Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
, 4 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
: Milli Eğitim Bakanı Ayaz, kurslann zorunlu eğitim kapsamına alınmasıntn mümkiin olmadığını belirtti:
Kııran kurslan okııl sayılaıııaz
EMtVE KAPLAN
•Ayaz, Diyanet tşleri Başkanhğı'na T.C. înkılap
Tarihi ve Atatürkçülük, vatandaşlık bilgisi ve
Türkçe derslerine ağırlık vermelerini önerdiklerini
söyledi.
nnın söz konusu olmadığını söy-
ledi.
Bakan Nevzat Ayaz, Cumhu-
riyet'e yaptığı açıklamada, Dı-
yanet Işlen Başkanlığı'nın yö-
netmeliğe ilişkin görüş istemesi
üzenne, bir yıllık "Kuran'ı yft-
zûnden okuma" kurslannda,
Türkçe, T.C. tnkılap Tarihi ve
Atatürkçülük ve vatandaşlık bil-
ANKARA - Kuran kurslan
programlanna seçmelı derslenn
eklenmesi •'kurslann zorunlu
eğitimden sayıiması için ilk
adurT olarak yorumlanırken,
Milli Eğitim Bakanı Nevzat
Ayaz, kurslann ortaokul düze-
yinde eğitim kurumu sayılmala-
gisi derslenne ağırlık verilmesi
koşuluyia, seçmeli derslerde
halk eğitim merkezı kurs prog-
ramlannın uygulanabileceğini
ilettıklerinı anlattı. Ayaz, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Bu kurslarda haftada 6 saat-
Kk seçmeli ders alan öğrenciterin
seviyesinin örgün öğretime teka-
bül ettirilmesi miimkün değil.
Halkeğitim merke/lerinde zaten
vatandaşlanmız bu kurslardan
yararianryortar."
Bakan Ayaz, Kuran kursu öğ-
rencilerinin seçmeli derslerini
alabilmeleri için bakanlığa bag-
lı halk egıtım merkezlennden ya-
rarlanacaklannı kaydederek,
kurslann zorunlu eğitim kapsa-
mına alınmasının mümkün ol-
madığını belirtti.
Ayaz. kurslann denetlenme-
sinde ılgili yönetmelik uyannca
Milli Eğitım Bakanlığı'na da
yetkı verildiğını kaydederek, ge-
rekırse bu yetkınin İaıllanılacağı-
nı söyledi.
Bakanlık yetkilileri. Kuran
kurslannın zorunlu eğitim kap-
samma alınacağı biçımindeki de-
ğerlendirmelere şiddetle karşı çı-
karken, eski Milli Eğitim Baka-
nı Avni Akyol dönemınden baş-
layan yasa tasansı hazırlıklanna
dikkat çekildi.
Avni Akyol'un bakanlığı dö-
nemınde ortaya atılan "Kuran
kurslan mezunlanna fark ders-
lerini \ ermeleri halinde ortaokul
diploması verilsin" düs.üncesi.
eskı Mıllı Eğitim Bakanı Köksal
Toptan dönemınde yasa taslağı
halıne dönüştürüldü. Taslak,
Toptan'dan sonra göreve gelen
Nahit Menteşe'nın bakanlığı dö-
nemınde gen çekildi. Toptan dö-
nemınde zorunlu eğirimın 8 yıla
çıkanlmasına ilişkin hazirlanan
yasa taslağında şöyle dendı:
"Çırakhk eğitim merkezleri ve
Kuran kurslan mezunlanna fark
derslerini vermeleri halinde or-
taokul diploması verilir. Bu kurs-
lar zorunlu eğitimden sayüırT
Eğitimcıler, bu \ondekı hazır-
lıklarla ılgılı kavgılarını ıfade
ederken. "Imam-hatipliseleriilk
açıkuğı zaman hiç kiriıse ünher-
site talebinde bulunmamıştı.
Ama 20 yıl sonra çeşitli baskılar-
la üniversitenin kapısıru araladı-
lar. Kuran kurslan için de aynı
şey yapılacak" göruşünü sa\-un-
dular
Hırka-i Şeririn ziyarete açilması nedeniyk düzeıdenen törende Kurarn Kerim'den ayet-
lerokundu. (Foto'ğraf: HATtCE TUNCER)
Ramazan ayının ilk cuması
Vefa CamiVne
dört mifyarhk onanmlstanbul Haber Servisi - Müslümanlann
kutsal emanetlerinden Hazreti Muhammet'e
ait "Hırka-i ŞeriT
1
dün törenle ziyarete
açıldı. Hırka-i Şerif' ın ziyarete açılması
nedeniyle düzenlenen törende Kuran-ı
Kerim'den ayetler okundu. Hatim dualan ve
salavatlar arasında özel sandukasından
çıkanlan Hırka-i Şerif, camekân ıçerisınde
sergilenmeye başlandı. Fatih'teki Hırka-i
Şerif Camii'nde sergilenen Hırka-ı Şerif'e
yüz sürmek ve öpmek isteyen vatandaşlar
arasında kimi zaman izdiham yaşandı.
Hz. Muhammefın sırtından çıkardığı ve
Veysel Karaıü Hazretleri'ne verilmesıni
vasiyet ettığı kutsal Hırka-ı Şerif. 1611
yılında lstanbul'a getırilrruşti. Sultan
Abdulmecid tarafından yaptınlan Hırka-i
Şenf Camii'nde sergilenen Hırka-i Şerif, 300
yılı aşkın bir zamandır Müslümanlar
tarafından ziyaret ediliyor. Hırka-i Şerif,
ramazan ayı boyunca ziyaretçilere açık
kalacak. Ramazan ayının ilk cuma günü
olması nedeniyle cuma namazını Eyüp
Sultan Camii'nde kılmak isteyen vatandaşlar
avluyu tamamen doldurdu.
Erkekler cuma namazını kılarken içeri
alınmayan ve türbe zıyaretinde bulunmak
isteyen kadm ziyaretçiler, dışanda uzun süre
beklemek zorunda kaldılar. Vefa Camiı de
törenle yeniden ibadete açıldı. Törende_
konuşan Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver,
caminin Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve
Diyanet Vakfı tarafından 1992 yılında aslına
sadık kalınarak, mımar Beyhan Erçağ
tarafından yeniden yaptınldığinı söyledi. 4
mılyar lirayı aşkın harcama yapılan Vefa
Camıi, daha sonra dualar okunarak ibadete
açıldı.
Matkapın hedefi
Emeklinin
durumu
düzeltilecek
lstanbul Haber Servisi-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Nihat Matkap, 'yeni
hükümet istasyondayken', ba-
kanlığının ilk altı aylık hedef-
lerini açıkladı. Türk-tş 1. Böl-
ge Başkanlığı'nı ziyaret eden
Matkap, "Ük üç hedefuniz,
Sendikalar Kanununda degi-
şiklik. kamuçahşanlannın sen-
dikal gü\enee\e kavuşturul-
masi ve emeklilerimizin duru-
mıınu düzeltmek" dedı.
Matkap, dün Istanbul'da
Türk-tş 1. Bölge Başkanı Fa-
ruk Büyükkucak ile görüştü.
Türk-Iş'e bağlı bazı sendikala-
nn yönetıcilennın de hazır bu-
lunduğu görüşme sırasında,
Faruk Büyükkucak. konfede-
rasyonlannın iasavadeütalep-
teriıu"1
iletti. t
'Siyasi istikrar gerek'
Ülkedeki siyasi ve ekono-
mik tıkanıklığın aşılarak siya-
si istikrar sağlanmasını gerek-
tiğini belirten Büyükkucak,
demokratikleşme paketinin ise
en kısa sürede çıkartılmasını
istedi.
Bakan Matkap ise koalısyon
protokollerini,"49ve 50. hükü-
mederin koalisyon metinleri
çokgüzeP dıyerek savunurken
protokoldeki bazı hükümlerin
uygulanamamasını ve demok-
ratıkleşme paketinin Mec-
lis'ten geçinlememesinı,
"Mevcut yapı beUi. Bu yapı
Içbde en iyi şekilde mücadele
edldL Ancak parlamento bu
güzeUiklerin rümünü yaşama
geçrmeye müsait değjl" diye-
rel açıkladı. Koalısyon hükü-
metinın süresinı doldurduğu,
ye«i bir hükümetin oluşması
ihtyacı tartışılıp, *yeni hükü-
m<fjn istasyondabeklediğT dil-
leTdırilirken Matkap, ilk altı
ayık dönemdekı üç hedefini
şöle sıraladı. "Sendikalar Ka-
nuıu'ndaki değişikliklerin ya-
pıknası. Kamu çalışanlannın
seıdikal güvenceye kavuştu-
ruması ve emeklilerin duru-
mınun düzeMlmesi."
Alevler IstanbuPu yakıyor•Son dört yılda tstanbul'da
meydana gelen toplam 42 bin
275 yangmda, 610 kişi öldü,
1459 kişi ise yaralandı. Toplam
1 trilyon 273 milyar 88 miîyon
191 bin lirahk da maddi zarar
meydana geldi.
YASEMİN KOYUTÜRK
Zincirlikuyu'da geçen hafta meydana
gelen ve iki genç kızın ölümüyle sonuç-
lanan yangın, bu konudaki eksiklık, ak-
saklık, ihmal ve eğitimsizliğı bir kez da-
ha gündeme getirdi. 1990 yılından bu ya-
na sadece lstanbul 'da meydana gelen top-
lam 42 bin 275 yangında, 610 kişi öldü,
1459 kişi ise yaralandı. Bu olaylarda top-
lam 1 trilyon 273 milyar 88 milyon 191
bin lıralık da maddı zarar meydana geldı.
ttfaiye yetkilileri, pek çok kişınin ölü-
müne pek çok kişinin de evsiz kalmasına
neden olan yangınlann yûzde 50'ye ya-
kmımn sigaradan çıktığını belirtiyor. Si-
garayı, baca ve gaz parlaması ile elektrik
kontağının takip ettigini vurgulayan yet-
kililer, yangınlann yüzde 62.20'sinın gün-
düz, yüzde 37.80'inin ise gece meydana
geldiğıni ifade ediyor Sadece 1994 yı-
lında 9 bin 273 yangın çıktığına dikkat çe-
ken yetkilıler, bu yanguılarda 87 kişinin
öldüğünü ve 359 kişinin de yaralandığı-
nı söylüyor. Yetkililenn verdiği bilgiye
göre yangın sonucu oluşan maddi zarar-
lar ise milyarlarla ölçülüyor. 1990'da çı-
kan 6 bin 646 yangının maddi faturasmı
75 milyar 876 milyon 607 bin olarak açık-
layan yetkililer, bu rakamın 1991 'de 116
m'ilyar 266 milyon 293 bine, 1992 "de 202
milyar 58 milyon 850 bine, 1993'te 285
milyar 407 milyon 541 bine, 1994'te ise
Alınacak
önlemler
9 Sigaralannızı yerlere atmayın.
#Kül tablalanndaki sigaralan
söndürmeden boşaltmayın.
9Yatakta sıgara içmeyin.
•Çocuklann. kibrit ve benzeri
yanıcı maddelerle oynamasma engel
olun.
•Tüpgazlannızı ve tüpgazla çalışan
ev aletlerinizi sızıntılara karşı sık sık
kontrol edin.
9 Piknik tüplerini, geniş tabanlı
mutfak gereçlerini ısıtmak için
kuUanmayın.
#Bacasız şofben kullanmayın.
•Aynı prizden birden çok çıkış
almayın.
•Şıgortalara tel sarmayın.
•Ütü, elektrik sobası gibı araçlan
fışten çekmeyi unutmayın.
•isıtıcılannızı. perde ve koltuk gibi
nesnelerden uzak tutun.
•Bacalannızı yılda iki defa yetkili
servıslere temizletın.
•Sobalardan sıçrayabılecek
kıvılcun tehlikesıne karşı önlem
alm.
Yangında
ne yapmalı?
•Telaşlanmayın.
#110 numarah telefonu arayarak.
hemen itfaiyeye haber verin.
•Yangın yennin adresını ve
telefonunuzu doğru olarak bildinn.
•İtfaiyeye haber verdikten sonra
kendınizı riske atmadan yangını
söndürmeye çalışın.
•Yangını çevrenizdekilere duyurun.
•Yangın sahasına gırmeyin
Yangın nedenleri
•Sigara ve kibrit, yüzde 42.92
•Baca, yüzde 21.68
•Likit petrol gazı yüzde 6.38
•Kıvılcım sıçraması, yüzde 4.01
•Gaz sobası parlaması. yüzde 1.04
•Benzin parlaması. yüzde 2 43
•Elektnk kontağı. yüzde 14 05
•Çocuklann kıbritle oynaması.
yüzde 2.02 '
•Ütü ve ocak, yüzde 0 65
•lnşaat hatası, yüzde 0.02
•Kömür kızışması, yüzde 0.33
•Nedeni saptanamayan yüzde 3.86
•Diğer nedenler. yüzde 0.51
593 milyar 478 milyon 900 bin liraya
ulaştığıru vurguluyor.
Yangınlara zamanmda müdahale edile-
memesi ise can ve mal kaybını arttıncı bir
etken olarak karşımıza çıkıyor. ltfaiye
yetkililerinin en çok jakındığı konu; yo-
ğun trafik ve yollaruı kenanna park etrruş
arabalar. Bu engeller nedeniyle itfaiye
araçlannın zamanında olay yerine ulaş-
makta zorluk çektiğini vurgulayan yetki-
lıler. aynca Istanbul'dakı dar yollann da
kendilen için olumsuz bir etken olduğu-
nu belirtiyor.
Yetkililenn yakındığı bir diğer konu ise
itfaiyeye yapılan >anliş. ıhbarlar Geçen
yıl ıçınde ıtfaiyenın 2 bin 566 kere boş ye-
re aranarak meşgul edıldiğıne dikkat çe-
ken yetkililer, "Her yanlış ihbann irfarve-
ye kaybettirdiği zaman gereek bir yangı-
na ulaşılmasınıengelKyor'" dıyorlar
Öte yandan. ıtfaiyelenn eleman ve araç
sayısınm. devamlı büyüyen kentlerın hı-
zına yetışememesi de can ve mal kaybını
arttıncı etkenler arasında gösteriliyor Ge-
çen hafta ıçınde Zincirlikuyu'da meyda-
na gelen ve bin hostes iki kişinin ölümüy-
le sonuçlanan yangında, itfaiye merdi-
venlennın olay yenne ulaşamayacak ka-
dar kısa kalması ise bunun son örneğı ol-
du.
İtfaiyede 1700 kişi çalışıyor
Nüfusu her geçen yıl hızla buyüyen Is-
tanbul'dakı itfaiye hızmetleri, toplam
1700 personel ve 183 adet araçla götürül-
meye çalışılıyor. Yangınlardaki can ve
mal kaybının azaltılması için teknolojık
gelişmelenn takıp edilmesinin büyük bir
önem kazandığı günümüzde. Istanbul'da-
kı itfaiye bırimlerinde kullanılan söndür-
me araçlannın en yenisının 1988 model
olması ise oldukça endışe verici
Son olay binalardakı yangın merdıve-
nı ile ıhbar ve alarm sıstemlennın önemi-
nı de gündeme getırdı. 1992 yılında alı-
nan bir karar gereğı. yeni bınalarda yan-
gın merdıveninin zorunlu tutulduğuna
dikkat çeken yetkililer. Istanbul'dabu ka-
rara uygun bına sayısınuı çok az olduğu-
nu vurgulayarak "10 katın özerindeki bi-
nalarda vangın mcrdheninin yanı sıra
yangın ihbar ve alarm sistemi öe burala-
ra bağlı su tesisaru jeneratör, ısıdan etki-
lenmeyecek ve anında devreve girecek su
dedantörünün de bulunmasıgerekir" dı-
\orlar.
Yetkililer. olası bir yangını önlemek
ıçın vatandaşlannı^\enacarken>ada bı-
na yaparken itfaiye bünyesınde bulunan
teknik burodan rapor almalannın önemı-
ne de ışaret ediyor.
Köln Atatürkçü Düşünce Derneği Üyesi Handan Atılgan:
Sıvas kıyımı, Alman ırkçılara cesaret veriyor
YILMAZKARABACAK
"Sıvas olayten üzenne
Neo- Naziler şanu diyebt-
liyorlar:
'Bakın görüyorsunuz
işte. Sizi bızim yaktığı-
mızı söylüyorsunuz
Handan Atılgan ama kendi ülkenizde
kendi kendinızi yakıyorsunuz'. Türidye
ve dönya için utanç ta^yan Sıvıs kryamı
Attnanya'daki gerici ve rkçıiara cesaret
veriyor. Aknama'dakilerte aynı karankk
düşünceyi paylaşan şeriatçılar, Türki-
ye'deki aydınlan olduğu kadar, bizleri de
burada ateşe atryorlar."
Bu sözlenn sahibi Türklenn yoğun ola-
rak yaşadığı Köln kentinde Atatürkçü Dü-
şünce Derneği'nin kuruculan arasında
yer alan ve derneğin yönetim kurulu üye-
si olan Handan Atılgan.
Atılgan, Almanya'mn Vestfalya Eyale-
ti'nde Köln Üniversıtesi tktisat Fakülte-
si'nde önce lisans, ardından da yüksek li-
sans öğrenimı görmüş.
Atılgan anlatıyor:
"Türkiye'de olduğu gibi Almanya'da
yaşayan Türklerin çoğunluğu şeriatçı teh-
İike ile karşı karşıya. Türki\e'nin kırsal
bölgelerinden kalkıp geldikleri Alman-
ya'da ekmek parası peşine düşen yurttaş-
İanmız yetcrii egitimi alamadıklan içjn
gerici tehlikenin kucağına düşüp kola>ca
kandınlabiliyorlar. Bu daha çok birinci
kuşak Türkler için geçeıii, ikinci kuşak
gençler ise bir tarafta aileierinden aldık-
ları kültürii diğer tarafta okulda Alman
kültürünü öğrenivoıiar.
Buna rağmen anne ve babalanna oran-
la daha bilinçliler. Almanya'da artan Neo-
Nazi saldılan kendi içlerine kapanmala-
nna ve güçlü olduklannı düşündükleri ge-
rici dernek ve vakıflara iiye olmaya \önel-
tivor."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATE§
Globalleşen Diinya
Dünya hızla değişiyor. Ve bu değişime p>aralel olarak, sü-
rekli yeni kavram ve anlayışlar ortaya çıkıyor. Siyasal teori
alanında at koşturan bir usta "Siyasal düşünce toplum-
dakı değişimi ellı yıl geriden izler" demıştı. Bu görüş, bun-
dan bırkaç yüzyıl öncesine kadar bir anlam taşıyabilirdi.
Ama şimdi "değişim" öylesine hızlı ki eğer siyasal düşün-
ce elli yıl geriden gelse hiçbir kıymeti kalmayacak. Bu ne-
denle tüm kavramlar üç beş yılda bir altüst ediliyor.
"G/oba//eşme" bu kavramlardan biri. Türkçe'ye "küre-
selleşme", "bütünleşme" vb. gibi sözcüklerle çeviriyorlar.
Neanlamageldığikonusundafarklıaçıklamalaryapılmak-
la bitiikte, "iletişim ve ulaşımın çok gelıştığı dünyamızda,
artık bir bütünlüğün egemen olmasınt" betimliyor. Acaba
gerçekten böylesine bir "bütünleşme" var mı? Yoksa dün-
yanın böylesine "küçülmesi" birileri tarafından, bambaş-
ka amaçlar doğruttusunda mı kullanılıyor?
Bu sorulan sağlıklı bir biçımde yanıtlayabilmek için, ön-
celikle şunun vurgulanması gerekir ki globalleşme kavra-
mı, tek başına ve yalın bir biçimde ortaya atılan bir kav-
ram degildir. Globalleşme kavramı, ideolojilenn sona erdi-
ği iddia edilen bir dönemde, "yeni dünya düzeni"o\arak
isimlendirilen ilginç bir kavramla birlikte ortaya atılmıştır.
Ve bu kavramlann tümü, "yeni liberalizm" ya da "neo-li-
beralizm" adı verilen anlayışın üzerine kurulmuşlardır.
Demek ki globalleşme kavramını anlayabilmek için, neo-
liberalizmden yola çıkmak, yani başlangıç noktası olarak
neo-lıberalızmi almak gerekir.
Ve şu soruyu sormak gerekir: "Su liberalizmin neresiye-
nidir kiyeni liberalizm olarak isimlendiriyorsunuz? Gerçek-
ten bireyciliği sonuna kadar abartan ve devletin sosyal iş-
Ievlerini stftrtayarak, müdahale yollarını tıkamak isteyen
bir liberalizmın neresı "yenıdir"? Bu anlayış (en azından
Avrupa demokrasilerinde) çoktan terk edilmiş ve mahkûm
edilmiş olan "vahşi kapitalizm"den başka bir şey degildir.
Eşıtsızliklerin diz boyu olduğu bir toplumsal yapı içinde,
eşıtiık "varsayımından" yola çıkarak ve gene salt varsayım-
sal düzeyde var olan bir piyasa ekonorr isi içinde, nasıl öz-
gür olabilir insanlar?
İdeolojilenn öldüğünü ilen sürenler, bu savianna kanıt
olarak Sovyetler Bırliği'nin çökmesı ve Doğu Bloku'nun çö-
zülmesini gösteriyorlar. Bu ülkelerin kendilerıne "sosyalist"
sıfatını vermeleri bir yana, acaba gerçekten ne kadar sos-
yalisttiler? Ve acaba bu anlayışın egemen olduğu süre için-
de halklarının sorunlannı ne dereceye kadar çözdüler? Ve
acaba bu rejimleri tepetaklak eden insanlar, o günlen ara-
mıyoriar mı? Ya da ne kadan o günlerin özlemini duyuyor
acaba?
Kapitalizm sömürü üzerine kurulu bir sıstemdir. Ister
"yeni" olsun, ister olmasın; liberalizm de kapitalızmın fel-
sefı payandasıdır. (Elbette siyasal anlamda liberalizmin er-
demlerini söz konusu etmiyorum.)
Kapitalizm sömürü üzerine kurulu bir sistemdir, çünkü
kendini "yeniden üretebilmesi" ya da "büyüyebilmesi"
için, sürekli "kaynak" gereksinımi içindedır. Ve bu "kaynak"
biryerlerdensağlanmak, bırilennden sağlanmak zorunda-
dır ki bu "birileh" de genellikle emekçi sınıflar ve az geliş-
mış ülkelerin halklandır.
Gelişmiş ülkelerdekı emekçi sınıflann sosyalizm müca-
delesi ile az gelişmiş ülkelerdeki "badımsız/ık" mücadele-
si, aslında aynı düşmana karşı verilen mücadelelerdir ve
bu nedenle birbirini tamamlayan mücadelelerdir. Sömürü
sürdüğüne göre bu mücadeleler nasıl sona ermiş sayıla-
bilir?
"Yeni dünya düzeni" az gelişmiş ya da gelişmekte olan
ülkelere ne vaat etmektedir? Hiçbir şey. Emek yoğun alan-
larda sömürü ve açlık sınınnda bir yaşam. Beylerimiz en
ılerı teknolojileri kullanarak ve günde üç beş saat çalışa-
rak "günlerinı gün edecekler", gelişmekte olan ülkelerin
insanları da bu "yeni dünya düzeni içinde" kendilerine ve-
rilen ikinci sınıf üretimi gerçekleştirerek, bu beylerin refa-
hının bedelini ödeyecekler... Ne güzel bir dünya düzeni
bu?..
İşte "globalleşme", bu hain tuzağın "fıyakalı" adından
başka bir şey degildir. Dünya üzerinde devletler amip gi-
bi bölünerek parçlanırken ve şovenizm almış başını gider-
ken, hangi bütünleşmeden söz edilebilir, hangi küreselleş-
me gerçekleşebilir? Eski bir "oyun" yeni, bir "isim" altın-
da gündeme getirilmektedir. Kanmamak gerek...
O Bu yazı Türkiye Bahai'lerinin Uluslararası Konferansı
için hazırladığım ve gerçekleştiremediğim konuşmanın öze-
tidır.
Türk-İs arastırmasının sonucu
Çalışan çocuk
arabesk dinliyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çalışan çocuklann
büyük bölümünün arabesk mü-
zik dinlediklen, alkol ve sigara
bağımlılıklannın da "küçüm-
senmeyecek" oranda olduğu be-
lırlendı. Çalışan çocuklar ara-
sında gazete okuma oranı "sı-
fir"a yakın olarak saptandı.
Türk-lş'ın Ankara'daki küçük
ve orta ölçekli sanayi sitelenn-
de çalışan 432 çocuğu kapsa-
yan araştırması, kültürel açıdan
ilginç sonuçlar ortaya koydu.
"Çalışan ÇocuklannToplumsal
FrofUi" başlıklı araştırmada, ça-
lışan çocuklann tamamına ya-
kınının arabesk müzik dınledi-
ği belırtilerek, "Arabesk müzi-
ğjn geleneksel >e modern müzik
formlanndan biri olnıadığı dü-
şünülürsc, geleneksel dokusunu
ka> beden toplumlann çeciş aşa-
masında içine düştükleri kültü-
rel kimlik krizi. kendisini mar-
jinal davranışlarda ve külrürde
göstermektedir. Çocuklann
kimliğini bu marjinal kbltünın
inşa etmeye çalıştığı düşünüle-
bifir" dendi.
Araştırma sonucunda, çalışan
çocuklann Ferdi Tayfur, tbra-
him Tatuses, Orhan Gencebav
ve Müslüm Gürses'ı dinlemeyi
seçtikleri saptandı. Araştırma,
çalışan çocuklann en çok bisik-
lete özlem duyduklannı ortaya
çıkardı. Araştırmaya katılan ço-
cuklann yüzde 41.6'sı "An, bir
bisUdetim olsa" derken, "Ara-
bam olsa daha iyi olur" diyenle-
nn oranı yüzde 33.80 düzeyin-
dekaldı. Diğer çocuklar ise çe-
şitli oyuncaklan tercih ettikleri-
nı belirttiler. Araştırmada, çalı-
şan çocuklann küçümsenmeye-
cek oranda sigara ve alkol alış-
kanlıklan olduğu saptaıurken si-
gara ıçenlerin oranı yüzde 32
olarak belirlendi. Sürekli içki
kullanma oranı yaklaşık yüzde
7, ara sıra içenlenn oranı da yüz-
de 23 olarak belirlendi. Çocuk-
lann tamamına yakımnın gaze-
te okumadığı, okuyanlann da
spor sayfalannı tercih ettikleri
belırlenen araştırmada, çocuk-
lann tümünün televizyon sey-
rettikleri ortaya çıktı.
Düzeltme
• ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)- Gazetemızın
dünkü sayısında 'tngilizce-
Türkçe sözlükler Alevılere
hakaret dolu' başlığı>la ya-
yımlanan haberde, Ankara
Büyükşehır Belediye Başka-
nı Melıh Gökçek'in, Remzi
Yayınevf ne aıt sözlüklerden
Sosyal Hızmetler ve Çocuk
Esırgeme Kurumu Genel
Müdürlüğü dönemınde, ku-
ruma 300 adet satın aldığı
behrtılmıştı. Remzı Yayıne-
vi'nce yapılan açıklama so-
nucu Gökçek'in, kendi ge-
nelgesıne aykın olarak, kuru-
ma 'Incest' sözcüğünü doğ-
ru olarak tanımlayan Remzi
lngılızce sözlük yenne, bu
sozcügünkarşıhğına 'Aile içı
zina, Kızılbaşlık' tanımını
getiren 'Langensecheıdt's
School Dictionaray Englısh'
sözlüğünü aldığı belirlendi.
Remzi Ingilizce Sözlük'te,
'Kızılbaşlık' veya 'ensest'
ılışki konusunda yanlış bir
tanım bulunmadığı, bu söz-
lüklerden SHÇEK'ye de
alınmadığı anlaşılmıştır. Dü-
zeltir. özür dileriz.