25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10MART1995CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ Ataköy Marina sanbyop • Ekonomi Servisi - Vakıfbank'ın iştiraklerinden olan Ataköy Marina ve Yat Limanı işletmelennin satışı bugün yapılıyor. Vakıfbank tan yapılan açıklamada Ataköy Turizm Tesısleri \e Ticaret AŞ Genel Müdürlüğü'nde gerçekieştirilecek oian satışı n basına açık yapılacagı bildirildi. • Ekonomi Servisi - Türkiye ve Filipinlerarasında ticaret, kültür ve turizm alanlannda işbırlıgı anlaşmalan imzalandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel ve Filipinler Cumhurbaşkarn Fidel Ramos Başkanlığındaki heyetlerin bir saat süren görüşmelerinden sonra. Ticaret anlaşmasını Türkiye adına De\let Bakanı Aykon Doğan Filipinler adına da ticaret ve sanayi Bakanı Rızalıno Navarro imza koydular. Filipinler Cumh.urbas.kani ıle bırlikte Ankara'ya gelen Filipinler Sanayi ve Ticaret Odalan Başkanı Jose Luis Yulo ve berabenndeki I5kişilik işadamlan heyeti, dün TOBB'uzıyaretettı. Ziyarette konuşan TOBB Genel Sekreteri Şefik Tokat. Türkiye ile Filipinler'in dünyanın birbırinden hayli uzak iki bölgesinde stratejik konumlara sahip olduklannı belırttı. TSK'de tazminatlar arttı • ANKARA (Cumhuriyet Börosu)-Bakanlar Kurulu'nun. Yetki Yasası çerçevesinde. memur ve Türk Silahh Kuvvetleri (TSK.) mensuplannın maaşlanna verdiği yüzde 33 ile yüzde 63 oranlanndaki ek artış. tazminatlann arttınlması yoluyla düzenlendi. Buna göre; Genelkurmay Başkanı'nın hizmet tazminatı yüzde 170'ten yüzde 280'e, kuvvet komutanlannınki yüzde 160'tan yüzde 250'ye. teğmenlerinki yüzde 70'ten yüzde 101'e yükseltildi. Türtc-İş, tüketici yasasından hoşnut • ANKARA (ANKA)- Türk-tş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Sabri Özdeş. yıllarca süren bir gecikme ile de olsa Tüketicinin Korunması Yasası'nın çıkanlmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'ye, AB'ye üye olamayan ülkelerin yarariandığı Akdeniz Fonırndan kaynak veriliyor Mali yardım değil, kredi ÖZCÜR L'LUSOY Gümriik birliği kararı çerçevesinde belirlenen mali yardım olarak nitelenen kaynağın. önceki mali protokollerdeki hibe bölümü ve özel koşullar içernıediği için gerçek anlamda mali yardım olarak nitelenemeyeceği belirtildi. Kredilenn yalnızca proje bazında verılecek olması yüzünden. Türkıye'nin kısa vadede bu yardımlardan yararlanmasının zor olduğu belirtildı. Ayrıca. Türkıye"nin. Akdeniz Fonu'ndan yararlanmasının öngörülmesiyle. "AB'yeüye olma şansının kalmadığı" mesajının verildiği ıleri sürüldü. AB. Akdeniz Fonu'ndan Tunus. Fas. Cezavirgıbi AB'ye üye olmayacak ülkeİere kredi \enyor. Türkiye'ye 5 yıl ıçınde venleceği kesinleşen kredi miktan Î.5 milyar ECU ıken. AB birliğe katmayı planladığı altı Orta ve Doğu Avrupa ülkesi için 200Öyılına kadar 11 milyar ECU'lük yardım öngörüyor. Almanya'da bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi 3 6 S İ R I İ K I İ I I İ 6 İ Akdeniz Fonu'nun dörtte biri Türkiye'ye Avrupa Birliği, Essen zirvesinde daha da belirginleşen Akdeniz politikası çerçevesinde bir scrbest ticaret bölgesi oluşturmayı düşüruiüğü Israil'le birlikte Akdeniz ülkelcrine 1995-99 döncmindc 5.5 milyarlık bir mali yardım öngörüyor. Türkiye'ye Akdeniz Fonu'ndan aynlan kredi de bu 5.5 milyar içerisinde yer alıyor. Türkiye bunun dışında topluluk bütçesinden 5 yıl boyunca 375 milyon ECU. Akdeniz Programı çerçevesinde 400 milyon ECU alacak. Avrupa Yatırım Bankası kaynaklanndan 75 milyon ECU'lük bir kredinin yanı sıra, belli şartlara ve IMF ile yapılacak görüşmelere bağlı olarak makro ekonomik dengelerin desteklenmesi için 300 milyon ECU daha alabilecek. 5 yıllık için kesinleşmiş rakam şimdilik 1.5 milyar ECU. Öte yandan. AB'nin, bünyesine katmayı planladığı altı Orta ve Doğu Avrupa ülkesi için 2000 yılına kadar çıkarmayı düşündüğü mali yardımın tutan 11 milyar ECU. Türkıye'nin, işletilmeyen dördüncü mali protokole kadar yarariandığı protokollerin yarısı hibe şeklindeydi. Başkanı Faruk Şen. Akdeniz fonlanndan yararlanan hıçbır ülkenin AB üyesi olmasının mümkün olmadığını belirterek. "Daha önce Türkiyc'ye Akdeniz çerçevesinde para verilmezken artık veriliyor. Bu mali >ardımlarla Türkiye'ye AB'ye üye olma şansının bulunmadığı mesajı iletildi" dıye konuştu. Türkiye'nin. AB ülkelerine \erilen bölgesel ve yapısal fonlardan yararlanmak için ısrar etmesi gerektiğini .belirten Şen sözlerini şöyle sürdürdü: -AB, kendi iiyeleri içindeki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için, bütçesinin yüzde 20'sini bölgesel, yüzde 20'sini vapısal fonlara ayınyor. Pazaıiıkta bu fonlardan yararlanmanın yollan aranmalıydı. Bu yıl geçti anıa, 97 için, gümriik birliğinin bazı bölgelerde sanayinin gelişimini olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle bu fonlardan yararlanmava çalışmak gerekir. AB üyesi ülkelere kaynak sağlayan bu fonlar, daha çok sembolik açıdan önemlidir. Türkiye'nin tam üyeliği diye bir perspektif varsa. bu fonlar devreye sokulmalıdır." Marmara Üniversitesi AT Enstitüsü Başkanı Haluk Kabaalioğlu da Türkiye'nin. AB üyesi olmadan yapısal fonlara benzer kaynaklardan yararlanmasını sağlayacak bir mekanizma kurulması gerektiğini belirterek, yardımlann yeterli olmamakla birlikte tahmin edilenin üstünde olduğunu kaydetti. Proje kredisi Kısa bir süre önce Finlandiya Büyükelçiliği'ne atanan, Dışişleri Bakanlığı AT Genel Müdürü Akın Alptuna, Türkiye'nin toplam 2.7 milyarlık proje kredisi imkanı elde ettiğine dikkat çekti. Mali protokol için tüm üyelerin ortak kararının gerektiğini belirten Alptuna, bunun yerine yüzde 2-2.5 faizli ehven koşullarda kredi olanağının elde edildiğini kaydetti. Alptuna. gümrük birliğinin başansına bağlı olarak mali yardımlann derinleştirilebıleceğini sözlenne ckledi. Başbakanlık Başdanışmanı ve AB'den sorumlu Büyükelçi Ali Tigrel, kredilenn büyük bölümünün gümrük birliğinin gerektirdiği altyapıya yönelik projelerde kullanılacağını kaydederek, mali yardımlann asıl olarak, Türkiye'nin dışandan kaynak bulmasına yardım edeceğini bildirdi. Yatınm Ortaklıklan Projesi'nin finansmanına Türkiye'de tek şubeli banka aracılık ediyor AB kredileri de Lıdosuez'den geçiyor AHMETÇELtK Avrupa Birlıği'nin Türki- ye'ye proje bazında sağladığı mali yardımın altından da Bank Indosuez çıktı. Fransız Bank In- dosuez'in Türkiye deki yatınm bankası. 1988'den bu yana Av- rupa Birliği Yatınm Örtaklıgı Projesı fECIP) çerçevesinde. Türk firmalan ile Avrupalı fir- malararasında kurulacak ortak- lıklann kredılendinlmesıne ara- cılık ediyor. Avrupa Birliği ECIP kapsa- tfnna'aldığf ülkelerdeki aracı fi- nans kurumlarıyla yürütüyor. Bu aracı kurumlar yapılan başvurulan inceleyerek gerekli belgeleri toplamak- la. uygun gördüğü dosyayı AB'ye yolla- makla, dosyalan AB nezdinde takip et- mekle ve ödemeleri yapmakla görevlen- diriliyor. Başvuru dosyalan AB tarafından ka- bul gördüğü taktirde ilk olarak AB ile Euroturk arasında bir finansman anlaş- ması ve daha sonra da bu anlaşmadaki Bankavı Canevî kurdu. • Özallar'ın şifreli hesaplan ve Emlakbank-Sabah ortaklığına banka satışı ile adını duyuran Fransız bankası, Türkiye'deki yatınm bankası kanalıyla AB'nin proje kredilerini de yönlendiriyor. •Küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik projenin iki şubeli bankaya verilişinin, geçmişte AB komiserliği yapan yönetim kurulu başkanmın katkısıyla gerçekleşti belirtiliyor.''•"•"• ' " ->•>•"*•>"< şartlan taşıyan ikinci bir anlaşma da Eu- roturk ile başvuruyu yapan firma arasın- da imzalanıyor. Kazancı tüm işlemler nedeniyle aldı- ğı komisyonlardan oluşan Euroturk Bank. AB'nin tüm bu işlemleri Türki- ye'de yürütebilmesi amacıyla seçtiği tek banka. Merkez Bankası eski Başkanı Yavuz Canevi tarafından kurulan Euroturk- bank. bu özeiliğini Yönetim Kurulu Baş- kanı Etienne Davignon'un Avrupa Birli- ği 'nde sanayileşmeden sorumlu komi- serken almış. Bu arada ECIP projesi şu anda Alman- ya-Nürnberg Ticaret Sanayi Odası'nın yatınm yapma talebi üzerine Dünya Bankası'nm isteği üzerine Kardemir ile ilgili rapor hazırlayan iki firmadan biri olan Coopers & Lybrand Internatıonal adlı danışmanlık firması tarafın- dan yürütülecek. Şirket Türkiye'de Istanbul Sa- nayi Odası'nın öncülüğünü yap- tığı proje için çalışmalar başladı. ECIP ve Euroturk ECIP projesinin dört aşama- dan oluştuğunu belirten Coopers & Lybrand yetkilisi Seraplşıklar aracı finans kurumun 2. asama olan yatınm öncesi analizler ve diğer hazırlıklar kısmında dev- reye girdiğini kaydetti. Işıklar şöyle konuştu: "Şirket oluşturduğu proje ve ortaklık konusunda Euroturk Bank'tan yardım istiyor. Banka projeyi inceliyor. Olup olamavacağına bakıyor ve AB'ye sunuyor. Onay aiırsa .AB'nin ver- diği fon kaynağını yine AB adına kulla- nıyor. Yani banka proje konusunda AB'nin temsikisi konumunda." Üçüncü aşamanın sermaye katılımı şeklinde gerçekleştiğini belinen Işıklar. sermaye katılımının da yine Euroturk Bank aracılığı ile yapjldığını söyledi. îl YORUM OZTIN AKGUÇ Kirletllen Kavpam ve Değerler insanlar kirlendikçe, kavramlar, kutsal olarak nitelendiri- lebilecek değerler de kirleniyor. Kirienme belki hafif bir ni- teleme; kavramlar, değer yargıları, kutsal sayılabilecek her şey çürüyor. Şu yaşadığımız son yılları alın; çürütmediği- miz, kirletmediğimiz kavram, değer, hatta ideal kaldı mı? Demokrasi, liberalizm, sosyalizm, sosyal demokratlık, mu- hafazakârlık, milliyetçilik, Kemalizm, laiklik, dini inançlar.. hepsini, ya bilgi yetersizliğimizle ya kişisel çıkar sağlama aracı veya baskı aracı olarak kullanma tutkumuzla veya kut- sal değerlerin, kavramlann ardına sığınarak saygınlık ka- zanma gayretkeşliğimizle kiriettik, lekeledik. Demokrasi ile temel hak ve özgürlükleri geliştireceğimi- ze, güvence altına alacağımıza, geniş kitlelerin yönetime daha etkin bir şekilde katılmalarını sağlayacağımıza, de- mokrasiyi, yalnız belirti kişi ve görüşlerini iktidara taşıya- cak bir araç olarak gördük; demokrasiyi koruyoruz diye en temel hak ve özgürlükleri kısıtladık veya bazı alanlarda da devletin tahribine göz yumduk, hatta başkalannın hak ve özgürlüklerine bir saldırı kalkanı olarak kullandık. Liberalizm ile rekabetçi bir ortam, kaynaklann iyi kulla- nıldığı birdüzen yaratacağımıza, özel kesimde tekelleşme- yi hızlandırdık, kamunun olanaklannı belirli kişi ve grupla- ra aktardık. gelir dağılımını daha da bozduk, rüşvet yön- temlerini geliştirdik. Sosyalizmin eşıtlikçi, dayanışmacı, paylaşımcı, kaynak- ları iyi kullanmaya, sömürüye kapalı olma yüzünü, yönünü yeterince vurgulayamadık. Bürokratik, insanları ezen, bas- kıcı. şiddet öğeleri içeren bir düzen izlenimini uyandırdık. Öyle kişiler sosyalist yaftast taşıdılar ki, öyle davranışlar ser- gilediler ki o kişilerin sosyalist olarak nitelendirilmesi dahi sosyalizmin geniş kitlelerin gözünden düşmesine yetti. Sosyal demokratlığı. bir slogan olarak dolaşıma sürdük, içeriğinı yeterince dolduramadık, uygulamasını ise hemen hemen hiç yapamadık. "Önce insan" lafta kaldı. insan kay- nağımızı geliştirme konusunda hiçbir ciddi çabamız olma- dı. Üretkenlik, özverili olma, paylaşma, bunlar gündeme bi- le gelmedi. Sosyal demokratlık, Türkiye'deki egemen dü- zenin stepnesi, yedek lastiği, bir parçası olarak algılandı. Sağda yer kapamadıklan için sol yaftası altında, sol kisve- sine bürünerek polıtika yapanlar, ne yazık ki sosyal demok- ratlığı da kirlettiler. Muhafazakârlık, belirli ahlaki değertere sahip çıkılması- nı, etik kurallara uyulmasını gerektirir. Bazı kesimlerin oy- larını alabilmek için öyle kişiler "muhafazakâr" sıfatını ken- dılerıne yaktştırdılar ki "muhafazakâr" olmanın da tüm er- demlerini yok ettiler. Milliyetçiliği Türkiye'nin çıkarlarını korumak, ülke sevgi- sini geliştirmek, TC vatandaşlarını ezdiımemek için değil; egemen düzeni pekiştirmek, gerçek milliyetçileri yok et- mek, ABD çıkarlannı desteklemek için bir kalkan olarak kul- landık. Bir tür düzmece milliyetçilik geliştirdik. Kutsal değerlere sahip çıkma için değil; dini genelde oy avcılığı için, insanları kandırmak için, hatta ticari kazanç sağlama amacıyla kullandık. Dın sömürücülüğü yaparak holdıngler kurduk, finansman kurumtarı oluşturduk. Kemalizmın bağımsız yaşama, özgür olma, yenilikçi ol- ma, çağdaşlaşma, aydınlanma, kalkınma, insan kaynağı- nı geliştirme, halk egemenliğini sağlama gibi yönlerini faz- la vurgulamadık. Atatürk'ün düşüncelerini, özlemlerini, ideallerini değil, Atatürk öykülerini ön plana çıkardık; Ata- türk'ün kişiliğini tartışılır hale getirdik. Bir zamanlann mo- da deyimi ile gardrop Atatürkçülüğü yaptık; şimdi de Anıt- kabir Atatürkçülüğü yapıyoruz. Kendilerini Atatürkçü, Ke- malist olarak niteleyenlerin bir bölümü Kemalizmi yücelt- mek yerine, ne yazık kı, kötü örnekler vererek, küçülttüler. Bir toplumda değişik görüşler, değişik inançlar, değişik değer yargıları olacaktır. Bu doğaldır ve kaçınılmazdfr. An- cakinsanlann içtenlikledavranmalan. iyi niyetli olmalan, sa- vundukları görüşleri özümsemeleri, farklı görüşte olanlara karşı şiddete başvurmamaları gerekir. Hatalı olan, insan- lann olduklarından faYklı görüntü vermeleri, bazı kavram- lann, kutsal değerlerin ardına sığınarak çıkar kollamaları, kendi çıkarları için her aracı kullanmaları, şiddete başvur- malan, başkalarını kandırmaya çalışmalarıdır. Yalnız kirlenen doğayı, çevreyi değil; çürütülen, lekele- nen kavramları, değerleri, idealleri de temizlemeliyiz. Eğerbaşarabilirsek... Gümrük birliği gerçekleşti mi? D ış Haberler Şefimiz Ergun Bata'nın dünkü yazısını okuduktan sonra gümrük birliği konusunda yazı yazmak gerçekten çok güç. Niyetimiz, Balcı'nın söz etb'ğı, Uğur Mumcu'nun deyimiyte "Bılgi sahibi olmadan fikirsahibi olan" türden gazeteciler gibi ahkâm kesmek değil. Aslında imzaianan gümrük birliği anlaşmasının metni resmen yayımlanmadan kesin yargılarda bulunmak da fazla geçerlilik taşımıyor. Ancak başta Başbakan Tansu Çitler olmak üzere, iktidar çevreleri ve onun uzantısı haline gelen medya, kamuoyunu gümrük birliği konusunda da özeHeştirmeyle benzer yanılgılar içine düşürmeye çalışıyor. Özelleştimne ile ilgili eleştirilerin haklılığı, Et- Balık ve Havaş'ın ihalesı ile, Tofaş hisselennin satışında ortaya çıkanlan skandallarla bugün daha iyi anlaşılmaya başladı. Anlaşmanın imzasından hemen sonra basına yansıyan görüntüsü, gümrük birliği için yaratılan "zafer havasının" da nasıl kaygan bir zemin üzerine oturduğunu ortaya koyuyor. Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'ın irnzaladıklan metinle gümrük birliği yürürlüğe girmiş olmuyor. Anlaşma ıle sadece 31 Aralık 1995 yürürlük tarihi olarak tescil ediliyor. Ancak o tarihte de gümrük birliğinin yürürlüğe giımesi kesin değil. Türkiye önümüzdeki yedi ay içinde tekstil de dahil tüm dış ticaret politikalannı, karar mekanizmalannın içinde bulunmadığı AB'nin mevzuatına uyduımak zorunda. Kurulacak Ortaklık Komitesi, bunu denetleyecek ve Ortaklık Konseyi, komitenin raporuna göre karar verecek. AB, Türkiye'nin dış ticaret politikalanndan tatmin olmazsa, gümrük birliği 7 ay ertelenecek. Bu sürenin sonunda da, ikinci bir erteleme de gündeme gelebilir. Ya sonra ne olacak? O şimdilik net değil... Anlaşma yürürlüğe girse de imzaianan metne göre, gümrük birliği tam anlamıyla uygulamaya geçmiş olmuyor. Anlaşmada yer alan hemen tüm maddelerin iki ile beş yıl arasındaki sürelerde belli şartlara bağlı olarak hayata geçirilmesi öngörülüyor. Gümrük birliği ıle ilgili klasikleşen "Gümrükler sıfınandığında ve sınıriamalar kalktığında, satın alım gücü yüksek büyük bir pazara gireceğiz" söylemi, en çok tekstil ve konfeksiyon ürünleri için geçerlilik taşıyor. Ancak AB, demir-çeiikle birlikte Türkiye'nin ihracattaki jokeri niteligini tasıyan tekstilde, kotaların kaldınlması için de birçok koşul ileri sürüyor. Burada, dikkat edilmesi gereken iki önemli konu var. Birincisi, AB tekstil kotalannı kaldırma şartlan arasında Rekabet Yasası'nın da çıkanlmasını da sayıyor. AB, mart ayı başında bu anlaşmayı imzalarken, Türkiye'nin bu yasayı iki ay önce Meclis'ten geçirdiğini bilmiyor mu? Bilmiyor olması, imkansız. Öyieyse, şart koştuğu yasal düzenlemelerin Meclis'ten geçmesi AŞ için bırsey ifade etmiyor. Topluluk, iki aydır Rekabet Kurulu'nu oluşturamayan Türkiye'ye bir uyarı olarak, işlerlik kazandınlamayan yasayı yok sayıyor. Öyieyse, "Öngörijlen süren içinde AB ile mevzuat uyumu çerçevesinde şekilsel düzenlemelen nasıl olsa yetiştihriz" diye düşünenler yanılıyor. İkinci önemli konu, Türkiye tüm koşullan yerine getirmiş olsa bile, tekstil kotalannın kaldınlması yoiunda, artaşma ile sağlanmış bir garanti sözkonusu değil. Anlaşmada, "Topluluk buna rağmen tekstil kısıtiamalannı kaidırmazsa böyle birdurumda Türkiye karşıtık olarak gereken önlemleri alabtlecektir" deniliyor. Herhalde anlaşmayı bu biçimde imzalayanlar, AB'yi zor durumda bırakacak geçerli önlemler düşünüyordur... Türkiye'ye zengin pazarlar vaat edenler AT'nin Türk sariayi ürünleri için gümrük vergilerini bundan 20 yıl önce Katma Protokol çerçevesinde srfırladığını, bu yüzden gümrük biriiği ıle diğer sanayi ürünlerinin ihracatında bir şeyin değişmeyeceğini ya bilmıyorlar ya da bilmezden geliyoriar. 5 yılda ödenecek 3.2 milyar dolariık mali yardım da gerçek bir mali yardım değil. Eski mali protokollerin aksine hibe bölümü bulunmayan, ancak AB tarafından uygun görülecek projeler çerçevesinde kullanılıp, belli yadelerde faiziyle birlikte geri ödenecek krediler, üstetik AB'ye üyejik ihtimali bulunmayan LJbya, Fas gibi ülkelerie aynı fondan kullanılacak. Globalleşme vitrininin arkasında, bloklaşmaya giden dünyada, Avrupa'ya yönelmek Türkiye için tarihsel ve kaçınılmaz birtercih. Buna Türkiye'de, çizmeye çalıştıklan yol belli olan kökten dincilerin dışında kimse karşı çıkmıyor. Ancak Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi için aynı masaya oturup, karşılıklı imza atmak yetmiyor. Asıl zafer, AB istediği için değil, Türk insanı hak ettiği için, Avrupa ölçülerine ulaşıldığı gün kazanılmış olacak. • Dış Ticaret Müsteşan Nejat Eren'den, gümrük birliği uyansı: Yasalar çıkıııazsa, anlaşma bozulur ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Dış Ticaret Müsteşan Nejat Eren, Avrupa Biriiği (AB) ile gümrük birliğine ge- çişte, gümriik vergilerinin kal- dınlmasınin, mal fiyatlannda bir indirim sağlamasının söz konusu olmadığını vurguladı. Eren, ortaklık konseyi kararla- n çerçevesinde, Türkiye'nin üstlendiği tüm yasal düzenle- melen yapmasının hayati önem taşıdığını belirterek. bunlann gerçekleştirilmemesinin güm- riik birliği anlaşmasını tehlike- ye sokacağını söyledi. Ekimayında AB' yleyüküm- lülüklerin yerine getirilip geti- nlmediği konusunda tekrarma- saya oturulacağını, anlaşmaya göre gümrük birliğinin 2 kere erteletilebileceğini vurguladı. Eren, şu değerlendirmeyi yap- tı: "ABD ile Çin arasındaki rica- - ret savaşı sonucunda. anlaşma- lan son anda bozulmuştu. Tür- kiye de böyle bir uy gulamaya ta- bi turulmaya çalışilıyor. Burada, acil olarak gerekli mevzuatin ve yasalann çıkarnlması gerekiyor. Yoksa. anlaşmanın bozulması kaçınılmaz olur" Eren, ilgili mevzuatın, AB'ye hızla uyumlandınlması gerekli- liğini vurgularken de, "Ozellik- le tekstil ve makine sanayiinin rekabeti açısından mevzuat uyumlandınlması hayati önem tâşıvor" değerlendirmesini yap- tı. Gümrük birliğiyle birlikte, it- halatın ve yabancı sermaye gi- rişinin çok artacağını da vurgu- layan Eren, "Özelükle makine ve gıda sanay iini zor günler bek- liyor" dedi. Türkiye'nin hem GATT'la doğan yükümlülükle- rini, hem de AB'yle oluşan yü- kümlülüklerini yerine getirme- ye çalışacağını anımsatan Eren, u Btçak üstünde yürüyoruz" de- di. Dış Ticaret Müsteşan Eren dün düzenlediği basın toplantı- sında. gümrük birliğine geçişte Türkiye'nin ticaret mevzuatın- da yapması gereken değişiklik- leri ve mevzuatın AB'yle EREN'DEN DEĞERLENDİRME: • Gümrük birliği, fiyatlan ucuzlatmayacak •hhalat ve yabancı sermaye girişi çok artacak •Makine ve gıda sanayiini zorbirdönem bekliyor •Türkiye tam üyeliğin bü tün şartlannı yerine getirdi. Birlik bu konuda tereddütlü davrandı. uyumlandınlması için çıkartıla- cak yasalan anlattı. Gümrük bir- liği çerçevesinde. en çok etkile- necek sektörlerin, otomotiv ve beyaz eşya olduğunu belirten Eren, gıda sanayii ve tekstilde- ki pazarlık gücü içinde bu yasal düzenlemelerin tamamlanması- nın hayati önem taşıdığını vur- guladı. Eren, gelecek aylar içinde Ce- nevre'de GATT'a, AB ile güm- rük birliğine girilmesi konusun- da bildirimde bulunulacağını bildirerek şu açıklamayı yaptı: "Burada Türkiye'ye, gümrük birliği çerçevesinde, AB'nin 52 ülkeyle > aptığı tekstil ve konfek- siyondaki miktar kısıtlaması an- laşmasını üstlenmek zorunda ol- duğu anımsatılacak. Ancak, bi- zim tüm ülkelerie bu kısırlama- yi yapmamız gerekmiyor. Yal- nızca ticaret hacmimizin çok ge- niş olduğu ülkelerie bu kısıtla- maya gidilecek." Ihracat için uluslararası standarflar Türk ihraç ürünlerinin dünya ve AB pazarlannda satılabilme- si için uluslararası standartlara uygun olması gerekliliğine dik- kat çeken Eren. bu konudakı mevzuatın AB'ye uyumlandınl- ması için hukuksal ve teknik alt- yapının oluşturulması gerekti- ğini belirtti. Bu çerçevede bir yasa hazır- lanması gerektiğini belirten Eren, kuruluş yapacaklan test- lerin ve düzenleyecekleri belge- lerin uluslararası piyasalarda kabulünü vegüvenilirliğini sağ- lamak amacıyla "Milli .Akredi- tasyon Konseyi" (M AK) kurula- cağını bildirdi. MAK'ın "acil" olarak oluşturulması gerektiği- ni belirten Eren'in verdiği bilgi- lere göre, Türk mallannın ihra- catı için şu şartlann oluştunıl- ması gerekiyor: • Sınayi ihraç ürünlerinin AB'ye ihraç edilebilmesi için 'CE" tşarrti\e'E' onayıtaşıma- lan gerekiyor. • Diğer ürünlerin ihracı için de 'İSO9000' belgesi alınacak. • Tarım ürünlerinin, ihraç edilebilmesi için ISO 9000 ve- ya "EN 29000' belgesine sahip olunması gerekiyor. Tekstil kotalan için patent yasası Ortaklık Konseyi Karan çer- çevesinde AB'nin tekstil ürün- lerinde uyguladığı kısıtlamala- rın kaldınlmasını. Türkiye'nin fikri ve ticari mülkivet. rekabet ve devlet yardımlan olmak üze- re topluluk mevzuatına uygun yasalan çıkarmasına bağladığı- nı anımsatan Eren bu çerçevede, topluluğun Türkiye kaynaklı petrol ürünlerine tanıdığı 740 bin 250 tonluk tarife kontenja- nını da kaldıracağını bildirdi. Dış Ticaret Müsteşan Eren, gümrük birliği karannın yürür- lüğe girmesinınardından 10 yıl- lık bir süre boyunca. ithal oto- mobillere uygulanan vergilerin devam edeceğini de sözlerine ekledi. Eren'in, ikili ticaretteki tek- nik düzenlemelerle verdiği bil- gilere göre; teknik mevzuatlar- da şu düzenlemelere gidilecek: Teknik liyum: Türkiye, AB'nin standardizasyon, öl- çüm, kabitaj, kalite, akreditas- yon, test ve sertifikalandırma konusundaki mevzuatını, kara- nn yürürlüğe girmesinin ardın- dan geçecek 5 yıllık sürede be- nimseyecek. Türkiye. geçiş sü- reci içinde, topluluk mevzuatı- na uygun belgelendirilmiş top- luluk ürünlerinin ithalatını en- gellemeyecek. Hassas sektörler:Türki- ye. üçüncü ülkelerden yaptığı. bazı petrol yağlan, den ve köse- le. plastik madde yapraklan, do- kumaya elverişli maddeler, kar- tondan yapılmış torba, sandık. çanta, bavul ve kılıflar, ayakka- bı ve ayakkabı aksamı, porselen ve seramik, traktör, minibüs. midibüs, binek otomobilleri, eş- ya taşımaya yönelik motorlu ta- şıtlann ithalinde, ortak gümrük tarifesinden daha yüksek güm- rük vergisi alabilecek. İşlenmiş tarun ürünlerine koruma Dış Ticaret Müsteşan Nejat Eren, gümrük birliği çerçevesin- de ilk aşamada. tanm ürünleri- nin birlik kapsamına dahil edil- mediğini belirtirken, işlenmiş tanm ürünleri için de belli koru- malar getirildiğini bildirdi. Bu çerçevede AB; çıkolata, şekerleme. çocuk mamalan. bisküvi, pastacılık ürünleri ile makarna, dondurma, hazırgıda- lar ve margarin gibi işlenmiş ta- nm ürünlenndekı konımasını kaldıracak. Tanm ürünlerinin 22 yıl son- ra serbest olarak dolaşıma açıla- cağını bildiren Eren, karşılıklı ticarette gümrük birliğinin dik- kate alınacağını bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear