Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çay paralam
odeniyor
• RİZE(AA)-Çay
lşletmelen Genel
Müdürlüğü (Çaykur)
tarafından, üreticıden 1994
ürünü kampanya döneminde
ahnan yaş çay yaprağı
bedellerinin ödenmesine
devam ediliyor. Çaykur
yetkililerinden ahnan bilgiye
göre kampanyada ahnan 566
bin ton yaş çay yaprağının
karşılığı olan 3 trilyon 468
mılyar liranın bugüne kadar
2 trilyon 168 milyar lıralık
kısmı ödendi. Yetkililer,
kurumun, ödemeleri çay
satışlanndan elde ettiği
gelirlerle yaptığını ve yeni
kampanya dönemine kadar
borcun tamamının
ödeneceğinı bildirdıler.
ÜHet'i kurtarma
girişimleri
süruyop
• G AZİANTEP (AA) -
Sermayesinin büyük bölümü
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı'na bağlı üretici
birliklerine ait olan Olfet
AŞ'yi kurtarma girişimleri
sürüyor. Genel Müdür Senai
Gedik, Nizip'te 1955 yılında
kurulan ve döneminin en
büyük modern tesisleri
arasında gösterilen Ülfet'in,
Çukobirlik'e
devTedilmesırun
planlandıgını söyledi.
ÖB'de atamalap
• ANKARA (AA)-
Özelleştirme ldaresi başkan
yardımcılıklanna atama
yapıldı. Özelleştirme Yasası
çerçevesinde ihdas edilen 5
başkan yardımcılığindan
4'üne atama yapıldı. Başkan
yardımcılıklanna,
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı'nda (ÖİB) daire
başkanı olarak görev yapan
Salih Taştan, Çelık Özgen
ve Türkıye Kalkınma
Bankası Genel Müdür
Müşaviri Ibrahım Yıldınm
asaleten atanırken ÖİB
Hukuk Müşaviri llhan
Baytam da vekâleten bu
göreve getırildi.
Taşkömür stoku
100 bin ton
• ZONGLLDAK(AA)-
Türkiye Taşkömürü Kunımu
(TTK) stoklanndaki
kömüriin yaklaşık 100 bin
tona ulaştığı bildirildi. TTK
yetkililerinden alınan bilgiye
göre 1994 yılında
Zonguldak, Armutçuk ve
Amasra stok sahalannda 90
bin ton parça kömür birikti.
Bu yılın ilk ayında da stok
miktan 10 bin ton artarak
100 bin tona yükseldi.
BVIO, Türkiye'nin
geleceğmi
taptışacak
• ANKARA (ANKA) -
Ekonomi Muhabirleri
Derneği (EMD),
Türkiye'nin geleceğini
tartışmaya açtı. EMD
tarafından hazırlanan
"Türkiye'nin Geleceğini
Tartışıyoruz" adlı kitap
yayımlandı. KJtapta,
"De\letin işleyişi,
demokratikleşme kültürü,
sağhklı büyüme ve
ekonomik kalkınma ve
eğitim sistemınin durumu"
ana temalan üzerinde,
siyasal ve bilim adamlan ile
meslek kuruluşlannın
görüşlerine yer verilerek
ülkenın yannlannın nasıl
olması gerektiği konusunda
bir tartışma başlatıldı.
ŞİRKETLERDEN
• BRİSA toplam kalite
anlayışını Avrupa ile
bütiiıleştiriyor. Brisa, 1 ocak
1995'ten itibaren Avrupa
Kalite Yönetimi Vakfı'na
üye oldu.
• PtMAŞ 4 mm'den 30
mm'ye kadar degişebilen
kahdıklarda cam takma
yuvası elde edilebilen. tekli
canu, ikili-üçlü izolasyon
cam ve pano uygulaması
yaptabilen Pimapen 6000
serisni piyasaya sundu.
• W A Ş kanepe, koltuk,
berjer ve orurma gruplannın
satışa sunulduğu ilk
mağîzasını
K.üçjkyalı/Altıntepe 67/2
adresinde hızmete açtı.
•SAFÎLO 1995 modellerini
TürLiye'de tanıttı.
•C0MPAQ BİLGİSAYAR
1994 te satış rakamını 10.9
mihar dolara ulaştırdığıru
açıkladı. Firmanm 1994 4
satiilan yüzde 51, net geliri
ise yüzde 88 oranında arttı.
Conpaq Başkanı Eckhard
Pfeîter, yaptığı açıklamada,
"Bısonuçlar, mükemmel
bir ?ıl geçirdiğimizi
göseriyor. I994"te tüm
dür-ada kullanıcılann
Conpaq bilgisayanna olan
taJe>ı. yüzde 50"den fazla
artaak, 4.8 milyon adet
birine eriştı" dedi.
Havaş'ın satışıyla oluşacak tekeli önleyecek yasa var, ancak yasayı uygulayacak kurum yok
Ozefleştirıne, rekabet tanıımyor
ÖZGÜRULUSOY
Özelleştirme Yasası, özel-
leştirme sırasında rekabeti bo-
zucu hallerin görülmesi halin-
de, Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'nın gerekli tedbirlen alması
gerektiğini belirtiyor. Öte yan-
dan 13 Aralık 1994 tarihinde
yürürlüğe giren Rekabetin Ko-
runması Yasası, bu konuda
bütün yetkileri Rekabet lCuru-
lu'na devrediyor. Böylece Ku-
rul kurulana İcadar. özelleştir-
me işlemleri sırasında rekabeti
bozucu uygulamalar olup ol-
madığını denetleyecek bir ku-
rum kalmamış oluyor.
Özelleştirme Yasası'nın 16.
maddesinde, "teşebbüsler ara-
sı rekabeti doğrudan veya do-
layü bir şckilde engelleyici, bo-
zucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uy-
gulama ve karariar ile tekelleş-
meye yol açacak veya rekabeti
önemli ölçüde azaltacak veya
bunu sağlayacak birleşme ve
devralma nlteliğindeki her tür-
lü hukuki işlem faaliyet ve fiil-
leri hakkında kuvvetii emarele-
rin varlığı halinde Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı tarafından
gerekli tedbirler ahnır" hükmü
yer alıyor.
Sanayi Bakanı Mehmet Dönen, kuruluşlan suçladı:
RekabetKurulu 'na üyegöndermiyorlar
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Mehmet Dönen, ortaya çıkan
boşlukla ilgıli olarak, Rekabet
Kurulu ıçin isim bildirmekte
geciken kurum ve kuruluşlan
suçladı. Dönen şu görüşleri
ileri sürdü:"Biz anti tekel
yasasını çıkaracağımızı
düşünürek, Özelleştirme
Yasası'na o maddeyi
koydurmuştuk. Rekabet
Yasası çıktıktan sonra da bu
konuda en üst düzey vetkili
Rekabet Kurulu oldu.
Özelleştirme Yasası'ndaki atıfla biz nasıl
soruşturma açabiliriz ki.. Biz Kurul'un
biran önce kurulması için
çahşıyoruz. Kurumlara yazı
\azip, bir a\ içerisinde isim
bildirmelerini istemiştik. Kimse
bildirmedi, bir kez daha yazı
yazdık. Asıl onlara sormak
gerekiyor. Üniversitelerarası
Kurul, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği, niye şimdiye
kadar karar vermedi. niye bir
ajdır isim bildirmiyorlar?
Onun dışında, bizim
özeUeştirmeye teklif veren
firmalar hakkında görüş
bildirmemiz doğru değil. Her firma kendi
teklifini versin, onun gereği yapılır."
Havaş'ın talibi,
Havaş
yönetiminde
Özelleştirme ihalelerine katılan
fırmalarla, satışa çıkarılan
KlT'lerin üst düzey yetkilileri
arasındaki bağlantılar kimi zaman
ilginç tablolar ortaya çıkanyor.
Havaş Yönetim Kurulu Oyesi
Atay Şevketlioğlu. aynı zaman da
Setur'da Genel Müdür Yardımcısı
olarak görev yapıyor.
Setur ıse Havaş'a teklif veren
Tur-Yat AŞ.'ye bağlı şirketlerden
bin. Koç Grubu'na bağlı Tur-Yat
A.Ş bünyesınde Setur"un dışında
Avis, Divan Oteli ve Diner's Club
gibi kuruluşlar da bulunuyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
yetkilileri ise, 4054 sayılı Re-
kabet Yasasf nın çıkmasıyla
bu konuda Bakanlığın görevi-
nin sona erdiğini belirtiyor.
Böylece özelleştirme iş-
lemleri başlatılan KlT'ler ıçin
şimdılik bir denetleme meka-
nizması bulunmuyor. Sözgeli-
mi, yer hızmetlen pazannın
yüzde 60'ını elinde bulundu-
ran Havaş'ın yüzde 60 hissesi-
nin blok satışı öngörülüyor.
Bu haliyle pazarda hakim ko-
numda olan Havaş'ın taliplen
arasında. pazarm yüzde
40'ına yakın bir kısmını elinde
tutan Çelebi Havacılık da var.
Yasanın tekellere tümüyle
karşı olmadığına dikkat çeİcen
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
yetkilileri, mal ve piyasa ku-
rallanna aykın işleyişler için
alacaklan şikayetleri de yine
Rekabet Kurulu'na iletecekle-
rini belirtiyorlar.
Yasa] yükümlülük yok
Özelleştirme ldaresi yetkili-
leri de, Havaş'ın şu anda tekel
konumunda bulunmadığını be-
lırterek, uymalan gereken her-
hangi bir yasal yükümlülük
bulunmadığını belirtiyor.
Havaş Genel Müdürü Ah-
met Kutlu da. özelleştirme so-
nucu oluşabılecek tekelci ya-
pının olumsuz etkilerinin be-
lirlenip önlenmesinin, Özelleş-
tirme Kanunu'nun temel ilke-
si olarak tanımlandığına işaret
ederek, "Özelleştirme ldaresi,
gerekli değerlendirmeleri ya-
pacakûr" dedi.
Tüketici Yasası ile birlikte, Batı'yla mevzuat uyumunun bir başka unsuru daha hayata geçirilemedi
Patent Yasası da Meclis'e takıldı
•TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda teknik hatalar yapılarak •îlaç üreticilerinin TBMM'de oluşturduğu lobi nedeniyle
değiştirilen Patent Yasası, ABD'nin tekstil ambargcısu tehdidine tasandan ilaçlara patent uygulamasının kaldınlması, tasanyı
ve ımza koyan ülkelerin patent sistemine geçmesini öngören hazırlayanlar tarafından "fıyasko" olarak tanımlanırken, ilaçlara
GATT'ın yürürlüğe girmesine karşın, Genel Kurul gündeminde patent uygulamasını erteleyen değişikliğin Genel Kurul'da
alt sıralara düştü. düzeltilmesi bekleniyor.
ECE TEMELKURAN
ANKARA - Ürün ve üretim yöntem-
leri buluşlannın korunmasını öngören
patent yasası tasansı, TBMM Genel Ku-
rulu'nda görüşülmek üzere beklıyor.
Plan Bütçe Komisyonu'nda teknik yan-
lışlıklar içeren değişikliklere uğrayan ta-
san. ABD'nin ambargo tehdidi ve
GATT'ın 1 ocakta yürürlüğe girmesine
karşın henüz yasalaşamadı. Genel ku-
rulda eski haline getirıldıği takdırde
Türkiye'yi patent konusunda Avrupa
Toplulugu düzeyine getirecek olan tasa-
nnın amacı. "Türk insarunı buluş yapan
insan haline getirmek" olarak tanımlan-
dı. Patent yasası tasansının özünü hazır-
layan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT)
özel ihtisas komisyonun rapörtörü Kaan
Dericioğlu, konuya ilışkin Cumhuri-
yet'e bilgi verirken. tasannın 182 mad-
deden oluşması nedeniyle çok eleştiri
aldığını. ancak yasanın patent sistemi-
nin bütününü düzenlediği için aynntıh
olduğunu belirtti. Sıstemin bu konuda
uzman olmayan milletvekilleri tarafın-
dan düzeltiğini belırten Dencioğlu, bu
yapıdan çıkanlacak bir maddenin çatıyı
bozacağını kaydetti.
Dencioğlu. Türkiye'nin patent siste-
mınden yoksun olması nedeniyle ürün-
lere ve üretim yöntemlerine ilışkin bu-
luşları korumamasının, ABD'nin am-
bargo tehdidine neden olmasını
u
hakh
tepki" olarak nıtelendı. ABD'nin aynı
tepkıyi G. Kore'ye ve AT'ye gösterdiği-
ni söyleyen Dericioğlu, "Türkiye'nin
savunacak bir şe\i olmamasına karşın
avukatlar tutuyor. Yapılması gereken
fikri ve sınai bûluşlan koruyacak yasal
Yasa hangi boşluğu dolduracak?
Yürürlükteki 1879 tarihli thtira Beratı Yasası, 1844 tarihli
Fransız Yasasrmn aynısı. 150yıl önce yapılmış olan
yasamn eksikiıklen şöyle sıralanıyor:
- Yasanın dili > .aşılmıyor.
- Yasa inceleme sistemini içermediği için, bilimsel
araştınnalar ve patent arşivinin oluşturulması ciddiye
almmıyor.
- Gerçek buluş sahibinin haklan belirlenmiyor
- îşçi buluşlanyla iîgili hükümler yok.
- Başvurulann yayınlanması ve üçüncü kişilerin itiraz
belirtmesine ilişkin düzenleme yok.
- Lisans vermeye ilişkin hüküm yok.
- Uzman mahkemeler yok
- Tasanyla getirilen •'patent \
ı
ekiBigi*' ve "faydah model
bdgcai" kavramlan bulunmuyor.
Tasanyla, yürürlükteki yasa, günüraüz teknolojik ve
bilimsel düzeyine ulaşünlıyor.
Patent almak pahalı
Buluş yapan kışi, buluşuna ilişkin bütün özellikleri
"tarimame'" adı verilen birbelgede tanımlayip, buluşun
somutlandığı cihazın da fotoğraftnı çekerek, koruma
dilekçesi ile Türk Patent Ensritüsü'ne (TPE) başvuruyor.
TPE, her başvuru için bir dosya açıyor ve teknik-bilimsel
inceleme yapılması için buluş hakkîndaki bılgıleri. kendi
olanaklan yeterli olrriadığı için Avusturya ya da Avrupa
Patent Ofısi'ne gönderiyor. Avrupa Ofısi'ndeki inceleme
ücreti 3 bin Alman Markı. Avusturya Ofisi'nde de 2700
Avusturya Şilini olarak belirieniyor. Ayrıca, patent alan kişi,
korumayı sürekli kılmak için TPE'ye her yıl belli bir miktar
para ödüyor. Avrupa patenti almak isteyen bir buluş sahibi
ise. 15 bin dolar ödeyerek. buluşunu A\Tupa ûlkelerinin
hepsinde korunmasını sağlayabiliyor. Tasanda, bu konuya
ilişkin olarak. TPE'nin bilimsel-teknik incelemeyi
yapmcaya kadar bu kuruluşlardan yararlanılması
öngörülüyor. Bu işbiriiğinin ilkeleri A\Tupa Patent fşbirliği
Anlaşması'nın hükümlerine göre belirieniyor.
Türkiye'de buluş yapılmıyor
Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) taraftndan her yıl
yayımlanan pateçtjstatistiklerinde Türkiye. son sıralarda
yer alıyor. Türkiye'yi, Tunus ve Mısır izliyor. Istatistikler,
Türkiye'de korunan yapılan buluş sayısına da ışık tutuyor.
1990 yıh raporuna göre ABD'de 47.393 yerli buluşa patent
verilirken, Türkiye'deki patentli buluş sayısı 49 olarak
gösteriliyor. Güney Kore'de bu sayı 2660 olarak
belirlenirkea, Yunanıstan'daki patentli yerli buluş sayısı 62
olarak gösteriliyor.
Tasanyı hazırlayan uzmanlara göre. patentîe koruma sistemi
getirilince Türkiye*de de buluşlar artacak. "İnsanlarm buloş
yapmaya özendirilmesi'' amacını taşıyan tasan ile, Türk
insanının da araştırma-geliştirme etkinliklerine daha çok
önem vereceğj belirtüiyor.
düzenlemeleri otuştunnak. Çünkü. ABD
301 sayılı yasastna göre, ticari ihşkilerini,
ticaret yaptığı ülkelerin fikir ürünlerini
korumasına baprjor" dıye konuştu. .
İlaçta patent ~
Patent yasası tasansının "İlaçlara pa-
tent yasas" olarak algılandığından yakı-
nan Dericioğlu, "Dünyada yalmzca Bre-
zilya, Pakistan. Hindistan, Arjantin ve
Türkiye ilaçlara patent vermiyor. Bu ko-
nuda Türkiye'deki güçlü ila<; firmalan
TBMM'ye baskı japıyor. Bu yfizden
Türkiye'de yeni ilaçîar üredlmrvor" dedi.
tlaclara patent verilmemesinın sanayi
kesimleri arasında eşitsizlik doğuracağı-
n» belirten Dencioğlu, Avrupa'nın bütün
ülkelerinde bu yanlış uygulamanın yıllar
önce düzeltildiğıne dikkat çektı. Derici-
oğlu, 1961 'de yapılan yasa değişıklığiyle
ilaçta patent uygulamasının kaldınldığı-
rını belırtereİc Türkiye'de bu yüzden
ilaca yabancı yatırımın olmadığını da
söyledi.
PTT Genel Müdürü'ne göre dünyada sayılı telecom şebekelerinden biri
6
T, 20 milyar dolardan fazla eder'
İSTANBUL (AA) - PTT Ge-
nel Müdürü Veli Bettemir.
PTT'nin 1994 yılı kânnın he-
nüz netleşmemekle birlikte 1.5
ila 2 trilyon lira olmasının bek-
lendığinı belirterek, "ama sade-
ce T olsaydı, kân herhalde 15
trilyon lirayı bulurdu" dedi.
Özelleştirilmesi gündemde bu-
lunan T'nin satış değerinin de
20 milyar dolann çok çok üze-
rinde olması gerektiğini söyle-
yen Veli Bettemir, PTT'nin
"T"si için şu anda değer biç-
menin çok zor olduğunu ifade
etti. "Ancak dünyadaki benzer-
lerine bakıldığında, örneğin
Meksika'da 18 milyar dolara
satüryor" diyen Bettemir, satış
değerlennin, kapasite, şebeke-
nın geleceği ve kârlılığiyla
orantılı olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin telekomünıkas-
yon şebekesınin, dünyadaki sa-
yılı modern yapıdaki şebekeler-
den biri olduğunu belirten Bet-.
termr, özelleştınlmesi için iyi-
leştirmeden geçirilmesinin ge-
rekmedığini, doğrudan satışa
•PTT'nin geçen yılki
kânnm 2 trilyon liraya
ulaşacağmı söyleyen
Genel Müdür Veli
Bettemir, "Sadece T
olsaydı, kâr herhalde
15 trilyon lirayı
bulurdu" dedi.
sunulabilecek bir yapıda bulun-
duğunu söyledi.
Bettemir, cep telefonunun li-
sans ücretinin bir milyar dolar
olduğunu hatırlatarak şunlan
söyledi: "Kaldı ki 14 milyon
abonesi olan modem bir şebe-
kenin değeri çok daha fazla ot-
mak Bugünkü T'nin varlığı, bi-
ze göre 20 mOyar dolar. En azın-
dan bugünkü değerivle satdırsa,
20 milyar dolara satarsınız. Bir
de geleceği var. 20-25 ydlık bir
perspektif içinde geleceğini dü-
şûnürseniz, 20 milyar dolann
çok çok üstünde satüması ge-
rek."
Veli Bettemir, Türkiye'de he-
nüz bu parayı verebilecek bir
sermaye birikimi bulunmadığı-
na işaret ederek. "Türkiye'de
satabildiğiniz kadannı satacak-
sınız, onun dışında kalanlan cu-
şanda, borsalara satmak zorun-
dasuuz" dedi.
Bettemir, satıştan önce, özel
girişimciler ile devletin bu satı-
şı yapan organı arasında regü-
lasyonu sağlam zemine oturt-
mak gerektiğini belirtti.
PTT Genel Müdürü Bette-
mir, "T'nin özelleştiriJmesinde
geç kahnch nu?" şeklindeki so-
ruyu yanıtlarken de, Meksika,
Arjantin gibi özelleşmenin ger-
çekleştiği ülkelerin Türkiye
için tam bir ölçü olamayacağmı
vurguladı. Almanya, fngiltere
ve Fransa'da ise daha henüz
özelleştirmede pek öyle mesafe
alınmadığını vurgulayan Bette-
mir, "Bu bakımdan ben özeBeş-
tirmede geç kaiındığmı zannet-
miyorum. Bana göre özelleştir-
menin tam zamanıdır" dedi.
Bettemir, PTT'nin T'sinin,
hem posta, hem da radyo tele-
vizyon vericileriyle yaptıklan
her türlü hizmetin finansmanını
sağlayan bir geliri bulunduğunu
açıkladı. Bettemir. halen 14
milyon olan abone sayısının ve
hizmet çeşitlennin giderek ana-
cağını vurgulayarak, özelleştir-
meyle personel çıkarma değil,
yeni işgücü ihtiyacı doğacağına
işaret etti.
Kooperatifçiler
mal beyanı
verecekler
ANKARA (AA) - Kuru-
luş ve denetimleri, Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı'na
bağlı olan kooperatifler ve
bunlann üst kuruluşlannda
görevleri devam eden. yö-
netim kurulu başkan ve
üyeleri ile genel müdürleri.
bu ayın sonuna kadar mal
bildirimlerini yenileyecek-
ler.
Sanayi ve Ticaret Bakan-
lığı'nın konuyla ilgili tebli-
ğı Resmi Gazete'nin bu-
günkü sayısında yayımlan-
dı.
Tebhğle, "Mal Bildiri-
tninde Bulunulması, Rüşvet
ve Yolsuzlukla Mücadele
Kanunu"nun 7'ınci madde-
sıne göre kooperatıflerdeki
görevleri devam edenlerin,
sonu sıfır (0) \e beş (5) ile
biten yıların en geç şubat
ayı sonuna kadar bildirim-
lerini yenilemeleri gerektiği
hatırlatıldı.
İŞÇİNİN EVRENtNDEN
îcra Direktörü Camdessus, Meksika krizini yenilerinin izleyebileceğini söyledi ve ekledi:
IMF'nin yeni krizlere dayanacak giicü var
Michel Camdessus
WASHENGTON (AA) - Uluslararası Para Fonu
(IMF) lcra Direktörü Michel Camdessus, dünyada
Meksika tipi mali kriz olasılığı bulunmakla bera-
ber, fonun bugün için benzer krizleri karşılayacak,
yeteri kadar mali gücünün olduğunu söyledi.
Camdessus, yaptığı açıklamada, IMF'nin üye ül-
kelerden, tahmin edilenden önce para arama ihtiya-
cı duyabileceğini belirterek. yeni küresel ekonomik
yapıyı korumak için bazı yollann bulunması gerek-
tiğini bildirdi.
Camdessus. "Meksika tipi bir kıirin yeniden ya-
şanmayacağı garantisi veremem. Bu, geiecek yüz>>
hn ilk krizidir. 21. yüz>ila girmeden Meksika tipi
krizleri yeniden görmeyeceğiz sözünü veremiyorum.
Bu kriz, gelismekte olan bir ülkeyi vuran ilk önemli
küreselleşmiş yeni dünya mali piyasa krizi olarak
görülebUir'" dedi.
IMF. dün Meksika'ya 17.5 milyar dolar stand-by
kredisi verilmesini onaylamıştı. Meksika'ya açılan
17.5 milyar dolar tutanndaki stand-by kredisi IMF
tarafından bugüne kadar bir seferde verilen en bü-
yük kredi oldu.
Öte yandan Meksika Devlet Başkanı Ernesto Ze-
diDo, ülkede devletin denetimi altında bulunan tele-
komünikasyon ve hmanlar ile karayolu yapımını
özelleştirmesınin hızlandınlmasını planlıyor. Zedil-
lo. yaptığı açıklamada. "Yabancı ekonomik yardım,
kısa dönem içinde, mali ve döviz piyasamızın isrik-
rara kavuşmasına büyük ölçüde yardım edecek-
tir"dedı. Ernesto Zedillo
ŞUKRAN SONER
Bağımsız Yargı
Ülkemizde adaletin gerçekleşememesi, bağımsız yar-
gının işlememesi sonucu mafyanın gelişip güçlendiği ka-
nısı yaygın. Hakkını yargı yolu ile alamayacağını, alsa da
yıllar yitirecegini düşünen işadamı, alacağının tahsili için
mafyaya başvuruyor.
Alacaklı işçi ise ne yapacak? Babalara sığınabilecek
hali, parası da yok ki!..
Işçinin, yavaş da ışlese, sonunda hak olma niteliğini
yitirse de, yargıya baş vurma, yargı yolu ile hakkını ara-
manın dışında bir yolu yok.
Pek çok işçi, hak edilmiş pek çok alacağı için yargıya
dahi başvuramıyor. Yıllar sürecek davaları, ne bekleyebi-
lecek halı oluyor, ne de dava açmak, izletmek için avu-
kat tutacak parası. Kımbilir kaç milyarla hak edilmiş işçi
alacağı, her yıl bu yüzden gaspeden işverenlerin yanına
kâr kalıyor.
Ancak işçi sendikah ıse toplusözleşmeden doğan hak
alacaklan söz konusuysa, işçiler adına üyesi olduklan
sendikanın, avukat tutup işçinin hakkını yargı yolu ile
araması yasal görev oluyor.
Özellikle iş hukuku alanında, sorunlara yasal kalıplar
içinde çözüm üretmek olanaksız olduğundan, yargının
işlevi önem kazanır. Uzun yıllardır, bir bölümüne katıldı-
ğım. Yargıtay kararlan seminerlerinde de, bilim insanlan-
nın, doktrinin karar incetemelerinden ortaya çıktığı üzere,
bu işlevin hakkı ile yerine getirildiği tartışmalıdır. Bizde
bu aîanda uzman üst yargı organı, Yargıtay 9. Hukuk Da-
iresi'nin, yasa boşluklannı dolduran, hak ve hukuk kav-
ramlanna yanrt veren, çözüm üreten, genellikle mağdur
işçiye güven veren niteliklerinı koruyamadığı kanısı yay-
gındır. Yargı, hak ve adaletin gerçekleşmesinde yetersiz
görülse de hıç değilse bağımsızlığı tartışılmıyordu.
Ne yazık ki, 600 bin kamu işçisinin sözleşme farklanna
ilişkin henüz yayımlanmamış karan üzerinde bu konuda
da gölge düşürücü, çok tehlikelı gelişmeler olduğu söy-
leniyor. Hükümetin hak edilmiş işçi alacaklannın gecik-
mesinden doğan faizi ödememek, hükümete bu suçta
ortak olan bazı sendikacıların da kendi ayıplannı örtmek,
işçilere hesap venmekten kurtulmak üzere, teke tek yar-
gıçlar üzerinde baskılann yasandığı anlatılıyor. Henüz ya-
yımlanmamış karannda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin
2'ye karşı 3 oyla, Selüloz-lş Sendikası'nın üye işçileri
adına açtığı ve iş mahkemesinin işçiler tehine verdiği ka-
ran bozduğu bildiriliyor.
Kesinleşmemiş yargı karan üzennde yorum yapmak,
yargı bağımsızlığını zedeleyeceği için suç elbet. O ne-
denle karara ilişkin bir şey söyleyemiyoruz.
Aslında ortada hukuk yorumuna elverişli olmayan çok
açık bir yasa hükmü var: İşçi ve işveren sendikalannın
taraflar adına imzaladıklan toplusözleşme metinleri işçi
için kazanılmış hak niteliğinde. Hükümetin kriz veya "pa-
ram yok" gibi gerekçelerie bu hak edilmiş alacağı öde-
memesi olanağı bulunmadığı gibi, Türk-lş'in işçinin bu
hakkından vazgeçme, hatta sözleşmeyi imzalamış sen-
dikanın da yeni bir anlaşma yapma haklan yok. Yasanın
yine çok açık hükmüne göre, işçinin hak edilmiş alacağı-
nın ödenmerrresindekı gecikme ıçin, banka faizi ile öde-
me yapılması zorunluluğu bulunuyor.
Bıldığiniz gıbı hükümet, işçinin hak edilmiş alacağını 6
ay gecikmeli taksitlerle ödemek için Türk-lş'le anlaştığını
kamuoyuna ilan etmişti. Hükümet, açılan davalardaki
savunmalarında da Türk-lş'le yaptığı anlaşma sonucu ve
parasal sıkıntı nedeni ile gecikmeli ödeme yoluna gittiği-
ni bildirmişti. Aynı şekilde gecikmeli ödemelere ilişkin
hükümet genelgesinde de, "Türk-lş'le yapılan anlaşma"
çerçevesinden söz edilıyordu.
Ancak Türk-lş Başkanı Bayram Meral adına bize
gönderilen bu konuya ilişkin birçok noter kanallı yazılı
açıklamada ise, hükümetle yazılı bir anlaşmanın söz ko-
nusu olmadığı belirtiliyordu. Sadece hükümetin hiç öde-
me yapmaması karşısında yapılan göruşmelerde, gecik-
meli ödemenin sözlü olarak sağlandığı, bununla işçinin
mahkemeye başvurarak yasal alacaklannı alması yolu-
nun kapanmadığı bildıriliyordu.
Uygulamada ise ış yerlerinde işçilere dava haklanndan
vazgeçmeleri ıçin zorla feragatnameler imzalatılmaya
çalışılıyordu. Birçok ış yerinde, Harb-lş örneğinde oldu-
ğu üzere, dava yolu ile hakkını arayan işçiye, gecikmeli
ödemeler de yapılmak istenmiyor, gecikmeden doğan
yasal faız alacağını arayan işçiler ve sendikaları cezalan-
dınlıyordu. İşçinin tartışılamaz yasal hakkını arayan sen-
dikalar ve işçileri ile işçinin hakkını gaspeden hükümet
ve suça ortak olan sendikacılar arasında kıyasıya bir güç
savaşı veriıiyor. Ancak hiç kimse işçinin yasal hak alaca-
ğını ve tartışılmazlığını ret edemiyor.
Işte böylesine tartışılamaz, üzerinde hukuk yorumu
yapılamaz açık yasa hükümleri olduğu içindir ki, işçiler
adına açılmış 45-50 kadar davada iş mahkemeleri işçiler
lehine karar vermiş bulunuyor. 45-50 yargıcın da birleşti-
ği bu açık yasa hükümleri karşısında, Yargıtay 9. Hukuk
Dairesi'nin bozma kararını ve gerekçesinin açıklanmasını
doğrusu merakla bekliyoruz.
Tabii iş burada bitmiyor. Yargıtay'a geiecek benzer bir
sürü dava daha var. Ârkasından çok büyük olasılıkla iş
mahkemeleri kararlannda direnecekler. Genel kurul, içti-
hadı birteştirme kararlan gerekebilir.
Tartışma, yürürlükte olan bir toplusözleşmenin çiğnen-
mesi gibi çok önemli bir hukuk konusu olduğu için, bu
olay uluslararası platforma taşınacak. ILO'da, uluslarara-
sı yargıda görüşülebilecek.
Hükümet işçi alacağını ödemek istemediği zamanlar-
dan başlayarak, iş bu noktalara gelmeden bu köşeden
sürekli uyarmaya çalıştık. İşçinin alacağının üzerine otu-
rulmak istenmese, zamanında ödenseydi, gecikmenin
faizi de olmayacaktı. Yargı da dahil bu kadar çok kurum
böytesine ağır yaralanmayacaktı.
HAZIR GIYIM VE KONFEKSIYON IHRACATI
AYLAR
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Hazıran
lemmuz
Agustos
tyiut
tK«n
rvasım
AraiiK
1993
536.428
26/.84U
İJIÜ.UİÎÖ
Zti/AU'Z
Ü41.44U
31İ5.Ö34
31/.415
32b.U64
^Ö4.BUÖ
1994
329.770
"242.7UT
üaif.4ib
iö4,yöa
Jüb.b/9
'•İÜZJü'd
aU4.153
299.959
3ÖÜ.343
Artış
(yüzde)
-8.1
-y.4
-14.8
-•i.ö
-4U.(3
ı».y
33.Ü
üö.U
ly.tı
-1.1
Artış
(yüzde) 1995
477.768 44.9
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
- -
Konfeksiyon ihracatı
1995'eartışlagirdi
Ekonomi Servisi- Konfeksi-
yon ihracatı Ocak ayında yüz-
de 44.9 oranında artış göster-
di. Istanbul Tekstil ve Konfek-
si\on Ihracatçı Birlikleri (İT-
KİB) Genel Sekreterliğı'nden
alınan bilgiye göre, 1994 yılı-
nın Ocak ayında 329 milyon
769.9 bin dolar olan hazır gi-
yim ve konfeksiyon ihracatı
bu yılın Ocak ayında 477 mil-
yon 767.8 bin dolara ulaştı.lT-
KİB kavıtlarına göre, Istan-
bul'dan yapılan hazır giyim ve
konfeksiyon ihracatı ilk kez
aylık bazda 400 milyon dolan
aşarak 500 milyon dolar sının-
na dayandı.
İTKİB Başkanı Okan
Oğuz, 1994 yılının ikinci ya-
nsında başlayan ihracat atağı-
nın 1995 yılında da hızlanarak
süreceğini söyledi. Türki-
ye'nin ihracat dövizine her za-
mankınden fazla ıhtiyaç duy-
duğuna işaret eden Okan
Oğuz "Birliğimiz aracılığıyla
yapılan hazır giyim ve kon-
feksiyon ihracatı, aylık ya-
rım milyar dolara ulaşmış-
tır. Sektörümüz Türkiye'yi
sırtlamıştır'* dıye konuştu.