29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 1995 ÇARŞAMBA 8 DIŞ HABERLER Ermenistan: TüPkiye yumuşuyor• MOSKOVA(AA)- Ennenistan Devlet Başkanı Levon Ter Petrosyan'ın temsilcisi Sirair Liparityan, Türkiye'nin Karabağ sorunu ve Ermenistan ile ilişkilerdeki tutumunun önemli bir değişiklik gösterdiğini ve , yumuşadığını ileri sürdü. , Türkiye'de düzenlenen Karabağ konulu uluslararası : konferansa katılan ve aynca Ankara'da resmi temaslarda bulunan Liparityan, Erivan'a döndükten sonra yaptığı - açıklamada, "Ankara artık, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin geliştirilmesiyle, Karabağ sorununun çözümü veya işgal topraklannın - boşaltılması arasında bir bağ -kurmuyor" iddiasında ıbulundu. Makedonya'da etmk geriUm • ÜSKÜP(AA)- ,Makedonya'da Amavutlann .jiniversite kurma girişimiyle (başlayan etnik gerginlik, şimdi de Makedonya Sırplannın kendi parlamentolannı kuracaklannı açıklamasıyla had safhaya çıktı. Makedonya Sırp Demokratik Birliği Başkanı Boro Ristiç, eski - Yugoslavya'ya ait Cenevre ^.banş konferansı dahilinde Makedonya hükümeti ile ;Makedonya Sırplan arasında imzalanan anlaşmanm artık geçersiz olduğunu açıkladı. Cezayir'de • CEZAYİR(AA)- • Cezayir'de başkent Cezayir'in güneyinde park etmiş bir arabaya konulan bombanın , infilak etmesi sonucu bir çocuğun öldüğü, üçünün de .yaralandığı bildirildi. Liberte ve Le Matin gazetelerinin dün verdiği habere göre okula giderken Toyota marka aracın yanından geçen dört çocuktan biri aracın kapısını açmak istedi. Bu sırada araca konulan bombanın patlamasıyla 16 yaşındaki Nadir Şahlat olay yerinde . öldü. Yaralanan diğer çocukJann ise hastaneye kaldınldığı bildirildi. H Halil kentinde IELHALİL(AA)-lsrail işgali altındaki Batı Şena'nın güneyindeki El Halil tkçntinde, lsrail askerleri ile i Filistinliler arasında önceki fgece çıkan çatışmada, ; aralannda iki yaşında bir çocuğun da bulunduğu 14 kişinin yaralandığı bildirildi. Kentteki Ahli Hastanesi yetkilıleri, lsrail askerlerinin attıklan el bombası parçalannın El Zarih adlı . çocuğun başına isabet ettiğini ' belirttiler. Çatışma, lsrail askerlerinin kentte, Ramazan Bayramı nedeniyle Filistinli gençlerin toplanmasına •müdahale etmesi üzerine çıktı. Kozirev yeni kitabım tanıttı • MOSKOVA(AA)- SSCB'nindağıtıldiğı 1991 tarihli Belaruskaya Puşa i anlaşmasını hazırlayanlardan ' Rusya Dışişleri Bakanı ; Andrei Kozirev, bu tarihi ; anlaşmanm aynntılannı ı basına dün tanıttığı yeni ! kitabı Yeniden Oluşum'da ,'anlattı. Rusya, Ukrayna ve ;Beyaz Rusya'da imzalanan ; Belaraşa Puşe anlaşması öncesindeki gelişmeleri, , Kozirev "Yeltsin'i SSCB'yi Idağıtmakta acele etmekle isuçlayanlann" dikkatine ;sunduğunu belirtti. Gazze-lsraij arasında tünel • GAZZE (AA) - Filistin özerk Yönetimi'nin denetimindeki Gazze Şeridi'ni lsrail'e bağlayan ;gizli bir tünelin ortaya •çıkanldığı bildirildi. lsrail askeri kaynaklanndan yapılan açıklamada. ordu tarafından ] bulunan tünelin 20 metre "uzunluğunda 2.5 metre genişliğinde kazıldığı ve • Gazze Şeridi'nin güneyinden !lsrail'e uzandıgı ifade edildi. AB'de Türkiye'ye yenistatü• Üye olmadan toplantılara katılım Türkiye, AB'nin, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden sonra Rumlara vermeye hazırlandığı statünün kendisine de tanınmasını isteyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- da Rum Yönerimi ile yapılması rosu) - Türkiye'nin, Avrupa Bir- liği'nin (AB), Orta ve Doğü Avru- pa ülkelerinden sonra Kıbns Rum Yönetimi'ne vermeye hazırlandı- ğı statünün kendisine de tanınma- sını isteyeceği bildiriliyor. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri. Avrupa Birliği'ne tam üye olma- dan, oy kullanma hakkı bulun- Karayalçın Brüksel'de maksızın birliğin toplantılanna katılabiliyorlar. Rum tarafına, birliğin bazı Or- ta ve Doğu Avrupa ülkeleri için öngördüğü formülün benzerinın verilmesi konusunun, mayıs ayın- öngörülen OrtakJık Konseyi top- lantisında gündeme getiriîeceği öğrenildi. Türkiye'nin, Rum tarafina aynı statü verilse de verilmese de, 1963 yıhnda ortaklık sürecini başlattığı birlikten benzer bir statünün ken- disi için de tanınmasını talep ede- ceği öğrenildi. Yunanistan'ın, Türkiye'nin Av- rupa Birliği ile yapacağı gümrük birliğine yönelik vetosunu kaldır- ması karşılığında Rum Yönetimi için kopardığı ödüne Almanya ve Hollanda'dan itiraz geldi. Türkiye'nin AB ile yapacağı ve bir gümrük biriiği karannın çık- ması beklenen 6-7 marttaki Ortak- lık Konseyi toplantısının yapılıp yapılmayacağı konusunun ele alı- nacağı AB Bakanlar Konseyi'nin bugün yapılması bekleniyor. Gümrük birliği için geri sayım başlarken Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayal- çın ile Dışişleri Bakanlığı bürok- rasisinin üst düzey isimleri, son teknik pürüzleri gidermek ve siya- si sorunlan aşmak için AB'nin merkezi Brüksel'e gittiler. Dün Belçika'da temaslannı tamamla- yan Karayalçın, dün aksam düzen- lediği basın toplantısında 6 mart- ta yapılacak Ortaklık Konseyi so- nucunda somut bir karar alınaca- ğından ümitli olduğunu açıkladı. Karayalçın temaslan konusunda ise "Sorunlan ne ölçüde aştığı- mızı yarınki AB Temsilciler Konseyi Toplantısı'ndan sonra göreceğiz" dedi. AB 'kanaat' büdirdi Yunan vetosunun kaldınlması için AB tarafından geliştirilen for- mülde, Rum Yönetimi'ne AB'ye tam üyelik takvimi için ''AB'nin kanaatine göre 19% hfikümetler arası toplann sonundan itibaren 6 ay içinde Rum tarafi ile tam üyelik müzakereleri için görüşmeler baş- layacaktir" ifadesi kullanıhyor. AB, tam üye olmayan bazı Or- ta ve Doğu Avrupa ülkeleri için entegrasyon sürecini başlatarak dış politika ve güvenlik gibi otu- rurnlanna katılmalanna izin veri- yor. Ancak bu ülkelenn, oy kullan- ma ve veto hakkı bulunmuyor. Demirerden BM'ye sitem•Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Saraybosna'ya gidememesinin BM'nin verdiği sözü tutmamasından kaynaklandığını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bosna-Hersek'e yaptığı ziyaret sırasmda Saraybosna'ya gidemeyişinin Birleşmiş Millet- ler'in (BM) kendisine verdiği sö- zü tutmamasından kaynakladığı- nı bildirdi. Bu konudaki 'teesssüf ve teessürterinin' BM Genel Sek- teri Butros GaH ile Özel Temsilci Yasuşi Akaşi'ye iletileceğini açık- layan Demirel, tamamen banşçıl amaçlarla yapmak istediği ziyaret sırasmda karşılaştığı güçlüklerin Bosna-Hersek'in karşı karşıya bulunduğu ağırbaskılann göster- gesi olduğuna dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin de son gelişmenin. BM'nin Bosna- Hersek'te yansız davranmadığı- nın kanıtı olduğunu vurgularken "Cumhurbaşkammıza konulan bu kasıtlı engeli kınıyorum" dedı. Cumhurbaşkanı Demirel, bir günlük Bosna-Hersek ziyaretinin ardından önceki geceyansı dön- düğü Ankara Esenboğa Havali- manı'nda bir açıklama yaptı. Tür- kiye'nin çevresinde yaşanan sı- kıntılı dönemde, banşa katkıda bulunmak, Bosna-Hersek Cum- hurbaşkanı Aliya tzzctbegoviç'in ziyaretine karşıhk vermek ve Ze- nica'daki Türk birliğini görev ba- şında görmek amacıyla bu ülke- ye gittiğini kaydeden Demirel **Cçyüdır maruz kaldığı saldınya, hukuk ve insanük dışı uygulama- Iara karşı kahramanca direnen Sara\ bosna'vı ziyaret etmek ayn ve özel bir önem taşunaktavdı "de- di. Açıklamasında. Saraybosna'ya ulaşımm BM Banş Gücü (UNPP- ROFOR) tarafından sağlandığını anımsatan Demirel, bu gücün kendisine, 'risklere karşı kesin ga- ranti vermemekle birükte' bir uçak temin edılebıleceğini bildir- diğini ifade etti. 'Risklere karşı garanti talebinde' bulunmadığını BM yetkililerine • bildirdiğini anımsatan Demirel, Split Hava- alanı'na ulaştıklannda BM pilot- lannın Saraybosna'ya gitmek is- temediklerini aktardı. BM'nin sö- zünü tutmaması nedeniyle Saray- bosna'ya gidemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı "Bizesonanaka- dar kesin bir cevap veremeyen BM yetkililerine, Genel Sekreter But- ros Butros Gali'ye ve Bosna-Her- sek Özel Temsilcisi Akaşi'ye bu a- yaretin yapılamamasından dolayı tesssür ve teessüfkrimi biklirmek üzere ilgili temsUcilerimizi görev- lendirdim" dedı. Bosna-Hersek Cumhurbaşkaru Izzetbegoviç ile Zenica'da bir ara- ya geldiklerini anlatan Demirel, Boşnaklara silahyardımı STRASBOURG (AA) - Fransa'da yayımlanan Liberation gazete- sinde çıkan bir haberde, son bir a> içerisinde Tuzla üzerinde görü- len esrarengiz kargo uçaklann Amerikaldara ait olabileccği belir- tilerek bu uçaklann Boşnaklara silah yardımı yaptığı ileri sûrüldü. Liberation''un haberinde, Birieşmiş Milletler'in Tuzla üzerinde es- rarangiz uçaklar uçtuğunu tespit etmesine rağmen NATO'nun ko- nu ile ilgüi olarak sessiz kalmasına dikkat çekikü. Amerikahlann, Boşnaklara silah yardımı yapılması ve ambargonun tek tarafn ola- rak kaldınlması yolundaki görüşünün bilindigini belirten gazete, söz konusu esrarengiz kargo uçaklannın Amerikahlara ait olma şan- sının bü> ük olduğunu bildirdi Bu arada Bosna'da taraflar >eniden şiddetü çanşmalara hazırlaıurken srvil halk savaşın bitmesini umut içinde bekliyor. tamamen banşçıl amaçlarla yap- mak istediği bu ziyaret sırasında karşılaştığı güçlüklerin Bosna- Hersek'in karşı karşıya bulundu- ğu ağırbaskılann göstergesı oldu- ğunu belirtirken "Eşine tarihte pek nadir rastlanan bu insanük trajedisi karşısmda dünyanın gös- terdigi duyaruhk yetersizdirve ac- ze işaret etmektedir" açıklaması- nı yaptı. Demirel, Zenica'da bulu- nan Türk birlığinden gurur duy- duğunu dile getirdı. Demırel'in açıklamasında "BuziyaretimBal- kanlar'dald son gelişmeler konu- sunda endişelerimi izale etmekte yetersiz kaldı. Bosna-Hersek tra- dejisinin son bulması için her tür- lü gayreti göstermeye devam et- mekte karanryız" diye konuştu. Üçlfi toplantılar başbyor Demirel, Bosna-Hersek'e yap- tığı ziyaret sırasmda, Zagreb'te Hırvatistan Cumhurbaşkanı FranjoTudjman ilebirarayagel- dı. Demirel'ın Tudjman'ın ülke- sindeki BM askerlerinin 31 Mart 1995 tarihinde sona eren görev sürelerinin uzatmamasmı anlayış- la karşıladığını söyledi ve bu ka- rann banş sürecine katkıda bula- nacağını ümit ettiğini bildirdi. De- mirel ve Tudjman, Bosna-Her- sek'teki Müslüman-Hırvat Fede- rasyonu'na desteklerini belirtir- ken büyükelçi düzeyinde oluştu- rulan üçlü gruplann mart aymın ikinci yansında çalışmaya başla- masını kararlaştırdılar. Çetin'den BM'ye kmama CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin de partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Demirel'in Sa- raybosna'ya girememesini BM'nin "yansız davranmadığı- nm" bir kanıtı olarak gördüğünü vurguladı. "Cumhurbaşkanımı- za konulan bu kasıtlı engeli kııuyo- rum" diyen Çetin, şu görüşleri di- le getirdi: "Sırpengeliniaşnıavan, aşama>-aa aşmak isteme>en BM, üç yildır sağtayamadığı kalıcı ba- nşı nasıl sağjayacak? Ben Saray- bosna'ya 4 kez gittim. Birçok dev- let adamına da gitme olanağı sağ- landı. BM'nin Cumhurbaşkanı- mıza yardımcı obnaması, B\l 'nin yansız da>Tanmadığımn kanıddır. BM'nin bu yanhş ve yanlı tutumu- nu kmryonun." Konuk yazar Gümrük Birliği ne getirecek? Prof. Pr. EROL MAMSALI Kamuoyuna açıklanmayan, ancak Brük- sel'de elden ele dolaşan Gümrük Birliği an- laşması ne anlama geliyor? Türkiye ne ka- zanıyor, ne gibi yükümlülükler altına giri- yor? Bu sorulann karşıhklan ne TBMM'de, ne hükümetlerde, ne bürokra- side, ne de özel sektörde tam olarak tartı- şıldı. Sadece bazı sektörler. kendileri üze- rindeki etkileri incelediler; hepsi o kadar. Gümrük Birliği'nin vitrini süslendi. bazı sloganlarla pazarlanması yapıldı, ancak mutfakta nelerin pişirileceği ortaya kon- madı. Bırakın geniş halk kitlelerini, hükümet bile neyi niçin imzaladığının tam olarak farkında değil. 1992 yıhndan beri Türkiye- AB ortaklık komisyonlan birkaç defa top- landı, delegasyonlar karşı karşıya geldi, teknik çalışmalar yapıldı. Bunlann hepsi doğnıdur. Ancak Türkiye'nin içine sokulmak is- tendiği Gümrük Birliği mekanizmasının, tam üye olmamış ve yann da olamayacak olan Türkiye'nin ekonomisi, dış ilişkileri üzerinde tek yanlı doğuracağı sonuçlar tam olarak değerlendirilmedi. Çünkü 1992'den beri, ilgili diplomat ve bürokratlara bir mis- yon verilmişti ve siz Türkiye'yi her ne pa- hasına olursa olsun Gümrük Birliği'ye so- kacaksmız denmişti. Işin sakathğı buradan kaynaklanıyordu. Ankara ve Brüksel'deki memurlar bu doğrultuda çalışmaya zorlan- dı. Tam üyelik olmaksızın Gümrük Birli- ği'ye girmek, çocuğun sakat doğması an- lamına gelir. Böylesine dengesiz bir anlaş- ma, çoğunun sandığı gibi Türkiye'yi AB'ye yaklaştıran biranlaşma değil, doğa- cak sorunlar yüzünden Türkiye'nin AB'den uzaklaşmasına yol açacak yapıda- dır. Çünkü dengesiz bir anlaşmadır ve za- ten Türkiye'den başka. sadece Gümrük Bir- liği'ye giren bir başka ülke örneği de yok- tur. Konu derinlemesine tartışılmış olsa, si- yasiler de dahil işin gerçek yüzünü göre- cekler ve AB ile daha dengeli ve sağlıklı bir anlaşmanm imzalanmasını gerçekleşti- rebileceklerdi. Devekuşu politikası ile vit- rin yapılıp. sloganlarla genellemelere gidil- di ve kamuoyu yanhş yönlendirildi. Sonuç- ta. yann Türkiye'riin başına büyük dertler açacak bir noktaya getirildi. Tûrkiye'de hükümetlerin tutumu. Brük- sel'de AB'lı teknisyenleri de şaşırttı. Tür- kiye'nin vesayet altına girmeye gönüllü ol- masını bir türlü anlayamadılar. Bugünkü noktaya nasıl gelindi? Türkiye 1963'te Ankara Anlaşmasını, o zamanki AET ile bütünleşip tam üye olmak için yapmıştı. AET'yi kuran 6 üyeden biri olmak istiyordu. 1958-1968 yıllan arasın- da AET Gümrük Birliği ağırlıkh gelişti, çünkü önce mal dolaşımını serbest dunıma getirmek gerekiyordu. Bu tarihten sonra AET ortak mali politikalar, işgücünün ser- best dolaşımı, ortak ekonomik ve sosyal politikalar gibi alanlara yöneldi ve bütün- leşmesini hem yaydı hem de derinleştirdi. 1980'li yıllarda ortak dış politika, ortak sa- vunma sistemi (Batı Avrupa Birliği) gibi bir "konfederasyonun" gerektirdiği ku- rumlan oluşturmaya koyuldu. Ve üye sayı- sı 1986'da 12'yeyükselmişti. 1991 Maasricht Anlaşması ile Avrupa Birliği artık kendi parlamentosu. bakanlar kurulu, hukuk düzeni ve tek sesliliği üe kendine özgü bir konfederasyon oluyordu. Bu yapı içinde Gümrük Birliği sadece ait mekanizmalardan birisi durumuna dönüş- müştü. Bu görüntü, 196O'lı yıllardan çok farklı bir yapılanma idi. AB, siyasal, eko- nomik, hukuki ve askeri bütünleşme için- de bir örgüt idi. Bu örgüte ya tam üye olu- nur veya ikili ekonomik ve ticari anlaşma yapılır. Türkiye ömeğinde olduğu gibi ait mekanizmalardan birine (Gümürk Birli- ği'ne) girilemez. Ne politik açıdan ne de hukuki açıdan böyle bir ilişki dengeli ol- maz. Türkiye 1963 Anlaşması 'ndan sonra 1970'de Katma Protokol'ü imzaladı. Bu protokol mal hareketleri yanında işgücü hareketlerini de içine alıyordu. Işin özün- de, Ankara Anlaşması'nın doğal bir uzan- tısı olarak, Türkiye'yi tam entegrasyona götürecek, tam üyeliğe götürecek meka- nizmalan içeriyordu. Ancak 1970'li ve 1980'li yıllarda Brüksel, Türkiye'ye bakış açısını değiştirdi ve Türkiye'yi tam üye yapmamaya karar verdi. Doğu Bloku'na karşı Türkiye'yi Batı Avrupa'nın yanında ve içinde tutmasını gerektiren uluslararası koşullar 1970'li yıllann ikinci yansında yavaş yavaş değişmeye başladı. 1985 yıhn- da sonun başlangıcı anlaşıldı. Zaten 1986'da AT, Katma ProtokoFdeki işgücü dolaşımı şartını gündemden çıkardığını Ankara'ya bildirmişti bile. Tûrkiye'de ko- nuyu yakından izleyenler, 1980'li yıllann başında, tam üyeliğın gündemden çıkanl- dığını anlamaya başlamışlardı. Ancak po- litikacılar bazı gerçekleri, inatla görmek istemiyorlardı. Brüksel için Türkiye, ticari ilişkilerin ge- liştirilmesine devam edilecek, ancak hiçbir zaman tam üye yapılmayacak bir ülke ola- rak görülmeğe başlandı. Türkiye niçin üye yapılmıyor? Türkiye'nin tam üye yapılmamasının ne- denleri şunlardır: a) Nüfusu büyük ve hız- la artan bir Türkiye, nüfus oranına göre si- yasi, hukuki ve ekonomik temsilin bulun- duğu AB piramidinde en tepeye çıkıp otu- rabilecek bir ülke olurdu ki AB'nin bunu kabullenmesine irnkan yoktu. Bu, AB'nin bütün siyasal dengelerini bozardı. b) Tür- kiye tam üye olursa, önünde sonunda Türk işgücü serbest dolanıma dahil olacaktı. Bu ise sosyal ve ekonomik bakımdan AB'yi altüst ederdi. c) 1980'li yıllarda AB, Tür- kiye'nin kültürel kimliğini ön plana çıkar- maya başladı ve Türkiye'yi, Avrupa kültü- rünün dışında görme eğilimleri güçlendi. Kültürel kimlik konusunda zaten sorunla- n olan AB'ye bir de 20-30 milyon Türk gi- rerse, işler büsbütün kötüleşebilirdi. 2020'li yıllarda nüfusu 100 milyona ulaşa- cak olan Müslüman bir Türkiye'yi AB'nin gelecekteki Avrupa Konfederasyonu için- de banndırabilmesi ve piramidin tepesine oturtması imkansızdı. d) Ekonomik olarak AB'den geri olan ve hep geride bulunacak olan Türk ekonomisine, tam üye olursa, sürekli mali yardım yapma zorunluluğu vardı. Bu mali yükü AB'nin kabullenmesi imkansızdı. Bu dört temel neden, AB'nin Türkiye'yi tam üye yapamayacağmın da temel taşla- nnı meydana getirdi. Bu nedenler hiçbir zaman değişmeyecekti. Brüksel için en iyi yol, Türkiye'yi dışlamadan "Özel ekono- mik ve ticari ilişkiler kurarakyanında ve de- netiminde rutmakö." Gümrük Birliği'ye girmiş bir Türkiye, AB için bu amaçlan gerçekleştirecek ideal bir formüldü. Tûrkiye'de siyasiler ve kamuoyu bu ger- çekleri göremediler. Kamuoyunu hiç suç- lamamak gerekir, çünkü karmaşık bir sis- temin ve yeni oluşmakta olan bir yapılan- manın bilinmesi ve izlenmesi, siyasilere ve ilgili kurumlara ait bir sorumluluktur. Yann: Türkiye'de hükümetlerin yamlgıları Teknik pazarlık tamamlandı AB mala açık, insana kapalı LALE SARÜBRAHÎMOĞLU ANKARA - Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasın- da 6-7 martta Brüksel'de yapılacak Ortaklık Konseyi toplantısı sonunda gerçekleşmesi beklenen gümrük bir- liği konusundaki teknik pazarlıklar, ana hatlanyla ta- mamlandı. Türkiye ile AB arasında gümrük tarifeleri- nin eşitleneceği 1996 başından itibaren yürürlüğe gire- cek olan gümrük birliği karar taslağında, Türk hizmet sektörünün serbest dolaşımı konusunda anlaşma sağla- namazken tekstilciler için Avrupa kapılan açıldı. Gümrük birliği karar taslağınm birinci bölümü mal- lann serbest dolaşımı konusuna aynldı. Bu bölümde şu konular yer alıyor: # AB ve Türkiye'de üretilen mallar ve 3. ülkeler ile ilişkilerde AB kurallanna uygun olan mallar serbest olarak dolaşabilecek. # Türkiye'ye uygulanan tekstil kotalan gümrük bir- liğinin gerçekleşeceği 1996 yılı başından itibaren kalkacak. Türkiye buna karşılık, üyesi bulunduğu Gümrük Tarifeleri ve Ti- caret Genel Anlaşması (GATT) çeTçeve- sindeki Çok Elyaflı Anlaşma kurallanna göre AB'nin sınırlama getirdiği 50'ye ya- kın gelişmekte olan ülke ile 3. ülkeler için ticarette sınırlama anlaşması yapacak. # Türkiye, fikri mülkiyet ve sınai haklann, gümrük birliğine geçilecek 1996 yılı başından itibaren 3 yıl için- de AB mavzuah ile uyumlu hale getirilmesini kabul et- ti. Ancak ilaç sanayiinde Türkiye'nin 3 yıldan fazla bir süreyi öngören geçiş süreci talebi kabul görmedi ve bu pürüzün son dakika müzakerelerinde çözüme kavuştu- rulması bekleniyor. GATT'a göre ilaç ürünlerinde patent uygulamasına geçiş süreci için 10 yıl, uygulama usulleri için ise 5 yıl öngörülüyor. Ancak ilaç sanayıcilerinin lobı faaliyetle- ri sonucu, ilaçta uygulama usulleri geçiş sürecinin de TBMM'de bekleyen yasa tasansmda 10 yıla çıkanlma- sı GATT'a da aykın bir durum ortaya çıkardı. 9 tşlenmiş tanm ürünlerinde, AB mevzuatı ile uyum için 1996 başından itibaren 3 yıllık ge- çiş süreci kabul edildi. Türkiye'nin, ara- lannda bisküvi ve çikolata gibi işlenmiş tanm ürünlerinin yer aldığı iki listeye eklediği üçüncü liste de kabul gördü. Gümrük birliği çerçevesinde, Toplu Konut Fonu uygulaması da tamamen kalkacak. Gümrük birliği karanna ek olarak çıkması beklenen niyet mektubu benzeri 'mali işbirligi bildirisi'nde de şu noktalar yer alıyor. 0 Birlik 5 yıl süreyle Türkiye'ye 2.2 milyar dolarhk mali işbirligi yardımı öngörüyor. Bu miktann, Türki- ye'nin Yunan vetosu nedeniyle 1980 yılından bu yana birlikten alamadıgı rakama yakın olduğu bildiriliyor. 9 Mali yardım, öncelikle gümrük birliğine geçerken Türkiye için gerekli olan altyapı ağırlıkh projelerin fi- nansmanı için kullanılacak. Yardım fonlan için, Akde- niz fonlan ve Avrupa Yatınm Bankası olanaklanndan da yararlamlacak. AB, proje fınansmanlannda önceli- ği telekomünikasyon, eneıji ve çevre projelerine veri- yor. Başbakan Tansu Çilkr'in talebi üzerine eğitim pro- jelerine de ağırlık verilecek. Yetkililer, AB'nin projele- ri finanse edebilmesi için ilgili bakanlıklann kısa süre- de projeleri hazır hale getirmeleri gerektiğine dikkat çektiler. # Mali işbirligi çerçevesinde Türkiye'nin fonlan kal- dırması sonucu ithaiatta görülecek ciddi artış nedeniy- le ödemeler dengesinde karşılacağı sorunlann gideril- mesi için AB, 'boşaharcanmaması vç istikrariçinde kul- lanılması' koşuluyla kredi vercbilecek. 0 Türkiye'nin 1993 verilerine göre Toplu Konut Fo- nu'nu kaldırmasından doğacak kaybı. mali işbirligi çer- çevesinde öngörülen miktara çok yakın olan 2 milyar dolar civannda. SOKTAŞ „ PAMUK VE TARIM ORUNLERİNİ DEĞERLENDİRME TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Sayın Ortağımız, Şirketimizin 1994 yılı Olağan Genel Kurulu, 19 Mart 1995 günü saat 10.00'da Cumhuriyet Mahallesı, Kara- suluk Mevkii Söke adresinde bulunan fabnkamızda, aşa- ğıdaki gündemi görüşmek üzere toplanacaktır. Toplantıya katılmak için gerek kendinıze ait gerekse temsil edeceğiniz ortaklanmıza ait hisse senetlenni ve- ya bunları bir bankaya tevdi ederek alacağınız makbuz- lan toplantı gününden bir hafta önce Soke Cumhuriyet Mahallesı, Karasuluk Mevkıi'ndekı şirket merkezimizde ilgıliye tevdi ederek, toplantıya giriş kartı almanız gerek- mektedir. Kendinizi vekâleten temsil ettirecek olmanız halinde, düzenleyeceğiniz vekâletname ömeği aşağıdadır. Şirketimizin 1994 yılı Bilanço ve Kâr-Zarar hesaplan ile Yönetim Kurulu ve Denetleme Raporlan 2 Mart 1995 tarihinden itibaren şirket merkezinde ortaklanmızın tet- kikine hazır bulundurulacaktır. Bilgi edinmenizi, belirtilen gün ve saatte toplantıya teşriflerinizı rica ederiz. GÜNDEM I - Bir başkan, bir kâtip ye iki oy toplayıcıdan müte- şekkil başkanlık divanı seçimi 2- Genel kurul toplantı tutanağının imzası hususunda başkanlık divanına yetki verilmesi. 3- Yönetim kurulu ve Denetleme Kurulu raporlannın okunması ve onaylanması 4- 1994 yılı Bilanço ve Kâr-Zarar hesaplannın okun- ması ve tasdiki ile bu yıla ait muamele ve hesaplardan doiayı yönetim kurulu ve denetleme kurulunun ibralan 5- Teşekkül eden kâr hakkında karar alınması 6- Yönetim Kurulu üye sayısı ile müddetinin tayini. 7- Yeni yönetim kurulu üyelikleri için seçim yapılması 8- Denetleme Kurulu üye saytsının tespiti ve yeni de- netçiler için seçim yapılması. 9- Yönetim Kurulu üyeleri ile murahhas üye ve icra ko- mitesi üyelerine ve Denetleme Kurulu üyelerine verile- cek ücretlerin tayini. 10- Türk Ticaret Kanunu'nun 334. ve 335. maddele- rine göre Yönetim Kurulu üyelerine izin verilmesi. I1 - Dilekler. SÖKTAŞ PAMUK VE TARIM ÜRÜNLERİNİ DEĞERLENDİRME TİCARET VE SANAYİ A.Ş. SÖKE Şirketimizin 19 Mart 1995 tarihinde yapılacak olan 1994 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında, beni temsi- le 'ı vekil tayin ettim. Sahibi bulun- duğum aşağıda numaralan yazılı hisse senetlenne göre düzenlenecek giriş kartının, vekilime verilmesiniricaede- rım. Adı ve Soyadı: Adresi: Hisse adedi: Hisse senedi no'lan: Imza:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear