Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 SUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Türkiye YazarlarSendikası'nın 9. Olağan GenelKurulubugün başlıyor
GAMZE VAREVf
Türkiye Yazarlar Sendikası 'nın (TYS) 9.
Olağan GenelKurulu bugün veyarın
Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek
Konferans Salonu 'nda
gerçekleştirilecek Öncekiyönetim
kurulu üyelerinin aday olmayacağı
genel kurulda, sendika organlannın
seçimlerine Ataol Behramoğlu ve
Öner Yağcı önderliğinde iki liste
katıhyor. Ataol Behramoğlu ve Öner
Yağcı ile temsil ettikleri gruplann
sendikayönetimine seçilmesi halinde
gerçekleştirmeye çalışacakları hedefler
konusunda konuştuk
Kurumlaşma ve
modernleşmeTYS'nin geçmişini ve bugününü değerlendirir
misiniz?
BEHRAMOĞLU- Yirmi bir yıllık geçmişi
olan bir yazarlar örgütü bu. Clkemizde bir sanat-
çı örgütünün bu kadar uzun süre var olabilmesi
çok önemlidir. Kuruluşundan 8O']erin ortalanna
kadar geçen süreçlerde, özellikle de AzizNesin'in
başkanlık döneminde büyük katkılarda bulun-
muştur arkadaşlanmız. Ben de 80 öncesinde ge-
nel sekreterdim. Çok zor maddi koşullarda, üste-
lik de siyasi baskılann çok ağır olduğu birdönem-
de sendikayi yönettik. Her an her binmizin öldü-
riilme tehlikesi söz konusuydu, hiçbir güvenliği-
miz yoktu. O gûnlerden bugünlere getirdik sen-
dikayı. Son dönemlerde bazı olumlu çalışmalar
yapıldı; anma, kutlama günleri gibi. Fakat siya-
sal işlevini yerine getiremedi ne yazık ki.
Sıvas trajedisi yaşandı bu sendikal dönemde.
Türkiye yazarlannın bir siyasal bağlanma ve mü-
cadele geleneği vardır. Yazarlar örgütünün bura-
da öncü olması zorunludur. Son yönetimîer bu
konuda çok başanlı olamadı. Şu anda toplumun
da üyelerimizin de sendikadan en önemli beklen-
tisi, yazarlık onuruna yaraşır bir ciddiyet. dikkat
ve uyanıklıkla siyasal olaylar karşısında tavır koy-
ması ve öncü olabilmesidir. Bunun için her şey-
den önce kurumlaşması ve modernleşmesi ge-
rek. Sendikamızın yaptınm gücüne sahip olabil-
mesi için ilişkide bulunduğu kurumlar nezdinde.
özellikle de devletle ilişkilerinde yaptınm gücü-
ne sahip olması lazım
- Kurumlaşma ve modernleşme yönünde ne gi-
bi adımlar aDlmalı sizce?
Her şeyden önce sen-
dikamızın kendine ait bir
konutu olmalıdır. Birta-
kım kurumlardan idare-
ten veya kiralayarak bir
konut edinme aşamasını
TYS'nin çoktan aşması
gerekirdi. Ben sözcüsü
olduğum grup adına bu
sözü genel kurulda vere-
ceğim. Biz seçilirsek.
sendika için en önemli
hedefimiz, sendikaya bir
konut alabiimektir. Sen-
dikanın araç gereç bakı-
mından modernleşmesı.
bilgisayara, ciddi bir kı-
taplık ve arşive sahip ol-
ması gerekiyor. Üyele-
riyle son derece sıkı, ya-
km bir ilişki içinde olma-
sf gerekryor.
- En önemli konular-
danbiritelifhaklan.
Bu konuda en az bilgi sahibi olan, bu nedenle
de en çok sömürülen kesim yazarlardır. Yazarla-
nn büyük çoğunluğu telif haklan dendiğinde hâ-
lâ yayıncılarla ilışkilerini düşünmekte. Ama bu-
gün bu sorun yazar- yayıncı ilişkisinin çok ötesi-
ne geçmiştır; medyayla ilişki konusunu, sinema.
tiyatro, televizyon. radyo bağlantılannı kapsa-
maktadır. Yazarlar örgütünün Fikirve Sanat Eser-
leri Yasası'nı çok iyi irdelemesi, bu konuda ya-
pılması gereken değişiklikleri derlemesi ve siya-
sal örgütlerle, kışilerle bağlantıya girerek gücü-
nü lcullanması gerekiyor. Yazar ve yayıncı bağla-
mında meseleye bakrığımızda bir tek tip telif hak-
lan sözleşmesinin hazırlanması ve yaşama geçı-
rilmesi gerekiyor.
- Eğitim veörgütlenmebedeflerinizden söz ede-
bilirmiyiz?
Eğitim \e örgütlenme meselesi, kültûnin de-
mokratikleştınlmesı ve ülke çapında yaygınlaş-
tınlması anlamına geliyor. Kültürel etkinlikleri-
mizi Istanbul, Ankara, Izmir merkezlerinin dışı-
na taşırabilmek lazım. Bugün TYS'nin etkinlik-
leri esas olarak Istanbul'da yoğunlaşmıştır. An-
kara ve Izmir şubelerinin çok büyük bir aktivite
kazanması gerekiyor. Onun dışında da şube açı-
labilecek yerler vardır. Mesela Antalya. Orada
kültürel bir canlılık, üye yazarlanmız, hem de
üye olabilecek yazarlanmız var. TYS'nin Adana,
Van. Tekirdağ gibi üniversite olan illerimizde,
öğrenciler ve öğretim üyeleriyle yakın ilişkiler-
de olarak etkinlikte bulunması gerekiyor. Sade-
ce yazar örgütleriyle değil, kültürle ilgili her tür-
lü kuruluşla, yerel yönetimlerin kültür birimleriy-
le, Kültür Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakalığı'nm
ilgili kuruluşlanyla da ilişkide olmak gerekiyor.
TYS'nin ders kitaplanmn denetlenebilmesi ko-
nusunda da ağırlık taşıması gerekir.
- Dış ilişkiler' konusunda neter vapılmah siz-
ce?
Dış ilişkilerson derece genişbirkonu. 701i yıl-
larda ve 80'li yıllann başlannda çeşitli ülkelerin
yazar örgütlenyle ilişkiler kuruldu. Türkiye'de
bir Balkan Yazarlar Kurultayı toplandı. Son de-
rece yakın ilişkiler vardı. Pek çok yabancı yazar
Türkiye'ye geldi, birçok yazanmız yurtdışına git-
ti o dönemde. Şu anda yaşamayan ilişkilerin tek-
raryaşama geçirilmesinin olanakian araştınlma-
lı. Çünkü oralarda da yazar örgütleri deviet örgüt-
leri olmaktan çıkıp özel örgütler haline geldi. Bir-
kaç tane örgüt var. Hangileriyle, ne koşullarda
ilişkiler kurulabileceğinin araşrınlması, bütün ül-
kelerin yazar örgütleriyle ilişki kurulması lazım.
Hedeflerimızden biri lngilizce ve Fransızca üç
aylık bir bülten çıkararak üyelerimizin çalışma-
lanndan haberler vermek. Üyelerimizle bir ilişki
ağı kurduğumuz zaman hangisınin hangi kitabı
çıkardığını, basında ne gibi yankılannın olduğu-
nu öğrenecek bir ekibimiz olacaktır. Şu anda
önerdiğimiz yönetim ku-
rulu aday listesinde 5-6
yabancı dil konuşuluyon
îngilizce, Fransızca,
Rusça, Almanca ve ls-
panyolca. Bu bültenimi-
zi çeşitli ülkelerin yazar
örgütlerine, yayınevleri-
ne göndereceğiz. Böyle
bir iletişim ağının. Türk
yazarlann yapıtlannın
yabancı dillere çevrilme-
si konusunda bir adım
olduğuna inanıyorum.
- tstifa eden üyelerini-
ziyeniden kazanmak için
neler yapacaksımz?
TYS'den çeşitli ne-
denlerle istıfa etmiş olan
üyeler var. Bu nedenler
bizce bilinmektedir. Sı-
cak. dostça ilişkilerle bu
arkadaşlaftmızı tekrar
örgüte kazanacağız. Bir
de üye olup etkin olma-
yan arkadaşlar var. Yönetim kurulunun çalışma-
sı bütün üyelerin çalıştınlmasına yönelik olmalı.
Bütün arkadaşlanmız, Dış ilişkiler, Örgütlenme,
Çevresel Değerleri Savunma, Hukuk ve însan
Haklan, Telif Haklan kurullan gibi örgütlerde
buluşturulacak. Hiç üye olmamış yazar ve çevir-
menlerin sendikaya kazandınlması da çok büyük
önem taşıyor.
- Bir de hapisteld yazarlanmız var_
Düşünce suçu kavTamı gunümüz Türkiye'si-
nin en büyük ayıbı. Bu konuda yazarlann bütün
enerjilerini seferber etmeleri, yaptınm güçlerini
kullanmalan lazım. Bu konularda uyanık olmak,
olup biteni ızlemek ve her duruma göre bir ey-
lem biçimi bulabilmek gerekiyor. Tabii ki siya-
sal göstenler, demeçler. yetkili kışilerle konuşma-
lar, toplumu uyandıracak eylem biçimleri düşün-
melc, aynca başı derde giren arkadaşlanmızla
maddi, manevi dayanışma içinde olabilmek, dü-
şünce suçu kavramının bir yüz karası olduğunu
topluma benımsetebilmek için elden gelen bütün
çabalan yapmak lazım. Sempozyumlar, açıkotu-
rumlar düzenleyerek, yayınlar, göstenler ya-
parak... Somut bir sonuç alabilmek için ciddi,
gösterişsız, sonuçlan sonradan ortaya çıkabilecek
çalışmalar yapmak lazım.
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yönetim Kurulu asil aday listesi:
Ataol Behramoğlu, Necati Güngör, Adnan Özer. Işıl Özgentürk, Hasan Öztoprak, Hüseyin
Haydar (Öztürk), Tuğrul Tanyol, Celal Üster, Metin Celal (Zeynioğlu).
Gerçek bir kitle
örgütü anlayışı'TYS'yi Canlandırma Girişimi" nasıl ortaya
çıkn?
YAGCI- 1974'de kurulan Yazarlar Sendikası,
1980'e kadar toplumsal yaşam içensinde canlı bir
oluşum olarak yazar kimliğini topluma aktarma-
da ve yazarlann onurunu savunmada önemli gö-
revleri yerine getirdi. 80'den sonra yeni dünya
düzeninin Türkiye'ye uygun gördüğü bir örgüt-
süzlük egemen olmuştu. Bu nedenle sendikamız
birkaç yıl kapalı kaldı. Açıldıktan sonra da o ör-
gütsüzlüğün üzerinde yeni bir yapılanış oluştu-
nılmaya çalışılmıştı. Yazarlar Sendikası, bu or-
tamda canlı bir örgüt haline dönüştürmüştü ken-
disini. Fakat Aziz Nesin aynldıktan sonra bir ör-
güt bilinci anlamında, toplumun her kesiminde
olduğu gibi yazarlar olayında da bir dumura uğ-
ranma yaşandı. Yönetimde yer almak istemeyen
insanlar. sendika yöneticisiz kalmasın dıye. za-
man, enerji ve emek ayıramayacaklan halde yö-
netimlere seçildiler. Biz, on ay önce 3-5 arkadaş
bir araya gelip sendikanın içinde bulunduğu du-
rumdan nasıl kurtanlabileceğini düşünüp tartış-
maya başladık. Giderek aynı konuda kaygılan
olan arkadaşlann sayısmın çok olduğunu gördük
ve bunu ciddi bir çahşmaya dönüştürerek 'TYS'>i
Canlandırma Girişimi' adlı bir girişim oluştur-
duk. Bır anket-mektupla sendikanın nasıl bir yö-
netime sahip olması gerektiği konusunda üyele-
rimizin düşüncelerini aldık. İki yüzden fazla üye-
miz, bu konuda bize yardım ve desteklerini sağ-
ladılar. Onlardan aldığımız güçle, sendika yöne-
timine, kongrenın öne alınması çağnsmda bulun-
duk.
'TYS'yi Canlandırma
Girişimi'ni oluşturmamı-
za yol açan asıl neden de
bir taraftan şeriatçı bir
akımın, bır taraftan ırkçı
ve şoven bir akımın güç-
lenmeye başladığı ülke-
mizde, aydınlığın sahip-
len ve koruyuculan ola-
rak cumhuriyet ve laiklik
temelinde bir araya gele-
rek, bu ülkenin yazarlan
olarak yaşama örgütlü
müdahaîe etmeyi Yazar-
lar Sendikası'nın zorun-
lu ve doğal bir görevı say-
mamız.
- SeciKrseniz önceiikle-
riniz ne olacak?
Şu andakj pasif, 8-10
aydır yönetim kurulunu
bile toplayamayan bir yö-
netime karşı, canlı biryö-
netimi oluşturmak birin-
ci hedefimiz olmuşken girişimimiz ciddiyet ka-
zandıktan ve yönetimi alacağımız neredeyse ke-
sinleştikten sonra yeni bir çalışma ortaya çıktı son
10-15 gün içerisinde. Bu arkadaşlann sendikayi
elit ve modernist bir anlayışla, seçkinci bir yazar-
lar örgütüne dönüştürme çabalan var. Biz, bu an-
layısa karşılık. sendikayı gerçekten bir kitle örgü-
tü konumuna getirmek için son yıllarda özellikle
yönetimin bilinçli müdahalesiyle engellenen ye-
ni üye girişlerinin önündeki tıkanıklığı aşacağız.
Pratikte ilk olarak sendikanın merkezini Tak-
sim, Beyoğlu civanna taşıyıp, yönetimin üyeler-
le canlı diyaloglar kurduğu, üyelerin birbirleriy-
le hem sendikal işlevle hem de toplumsal yaşam-
la ilgili görevlerini tartişabilecekleri, projeler üre-
tebilecekleri ve bu projeleri yaşama geçirebilecek-
leri bir mekân haline getireceğiz. Sendikaya bir
bina kazandınlması için çaba harcayacağız.
Etkinliklerimizi tstanbul'un gecekondu bölge-
leri başta olmak üzere merkezden taşraya doğru
yaygınlaştırmaya çalışacağız. Ankara, tzmir, An-
talya gibi sendika üyesi sayısının çok olduğu yer-
lerde şubeler açarak etkinlikleri Anadolu'ya da ta-
şımayı deneyeceğiz. Daha az sayıda üyemizin ol-
duğu yerlerdeki temsilcilikler aracılığıyla. yine
tstanbul'da hazırlanan etkinlikleri oralara da taşı-
yacağız.
- Dış ilişkiler, diğer ülkelerin yazar örgütleri ve
yurtdjşında yaşayan Türk yazarlarla ilişkiler ko-
nusunda neler yapmayı düşünöyorsunuz?
Yurtdışında otuzdan fazla yazar arkadaşımız
var. Bu girişimi oluştururken hepsiyle yazıştık.
Tüm güçleriyle sendikanın canlı uluslararası iliş-
kiler Jcurması konusunda bize ellerinden gelen
yardımı yapacaklannı ilettiler. Asıl olarak belir-
lediğimiz siyasal ve mesleki görevlerimizden son-
ra üçüncü olarak da uluslararası ilişkiler bağla-
mında geçmişte olduğu gibi Yazarlar Sendikası' ın
yalnızca yurtdışına konuk yazar göndermesini ge-
lenekselleştirmeye karşı, uluslararası örgütlerle,
ciddi diyaloglar kurmaya çalışarak yazarlann hak-
lan ve ülkemizdeki siyasal yaşam konusunda
uluslararası örgütlerle ortak toplantılar düzenle-
mek gibi ilişkileri yaşama geçireeeğiz. Ama ulus-
lararası ilişkilerin birinci planda olacağı gibi bir
tuzağa düşme lüksümüzün olmadığına inanıyo-
rum. Çünkü küreselleşme, globalleşme sözcükle-
rinin altında asıl olarak emperyalızmin yeni dün-
ya düzeninin yattığını ve bu düzenın de Türki-
ye'ye uygun gördüğü bir yaşama biçimıne uygun
ilişkiler önerdiğini biliyoruz.
- Telif haklan konusunda ne gibi somut adım-
lar atmayı düşünüyorsunuz?
Zaten atılmış somut bır adım var. Kültür Bakan-
lığı'nın hazırladığı Telif Haklan Yasa tasansı
Meclis'e sunulmak üzere ve ne yazık ki Yazarlar
Sendikası bu konuda duyarsız kaldıgı için bu ya-
sanın hazırlanması ve yasada değişiİüik yapılma-
sı konusunda hiçbir mü-
dahaleci tavır geliştire-
medi.
- Kurumlaşma konu-
sunda neler yapılmaü
sizce?
Bu ilişkileri ilk elden
yaşama geçirirsek.
önemli bir sorunu aşmış
olacağız. TYS dışında,
PEN Yazarlar Derneği
ve Edebiyatçılar Dereği
var. önce bu örgütlerle
birlikte dayanışmayı ya-
şama geçirerek yazarl ığı
kurum haline getirmek
için çabaya girişeceğiz.
Bunun dışında sanatın
tüm dallanndakı demok-
ratik yapılanmalarla, kit-
le ve meslek örgütleriy-
le ortaklaşa faaliyetler
•NERYAĞO içerismegirmeyiprogra-
mımızm ana hedefı ola-
rak belirledik.
- Yazarlanmızın toplumsal güvencelere kaül-
rnalan konusunda neler düşünüyorsunuz?
ICültür Bakanlığı'nın hazırladığı bir yasa çıkö.
Bu yasaya göre çeşitli güvenlik kurumlanndan
sigortalanamayan sanatçılann sigorta kapsamına
alınarak borçlanma yoluyla emekliliğı hak ediş-
leri öngörülüyor. Şimdi sendika yönetimi ve üye-
lerinin birlikte, bu yasaya yazarlann da eklenme-
si için savaş vermesi gerekiyor.
Telif Yasası'nı Yazarlar Sendikası hazırlamahy-
dı. Halbuki, çeşitli kurumlardan, çeşitli bakanlık-
lardan oluşan komisyonlar hazırladı. Aynı biçim-
de, aldığımız bir duyuma göre Almanya'da birçok
yazanmızın kitaplan kütüphanelere girmiş. O ya-
zarlara her yıl telif ödenecek. Alman kütüphane-
leri bu anlamda karşılannda bir makam bulama-
dıklan için bu telifleri ödeyemiyorlar. Biz yöne-
time geldiğimiz takdirde, bu yazarlanmızın telif-
lerini alıp dağıtacağız.
- tstifa eden üyeferiniz konusunda neler yapma-
yı düşünüyorsunuz?
Sendikanın gerçekten mesleki ve kitlesel bir
örgüt haline gelmesi için şu anda beş yüze yakın
olan üye sayısuıı kısa sürede 6-7 yüze taşımak
için çabaiayacağız. O üyelerimize de çağnmızı ya-
pıp yeniden aramıza dönmelerini ısteyeceğiz.
Yönetim Kurulu asil aday listesi:
Öner Yağcı, Sunay Akın, Zeynep Aliye, Bedrettin Aykın, Metin Cengiz, Yılmaz Elmas,
Fe>za Hepçilingirler, Ayten Mutlu, Aydın Öztürk.
Düşünce özgürlüğü ve Türkiye
CELAL VSTER
Şakacı br beyin cerrahı demiş ki: "Onca ünlü
düşünürün beynini actun, ama tek bir düşünceye
rasdayamadım.'' Gerçekten de düşünce; gözle gö-
riilmez, bu.-unla koklanmaz, elle dokunulmaz bir
yaratıktır. Ama yüzyıllar öncesinin bır düşünürü-
ne, Aristotftes'e göre düşünme, başka bir deyişle
zilıinsel etMnlikler ile dış uyaranlar arasında bağ-
lantı kurms yetisi, bu ussal süreç, insanı hayvan-
dan ayıran en belirgın özelliktir.
Aslına bakarsanız. düşünce özgürlüğünü yok et-
m«ye kalkijmak ile bir terör eylemine kalkışmak
arasında çck yakın bir bağmtı vardır. Bıreyin dü-
şünme özgirlüğünü yok etmeyeçalışmak. insanoğ-
luuıun yabanıl bır hayvandan aynldığı en belirgin
özelliği, yaaı insan ile hayvan arasındaki aynmı or-
ta<lan kaldıımaya çahşmaktan farksızdır. Insanın te-
ri>ı eylemııe kalkıştığı an ise, düşünceden en çok
u^aklaştığı düşünce ediminden en yoksun kaldıgı.
yani hayvasla arasındaki aynmı en çok kaldırdığı,
yabanıl birhayvana en çok yaklaştığı andır. Deni-
lelîilir ki, dişünceyi yok etmek terörist bir eylem-
dir. Düşünte denen bu gözle görülmez. elle tutul-
nvaz ussal aireç bazen bir romanın sözcüklerinde,
bazen bir şirin imgelerinde, kimi zaman bir bilim
kitabının smgelerinde, kimi zaman bir filmin gö-
rüntülerinffi ya da bır oyunun sahnede uçuşan söz-
le^nnde anlıtım bulur. Ozgür ve rengârenk bir ke-
lesiek gibi, nplatılan bir kitabın yapraklanndan ha-
v^lanır, yen bir kitabın satırlan arasına sığınır, ya-
satklanan br şiinn ımgeleri arasından kalkar, baş-
k^bir şiiriru>aklanna konar; ortadan kaldınlan bir
m»atematik ienkleminden uçar, bir kimya formülü-
n O şenlendnr; sansür ağına takılan bir filmin ka-
re=lerinden ıurtulur. bambaşka bir filmin görüntü-
le=nne girer
Geçen gün evden çıktun,
Taksim'e kadar yürüyeyim
dedim. Tam Akatlar'ın ora-
da. Akmerkez'in önünden
geçiyordum ki, Erdal Ata-
bek'erastladım. "Merhaba
abi" dedim. "Düşünce öz-
gürlüğü de eksik sözcükler-
le söylendiği için insanlann
yanıîmasına yol açıyor,".
"Aslında bu tanım 'doğru
düşünce özgürlüğü' olmah
ki vatandaşuı aklı kanşma-
sın. Bir de Doğru Düşünce
Talimarnamesi' yapümaiı-
dır. Bunu yapsuılar, vatan-
daşın kafasını kanşıkhktan
kurtarsınlar, herkes rahat
etsin!''
Yürüdü gitti.
Levent'e geldiğimde bır
de baktım Peride CelaL
"Günayduı Peride Hanım,
nasdsuuz?" diyecek oldum.
"Vurulmamak için ne yapmalı, biliyor musu-
nuz?" dedi. "Demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü,
uygar inançlan kültür vağmunıvla yeşertmek, or-
manın karanlığını hep beraber yırtıp yok etmek...
Bunun için de birbirimize destek olmaktan başka
çare göremiyorum."
Yürüdü gitti!..
Gayrettepe'ye doğru, karşı kaldınmda FerideÇi-
çekoğlu'nu gördüm. Hemen karşıya geçip yanına
koştum.
"Nasıbın Feride?" dedim. "Vazmasam ohnaz-
dı_." dedı. "Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki minik
Banş'ı, Yargıç Ali Hüner'in gözlüğünün üstünden
o dosuuğa benzer balaşuu-.
Yaşamasam olmazdı. lşte o
yüzden Türkiye bana çok
hazin ve çok güzel, çok ka-
raniık ve çok aydmhk gei-
meye devam ediyor."
Yürüdü gitti!..
Barbaros'tan aşağı vur-
dum. Baktun, önümde Ya-
şar Kemal yürüyor. Adım-
lanmı sıklaştınp yetiştim.
En son Onat'ı beklerken
Amerikan Bristol'de karşı-
laşmıştık. "Nere>r
e Yasar
abi?" dedim. "Beşiktaş'a,
Deviet Güvenlik Mabke-
mesi'ne. İfade vermeye."'
dedi.
Hızlı hızlı yürüdü!..
Beşiktaş'ta düze indi-
ğimde Şükran Kurdakul'la
vüz yüze geldim.
"Buaknterketdehaki-
ki akla ulaş. Bu kulağı öka
da hakiki kulak kesiL Hayır ha\ır_. Sö\le>eceğim,
çünkü henüz hamsın sen. Daha bahardasın. Tem-
muzu görmedin bile," diye mınldanıyordu.
u
Ne divorsunuz, Şükran abi?" diyecek oldum.
-Düşünme ve yaratma özgürlülderimize yasak ko-
yanlan düşündükçe aklıma bep Meviana'nın bu di-
zeleri getryor," dedi.
Geçti gitti!..
Dolmabahçe'den yukan tınnanırken, bir de bak-
tım Aziz Nesin; yamaçtaki çimlere oturmuş geleni
geçeni seyrediyor.
"Ne düşünüyorsunuz Aziz Bey?" dedim. "Ço-
ğunluğu düşünmeyen,düşünmesinide bflmeyen in-
sanlann, düşünce özgürlüğü, düşüncesini açıkla-
mak özgürlüğü gibi bir gereksinmesi de obnaz ei-
bette.w
dedi. "Olmayan şeyin nesini açıklayacak, ni-
çin böyle bir gereksinme duyacak?"
Yokuş yukan, Gümüşsuyu'na doğru yoluma de-
vam ettim!..
Yokuşu tırmandım, artık Taksim'deydim. Tam
Marmara Etap'ın önünden geçerken baktım Erdal
Öz geliyor karşıdan.
Ben tam "Kitabın kapağı tamam nu, ne zaman
basılıyor?'' diye sormaya hazırlanırken. Erdal beni
görmedi bile, ama yanımdan geçerken mınldandı-
ğı dizeler çalındı kulagıma:
"Bu güzel şarla da unutulacak/Kıyımlar acüar
kanlar icinde/Savrulurken yaşadığımız günler/Bu
soruyu mudaka soracaksın: Ne kaldı ne kaldı biz-
den geriye?"
Onat Kutlar'dı galiba!..
Beyoğlu'na daldım. Vakko'nun karşısındaki
Imam Adnan Sokağı'na saptım. Kaktüs'e girdim.
Küçük masalardan birinde Orhan Pamuk oturuyor-
du.
Tek başınaydı. Karşısına oturdum. Önünde bir
espresso, parmaklannın arasında bir sigara vardı.
*Orhan, ne haber!" dedim.
"Korkulu riiyalara uygun düşen bu sessizliğin en
dehşet verici yanı kendini olağan göstermesi" dedi.
"Daha da kötüsü, ağzımızı her açmaya kalkışunız-
da bu sessizliğibozacağumza, ona katüdığımızı fark
etmek bizi telaşlandırmıyor da. Bir korkulu rüy-a-
da olduğumuzu bilerek bir köşeye çekilmiş, rüyayi
bitirecek çığlık künden çıkacak diye bekliyoruz!"
Birden uyandım.
Rüya görüyormuşum meğer! Meğer, bütün bu ta-
nıdıklar ve ettikleri sözler, ömrü topu topu bir gün
süren bir kitabın satırlan arasmdan uçup rüyamı
doldurmuş!
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Öykü Değerleri
Kimseden ses gelmiyordiye üzülürken, geçenlerde, bir
günde iki öykü dergisi hazırlığıyla karşılaşmanın mutlulu-
ğunu yaşadım...
Önce "Cumhuriyet"ten bir telefon:
- Sizi birisi aradı, şu numarayı verdi, öykü dergisiyle ilgi-
liymiş...
Verilen numarada genç bir ses:
- Adım Nilgün, ben de yazılannızda belirttiğiniz sıkıntı-
lan yaşayan genç bir öykücüyüm. Bir reklam şirketimiz var.
Elimizdeki olanaklarla bir öykü dergisi çıkarmak istiyoruz.
Bize yardımcı olur musunuz?
İki gün sonra "Adam Sanat*ta karşılıklı konuşuyoruz. Se-
mih Gümüş de var.
Gençlere, yeni başlayanlara açık küçük birdergi özleni-
yor. Ayda bir çıkacak. Teknik işleri, basım işlerini reklam
şirketi yönlendirecek. Istenen yardım derginin içeriğiyle il-
gili.
Gençlere açık olduğuna göre bir eleştirme yönetmeli
dergiyi ya da gelen öyküleri bir elestiımen gibi değerlen-
direbilecek deneyimli bir öykücü. Önce onu bulmak ge-
rek.
Nilgün genç bir insan. Çevresinde bu özverili işi yükle-
nip taşıyacak genç bir grup oluşturulabilir mi?
Araştırmakgerek...
Kimlerte tanıştırsak Nilgün'ü?
Bir süre sonra gene bir araya gelelim...
Kafamızda genç bir öykü dergisi, düşler, umutlar...
Derken yayınevinde başka işlere dalıyoruz. Melih Cev-
det Anday'ın yeni şiir kitabı yayımlanacak, onun hazırlık-
lan var. "Rasin resimlemiş. Nasıl yaymalı resimleri şiirle-
rin arasına?
Tam bu işe dalmışken Inci Asena. iki kâğıt getirip bıra-
kıyor önüme. Az sonra bakıyorum: Aylar önce yapıp yayı-
nevine verdiğim öykü dergisi tasanlan.
Nıye getirdi acaba?
O zaman olumsuz yanıt almıştım. Geri mi veriyor?
Az sonra başka bir iş için gelince soruyorum.
- Üç tasannız var orada, diyor. Ikincisini yapamayız. Bi-
rincisi ya da üçüncüsü olabilir.
Inanılırşey değil. Unutmuştum bile ben butasarılan. Alıp
yeniden okuyorum. Evet, ikinci tasan için yeni bir düzen
gerekli, birinci ile üçüncü tasanlar yayınevinin olanakian
içinde kotarılabilir.
Aylarca yazılar yaz, yayımcıları kışkırtmaya çalış, kimse
olumlu yanıt vermesin, tam bir umutsuzluğa gömül, son-
ra bir gün içinde iki öneri birden çıksın karşına... Bu işler
böyle...
Bakalım sonu nereye varacak?
Ben öyküseverlerin kitle iletişim araçlan üzerinde yete-
rince etkili olamadıkları kanısındayım. Yayınevleriyle ilişki-
leri de çok kopuk.
Örnekse "Cumhuriyet" gazetesinin öykü yayımlamaya
başlamasından duydukları sevinci bana yansrtan pek çok
kişi oldu, ama hiçbiri bu sevincini gazeteye yansıtmak ge-
reğini duymadı sanırım.
Belli bir kültür düzeyinin üstündeki okurlar bu tür tepki
göstermeyi nerdeyse küçümsüyorlar. Bir gazeteye, birder-
giye ya da bir yayınevine övgü mektuplan yazmak basit-
lik gibi geliyor onlara.
Oysa yöneticiler çok önemsiyorlar okur mektuplannı.
Üç beş mektup geldi mi, hemen yüzleri gülüyor, "Çok
olumlu tepkiler aldık," diye konuşmaya başlıyorlar...
Belki dikkatinizi çekmiştir, magazin dergilerinde okurta-
nn en sevdiği yazan seçmek için yapılan soruşturmalarda
da kültür düzeyi yüksek yazarlar mektup gönderme alış-
kanlığı olmayan okurlannın ilgisizliği yüzünden hep arka-
larda kalıriar.
Oysa kitle iletişim araçlarını da, yayınevlerini de yönlen-
dirmek okuıiarın elinde...
Örnekse Pertev Naili Boratav'ın, Niyazi Berkes'in,
Nusret Hızır'ın kitaplanmn basımında görev aldığım için
bana güzel sözler söylemek, dostça bir yaklaşımdır yal-
nızca, ama bu sözleri o kitaplan yayımlayan yayınevine ile-
tirseniz bambaşka bir etkisi, bir yönlendiriciliği olur.
Türkiye'de okurlar da, tıpkı secmenler gibi, ne kadar
güçlü olduklannı bir türiü anlayamamışlardır.
TAKSİTL6
SATILIR
Çırağan Sarayı'nda
ilginç bir müzayede
Kültür Servisi- Burak Fila-
teli tarafindan 5 şubat pazar sa-
bahı saat 11 .OO'de ilginç bır mü-
zayede düzenlenecek. Kartpos-
tallann yanısıra belge ve kitap-
lann da satışa çıkanlacağı müza-
yede Çırağan Sarayı Yıldız Sa-
lonu'nda yapılacak.
Müzayede kataloğunda bırbi-
nnden çok değişik konularda
yüzlerce doküman yer alıyor.
1922 yılına ait bir içici fıyat lis-
tesinin ardından 'Şirketi Hayri-
ye'nin 1903- 1913arasınaaitta-
nfeleri geliyor Pera Palas ve Ta-
rabya Summer Palas otellennın
renkli reklam kartlannı 'Lorel
Hardi Istanbul'da" başhklı bır
broşür ızlıyor. Eski Lale Sine-
ması'na ait fotoğraflardan Izmır
sınemalannın el ılanlanna; Tür-
kiye'nın ilk 'Sinemacı ve Filim-
ciier Cemiyeti' tüzüğünden
'Türk Filmciliğinin Dertleri ve
Çareten" ba^lıklı rapora kadar
bir dizi belge uygun fıyatlarla
satışa sunulmuş. Dokümanlann
ardından birdizi afiş sıralanıyor.
Afışler 150.000- 1 milyon lira
arasında açılı Fryatlan taşıyor.
Bunlar arasında fhap Huhısi im-
zalı olanlar hemen dikkati çeki-
yor. Sinema, tiyatro gibi sanat-
sal konulu afişlerin yanısıra Mo-
bıl. Fordson. Nauman, Emniyet
Sandığı gibi ticari konulu afışler
de müzayedede yer alıyor.
Burak Filateli'nin pazar günfl
yapılacak müzayedesinde ağır-
lıklı kalemi her zaman olduğu
gibi kartpostallar oiuşturuyor.
Tek tek kartlann yanısıra, şehir
ya da konu bütünlüğü taşıyan
koleksıyonlar da satışa sunul-
muş.
Müzayedede ' 18 değişik Sa-
int Joseph (Kadıköy) okulu kart-
pöstallan 4 milyon liraya, 106
adet Ankara foto kartı 8 milyon
liraya açık artırmaya sunulacak.
Müzayedede kıtap ve dergiler de
yer almakta.