25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 MART 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Içişleri Bakanı Menteşe, 3-4 ay öncesinden üniversitelerin kanşacağı duyumlarmı aldıklannı söyledi 'Tahriklere kapdmaym' toplantısı• Istanbul Valisi, Emniyet Genel Müdürü, tstanbul Emniyet Müdürü, Jandarma Bölge Komutanı, Jandarma Komutanı ve 8 üniversitenin rektörüyle ûniversitedeki olaylar için değerlendirme toplantısı yapan İçişleri Bakanı Menteşe, "Olaylar eskiye göre çok küçük, fazla büyütülmesin" dedi. İstanbul Haber Servisi - Içiş- kn Bakanı INahit Menteşe. üni- versitelerde ülkücülerin, sol gö- rüşlü öğrencılere saldırmalan nedeniyle başlayan ve bir anda ülke genelıne yayılan olaylarla ilgıli olarak dün Istanbul Valili- ğınde, Vali Hayri Kozakçtoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, askeri yetkililer ve üniver- site rektörleriyle "güvenlik'' top- lantısı yaptı. Menteşe, toplantı öncesi yaptığı açıklamada, bazı illegal terör örgütlennın üniver- sitelen kanştıracağı yolunda 3-4 ay öncesinden duyumlar aldık- lannı öne sürerek "Bu örgütlerin Hdeıieri, 'Ne duruyorsunuz, ünı- Menteşe, İstanbul Vannği'nde yapüan toptanndan sonra, öğrencilerin sağduyıdu olmasını istedi. (Fotoğraf: UCUR GÛNYÜZ) versitelen kanştınn' diyorlar- mış" dedi. Menteşe, ünıversite- lerde özel güvenlik bınmlen ko- nusunun "özel kanun meselesi" olduğunu belirterek ele alınma- dığını söyledi. içişleri Bakanı Nahit Menteşe, öğrenci olaylannın artması üze- rine dün tstanbul Valihği bina- sında üniversite rektörlerinin de kahldığı bir değerlendirme top- lantısı yaptı. Vali Kozakçıoğlu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mehmet Yüklü ıle Jandarma Komutanı Albay Baki Onurlubaş'ın da ha- zır bulunduğu toplantıya ayrıca, İstanbul Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. BülentBerkarda, İstan- bul Teknık Ünıversitesi Rektöru Prof. Dr. Reşat BaykaL Boğazi- çi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lstün Ergüder, Mımar Sinan Üniversıtesi Rektörü Prof. Dr. Gündüz Gökçe, Marmara_Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Faruk BabreL, Yıldız Üniversi- tesi Rektörü Prof. Dr. Turgut UzeL, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Yıkbzhan Yay- la, Koç Ünıversitesi Rektörü Se- ha M. Tiniç katıldılar. Bakan Menteşe, çağjmızm bı- lım ve teknoloji çağı olduğunu vurgulayarak üniversitelerin, bi- lim ve teknolojinin öncüleri ol- duğunu dile getirdi. Menteşe, Türkiye'nin, Atatürk'ün göster- diği çağdaş medeniyet yolunda hızla ilerlediğinı söyledi. Bu du- rumun birtakım yabancı odakla- n rahatsız ettiğine dikkat çeken Menteşe, "Bu odaklar, Türki- ye'nin yükselmesinden korku- yoriar. Terör örgütleri vasrtasıy- la ülkemizi parçalayarak böime- UNtVERSİTELERDE GERİCt SALDIRILARA TEPKİ SURUYOR. HİKMET ÇETİN UYARDI: 'Güventtkgüçleriyansız olmahy ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başta Marmara Üniversitesi olmak üzere, üniversitelerde oruç tutmayan öğrencilere yöneltilen gerici saldınlara tepkiler sürüyor. CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, gençlerin, inanç istisman temelinde bölünmeye çalışıldığına dikkat çekerek, olaylar karşısında güvenlik güçlerinin tarafsız olmalan gerektiğinı, 12 Eylül öncesinde "yan tutmanın" acı sonuçlannın yaşandığını vurguladı. ODTÜ Öğretim Elemanlan Derneği Başkanı Prof. Dr. tnci Gökmen, güvenlik güçlerinin, olaylar sırasındaki tutumlannın endişe verici olduğunu belirtirken, Tüm Banka ve Sigorta Çalışanlan Sendikası (Tüm Bank-Sen), oruç tutmayan öğrencilere yönelik saldınlara hükümetin arka çıktığını ileri sürdü. Türk Harb-lş Sendikası, saldınlann 'karanhk güçler, polisiye olaylar edebiyatıyta geçiştirilenıeyeceğjni' açıkladı. MHP Genel Sekreten Yaşar Erbaz ise gerici saldınlardan sorumlu tutulan ülkücülerin olaylarla ilgisi bulunmadığım öne sürdü. CHP lideri Çetin, dün partisinin Meclıs grubunda yaptığı konuşmada, gençlenn oyuna getirilmek istendiğinı söyledi. "Bu oyunlann önüne geçecek olan, büyüyen. gelişen CHP olacakhr" dıyen Çetin, inanç, etnık köken ve mezhep farklılıklanna karşın, insanların birbirine saygı duymalan gerektiğinı anlattı. Çetin, şöyle devam etri: "Mübarek ramazan a>inı firsat bilerek, inanç istisman temelinde gençler bölünmek isteniyor. Bu oyunlan sahneiemek isteyenlere izin venneyiz. Cumhuriycti emanet ettiğimiz gençlerimizin de, sorumluluklanna sahip çıkacaklanna. tahriklere kapdmayacaklanna inanıyorum. Son yaşanan olaylarda, güvenlik güçleri ayrunsız ve yansız davranmalıdır. 1980 öncesinde yan tutmanuı acı örneklerini ve sonuçlaruu yaşadık. Bu kritik günlerde, güvenlik güçlerinin yan tutmadan davranması son derece önemlidir." Çetin, bütün siyasi partilen, bu tür olaylarda her türlü kaygıyı bir tarafa bırakarak "tavır koymaya" çağırdı. Tüm Bank-Sen'in yazıh açıklamasında, öğrenciierin kimlik kontrolü ile gırebildıklen kampuslara 'faşist çetelerin' ellerini kollannı sallayarak girdıklerine dikkat çekilerek, şöyle dendr "Öğrencilere saldinyı düzenledikten sonra polise haber verildiği halde sakhrganlann yine ellerini kollannı sallayarak gmneleri, faillerinin biünmesine ve iki sakiırganın teslim edilmesine rağmen hâlâ bir şeylerin yapılmaması saldınlara hükümetin arka çıktığının açık bir ifadesidir." Açıklamada, saldınlara karşı, tüm demokrasi güçlenne, 'birteşik çahşanlar cephesi' oluşturulması konusunda duyarlı olma çağnsı yapıldı. ODTÜ Öğretım Elemanlan Derneği Başkanı j&ci Gökmen. üniversitelerde yaşanan saldın olaylannda güvenlik güçlerinin ta\Ti konusunda ciddi endişelen bulunduğunu vurguladı.Türk Harb-lş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, üniversitelerdeki gerici saldınlann bir tesadüf olmadığı vurgulanarak, hükümetin, olaylan, 'karanhk güçler ya da polisiye olaylar edibayab ile geçiştiremeyecegi 1 kaydedildı. îstanbul Ülkû Ocaklan Başkanı Erdem Karakoç: Ülkücüler, asla polisle karşı karşıya kalmaz İstanbul Haber Servisi - Istanbul Ül- kü Ocaklan Başkanı Erdem Karakoç, üniversitelerde yaşanan olaylann kesin- likle MHP'lilerle ılgısı olmadığını söy- ledi. MHP Genel Başkanı AIpasIanTür- keş'le aym görüşleri savunan Karakoç. "Saldinyı gerçekleştirenler MHP'li de- ğiL MHP'li olabilmesi için partiye üye ol- malan gerekir. Olaylarda PKK parmağı aramak gerek" dedi. Erdem Karakoç geçen haftakı olayla- n şöyle değerlendirdi: "Marmara Üniversitesi'nde başlayan olaylann ne onıçla ne de devrimci-ülkü- cü çatışmasıyla bir ilgisi var. Bu olaylara neden olan kişiler de ülkücü değil, PKK ve De> Sol uzantısı olan kişflerdir. Oiay- lar üzerine herkes' 12 Eylül öncesine mi dönüyoruz' diye sordu. 12 Eylül öncesi- ne dönmeyiz. Çünkü o zamanki siyasi ze- min çok farklry dı. Türkiye için tehdit olan bir komünizm vardı. Ama şimdi neyse ki dağriddar. Şundan eminim ki bir ülkücü-devrim- ci çansması olmayacak. Kimse eski yara- lan kaşımasın. Devrimci birgrupla. ülkü- cü grup arasındaki sürtüşmeye Türkiye gerçeği izin \ermez her şeyden önce. Geç- mişteki Idnlerin üzerine bir çaba sarf e- dilmesin. Eski dava bitmiştir. Ülkücü- De\Tİmci mücadelesi sona ermiştir." Olaylar üzenne demeç veren bazı si- yasi parti temsilcilerini eleştiren Kara- koç, demeç verenleri 12 EylüTden ders almamakla suçladı Karakoç, "12 Ey- Üniversitelerdekj olaylann ülkücüler- den kaynaklanmadığını savunan Er- dem Karakoç, çeşitli zamanlarda mey- dana gelen saldınlarda silahıyla görül- miiştü (Yanda, okla işaretU). lül'den ders alamayan bu kişiler verdik- leri dcnıeçlcrie ortauğa benzin döküp ateşlemeye çahşıyorlar. Ancak ne kadar benzin dökülürse dökülsün bu ateş biiyü- mej'ecektir'' dedi. Üniversitelerde meydana gelen olay- larda polisın ülkücülerden yana taraf ol- madığını ileri süren Karakoç, "Güvenlik kuvvetlcrinin kanunlar dışına çıkması mümkün değil. PoUs taraf olursa kendi- sini inkâr etmiş olur. Taraf olursa de\le- te ihanet etmiş olur. Polis suç işleyenden yana taraf olmaz. Ne yani ülkücüler ya- salara uyuyorsa bu suç mu? Clkücüler deviete,dolayısry lapolise karşı değildir. O yüzden biz polisle hiç bir zaman karşı karşıya kalmayız" şeklınde konuştu. Geçmış dönemlerde kendisinin de ünı- versite olaylanna kanştığını anımsatma- mız üzenne ise Karakoç, "Türkiye bir hukuk devietidir. Ben eğer orada bir şey yapnuşsam ve hakkunda şikâyet ohnuş- sa yasal işlem yaptlır" yanıtını verdi. Erdem Karakoç, 1 Aralık 1989 günü İstanbul Üniversitesi Basın Yaym Yük- sek Okulu'nun ışgaline neden olan ülkü- cü saldınsında silah teşhirinde bulun- muştu. Bu olaydan bır kaç hafta sonra üniver- sitenin Avcılar Kampusu'nda yaşanan ül- kücü saldınsında da yine Erdem Karakoç silahıyla bırlikte görülmüştü. Karakoç. 1992 Mart'mda I.Ü. Merkez Kampu- su'nda yaşanan olaylar sırasında saldır- ganlann arasında elinde sopasıyla yer al- mıştı. ye çahşıyorlar. Türkiye dahna bu odaklaruı hedefi durumundadu*. \ncak, devletimiz teröıie müca- delede önemli ilerlemeler göster- ıniştir. PKK terörii ile diğer terör örgütleri hızfa bir inişe geçmiştir" dıye konuştu. Bazı illegal terör örgütlerinin üniversiteleri kanştıracağı yo- lunda 3-4 ay öncesinden duyum- lar aldıklannı da ifade eden Men- teşe, "Bu örgütlerin liderieri, 'Ne duruyorsunuz, üniversiteleri ka- nştınn' diyorlarmış" dedi. Bu duyumlar üzerine, üniversite rektörlerini ziyaret ederek görüş- meler yaptıklannı belirten Men- teşe, sorunu sadece polisiye ön- lemlerle çözmek istemediİderini dile getirdi. Üniversitelerde mey- dana gelen son olaylann, geçmi- şe göre çok küçük çaplı olduğu- na da ışaret eden Menteşe. yaşa- nanlann büyütülmemesini iste- di. Üniversitelerin yıllardan beri huzur içinde olduğunu savunan Menteşe, artık üniversitelerde eskisi gibı üzücü olaylann ger- çekleşmediğini söyledi. Mente- şe, üniversite gençliğinin yüzde 95'inin, hatta daha fazlasının sağduyu sahibi olduğunu vurgu- layarak olaylara kanşmadığını ıfade etti. Başta üniversite gençliğı ol- mak üzere kamuoyu ve medya- yı tahriklere kapıbnamaya çağı- ran Menteşe, özellikle medya- nın sorumluluk duygusu içinde hareket etmesinin zorunluluğu- na dikkat çekerek şunlan söyle- di: "Küçük olaylar büyütülsün is- temiyoruz. Kamuoyu, medya ve siyasi parti liderierinin, olaylan teşhiste acele etmemesi gerekir.'' Şimdiki olaylar küçük Vali Kozakçıoğlu da öğrenci olaylannın, ne nitelik ne yoğun- luk ne de yarattığı tepki açısın- dan geçmışle kıy aslanamayacak kadar küçük olduğunu vurgula- dı. Koaakçıoğlu, üniversite genç- liğinin kamuoyunu üzecek olay- lara kanşmalanna ve buna zemin hazırlayanlara asla izın verme- yeceklerini söyledi. Kozakçıoğ- lu, "Bu toplanhyı. üniversiteler- deki olaylan değeriendirip ön- lemlerkonusundagörüşmek üze- re düzenledik. Bu toplanOya ka- obnlann hepsi. bu tür ol^lann yabancısı değildir"' dedi. Daha sonra basına kapalı ola- rak gerçekleştirilen toplantı iki saat sürdü. Menteşe, meydana gelen olaylann dış odaklann provokasyonu olduğunu yinele- di. Güvenlik güçlerinin ülkücü-ı lenn yanında yer aldığı şeklinde- ki iddialan da yanıtlayan Men- teşe, bunun tamamen gerçek dı- şı olduğunu söyledi. Saldınya kmama Toplantıya karılan rektörlerin talepleri hakkında da bilgi veren Menteşe, daha çok ekonomik ta- leplerde bulunuldugunu vurgu- ladı. Menteşe, bır soru üzerine Atatürkçü Düşünce Demeğı'ne önceki gün yapılan bombah sal- dınyı kınadı. Saldında, bomba- nın patlaması sonucu parçalana- rak ölen İBDA-C üyesi olduğu bildirilen Cahit Ayaz'ın Devlet tstatistik Enstitüsü'nde memur olarak çalıştığını doğrulayan Menteşe, söz konusu örgütün yayın organı olan Taraf dergisi- ni "jğrenç"bulduğunu belirtti. Menteşe, bu derginin çıkıp çık- madığını bilmediğini de sözleri- ne ekledi. ÖğrencOerden protesto Ülkücülenn, sol görüşlü öğ- rencilere saldırması sonucu baş- layan ve giderek artan olaylar, dün de üniversitelerde düzenle- nen forumlarla protesto edildi. Ingılizce eğitim veren tstanbul Üniversitesi tktisat Fakülte- si'nde, geçen cuma günü ülkü- cülerin, kantınde oturan öğren- cilerden üçünü satırlarla yarala- masmı protesto etmek için dün basın açıklaması yapıldı. Olaylann gelisimi Saldırılar 1989'da BYYO'da başladı tstanbul Haber Servisi - Sol görüşlü öğrenciierin, polisle işbırhğı yaptıklannı söylediğj ülkücülerin 12 Eylül sonrasında üniversite içindeki büyük çaplı saldınlan ılk olarak 1 Aralık 1989 günü Istanbul Üniversitesi Basın Yaym Yüksek Okulu'nda (BYYO) yaşandı. Daha sonra sol görüşlü öğrenciierin okulu işgal etmesine yol açacak bu saldında dışandan gelen silahlı ülkücü grup. sol görüşlü öğrencilere saldırmış ve çok sayıda öğrenci yaralanmıştı. Daha sonra tÜ'nün Avcılar Kampusu'nda da ysışanan silahlı saldında da yaralananlar oldu. 3 Mart 1992 günü yine lÜ'de merkez kampus içinde 150 kişilik ülkücü grup, sol görüşlü ögrencıleri taş ve sopalarla dövdü. Bir ülkücünün yine silah kullandığı olayda çok sayıda sol görüşlü öğrenci yaralandı ve gözaltına alındı. Geçen yıl sonunda tÜ Edebiyat ve Siyasal Bilgiler fakültelerinde yaşanan, ülkücülerin satırlı ve bıçaklı saldınlannda da sol görüşlü öğrenciler yaralandı ve gözaltına ahndı. Kapı girişlerine karakol kuran polislerin, öğrencileri kimlik kontrolü yaptıktan sonra içeriye soktuğu üniversitelerde okul öğrencisi olmayan kişılerin silah, satır ve bıçaklarla içeri girebilmesi ise polislerle ülkücülerin işbirliği içinde olduğu iddialannın ortaya atılmasına neden oldu. Olaylar, 'Sağ-sol çaüşması yeniden mi başladı' sorusunu gündeme getirdi 12 Eylül öncesine mi dönüyoruz? • Üniversite öğrencileri, olaylan 'faşist saldın' olarak değeriendiriyor. Siyasi parti temsilcilerinden sokaktaki vatandaşa kadar hemen herkes, önce saldinyı kınadı, ardından, "Yoksa 1980 öncesine mi dönüyoruz?" şeklinde yorumlar getirdi. AHMETŞIK Geçen günlerde üniversitelerde meyda- na gelen olaylar, birçok insan tarafindan "Acaba 12 Eylül öncesine mi dönüy oruz?". "Sağ-sol çatışması yeniden mi başladı?" şeklinde değerlendinlirken üniversite öğ- rencileri saldınlan "faşist saldın" olarak nitelendirdiler. Geçen hafta içinde Marmara Üniversite- si'nde başlayan ve diğer üniversitelere sıç- rayan olaylar sonrasında. siyasi parti tem- silcilerinden sokaktaki vatandaşa kadar he- men herkes önce saldinyı kınadı, ardından, "Yoksa 1980 öncesine mi dönüyoruz?" şek- linde yorumlar getirdi. Üniversitelerde 1988'den beri yaşanan ve kamuoyuna "sağ- sol çatışması'' şeklinde lanse edılen olaylar için "Sağ-sol çaüşması değil, faşist saldın- lardır" diyen öğrencıler, son olaylarda MHP'nin gerçek kimliğıni ortaya koyduğu- nu söylediler. Polisi ülkücülerden yana ta- raf olmakla suçlayan öğrenciler. can gü- venliği açısından isimlerinin yazılmaması koşuluyla şunlan söylediler. C.Ç. (tU Siyasal Bilgiler Fakültesi): "Son olaylara bakarak ünKersitelerde bir kamplaşma olduğunu söyiemek yanhş olur. Olaylar açıktır. Ne sağ-sol çatışması ne de kamplaşma var. Sadece faşist saldınlar var. tktisat Fakültesi'nde tekbir getirerek kan- tinleri basanlar. satıriaria öğrencileri yara- lamışür. Kimdir bu 30-40 yaşlannda. sarkık bıyıkh, bir ellerinde satır, diğerinde tespih- lerle saldıranlar? Bunlar, MHP'li faşistier- dir. Güney doğu'daki Kürt sorunuyla taban bubnaya çalışan ve bu sorun devam ettikçe tabanını genişletebilecek olan bu kişiler, 80 öncesi komünizme, şimdi de PKK'ye karşı savaş verdiğini söyieyen eb kanlı katiller- dir." A.B. (1Ü tngılizce îktisat Fakültesi)-. "Tekbir getirerek ellerindeld satıriaria önü- ne gelen herkese saldıran bu kişilerin MHP'li ohnadıklannı idiaetmek komik. 80 öncesi Çorum'da, Fatsa'da. Maraş'ta yüz- lerce insanı katledenler de MHP'li değil, PKK'li o zaman. Bunlar potisie işbirliği için- deki faşist MHP'Iilerdir. Ünhersitelerde ne zaman potisin denetimi azalsa böyle bir sal- dın yapartar. Olaylardan sonra da polisler üniversitenin ounazsa olmaz bekçileri gjbi yerlerini sağiamlaştınr. Bunlar, tamamen planh ve polislerin bilgisi dahilindeolan sal- dınlartur. Saldınlardan sonra saldırganla- nn ellerini kollannı sallayarak polis müda- halesi ohnadan çıkıp gitmeleri de bunlan doğruluyor." Olaylar üzerine İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin, Vali Hayri Kozakçıoğlu ve üniversite rektörleriyle bir araya gelip üni- versiteler için özel güvenlik birimleri oluş- turulması çalışmasını da eleştiren öğrenci- ler, şunlan söylediler: "Polis bir bilim yuvası olması gereken üniversitelerde yine vartığını sürdürecek ve taraf olmay a devam edecek. Polisten bağun- sız bir güvenlik birimi oluştunılacaksa da bunlar da kesinlikle MHP kökenli insaniar olacaktır. Olaylan önlemek istiyoriarsa po- lis taraflı davranmaktan vazgeçmetidir." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Umut ve Umutsuzluk! Geçen günlerde iki büyük insanı andık. Ne yazık ki yakından tanıyamadığım, ama uzaktan bü- yük saygı ve hayranlık duyduğum iki insanı... Hasan Ali Yücel ıte Hrfzı Veldet Velidedeoğlu'nu. Bınsini Antakya'dakı bır toplantıda andık. Ötekisini An- kara'da. Her iki toplantıyı da Atatürkçü Düşünce derneklerı dü- zenlemişti (Bu konuya yeniden döneceğim). ••• Antakya'nın bambaşka, kıskanılacak, 'ömek' alınacak bir ortamı var. Sünni, Alevi, Ortodoks, Katolik, Protestan, Süryani, Ya- hudi... Türk, Kürt, Arap... Birbirlerini sayarak, severek, ba- nş içinde yaşıyor. Gece yansı sokakta korkusuzca yürüyen genç kızlar gördüm. Hataylı dostlar, bunda şaşılacak ne bulduğuma şaştılar. Orucunu tutan 'toplumsal bask/'dan değil, gerçekten de içinden geldiği için tutuyor. Ne oruç tutan tutmayana farklı bir gözle bakıyor ne de tutmayan tutana. Katolik kilisesi, yanı başında cami, az ötede havra... Hele -Hazreti Hmr'ın türbesınin olduğu- Samandağ'da insan daha da bir mutlu oluyor. Farklı din ya da mezhep- ten insanlann, birbirlerinin bayramını kutlamalan, onlann güzel günlerini paylaşmalan ne güzel!.. Farklı ile iç içe yaşamak insanlan farklıya alıştırmış. Fark- lıya 'hoşgörü' ise demokratik kültürün temeli... Bizim gibi 'kûltürel çeşit zenginliği' yaşayan bir toplumda, aynı za- manda toplumsal barışın da temeli. • • • Ve bir de madalyonun 'ötekiyüzü' var. Çanakkale Üniversitesi'ne bağlı Biga Eğitim Enstitü- sü'nde bazı öğretmenler, Hatay'ı Türkiye sınırian dışında sayıyorlar! Onlara göre, Azerbaycan da Kırgızistan da Türk... Ama Hatay değil!.. Dinar'da bir imam-hatipli genç, Şükran Soner'e bağı- nyor: - Sıvas'ta yakılan o 37 kişi insan değil, düşman! Kendinden farklı görüş ya da inanç taşıyanlan 'insan' bi- le saymayan, yakılmalannı neredeyse "sewnç/e'karşılayan birgencecik beyin... Özel olarak 'din eğitimi' görmüş, ya- nn belki de 'din adamı' olacak bir genç bu... Dinin temeli 'sevgi' ve 'iyilik' değil midir? Yıllar önce, Ankara'da bir Katolik papaz, bir Türkle ev- lendikten iki yıl sonra Müslüman olmaya kairar veren genç bir Fransız bayana şöyle demişti: - Hepimiz de aynı Tann'ya inanıyoruz. Dinlerin temeli ay- nıdır. İçinden nasıl geliyorsa öyle davran! Ve geçen gün Antakya'da, Katolik kilisesini gezerken tas- kandığımız bir manzara: Bılardo masası, iki adet masafut- bolu makmesi, televizyon, müzik seti, buzdolabı, satranç, iskambil, çay ocağı bulunan bir salon. Gençler kahvehane köşelennde eğleneceklerine, kilise- de eğlensinler diye... Çok uzun yıllar önce Isviçre'de bır 'köy papazı' tanımış- tım. Köy çocuklanna parasız müzik dersi verirdi. İçinde 'es- ki yazı' Arapça kitaplann bile bulunduğu çok büyük bir ki- taplığı vardı... ••• Hatay'ı ve Hataylılan tanıdıkça insan 'huzur' buluyor. Hatay'daki 'toplumsalbanş'm, 'demokratikkültür'ünTür- kiye'nin her yerinde -günün birinde- olabileceği umudu do- ğuyor insanın içinde. Ama Biga'yı, Dinar'ı ve daha nice benzerlerini duyduk- ça, bu umut da 'isyan'a dönüşüyor. Bu toprakların üzerin- de yüzyıllardır banş içinde yaşamış insanlanmıza bu kö- tülüğü yapmaya hakkımız var mı? Cumhurbaşkanından milli eğitim bakanına kadar... Dev- letin yücelerindeki insaniar, sorumluluk duygusunu ya da sağduyularını bu kadar mı yitirdiler? Gözleri niçin bu ka- dar körleşti, kulaklan niçin bu kadar sağırlaştı? Elleri, dilleri niçin bu kadar tutuldu?.. • • • Eski dostum Şerafettin Elçi ile Adana Havalimanf nda karşılaştım. Türkiye'de "Ben Kürtüm!" diyen ilk bakan olmanın be- delini 12 EylüLdöneminde ödemişti. Ama 'aynlıkçılığa' da karşıydı, VKK'ye de. Bu topraklar üzerindeki insanlann banş içinde bir arada yaşamalan için demokratik yollar olduğuna ınanıyordu. Bu inancı yansıtan bir parti çalışmasının heyecanı içindeydi. Hatay'dan geldiğimi duyunca, iç çekti: - Hatay bambaşka'... Keşke o ortam bütün Türkiye'ye yayılsa! Evet, keşke bu gerçeği herkes anlasaL Demirel'den Türkeş'e, Nevzat Ayaz'dan Erbakan'a, Çiller'e kadar... Kaçan'ı şişleyen Hamza Dogmus: Beni başka bir mahkûm azmettirdi • Bayrampaşa Cezaevi'nde şişlenen yazar Metin Kaçan'ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Kaçan'ı yaralayan Hamza Doğmuş'un, kendisini Hüseyin Gönen isimli, cinayetten hükümlü bir başka mahkûmun azmettirdiğini söylediği öğrenildi. tstanbul Haber Servisi - Aynldığı sevgilisi reklamcı G.K-'ye, arkadaşı TV spikeri Alp Buğdaya'yla işkence ya- parak tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanarak konulduğu Bay- rampaşa Cezaevi'nde şişlenen yazar Metin Kaçan'ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Bayrampaşa Cezaevi yetki- lilerüıden edinilen bilgilere gö- re, Metin Kaçan'ın şişlenmesi- ni gerçekleştıren gasptan tutuk- lu HamzaDoğmuş'un (19) ken- dısinı Hüseyin Gönen (33) ısımli cinayetten hükümlü bir başka mahkûmun azmettirdiği- ni söylediği öğrenildi. Önceki gün tutuklubulundu- ğu Bayrampaşa Cezaevi'nde kendisini ziyarete gelen amca- sı Asun Kacan ile görüşen Me- tin Kaçan, saat 15.00 sıralann- da görüşme tamamlandıktan sonra yatmakta olduğu özel tip (M) koğuşuna geri dönerken koridonda, gasptan 22 yıla hü- küm giyen Hamza Doğmuş (19) adlı bir mahkûmun şışh saldınsına uğradı. Hamza Doğ- muş'un 15 yerinden şişlediği Metin Kaçan, Haseki Hastane- si'nde yapılan ilk ameliyattan sonra, gece tekrar ameliyata alındı. Kaçan'ın vücudunda 4"ü ağır 15 şiş yarası olduğu bildınldi. Kaçan'ın sağlık du- rumu ciddiyetini koruyor. Cezaevi savcılığı tarafindan ifadesi alınan sanık Hamza Doğmuş suçunu itiraf ederken, Metin Kaçan'ı tanımadığını, ancak aynı koğuşta yattığı Hü- seyin Gönen isimli hükümlü- nün kendisini azmettirdiğini söyledi. Doğmuş'un, "Bir gün Hüseyinağabey beniyanınaça- ğırarak Metin Kaçan'ı göstenfi ve 'Bak, bu adam sapık, teca- vüzden burada. Eğer onu te- mizlersen seni burada kral gibi yaşatınm, onu öldür' dedL Ben de görüş günü koridorda sıkış- brdım \e şişledûn. Suçumu ka- bul ediyorum" dedıği öğrenil- di. Doğmuş'u azmettirdiği ile- ri sürülen cinayetten 20 yıla hü- kümlü Hüseyin Gönen ise ıfa- desinde "Benim oiayla ilghn yok- Hamza yalan söylüyor. Kendisüıe suç ortağı anyor" de- di. Cezaevi savcılığı sanıklar hakkında TCK'nin 449. mad- desi uyannca "taammüden adam öİdürmeyetam teşebbüs" suçundan dava açılacağını söy- ledi. Bırkaç ay önce Bayrampa- şa Cezaevi'nde, aynı koğuşta yine tecavüz suçundan yatmak- ta olan 5 tutuklu şişlenerek öl- dürülmüştü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear