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993'71 Davacı Dursuniye Parlatır'ın davalılar Zehnı Yaylak, Sevim BayTak, Zekayi Yaylak, Zeki Yaylak. Hamzi Yaylak ve Saıt Bayrak aleyhlenne açmış olduğu tapu ıptali ve tescil davasının mahkememizde yapılan açık duruşması sırasında: Kumru ilçesi Demircıli Mahallesi hudutlan dahilinde kâin davalılar adına ada 163 parsel 16'da tespıt gören mezarlık yanında mevkıilı taşınmazın davacıya miras bırakanı Seyit Parlatır'dan intikal ettıği iddia olunarak yapılan tespitin ıptali ıstenılmekle davahlardan Hamza Yaylak. Zekı Yaylak ve Zekayi Yaylak adlanna dava dilekçesinın tebliğ edilemedığı ve zabıtaca da adresleri tespit edilemediğinden ilanen adlanna tebligat yapılmasına karar venlmış olup, HUMK'nin 213 ve 337. maddelen gereğince duruşma günü olan 13.4.1995 günü saat 11 .OO'de mahkememizde hazır bulunmadıklan veya kendilenni bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde yargılamaya yokluklannda devam olunacağı ve hüküm venleceği ılanen tebliğ olunur. Basın: 6048
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear